22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1 ŞUBAT 2000 SALJ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Banş Manço'ya mevlitli anma • İstanbul HaberServisi- Barış Manço'nun ölümünün 1. yılında dün Sultanahmet Camiı'nde Banş Manço Sevenler Demeği'nce mevlit okutüldu. Mevlidin ardından basın mesuplanna açıklama yapan Manço'nun eşi Lale Manço, bu anlamlı günü herkesle birlikte paylaşmaktan mutJuluk duyduğunu söyledi. TVlavi Akım Rus ekonomisini bağımlı yapar' • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Cumhur Ersümer, Mavi Akım Projesi ile Rus ekonomisinin Türkıye'ye bağımlı hale geleceğini ileri sürerek, "Rusya, Samsun'da teslim edeceği Mavi Akım'dan gelecek gaz için 2.5 milyar dolar yatınm yapacaktır" dedi. Ersümer, FP Kayseri Milletvekili Salih Kapusuz'un yazılı soru önergesine verdiği yanıtta, inşaatın SAİPEM adlı Italyan firmasına yaptınlacağını bildirdi. Rusya'nın enerji pazanndaki payının 2005 yılında yüzde 59. 2010 yılında yüzde 52, 2015 ve 2020 yıllannda yüzde 43 olacağını kaydeden Ersümer, orta ve uzun vadede Rusya'nın Türk gaz pazanndaki payının giderek düşeceğıni dıle getirdi. Oğretim üyelerinin emekliliği M XNKARA'(AA)-#NAP Manisa Milletvekili Ekrem Pakdemirli, öğretim üyelerinin emeklilik yaşı sınınnın 72 olması için hazırladığı yasa teklifıni TBMM Başkanlığı'na sundu. Teklif, Yükseköğretim Kanunu'nun geçici 41. maddesinin değiştirilmesini öngörüyor. Teklifte, öğretim üyelerinin, 2010 yılı sonuna kadar görev almalan veya göreve devam ediyor olmalan halinde, sağlık durumlannın elverişli olması şartıyla 72 yaşını doldurduklan tanhte emekli olabilmeleri hükmü getinliyor. Depremzedetere pehabütasyon merkezi • İSTANBUL (AA)- Marmara depreminin ardından halen zor günler geçiren depremzedelere, bir el de İnsan Kaynağını Geliştirme Vakfı'ndan (İKGV) uzaülıyor. İKGV Genel Müdürü Demet Güral, depremzedeler için Gölcük'te kurmayı düşündükleri rehabilitasyon merkezinde çocuklar ve kadınlar için çeşitli kurslann olacağını aynı zamanda fıziksel ve psikolojik destek verileceğini söyledi. Projenin 400 bin dolara mal olacağını kaydeden Demet Güral. bu paranın karşılanabilmesi için bir konser düzenleyeceklerini belırtti. Güral, 26-27 Şubat'ta yapılacak ve aralıksız 18 saat süreyle devam edecek konserin Bostancı Gösteri Merkezi'nde yapdacağını bildirdi. SDHD'nin Ocak 2000 sayısı çdctı • İstanbul Haber Senisi- Sosyal Dcmokrat Hareket Dergısi'nin (SDHD) Ocak 2000 sayısı çıktı. "Türkiye Kurumsal Reformlar Projesi" ve "Nasıl bir sol parti, nasıl bir sol ıktıdar" çahşmalarmı yürüten Sosyal Danokrat Hareket'in, 4 yıldır yayımladığı dergide, CHP Genel Başkanı Altan Öymen'le yapılmış söyleşi, esti Dışişleri Bakanı ve CHP Sansun Milletvekili Murat K2rayalçın'ın "Binyıl S(syalizmi" başlıklı bir yansı ve sosyal demokrat düıyadan haberler yer alıyor. Sırma'run sevgisi yettnedi U çak havalanalı bir sa- ate yakın olmuştu.. Sırma küçük pencere- ye yaklaşarak gecenin karanlığrnda sekizbin metre aşa- ğıda kalan yeryüzünü gönneğe çalışn. Büyülenmiş gibi bir kaç saniye harika görüntüye bakakal- dı. Üzerinden uçtuklan kentin ışıklan siyah kadife üzerinde ser- gilenen birbirinden güzel motif- lerle bezenmiş pırlanta kolyelerin pınltılannı yansıüyordu. Arkası- na yaslandı. Iri siyah uzun kirpik- li gözleri nemliydi. Bir kaşı kavis- le kalktı. Duygulannı kontrol al- tına alıp derin bir nefes alarak gözlerini kapadı. Ince bakımlı elindeki alyansla oynayarak dü- şünüyordu. Tepeden gelen ışıkla, yüzünü çevreleyen dalgalı siyah saçlan laciverte dönüşmüştü. In- ce güzel yüzünde yaşından bek- lenmeyen derin çizgiler oluştu. Yaşam yolunun tam ortasmdaydı. Tıpkı şu anda iki ülkenin arasın- da olduğu gibi. Arkasında gelece- ği, önünde ise geçmişi vardı. Ters yöndeyim diye düşündü. Altı ay önce bu yolda ve doğru yöndey- di. Arkada bıraktığı ve önünde bekleyenler arasmda karmaşa ya- şadı. Altı ay önce mutlu bir gele- cek kunnak üzere geldıği Alrnan- ya'dan onu bir daha görememek üzere uzaklaşıyordu. Göğsünden boğazına doğru yükselen sessiz çığlığı basürmak ister gibi boy- nunda şık bir biçünde düğümledi- ği küçük eşarbı gevşetti. Eşini anımsadı. Bir tatıl beldesinde yaz- lığı olan ablasında bir kaç hafta kalmak üzere gittiğinde tanışmış- lardı. llk görüşte birbirlerinden hoşlanmış tatil sonuna kadar da aynlmamışlardı. Ekonomi oku- yan adam Almanya'ya dönünce aşklannı keşfetmişler, hergûn ya- pılan telefon konuşmalarmın so- nunda evlenmeye karar vermiş- ler. Adam bir haftalığına geldi- ğinde nişanlanmışlardı. Mektup ve telefonlarla pekiştirdikleri aşk- lanna bir sonraki yaz tatılınde noktayı koyup evlenmişlerdi. Sır- ma işinden çıkmış, çeyizler ba- vullara yerletirilmiş ve düğün gü- nü gelmışti. Eşlnden suçlama Tatil beldesinde yapüan muh- teşem bjr düğünle gökyüzünün yedinci katına çıkmaya hazırdı- lar. Büyüklerle vedalaşıp balayla- nnı geçirecekleri oteldeki odala- nna yerleşmışler, ama onlan mut- luluğun doruğuna uçuran beyaz güvercin beyaz kanatlannı yavaş- latarak bulutlu ve serin bir yerde durmuştu. Gelin yatağında bazı aksaklıklar olmuş ve eşi birden onu suçlamaya başlamıştı. Sırma, önce şaşırmış, şaşkınlığı kızgın- lığı dönüşmüştü. Tecrübeli ol- makla suçlanıyordu. Sırma'nın aylann özlemi ile sanldığı eşi onu fazla cüretkâr bulmuştu. Oysa Sırma o anı aylarca düşlemiş, öz- lem ve arzulannı fantazilerle süs- leyerek o gecenin unutulmaz ol- ması için kendini hazırlamıştı. Pek tabii okuduklan, film ve te- levizyonda gördûklerini fiüe dö- nüştürecek kadar modern bir kız- dı. Pembe rüyalann sonunda, gü- vercinin beyaz kanatlannda cen- nete yaptıklan yolculuk cehenne- min kapısında sona ermişti. Otel- de kaldıkJan her dakika serin son- bahar rüzgânna dönüşmüştü. Dönmeyekarar verdikleri gece a- dem havvanın çekkiliğınde suç- lamalan unutarak tabiatın insa- noğluna sundugu olanağı gerçek- leştirmişti. Sırma için belkide ya- şamı boyunca anımsamak iste- meyeceği bir am olacaktı. Ertesi Yaşam yolunun tam ortasmdaydı Ince güzel yüzünde yaşından beklenmeyen derin çizgiler oluşmuştu. Altı ay önce mutlu bir gelecek kurmak üzere geldiği Almanya'dan onu bir daha görememek üzere uzaklaşıyordu. Kocasına ilk görüşte âşık olup evlenmişti. Ama gelin yatağında bazı aksaklıklar olmuş ve eşi birden onu suçlamaya başlamıştı. Sevgisi ve mücadelesi evliliğini kurtarmaya yetmemişti Sırma'nın. Bir süreliğine akrabalannrn yanrna gönderilen Sırma gelinin bavulu iki gün sonra kapıya bırakılmıştı. gün ailelerinin yanına dönmüş- ler, henüz vize alamadığı için Sır- ma yaşlı gözlerle eşini Alman- ya'ya yolcu etmişti. Her şeye rağ- men evlerinde bu pürüzün kalka- cağını, anlaşan bir çift olacakla- rmı umut ediyordu. Bu kez Sırma ailesinin yaşlı gözleri ile yolcu edildi. Kendi kendine eşinin mo- ralini bozacak hiçbir şey yapma- maya yemin etmişti. Eşinin aile- sinin dairelerinin üzerindeki evi- ne yerleşti. Eşi ile arasındaki uçu- rumu aşmak için sabırla bekliyor- du. Normal olmayan bir durum- du. Gündüz, ailesinin yanında ne- genç adam sonunda ağlayarak kendisinin de yeni fark ettiği şok bir açıklama yaptı. Ayrılmak Istemedl Kadınla cinsel ilişkiye girme- sinin mümkün olmadığım, bunu evlendikJeri gün fark ettiğini söy- ledi. Sırma'nın sırça sarayı tuzla buz olmuştu. Peki şimdi ne ola- caktı. Eşinin ailesine açılmaktan başka seçenek göremedi. Ertesi gün eşinin annesine durumu an- lattığı zaman ummadığı bir sır öğrendi. BUiyorlardı! Bu yüzden landı. Olayın hukuksal yönü araş- tınldı. Sırma aynhnak istemiyor, eşıne onun istediği kadar zaman vermege hazır olduğunu söylü- yordu. Değil evine gitmek eşine telefonla bile ulaşmak mümkün olmamıştı. Akrabalar takılan is- tedi. Kabul görmedi. Nafaka ta- lebi geri çevrildi. Üç yıl evli kal- dıktan sonra aynlmalan önerildi. Eşinin ailesi kabul etmedı. Zaten onJar Türkiye'de mahkemeye vermişlerdi! Sırmaçaresizdi, şaş- kındı. Oysa aylarca sevgi ve aşk- tan konuşmuşlar, evlenrae ısteğı eşinden gelmişti. Eşinin ailesi, şeli, mutlu görünen genç adam dairelerine çıkar çıkmaz değişi- yor, Sırma'ya küsmek için mut- laka bir neden buluyordu.Günler geçti. Sonunda Smna'nın sabn taşo, tüm canhlann yaşadıkJan, cinsel- liği neden yakalayamadıklannı sordu. Tartıştılar ve küstüler. Günler geçti. Suma bu konuyu başka bir kentte kalan akrabala- nna açtı. Üstüne gitmesini, nede- nini öğrenmesini önerdiler. Sır- ma'nın ısranna daynamayan de pisikoljik tedavideydi. Sırma bu sım akrabalanna anlatınca or- talık kanştı. Eşi ve ailesi onur ko- nusu yaparak Smna'ya cephe al- dı. Bir akşam genç adam Sır- ma'dan kendisini ve düşünceleri- nı toplaması için uzaklaşmasmı istedi. Bir kaç günlüğüne akraba- lanna gönderilen Sırma, iki gün sonra kapımn önüne konulan ba- vuluna şaşkın gözlerle bakrı. Eşi onu istemiyordu. Aynlmalıydılar. Ücisi için de en iyisiydi. Smna'nın akraba meclisi top- oğullannın dunımunu kimsenin bilmesını istemediği için Sır- ma'yı karalamaya başladı. Ahlak değerleri tophımda her zaman yankı bulduğu için genç evliliğin neden bu kadar çabuk bittiğini soranlara, Smna'nm er- kek arkadaşı olduğunu anlatryor- lar, çevreleri de Sırma'yı kımyor- du. Akrabalanmn yanında uzun süre evıne dönmek için savaşım veren Sırma sevgilerine güveni- yordu. Sonunda sevgiye olan inancı yitti. Türkiye'ye dönüp dönmemek arasında çelişki yaşa- dı. Korkuyordu. Türkiye'deki in- sanlann değer yargılanndan, dul bir kadın olduğunu öğrenere kon- dan faydalanmak için başını ağ- ntacak erkeklerden korkuyordu. Artık doğduğu kentte hiç bir şey eskisi gibi olmayacaktı O yaşan- madan bıten bir evliliğin sonuna gelmjştı. Çok sevdiği eşinin ko- lunda uyanmadan, el ele nehırke- nannda gezip ilk karşılaştıklan günü birlikte arumsayamadan, mum ışığmda yağmurun sesini dinleyemeden, yüzünü sevdiği adamın omzuna gömüp dans ede- meden bitmişti. Gözpınarlannda- ki hüzün inci tanelen gibi donup kahruştı. Gözlerini sıkıca yumun- ca düzgün teninden sessiz haykı- nşlarla süzüldüler. Muntazam burun delikleri genişleyerek eşi- nin kokusunu aradı. Nışanlandık- tan sonra birlikte geçırdikleri bir t^ftaA» <ğz dize oturduklanndan geTen bir alışkanlıkJa dız kapak- lan ona dokunamamın özlemi ile arandı. Özlem, hayal sükûtü ve reddedilmenin keskin çarklanmn arasmda çırpındı. şanssız gelin Çantasmdan çıkardığı resme buğulu gözlerle uzun uzun bak- n. Sırma gelin ve damat mutlu- lukla gülümsüyordu. Parmağı- nın ucuyla resimdeki damadın alnından başlayarak yanağrn ve çenesini incitmekten korkar gi- bi okşadı. "Sırma gelinin şanstz eşi" dedi sessizce mınldanarak. "Ben kendime yeni bir dünva kurmaya çahşacağun, ya sen? Sen bunu nasıl başaracaksın? Neden sana yardım etmeme tzin vermedin? Butu^ bafaratiık. Sevgjmiz öncûmâzohırdu. Aflen gerçekleri yadsıyarak istemeden de oba sana a a verebüir. Kendi- ni kanıtlaman için bir başka SlT- ma gelin bulurlar. Onu da beni sevdiğin kadar çok severmisin? Lütfen ne kendine de başka bir Sırma geline de acı verme. Sen seviüp terk edilmenin acısuu bil- mezsin»'' Srrma eğer hostesin kemerle- ri bağlaym uçusa geçiyoruz uya- nsı gelmeseydi, belki sevdiği genç adamın resmıne kalbinin derinliklerine gömeceği pek çok şeyi dile getirecekti. Resmi çan- tasına özenle yerleştirerek ke- merini bağladı, küçük pencere- den dışan bakü. Bildik tarudık ışıklar, doğup büyüdüğü kent uzaktan göründü. Sanki gele- cekle geçmiş yeniden yer değiş- tirmişti. Bir kaç ay önce ya$h gözlerle onu yolcu eden ailesi bu kez yaşlı gözlerle onu karşı- layacaktı. Smna üçbin kilomet- re geride bıraktığı kalbinin aüş- lannı hissetmeden kalktı, kol- tuklann arasmda inmek için sı- ra bekleyen ınsanJara kanşarak çıkışa doğru yürüdü. Sürecek 17 Aralık 1996 tarihinde ihaleye çıkan Akkuyu için liderlerin görüş farklılıklan gideriteiîieai Akkuyu nüldeersantmhnayeniden eıieleıne • Teklif değerlendirme süresi dün dolan Akkuyu Nükleer Santralı ihalesi yine ertelendi. DSP'nin turizm ve deprem kaygılan, ANAP'ın ihale için Westinghouse, MHP'nin ise AECL desteği değerlendirmede düğüme neden oldu. Turizm Bakanı Erkan Mumcu ise, Akkuyu'nun turizm merkezlerine 120 kilometre uzaklıkta bulunduğunu söyledi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Akkuyu'da yapılması planlanan nükleer santral ihalesinde 1 Şubat'a kadar uzatilan teklif değerlendirme süreci tamamlandı. Ihalenın yeniden ertelenmesi kesinlik kazınırken liderlerin Akkuyu'ya yapılması planlanan nükleer santral ihalesine üişkin görüş farklılıklan da giderilemedi. DSP'nin turizm ve deprem kaygılan taşıdığı Akkuyu nükleer santralı ihalesinde, ANAP'ın Westinghouse, MHP'nin AECUe destek vermesi düğüme neden oldu. Turizm Bakanı Erkan Mumcu, Akkuyu'nun Içel'deki turizm merkezlerine 120 kilometre uzaklıkta bulunduğunu, söz konusu alanda bakanlıklannın hiçbir çalışması olmadığım söyledi. Dün gerçekleştirilen liderler zirvesinde elektrik kesintilerine dikkat çeken Enerii ve Tabii Kaynaklar Bakanı Cumhur Ersfimer'in enerji açığının karşılanabilmesi için ek potansiyel kaynaklan yaraülması gerektiğini, nükleer santrallann da bu kapsamda zorunlu olduğunu söylediği ögrenildi. Liderleri ikna etmeye çalışan Ersümer, 17 Aralık 1996 tarihinde ihaleye çıkan Akkuyu nükleer santralı ihalesinde 3 büyük konsorsiyumdan teklif almdığmı belirterek şu noktalar üzerinde durdu: Uç konsorsiyumdan teklif - thalenin sürekli ertelenmesi, Tfirldye'nin güvenfliıiiğini zedeler. - Dünyada toplam 35 ünite tesis aşamasmda, 434 santral da üretim halinde. Projeksiyonlara göre 2100 yılında nükleer kapasite, mevcut kurulu gücün 10 katına, dünya elektrik üretimindeki paynım da yüzde 17'den yüzde 46'ye çıkacağı hesaplanmıştu". Türkiye, bu koşullara uyum sağlamalıdır. - Nükleer santrallann turizmi olumsuz yönde etkUemesi düşünülemez. Örneğin turizm bakurundan en yoğun ülkelerden ABD'nin Florida eyaleti, Fransa ve tspanya incelendiğinde Fiorida'da 4 adet nükleer santral, Fransa da Akdeniz'e açılan Le Rhone nehri üzerinde kurulu 15 adet nükleer santral ve İspanya'da doğrudan Akdeniz kıyı şeridi civarmda 4 adet nükleer santral var. - Nükleer enerjinin sera etkisi, asit yağmurlan, ozon delikleri gibi cevre problemlerine uygun bir çözüm olması, çevrede arsenik, kurşun, civa gibi kanser yapıcı zehirli metallerin birikmesini önlüyor. - Elektrik enerjisi fiyaüannda istikrar, enerji takbinin karşüanmasuıda güvence, fosfl yakıt tuketiminde a7alma, endüstrinin geüşmesi, ihracaon ve rekabet gncünün artması, nükleer santral ile olur. Turizm Bakanı'ndan savunma Pek çok bilim adamı ise nükleer santrallann kurulduğu bölgede turizme darbe vurulacağı uyansmda bulunuyor. Tekırdağ Milletvekili Bayram Fırat Dayanıkh, Turizm Bakanı Erkan Mumcu'nun yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde; Akdeniz kıyı şeridinde oluşacak turizm kaybuu sordu. Turizm Bakanı Erkan Mumcu Içel'in Akdeniz'de turizmi destekleyen önemli bir potansiyele sahip olduğuna dikkat çekerken Akkuyu'nun turizm merkezlerinden 120-140 kilometre uzaklıkta bulunduğunu bildirdi. Içel'de Melleç Turizm Merkezi, Ortaburun Turizm Merkezi, Kargıcık Turizm Merkezi, Ovacık Turizm Merkezi, Tarsus Kıyı Kesimi Turizm Merkezi bulunduğunu kaydeden Mumcu, "Anüan merkezler, sahip oiduklan doğal ve fıziksel potansiyel nedeniyle turizm açısiBdan birinci derecede önem arz etmektedir. Bahse konu olan bölgede öncelikle koruma-kullanma dengesmin gözetihnesi ve bulunduğu alanla bir bütün olarak değerlendirUmesi gerekmektedir'' dedi. Mumcu, Akkuyu'nun turizm merkezine yaklaşık 120-140 kilometre uzaklıkta konumlandığma işaret ederek "Yapjmı planlanan santrahn doğusunda yer alan Ovacık Turizm Merkezi, baüsmda ise Ortaburun Turizm Merkezi yer almakta, ancak söz konnsa alanda şu an bakantağnnız bânyesûıde sürdürnlen bir çahşma buiunmamaktadır" yarutuu verdi. DUZYAZI ORHAN BtRGtT Fazilet Partisi'ni Bekleyen Tehltke Hizbullah'ın işlediği cinayetlerle ilgili sayısal ra- kamlan, "Sabah" gazetesi tıpkı genel seçim so- nuçlannı anımsatır bir tablo halinde veriyor. O tabloda , "Açılan mezar sayısı", "Çıkan Ce- set Sayısı", "Cesetlerin illere göre dağılımı" gibi aynntılar, ister istemez, ber seçim çevresinde "açı- lan sandık sayısı", "oylann toplamı" ve "oytann partilere göre dağılımı" türünden deyimleri çağ- nştınyor. İstanbul, Konya, Tarsus, Diyarbakır, Ankara ve Adana gibi yerieşim bölgelerindeki cesetleri gö- rünce ne yalan söyleyeyim, aynı bölgelerde kaç seçimdirradikal Islamcılann politik tercihlerini yan- srtân sandık sonuçlan beynimin bir köşesinden bana sesleniyor: "MSP, ya da Refah veya Fazilet Partisi'nin, Hiz- bullahla ilgili sonışturmalaryüzünden nasıl biraç- maza girişinin nedenini hâlâ çözmüyor musun?" Cumartesi günü, kendisini terör konusunda uz- man bir araştırmacı olarak kanıtlamış olan arka- daşım Ercan Çitiioğlu, NTV de Ismet Solak'la yaptığı söyleşide, Hizbullahçıların, sözde derin devlet tarafından korunduğu savlarını ters yüz e- den sayısal bilgiler verdi. Bununla da kalmadı. Ay- larca önce, Hürriyet gazetesinin kendisinden iste- diği bir yazı dizisi için girtiği yörede, gördûklerini anlatarak, unutkan bellekleri harekete geçirdi. Silvan'da Yolaç köyünde, Hizbullahçıların ya devletin güvenlik güçleri ile yada kendi aralannda- ki çatışmalarda ölen bireylerini gömdüğü mezar- lıklar, Ercan'ın anlattığına göre bir zamandan be- ri, ziyaretgâh halinde kullanılıyordu. Geçen Kurban Bayramı'nda bu kabirziyaretlerininin çığrından çı- kartılarak, adı ile söyleyelim on beş bin insanı yol- lara düşürdüğünü gören 9. Kolordu Komutanlığı, olağanüstü hal yasasının verdiği yetki ile tıkanmış yolu açmaya çalışınca, genç yaşlı, kadın erkek "zi- yaretçiler" bir anda bulundukları yerde bağdaş kurup kuran okumaya başlamışlar. Amaç, hiç kuşku yok ki trafiği açmaya çalışan askeri, Kuran okumaktan başka hiçbir günahı ol- mayan yurttaşının, din kardeşinin üstüne yürür göstermek! Böylece bir adım daha ileri giderek, Mehmetçiği yanımıza çekebilir, üste karşı gelme- sini sağlayabilir miyiz hesabı içindeki bu utanmaz girişimi yürütemeyince, 18 Nisan seçimlerinde FP'li adaylar salvo halinde kürsülerde "Veysel Ka- rani Hazretleh'nin türbesindebirfatiha okumamı- zı bile önlüyoriar" gibısinden propagandayla oy ti- caretine kalkışmışlar. Oysa, hiç kimsenin Veysel Karani türbesini zi- yareti önlemek gibi bir amacı yok. Ama Fazilet ka- fasının propaganda için dayanağı, sadece bu tür duygulan sömürmek olunca, elbette o tabanda artık toprağın taşımadığı cesetler için "suni gün- dem yaratmak" gibi bir bahane ile olup biten göl- gelenmek isteniyor. önceki gün, Atatürk Havaalanı'nın VIP salonun- da, bayağı düşünceli bir görünüm içinde uçağını bekleyen FP'li Cemil Çiçek'le selamlaştım. Çi- çek, Anavatan Partisi'ndeyken bu partinin en sağ ucunda yer almış bir pariamenter görünümündey- di. Şimdi FP'nin içinde ılımlı uyanlan yüzünden ne- redeyse, saf dışı edilecek. Ayaküstü bir iki daki- kalık konuşmamızda çok şey paylaştığımızı sanı- yorum. Yanılmıyorsam, Cemil Çiçek, bugünkü yönetimi ve bugünkü stratejisi ile FP'nin, adeta "Binmiştibir alamete, gider idi kıyamete" diyen arnavut hacı adayının çölde arkadaşını semti meçhule kaçıran devekuşu üstündeki sergüzeşti anlatan tekerie- mesinde söylenilenleri tekrarlayacak gibiydi. İBDA-C imiş.. Hizbullahmış.. ya da başka isim- lerle ortaya çıkan ve çıkacak olan öteki terör odak- lanymış. Isteyenler, diledikleri kadar kendilerini "derin devlet" hayalleri ile oradan oraya atsınlar. Atatürk Cumhuriyeti, bu tür odaklann tümü ile, PKK ile başa çıktığı gibi çıkar. Ama ya o tür odaklara umut bağlayan, anlı san- lı politik kuruluşlanmızın demokrasi yanşı içinde- ki gelecekleri ne olur? Bu sorunun yanıtını kendi kendilerine vermekte güçlük çekenler varsa, buyursun bir kamuoyu araştırması yaptırsınlar. Aldıklan sonucu, olduğu gibi açıklayacak gücü bulamayacaklanna bire bin bahse girerim. Bence, bu "derin devlet", onlara en büyük yardımı şu ün- lü çetenin sorgu timlerinin kasetlerini televizyon ekranlanna vermemekle sağlıyor. DevJet Bahçe- li'yi neredeyse hasta edip yataklara düşüren bu te- rör kasetlerinin gösterildiği bir kampanyada, bu tür adamlarta uzak yakın ilişkileri olduğu sözü edilen a^Jayİar, sandıklara gömülür kalıriar. Faks:0212 677 07 62 E-Mail:orhan.birgit(gdo.net.tr. HAYATİMIZ VE Cumhuriyet k ı t a p I a r ı Değerlerimiz sürekli mı değişiyor? Deger değişimi dünyamızı da değiştirir mı? Kahcı degerîenmiz hiç mi yok? Her değişen iyi ya da degişim kötü müdûr1 .' Çok geç lcalmadan. gelin bu konulan konuşalım. Ama konuşmadan önce. bu kitaptaki yanıtlara bakatım. ^fcumhurtytt ÇağPazartamaA.Ş.Türkoca§ıCa<i. No:39/41 ^ kftapkul&iî (34334)C^ak#ı-islant>ui Tef: (212)514 01 96
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear