25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
-Ti 1 MART 2000 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMI /ekonomi@cumhuriyet.com.tr 13 PetroMe iretim •nsmtısı bitiyor • I LONDRA (AA) - Petrol t3ıraç Eden Ülkeler Orgütü'nün (OPEC), örgüt üyesi olmayan büyük üıracatçılann da desteğiyle b w yıldır uyguladığı üretim kdsınüsında sona yıaklaşırken, Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), pâyasanın istikran için, dtünya petrol ûretiminde grünlük 2.3 milyon varilin üzerinde bir artış otması gerektiğini bildirdi. IEA'nın aylık piyasa raporunda, " fîyatlardaki hızlı termanışın durması ve rOLketıci ülkelerin petrol temininde karşılaştığı sorunlann ortadan kalkması için, çok kısa zamanda bu miktarda bir artışın zorunlu olduğu" kaydedildi. Kunbanlıkta KDV tartişması • İSTANBUL(AA)- Contour Hipermarketler Zinciri Genel Müdür Yardımcısı Kazım BUgen, piyasada kurbanlık saöşında KDV konusunda farklı uygulamalar gözlendiğini söyledi. BUgen, büyük ve küçükbaş hayvanlann perakende safhada satıştnın yüzde 8 oranında KDV'ye tabi olduğunu ifade ederek, uygulamada çeşitli farklılıklar tespit ettiklerini belirtti. Bazı fırmalann yûzde 1 KDV ile kurbanlık satüğını savunan BUgen, "Bu uygulama, yüzde 7 oranında bir haksız rekabete ve devlet açısından da gelir kaybına yol açmaktadır" dedi. Pancar çiftçisine müjde • ANKARA(ANKA)- Sanayi ve Ticaret Bakanı Ahmet Kenan Tannkulu, pancar üreticilerine nisan ayı sonuna kadar ödenmesi gereken 6.39 trilyon liralık pancar bedelinin ödenmek üzere gönderildiğini kaydetti. Tannkulu, üreticilerle yapılan sözleşme gereği nisan ayı sonuna kadar ödenmesi gereken bakiye pancar bedelinin bayram öncesinde ödenmesinin kararlaştınldığını belirtti. Kapasfte kullanımı düştü • ANKARA(ANKA)- Imalat sanayii sektöründe kapasite kullanımuun şubat ayında yüzde 70"e gerilediği kaydedildi. DtE'nin yaptığı açıklamaya göre, geçen yıl şubat ayında yüzde 71.2 olan imalat sanayii kapasite kullanım oranunn bu yıl şubat ayında yüzde 70 olarak gerçekleştiğı belirtildi. Şubat ayı kapasite kullanım oranının son beş ayın en düşük noktasuu oluşturduğu da bildirildi. Kamuya lüks yasağı • ANKARA(ANKA)- Kamukunım ve kuruluşlanna rantı yüksek semtierde bina ve benzeri gayrimenkul kiralama ve saün alma yasağı getirildiği belirtildi. Maliye Bakanlığı'nın, kamudaki lüks ve israfa son verilmesi amacıyla hazuladığı 2000 yılı Bütçe Uygulama Talimatı. Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Talimata göre kamu kuruluşlarunn hizmetlerini mevcut binalannda sürdürecekleri bilduildi. Yeni bina inşa edilmesi, satın alınması ve kiralanması gerektiğinde Hazine'ye başvurulacağı belirtildi. Altın flyatJarı yükseHşte • LONDRA/NEW YORK(AA)-NewYork Değerli Metaller Borsası'nda yatınmcıların altın satışlanna karşın, Asya ülkelerindeki talep artışuun fiyatlann yükselmesine neden olduğu bildirildi. Londra Metal Borsası'nda da nikel fıyatlannm son 5 yüın rekorunu kırdığı bildirildi. Tokyo Emtia Borsası Idaresi'nin (TOCOM) paladyum vadeli satış sözleşmelerinin fıziki teslimatlannı durdurma karan alabileceği söylentisinin de paladyum fıyatlannı yükselttiği kaydedildi. Türk ekonomisinin dinamosu olan dev kuruluşun yüzde 15'i daha halka açılıyor Tüpraş'tanhalkaarz Küçök Toâorrul mm Sohf fiyoh %7 indirim biri Keımîaİap bd dmaküzmm, Ekonomi Servisi - Uluslararası Para Fonu'nun güdümüne giren hükümet, kamu kuruluşlannm haraç mezat satışlannı hızlandınrken, Türki- ye'nin en büyük kurumu Tüpraş'ın da hisseleri- nin yüzde 15'inin "halka arz" yöntemiyle özel- leştirilmesi süreci başlatıldı. Özelleştirme Idaresi Başkanı Uğur Bayar. Tüp- raş bisselerinin yüzde 15' inin halka arz yöntemiy- le özelleştirilmesinin, sermayenin tabana yayıl- ması hedefınin gerçekleşmesinde en önemli fır- satlardan biri olduğunu ileri sürdü. Uğur Bayar, Tüpraş'nı halka arz modelını ta- nıtmak amacıyla Istanbul'da düzenlenen toplan- tıda yaptığı konuşmada, 11 trilyon 800 milyon li- ra nominal değerli A grubu Tüpraş hisse senetleri için 22- 29 Mart tarihleri arasında ön talep, nisan başında ise ke- sin talep toplamanın yapıla- cağını bildirdi. ÖİB Başkanı Uğur Bayar, Tüpraş'ın ikınci halka arzın- da, yurtiçindeki tasarruf sahip- lerinın, "Tüpraş çahşanlan, kücûk tasarruf sahipleri, ahm gücü yiiksekbireysei yannm- afar veyeri kurumsal yatmm- cılar" olmak üzere dört kate- goride belırlendığıni belırte- rek "Tüpraş çahşanhnvekü- çük tasarruf sahipleri 200 lot ve aitmda, yüksek bireysei ya- tmmcüar ve yerti kunımisaJ yabnmcdar ise 201 lot ve üze- rindetaleptebuhınabiecekler" diye konuştu. Küçük yaünmcılara iskontolu peşin ödemeler- de yüzde 12, Tüpraş çalışanlanna yüzde 15veaum gücü yüksek bireysei yatınmcılar ile yerli ku- rumsal yatınmcılara da yüzde 4 indirim uygula- nacak. Tasarruf sahiplerinin, iskontolu peşin ödeme, kredi karü ile iskontolu ödeme, vade farksız tak- sitli ödeme seçeneklerinin ön talep koşullanndan yararlanabilmesi için, kesin talep toplama süre- sinde, en az ön talep toplama süresinde belirttik- leri kadar talepte bulunmalan gerekiyor. Yurtiçi ön talep toplama ve kesin talep topla- manın sona ermesi arasında geçen sürede yurt- TÜPRAŞ 11 trilyon 800 milyon lira nominal değerli A grubu Tüpraş hisse senetleri için 22-29 Mart tarihleri arasında ön talep, nisan başında ise kesin talep toplanacak. Küçük yatınmcılara iskontolu peşin ödemelerde yüzde 12, Tüpraş çalışanlanna yüzde 15 ve alım gücü yüksek bireysei yatınmcılar ile yerli kurumsal yatınmcılara da yüzde 4 indirim uygulanacak. dışında satışı yapılacak hisse senetlerine ilişkin olarak tanıtun ve pazarlama faaliyetleri sürdürii- lecek. Halka arzdan sonra konsorsiyum lideri aracı ku- ruluşun, satışa sunulacak hisse senedı miktanna ek olarak, halka arz edilen hisse senedi mıktan- nın yüzde 15' ine kadar ek hisse senedini, ÖÎB 'den halka arz fıyatı üzerinden alma opsiyonu bulu- nuyor. Hisse senedinin saüş fiyaü Tüpraş'ın halka arznıda, hisse senetlerinin sa- tış fiyatı, yurtiçinde ve yurtdışında ön taleplerin toplanmasının ardından, ÖtB tarafmdan "fiyat ara- hğı" şeklinde tespit edile- A cek.Fıyataralığı,lMKBTop- tan Sanşlar Pazan'nda uygu- lanan esaslar çerçevesinde belirlenecek. ' Tasarruf sahipleri, kesin talep toplama aşamasında, belirlenen tavan fiyattan his- se bedellerini yatıracaklar. Belirlenen hisse senedi fi- yatının daha düşük olması halinde aradakı fark yaunm- cılara iade edilecek. GeHr nereye gidecek? Bayar, halka arzdan sağ- lanacak gelırin öncelikle, şir- ketlerden gelen sermaye art- tınmı talepleri için kullanı- lacağmı söyleyerek şöyle ko- nuştu: "Öiıce kendi bünye- mizdeki şirketler için kuÜa- nüacaknr. Ondan sonra, geçen yıllar içinde bazı özelleştinne projelerinde, özellikle bankalarm sa- ttşında bankalann borçlannı temLdemek için çı- tarühnışkâğıtiar>ardır.Bunlannçoğu,Yalaft>ank ve Halkbank'a yüksek oranda verilmiş kâğrtlar- dır. Bunlann erken itfa edilmesinde büyük kısmı kullandınlacaktır. Böylece hem ÖİB'nin üzerin- den bü\ük bir borç yükü kaldınbıcakür hem de bu iki banka>a bir likiditc rahathğı sağlanacak- ör. Onun da eminim ciddi şekflde borçlanmala- nnı düşüreceği için, enflasyona büe etkisi olacak- ur. Kalan para da Hazine'nin içinde bulunan Ka- mu Ortakhğı Fonu'na transfer edilecek.'" Ne stratejik öneme sahip olması, ne de dev kârı Tüpraş 'ın satışını engelliyor i oeskes y eBANUSALMAN ANKARA-Özelleşurmenin "ka- mu üzerindekiyükün azaltüması" gerekçesi Petrol Ofısi Anonim Or- takhğı'nda (POAŞ) olduğu gibi Tüpraş için de geçerli değil. Istanbul Sanayi Odası'nın 500 büyük sanayi kuruluşu anketi için- de, kurulduğundan bu yana oldu- ğu gıbı, Tüpraş. 1999 yılı anketin- de de, 1 katrilyon 828 trilyon lira- lık satış hasüan, 54 trilyon 425 mil- yar liralık dönem kân ile birinci sı- raya yerleşti. Sermayesi 74.7 tril- yon lira olan Tüpraş'ın 1999 yılı cirosu ise 3 2 katrilyon lirayı bul- du. Tüpraş, vergi öncesi kânnı 1998'e göre yüzde 199 arttırarak 333 trilyon liraya çıkardı. Türki- ye'nin. IMF koşullannı kabul ede- rek 3 yılda parça parça sağlamaya çabştığı 4 milyar dolara yakın kay- nağı, Tüpraş yalnızca 1999 yılı • Petrol-îş'in raporuna göre devletin aldığı verginin 5'te l'i Tüpraş'tan geliyor. Türkiye'nin, IMF koşullannı kabul ederek 3 yılda parça parça sağlamaya çalıştığı 4 milyar dolara yakın kaynağı, Tüpraş yalnızca 1999 yılı vergi ve fon ödemeleriyle devlete aktardı. vergi ve fon ödemeleriyle devlete aktardı. Petrol-lş'in "Tüpraş Gerçeği" raporunda, Tüpraş'ın, 1997 yılın- da 788 trilyon lira, 1998'de 1.2 kat- rilyon lira katma değer yarattığına diİckat ç'ekilerek "Işte böylesi eko- nomikbüyüktükte, ulusai geKr açı- smdan bö\ lesi önemde katkı sağ- layan. aynı zamanda tünı diğer sa- nayi kollanna etkisi olan Tüpraş, özeUeştirme adı alünda ulus ötesi tekelci sermayenin yalnızca kâr amaçh işletmecttığine terk edile- cektir. Uluslararası finans kuru- hışlaruun lalinıatlaruıa uynlarak Türkiye'nin böylesi bir kamu ku- ruluşu, yalnızca oıüann cıkanna feda edilecek'' denildi. Raporda, 1997 yılında 29 trilyon hra zarar et- tiği açıklanan Tüpraş'ın 1998 yılı işletme faaliyeti kârmm 113 trilyon hra, dönem kânnın ise 112 trilyon lira olduğu kaydedildi. Tüpraş Ge- nel Müdürü Hüsamenm Damş, ku- rumun 1999'da devlete vergi ve fonlarla 1.9 katrilyon lira sağladı- ğını (578 bin 250 liralık kur üze- dolardan aşağı olmadığı kaydedi- lırken "Taşınır ve taşuımaz mal varhğı Qe birlikte ele alındığmda değeriçokdahayükseklerdedir" de- nildi. Raporda, Tüpraş'ın özelleştiril- memesı gereği şu saptamalarla or- taya konuldu: • Stratejik öneme sahip petrol- rinden 3.3 milyar dolar) belirtti. le ilgüi politikalar, özel sektörün kâr Yani, Türkiye'nin her türlü ödünü vererek 3 yılda IMF'den alacağı 4 milyar dolara yakın kaynağı, Tüp- raşbiryılda vergi olarak devlete ak- tanyor. Petrol-lş'in raporuna göre. dev- letin aldığı verginin 5'te l'i Tüp- raş'tan geliyor. Tüpraş'ın üretim gücü açısından değerinin 5 milyar eksenine terk edılmemelidir. Petrol sektörunün özelleşnrilmesine, IMF ve Dünya Bankası'nın dayatması- na rağnien dünyanın pek çok ülke- sinde ancak sınırh ve kamu hâki- miyetini kaybetmeyecek biçimde izin verilmesi de bu nedenledir. • Rafinerilerin tekeller tarafın- dan satın alınması ile petrol ürün- leri üretim dağıüm ve fiyatlamasm- da tekelci politikalar hâkim kılına- caktır. Tüpraş'ın da göstermelik yerli bir ortak ile bu dev ulus ötesi tekeller tarafından devralınacağına kesin gözüyle bakılmaktadır. • Petrol sektöründe asgari stok bulundurma zorunluluğu vardu-. Tüpraş ve POAŞ özelleştirildiğin- de asgan stok şartı, özel sektörün insafına bırakılmış olacak. Özel sektör ise müyonlarca dolan bir kenarda tutma yerine bir an önce saüş yaparak kâr elde etme peşin- de olacak. Ulusai güvenlik tehdıt aldığında ise yeterli stok olmama- sından, ülke tehlikeye girecek. • Tüpraş'nı petrol ürünlerinden tahsil ettiği vergi ve fonlar devle- te bir ay sonra ödenmektedir. Özel- leştirildığinde. özel sektör, ülke- nin bütçesinin 5'te l'i gibi büyük- lüğe varan toplam vergi ve fonla- n kullanabilecektır. İŞÇİMNEVltEMNDEN ŞÜKRAN SONER Özel Tekel Sabancı'nın Koç'a eviilik önerisi gazetelerin man- şetinde. Türkiye özel sektöründe simge olmuş iki holdingin Doğuş Grubu'nu da katarak banka ve tu- rizm alanından başlaması beklenen birlikteliği elbet çok büyük haber. Yıllardır var olan bir gidişte, milat gibi simge bir olay. Dünyadaki tekelleşme, dev birleşmelerin Türki- ye'deki yansımalannın geldiği boyutu sergiliyor. Al- manya ve dünyanın en büyük bankasının daha da büyümek üzere diğer bankalarla biıieşmesi gibi dün- ya çapındaki bir olayın Türkiye izdüşümü. Dünya ve Türkiye'deki dev tekellerin evliliklerle da- ha büyük dev ve tekel oluşumu haberleri, Türkiye'de- kj her biri bir başka yağma, yolsuzluk, hukuksuzluk konusu özelleştirmelerle yan yana gelince insanı da- ha bir ürperten, ürküten tablo ortaya çıkıyor. Hani ülkemiz ve dünyada serbest piyasa ekono- misi hızla gelişiyordu? Ekonomilerin lokomotifi ola- rak yurturulan özelleştirmelerle serbest piyasa daha da gelişecekti? Devlet tekeline son verilip, çoğulcu özel mülkiyet ile, özei rekabetin mucizesine ulaşıla- caktı? Kamunun tekeli yok edilip, özelin tekeli yaratılıyor. Hatta kimi özeüeştirmelerde tekel olmayan, ancak sos- yal devlete, kamu yaranna büyük katkısı olan işlet- me, yerli yabancı özel, bazen de yabancı kamu te- keline peşkeş çekiliyor. Kimsenin malı olmayan ka- mu işletmesini ekonomik gelişme açısından sakın- calı görenlerin, özel tekeller için ağızları açılmıyor. Kamu tekeli rekabete kapalıydı, hantaldı, kötü yö- netiliyordu... Tamam ama en çok ve haklı olarak eleş- tirilen, siyasetçilerin KlTleri arpalık olarak kullanma- lan olgusunun bile, işsizliğe çözüm üretme gibi bir sosyal yaran da vardı. Çok daha önemlisi kötü yö- netilen kamu işletmesini, kamu yaran açısından de- netlemek olanaklıydı. Sonuçta KlTyönetimlerinden, siyasilerden, kamu yaran adına, kamu malını yağma- lama suçundan hesap sorulabilirdi. Kamu malının, değerinin çok altındafiyatlaria peş- keş çekildiği özel işletmelerden, tekellerden neyin he- sabını sorabilirsiniz? özelleştirmelerin ardından Allah kelamı gibi gelen kitlesel işçi atmanın mı? Ücretleri hızla aşağı çekip, çalışma koşullannı çok ağıriaştırmanın mı? Kelepir fi- yatına alınan işletmelerin pek çoğunun değerli arsa olarak kullanılıp üretimden, sanayileşmeden vazge- çilmiş olmasının mı? Devlet kredileri ile çok ucuza ka- patılan işletmenin asıl kânnın üretim değil, yine dev- lete borç verilerek edinilen yüksek faiz gelirleri olma- sının mı? Kamu denetimi ortadan kalkınca, özel te- kele dönüşmeden bile uzlaşmalı fıyat artışı ile halkın soyulmasının mı? Buraya kadar saydıklanmız her şeyin yasalar ve hu- kuka uygun işlemesi halinde dahi kamu, toplum aley- hine ortaya çıkan sonuçlar. Ya özelleştirmeye kirli el- lerin, rüşvetin bulaşması ile yaşananlar? Bırakınız si- yasetin, bürokrasinin alabildiğine kirlendiği, huku- kun, denetimin, kamu yaranna hesap sorabilmenin işlemediği, demokrasinin yerleşemediği Türkiye'yi, bü- ttin bu çari<lann en iyi şekilde işlediği Almanya'da bi- le neler neler olmuş. İki Almanya'nın birieşmesinin simgesi 16 yıllık li- der Kohl ve partisinin yönetim kadrolan özelleştir- ,OWden seçtm kampanyalanna akı( almaz rüşvet, kır- Blikolaylanna bulaşmışlar. Zaten günümüzde dünya tekellerinin en büyük sorunu, rüşvet vererek haksız kazanç elde etmek değil, verilen rüşvetlerin karşılı- ğının güvence altına alınamıyor olması. Dünya Ban- kası uzmanlan yıllardır dünya tekellerinin rüşvete. iş- çiliğin iki buçuk katma çıkmış harcamalarını düşür- mek üzere kafa patlatıyoriar. Dünya tekellerinin rüş- veti alan iktidartann düşmesi ile boşa gidebilecek ya- tınmlan için güvenceli yollar araştırıyoriar. Küreselleşme, serbest piyasa ekonomisi, yeni dün- ya düzeni, tek ideoloji, ekonomi bilimi adına yıllardır yutturulan, insanlann düzenin en güçlü silahı med- ya tekelleri aracılığı ile beyinlerinin içine kazılan mu- cize(!) serbest piyasa ekonomisinin işleyiş felsefesi- ne göre de yasaklanması gereken özel tekelleşme. Giderek insanı, haklannı daha çok ezen, büyüdük- çe canavariaşan, sayılan azalan özel tekeller biryan- dan dünyayı ahtapot gibi kuşatırken diğer yandan ken- dilerinin var olma, ayakta kalma kuralı olarak da da- ha az sayıda daha büyük tekelleşmeyi gündeme ge- tiriyoriar. Düzenin, tek ideolojinin sorgulanması insan hak- lan, insanın, çevrenin korunması için her geçen gün biraz daha yaşamsal anlam kazanıyor. sukransonerfo yahoo.com Sınır aşın evlilikler, devletten bağımsız güçlü gruplar ortaya çıkaracak ve kitlesel işten çıkarmalara yol açacak Şirköt birleşmeleri demokrasi için risk• Eski SPK Başkanı Ali Ihsan Karacan, birleşmelerin, yoğun. işten çıkarmalara neden olduğunu belirtirken, "îşsizlik sadece mavi yakalılar için değil beyaz yakalılar için de söz konusu" diye konuştu. Ekonomi Servisi - Dünyada yaşa- nan evlilik modası Türkiye'deki şir- ketleri de etkisi altına alırken. sınır aşı- n şirket birleşmelerinin demokrarik sistemler için tehdit unsuru olduğu be- UrtUdi. Iş dünyası rekabet avantajı sağ- ladığı ve maliyetleri düşürdüğü kaygı- sıyla birleşmek için iştah kabartırken, yoğun işten çıkarmalann yaşanacak olması, emek cephesini endışelendiri- yqr. Dünyadaki şirket evliliklerinin yüzde 58'inin başansızlıkla sonuçlan- dığına dıkkat çekilirken, başansızlı- ğın en önemli nedeninin kültür faridı- lıklan olduğu vurgulandı. Haba International ve Finans Club tarafından düzenlenen "Şirket birleş- meteri" konulu konferansta konuşan es- ki Sermaye Pi\asası Kurumu (SPK) Başkanı Ali thsan Karacan, şirket bir- leşmelerinden emekpiyasasınm önem- li ölçüde etkilendiğıne işaret ederek, "Fabrika, tesis ve şube kapatma ile iş- ten çıkannalaryaşanr/or.İşsEİiksade- Türldye'de Hçgüveyisi 9 ıııoda Ekonomi Servisi - Türkiye*de birleşme ve devralmalar genellikle holdingler çerçevesinde gerçekleştiriliyor. Holding genişlemesinde banka sahibi olmanın büyümenin en önemli yolu olarak görüldüğü gözlenirken uzmanlar, yeni Bankalar Kanunu'nun holding bankacıhğmı özendirdiğine ve bu gelişmenin "çok riskfi" olduğuna dikkat çekıyorlar. Birleşmelerin en gözde sektörlerinden birinin de medya olduğuna işaret ediliyor. Uzmanlar, medya ve bankayı içeren birleşme modelinin egemenliğinin giderek artmasının polıtikanın şekillenmesi açısından ciddi riskler taşıdığmı vurguluyorlar. 1996-1999 arasında 15 birleşme yaşandığı ve bunlardan 14'ünün grup içi birleşme olduğuna dikkat çekiliyor. 14 birleşmenin 5 tanesinin Koç Grubu'nda, 3 tanesinin ise Sabancı Grubu'nda olduğu bildiriliyor. ce mavi yakalılar için değil. beyaz ya- kahlar için de tehdit unsuru" diye ko- nuştu. Karacan, özellikle sınır aşın bir- leşmelerin devletsiz güçlü gruplar or- taya çıkaracağına ve politıkrisklerdo- ğuracağına dikkat çekti. Birleşmelerin yoğunlaştığı ülkeler- de borsalann şiştiğine işaret eden Ka- racan, "Birteşmeler kısa süreli kazanç- lara aşın yoğunlasöğı için bu kazanç- lar çoğunlukla uzun dönemli gelişme- lerin pahasma gerçekleştiriliyor'' açık- lamasını yaptı. Hukuksal sorunlar Sınır aşın birleşmelerin, hem uygu- lanacak hukuk açısından hem de gö- zetim ve düzenleme açısından önem- li bir sorun olduğuna dikkat çekildi. Bir- leşmelerin tekelleşme eğiümini arttır- dığına işaret edilirken, piyasada fiyat- lann belirlenmesinde birleşen firma- lann gücünün artmasuun, tüketicinin korunması yasalan ile çatışabileceği \Tirgulandı. Londra Üniversitesi'nden Hukuk Profesörü Jason Haynes, özel- likle sınır aşın şirket bırleşmelennde hukuksal sorunlar yaşandığını söyle- yerek, "Bir Abnan ve bir tngiiiz şirket birleştiğinde hangi ülkenin mevzuao uygulanacak? Bu komıda karmaşıkhk- lar hâkim'' diye konuştu. Danışmanlik şirketi PriceWaterho- use Coopers Yönetim Kurulu Başka- nı AdnanNas da Türkiye'de şirket bir- leşmeleri ile ilgili mevzuatm "böBkpör- çük" olduğunu belirtirken, "Mevzu- at önceden görücü tarzda yapümanuş 77 görüşünü dıle getirdi. Çokuluslu tekellerin evliliği sonucunda on binlerce kişinin işsiz kalması sendikalann da güçlerini birleştirme eğilimine girmesine yol açtu Sendikalann da gündemi: Biıieşme IstanbulHaberServisi-Çokuluslu te- kellerin birleşerek devletlenn bütçele- riyle yanşu- bir pozisyona geldikleri bir ortamda, tekelci küreselleşme sü- recine karşı emekçilerin örgütlü oldu- ğu sendikalann da bırleşmelen tartışıl- maya başlandı. İşçi ve memurlan temsil eden 6 üst düzey örgütün 19%'da Demokrasi Plat- formu ile başlayan ve sonrasında Emek Platformu olarak devam eden dayanış- masının, birleşmeyi de beraberinde ge- tirmesi isteniyor. Sendikalann önder- len ise bu fikre son derece sıcak yak- laşıyor. 1999 Aralık ayuıda çeşitü ül- kelerdeki sendikalarda örgütlü 15 mil- yon işçiyi kapsayan Uluslararası İşçi Sen- dikalan Ağı'nuı kurulması da Türkiye için bu gündemi daha sıcak duruma getirdi. Sendikalann birleşmesini kapak ko- nusu yapan Sosyal Demokrat Hareket dergisi son sayısuıda CHP PM Üyesı Murat Karayalçın, Türkiye sendikala- nna birleşmeyi lartışmalan çağnsuıda bulundu. Türk-Iş Genel Sekreteri Hü- seyin Karakoç, birleşme önerisiyle il- gili olarak Türkiye'deki üç işçi konfe- derasyonunun bölünmüşlüğünün kü- reselleşme sürecinde bir lüks olduğu- nu, "nihai hedeflerinin işçi smmnm sen- dikal alandaki bütünlüğünü sağlamak olduğunu" kaydetti DİSK Genel Sek- reteri Murat Tokmak ise konfederas- yonlann tek başlanna sorunlar karşısın- da durmalanrun giderek güçleştiğini, ancak kurumsal birleşmeler yerine güç- birliklenni daha da arttırmak gerektı- ği görüşüyle, birleşme önerisine daha temkinli yaklaştı. Hak-lş Genel Başkanı Salim Ushı da Emek Platformu'nun diyalog ve işbir- liği için somut bir ömek olduğunu söy- lerken, birleşme konusuna DİSK gibi temkinli yaklaştı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear