Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
3O PIALJK 2000 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Çffer: Af, valüm
sonıçlap
dofurâMir
• lVANtSA(AA)-DYP
Mansa tl Teşkilatı'nda
partülerle bayramlaşan
DYTGenel Başkanı
Tansı Çiller, Şartla
Sah>CTme ve Cezalann
Ertebnmesi Yasasrnın
gene affa dönüştüğünü,
bunın da vahim sonuçlar
doğırabileceğinı belirtti.
Çille, Şartla Sahverme ve
Cezaann Ertelenmesi
Yasaıı'nın, genel affa
gideı yolu açtığını,
Anajasa Mahkemesi ve
Cumıurbaşkanı ile
kendlennın, bu konuda
hükünetı defalarca
uyardığını kaydetti.
MsdGtı
ocaMannda
işçiaçığı
• ZONGULDAK (AA) -
Türkîş Genel
Teşkilatlandırma Sekreteri
ve Genel Maden 1şçileri
Sendıkası (GMİS) Genel
Başkanı Çetın Altun,
"Taşkömürü ocaklanna 3
bın işçının alınması şatt"
dedi. Altun, Türkiye
Taşkömürü Kurumu'na
(TTK) bağh Üzülmez,
Kozlu, Annutçuk, Karadon
ve Amasra kömür üretim
bölgelenndeki ocaklarda,
14 bin 600 maden işçisinin
üretim amaçlı çalışüğını
söyledi. Altun, "Ocaklara
yatınm yapılmamakla
bulunmakta. Bunun teiafı
edilmemesi durumunda,
üretimde her geçen gün
azalma olacak. Yeraltından
emekliye aynlmalar çığ
gibi büyüyor" dedi.
ABD
konsolosluklan
• WASHINGTON(AA)-
ABD, Istanbul ve
Adana'daki
konsolosluklannm yeniden
açıldığını duyurdu. ABD
Dışişleri Bakanlığı sözcüsü
Phil Reeker, düzenlediği
basın toplantısında bir soru
üzerine, "îstanbul ve
Adana'daki
konsolosluklanmızın her
ikisi de açık" dedi. ABD,
kısa sûre önce, istihbarat
yetkililerine ulaşan bazı
terörist saldın tehditlerine
ilişkin bilgüer yüzünden
Istanbul ve Adana'daki
konsolosluklan kapatüğını
açıklamıştı.
Djyartakıp'da
köye dönüşler
• DlYARBAKIR (AA) -
Diyarbakır Valisı A.
Cemil Serhadlı, 2 yıl
içinde 3 bin 813 kişinin
köyüne geri döndügünü
söyledi. Vali Serhadh,
bölgede geçmişte yaşanan
terör olaylan nedeniyle
köylerinden göç etmek
zorunda kalan
vatandaşlann köylerine
geri dönüşlerinin
sağlanması amacıyla
çalışmalann yoğun olarak
sûrdürüldüğûnü belirtti.
• ANKARA(AA)-
ANAP Kadın Kollan
Başkanlığı, yerleşım
birimlerinde bulunan baz
istasyonlannın insan
sağlığına verdigi zararlan
anlatan broşürler
bastırarak Ankaralılara
dağıtacak. Baz
istasyonlan ile mücadele
konusunda yurtdışında
yapacaklan
araştırmalardan da
faydalanacaklanm
belirten ANAP Kadm
Kollan Başkam tlham
Aydm, yılbaşından sonra
TED Ankara Koleji'nin
karşısında bulunan baz
istasyonunu protesto
edeceklerini bildirdi.
Mayıs ayında yapılacak olağan kurultay için hazırlıklar başladı
CHPMe yine kıındtay var
MUTLUSERELİ
ANKARA-30 Eylül 2000'de gerçek-
leştirilen olağanüstü kurultayla yöne-
tim değişikliği yaşayan CHP'de, yakla-
şık 4 ay sonra yeniden kurultay hazrr-
lıklan başladı. 2001 yılının Mayıs ayın-
da yapılması planlanan olağan kurulta-
ya dönük olarak gerçekleştirilecek il ve
ilçe kongrelerinin şubat ayının ilk yan-
sından itibaren başlatılmasının planlan-
dığı belirtıldi. Son toplantısım 9 Aralık
2000 günü gerçekleştiren CHP Parti
Meclisi (PM), aradan 1 ay geçmeden 6
Ocak 2001 tarihinde, delege seçimleri-
nin yapılacağı kongrelerin takvimini
belirlemek üzere yeniden toplanacak.
CHP yönetimı, örgütte "görevden dü-
şürme" operasyonlannm gerçekleştiril-
• Parti Meclisi 6 Ocak'ta toplanarak kongre takvimini
belirleyecek. Delege seçimleri için il ve ilçe kongrelerinin şubat
ayının ilk yansında başlatılması planlanıyor.
diği süreçte gündeme gelen, "olağan
kurultay sonbahara ertetenecek" ıddi-
alanna son noktayı koydu. 6 Ocak'ta
yeni yılın ilk toplantısım gerçekleştire-
cek olan PM, kongre takviminin belir-
lenmesi konusunu gündemine aldı.
Ertelemek istemiyorlar
Parti içinde, kurultayın ertelenmesi-
ne ilişkin görüşler savunulmasına kar-
şın, Genel Başkan DenizBaykaL kurul-
tayın mayıs ayında yapılmasından yana
görüş bildiriyordu. Baykal'ın, CHP'nin
siyasi partiler yasasına göre, olağan ku-
rultayı mayıs sonrasına bırakma şansı
olmadığı için, Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcıhğı'ndan uyan almaktan çe-
kindiği, bu nedenle kurultayı ertele-
mekten yana olmadığı belirtildi.
Aynca yakın çevresi, Baykal'm Tür-
kiye'nin gündemine erken bir seçimi
sokabilecek gelişmeler yaşanabileceği
olasılığından hareketle, partinin enerji-
sini içe dönük olarak kullanmak isteme-
diğı, 2001 yılımn ikınci yansında top-
lumsal muhalefete daha çok ağırlık ver-
meyı planiadığını dile getirdi.
Görevden düşürülen il ve ilçe yöne-
timlerinin atamalannı tamamlay_an
CHP yönetimi, şimdi de Altan Oy-
men'in genel başkanlığı döneminde ye-
nilenen üye kayıtlanyla ilgili olarak
başlatılan yeni düzenlemenin sonuçlan-
masmı bekliyor. Geçen hafta içinde bü-
tün ilçelerde yeniden askıya çıkanlan
eski ve yeni üye listeleri en az 10 gün
süreyle askıda kalacak. Bu nedenle, il
ve ilçe kongreleri ancak üye listelerinin
kesinleşmesınden sonra gerçekleştiri-
lebilecek. Partinin üye kütüğü yenilen-
mesine karşın, köy ve beldelerde yeter-
li üye olmadığı gerekçesiyle yeniden
üye yenilemesine giden CHP yönetimi,
kongre sürecini kontrol altına almak is-
temekle suçlanmış, parti içinden tepki-
ler almıştı. CHP yönetimi, bu tepkile-
rin aksıne, örgütün "ildnd kez böyle bir
şansm tanınmasından memnun oMuğu-
nu" savunuyor.
Hakkâri
HADEP'li
başkan
nizamiyeden
çevrildi
ALİSEVMİŞ
HAKKÂRİ - Bayram-
laşma için vali ve proto-
kol üyeleriyle birlikte 11
Jandarma Komutanlı-
ğı'na giden Hakkâri'nin
HADEP'li Belediye Baş-
kanıHüseyin Ümit niza-
miyeden sokulmadı.
Ûmit'in yanına yakla-
şan bir yarbay, "Komu-
tanımız sizleri bayram-
laşmaya kabul etmiyor"
dedi.
Şeker Bayramı nede-
niyle Hakkâri'deki proto-
kolü oluşturan Belediye
Başkanı Ümit, Emniyet
Müdürü, daire müdürle-
ri, siyasi parti temsilcile-
ri Vali Orhan Işm'm ma-
kamında bayramlaştılar.
Bayramlaşmaya yurt-
taşlar da katıldılar. Daha
sonra protofcol, Polise-
vi'ni ziyaret ettikten son-
ra Hakkâri Devlet Hasta-
nesi'nde yatan hastalarla
bayramlaştı ve II Jandar-
ma Komutanhğı'na gitti.
Ancak HADEP'li Hü-
seyin Ümit'in nizamiye-
den geçmesi engellendi.
ODP'den 'kart'hFtipipıvtestosu
ÖDP Istanbul tl Örgütü üyeleri, Başbakan Bülent Ecevit'e, F tipi cezaevi
uygulamasuu ve cezaevlerine yapılan operasyonlan protesto eden "bayram
kartları" postaladı. Galatasaray, Bakırköy ve Kadıköy postaneleri
önünde toplanan ÖDP'lilerce yapılan açıklamada, "Yıllardır bu 'cezaevlerine
girilemiyor' yalanlanyla girdiğiniz, yaktığınız cezaevi binalannda
uygulananlar tam bir vahşettir, katliamdır. 12 Eylül cuntasuun bile
cüret edemediği bu insanhk dışı muameleden, katfiamdan Ecevit,
Babçeli, Yılmaz hükümeti sorumludnr. Tüm sorumlular bu yapılanlarm
hesabını verecektir" denildi. (Fotoğraf: UĞUR DEMÎR)
FP Genel Başkanı Recai Kutan, 3 parçalı muhalefete tepki gösterdi
6
Yenîlikçfler yanhş hesap içinde9
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - FP Genel Başkanı Recai Ku-
tan. partinin kapatılma olasılığı-
na göre üç ayn koldan hazırlık ya-
pan Yenilikçi kanadın "yanhş he-
sap içindeotduğunu" söyledi. Ku-
tan, "Kimse kendinde ban kabi-
liyeDervehmetmesin.C>turduk,görûştük,ya-
pacağumz ikazlan yapük" dedi.
FP Genel Başkanı Kutan ve parti yöneti-
cileri dün basın mensuplanyla bayramlaşa-
rak sohbet etti. Kutan, daha sonra Yenilikçi
kanada tepkisini şöyle dile getirdi:
"FP'nin kapaüiacağma manmryorum. FP,
tamamen anayasal çerçevede faaliyet gösteren
birpartidir. Cumhuriyet Başsavası'nın orta-
ya koyduğu deffllerin yüzde 80'i TBMM'de
yapılmış konuşmaiardır. Hiçbir partkk görül-
meyen demokrasi tatbikaü bu partinin için-
de. 'Parti kapatılırsa şöyle olur' diye düşün-
• FP Genel Başkanı Recai Kutan,
gazetecilerle bayram sohbetinde,
FP'nin kesinlikle kapatılmayacağını
savundu ve "Kimse kendinde bazı
kabiliyetler vehmetmesin" dedi.
meye, Anadolu'da 'doğmamış çocuğa don
biçmek' denilir. Yahu bu parti kapatdmış de-
ğil, kapaulacak da değiL Böyle bir anlayışı
tasvip etmek mümkün değfl."
Kutan, "Bazdandiyor Id 'Parti kapahlmaz-
sa olağanüstü kongreye gidilir. Olağanüstü
kongre demokratikbir haktir. Ama karan şu
veya bu şahıs verecek değiL Karan 6 milyon-
hık FP camiası verecektir" dedi. Kutan, ge-
nel merkez yönetimiyle ipleri kopardığı be-
lirtilen Ankara Anakent Belediye Başkanı
Metih Gökçek için disıplın mekanızmasının
işletilip işletilmeyeceği yönündeki soruya
"Partimiz askeri disiptiıüe yöne-
alen birparti değU.Vaknzamanın-
da onu MiIK Görüş davasma ka-
zandıran benim. Ben davetettinT
karşılığını verdi.
Kutan, Ecevit'in sağlık duru-
muyla ilgili sorular üzerine, bu
konuda FP yöneticilerinin açıklama yapma-
dığına dikkat çekti.
Gazeteciler, sohbet toplantısında Recai
Kutan'la "sözcûklerle psikolojik çağnşun"
denemesi de yaptı. Kutan'ın sözcüklere ver-
digi karşılıklar şöyle:
"Necmettin Erbakan: Motor, lider, hoca.
AbduDah Gül: 1975 Kayseri Senato seçimi.
Seçim ekibinde en önde gelen üniversiteli
gençti. Rahşan Ecevit Vefah bir eş. Vunü Sa-
v«ş; Nuh Mete Yûksd: Ne sen sor, ne ben
söyleyeyim. Mebnıre Kutan (eşO: Fevkala-
de sabırlı ve hoşgörülü."
Bakım sozlesmesi
Yargıtay'm
karan
huzurevini
sevindirdi
ANKARA (ANKA) -
Yargıtay, özellikle bayram-
larda akıllara gelen huzu-
revi sakinlerini sevindirdi.
'ölünceye kadar bakma
sözleşmesi' düzenleyerek
evini ve zeytinliğinı üvey
kardeşine veren yaşlı
adam huzurevine terk edi-
lip de sözleşmenin iptali
davası reddedilince Yargı-
tay 1 .Hukuk Dairesi imda-
dına yetişti.
Kaderine terk edilen bir
huzurevi sakini, ölünceye
kadar bakma vaadiyle ta-
şmmaz mallannı teslim
ettiği üvey kardeşiyle im-
zaladığı sözleşmenin ipta-
li ve tapunun yeniden adı-
na tescilı için dava açtı.
Ancak yerel mahkeme,
'davahmn bakım borcunu
yerine getirdiği' gerekçe-
siyle davayı reddetti. Tem-
yiz üzerine dava konusu
Yargıtay'a taşınınca 1.
Hukuk Dairesi örnek bir
karar alarak yaşlılann yü-
zünü güldürdü.
Bakım borçlusunun ku-
ral olarak bakım alacaklı-
sını kendi ailesine alıp
ölünceye kadar özenle ba-
kıp gözetme yükümlülüğü
altına gireceğini belirten
1.Hukuk Dairesi, bu yü-
kümlülüğün; bannacak
yeri sağlama, besleme,
giydirme, hastalandığında
doktora götürme, gerekli
özeni gösterme, manevi
yönden her türlü yardun ve
desteği sağlama gibi ödev-
leri de içerdiğini bildirdi.
Borçlunun yükümlü-
lüklerini yerine getirirken,
aldığı mallarm kıymetine,
bakım alacaklısımn önce-
den sahip olduğu sosyal
konuma ve hakkaniyet
kurallanna göre hareket
etmek zorunda olduğunu
vurgulayan Daire, ilişki
çekılmez hale gelince ya
da başka önemli nedenler-
le ilişkinin sürdürülmesi
aşm ölçüde güçleşmiş ve-
ya olanaksız hale gehııiş-
se taraflann sözleşmeyi
feshederek verdikleri şey-
leri geri alabileceklerini
bildirdi.
j j TlRMIK IAYDIN ENGtN aengin@doruk.nettr
Ramazan Bayramı ile yılbaşı
tatilini bitiştiriptatitetüyenleri fır-
sat bilip; "Şu tatil günlerinde
okurvn keyfinikaçırmayalım, ağ-
nnın tadını bozmayalım" endi-
şelerinden kendimizi azat edip;
gazetelerin bugünlerdeki okur-
lannın "tatil keyfinin değil; ya
kendiderdinin ya ülke dertlerinin
peşine düşmüş biravuç kişi" ol-
duğunu varsayıp; "Onlann da
zaten ağız tadı bozuk, keyiüeri
kaçık" deyip cezaevlerinde ya-
şanan ve yaşanmakta olan "ça-
î/şma "nın neresinde durduğu-
muzu tartışmaya başlamtş ve bu
çetrefil soruyu dün bitiremeyip,
kalanını bugüne aktarmtştık.
Şimdiden beili ki bugün de bit-
meyecek. Bunda, "kısa yazabi-
lecek kadar usta" olmayışımın
payı var. N'apalım, daha ustası-
nt buluncaya kadar benimle ida-
re edeceksiniz.
•••
"Benim yanımda saf tuttun
tuttun; tutmazsan hainsin" da-
yatmasını önümüze koyanlar-
dan biri deylet, öteki cezaevle-
rinde F tipine karşı eytem baş-
latan ve inatla, kararlılıkla yürü-
ten iki örgüt.
Devletin Yanında Olmak Ne Demek?
İki "terartan, önce şu devlet-
le bir hesaplaşıp, onu aradan çı-
karalım. Oteki "taraf için daha
aynntılı ve galiba daha uzun yaz-
mak gerekecek.
Türkiye gibi güçlü bir "gûçlü
devlet' geleneğinin egemen ol-
duğu ülkede "devlettenyana ol-
mak" adeta bir verili durum, bir
ön kabul.
Bunun dilimizde de yansıma-
lan var. Bildiğim yabancı dillerin
hepsinde "anayurt, anavatan"
terimleri var. Türkçede de var. A-
ma bildiğim yabancı dillerin hiç-
birinde "devletbaba" terimi yok.
Türkçede ise var.
Keza çoğu kez MHP'nin kul-
landığı ama Osmanlı'dan miras
olduğunu sandığım bir başka
"devlet tapıncı" nitelemesi van
Devlet ebed müddet! Yani dev-
let "eze// ve ebedi" bir sosyal
variık.
Bu doğru değil.
Devlet insanlıkla yaşrtfilanda
değil. Insanoğlunun sosyal evri-
minin belli bir aşamasında orta-
yaçıktı ve değişerek, dönüşerek
ve büyüyüp güçlenerek, adeta
bağımsız bir sosyal olgu nitelıği
kazanarak bugünlere kadar u-
laştı.
Marksizm, devletin ortaya çı-
kışını özel mülkiyetle eşleştirir.
Mülkü korumak için bir erk'e
(erk=iktidar) gereksinim vardı ve
devlet aygıtı yaratıldı.
Devlet gerçekten bir aygıt.
Marksist tanımlara boş versek,
ama "Bu devlet nedir, ne işe ya-
rar" diye sorsak bile karşımıza
yine bir "aygıt" çıkacak.
Birtoprak parçası (yurt) üstün-
de toplu olarak yaşayan insan-
lann, aralanndaki ilişkileri kural-
lara bağlamak, kurallara uyma-
yanlan cezalandırmak, toplu-
mun esenliği için işler, düzenle-
meler yapmak üzere yaratılmış
bir aygıt. Örneğin "köleci top-
/um"un devleti kölelerin efendi-
lerine sadık kalmaları, onlann
buyruklannatartışmasız uymala-
nnt sağlamaklayükümlüdür. Bu-
na uymayan köle, cezalandınlır.
Bugünün devleti ise yurttaşlann
köleleştirilmesini önlemekle;
başka yurttaşlan köle yapmak
eteyenleri cezalandırmakla yü-
kümlüdür.
Yani devtet öyte "ebed müd-
det"filandeğil; devletin yüküm-
lülükleri, görevteri ve onu işleten
kurallar (hukuk) da ezeli ve ebe-
di değil.
• • •
Bu çerçevede bakıldığında
"devlet tapıncını" anlamak
mümkün değil. Hele hele mutla-
ka devletin yanında saf tufrnak,
safını devletin yanında tutmaz-
san "hain" olmayı baştan ka-
bullenmek saçma
Bir "aygıt" olarak devlet buz-
dolabı, dikiş makinesi, otomobil,
bilgisayar gibi insanoglunun ya-
rattığı bir aygıt. İşe yaradığı sü-
rece kulianılır, işgörmez hale ge-
lince onanlır; onanm kabul et-
mez, yama tutmaz hale gelince
de bitirilir ve yenisi kurulur. Tarih
bunun yüzlerce örneği ile dolu.
Nedir bu aygıtın göfevi?
Yurttaşlann esenliğini, güven-
liğini, sağlığını, mutluluğunu,
kendisini geiiştirme hakkını, ya-
salarcatanımlanmış özgüriükle-
rini eksiksiz kullanmalannı sağ-
lamak.
Yani tapılacak biryüce variık fi-
lan değil; işe yaraması, işlevleri-
ni yerine getirmesi için sürekli
denetlenen, düzettilen, onanlan,
geliştirilen bir aygıt.
Ancak şunu göz ardı etmekde
saflık olur. Günümüzde devlet
çok karmaşık bir organizasyona
hattaorganizmayadönüştü. Dev
bir bürokrat ordusu kullanıyor;
toplumdaki çıkar çatışmalannda
dizginlerini elinde tutanlann is-
terleri doğruttusunda, toplumun
öteki kesimlerine yönelmiş bir
tehdit, bir baskı hatta bir zulüm
aygıtına dönüşebiliyor.
Yani...
Yani ille de devletin yanında
saf tutmak bir yana, devlet sü-
rekli sorgutanması, denetlenme-
si, işlevlerinden saptığında yü-
kümlülük alanlanna çekilmesi
gereken bir sosyal olgu.
Onun yanında saf tutmayı bir
zorunluluk olarak bellemek ya da
böyle belletmek isteyenlere kar-
şı çıkmamak dayurttaş değil, uy-
ruk olmayı kabullenmek demek.
Ben uyruk değil, yurttaş ol-
duğumuz kantsındayım...
POLtTİKA GUNLUGU
HİKMET ÇETİNKAYA
Umutlap, Hayaller...
Andr6 Breton'u sever misiniz?
Sizleri sıkıntılardan uzaklaştırıp, yaşamı ço-
ğaltarak düşler kurmanızı sağlamak için Bre-
ton'un şiirsel tat veren 'Çılgın Sew'sinden bazı
bölümler aktanyorum...
'Tüm düşler, tüm umutlar, tüm hayaller uma-
nm, gece gündüz dans edecek saçlannızın ay-
dınlığında ve ben, ki yalnız sizi görmek için ora-
da olmak isterdim, şüphesiz orada bulunmaya-
cağım. Alacakaranlıktaki değişken çaylar bo-
yunca gizemli görklü atlılar dört nala geçip gi-
decek. Su yeşili ince örtüler içinde bir genç kız,
kendisine adanmış bir lambanın tek başına
göz kırpacağı yüksek kemeherin altından doğ-
ru kayacak uyurgezer adımlarıyla. Ama kamış-
lann ruhlan, ama yüzüklerin içinde uyurgibigö-
rünen ufacıkkediler, ama üzerine 'Balo' kelime-
si oyulu oyuncak tabanca, bu sahnelerden ürk-
menize engel olacak. Size düşen ve hiçbir za-
man değerinizce olmayacak olan pay, bile-
mem, ne olursa olsun, yaşamaktan tatalacak,
seviden bekleyeceksiniz beklenecek ne varsa.
Bu mektup elinize geçinceye dek ne olursa ol-
sun yaşamaktan tat alacak, seviden bekleye-
ceksiniz beklenecek ne varsa. Bu mektup eli-
nize geçinceye dek ne olursa olsun katlanılmaz
şey olacak gibi görünüyor bugün -bırakın beni
de sizin o gün, önünde öteden beri eğildiğim
tek erki, kadının o ölümsüz erkini o gün canlan-
dırmaya hazır olacağınızı düşüneyim. Isterkar-
ga mavisi bir hayal dünyasının üstüne bir ka-
pağı kapatıyor olun bir o gün ya da, belinizde-
ki demet hep görünmek şartıyia, günsel gölge-
niz vursun bir fabrikanın duvanna- geleceğini-
zi kesinlikle bilmiyorum daha, hayırama bırakın
beni, baş dönmenize bağıntılı olarak o gün tek
'Çılgın Sevi' sözlerinin kalacağını sanayım."
• • •
Sizce sevi nedir?..
Belki bir hüzün kalıntısıdır, belki de coşku...
Breton şöyle diyor:
"Yalnız doğuşunuzun gizemini aydınlatmak-
la o iki kelime, sözlerini gereğince tutmamış
olacaklar. En çılgın çılgınlığın hayat vermek ol-
duğunu düşünmüştüm bir süre ben. Ve bana
hayat verenlere için için kızmıştım. Gün gelirsiz
de bana kızarsınız, kim bilir? Elinizden bana go-
cunmak gelmeyecek bir çağda, on altı yaşınız-
da size bakmayı bunun için seçiyorum. Size
bakmak mı dedim, hayır, sizin gözlerinizle
görmeyi denemek, kendi kendime bakmak için
gözlerinizle.
Henüz sekiz aylık ve durmadan gülümseyen,
hem mercan hem inci gibi, küçücük yavrucu-
ğum, o gün bileceksiniz ki, dünyaya gelişiniz-
de hiçbirrastlantının parmağı olmamıştır, ne bir
kıpı erken, ne birkıpı geç, dünyaya gelmeniz ge-
rekirken geldiniz ve hiçbir gölge düşmedi sö-
ğüt dallanndan örülü beşiğinizin üstüne. O gün
benim olmuş olan ve bugün de benim kalan ol-
dukça büyük yoksulluk bile, sizin şerefinize,
bir zaman için savaşı bırakıyordu. Ben o yok-
sulluğa çevrili değildim zaten: hayatta köle-ol-
mayışıma karşılık bir vergiyi ödemeyi seçiyor,
kendimde kendi düşüncelerimden başka hiç-
bir düşünceyi dile getirmemek hakkını buluşu-
ma karşılık onu yükleniyordum. Pek de öyle
biz... Uzaktan uzağa salınırdı o yoksulluk, sizin
ilk dostlannızdan olan birressam için mavi dö-
nem diye adlandınlmış şeyde olduğu gibi, gü-
zellenmiş bezenmiş, handiyse doğrulanmışlığa
çevremde gezinirdi. Hangi yanda dururlarsa
dursunlar, aşağı yukan bütün ötekilerin geçtik-
leri yerden geçmeyi reddedişimin hemen he-
men kaçınılmaz birsonucu gibi görünüyordu.
Bu yoksulluk, ondan korkmuş olmak fırsatını
bulmuş olun olmayın, variık madalyanızın ter-
siydi düşünün ki: onsuz, Günçiçeği'nin Gecesi
böyle pariak olmazdı."
• • •
Breton, zamanı saate ayarlıyor, büyülenmiş
bir yürekten söz edip ekliyor:
"Böyle pariak olmazdı, çünkü sevi o zaman
neye meydan okurdu, nasıl güvenirdi bütün
yendiklerini yenmek için yalnız kendi kendine?
Yılıp saklanmak gerekırdi belki bundan, ama
kutudaki en güzel mücevher de, o sakınmayış-
tı işte. Onun ötesinde ve ondan da büyük, bir
tek sakınmayış vardı göze alınabilecek: O da si-
zi doğurtmaktı, sizin kokulu soluğu olduğunuz
sakınmayış. İkisi arasında bir büyülü ipin gerili
durması gerekti hiç değilse, uçurumun üzerin-
de kopacak gibi gerili, ki güzellik yalnız kendi
denge gücüyle sizi bir olanaksız havasal çiçek
gibi gitsin derlesin gelsin. Bu çiçeğin siz oldu-
ğunu düşünmek hoşunuza gidermi birgün, bil-
miyorum, 'insanlann çıkarlan
1
diye adlandınl-
maya alışılmış şey bakımından ne yazık ki, ve-
rimli toprağa hiç mi hiç değinmeden doğmuş
olduğunuzu düşünmek hoşunuza gider mi?"
Siz ne dersiniz?..
hikmetcetinkaya(â cumhuriyetcom.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
Cumhuriyet
k ı t a p I a r ı
Hikmet Çetinkaya
ALACA BİR OFKE
Alaça
M, Rir
YENI
CIKTI
Ey benim aydınlık günlen bekleyen Türkiyem1
..
Ey benun ölüme alkış tutan halkım!..
Ey benim şafağın yolunu açan suskun akşamlann hüznünü
yaşam bıçımı sanan ınsanım!..
Ey benim özgürlüklen Erbakan Hoca'nın takkesınde arayan
romantık aydınım!.
f Cumhuriyrt Çağ Pazarlama A.Ş Turkocağı Cad No.39/41
K Ititap kulûbû (34334)Cagaloğlu-lstanbul Te) (212)514 0196