22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
18 $UBAT 2000 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER T)oğa Dostu 2000Projesi' • GAZİANTEP (AA) - Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Celal Doğan, kenti yaşanabilir, çağdaş, doğaJ ve güzel bir konuma getirmek amacıyla hazırladıklan 'Doğa Dostu 2000 Ptojesi' ile Gaziantep'e 'yeşil elbise' giydirileceğini belirtti. Doğan, 'Doğa Dostu 2000 Projesf yle ilgili olarak şu bilgilen verdi: "Proje kapsamında kentin uygun alanlanna fidan dikitni yapılacak, Doğa dostu mahalle, okul, sanayi tesısi, balkon ve bahçe yanşmalan yapılacak. Gazianteplilerin yakınlanmn mezarlannı temizleme ve yeşillendinne' kampanyası da açılacak." Vardiyaya ctirenen doktor gjdecek • ANKARA(AA)- Sağlık Bakanı Osman Dunnuş, bazi eğitim hastanelennde başlatılan vardiya sistemine direnen hekirnlenn, vardiya olmayan yerlere gönderileceğini bildirdi. Bazı hekimlerin vardiya sistemınden şikâyet ettiğini, çalışmak istemediğini duyduklannı ifade eden Durmuş, "Vardiya sistemine direnen, çalışmak istemeyenhekimleri, ;..• , vardiya sistemi uygulanmayan ve hekime ihtıyacı olan yerlere göndereceğiz" dedi. TeMikeli atık ittıaUne yasak • ANKARA(AA)- Akdenız Bölgesi'nde tehlikeli atıklann taşınması ve Türkiye'ye ithali yasaklanıyor. Ediz Hun başkanlığında toplanan TBMM Çevre Komisyonu'nda, Akdeniz'de Tehlikeli Atıklann Sınırötesi Hareketlen ve Bertarafından Kaynaklanan Kirlüiğin Önlenmesi Protokolü'nün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Yasa Tasansı kabul edildi. Protokolle Akdeniz'e kıyısı olan ülkelerin ve Akdeniz'in, tehlikeli ve diğer atıklardan kaynaklanan kirlenmeye karşı korunması amaçlanıyor. Ücretsiz seyahatJANKARA(ANKA)- Emekli Sandığf nca ayhk bağlananlara verilecek taıutım kartlan yönetmeliğinde değişiklik yapan yeni yönetmelik Resmi Gazete'de yayımlandı. Istiklal Madalyası verilmiş olanlar, Kore ve Kıbns gazilen, savaş ve görev rralulleri, terörle mûcadelede yaralanan ve sakatlananlarla dul eşleri ve reşit olmayan çocuklan TCDD ve Denizcilik tşbtmeleri'nin iç hat ançlannde birinci mevkide ve belediye ançlannda ücretsiz swahat edebilecekler. ftıhsatsız su • tstanbul Haber Servisi - tsanbul'daki içme süanrun yüzde 75'inin, kcntrol edilemeyen esnaf tarafından satıldığı bdirlendi. Istanbul tyi Su Sıtıcılan ve Içme Suyu kasyonlan Işletmecileri Enaf Odası Başkanı Cmer Elibol, tstanbul'da tücetılen içme suyunun )Tzde95'ininISKldışı kjynaklardan sağlandığını Mirtti. Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Genel Kurulu hafta sonu yapılıyor Nüldeer lobi oda seçimlermcle DUZYAZI • Meslek odalanndaki çağdaş, demokrat, toplumcu yönetimlere karşı örgütlenen "şeriatçı-milliyetçi- muhafazakâr" çizgideki "Meslekte Birlik" grubu bu kez de Elektrik Mühendisleri Odası seçimlerine hazırlanıyor. • Yıldız Üniversitesi Oditoryumu' nda yapılacak îstanbul seçimleri için "nükleer lobi" de Meslekte Birlik'çilerin safinda devreye giriyor. OKTAYEKİNCt TMMOB'ye bağlı meslek oda- lannın 2000-2002 yıllan merkez ve şube yönetimlerini belirleyen seçimler arasında en önemlilerin- den bin de bu hafta sonu Elektrik Mühendiskri Odası (EMO) ıçin yapılıyor. Oda'nın en büyük bıri- mini oluşturan tstanbul Şubesi üyeleri 19 Şubat 2000 Cumartesi günü Yıldız Üniversitesi Oditor- yumu'nda bır araya gelerek "ge- nd kurul" toplanüsını gerçekleş- tirecekler. Şube yönetim kurulu üyeleri ile merkez genel kurulu delegelerinin belirleneceği se- çimler için ise 20 Şubat 2000 Pa- zar günü oy kullanılacak... EMO'nun bu yılkı genel kuru- lu ve seçimlerinin "önemi", sade- ce RP-MHP yanlısı "Meslekte Buük" grubu için özellikle maki- na ve inşaat mühendisleri odala- nndaki genel yenilgüerinın ardın- dan "son büyük firsat" olarak gö- rühne özelliğiyle sınırlı değil... Aynı "muhafazakâr" grubun Elektrik Mühendisleri Odası'nın 1998 yıhndaki genel kurulu da enerjide ulusal çıkarlan savunanlar ile rantçı politikalan EMO'ya egemen kılmak isteyenler arasındaki seçim yanşryla geçmişti. elektrik mühendisleri arasında "etküeyebüdiğT üyelerle bu se- çimlere de olanca güçleri ve ola- naklanyla "asuacaklarT bilini- yor. Ancak, asıl önemlisi Türki- ye'deki "enerji yağmacılannın" ve bunlar arasuıdaki "nükleer lo- bilerin de yıllardır kendi kontrol- len altına alamadıklan bu mes- lek odasını artık -susturabilmek* için bu seçim sürecinde devreye girmişolmalan... Bunun için de yine Meslekte Birlik denilen grubun özellikle "iktidardaki partilere bağn" ol- malannı, Türkıye'deki özelleştir- me oyunlanna karşı "en ciddi mu- halefetin etkisiz lalınması 77 ve nükleer santrallara yönelik de "hükümet dısı bilimsel muhalefe- tin" yok edilmesi özlemlerinde bir "güvence" olarak gören yağ- macı ve rantçı lobiler, kamu ku- rumlanndaki ve enerji dağıtım şirketlerindeki ücretli mühendis- leri "işyeren baskjsryia" örgütlü- yorlar. "Bordro mahkûmu" elektrik mühendislerini seçimlerde çağ- daş, demokrat, toplumcu yöne- timlere karşı oy kullanmaya zor- layan bu rantçı çevreler, 2000'li yıllarda "enerjide talan" projele- rinin "engebiz"'uygulanması ıçin de EMO'dakı yurtsever çizginin yerini, aynı talan projelerine "tes- timiyetçüiğin'' almasını ıstıyorlar. Demokratlar tek Kste' lşte böylesı bir "tehnkelT an- layışuı, (öncekı yıllarda olduğu gibi) yurtseverlerin bölünmüşlü- ğünden yararlanarak yönetime gelme olasılığına karşı da bu kez "tek liste" halinde seçimlere gir- me sorumluluğunu gösteren de- mokrat elektrik mühendisleri, "Karanlığı birlikte yeneBm'* çağ- nsıyla kaleme aldıkları seçim bil- dirgelerinde "tophımu aydınlat- mayı" şöyle sürdürüyorlar: "Ülkemizde bugün ve vakuı ge- lecek için enerji darhğı yoktur. 27.000 MW kurulu gücümüze karşı 14.000-15.000 MVV kapasi- te kullanınyor. Bu nedenle son günlerdeki enerji kesintikri de enerji krizi değil. enerji yönetim krizklir_" Pekı, enerji ülkemizde neden "kriz içinde" yönetiliyor? Bu be- cenksızliğın temelinde ne yatı- yor?.. Bu sorunun yanıtını da top- İuma yıllardu" yine EMO, daha dogrusu EMO'nun "iktidarlarla siyasi çıkarbiriiği olmayan"' ileri- ci ve toplumcu kadrolan açıklı- yorlar. Enerji politikasında temel amaç, ülke ve kamu yaran yerine "üretimdenve pazartamadan özel ranrJar ve büyük çıkartar elde et- mek" olunca, ortada enerji açıgı olmadığı halde kriz yaşamyor. Çünkü uygulama hep "daha faz- la talan olanağı varatma" hedefi- ne yöneltüiyor... Yurtseverliğin göstergeleri EMO'nun İstanbul Şubesi se- çimlerine "tek Bste" halinde ve "yağmacılığa karşı güçbirüği" ıçinde hazırlanan demokrat mü- hendislerin, FP-MHP yanlısı ve nükleer lobi destekli Meslekte Birlik'e çağn grubuyla "farkraı" daha net görebilmek için, yine de- mokratlarm aynı seçim bildirge- lerindeki vurgulamalar da sanı- nm yeterlidir. Bu hafta sonu ya- pılacak genel kurul ve seçimler- de iki grup arasındaki mücadele- nin; "Oda'nın özerk ve bağunsız ohnasuu savunanlarla, bakanhk- lann onaycısını olmasuu isteyenle- rin arasında" geçeceğını anımsa- tan demokratlar, böylesi bır ayn- nun ne anlama geldığini de şöy- le özetliyorlar: "Nükleer santral karşıtianyla, nükleer lobi yanhla- ruun; özelleştirme karşniarryla, özeDeştirmecuerin; emektenyana olanlaria, emeğe karşı olanlann; laik-sosyal hukuk devietinden ya- na olanlarla, gerici-ırkçı totaüter rejim savunuculannın; özgürlük ve demokrasiden yana olanlarla, özgüriüğü ve demokrasiyi sadece kendileriiçin savnnanlann"_ara- suıdaki bir genel kurul ve seçim mücadelesi... EMO'yu ve ülkeyi "aydmhğa" doğru taşıyacak yurtsever çizgi- nin "yönetim kurulu adayian" ıse şu ısimlerden oluşuyor: (Asıl adaylar) Hüseyin Yeşil, A.Tank Uzunkava, Gazi tpek, Tahir Çi- çekçi. Yusuf Bağatar. Sıdıka Ödel, Selami \umaz. (\edek adaylar) Necdet Oğuz, Erhan Karaçay, Erol Celepsoy, Cemil Kocatepe, Sülevman Mert, Bülent Yılmaz, ILBÜrakSüalpYalçm.'' Şimdi sua elektrik mühendıs- lerinde. Sadece "meslekte'' değil, (tıpkı diğer odalardakı geçen haf- talarda yapılan seçimlerde oldu- ğu gıbi) daha da önemlisi; "mes- leğin toplumsaL, ulusal ve evrensel sorumhıluklan etrannda buük" için genel kurul ve seçimlere "ek- sfltsiz" katıhnak artık tanhsel bır görev. Bunu ise sadece yukanda- ki demokrat adaylar değil, tüm halkımız ve hatta "getecekkuşak- hr r 'daistiyorlar... Fabrika önünde toplanan işçiler, yasadışı uygulamaları protesto etti Dodo işvereninden baskı\ Haber Servisi - Anayasanın 5 i. maddesinde yer alan sendikalaşma hakkını kullanmak isteyen Tuzla'da ku- ruhı Dodo fabrikası işçilerinden 18'inin i§ akitleri feshedilirken bazılannın fab- rikanın genel müdürü tbranim Tuğtekin tarafından başlanna silah dayaülarak is- tifaya zorlandığı belirtildi. Tuğtekinhak- kmdaTuzla Cumhurryet Savcılıgı'na suç duyurusunda bulunuldu. DlSK'e bağlı Tekstil Işçıleri Sendikası'na üye olmak isteyen yaklaşık bin işçi, Dodo fab- rikasınm önünde toplanarak işverenin yasadışı tutumunu protesto etti. tşçiler jardarmanın da işverene destek verdiği- ni öne sürdü. Işçüerle birlikte basra açıklaması ya- pan Tekstil tşçileri Sendikası Genel Baş- kanı Süieyman Çelebi, sendikalaşma ça- balannakarşı ilk engehnbölgede görev- lijandarma tarafından çıkanldığını söy- ledi. Çelebi, yasa gereği sendikalann ya- pacağı kapalı salon toplantılan için ön- ceden izin almaya gerek olmamasına karşın, jandarmayı bilgilendirmeyi uy- gun gördüklerini ifade ederek "Komu- tanhk sendikamız] Tuzla Kavmakamb- ^'nayÖBİemfirimştKHiçbirmecbariye- ti obnadığıhaldebuyönledinne}e uygun davranarak sendikamız »ııkat Ha.san Günüç taranndan düzenlenen bir dikk- çeyle Thzla Kaymakamhğı'ııa baş>ıır- muştur. Kaymakamhğm ilpfi memuru, önce bu dilekçeyi havaie etmiş ise de, jar- darma komutanından gefen, ° Bu toplan- tuıın sendıkal örgütlenme amacıyla dü- zenleneceği uyansı' üzerine buna izin verMmeyeceğini beyao ederek dilekçenin hafv^k böiümÛRÜ yutmtşür. Bu >irtik di- lekçe enTruzdedir" dedi. Bazı girişımler sonucu toplantryı yap- tıklannı, ancak işveren baslasının devre- ye girmesi nedeniyle toplantıya katıh- mın düşük kaldığını ifade eden Çelebi, sendikalaşmanın işveren tarafından du- yuhnasınm ardından, hep ahşılageldiği gibi Dodo işvereninin de hükümetin ye- rel birimleri tarafından korunuyorohiıa- nın güveni ve rahathğı içinde işçiler üze- rinde zorbaca uygulamalara yöneldiğini savundu. tşçileri silahlı tehdıt ettiği öne sürülen tbrahim Tuğtekin hakkında ge- reğinin yapılması için Tuzla Savcdığı 'na başvuruldu. Tekstil tşçileri Sendikası adına avukat Hasan Günüç tarafından yapılan başvu- ruda, işçilere yönelik baskılar özetlene- rek "işyerinde çahşan işcikrden üyemiz Zafer Kardeş. 15JJOOO tarihimk akşam saat 2030-21.00 arası e\inden abnarak Kaynarca'da buiunan ve daha önce Do- do Tekstil taranndan kuUanılan boş bir brâaya,işyeri ortağıve yöneticisi tbrahmı Tuğtekin ve işyeri güvenfik personeü ta- rafindan götürühnüş, kafasma silah da- yamaraksendikadanistifa etmesi yönün- detelıditedimıiş,dövüfanüş \t ağır knfür- kre maruz bırakılmışür"' denildi. Başvuruda, aynı gün öğle saatlerinde 10 kadar işçinin bir odaya kapatılarak kendilerine zorla belge imzalattıntmaya çalışıldığı öne sürüldü. BEDAŞ çalışanlan elektriğin holdinglere peşkeş çekileceğini savundu Eııerjkle özefleştirmeye protesto İstanbul Haber Servisi - Boğaziçi Elektrik Dağıtun AŞ'de (BEDAŞ) çahşan yaklaşık 50 kişilik bir grup, enerji sektörimdeki özelleştirme ve taşeronlaştırma uygulamalarmı protesto etti. BEDAŞ'mbahçesinde gerçekleştirilen eylemde konuşan Enerji-Yapı Yol Sendikası tstanbul Şubesi Başkanı Gürsel Ümitsever, devletin kamu hizmetlennden biri olan elektrik enerjisinin holdinglere peşkeş çekilmek istendiğini savunarak, "BEDAŞ siyasal ikridariann arpanğı dunımondan çıkanlarak kurum çabşanlannın nûsiyatifme bırakıâmabdır? 'dedı. Geçen günlerde bir televizyon kanalmda yayımlanan bir haberde "BEDAŞ çabşanlannın para karşdığmda abonelerin elektrik sayaçbnnı kayrt erbginin enerji saıfryatını düşürdüğünün" öne sürüldüğünü belırten Ümitsever, söz konusu haberin bütün enerji çalışanlannı zan altmda buaktığuıı ifade etti. Ümitsever, "Söz konusu programda yer alan otay, sayaç okunıa tşİemJerini yapan taşeron firmanm ekmanlamla ilgilidir'" dediler. Eyleme destek veren Elektnk Mühendisleri Odası Genel Başkanı AB Yiğit, sektördeki yolsuzlukların Aktaş'ta başladığını vurgulayarak, "Usubüzlükler ayyuka çıkb. Yargıya siyasi baskı uygulandı. TEDAŞ'ı 25 parçay a böterek her birinden AKT.\Ş'lar yaratmak ktiyortar. Kurum devredildiğinde dikensiz gül bahçesi oiması için tayinler ve baskılar artryor*' dedi. ÜÛcede elektrik kapasitesmin ancak yüzde 70'inin kullanıldığmı ifade eden Yiğit, elektrik kesintileriyle yurttaşlann'nükleereevet' diyecek noktaya getirildiğini vurguladı. İskenderun Çevrecfler uzlaşma protokolü imzaladı AMNBODUR İSKENDERUN - Termik santrala karşı yürüttükleri mücadelede "yahuz kalacaktan" endışesi taşıyan Doğu Ak- deniz Çevrecileri (DAÇE), Yumurta- lık'ta yapımı planlanan Sugözü Termik Santralı için yaünmcı firmalar Enerji ve Çevre Yatınmlan AŞ (ENVY) ve İs- kenderun Enerji Üretim ve Ticaret AŞ (ÎSKEN) ile uzlaşma protokolü imzala- dı. Çevrecilerin termik santral konusun- da imzalanyla "evet" dediği "uzlaşma protokolü'', Türkiye'de ilk ömeği oluş- turdu. DAÇE'nin bazı üyeleri "kabul edflemez" diyerek protokole karşı çık- maya hazn-lamyor. 23 çevre derneğinin oluşturduğu DAÇE ise nihai karanm ni- san ayında Antakya'da yapacağı bölge toplantısında netleştirecek. 'Denetim sûrekli olacak' Hatay, Adana, tçel, Osmaniye, Kah- ramanmaraş ve KKTC'den 23 çevre ku- ruluşunun oluşturduğu DAÇE'nin or- tak sekreteri Oktay Demirkan, yapımcı firmanın açık olduğunu ve çevrecilerin tüm istemlerini yerine getirebileceğini behrttiğini söyledi. DAÇE yapısının tü- zel bir kişilik olmadığını vurgulayan Demirkan şöyle dedi: "Bu nedenle bizçe>Teciler, onlan doğ- rudan doğruya yerel yöneticilerte: kay- makam. belediye başkanı ve hatta muh- tar ile muhatap etmekistiyoruz.Ama, bu kişiler seçümiş veya atanmış kişfler. Za- man içerisinde tayin edilebilir ya da ye- niden seçflenıeyebilirier. O nedenle çev- redkrin denetiminin bu işin içinde sü- reldi kahnaam istiyoruz. Zaten yaünm- cı flrmalann da görüşleri bu doğrultu- da." t Protokoiû tarüşacağız' Asıl istemlerinin termik santralın hiç yapıhnaması olduğunu anlatan Demir- kan şöyle devam etti: "Ama o konuda epeyce mesafe alm- mış. Köyiü ve yerel yöneticiler ikna edfl- miş. Santrahnyapthşuıa karşı bir dunış- ta yalnız kalabilecegimiz endişesi var. A- ma umudumuz da şu ki: gerçekten geç- mişten ders ahnarak kötü örnekler ar- tıkbiterveçevreye minimumzararholan termik santral oluşturulur. Belki bu da gdecekte, geçmişin bir teknolojisi de ol- sa iyi bir örnek olur diye düşünüyoruz. Bu nedenle yatınmcı flrma ile DAÇE arasında bir uzlaşma protokolü imza- landL Ama protokol şu anda nihai değil. Bu karara muhalefet eden dernekler de var. DAÇE, bu konuyu Antakya bölge toplantısında tarrışacak ve son şeldini verecek. Oradan ahnacak karara göre DAÇE bu işiniçerisinde var olacak ya da var obnayacak." ORHAN BİRGİT Başlanna Kemalistler Kadar Taş Düşsün. Komşumuz Iran'da bugün genel milletvekili seçimi var. "Komşu" kavramı, bizim toplumumuzda yaşam- sal önem taşır. Hele eski yıllarda, bu önemin vazgeçil- mezliğini anlatmak için, özdeyişterimiz arasında "Eval- ma komşu al" sözcüğü, kuşaktan kuşağa birtür kulak küpesi gibi yinelenirdi. Ama, kişiler için böyle bir seçe- nek imkânı bugün var olsa bile, ülkeîerin kendi c»ğraf- yalannı değiştirip komşu seçme haklan bulunmuyor. öteden beri, Batı komşusunu kıskanan ve zaman zaman haset eden Iran, Atatürk'ün Şah Rıza Pehle- vi ile kurduğu dostluk dönemi dışında, Türkiye'ye ve Türktere hep ters bakan bir politika izlemiştir. 21 yıl önce Humeyni'nin gerçekleştirdiği Mollaizm rejimi döneminde bu kıskançlık ve haset politikası, ye- rini Türkiye'yi parçalamak ve Atatürk Cumhuriyeti'ni yok etmek isteyen bir devlet stratejisine bırakarak, adeta resmileştinldi. PKK'nin kamplanyla, hastahaneleriyle, silah ve cep- hane depolanyla sayısız üsse sahip olduğu "kom- şu'dan gelen çeteler, sının aşıp cinayetlerini işiedikten sonra, mollanın sıcak kucağına döndüler. Ankara'nın her defasında belgeleyerek Tahran'daki yetkililerin önüne getirdiği şikâyetler, neredeyse kutsal kitaba bile el basacak kadar pervasız yalancı muha- taptarca inkâr edildi. Son haftalarda ortaya çıkartılan cesetler, toplu cina- yetler, "komşu"muzuo ülkemiz için arzu ettiği istekler için Hizbullah adı verilen bu katiller çetesini nasıl kul- lanmakta olduğunu ortaya koyuyor. Haritalarda Iran'ın yerini göstermekten aciz çarşaflı kadınlar, çoluk çoçuk, eşlerinin eğitim çahşmalan için dini başkent Kum'da konuk edildiklerini anlatıyorlar. Şehit polislerin göğüs- lerini deten kurşunlar, üzerlerincleki Farsça yazılarla, vahşet örgütü ile Iran arasındaki bağlantıyı belgeliyor. • • • Iran bütün bunlan, kendi rejimini Batı komşusuna, yani ülkemize ihraç etme amaayla yapryor. Ama Iran yurttaşlan, Tahran'daki Islam CumrHjriyeti'nin ihraç et- meye çalıştığı rejime, 21 yıl önceki kadar sahip çıkma- dığı için, bugünkü seçimin sancılı olacağı günlerden beri uç veriyor. Seçimlere üç ana grup giriyor: Reformcular, muhafazakârlar ve bağımsızlar. Hemen akla gelebilecek soruyu yazıp yanıtını da ve- relim. Yasalara göre seçilme ehliyetine sahip buiunan her Iran yurttaşı, milletvekilliği için aday olma özgürlü- ğüne de sahip mi? Değil. Çünkü, Humeyni rejiminin getirdiği anayasa ile kurulan Anayasayı Koruyucular Konseyi'nin onayı- nı almayan kimse aday olamıyor. Muhafazakârlann egemenliğindeki bu konsey, aylık için başvuran 6 bin 856 kişiden 1128'ine onay vermemiş. 1346 kişi de adayiıktan çekilme zorunda kalmış. Seçim Merkezi, bugünkü seçimlere toplam 4 bin 382 adayın katılabileceğini söylerken, Imam Sadık Üni- versitesi öğretım üyeliği yapan Iranlı Sıyaset Bilimci ve Kültür Sosyoloğu Prof. Cengiz Pehlivan, bugünkü seçimlerde iktidann "bizden olanlar" ve "bizden ol- mayanlar" ayınmı yaptığını, kendisinin laik düşünce sahibi olduğu ve ikinci grupta görüldüğü için seçimle- re katılma hakktna sahip bulunmadığını söyfüyor. Pröf. Pehlivan'a göre bugünkü seçim, Iran'ın içindebukır*- duğu meşruiyet krizini ya çözecek; ya da sürdürecek. Çözümün, oy verme katılımının daha çok olmasına bağlı olduğunu söylüyor Iranlı sıyaset bilimci. Dün 7 bin seçmen üzerinde yapılan kamuoyu yoklamasına gö- re, bugün sandığa gıdecek olanlann geçen seçimlere oranla daha çok olacağını söyleyenler, yüzde 46. De- neklerden yüzde 70'i dini inançlara saygı ile birlikte re- formlann desteklenmesıni istediklennı açıklamış. Yüz- de 30 oranındakı denek de, sandık başında adaylann kişisel karakterlerine göre oy kullanacaklannı belirt- miş. Dünkü "Sabah" gazetesinde yer alan bir habere gö- re Rafsancani, Cumhurbaşkanı Hatemi yanlılannı "Ke- malist" olmakla suçluyormuş. Tahran'da yayımlanan Keyhan gazetesinden alıntı yapıldığı bildirilen bu ha- berde Rafsancani, kimi eski Humeyniciler'in şimdi ar- tık Atatürkçü olduğunu söyleyerek, bunlar tçin nankör- ler suçlaması da yapıyormuş. Dün, bu haberi okumasaydım, Iran seçimlerini bir "Dûz Yazı" konusu yapmayı aklımın ucundan geçirme- yecektim. Rafsancani'nin politik rakipleri için yaptığı suçlama, siyasi Islamın en bağnaz kalelerinden birisi olan kom- şu Iran'da birsüreden beri başgösterdiği bildirilen "öz- gürlükuyanışı" için Tahran'daki iktidar sahiplerinin kim- den ve neden ürktüklerini ortaya koyan bir bekjedir. Bir rejim, 21 yıllık geçmişine rağmen, bugünkü se- çimler ile meşruiyet kazanmaya çalışıyorsa, elbette 68 yıl önce yaşama veda etmiş Atatürk'ten ve O'nun koy- duğu ilkelerden korkacaktır. Şimdi, Iran'dan Ankara'ya gelen resmi devlet konuk- lannın Anıt-kabri ziyarete niçin gidemediklerini daha iyi anlıyorum. Faks:0212 677 07 62 ~ ~ E-Mail:orhan.birgit(« do.net.tr. Kamuoyuna yanlış bilgi verildi yalanı ortaya çıktı' İZMİR (Cumhurrvel Ege Bürosu) - Roman- ya'daki siyanür felaketin- den sonra Berganıa'da da aynı yöntemle işletihnek istenen altm madenı bölge- deki tansiyonu yükseltti. Eurogold'un öne sürdüğü, "Romama'dakiişktmenin 100yılhk ve eski teknolojrv- leişletüd^" savlannın ger- çek olmadığı belirtildi. Eurogold'un Roman- ya'daki tesisi işleten Esme- ralda şirketi ile bir ortaklı- ğının olmadığı yönündeki açıklamasının da Türk ka- muoyunu yanıltmaya yö- nelik olduğu kaydedildi. Türkiye'ye geldiğı yıl- dan bu yana. dünyada fela- ketlere yol açan siyanür yöntemınin altın madencı- liğinde en gelişmiş tekno- loji olduğunu öne süren Eurogold'un, Roman- ya'daki Baia Mare altın madenindeki kazadan son- ra suçüstü yakalandığı be- lırtıldı. Tuna Nehri'nın zehir- lenmesi, Romanya'nın ya- nı sıra Macaristan ve Yu- goslavya'nın da etkilenme- sine neden olan Esmeralda şirketinın Avustraryalı ol- duğu ortaya çıktı. Romanya'daki tüm altın madenlerinin yüzde 50 'si- nin işletme hakkına sahip olan Normandy adlı Avust- ralyalı firmarun sahip ol- duğu Eurogold şiıketinin, Esmeralda ile birbağlantı- sının olmadığı açıklamala- nnın gerçekdışı olduğunu belirten Pergamon Derne- ği Başkanı ve eski Berga- ma Belediye Başkanı Sefa Taşkuı. "Eurogold, yalan yanlıs bilgiler vererek ka- muoyunu yandtmayaçahşı- yor. Romama'daki Baima Mare tesisi İ999 >ilmda ta- mamlaiKk. Dolayısı>1a Ber- gama'da kunüandan daha yenidir. Siyanürle aUm ma- denciiiğininzehnüteknolo- jisi her yerde a> mdn-" diye konuştu.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear