25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
9 ARALJK 2000 CUMARTESİ • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERİN DEVAMI 19 GlİNCELcÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada rasını gömnezlikten gelenleri yanrtlamayıp da ne yapacaktı? Susup bir kenara mı çekilecekti? Yoksa kapalı kapılar arkasında, Kürt deyinceTürk'ü unutan kimi sivillerin frensiz gidişini önlemek için yaptığı giri- şimlerte yetinerek görüşlerini halka (AB'ye) açıkla- mayacak mıydı? Katılım ortaklığı belgesinin (KOB) getirdiklerinden çok götürdükleri üzerinde -hâlâ- sesi soluğu çıkma- yan hükümetin, TSK'nin gerekçeli açıklamalarını karşılayış biçimi de hayli ilginç. Nice zirvesinden dönüşünde Başbakan Ecevit, "Bunlar, Silahlı Kuvvetlerimizin daima belirttiği dü- şüncelerdir. Çünkü bu konularda Genelkurmayımı- zın ve Silahlı Kuvvetlerimizin 'ne kadar duyariı 1 ol- duğu bellidir" dedi. Bu açıklamayı görünce, sürekli iletişim olanakla- nndan söz eden, ama nedense Nicete TSK'nin gö- rüşlerinin ancak kısa bir özetini gördüğünü söyle- yerek geniş bilgisizlik bahanesiyle görüş bildirmek- ten kaçınan Başbakan'a bir-iki soru yöneltmek ge- çiyor insanın aklından: Sorular da şunlar. "Sayın Başbakan, Genelkur- may'ın kaygılannı dile getirdiği Kürtçe 7V ile Kürt devletiyaratma girişimlerine karşı zat-ı âliniz de du- yariı değil misiniz? Duyariı iseniz ne ölçüde duyariısınız?" Bu sorular, başkalanndan kaynaklanan başkaso- rulan akla getiriyor. Örneğin, "Genelkurmay açıkla- masının 'kime' karşı yapıldığı"n\ soran soruyu... Genelkurmay açıklaması; dışarıda Avrupa Birii- ği'ne, hatta ABD'ye Türkiye gerçeğini ve TSK ka- rariılığını gösteriyor. Içeride ise Kürtçülük aşkıyla yananlara, Kürt ulu- su ve sonra Kürt devleti heveslilerine son bir uyart- da bulunuyor. "PKK terör örgütünûn siyasallaşma çabalannı" ve bu çabalann uzandığı noktayı yadsımak olanak- hmı? PKK, 5 bin ya da daha fazla sayıda silahlı teröris- tini Kuzey Irak'ta birtehdit öğesi gibi tutuyor mu tut- muyor mu? Her şey apaçık ortada Eldeki bütün veriler PKK'nin (tabii verdiği talimat- laria Imralı'dan teröristlerini yönlendiren Öcalan'ın) şu amacını kanıtlıyor: "Kürt asıllı vatandaşlann 'ayn bir ulus' olarak ta- nımlanması ve bunun anayasaya dahil edilmesi. Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi suretiyle bazı bölgelerimizde 'özerk yönetimler" oluşturulması. Teröristbaşıyla tutukevlerinde bulunan 10 binin ûzerindeki PKK'linin afl'edilmesi ve... bunlann siya- sal faaliyetlerine müsaade edilmesi." PKK'nin amaçlanna AB'ye üye pek çok devletin destek verdiğini Başbakan da kabul ediyor. Fakat nedeni anlaşılmtyor; Ecevit, KOB'deki Kürt- leri bağımsızlığa, en azından azınlığa taşıyacak ni- telikteki kimi "isteklere" hiç değinmiyor. Terör örgütünûn -bir anlamda- silahla gerçekleş- tiremediğini banş çağnsı ile gerçekleştirme hevesi- ' ne: TSK karşı çıkıyor. Genelkurmay açıklamasını şaşkınlıkla karşılayan, yorumlannda ise onaylamayan bir yöntem izleyen- ler, yaşamsal değerde bir soruyu yanıtlamaktan ka- çınıyorlar "Kürtasıllı vatandaşlann 'ayn bir ulus' ola- rak tanımlanmasını ve bunun anayasaya dahil edil- mesini" istiyortar mı? Bir türiü söyleyemiyorlar. AB'nin dayattığı Kürtçe TV, Kürtçe eğitim, etnik kimlik, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, PKK'nin belli başlı sloganlan. PKK ile KOB arasındaki fikir ve eylem koşutluğu- nu, ancak gözleri kör olanlar görmeyebilir. KOB metni, PKK'nin isteklerini içeren bir metin. Başbakan dedi ki: "AB içinde sorunlanmızı anla- yışla gözlemleyen ve degeriendiren çevrelerde var, ama maalesef Türkiye'yi bölmek isteyenlere des- tek olan çevrelerin de bulunduğu zaten birgerçek- tir." Genelkurmay, hükümetin de "zaten bildiği ger- çeklere" parmak basıyor. Öyleyse Sayın Başbakan, öyleyse?.. Türkiye, Avrupa güvenliğinden dışlandı NICE (Cumhuriyet) - AB, siyasi ve ekonomik yapılanmasına katmayı öngördüğü güvenlik mi- marisini, Türkiye gibi Av- rupalı NATO müttefikle- rini karar mekanizmala- nndan dışlayarak gerçek- leştiriyor. Fransa ve Ingil- tere'nin çekişmesine sah- ne olan Nice zirvesinde AGSK yapılanmasının aynntılannı içeren 66 say- fabk rapor kabul edildi. AB'nin 2003 yılına ka- dar 60 bin kişilik acil mü- dahale gücü oluşturma çabalannda önemli bir adım, dûn yapılan Nice zirvesinde zor da olsa atıl- dı. Dûn sabah yayımlanan taslak metinde, AB Kon- seyi'nin kabul ettiği 66 sayfalık raporun geniş bir özeti de yer aldı. Raporun Türkiye, Polonya, Maca- ristan, Çek Cumhuriyeti, îzlanda ve Norveç'i kap- sayan, AB üyesi olmayan NATO müttefıkleri ile il- gili bölümünde, hem ba- nşta hem savaşta uygula- nacak düzenlemelere yer verildi. Buna göre taraflar arasında şu mekanizma kurulacak: • Banş döneminde her 6 ayda bir kez 15+15, iki kez de 15+6 formatında danışma toplantılan yapı- lacak. Yine her 6 ayda bir 15+6 formatmda bakan düzeyinde toplantı ger- çekleştirecek. • AB askeri faaliyetle- rine katılmak isteyen ül- keler, AB Askeri Karar- gâhı'nda akredite bir irti- bat subayı görevlendire- bilecekler. • Savaş dönemlerinde operasyon öncesi aşama- da, AB üyesi olmayan ül- kelerle her düzeyde yo- ğunlaştınlmış bilgi alışve- rişi ve danışma toplantı- lan yapılacak. AB'nin NATO olanaklannı kulla- nacağı operasyonlarda 6 ittifak üyesi ülkeye özel önem verilecek. • Operasyon aşamasın- da operasyon planlama çalışmalan 6 ülkeye sunu- lacak. NATO olanak ve yeteneklerinin kullanıla- cağı operasyonlarda plan- lama ittifak organlannca, özerk AB operasyonlann- da ise Avrupa Askeri Ka- rargâhı'nda yapılacak. NATO olanaklannın kul- lanılacağı operasyonlarda AB üyesi olmayan Avru- palı ortaklar planlama aşamasına katılabilecek- ler. AB operasyonlanna ise stratejik düzeyde bilgi ahşverişi ve planlamaya katkıda bulunmak üzere irtibat subaylan göndere- bilecekler. NATO dışişleri bakan- lannın 14-15 Aralık'ta Brüksel'de yapacaklan kritik toplantı öncesinde AB 'nin bu yaklaşımı Tür- kiye'yi memnun etmek- ten uzak görünüyor. Acil müdahale gücüne olduk- ça cömert bir katkı yapa- cağım açıklayan Türki- ye'nin, karar mekanizma- larına alınmaması duru- munda bu önerisini geri çekebilecegi kaydedili- yor. Türkiye'nin bu süreç- te özellikle ABD'yi yanına çekmeye çalıştığı kaydediliyor. 'Türkiye eliııi çabuk tııtmalr • Baştarafı 1. Sayfada daha da yakınlaşacağını kaydet- ti. Taslakta yer almamasına kar- şın Kıbns ile ilgili bir paragraf da sonuç bildirgesindeki yerini aldı. AB, ekonomik, siyasi, kül- türel ve sosyal kriterleri karşıla- yan adaylann 2002 sonundan iti- baren üyeliğe geçebileceklerini bildirdi. Küreselleşme karşıtlannın ön- ceki gün yaphklan gösterilerle olaylı başlayan AB zirvesinin ikin- ci günü sakin geçti. Genişleme, Avrupa Güvenlik ve Savunma Kimligi (AGSK), istihdam ve di- ğer sosyal konularla ilgili kararla- nn yer aldıgı zirve bildirgesinin ta- mamlanmasına karşın, birliğin bü- yük ve küçük ülkeleri arasındaki çekişme sürüyor. Ancak genişle- me takviminin gecikmemesi ve zirvenin başanlı olabilmesi için başta dönem başkanı Fransa olmak üzere tüm üyelerin uzlaşmaya ça- hştıklan kaydediliyor. Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac, hükümetler arası konferanstan so- nuç alınabilmesi için zirveye katı- lan devlet ve hükümet başkanlan- nın hepsi ile teke tek görüşme yap- n. Fransız diplomatlar ve AB ko- misyonu üyeleri de dün gece saba- ha kadar çalışarak 15'lere sunula- cak önerileri oluşturdular. Büyük ülkeler, nüfusa orantılı olarak AB Konseyi ve Avrupa Parlamento- su'nda oy hakkı isterken, Alman- ya en büyük nüfusa sahip olduğu için en yüksek oy hakkını da isti- yor. tspanya da 40 milyonluk nü- fusuyla "büvükler" arasında yer almak istiyor. Komisyon üyesi sa- yısıyla birlikte oyçokluğu ilkesi- nin daha çok alanda ışletılmesi de üzerinde uzlaşma aranan konular. AB zirve sonuçlan taslağında, genişleme ve Türkiye'ye ilişkin şu paragraflar yer aldı: • Avrupa Konseyi, Türkiye için katılım öncesi strateji uygulanma- sındaki gelişmeyi memnuniyetle karşılar ve 4 Aralık 2000 tarihli konsey toplantısında katdım ortak- lığı ve çerçeve düzenleme konula- nnda anlaşma sağlanmasından bü- yük memnuniyet duyar. Konsey, bu dokümanın birlik ve Türkiye arasındaki ilişkilerin Helsinki Av- rupa Konseyi sonuçlan doğrultu- sunda yakınlaşması için önemını vurgular. Türkiye, katılım ortaklı- ğı belgesi temelinde müktesebata uyum için ulusal programını sürat- le tamamlayıp sunmahdır. • Konseyi genişleme sürecinin tarihi önemini ve bu süreçte başa- nya ulaşmak için siyasi önceliğini yeniden vurgular. Konsey geçen aylarda adaylann katılım ortaklığı sürecinde gösterdikleri ilerlemele- ri memnuniyetle karşılar. • Avrupa Konseyi bu sürece ta- ze bir ivme kazandrmıanın vakti- nin geldiğine inanır. Konsey, Ge- nel Işler Konseyi'nin 4 Aralık 2000 tarihli ve komisyonun sundu- ğu stratejiyi destekler. Bundan sonraki 18 ay süresince kullanıla- cak yol haritası ileriki pazarlıklan kolaylaşnracaktır. • Bu strateji, kurumsal reform- lar konusundaki hükümetler arası konferansın tamamlanmasının ar- dından Helsinki kararlanna uygun olarak 2002 sonundan itibaren ha- zır olan adaylan yeni üye olarak karşılamak durumundadır. Hazi- ran 2001 'de Göteborg'da bu süre- cin başanyla tamamlanması için konsey, stratejinin uygulanmasını gözden geçirecek. • Avrupa Konseyi aday ülkele- rin müktesebata uyum, uygulama konusundaki çabalannı mem- nuniyetle karşılar. • 7 Aralık 2000 tarihinde devlet ve hükümet başkanlan düzeyinde yapılan Avrupa Konferansı toplan- tısı, Avrupa Birliği'nin uzun vad- ede kurumsal reform ve faaliyet- leri açısından önemli tartışma olanağı yarattı. Avrupa Konseyi, Avrupa Konferansı'nin birlik ve a- day arasında yararlı bir diyalog çerçevesi oluşturduğunu kaydeder. Kıbns paragrafi büdirgede Zirve kapsamında yer almama- sına karşın Kıbns ile ilgili bir pa- ragraf da bildirgeye kondu. Parag- rafta şu ifadelere yer verildi: "Avpupa Konseyi, BM Genel Sekreteri'nin, BM Güvenlik Kon- seyi kararian çerçevesinde Kıbns problemininçözümüneyönelikca- balannı memnuniyetle karşılar ve güçlü şeküdedestekler.Konseytüm partüerden bu surece destek ver- meteri çağnsında buhınuıf Ulusal program sarkabüir • Baştarafı 1. Sayfada hğı, MGK Genel Sekre- terliği ve ilgili kurumla- nn temsilcilerinin katılı- mıyla hazırlanan siyasi kriterler raporunu liderle- re sunacak olan AB Genel Sekreterliği, hükümetin "talimaüna göre" belge- de siyasi kriterler bölü- münün yazımına başlaya- cak. Belgenin en kritik bölümünü oluşturan siya- si kriterler başlığı altında "kûltürel haklar, MGK'- nin rolü, 312. madde" gi- bi AB önceliklerine yer verilip verilmeyeceğine hükümet ortaklan karar verecek. Diplomatik kaynaklar- dan edinilen bilgilere göre Ankara, KOB'dekı Kıbns ve Ege'ye ilişkin ifadelere ulusal programında yer vermeyecek. Üst düzey bir diplomat, Cumhuriyet'e yaptığı değerlendirmede, "KOB. Kıbns ve Ege konu- lannın siyasi diyalog çerçe- vesindeyer almasryla kabul edilmistir. Bunlan siyasi kriter olarak görmüyoruz. Bunun kabul gördüğü V'u- nanistan muhalefetinin hü- kümeti eleştirilerinde de görülüyor. Ashnda ulusal program içuyuma>önetik, mûktesebatm uyumlulaştı- nhnasınayönelikbirbelge. Kıbns ve Ege konulan bu kapsama ghmiyor. Son ka- ran vine hükümet verecek- tir"dedı. Süreçte en sıkıntılı nok- tayı kültürel haklar ve ana- dilde yayın konulannda bürokraside yaşanan görüş aynhklan oluşturuyor. Ge- nelkurmay Başkanlığı ön- ceki gün açıkladığı iç gü- venlik değerlendirmesin- de "kültürel haklar" is- temleriyle, PKK'nin siya- sallaşması ve "etnik milli- yetçilik temeBne dayah, si- yasi ayniıkçı bir hareketin yaraolması'" çabalan ara- sındaki paralelliğe dikkat çekerek AB'nin öncelikle- rine karşı çıkmıştı. Dışişle- ri Bakanlığı ise anayasal yurttaşlık çerçevesinde ve bireysel haklar temelinde kültürel haklar alanmda bazı adımlann atılabilece- ği görüşünde. MÎT de ana- dilde yayrrun resmi kanal- dan yapılması yönünde görüşlerini basına açıkla- mıştı. AB Genel Sekreter- liği bünyesinde hazırlanan ve hükümete sunulacak si- yasi kriterler raporunda, AB'nin KOB ve ilerleme raporu belgeleri ile Insan Haklan Koordinatör Üst Kurulu Raporu ve son ça- lışmalar karşılaştınlırken her alanda "incelenmesi" gereken yasalar ortaya ko- nuyor. Raporda yasalann "içeriğine'' girihnezken mülahazalar bölümünde ilgili kurum ve kuruluşla- nn düşüncelerine yer veri- liyor. Hükümet ortaklan rapor ışığında hangı alanlarda 'AB Kürtlerin hakkmnı tanunah' NICE (Cumhuriyet) - Sözde Kürdis- tan Ulusal Kongresi "Kfirt sorununa" ilişkin hazırladığı raporu Nice'de bulu- nan Avrupalı parlamenterlere dağıttı. Raporda, PKK'nin "sflahh eyfeme gi- rişmesnin nedenfcri" de anlanldı. Raporda, Kürt sorununun geçmişi anlanlarak AB'nin Kürtlerin yasal hak- lannı tarumaSı ğerektiği vurgulandı ve soruna siyasi çözüm bulunması yönün- de destek vermesi istendi. Sözde Kürdistan Ulusal Kongre- si'nin üyeleri, Avrupalı parlamenterle- re dağıttıklan raporun, "Kürt sonınu- nun tarihsei geçmişj, Kürtlerin kültürel özelfikleri, 1984-1999 arasında P- KK'nin yaptığı silahh ça&şmanın ne- denleri, Kürt sorununun çözümönün bölgedeki banş veistikrar açısından ga- ranti sağlavacagı Türk ve Kürt haklan arasındaki ortakhğm bdgefcrini'' içer- diği bildirildi. Birçok Avrupa kurumunun Türki- ye'den soruna siyasi çözüm bulunması yönünde istemleri olduğu, PKK'den de demokratik bir sürecin başlanlması için "ateşkeste" bulunması istendiğinin kaydedıldiğı raporda, "Kürtier,AB'den yasal haklannm ihmal edflmemesini is- tiyor" denildi. Raporda, Kürt sorununa siyasi çö- züm bulunması istemi de dile getınldi. 2001'de fatura ağırlaşıyor • Baştarafı 1. Sayfada dayanan bu düzenlemele- rin aynntısı 21 Aralık'ta IMF Yönetim Kuru- Iu'nun niyet mektubunu onaylamasıyla kesinleşe- cek. IMF heyeti 13 Aralık Çarşamba günü Türki- ye'den aynlacak. IMF, Türkiye'ye ek re- zerv imkânı kapsamında 21 Aralık'ta 2 milyar 250 milyon dolar ve stand-by kapsamında 550 milyon dolarlık krediyi görüşe- cek. Toplam 7.5 milyar do- larlık ek rezerv imkânının geri ödeme planı ve faiz oranlan VVashington'da yapılacak bu toplantıda kesinleşecek. IMF'nin, Hazine yöneticilerinden, ek rezerv kapsamında alı- nacak kaynağın geri öde- mesi ve faiz oranlannı giz- ü tutmasını istediği belirti- liyor. Ek rezerv imkâru kapsamında gelecek kredi, Türkiye'nin döviz rezerv- lerini arttıracak olmasma karşın bunun iç piyasada- ki para sıkışıklığı için kul- lanılamayacağına dikkat çekiliyor. Ek rezerv imkâ- nının yahıızca Hazine'nin dış borç ödemelerinde kul- lanılabileceği belirtiliyor. Ek niyet mektubunun, mali piyasalarda yaşanan gelişmelerin ardından ye- niden gözden geçirilerek daha güçlendirihriiş prog- ram çerçevesinde düzen- lendiği belirtiliyor. Başta Türk Telekom ile Türk Ha- va Yollan'nın özelleştiril- mesi olmak üzere, yurtdı- şı kredilere verilecek ga- rantiye ilişkin düzenleme- nin ek niyet mektubunda yer alması bekleniyor. Enerji sektörününözelleş- trrihnesine yönelik olarak Elektrik Piyasası Yasa- sı'nın Ocak 2001 sonuna kadarçıkanhnası, 2000 yı- h sonuna kadar tamamlan- mayan işletme hakkı devir ihalelennın iptal edilmesi ve bu model ile yap-işlet- devret uygulamalanna son verilmesi karan alındı. IMF ve Dünya Banka- sı'yla sürdürülen görüş- melerde enerji sektöründe termik ve hidroelektrik santrallannm doğrudan mülkiyet satışı yöntemiy- le elden çıkarüması isteni- yor. Bu çerçevede enerji sektöründeki özelleştir- melerde yabancılann etkin hale getirilmesi amaçlanı- yor. Ek niyet mektubunda, TEKEL başta ohnak üze- re diğer özelleştirme he- deflerine ilişkin de taah- hütler yer alacak. Sosyal güvenlikle ilgili de başta bireysel emekli- lik ohnak üzere yasal dü- zenlemelerin ilk çeyrekte tamamlanması öngörülü- yor. Personel ücretlerinde enflasyon hedefınin aşıl- mayacağı vurgulanacak. 2000 bütçesi sonuçlan ve 2001 bütçesi hedefleri- nin yer alacağı niyet mek- tubunda, harcamalann da- ha da kısıtlanmasınm da gündeme gelebileceği be- reforma gidilmesi gerekti- ğine ve bunun hangi önce- likte gerçekleşeceğine ka- rar verecekler. Reformlann hükümet açıklaması ile daha önce AB'ye iletildiği şekilde, "üniter yapı ve anayasanm temel ilkeleri'" çerçevesin- de ele alınacağı belirtili- yor. Bunun ardmdan AB Genel Sekreterliği'ne ve- rilecek talimatla ulusal belgede siyasi kriterlerbö- lümünün yazımına geçile- cek. Daha önce belgenin ay sonuna yetiştirileceği kaydedilmişti. AB Konse- yi'nin KOB'nin hukuki te- melini olusturacak çerçeve yönetmeliğini en erken o- cak ayı sonuna kadar ta- mamlayabilecek olması ulusal programın 2001 yı- lına sarkmasını gündeme getirdi. MHP ile hükümetin di- ğer ortaklan arasında özel- likle "kültürel haklar ve anadilde yayın" konusun- da yaşanan görüş aynhkla- n ve Genelkurmay'rn bu konudaki uyanlan nede- niyle de sürecin gecikebi- leceği beürtüiyor. Bu ko- nuda yine hükümet düze- yinde karar verileceği be- lirtiliyor. lirtüiyor. Bu çerçevede ge- çen yıl olduğu gibi bütçe ödeneklerinin belli oranda iptal edibnesi söz konusu olabilecek. Fonlann tasfı- yesini bakanlıklar arasm- daki uzlaşmazhklar nede- niyle gerçekleştiremeyen hükümet, ek niyet mektu- bunda bu konuya ilişkin yeni bir takvim sunacak. Tanmda doğrudan gelir desteği sistemine geçişle ilgili taahhütler de yer ala- cak. Merkez Bankası'nın net iç varlıklar taahhüdü, Demirbank'a da el konul- ması, fonda sayılan 11 'e ulaşan bankalann satışı ve borçlannın tasfıyesiyle il- gili takvim ve gelişmele- rin de ek niyet mektubun- da yer alması bekleniyor. Yurtdışı kredilere garantî sorunu • Baştarafı 1. Sayfada açacağı, yabancı sermayenin kı- sa vadeli garantili kredi vermek varken riskli olarak doğrudan ya- tınm yapmayı tercih etmemesine neden olacağı vurgulanıyor. Ge- tirilen bu garantinin uzun süre kaldınlamayacağma da dikkat çekilirken hukuki temelinin bu- lunmadığı belirtiliyor. IMF'nin istemiyle hazırlıksız olarak yurt- dışı kredilere devlet garantisi ve- rileceğini açıklayan hükümet, bu garantinin nasıl uygulanacağım bile ortaya koyamıyor. Bankalann yurtdışmdan bula- caklan krediler için ödeme garan- tisinin ilan edihnesi eleştirilere ne- den olurken bu açıklamanın yal- nızca "hükümetsözü" olarak algı- lanması yönünde yumuşatılmaya çalışılması dikkat çekiyor. Bankacılık Düzenleme ve De- netleme Kurulu'nun zaten borçla- nnı ödeyemeyecek duruma düşen bankalara el koyarak batmasmı önlediği, böylece borçlanna da devlet garantisi sağlanmış olduğu ifade ediliyor. Ancak Başbakan düzeyinde ya- pılan böyle bir açıklamanın "söz- den" ibaret olamayacağı beürtilir- ken IMF'nin bu istemi ek niyet mektubuyla düzenlemeye çalıştı- ğı kaydediliyor. Eski Hazine Müsteşar Yardrm- cısı BülentÖzgün, "Büyük birpa- nikiçinde, soğukkanhhğı kaybede- rek ve yeterince değerlendirihne- den ahnmış bu garanti karannın, ders Idtaplannda, yapdmaması ge- rekenlerbölümünde yer alması ka- çmdmazdn"" derken yurtdışı kre- dilere garantinin yaratacağı sorun- lan ve açmazlarmı şöyle sırahyor: • Bankacılık sektörü rahatlata- rak gerekli tedbirleri ahnayı erte- leyecektir. • Dış piyasalar böyle bir garan- tiyi, "panik içinde boğuhnakta olan bir adamın son gayreti" ola- rak algılayabilecektir ve bunun so- nucu Türkiye'nin kredi notunun iyileştirilmesi orta ve uzun dö- nemde zorlaşacaktır. • Kendi borçlanmasmı oldukça sıkmtıh ve pahalı bir şekilde yap- makta olan Hazine, artık bankacı- lık sektörünün de riskini taşıyaca- ğmdan dolayı miktar, vade ve ma- liyet konulannda daha da zorlana- caktır. Bu, bedelin bütün ülke ola- rak ödenmesi demektir. • Türkiye'de yerleşik hiçbir ki- şi ve kurum bu garantiyi almadan dış borçlanma yapmayacakûr. • Doğrudan yabancı sermaye yatınmlannda da benzeri talepler ortaya çıkacaktır. Türkiye'ye yatı- nm yerine devlet garantili kısa va- deli kredi verme özendirilmiştir. • Yabancı bankalann bu garan- tiyi istemekten vazgeçmeleri hem zaman alacak hem de pahahya mal olacaktır. • Son derece şaibeli dunımlar ortaya çıkacak. Hangi bankaya ne kadar garanti verilecek? Bu para- nm nereye gittiğine bakılacak mı? Bu durumda hem bankanm borç- lanma koşullannı hem de garan- tinle bulunan paranın harcanması- nı kontrol edeceksin. O zaman özel banka kaldı mı? Hepsini dev- letleştirdiniz. • Bu garantiyle geriye dönük olarak şimdiye kadar alınmış olan kredi borçlanna da garanti verili- yor mu? Böyleyse, neyi garanti et- tiğimizi biliyor muyuz? 50 milyar dolar mı, 15 milyar dolar mı? Üs- telik bunlann koşullan, vade yapı- sı, faizı nedir? • Verilecek garanti yahıızca sendikasyon kredısi mi, teminatiar mı, akreditifler de bunun içinde mi? Kriterleri nelerdir? Her ban- ka kredi almadan önce bu kriter- lere göre BDDK'den izin mi ala- caktır? • Bu garantinin kaldrnlması çok zor olacaktır. 1994'te yüzde 100 mevduata getirilen garanti, 6 yıl- da aşamalı olarak smırlandınlma- ya yeni başlanmıştı. Getirilen 100 milyar lira sınır da bütün mevdu- atlann güvence alnnda olduğu an- lamma gelir zaten. Şimdi yurtdı- şmdan getirilecek kredilere garan- ti verilirken Ocak 200 l'de tasarnıf mevduatlan ûzerindeki garantinin 50 milyar liraya düşürühnesi mümkün değıldir. Bu, bankacılık kesimini batıran garantidir. • Bu garantinin yasal dayanağı yoktur. Yurtdışından alınacak kre- diye ilişkin garantiyi yahıızca Ha- zine verebilir. Başka bir kurum yoktur. Tasarnıf Mevduatı Sigor- ta Fonu'na Hazine'nin verdiği ga- ranti vardır. Böyle bir yolla banka- lann yurtdışmdan sağlayacaklan kredilere garanti verilmesi zorla- şıyor. • • G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada ayıklandığı bir yasa ortaya çıktı. iktidar ortaklan bunu deldirmemek için elinden geleni yaptı. Erbakan'ın "kişiye özel" affına bakıp şöyle bir tanım yapmak da uygun düşebilir Zikir suçlanna af var, fikir suçlanna yok! Partilerin görünümü ise şu: Tümü affa karşı, ama af yasasına eklemek iste- dikleri maddeier var! MHP aftan yana değil, ama ülkücü kaçaklar da affedilse daha adaletli olmaz mı! ANAP aftan yana değil, ama görevi suiistimal- den yargılanması gerekenler de affedilse devlet çarkı daha iyi işlemez mi! FP aftan yana değil, ama bu gündeme gelmiş- ken herkesi kapsasa, siyasi yasaklı kimse kalma- sa daha şık olmaz mı! DYP aftan yana değil, tümüyle karşı, ama mali suçlar da af kapsamına alınsa daha oy toplayıcı, affedersiniz adalet dağıtıcı olmaz mı! DSP'de ise afla ilgili değeriendirmeler daha çok Rahşan Ecevit'in inisiyatifiyle son şeklini aldı. Bel- ki de bu af yasasına şu adı takmak daha uygun: Rafşan! ••• Başbakan Bülent Ecevit'in Nice Zirvesi'ne ka- tıldığı, aile fotoğrafında yer aldığı saatlerde, Anka- ra'da Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'le Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvnkoğlu'nun haftalık olağan görüşmesi vardı. Aynı saatlerde de Genelkurmay'da olağan dışı bir "rapor" kamuoyu- na duyuruldu. Raporun başlığı şuydu: "2000 Yılı İç Güvenlik Harekâtı Değeriendirme- si." 7 sayfalı, 3 çizelgeli raporun özeti şu: Terör bitti, ama terörist bitmedi. Anafikir de şu: AB sürecine evet, ama AB'den gelen kimi istem- ler terör örgütününki ile örtüşüyor. Üniter yapıyı erozyona uğratacak istemler kabul edilemez. Rapor üzerine, rapordan yola çıkarak asker-si- vil ilişkileri üzerine daha derin değeriendirmeler ya- pılabilir. Ancak, raporun zamanlamasında diplo- matik bir çizgi var. Genelkurmay, AB ile ilgili gün- cel pürüzlerin çözümlenmesinin, hükümetin uy- gun bulduğu katılım ortaklığı belgesinin (KOB) onayianmasının ardından görüşlerini açıkladı. Bu- nun Türkçesi şu: Türkiye'nin AB'ye tam üyelik yolunu engellemek istemiyoruz, ama düşüncelerimizden de ödün ver- meyiz. Onümüzdeki günlerde son şeklini alacak ulusal plan, Türkiye'deki tüm sağduyulu kesimlerin ortak paydasını oluşturmalı. ••• Uluslararası Para Fonu (IMF) ile hükümetin yap- tığı işbiriiği çerçevesinde Türkiye'ye 10 milyar do- lar gelecek. Ancak bunun karşılığında Türkiye ne verecek? Bu sorunun yanıtı henüz verilmiş değil. Bize ulaşan haberler o ki; IMF, koşullann şu an için açıklanmasını istemiyor. özellikle 10 milyar do- lann geri ödeme koşullannda gizlilik dikkati çeki- yor. 2001 'in nasıl seyredeceğini şu aşamada öngör- rfıek de olanaksız. Bunu öngörmeye çalışmak ye- rine, kamuoyuna, krizden çıkmak için IMF'nin bü- tün koşullanna evet diyen sorumlulann büyük bir zafer kazandığı duyuruluyor. Görünüme şu tanım uygun düşüyor Zafersel çöküş! • • • Kasırga, Balina, Kartal, Ahtapot, Paraşüt'ün ar- dından bir operasyonumuz daha oldu: Sis... Bu operasyon çerçevesinde gözaltına alınanlar- dan Selahattin Diker'in, hayali ihracatın karşılığı olarak devletten trilyonlarca lira vergi iadesi aldığı iddia ediliyor. Yapılan soruşturmada bu kişinin, ver- gi borcu riedeniyle yurtdışına çıkmasının yasak ol- duğu ortaya çıktı. Beyefendi haklı... Vergi borcu olan kişi, hayali ih- racat yapamaz, vergi iadesi alamaz diye bir sınır- lamayokki! - •••.:- • balbayocumhuriyetcom.tr Kürtçe yayın tartışıııası sürüyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkan- hğı Özel Kalem Müdürü ve Dışişleri Başdanışmanı Ta- can İldem, Kürtçe yaym tarnşmalan ile ilgili sonı- lan yanrtlarken "Cnmhur- başkanımız bu alanda aül- ması gerekli adımlan, AB üişfcilerimiz bağjamında ol- duğu kadar, ondan bağnn- sız olarak her halükârda gerçekleştirflmesi gerekliöl- çütier olarakgörmektedir" dedi. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'ın AB konu- sunda üzerinde ısrarlı dur- duğu konunun, Türkiye'ye özgü ölçütler getirilmeme- si oldugunu belirten Ildem, "Zannediyorum, kanhm ortakhğı belgesine ilişkin AB içindevanlmış olan an- layış, bu konudaki görüş ve duyarhhklanmızuı muha- taDİanncaanlasddıânıı gös- termektedir'' diye konuştu. Ildem, Çankaya Köş- kü'nde düzenlenen haftalık bilgilendirme toplantısında gazetecilerin sorulanru ya- nıtladı. Ildem, Kürtçe ya- yın tartışmalannda Cum- hurbaşkanhğı'nm yaklaşı- mının sonüması üzerine Il- dem sözlerini şöyle sürdür- dü: "Özellikle bu konuda bir görüş açıklama duru- munda değilim. Belki şu aşamada uygun da olmaz. Ama her halükârda, Tür- kiye'nin yerinegetirmesi ge- rekli, atması gerekli adım- lar vardır. Samvorum ki bu konudaki kararhhğuu da değişik vesflelerie ortaya koymaktaduf Türkiye açısmdan atü- ması gerekli adımlar kadar, AB'nin de yükümlülükle- rini yerine getirmesinin ay- nı ölçüde önem taşıdığını vurgulayan Ildem, "Sayın Cumhurbaşkanımız öte- den beri. AB'nin, yüküm- lülüklerini, bu bağlamda üstkndigi mali yardımlan daha fazla gecikrneden sağ- laması konusuna da büyük örtemvermektedir.Bualan- da da onümüzdeki dönem- de adımlann anlmasuu beklemektedir" dtjdi. KAYIP KÖPEK Beyaz uzun tüylü 8 aylık TefTier cınsi (adı da BeyaZ) erkek bir köpek, Mecidiyeköy Atakan Sokak civannda kaybolmuştur. Bulan ödüllendirilecektir. rel. Cep: 0535 73O 95 O3/O535 414 65 OO O533 262 58 32
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear