29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 11 MART 2000 CUMARTESİ HABERLER DÜNYADA BUGÜIV ALİ StRMEN Bu Nasıl Töre? - •• Üç gün önce Dünya Kadınlar Günü'nü idrak et- tik. Kutladık demiyorum, idrak ettik, hem de en yaygın anlamıyla değil, daha az kulianılan anla- mıyla idrak ettik. Sözcüğün ilk ve geniş şekilde kullanımı anlamak her yönüyle kavramak demek oluyor. Daha az kulianılan ve eskide kalan şek- liyte ise, bir şeye ulaşmak anlamını taşıyor. Biz üç gün önce, bir kadınlar gününe daha u- laştık, hepsi bu. Kutlamamız, ya da yaygın deyişiyle idrak etme- miz olanaksızdı. Çünkü hâlâ nüfusun yansının dörtte üçü okuma yazma bilmiyordu. Gerçi kadın hakları açısından, kimi düzenle- melerde, birçok çağdaş ülkeye ön almış durum- dayız. Ve de sanılanın aksine, kadınlanmız, bu haklar karşısında edilgen değiller. Yalnızca Tür- krye'deki avukatlann yüzde 28'inin kadın olma- a, kadınlanmızın elde ettikleri özgürlük alanlan- nı boş bırakmayıp büyük çabayla doldurduklan- nı gösteriyor. Ama Türkiye garip bir ülke. Bir değil, iki değil, birkaç Türkiye yan yana, iç içe, kucak kucağa ya- şıyor ve bu Türkiye'lerden birinde, kadınlar, er- kekler yanında eşit yerlerini alır, her alanda be- cerilerini ortaya sereVlerken, öbüründe hâlâ töre cinayetlerine kurban gidiyorlar. Bir kez daha öyle oldu. Töre cinayetlerimizin yaygın görüldüğü yöre Şanlıurfa'da, 22 yaşında- kj Hanım Kırkır "erkeklerie görûştüğü" gerek- çesiyle, kardeşi Müslüm Kırkır tarafından tek kurşunla öldürüldü. ••• ' ' ' , Olayın aynntılanna girdiğimiz zaman, öbür tö- re cinayetlerinin aksine, burada aile meclisi ka- ran olmadığı, hatta Müslüm'ün de bu cinayeti bir öfke anında işlediği anlaşılıyor. Şimdi acaba bu duruma bakarak "Oh neyse aile karan ve taammüt yok" diyerek sevinecek miyiz? , Ybksa 21. yüzyıla girerken, hâlâ ülkemizde tö- *re gereği adam öldürüldüğü için üzülmemiz ve -oturup düşünmemiz mi gerek? Kaldı ki töre cinayetlerinde her zaman kışkırt- ma var. Bu konuyu inceleyen çeşitli yaprtlarda, çeşitli olaylann somutunda aslında, cinayeti iş- leyenin de birmahkûm olduğunu görüyoruz. Hat- ta zaman zaman ölüm karannı veren aile mecli- . sinin de ne kadaryoğun baskılar altında kaldığı- na tanık oluyoruz. 1993 yılının ağustos ayında, Fransa'nın Alsa- ce bölgesinin Colmar kentinde öldürülen Nazmi- ye llıkpınar olayı ile ilgili olarak, TV5 kanalında yayımlanan birbelgeseli izliyordum. Hanım'ın Ur- fa'da öldürüldüğü gündü. Fransa'da görev yapan Türk kökenli bir sos- yolog, aileler üzerinde nasıl bir baskı uygulandı- gını dile getiriyor ve oradaki Türk kolonisi içinde bazı kişilerin okullan adeta teftiş ederek, ailelere kızları ile ilgili raporlar verdiklerini, onlan uyardık- lannı anlatıyordu. Bu uyarıların dışına çıkmak, kapalı yaşayan o toplumlarda mümkün değildi. ••• Türkiye'de de durum değişik değil, Urfa'ya dünyanın en büyük barajlanndan birini ve hayat demek olan suyu götüren Cumhuriyet, nasıl olu- yor da töre cinayetlerini engelleyecek uygarlık düzeyini götüremiyor? Sorunun yanrtı Cumhuriyet'in ilk yıllanndaki, temeli tevhid-i tedrisata dayanan, eğitim sefer- berliğinin zamanla tavsaması, daha sonra da ye- rini dinsel tabanlı eğitime bırakmasında yatıyor. Fatura da düzenin kurbanı maktul ve yine ay- nı şekilde düzenin kurbanı katile çıkıyor. Oysa töre cinayetinin failleri, siyasal erki elle- rinde tutanlar, tarikat aracılığıyla siyaset yapan- lardır. Ve onlar bizleri AB'ye gireceğimizi söyieyerek kandırmaktadırlar. Hepimiz bilmeliyiz ki böylesi- ne yaygın töre cinayeti işlendikçe, hiçbir çağdaş kuruluşta yer alamaz ülkemiz. Böyte töre mi kaldı çağdaş dünyada? Ahmet Kaya'ya bir hapis, bir tutuklama Istanbul Ha- ber Servisi - Sa- natçı Ahmet Ka- ya'ya, 1993 yı- lında Berlin'de Abdullah Öca- lanposteriönün- de verdiği konser sırasında yaptığı konuşma nede- niyle 3 yıl 9 ay ağır hapis cezası verildi. Başka bir davada ise Istanbul DGM, PKK'nın Frankfurt'ta ger- çekleştirdiği bir konsere katılması nedeniyle Kaya hakkında gıyabi tutuklama karan verdi. Kaya'nın eşı Gâtten Kaya, Ahmet Ka- ya'nın bu şartlar altında dönmesınin olanaksız ol- duğunu söyledi. Fstanbul 6 No'lu DGM'deki karar dunışma- sına hakkında toplam 13.5 yıla kadar hapis cezası is- " temiyle yargılanan Ahmet Kaya gelmedi. ' Duruşmada, Kaya'nın ' avukatlanndan Osman Er- gin müvekkiünin 1993'te Berhn'de verdiği konserin ' basın tarafindan çarpıtıldı- ğnıı belirtti. Ergin aynca Magazin Gazetecileri Der- neği'nin (MGD) odül ge- cesinde konuşan Kaya'nın bazı kişiler tarafından sal- dınya uğradığını söyledi. Kısa bir aradan sonra karan açıklayan mahkeme ' heyeti, Kaya'nın 10 Şubat 1999 günü Maslak Prin- cess Otel'de MGD'nin Mahkemeye eşi GültenKavakaaHı. ödül törenindeki konuşmasında, "Halkı diL din. ırk aynmı göze- terek km ve düş- manlığa açıkça tahrik etmek" suçunun unsur- lannnı oluşma- dığını belirtri. Ahmet Ka- ya 'nın, bu suça ilişkin beraatı kararlaştınlırken Ber- lin'deki konser sırasındaki konuşmasuıdan dolayı ise "Yasadışı terör örgütüne yanbm veyatakhk etmek" suçunun sabit görüldüğü- nü bildirdi. Buna göre Ka- ya, TCY'nin 169. ve 3713 sayüı TMY'nin 5. maddesi uyannca önce 4.5 yıl ağır hapis cezasına çarptmldı; duruşmalarda- ki iyi hah göz önûne alınan Ahmet Kaya'nın bu ceza- sı 6'da 1 oranında indirile- rek 3 yıl 9 ay olarak karar- laştınldı. Istanbul 3 No'lu DGM'deki duruşmada ise 10 Eylül 1999'da Frank- furt'ta PKK'nin düzenle- diği konsere katılan Ah- met Kaya hakkında, ifade vermeye gelmemesi nede- niyle gıyabi tutuklama ka- ran çıkanldı. Duruşma, ileri bir tarihe ertelendi. Kaya'nın avukatı Os- man Ergin ise müvekkili- nin Türkiye'ye dönmesi durumunda can güvenliği- nin olmadığını söyledi. Atatürkçü Düşünce Derneği, Tümgeneral Silahçıoğlu'nu hedef gösteren Akit gazetesini kınadı 'Bıınlar irticaıun kara sesi' CEMtLCİĞERİM Silahçıoğlu'na destek. SAMSUN -19 Mayıs kutlama etkinliklerini organize etmek için valiliğin düzenledığı toplantıda "hoşgörü" sözcüğünü kullanan Canik Belediye Başkanı Ahmet Cemal Can'ı uyardığı için Akit gazetesinin "Işte Çağdaş Yobadar" başhğı ile hedef gösterdiğı Garnizon Komutanı Tümgeneral Doğu Silahçıoğlu'na Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) destek çıktı. ADD Samsun Şubesi Başkanı Aybars Turan. " l lusunıuzun birlik ve bütünlüğünü bozmaya, kaos ve bunahm yaratmaya kimsenin hakkı yoktur. Türkiye Cumhuri>eti hukuk devletidir. Bu tür çirkin ve haksız saldınlara meydan venneyecektir" dedı. 19 Mayıs kutlama etkinliklerini programlamak için oluşturulan komitede de yer alan Turan, Türkiye Cumhuriyeti'nin Atatürk Cumhuriyeti; bir cemaatler zümresi, bir ümmet toplumu değil, çağdaş, laik, özgür bireylerden oluşan, bir ulus devleti olduğunu belirtri. Turan, "Yüce Atatürk yapöğı devrimleıie ulus toplumunu yarafmışür. Ulus devietinde, cemaaderin yeri yoktur. Hele cemaatfer arasında saglan^fak konsensüsün, Atatürkçü düşüncede hiçbir yeri olmadığı gibi, irticaıun kara sesi olmaktan da öte bir anlamı yoktur" dedi. Turan açıklamasım şöyle sürdürdü: "Her türlü yazısıyia, her türiü haberiyle, yayın hayaüna başladığı günden bu yana, gerici yüzünü pervasızca sergilemekten; vatanınuzı kurtaran; laik, demokratik, cnmhuriyetimizi kuran; yaptığı devrimlerle Türk insanının çağdaş, uygar, insanhk ailesi içinde saygın bir yer almasını sağlayan yüce Atatürk'e, Atatürk cumhuriyetine, cumhuriyetimizin bütün değerterine, aydınhk insanlanmıza saldırmaktan, iflira atmaktan; Sayın Ahmet Taner Kışlah'yı hedef gösterip öiümüne neden olmaktan çekinmeyen Akit. şimdi de birinci sayfada. manşetten şanh ordumuza, şanh ordumuzun sayın generalini hedef göstererek, 'Işte çağdaş yobazlar' diye hakaret etmekten çeküuneınişierdir." Ulkenin birlik ve bütünlüğünü bozmaya, kaos ve bunalmı yaratmaya kimsenin hakkı olmadığını belırten Turan, bu tür çirkin saldınlara meydan vermeyeceklerini vurguladı. Tarihi kaleye Fransız bayrağı çekildi, daha sonra halkı kışkırtan bildiriler dağıtıldı K.Maraş'ta şeriatçı provokasyon SERMETÇUHADAR KAHRAMANMARAŞ-Kah- ramanmaraş'ın düşman işgalin- den kurtuluşunun sembolü olan tarihi' Kahramanmaraş Kale- si'ndeki Türk bayrağı indinlerek yerine Fransız bayrağı çekildi. Kentteki bazı işyerlerine de,''Ka- leye Fransız bayrağı asüdu daha ne bekMyorsunuz" yazıb bildiriler dağıtldı. Tepkiye yol açan olaym birprovokasyon olduğu bildirildi. Dün sabah, bir yurttaşın duru- mu fark ederek, polise büdirme- Operasyon Isa' kod adh Orhan İlbay öldürüldü • Öcalan'ın silahlı mücadeleye son verme ve sınır dışına çekilme karanna karşı çıkan aynlıkçı grup BingöTde kıstınldı. 2 görevli şehit Oldu, 9 terörist öldürüldü:- FERİTDEMİR TUNCEU / BİNGÖL - PKK lideri Abdullah Öcalan'ın sınır dışına çekilme karanna karşı çıkarak silahlı mücadeleyi devam ettireceklerini belirten ve aralannda üst düzey yöneticiler u Kazun" kod adlı Hamfli Yddunm ile "Isa" kod adh Orhan Übay'ın da bulunduğu 20 PKK'li, Bingöl kn-saluıda kıstınldı. Çıkan çaüşmada İlbay'm da aralannda bulunduğu 9 terörist öldürüldü, 2 güvenlik görevlisi de şehit oldu. Hamili Yıldınm ve Orhan tlbay ile 100 arkadaşı, kendilerini "PKKDevrimciÇizgi Savaşçüan" olarak niteliyordu. Grup, Öcalan'ı "tesMmrj'etçflikle'' suçlayarak suıır dışına çekilme karanna karşı direniyordu. Hamili Yılduım'la birlikte hareket eden "Kemal" kod adlı Haydar Alpaslan ile 6 arkadaşı, 2 Aralık 1999 günû Tunceli'de güvenlik güçleriyle girdikleri çatışmada öldürülmüştü. Hamili Yıldınm ve Orhan İlbay grubunun etkisiz hale getiriknesine yöneük bölgede uzun süredir operasyon yapüıyordu. Önceki akşam saatknnde Bingöl merkeze bağlı Aşağıköy Hasartepe bölgesinde kıstınlan grupla güvenlik güçleri arasnıda çıkan çatışmada, Ilbay'tn da aralannda bulımduğu 9 terörist öldürüldü, biri de yaralı yakalandı. Çatışmada 2 asker şehit oldu. Hamili Yüdmm'ın da içinde < bulunduğu PKK'li grubun çember içine almdığı, çatışmamn sürdüğü bildirildi. si üzerine kaleye giden yetkililer, Türk bayrağı yerine Fransız bay- rağının çekılmış olduğunu gördü- ler. Yetkililer hemen Fransız bay- rağmı indirip yerine Türk ba>xa- ğını çektiler. Kahramanmaraş Kalesi'nde dalgalanan Türk bayrağının, gece geç saatlerde kimliği henüz belir- lenemeyen kişi ya da kışilerce in- dinlerek yerine, el yapımı Fran- sız bayrağuını çekildiğini belir- ten Kahramanmaraş Valısı AMBi- lir, "Mifli Mücadek tarihinde 'kendisini kurtaran şehir' olarak verini abn ve TBMM tarafindan İstikial Madah ası ile onurlandın- lan bir kentte, böyle bir olayın meydana gehnesi üzüntü verid- dû-" dedi. Olayı gerçekJeştirenle- rin, kanşıklık çıkarmayı amaçla- dıklannı ifade eden Bilir şöyle konuştu: "Bizce otay bir provokasyon- dur. Geçen haftalarda kent gene- finde Hizbullah, V'asatve Tufano lar gibi şeriatçı örgûder çökertil- mişti. Bu örgütlerin sempatizan- lan tarafindan yapdnnşobbüece- ği gibi ünrversitelerdeki türban ob>1arnu kaşıyanlarca da vapd- mış olabihr. Olaym cuma gününe denk getirflmesinin halkı laşlort- ma amacı taşıdtğı kesin. Ancak halkımg buprovokasypna gehne- miştir. Bu ola\, art niyetlilerin işi- dir.Kahramannıaraşh,geçmişİDe \t Atatürk üke ve inkdapbruıa bagbdır. Ob>m fail ya da faiDeri- nin en lasa zamanda bulunarak adalete teslinı edilmesiiçm soruş- rnrma başlatıldt" Emniyet Müdürii Sadullah Akan da, el yapımı bayrağuı in- celemeye alındığını. faillerin ya- kalanması için soruşturmanın çok yönlü sürdürüldüğünü bildirdi. 27 Kasun 1919'da, kenti işgal eden Fransız kuv'vetleri, kaledeki Türkbayrağını indirip yerine ken- di bayTaklannı çekmişlerdi. Ertesı gün, cuma namazı için Ulu Cami'de toplananlar, hutbe- ye çıkan hocamn, "Kalesinde düşman bayTağl rlalgalanan bir yerde cuma namazı kdmak caiz değidir" sözü üzerine, kaleye hü- cum etmiş ve indirilen Türk bay- rağmı yeniden dalgalandırmışlar- dı. ÎĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇtN Koymakama hiiccısonışturmosı Bir gazetede yer alan 'devleti kötülediği' iddiaları ihbar kabul edildi Yılmaz 'Deprem illerine acil destek gerekli' ; ROJHATAVŞAR BOLU- ANAP Genel Başka- nı Mesut Yıhnaz, 4 parti rnillet- vekilinin büyük kısmının imza- ladığı anayasa değişikliği öneri- sinin TBMM Genel Kurulu'nda kabul göreceğine mandığmı söy- ledi. Yıhnaz, deprem bölgesinde incelemelerde bulunmak üzere Bolu'yageldi. Yoldapartıliler ta- rafından karşılanan Yılmaz, Va- lüik'te Vali Nusret Miroğiu'ndan kest sorunlan hakkında bilgi al- dı. Miroğlu, Yılmaz'm sonısu üzerine Aimanya Cumhurbaşka- ru Johannes Rau'nun yaptırdığı prefabrike konutlar hakkında bilgi verdi. Miroğlu, Karaçayrr Mahallesi'nde yapımı devam e- den konutlann son derece mo- dem olduğunu belirterek konut- lann açılış törenıne Rau'nun da davet edileceğini bildirdi. Yıl- maz, deprejn bölgesinde^i i}le% rin "acfl destek" kapsamına aûnV., - ması için çaüşma başlatacaklan- nıbelirtti. 'Önerge kabul ediür 5 Yıhnaz, burada gazetecilerin siyasetle ilgili sorulannı da ya- nıtladı. Anayasa değişikliği öne- risinin 400 imzayı aştığı arumsa- tılarak, aym sayıya oylamada da ulaşılıp ulaşılmayacağı yönün- deki bir soruya Yılmaz, "Dört partinin rnilletvekillerinin büyük kısmının imzaladığı bu önerinin Genel KuruJda da kabul görece- ğine inaıuyorum" dedi. Yıhnaz, Süleyman Demirel'in Siyaset Meydam programuıdaki konuş- malan ile ilgili sorulan "Bura- ya Cumhurfoaşkanhgı seçimi ile Ugfli olarak getanedim. Deprem- fcflgüi incelemelerde buiunnıaya ' diyerek yanıtsız bıraktı. KARACABEY/BURSA (Cumhuriyet) - Bursa Valih'ği, Karacabey KayTOakamı Hasan Dunıer hakkında, "irtkai faahy et- lere kanldığı" gerekçesiyle soruşrurma başlattı. Bir gazetede yayımlanan Hasan Duru- er'ın "Bahkesir "de Süleymancdarm şeriat toplanülanna kaakhgL devletin resmi ara- onı bu işler için kuIlandığL Karacabey 'in köylerindeki bazı toplannlarda devleti kö- tüledigine'' ilişkin iddialann ihbar kabul edildiğı, soruşturmanın bu nedenle başla- tıldığı öğrenildi. Bursa Valisi AM FuatGü- ven, gazetecilerin sorulan üzerine. "Ince- lemeyi başlatak, ancak şu an için bir şey söyleyemem" dedi. 2.5 yıl önce Şanhurfa Vali Yardnncıh- ğı'ndan Karacabey'e atanan ve geldıği dö- nemde tarikatlann ilçedeki uzanûlanyla yakınlık kurdugu öne süriilen Hasan Du- ruer'in, son dönemde özellikle Karaca- bey Atatürkçü Düşünce Derneği'nin de- netimi sonrasında kendını gizlediği ve il- çe merkezindeki çağdaş etkinliklere des- tek veriyor görüntüsü arkasına saklandı- ğı iddıa edıldı. Karacabey'deki kaynaklar, u Ka\makam ilk geldiği günlerde, şeriat yanhsı gazeteler. Ilçe Tarun Müdürfü- ğü'nün araçlany la irtkai faaliyetlerin yo- ğun olduğu köylere götürülüy ordu. Bu gi- rişimi duyulunca uygulamay ı kakfanh. An- cak ilişkilerinin çok iyi olduğunu büiyo- ruz, Bafakesir 'deSüleymancılara. Karaca- bey' merkezinde de FethuOahçılara yakm- dff" diye konuştular. Karacabey Kaymakamı Hasan Dunıer, kendisiyje ilgili soruşturma açıldığından haberi olmadığını, görevinin başuıda bu- lunduğunu bildirdi. Konuyla ilgili olarak gazetecilere açıklama yapan Duruer, gö- revden uzaklaştırdığı bazı görevülerin hakkında karalama kampanyası başlatnk- lannı öne sürerek u Benim en büyüktaMh- sizfiğim eşunin tesettürlü ounasL Türkiye çok hassas bir dönemden geçerken eşimin bu durumu çarpftdarakkamuoyuna akta- nhyor" diye konuştu. Duruer, eşinin iddia edildiğı gibi çarşaflı olmadığını, "başör- tüsü" taktıgını öne sürdü. Duruer'in eski Şanlıurfa Valisi Ziyaet- tin Akbuhıt ile birlikte Şanhurfa Kültür ve Araştjrma Vakfi'nı (ŞURKAV) kurdugu ve bu vakıf aracılığıyla tarikatlara kaynak aktardığı da öne sürülüyor. Duruer ve Ak- bulut döneminde Şanlıurfa Özel Idare Müdürlüğü'ne ait 1 trilyonJuk bir arazi, özel kolej yapımı için Fethullahçılar'uı kurdugu Ipek Vakfi'na verihnişti. ŞUR- KAV, eski eser onanmı altında aktanlan kaynaklarla tarikat şeyhlerinin türbeleri- ni de onarmıştı. Hasan Duruer'in Vali Yardımcılığı dö- neminde Şanhurfa Valisi olan Ziyaettin Akbulut'un daha sonra Konya'ya atandı- ğı ve bu ilde kapatılan RP'nin Genel Baş- kanı Necmettin Erbakan'm seçim otobü- sünün üstünde RP propagandası yapüği biliniyor. Ziyaettin Akbulut merkez vali- si olarak görev yapıyor. Yardım sözû verdi Yıhnaz, daha sonra Bolu Be- lediye Başkanı YükseJ Ceylan'la da görüştü. Ceylan, kent merke- zinde bulunan ve depremde ha- sar gören tarihi camilerin onan- mı konusunda yardım istedi. Yılmaz, yanında bulunan Devlet Bakanı Yüksd Yalova'ya döne- rek "Gerekh yardum yapahm" dedi. ANAP Genel Baskanı Me- sutYıhnaz, daha sonra partısınin il örgütünü ziyaret ederek parti- lilerle bir süre görüştü. Yıhnaz buradan 4 Mart'ta ya- şamıru yitiren yardnnsever işa- damı lzzet Baysal'ın Abant Izzet Baysai Üniversitesi Gölköy Kampusu'ndaki anıtmezanna gitti. Yıhnaz, Baysal'm kabri ba- şnıda dua etti. Yıhnaz ve berabe- rindekiler daha sonra Kaynaş- lı'ya gittiler. SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com Iran Pariamentosu'na yeni seçi- len kadınlardan dördü, çarşafla Meclis'e gelmek istemediklerini açıkladılar. Kadın milletvekilleri, Iran Meclisi'ne çarşaf yerine manto ve türbanla girmek istiyorlar. Islamdaçarşafgiymezorunluluğu olmadığını söyleyen bu kadın millet- vekillerinden Süheyla Celodarza- de, "Islami kurallara saygı gösteril- diğisürece kadın milletvekillen ken- di kıyafetleriniseçebilmelidiıier" de- di. Şiraz milletvekili Tahire Rezaza- di de Meclis'e kesinlikle çarşaflı git- meyeceğini belirterek, "Bana oy ve- renler manto giydiğimi bilerek ver- diler. Buyüzden aym kıyafetle Mec- lis'te çalışabilirim" açıklamasında bulundu. Dört kadın milletvekilinin tavnna tepki gösteren bir başka kadın mil- letvekili ise "O zaman dayakyeher" îran'daki Türban Yasağı şeklinde bir değerlendinne yaptı. • • • Iran'dan Afganistan'a geçiyoruz. Bu ülkedeki Taleban yönetimi, ka- dınlann yüzlerini ve başlannı kapat- madan gezmelerini yasaklamıştı. Bir başka yasak ise kadınlann okula git- mesiydi. Afganlı kadınlar bu yasağı delmek amacıyla yeni bir yöntem geliştirdi- ler. Fatima, bazı kadın arkadaşlany- la birlikte gizli bir kız okulu açtı. New YorkTimes'ın haberine göre bu oku- lun 250 öğrencisi bulunuyor. Okulun öğrencilerinden Laili, pantolon giyip saçlannı kestirerek okula gitmiş. Yani okula gidebilmek için erkek kılığına bürünmek zorun- da kalmış. • • • Gelelim Türkiye'ye: Türkiye'deki Islamcılar da kadının örtünmesi ge- rektiğini kararlılıkla savunuyoriar. Bu nedenle üniversiteye giden kızları türban takmaya teşvik ediyorlar. Bu kez üniversite yönetimleri türbanlı öğrencileri okula almıyor. Kızlar, yi- ne okumaktan mahrum kalıyorlar. Bergamalı köylü kadınlar, yerel giysileriyle, şalvariı ve başörtülü kı- yafetleriyle 8 Mart Kadınlar Gü- nü'nde Anıtkabir'i ziyaret etmek is- tiyorlar. Genelkurmay, Anıtkabir'e girmelerine izin vermiyor. Kimi şubaylann türbanlı eşleri ve anneleri de orduevlerine kabul edil- miyorlar. Iran'a giden yabancı kadın gaze- teciler de başlannı örtmek zorunda kalıyorlar. Haberlerini geçerken on- iann başörtülü halini görmek insana acı veriyor. Çünkü o kadın gazete- ciler, hayatlannda başlannı hiç ört- mek geregini duymadılar, örtünme- ye de büyük çoğunluğu karşı. Buna rağmen, sırf mesleklerini yapabil- mek için bu giyim biçimini kabul edi- yorlar. • • • örnekleri arttırabiliriz. Bütün bu örneklerin bir ortak noktası var. Bü- tün bu ülkelerde, erkeklerin en önemli derdi kadıniann saçı, başı ve elbiseleri. Örneğin Türkiye'de Islam- cı erkek, geleneksel sakalıyla ister- se bir devlet dairesinde çalışabilir, üniversitede okuyup akademik ka- riyer yapabilir. Ama kadının bu ola- nağı yok. Islamcı erkekler kadınlarının ör- tünmesini istiyor. Islamcı çevrelerde örtünmeyen kadının sokağa çıkabil- me şansı azalıyor. Örtünüp sokağa çıktığında ise karşısına bu kez dev- letin yasaklan dikiliyor. Örneğin üni- versite öğrencisi ise YÖK'ün çıkar- dığı giyim-kuşam yönetmeliği onun okuma hakkını elinden alıyor. Iş ha- yatında ise kimi kapılar yüzüne ka- panıyor. Sonuçta, erkekler kadınlann giyi- miyle uğraşıp duruyorlar. Kadınlann nasıl giyinmesi gerektiği üzerine ka- fa yoruyorlar, fetvalar, yönetmelikler yayımlıyor, vaazlar veriyorlar. Dünyada kadın olmak zor, Müslü- manların çoğunlukta olduğu ülke- lerde kadın olmak ise daha zor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear