29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 12 MART 2000 PAZAR O L A Y L A R V E O O R U Ş L E R olay.gorus@cumhuriyet.com.tr Akıl Tökezlerse... HüsnüA.GÖKSEL A kıl tökezler mi? Evet, tökezler. Peki ne olur akıJ tökezleyince? "Ta- rih süretinin itid gncü akıldır; akıl tökezlerse tarihsahnesiniortaboy imanlar doMarur" dıyorHegeL Ve akıl tökezliyor Türkiye'de. Tarih sahnesın- de rollerinm gerekurdiği kıyafetlerde, rol- lerinin gerektirdiği makyajla orta boy in- sanlar repliklennı söylemeye çalısıyor- lar, çevrelennde birçok figüranla... Yal- nız Türkiye'de mı? Nerde tökezlemiyor ki akıl? Iran'da, Rusya'da, Avusturya'da, Almanya'da, Amerika'da, Pakistan'da, Afganistan'da tökezlemedi mi? Tökez- lemiyor mu? îrlanda'da, Azerbaycan'da tökezlemiyor mu? "Akıl Çağı" ütopya- sından, "Tökezfeme Çağfna" mı geçi- yor diinya? lktidar ortağı üç partinın başkanlan, içlerinden birinın öneri, ugraş ve çaba- lan üe atama ile seçilenlere, atamayla cumhurbaşkanı seçtirmek için anayasa değişiküği yapürma asamasındalar. Bır kişı için, evet beltrli bir kişi için anaya- sa değışüdığı. Devletin ve ulusun yük- sek yararlan böyle bir zorunluluk getı- riyor beUa de. Bunu bilemeyiz. Bile- meyiz, ama bu koşullan yaratan kim acaba? Bugün Türkiye Büyûk Millet Meclısı 'nde Türkiye cumhurbaşkanı ol- ma yetenek ve niteliğinde başka biri yoksa, bu yokluk bir bunalıma gebe ise sokaktaki adam mı bunun sorumlusu? Nereye, kimlere kadar uzanır bu sorum- luluk? Atamayla seçtirenlerin, bugün- kü Türkiye Büyük Millet Meclisi mo- zaiğini oluştururken atadıklan adaylar- da aradıklan nitelikJer neydi acaba? Yoksa bu bunalımın arkasında "ben ota- mıyorsam başkaadaoJmasn" komplek- si mı yatıyor? En azından bılınçaltında ego kıpırdanışı mı var? Anayasa değişıkliği gündeme gelir- se bu arada anayasanın 86. maddesinin de değiştirilmesini öneriyor cumhur- başkanı. Haklı. Böylece Anayasa Mah- kemesi'nin sekiz kez mi, dokuz kez mı iptal ettıği bir yasayı yürürlüğe koymak tedirginliğinden kurtulmuş olacak. Bu tedirgınlığı açıkça belirtıyor kendısı de. "Benim onaytadığnîi yasa, yeni bir şey getirmiyor, ek yük getirmiyor, mevcoı dununundevammı öngörüyor" diyor. O mevcut durum ki anayasaya aykin ol- duğu için Anayasa Mahkemesı'ne baş- vurulmuş. Demırel durumdan o kadar tedirgin ki, iptal karannrn gerekçesi ya- yımlandıktan sonra belkı de kendısının Anayasa Mahkemesi'ne götüreceğuıi söylüyorbu yasayı. Yani Anayasa Mah- kemesi'nin sekiz mi dokuz mu kez ip- tal ettigi ve son kez kendisinin onayla- yıp yüriirlük kazandırdığı yasayı, ge- rekçesini inceledikten sonra, yine ken- disi Anayasa Mahkemesi'ne görürebi- lecek. Işte bu çehşküerden kurtulmak için anayasanın 86. maddesinin değiştiril- mesini öneriyor. Böylece anayasanın cumhurbaşkanını seçün ve süresini dü- zenleyen 101. maddesi değiştirüirken Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelen- nin ödenek ve yolluklan üe ilgili 86. maddesi de değıştiriliverir. Böylece ya- sama ve yürütme dengelenmiş olur. Demirel, tüm tartışmalann 86. mad- deden kaynaklandığını, bu maddenin kaldınJarak *Türkrv?Büyük Millet Mec- üsâflyelerininözlük haklan kannn|)i dû- zenlenir" anlamında bir hüküm getiril- mesinin sorunuçözeceğini ileri sürmüş. Nedir anayasanın 86. maddesi? "Madde 86: Türkiye Büyük Millet Meclisi üyekrinin ödenek ve yolluklan kangnl» düzenlenir. Ödeneğm aytak ru- tan en yüksek devlet memurunun al- makta oMuğn miktan,yolluk daödenek miktannın yansını aşamaz." GörüJdügü gibı Demirel'in önerdiği "Türkive Büyük MiDet Meclisi üyeferi- nin öziük haklannm kanunla düzenlen- mesi* hükmü zaten bu madde ıçinde var. Anlaşılan, onun ısteğı "Ödeneğin ayhk futan en yüksek devlet memunı- nun_." diye başlayan ikinci tümcenin anayasadan çıkanlması. Tavanın kaldı- nlrnası yani. Böylece bazı yüksek yar- gı organı üyelerine de 414 miryon lira temsıl ödeneği verilmesi ya da emsal ola- rak seçilen başbakanlıİc müsteşannm "maash" değıl, "anlaşmalıdevlet memu- 1-0" yapılması zorunluluklan da kaldı- nlrruş olur, Anayasa Mahkemesi'ne gıt- *,-> me yolu kapanır, cumhurbaşkanı da se- kiz dokuz kezAnayasa Mahkemesi'nden dönen bir yasayı onaylamak tedirgınlı- ğinden kurtulur. Anayasanın ıktidar ortağı partılenn lı- derlerince önerilen cumhurbaşkanJığı seçün ve süresı ile ilgili 101. maddesi değışıkJığı üe Demirel tarafından "öde- nek ve yolluklaria" ilgili 86. maddesi- nin değışünlmesi önensınin aynı zama- na rastlamalan çeşitli yorumlara açık bir talihsizlik oldu. Başka bir zamanla- ma talihsızliği de bir Türki cumhurbaş- kanmdan geldi. Türkıye'de "beş arü beş" çakışmala- nnın ayyuka çıktığı bir dönemde, bir üniversitenin açüış töreninde mi ne, De- mirel'in büyük bir devlet adamı oldu- gunu, Avrasya'nın, Baikanlar'm, Orta- doğu'nun "istikran, refahı, banşı ve mutluluğu için'' gereklıliğıni söylemış. Iki üç ay bekleyip de görevden aynldı- ğı ya da yemden seçüdiği zaman açık- lasaydı bu ıçtenlıkli övgülerini ne kadar iyi olurdu. Bir ülkenın devlet başkanı- nın başka bir ülkenın devlet başkanı se- çimini etkiler davranışı, o ülkenin iç iş- lerine kanşmak gibi de yorumlanamaz mı? tç ışlerine kanşmak deyınce ınsanın usuna neler gehnıyor! Lozan, 17 Ocak 1923 Çarşamba. tsmet Paşa, Amiral Bristol'ün önerilerine şu kesin yanıtı verir: "Türkrye'nin iç işlerine yabana- lar tarafindan hiçbir şekflde müdahaJe- yeolanakvermeyen mutlak bağunsojık sorununun şimdi ve ebediyen çözühne- si, Türk halkuun kesin isteğkfir." Konu, yabancı sermayeyı ürkütmemek için an- laşmazlıklarda Türk adliyesini saf dışı bırakmakmış. Bugünlerde "Tankiın'' deniyor onun adına galiba. Türkveln- gılız delegasyonlan 4 Şubat Pazar gü- nü Lord Curzon'un otelınde özel bir toplanü yaparlar. Herkes, anlaşmaya va- nkhğı kamsında otel lobısinde beklemek- tedir. İsmet Paşa arkasında delege arka- daşlan ile merdıvenlerden iner, neşeli ve rahattır. Bekleyenleri selamlayarak otel- den ayrüır. Bekleyenler yukanya koşu- şurlar. Curzon, kızgın bir boğa gjbi, par- mağını havada dalgalandırarak odanın içinde aşağı yukan yürümekte, durma- dan terini silmektedir Birden bağınr: "Dört korkunç saatten beri burada otur- duk ve tsmet her sözümüze şu bayat ve MH ketimekrle cevap verdi: Tam bağun- sızlık ve ulusal egemeolik." Sorulan bir soru üzerine İsmet Pa- şa'nın adlı ve ekonomik baskılara kar- şı geldiği öğrenilır. Ve Curzon bavulu- nu toplayıp ülkesine döner. 77 yıl önce- ki "TaoJdm" ve "IMF'dır bunlar. Gelinbiz bu yazıyı Demirel'in kendi sözleri ile bıtirelim: "Türkiye Büynk Millet Meclisi, Türkiye'nin Türk de- mokrasismin en önemKkunımudur. Bn kurumtı mümkûn olduğu kadar (!) iö- barh tutmak varken, mümkûn olduğu kadar (!) itibarsız hale getirmek yanhş- tır" llgiülere duyurulur. 10 Mart 1999'dan bu yana bir yıl geçti. Salâh Birsel'siz birede- btyat dünyası olurmuş meğeri Ama benim için tatsız bir dünya... Yal- mzlığımı daha çok duyduğum, es- ki o güzel günlerimizi öztemle anım- sadığım.. Anımsadıkça hem se- vinçli, hemdezehraası bir tat duy- duğum... Yıl 1943'tü. "Servetifünun-Uyanış" dergisinde ilk kez karşılaşmamız... Fetsefe öğrencisi genç bir şair. Saç- lan dökülmeye başlamış, biraz da tom- bulca.. o yirmi dört, ben yirmi yaşın- dayız. Fahir Onger, Behçet Necati- gil, Naim Tirali ben ve Salâh. Genç kuşak şairleri, öykücüleri. Içkili yerter, kahveler, sinemalar, evler. Orhon An- bımu, Faal Hösnü, Sabahattin Kud- ret, Necati Cumalı, Nahrt Ulvi, Ta- hir Alangu, Özdemir Asaf, Kenan Harun daha kimler... Işte, o kırklı yıl- lar Istanbul'un edebiyatçılan, daha doğrusu benim çevremin insanlan... bk günden belliydi. Birsel'in sanat- çtrbüşünürnitenği, kendine özgü şa- irlİgt, kişiliği... Duygusallıktan kaçmak, ueuzolmaktan, beylikten, alışılmışlık- tan, okurun gözünü sulandırrnaktan... Şnr, sanat daha çok akıl işidir. Befld duy- gu ile aklın ustaca bir dengesi, kura- rak... "Şiirin llkeleri" edebiyatımızda sa- ntnm ilk derli toplu bir 'poetika "dır. Ya- EVET/HAYIR OKTAY AKBAL Bipselsiz Geçen Bir Yıl... ni şiir üzerine düşünceter, ilketer, yön- temler, arayişlar... Şiirin ne olduğunu aramanın, sormanın yanlışlığı, daha doğru olan şiirin, belki ne olmadığını düşünmek... BirseJ, 'Şiirmeseiamay- danoz değildir' diyordu 0 ilkelerde?.. Her şairin kendi ilkeleri vardır, ama bir de sanatın değişmez, sağlam ilkeleri var. Birsel'in kitabı şiir yolunda çaba harcamak isteyenler için bir çeşit kı- lavuzdu.. bilmem, kaç şair bundan yarariandı? "Doğrusu ya, her ozan kendi şiiri üzerinde ya da genel şiir üzerinde dü- şünür. Düşünmeyenler, başkalannın dümen suyundan gidenler ve daha ilk solukta yanştan aynlanlardır." Elli beş yıl süren bir dostlukta en çok ne konuşulur? Kimse indhmaz~~' belki, ama en çok şiirdir, edebiyattır! Politika, gündelik sorunlar daha son- radır... Birsel, yaşam boyu çalışt, hep çalıştı yaşamını kazanmak için; bak- kallık, krtapçılık, bankacılık, kütüpha- necilik, iş müfettişliği... Amaşiirdi baş konumuz, sorunumuz.. edebiyattı, öy- küydü, romandı... Anlaşsak da, anlaşamasak da, bütün dünya- mız buydu, belki tek dünyamız!.. Biryıldır yalnızlığımı daha çok duyuyorum. Gerçi o kırklı, ellili, attmışlı yıllardaki gibi değildik. Arada bir karşılaşıyorduk son yıl- larda! Bostancı'daki kahveler- de. Belli günlen vardı. O yörede yaşayan şajrier, yazarlar toplanırlardı Birsel'in çevresinde... Çaylar kahve- ler içilir, şiirier okunur, sanat tartışma- lan yapriırdı. Hep gidemezdim, ama bi- lirdim bir perşembe günü gitsem, onu bulacağım, gençlik günlerimizdeki ha- vasında, içtenliğinde... "Sanat modadır" diye yazmıştı. Doğru çıktı dedtğı bir bakıma' Gelip ge- çici bir şeydir moda... Bugün şu ya- zardır gündemde otan, derken bir baş- kası!.. Ama hangi sanat moda olmaz? Klasik olan, kalıcı değeri olan... Salâh bu sozüyle gündelik gelip geçecek ünlüteri belirtiyordu hafifçe takılarak... Yığınla kitap; şiirier, anılar, tarihlet Usta işi denemeîer, kendine özgü şi- triet.. Hem bir estetikçi, bif felsefe' adamı, amâbunlan düzyazjsıyla, şi- iriyie bütünleştiren kişi... O evi anım- sadım birden, hani "Köşede ufarak- tan I Bir tüfek atımı duran duraktan I Kapı pencere elekten I Döşemeler zemberekten" olan evi... Binbir anı arasından sıynlan yasantılan... Görkemli Bir Gösteri: Ferhad ile Şirin Prof. Dr. COŞKUN ÖZDEMÎR Bugün pazar . .. , s Bugün beni ilk defa Ferhad ile Şirin baJesinegötûrdnler Ve ben ömrümde ilk defa Yurdumda balenin bu kadar güzel Balerin ve baietlerin bu kadar muh- teşem olduğuna saşarak KımılHanmaHan rfııntnm SonrasaygıaeAKMkûtogunaotur- dmn Dayadun sırtnnı yeni bir umuda Bu anda ne ülke sorunlan ne Demi- rel neEcevit NeFethullahvedağgflbikaygüannı Müzik bak ve ben» bantiyanm. Nâzan'tn Bugün Pazar başlıldı şi- Irhıden keyifle uyarladun. Nâzım'ın -~="hoşgörüsüne stgmarak...... _ Evet,'eger içinız fena halde stküı- yorsa yurdumuzda olup bitenlerden ve onlara gücünüzün yetmediğinden şikâyetçi iseniz AKM'de sergilenen bu görkemli baleyı mutlaka gıdip gö- rünüz. Yurdumuzda çevremizı saran ve yoğunlugu gıderek artan kırin, pasın dışına çıküğınızı, ruhunuzun temiz- lendiğini, üçlü paket baskısından kur- tulduğunuzu duyumsayacaksınız ve 0 sahnedeki kızlı erkeklı gençlerimizin sergilediğı o olağanüstü gösteriyı göğ- sünüz kabararak izleyeceksmız. Dünyadakı en ünlü balelerie rahat- ça boy ölçüşebilecek bir Türk balesi- ne sahıp olmanm sevincini yaşayacak ve bunu yaratan ve yaşatanlan, ona destek verenleri büyük bir sevgı ve saygı ile anacaksımz. Elbet çağdaş bir Türkiye yaratmak için halkına ben- zersiz bir önderlık yapan büyük dev- nmcıye en içten bır selam gönderme- yi unutmayacaksuıız. Aynca, "Buba- leyi herkesin görmesini isterim. Pa- riste, Yeni Deflıi'de, Londra'da, Kahi- re'de, Vlyana'da, New York'ta oynan- sm isterim. Ama en büyük isteğim bu baleningünün birindebenim sevgü Is- tanbuhunda sahnelennıesidir'' dıyen Nâzun Hikmet ın, bu buyük Türk şa- ınnın arzusunun yaklaşık 40 yıl son- ra gerçekleşurilmiş olmasından mut- luluk duyacaksmız. PENCERE Yuzşuzler (Hkesfnde, Yüz Üpetimi... Eski zamanlarda insan daha çok maske kullanır- mış; yaşam maskeliymiş... Sihirbaz maskeleri.. Tiyatro maskeleri.. Savaş maskeleri.. Balo maskeleri.. Yüzünü saklamak için maske takan tnsanm rutı- sal durumu da değişmez mi?.. Peçe de bir maske!.. Kadını bir ömür boyu maskenin ardında yaşatan yasak kimi yerde sürüyor. • Tıp dünyasında hekimler mucizeier yaraOyoriar. Yeni bir yüz mü gerek?.. Bir ameliyat yeter. Kaç dakika sürer?.. Ya da kaç saat?.. Sargıtaria örtülmüş surat birkaç hafta sonra açjf- dığında kişinin yeni yüzü görülecektir. Yeni bir yüz eski suratın üstüne geçirHmiş maske- den başka nedir ki?.. Yeni yüz, kımlik betgesine ya- pıştınlmış yeni fotoğraftır. İnsanın ruhunda arbk ye- ni suratma koşut bırdönüşüm başlar, kişı aynaya bak- tıkça tedirgınleşir; yeni yüzüne uyumlu bir ruha sa- hip olmaya çalışar. Kim bilir, belki de kişi istediği yüze sahip olmak özgüriüğüne 21 'inci yüzyılda kavuşacaktir. • Yüz ile kjmlik arastndaki bağrntı, en sıradan Hoff- vut filmlerinde yıllardan beri çarpıcı bir kural OKJŞ- turdu. Rlmierde iyi adam, sanşın ve güzel.. Kötü adam esmer ve çirkin.. Izleyici, kuşaktan kuşağa bu ilkeye şartlanıp ırk- çılığa dönük aynmı doğal gormeye alışmıştır; ama insan dogup büyüdükten sonra yüzünü seçmek ola- nağına kavuşursa ne olacak?.. Dünya bir "maskeli balo"ya mı donecek?.. Ancak "maske" konusunda daha bugönden dev- tetieri ilgilendiren sorunlar yaşanıyor. Bizde devlet -belki de meşhur derin devlet- "itirafçı°\ara yüzteri- ni değiştirmek olanağını sağlamıyor mu?.. ^ ^ Neden?.. " ' • Çünkü terör örgütü "öten" itirafçryı öteki dunya- ya gönderebilir; itirafç) bu korkuyla gerçeği söyte- mekten çekinebiHr... rtirafçının kimlik bekjesine -devtet eliyle- yeni bir fotoğraf yapıştırmaya ne dersiniz?.. Yeni bir vesikatık.. Yeni bir hayat. • Son dönemdeAnkara'da inanılmaz işterdonüyor; tanıdığım ntce eski poütikacmın ruhunu şeytana na- sıl sattığını şaşkınlıkla izliyorum.. Bir adam çıkıyor tetevizyona. > s j*- : * Konuşuyor.. Aaaa!.. Bu politikaa kırk yıldan beri tanıdiğımız bildigimiz o eski insan mı?.. Eski yüzü, bu poliftkacının yeni ru- huna uymuyor, fikirierine ters düşüyor. Yüz surat, Hacı MjjBt olmuş.. u sfn-iiı>^ "Dünya değişti, beri de değiştim" dtyerek dönek- leşip yüzsüzleşen poHlkacılara yeni suratlar gerek- li!.. Devietimiz itirafçılar gibi bunlara da yeni suratlar yaptırmalı... Onlardarahatetmeli.. • • -«'< • ;•• Bizde. - . • j<-rf *AL Bankacılık işlemlerini tuşa getirdik w w w . v a k i f b a n k . c o m Bankacılık îşlemlerinizi evinizden, işyerinizden, İnternet'e erişebildiğiniz her yerden; haftada 7 gün, 24 saat yorulmadan, sıra boklemeden, masraf ödemeden, park sorunu yaşamadan güvenli bir şekilde sadece bir kaç tuşa dokunarak yapın, zamanınızı kendinize ayırın! iştari mmarama aiarak, yı İkıiz IşlMHton EFT İşlemleri ve Para Traruferleri Yatınm Fonu Hazine Bonostı Alım Saöm Işlemleri \ ^ _ 7 24 1 Hisse Senedi - Altın Abm Satun tşlemleri Repo İşlemlerl Motorlu Araçlar Tasıt Vergisi Trafik Cezalan Hesap Açma Hesap Bilgllcri Görtintüleme Fatura Ödemeieri Kredi Kartı ve lnrcımeT şuıett Bankoraat 724 Işlemleri Gfinlük Finans BiIgUeri Btreystl Kredi Taksit Hesabı ve Faiz Oranlan Vergl Kiralik Kartı İşletnleri Kayıp - Çahntı İjlemleri Sifre Değişikliği ve Oiğerleri VbkıfBonk KÜÇÜKÇEKMECE 2.ASIİYE HUKUK MAHKEMESt'NDEN Esas No: 1999/757 Davacı: Sinan Çoban Vekiü: Av. Atilla Ma- den Davalı: Züleyha Ço- ban Pınarbaşı köyû Me- cıtözü//Çorum Dava: Bosanma Davalının yukandaki adresine çıkarülan da- vetiye bila teblig iade edilmiş, emniyetçe ya- pılan tahkikat neticesi sarih adresı tespit edile- mediğinden dava dilek- çesınis ilanen tebhğıne karar veritaüş olup, du- ruşması 29.3.2000 günü saat 10.00'a bırakılmıs- ar. Mezkur gün ve saat- te duruşmaya gelmeniz, gelmediginiz veya ken- dinizi bir vekılle temsil ettırmeniz hususu dava dilekçesinın tebliğı yeri- ne kaim olmak üzere ilan olunur. 03.03.2000 Basın: 11920 KÜÇÜKÇEKMECE 2.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN EsasNo: 1998/1346 Davacı: Sibel Acerol Davalı: flkay Balta Dava: Babalık davası Davalının yukandaki adresine çıkarülan dave- tiye bila tebliğ iade edil- miş, emniyetçe yapılan tahkikat neticesi sarih adresı tespit edilemedi- ğinden dava dilekçesi- nin ilanen tebliğine ka- rar verilmiş olup, duruş- ması 09.05.2000 günü saat 09.00'a bındamııs- trr. Mezkur gün ve saat- te duruşmaya gelmeniz, gelmediginiz veya ken- dınizı bir vekille temsil ettirmeniz hususu dava dilekçesinin tebliğı yeri- ne kaim olmak üzere ilan olunur. 06.03.2000 Basın: 11959
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear