25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
-I MART 2000 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Teknîk elemanlara tazminat • ANKARA(AA)-DYP Çanakkale Milletvekili Nevfel Şahin, kamuda çalışan teknilc elemanlara "teknik eleman tazminatı" ödenmesini öngören yasa önerisini, TBMM Başkanlığı'na sundu. DYP Çanakkale Milletvekili Şahin'in önerisinin yasalaşması halınde, en az 4 yıllık yükseköğrenim görmüş, (mühendis, mimar, ekonomist, şehir ve bölge plancısı) teknık elemanlara, kadro unvanı ve kadro hizmet sınıfına bakıimaksızın en yûksek devlet memuru ayhğı kadar teknık eleman tazminatı ödenecek. Ağansoy'un iMdüPübnesi davası • Istanbul Haber Servisi - Organize suç örgütü elebaşısı Alaattın Çakıcı ile 11 sanığın, Bebek'teki çay bahçesinde Tevfik Nurullah Ağansoy'un da aralannda bulunduğu 4 kişinin öldûrülmesine ilişkin yargılanmalanna Istanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi 'nde devam edildi. Fransa'dan iade edilen Çakıcı, "iade prosedürü" gereği bu duruşmada yargılanamazken Çakıcı'nın gıyabi tutukluluğunun kaldınlmasına ılışkın istem reddedildi. Martta2.5 katrilyon bopçlanlacak • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hazıne, mart ayında gerçekleştireceği 3 tahvil ihracıyla toplam, 2 katrilyon 50 trilyon lira ile 2 katrilyon 550 trüyon lira borçlanacak. Toplam 3 katrilyon 455 trilyon lira borcun ödeneceği mart ayında Hazıne, 3 katrilyon 145 trilyon lira ödeyeceği 15Mart'tanönce 10 Mart'ta 2 yıl vadeli ve 14 ay vadeli tahvil satışlan gerçekleştirecek. Hazine son olarak da 11 ay vadeli tahvil satışıyla 50 trilyon lira ile 150 trilyon lira arasmda borçlanacak. Hazine'nin mart ayında ödeyeceği 3 katrüyon 455 trilyon lıralık borcun 1 katnlyon 697 trilyon lirası anapara, 1 katrilyon 758 trilyon lirası ise faız ödemesinden oluşacak. MÜSbUrdan Demiref'e tepki • İSTANBUL(ANKA)- Mûstakil Sanayici ve Işadamlan Derneği (MÜStAD) Genel Başkanı Ali Bayramoğlu, Cumhurbaşkanı Sûleyman Demirerin 28 Şubat sürecinin cumhuriyetin kurulması ile başladığını ve sürdügünü belırttığı açıklamalanna tepki gösterdi. Bayramoğlu ve MCSlAD Yönetim Kurulu üyeleri "Türkiye Ekcnomisi 2000" rapcrunu, düzenledikleri basn toplantısı ile tanıttı. Bayamoğlu, "28 Şutat'tan ağzımız yandı" ded. Tokmak'tan açklama • Manbul Haber Servisi - DSK Genel Sekreteri Muat Tokmak, yapüğı yazlı açıklamada, DÎSC'in kamuoyunda "7"i Sivil Inisiyatif" olaak bilinen oluşumdan aynmasının ardından, "DSK'in bu karan, istirar ve uzlaşmayı boar" yönûnde de>£rlendirmelerde bulnulduğunu belirterek bilcek ya da bilmeyerek yarianbu deprlendirmelerin kaıuoyunun DİSK al«hine yanlış yöıendirilmesine hizmet edeeğini kaydetti. Nükleer santral ihalesi çevre mevzuatı açısından uluslararası sözleşmelere aykın Akkuyu şantrah yasachşı DUZYAZI SERDARKIZIK İZMİR - Bir dizi olumsuzluk- lara yol açacak Akkuya'ya nükle- er santral projesi, aynı zamanda çevre mevzuatı açısından da bir- çok uluslararası anlaşma ve söz- leşmeye de ters düşüyor... Bugüne değin TAEK tarafın- dan 1976 yılında TEK'e verilen "yer lisansı iznine" dayalı olarak yürütülmeye çalışılan projenin, insan ve çevre sağlığı açısından etkilen hiç incelenmedi. Santralı yapılırsa tüm canhlara, çevreye, denize, bitki örtûsüne, havaya ve- rilecek zararlar ve etkilerin top- lumsaj maliyetleri, sonuçlan araş- nnlmadı. Başta kendi yasalanmız olmak üzere birçok uluslararası anlaşrna- lar göz ardı edildi. Oysa 1993 yı- • Akkuyu nükler santralının canlılara, çevreye, denize, bitki örtûsüne ve havaya vereceği zararlar araştırümadı. Oysa 1993 yılında yûrürlüğe giren Çevresel Etîci Değerlendirmesi (ÇED) yönetmeliğine göre, hükümetin dayattığı ihale gerçekleşmeden önce ciddi, bilimsel çalışmalar yapılması gerekiyordu. lında yürürlüğe giren Çevresel Et- başvurusu yapılması gerekiyordu. konulannda yûrürlüğe giren söz- ki Değerlendirmesi (ÇED) yönet- meliğine göre, hükümetin dayat- tığı ihale gerçekleşmeden önce cıddı. bilimsel çalışmalar yapıl- ması gerekıyordu. Bugünkü yasal düzenlemelere göre nükleer santrallar içın ÇED raporu hazırlanması bir zorunlu- luk. Ancak 17 Aralık 1996 günkü Resmi Gazete'de "Muhtetif Mal- zeroe Satın Ahnacaknr" ilanıyla ihaleye çıkan TEAŞ tarafindan, bugüne kadarÇevre Bakanlığı 'na başvuruda bulunulup, ÇED süre- cı başlatılmadı. Oysa ihaleden, hatta yer lisansuıdan önce ÇED Savxmma olarak, ihale sonuçlanıp kazanan firma belli olunca, ÇED raporu hazırlanacağını belirtmek- le yetindi. Bu durum TEAŞ'ın MAI ve uluslararası tahkime gü- vendiği kuşkulannı oluşturdu. Uluslararası anlaşmalar 1976 yılındakı "yer Ksansı iz- ni"yle başlatılan çalışmalarda. özellikle çevre bilinci açısından dünyanın o tarihten bugüne değin aldığı yol hiç gözetilmedi. Çevre konusundaki hassasiyet, uluslara- rası anlaşmalar dikkate alınmadı. Çevre koruma ve toplum sağlığı leşmelere uyulmadı. 13.1.1994 'te açılan Akkuyu NS müşavirük hiz- metleri ihalesi ile 19.12.1996'da açılan Akkuyu NS inşaat ihalesi sanki Türkiye bu sözleşmelere imza atmamış gibi sürdürüldü. Oysa bugün yürütülen iç ve uiuslararası hukuka aykın ihale sürecine ivedilikle son verihnesi gerekiyor. • 1992-Çevre ve Kalkınma üzerine Rio Zirvesi Sonuç Dekla- rasyonu'na göre insanlar, doğa ile uyum içinde sağhkh ve verimh bir hayata layıktır. Çevre konulan en iyi şekilde, ancak ilgili bütün yurt- lântral karSltlan ffÖ7altina alindl N Ü W e e r Santrallara Karşı Güç Birliği Platfor- SUIlirUl hUrşlUUri gUZUllinU UUniU m u >n u n T a k s i m tramvay durağı önünde yapacağı basın açüdamasına müdahale eden polis yaklaşik 30 ldşi>i gözaltına akb. Aralannda Çevre Mûnehdisleri Odaa İstanbul Şu- besi, KESK Enerji-Yapı Yol Sendikası tstanbul Şubesi, Greenpeace, Efendisizler gazetesi ve Demokratik Oğrenci Birtikkri'nin bulunduğu yaklaşik 100 kişitik grup nükleer santrallan protesto eönek araacıvla saat 12JO'da framvay durağmda toplandt Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) tstanbul Şubesi Başkanı Gazi tpek'in burada basın açıklamasını okunıak istemesi üze- rine polis, izinsiz olduğu gerekçesiyle olaya müdahale ettL Bunun üzerine gruptakilerden baalan yere yatarak "Nükleere na- yır" di>e slogan attL "Dünyada sonu gelmiş nükleer santrallara karşı, temiz, yeterli, güvenU ve ucuz enerji kaynaklan"nı sa- vunan grup, yazıb açıklamasında, Türkiye'nin nükleer santrala ihtiyaa ohnadiğuu vurguladı. (Fotoğraf: KAAN SAĞANAK) Batılı ülkelersantrallarını kapatırken lobiler Türkiye'ye bashyapıyor AB nükleerden vazgeçiyor BANUSALMAN ANKARA - Avrupa Bırliğı (AB), 2030 yılına kadar nükleer santral kapasitesinin tamamını devre dışı bırakmaya hazırlanır- ken uluslararası nükleer lobilerin baskısıyla Türkiye'de Akku- yu'ya nükleer santral yapılmaya çalışılıyor. Koalisyon partileri- nin görüş farklılığı içinde oldu- ğu ihale, hükümetin karar vere- memesi nedeniyle açıklanamı- yor. Nükleer güce sahip 8 AB üye- si ülkenin 2030 yılına kadar 13 8 bin megavat olan kurulu nükle- er gücünün 121 bin megavathk bölümünü devreden çıkaracağı saptandı. Nükleer güce sahip 8 ülkeden Fransa ve Finladiya dı- şmdakilerin 1995 yılından itiba- ren nükleer yatınmlan bıraktığı. Fransa'nın da 2030'a kadar 73 bin 100 megavathk gücünün 57 bin megavatlık bölümünü kapa- tacağı öğrenildi. Nükleer santrallann yarattığı atıklar konusunda çözüm ürete- meyen AB ülkeleri, çevre örgüt- lerinin ve yeşilci partilerin bas- kısıyla nükleer santrallan adım adım kapatma programı başlat- tı. Gelişmiş ülkelenn kapattıkla- n nükleer santrallan 3. dünya ül- kelenne ıhraç ederek bu ülkele- ri taşeron olarak kullanmak ıste- dikleri iddia ediliyor. Gelişmiş ülkelerin nükleer santrallardan vazgeçme kararlanyla zora gi- ren şirketler de 3. dünya ülkele- rini yeni pazar olarak görüyorlar. Nükleerci lobilerin yeni adres olarak gördüğü Türkiye'de ise defalarca uzatılan nükleer sant- ral ihalesinde 1 Mart'a ertelenen ihale teklif değerlendirme süre- ci bugün sona eriyor. Konsorsi- yumlann ve Batılı ülkelerin "nükleer arenasına dönen" Tür- kiye"de koalisyon partilerinın Çevreci örgütlerden tepki 'Emperyalisigatişm' Istanbul Haber Servisi- Nükleer karşıtı gönüllü kunıluşlar, 1 Mart 2000'de ihale sonucu açıklanacak ve Akkuyu'da inşasına başlanacak nükleer santrab protesto etmek içın hazırhklara başladı. Gönüllü kuruluşlann temsilcileri, nükleer santralı, uluslararası sermayenin dayatoğı emperyalist bir girişim olarak değerlendirdi. Greenpeace, Doğu Akdeniz Çevrecileri Batı Akdeniz Çevre Platformu Karadeniz Çevre Platformu yerei çevreci gruplar, sendıkalar ve kitle örgütlerinin de yer aldığı Nükleer Karşrâ Platform, bir dizi eylem ve etkinlik planlıyor. S.O.S. Akdeniz Demeği temsilcisi Neain Tinmır ise nükleer santralm "emperysdfe bir gjrişHn" olduğunu savundu. Timur, nükleer karşıu protestolan anti-emperyab'st çerçevede örgütleyeceklerini irade ederek, Nükleer Karşıtı Güç Birliği Platformu olarak Ankara'da miting yapacakJannı söyledi. farklı şirketleri desteklemeleri nedeniyle ihale sonuçlandınla- mıyor. ANAP, ABD-Japon- ya'dan Westinghouse'ı, MHP, Enerji ve Tabii Bakanlığı danış- manlan ile TEAŞ üst yönetimi Kanada'dan AECL'i destekler- ken TEAŞ fiıale Değerlendirme Komisyonu Alman-Fransız kon- sorsiyumu NPI'yı uygun bulu- yor. DSP ise Akkuyu'nun sısmo- îojik yönden yeniden incelenme- sini ve deprem risklerinin aynn- tılı olarak ortaya konmasını isti- yor. DSP'nin mesafeli bakrığı ihalenin yeniden ertelenme ola- sılığı da artıyor. Batılı ülkelerin üçüncü dünya ülkelerine yönelttiği nükleer şir- ketler ise lobi için kesenin ağzı- m açıyor. Türkiye'de nükleer santral kurulması için yapılan baskılara karşuı, ABD'de de nükleer santral kurmak isteyen şirketlere önemli zorluklar geti- rikneye başlandı. ABD'nin 1992 yılında çıkardığı enerji politika- sı yasası ile nükleer santral tesi- sinin kurulması ve işletilmesi için tek bir ruhsat verilmesi ön- görülmüştü. Araştırma yapmak isteyen gazeteci ve akademisyenlere izin verilmiyor Santral bölgesîne inceleme yasağı OZANYAYMAN İZMİR - Akkuya'da yapımı planlanan nükleer santral böl- gesine bilim adamlan ve gaze- tecilerin sokulmaması, bazı kuşkulan gündeme getirdi. Bi- lim adamlan, hükümetin bugün ihalesini sonuçlandırması bek- lenen nükleer santral temelin- de, Türkiye'nin gelişmiş ülkeler tarafindan nükleer çöplük ya- pılma isteğinin olduğunu belir- tiyorlar. Nükleer santrallann atıklan- na dünyamn bir çözüm bulama- dığını kaydeden uzmanlar, "Sanrrallan işleten ülkeler bu anklan başka ülketere gömme- nin yoUannı anyorlar. Türki- Dünya Enerji Konseyi Üyesi Onal Erdoğan: Santral bölgesine sokulmadım. Sakladıklan ya da gizleyecekleri bir şeyler olmalı ki bilim adamlanna bölgeyi yasak ediyorlar." OOTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. (nci Gökmen: Santral yasak bölge. Akkuyu'nun nükleer atıklarına, nükleer santral işleten ülkelerin atıklannın da eklenmesi gündeme gelebilir. yeHi de bunun için en uygun y- er olarak göröyorlar ve kendi vazgeçtikleri bir teknolojryi, nükleer aüklanyla birhkte Tür- kiye'ye dayatmaya çahşryoriar" kaygısım dile gertrdıler. Akkuyu'da yapıünası planla- nan nükleer sanrralla bu-likte, nükleer santral işleten ve atıklar için bir çözüm bulamayan ülke- lerin, Türkiye'yi bir nükleer çöplüğe dönüştürmesinden kaygılanan bilim adamlan, Tür- kiye'de yapımı planlanan sant- rallann temelinde, anklann ih- racmın olabileceğini belirtiyor ve sürecin Akkuyu ile başlatıl- mak istendiğini vurguluyorlar. Bölgede konuyla ilgili araştır- ma yapmak isteyen Dünya Enerji Konseyi Üyesi Ünal Er- doğan, yetkililer tarafindan santral bÖlgesinden uzaklaştı- nldığını söyleyerek "Santraün vapdacağı yere kimse giremiyor. Ldn vermiyorlar. Sakladıklan yadagizleyecekJeribû-şeyler ol- malı ki bilim adamlanna bölge- yi yasak ediyorlar'" dedi. ODTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. InciGökmen de santral böl- gesinin yasak olduğunu beürte- rek şöyle konuştu: "OzeDikle ağusutos ayındaki etkinlikler sırasında santral sa- hasma yaklaşılmasına kesüüık- le izin verilmiyor. Türidye'nin nükleerçöplüğe dönûştürülmek istendigi yıDanhrdile getirfliyor. Santralın işletilmesi gerçekleşir- se, orada nükleer aüklar olacak- nr. O süreçten sonra Akku- yu'nun nükleer anklanna, nük- leer santral işleten ülkelerin auklannın da eklenmesi günde- me gelebilir" taşlann katılımı ile yönetüir. Dev- letler, geniş çapta çevre bilgilen- dırmesı yaparak kamuoyu aydın- latılmasını ve katılımı gerçekleş- tirecek ve teşvik edecektir. • 1992-Rio-Gündem 21 Söz- leşmesi'ne göre -7. Beş Yıllık Kalkınma Planı ile hükümeti bağ- layıcı olduğu kabul edildi. Hukü- metler, iş çevreleri ve kalkınma kuruluşlan, kalkınma projelerinin biyoloji çeşitlilik üzerine etkisi- nin nasıl değerlendirileceğini ve bu çeşitliliği kaybetmenuı mali- yetinin nasıl hesaplanacağmı öğ- renmelidirler. Önemli etkilen ola- bilecek projelerde, halkm geniş ölçüde katıhnasıyla çevresel etki değerlendirmesi yapıhnalıdn-. Hü- kümetler, zararh atık riski yüksek üretim sistemlerinin yavaş yavaş kaldmunasuıı teşvik etmelidir. Kaahm şagianrnah Aynca kişıler, gruplar ve kuru- luşlar, özellikle kendi toplumJan- nı etkileyebilecek çevre ve kalkın- ma kararlannı bilmeli ve bunlara katılmalıdır. tnsanlara kararlar hakkında bilgi vermek için, ulusal hükümetler, kişilerin çevre ve kal- kınma konulanyla ilgili bütün bil- gilere ulaşmasmı sağlamalıdır. Bu bilgi, çevre üzerine önemli etkisi olan veya olabılecek olan üretim veya faâliyetleri ve çevre koruma önlemlerini içermelidir. Hükü- metler, yerli insanlara ait toprak- lann, çevreye uyum sağlamayan ve kişilerin sosyal ve kültürel açı- dan uygun bulmadığı faaliyetler- den korunması gerektiğinı anla- malıdır. Biyolojikçeşhm sözjeşmesi Yine Türkiye taranndan onay- lanan 1992-Rio-Biyolojik Çeşit- lılık Sözleşmesi'nin 1,4/1 a sayıh maddesine göre, sözleşen devlet- ler biyolojik çeşitlilik için önemli olumsuz etkiler doğurabilecek mevcut proje önerilerinin bu olumsuz etkilen engellemeye ve- ya en aza indirmeye yönelik çev- resel etki değerlendirmesine tabi tutulmasuıı öngören uygun işle- yişleri yürürlüğe koyacak ve el- verdiğince halkm da bu işleyışle- re katılmasuıı sağlayacakür. ,: 1979 Avrupa Konseyi-Yaban Hayatı ve Yaşama Ortamlannı Koruma Sözleşmesi'nin 3. mad- desine göre her akit taraf, yabani flora ve fauna ile doğal yaşama ortamlannm, özeilikle nesli tehli- keye düşmüş ve düşebilecek tür- Ierin, özellikle endemik olanlan- nın ve tehlıkeye düşmüş yaşama ortamlannm bu sözleşme hüküm- lerine uygun olarak muhafazası amacıyla ulusal politikalannı ge- liştıreceklerdir. Diğer Sözteşmeler Türkiye'nin kabul ettiği, bu an- lamda eksikliklerinden ötürü nük- leer santralın yapımını engelleyen konuyla ilgili diğer uluslararası sözleşmeler şunlar: • Avrupa ve Akdeniz Bitki Ko- ruma Teşkilatı Hakkında Sözleş- me, Paris 1951 (Türkiye 10.08.1965). • Kuşlann Korunması Hakkın- da Uluslararası Sözleşme, Paris 1959 (R.G. 17.12.1966, Sayı 12480). • Dünya Kültürel ve Doğal Mi- rasının Korunmasına Dair Sözleş- me, Pans 1972 (R.G. 14.02.1983 Sayı 17959). • Avrupa'nın Yaban Hayatı Ve Yaşama Ortamlannı Koruma Söz- leşmesi, Bern 1979 (R.G. 20.02.1984, Sayı 18318). • Uluslararası Öneme Sahip Sulak Alanlar Haklonda Sözleş- me, Ramsar 1971. • Akdeniz'in Kirliliğe Karşı Komnması Sözleşmesi, Barselo- na 1976 (R.G. 12.06.1981, Sayı 17368). • Akdeniz'in Kara Kökenli Kaynaklardan Kirlen'cilere Karşı Korunması Hakkında Protokol, Arinal980(R.G. 18.03.1987, Sa- yı 19404). • Akdeniz'de Özel Olarak Ko- runan Alanlara İlişkin Protokol, Cenevre 1982 (Türkiye 06.11.1986). • Biyolojik Çeşitlilik Sözleş- mesi (5 Haziran 1992, Rio). • Stockholm, tnsan Çevresi Deklarasyonu, 1972. • AGİK Helsinki Nihai Senedi, 1975. • Akdeniz'in Kirliliğe Karşı Korunması Sözleşmesi, Cenova Deklarasyonu, 1985. • BM/AEK Flora, Fauna veYa- şam Ortamlannm Korunması Deklarasyonu, 1988. • BM/AEK Çevrenin Korun- ması ve Doğal Kaynaklann Ras- yonel Kullanımı için Bölgesel Stratejisi, 1988. • Avrupa Çevre ve Sağhk Şar- h, Frankfurt 1989. • Akdeniz Bölgesinde, Avrupa Akdeniz Çevre Işbtrlıği Lefkoşa Şartı, 1990. • Akdeniz Bölgesinde, Avru- pa-Akdeniz Çevre Işbirliği, Kahi- re Deklarasyonu, 1992. ORHAN BİRGtT Akşener, 28 Şubat ve Demirel 28 Şubat kararlannın üçüncü yılında, Milli Güven- lik Kurulu'nun sivil üyelerinden eski Içişleri Bakanı Meral Akşener, adeta coşkulu bir referans kimli- ğindeydi. Hürriyet, Sabah, Milliyet ve Milli Gazete'deki anı röportajlannın yanı sıra dün de seçim çevresi olan Kocaeli'nin en büyük ilçesi Gebze'de katıldığı bir pa- nelde, Anadolu Ajansı'nın verdiği habere göre, "28 Şubat sürecinin 54. hükümetin yıkılması ve irticacı kabul edilen kesımlerin iradesinin kırılması için ya- pıldığım" söyledi ve ekledi: "Her ikisinde de başanlı olundu. Biz demokrasi, insan haklan ve hukukun üstünlüğü için mücade- lemiziyaptık." Akşener'in bu panelden sonra bera- berinde Gölcük 17 Ağustos Girişimi ile Gebze'yi ll Yaptırma Derneği temsilcilerini de alarak Çankaya Köşkü'nün yolunu tuttuğu ve her iki heyetin başka- nı kimliği ile Cumhurbaşkanı Demirel'in saat 15.00 ve 15.15 kabullerinde bulunduğu da yine protokol haberleri arasmda. 54. hükümetin içişleri Bakanı, yakın tarihimizde gazete telefonlannı dinleme, bir televizyon merke- zini basma olaylanna kanştığı savlan ile geçti. Doğ- ru Yol'un Genel Başkanı Çiller'in kolunda girdiği politikada hızlı b|ryükseliş gösterdi. Hem genel baş- kana, hem eşi Özer Çiller'e yakınlığı ve bir tür sır katipliği ile ün yaptı. Şımdi o yakınlığın beileğinde bıraktığı birikimleri, çeşitli gazetelerde aynı anda başlayan anılannda röportaj halıne dökerken, lide- ri için ne kadar acımasız olduğunu ortaya koyan cümleler kullanabiliyor. Bu söyleşileri okurken, kaynağın hangi Akşener olduğunu kendi kendime sormaktan duramıyorum. Dün Gebze panelinde, 28 Şubat'a giden süreçte "Biz demokrasi, insan haklan ve hukukun üstünlü- ğü için mücadelemizi yaptık" cümlesinı başlatan o "Biz" sözcüğü ile acaba Refahyol hükümetini mi amaçlıyor Akşener? Yoksa salt o koalisyonun Doğ- ru Yol kanadını mı? Eski Içişleri Bakanı'nın bu söyleşilerde söyledik- leri arasındaki çelişkiler, eski patronuna yönelik suç- lamalan, galiba dünkü Hürriyet'ın bırınci sayfasın- da bu anılardan bir bölümü ile ilgili haber-yazıyı renk- lendiren bir fotoğraf daha da ilginç kılıyor. Meral Ak- şener, dünün Çillerler yoldaşı, 12 Eylül öncesinin "Asena" unvanı ile hızlı MHP sempatizanı olarak ta- nınan bu kimine göre "köylü kızı", o fotoğrafta an- lattıklannı başkalannın duymasını istemediği için ol- malı iki eliyle kapatmış, Çiller'e bir şeyler söylüyor. Genel başkanı, başbakanı bir yemek sonrasında kendisine anlatılanlardan çok mutlu olduğunu bel- geleştiren kahkahalı pozu ile görunüyor. Sol eli, Ak- şener'in sağ kolunu kavramış. Özer Bey'in yüzünü anlamlı bir gülümseme kaplamış. Fotoğrafa uzun uzun bakıp "Geçmiş zaman olur ki hayali cihan değer" deyimine acaba Meral Ha- nım da katılıyor mu demekten kendimi alamıyorum. Politikanın acımasız değirmeni, sayısız ömekle- rinde görüldüğü gibi, Çillerler - Akşener dostluğu- nu da öğütmüş olmalı ki Meral Akşener, hem eski Sezar'ına karşı hançerini acımasızca kullanıyor; hem de partisinde kendisinden başka nice Brütüs'lerin olduğunu söyleyerek adeta şecaat arzediyor! Akşener'in anlattıklannın tümünün Çiller çiftini he- def aldığı ve bütünüyle bir kin savaşana dönük anı- lar yumağı olduğunu söylemek, adamakıllı haksız- lık olur. özellikle Taha Akyol'a söyledikleri var ki, dünkü Milliyet'te yazannın "Objektif" köşesinde yer alan ve Demirel'in 28 Şubat MGK'sinde rolünü saptayan şu bölüm bugüne kadar bilinmeyen bir gerçeği aydın- Itğa çıkartmıştır. Akşener "Askerlerin hazıriadığı 28 Şubat Karar- lan taslağında Cumhurbaşkanı Demirel önemli de- ğişiklikleryaptı.." diyor ve Akyol'un "Ne yapti" so- rusunun yanıtını da şöyle veriyor "Askerlerin hazıriadığı taslakta 21 madde vardı. Demirel bunu 18'e indirdi. Imam hatip okullan ve Kuran kurslan için çoksertifadeler verdı, onlan yu- muşattı..." "Demirel gerekçe olarak 'mütedeyyin halkı ren- cide etmeyelim' demiş." ••• 28 Şubat bildirisi önünde sonunda öncelikli ama- cına ulaştı, 54. hükümet, yani Refahyol'un üyeleri, hem o bildirideki 18 maddenin altını paşa paşa "ka- bulümüzdür" diye onayladılar; hem de görevlerin- den kendi iradelerr ile aynldılar. Acaba, bildiri 21 madde olarak ve cumhurbaşka- nına ilk sunulduğu biçimi ile yayımlanmış olsaydı, 22 Şubat günü demokrasi bütün kurumlan ile işler- liğini koruyacak, dahası 18 Nisan 1999 seçimleri gerçekleşebilecek miydi? Demirel'in sansürtediği o üç madde ve yumşattı- ğı bazı sözcüklerin eski hali bilinmeden, hele irde- lenmeden bu soruyu yanıtlamak mümkün değildir. Akşener, bilerek mi ya da bilmeyerek mi Süley- man Demirel'in yeniden seçilmesini isteyenler cep- hesini haklı kılacak açıklamalar yapmış oldu? Demirel'in birikimi ve deneyimi ile ilgili olarak tam zamanında can alıcı bir belgeyi açığa çıkarttı. Faks:0212 677 07 62 E-Mail:orhan.birgrt(n do.net.tr. Bursa Trafik yokuzluğu LEVENT GENCELLİ BURSA - Bursa'da tra- fik kayıt tescil işlemlerin- de yolsuzluk yaptığı öne sürülen biri başkomiser 28 kişi gözaltına alındı. Yurttaşlann şikâyeti üzerine harekete geçen Bursa Emniyet Müdürlü- ğü Mali Şube ekipleri, operasyona Trafik Tescil Bürosu'ndan başladılar. Burada görevli bir başko- miser ve 3 polis ilk aşa- mada gözaltına almdılar. Ardmdan Trafik Vakfı ile Çevre Vakfı 'nı da içine alan soruşturma başlatıl- dı. Trafik Vakfı adına araç tescil işlemleri sırasuıda fazla para alındığı öğre- nildi. Ardından da Kara- yollan Bölge Müdürlü- ğü'nün denetimindeki Fenni Muayene Istasyo- nu'ndaki işlemler suasm- da usulsüzlük yapıldığı bazı araçlara istasyona getırilmeden fenni kont- rol yapıldığma ilişkuı bel- ge verildiğı ortaya çıkanl- dı. Soruşturma sırasında LPG'ye dönüştürülen ba- zı araçlann ruhsatlarına kural dışı ışlem yapıldığı, ancak aynı araçlann dos- yalanna LPG dönüşümü- nün işlenmediği de beur- lendi. Bunun üzerine Çevre Vakfı, Trafik Vak- fı. Karayollan Bölge Mü- dürlüğü, Trafik Tescil ve Denetleme Müdürlü- ğü'ndekı bazı görevliler- le birlikte iş takibi yapan arzuhalcilerin de içinde bulunduğu 28 kişi gözal- tına alındı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear