Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 29 KASIM 2000 CARSAMBA
8 HABERLERİN DEVAMI
Istanbul
Edirne
Y 14 Sinop Y 18 Adana
PB 12 Samsun PB 19 Mersin
Kocaeli _Y 17 Trabzon PB 16 Diyarbakır
Çanakkale PB 16 Giresun
Izmir PB TE Ankara
PB 17 Şanhurfa
Y 13 Mardin
Manisa PB 13 Eskişehir Y 13 Siirt
Aydın
Denizli
Y 1 5 Konya Y 12 Hakkâri
Y 16 Sıvas PB 7 Van
Zonguldak Y 16 Antalya Y 15 Kars PB
Marmara'nın doğusu,
Guney ve iç Ege. Ak-
denız, İç Anadolu'nun
guney ve batısı, Batı
Karadenız, Doğu Ana-
dofu'nun guneyı ıle Gu-
neydoğu Anadolu sa-
ğanak ve gök gurultulü
sağanak yağışlı, dığer
yerfer parçalı bulutlu
geçecek Hava sıcaklı-
ğında önemlı bır değı-
şıklik olmayacak
DIS MERKEZLER
Oslo
Helsinki
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Parıs
Bonn
Y
K
Y
PB
B
B
B
B
6
1
7
12
11
10
14
12
Berlin PB 9 Moskova K -5
Budapeşte B 8 Aşkabat PB 16
Madrid Y 13 Astana K 0
Viyana B 9 Taşkent Y 12
Belgrad B 8 Bakû Y 10
Sofya Y 10 Bişkek Y 12
Roma B 16 Tıflis B 12
Atina Y 14 Kahire Y 22
Münih PB 10 Zürih B 12 Şam Y 18
( T ^ Parçalı bututKı BuKjtiu t Çok bulutlu • Yagmurtu Karlı KMkgüriütülü
GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
Çalışanlar "ileri göıiışlü vaatlerden" umudunu
kesti. Sokağa döküldü.
Emek Platformu'nu oluşturan büyük konfederas-
yonlann (Türk-lş, Hak-lş, DİSK, Kamu-Sen, KESK)
eyiem planlannda uyuşmazlığa düştükleri yaygınlaş-
tı.
Bu söylentiler boş. Zira:
Eyleme katılacakîann sayısı arttı. Emek Platfor-
mu'nu oluşturan 3 işçi, 3 memur, 3 emekli konfede-
rasyonu, 6 meslek biriiğinin... 1 Aralık Cuma günü
yurt çapında iş bırakmasına karar verildi. Iki gün
sonra Emek Platformu'nun öngördüğü eylem ne öl-
çüde başarılı olacak ya da bir çeşit genel grevi an-
dırdığı savıyla olayları bugün izlemekle yetinen hü-
kümet bir iki gün içinde nasıl harekete geçecek, bel-
li değil. Hükümet, son ay hemen her cumartesi Kı-
zılay Meydanı'ndaki mitinglere engel olmadı. Ama
bu mitingler sadece bir konfederasyonun eylemiy-
di ve hükümet düşüncesine uygundu. Nedir hükü-
met düşüncesi? "Bırakınızyapsınlar, bırakınız konu-
şup rahatlasınlar!"Ama cuma günü hükümet düşün-
cesine pek uymuyor.
İş bırakma olayı yurt çapında beliriendiği veya is-
tenildiği gibi uygulanırsa; cuma günü doktorlar ve
hemşireler sadece acil hastalara bakacak. öğret-
menler derse girmeyecek. Devlet daireleri, beledi-
yeler çalışmayacak. Çöpler toplanmayacak.
Tren seferleri duracak. THY çalışanlan da eyleme
katılırsa iç ve dış uçuşlar ya yapılamayacak ya da -
kule çalışanlannın dayatmalarına hükümet hâlâ ça-
re bulamadığı için yolculann kanıksadığı- aksama-
lar izlenecek.
Hükümet, boylesi uygulama durumunda Türki-
ye'yi sarsacak direnmeye sessiz kalabilir mi, "bıra-
kalım yapsınlar, bırakalım iş bırakıp rahat/asın/ar"
diyebilir mi acaba?
Başbakan Ecevrt daha bugünden küçük kâğıtla-
ra "uyan metnini" yazmış, ağır aksak okumaya ha-
zırlanıyordur bile. Başbakan'dan "İş bırakma eyle-
miyasalara aykındır ve kuşku yok, yasalann öngör-
düğü tüm önlemler alınarak toplumun kargaşaya
sürüklenmesine izin verilmeyecektir" içeriğinde ola-
sı söylemler bekleniyor.
Davul zurna az
Hükümetin, üstelik sosyal demokrat ağırlıklı bu
hükümetin çalışan kesimin yaşam hakkı arayan ey-
lemlerine karşı çıkmaya hakkı yok!
Üç yıl sonraki olası refahı düşünerek 30 milyon do-
layında insanı temsil eden sendikalar, maddi olanak-
lara kelepçe vuran hükümeti destekleyebilir mi? Üs-
telik sendikalar IMF'nin himaye kanatlanna sığınan
bir hükümeti neden desteklesinler? "Işte Türkiye
gerçeği". Bu başlık ve hemen sonra geten sözcük-
ler, sendikalann eylem planlannı doğrudan destek-
liyor "Hükümet ve IMF 'ekonomi iyi yolda' derken
ramazan yardımı için binlerce insan birbirini ezdi."
Üstüne üstlük bu hükümet Kızılay şubeleri önünde-
ki aç insan skandalı karşısında sessiz kalan, ikide
bir sokağa dökülenlere "insan haktarını anımsatan"
bir hükümet! IMF Başkan Yardımcısı'nın ekonomi-
de gidişi olumlu bulduğunu irdelediği saatlerde, bin
kişi için hazırianan 3 milyonluk Kızılay poşetlerine 5
bin kişi, birbirini ezme pahasına saldırdı.
Yaçalışanlann istekleri? Yasal kimi olanaklann ba-
şında, "insanca yaşam koşullarını sağlayacak ücret
artışt" geiiyor.
Hükümetten yanıt: Dayan!
Buna karşılık; Emek Platformu "kamu bankalann-
da 20 milyar, özel bankalarda 11 milyar havaya gi-
den para ile kamu çalışanına yüzde 264 zam yapı-
labileceğini" açıklr/or.
Toplum gerçekleri ve 1 Aralık eylemi, bir atasözü-
ne benzer bir uyanyı çağrıştınyor: Anlayana (hükü-
mete) saz, anlamayana (hükümete) davul zuma az!
Gençler 5 yıl sonra aklandı• Baştarafı 1. Sayfada
üyesi otmak ve yardım yataklık
etmek suçlanndan kamu davası
açümışsa da sanıklann, hukuka
aykın olarak alınan ikrarian dV
şında mahkûmiyetierine yeterli,
kesin ve inandıncı delil elde edile-
memiştir. Bu nedenle beraatian-
na karar verilmesi talep oiunur"
dedi. Savcının ardından söz alan
avukatlar Sema Fekdaş, Pdin Er-
da, Mehmet Sürcü de savunma-
lannda, Birsen'in görüşûne katı-
larak müvekkillerinin beraatına
karar verilmesini istediler.
Savunmalann tamamlanma-
sından sonra Mahkeme Başkanı
Cengiz Galip Dinçer, beraat ka-
ran verildiğini açıkladı.
Mahkemenin karannı açıkla-
masından sonra gençlerin avu-
katlan, sonuçta hukukun kazan-
dtğtnı belirterek şunlan söyledi-
ler:
"MüvekkiUerimran suçsuz ol-
duklanna baştan beri inanıyor-
duk. Onlar duruşmalarda hep
suçsuzoMuklannı,enıniyetifade-
lerinin işkenceahında zorla imza-
latıldığuu dik getirdiler. Sonuçta
bugünkö kararta hukukun bir
kez daha hakhnın yanında oldu-
ğunu gördük. Beraat etmeleri ge-
rekiyordu bu da okm."
Beş yılhk dava sfireci
Manisa Emniyet Müdürlüğü
Terörle Mücadele Şubesi'nce 26
Aralık 1995 tarihinde gerçekleş-
tirilen DHKP-C operasyonunda
biri öğretmen, çoğu lise öğrenci-
si toplam 16 kişi gözaltına alın-
mıştı. 11 gün sorgulanan gençler,
5 Ocak 1996'da Izmir DGM Sav-
cılığı'na çıkanldı. Soruşturmayı
yürüten DGM savcısı, gençler-
den 4'ünü tutuksuz yargılanmak
koşuluyla serbest bıraktı.
Dava açılmasından sonra 12
Mart 1996'da yapılan ilk oturum-
da gençler yasadışı örgüt üyesi
olmadıklannı, poliste kaldıklan
11 gün boyunca işkence gördük-
lerini belirterek gözleri bağlı ola-
rak alınan ifadeleri kabul etmedi-
ler. Gençler falakadan makata
cop sokmaya, çınlçıplak soyula-
rak cinsel tacizden soğuk su ve
elektrik verilmesine kadar uza-
nan bir dizi işkenceden geçiril-
diklerini anlattılar. Ilk oturum so-
nunda sanıklardan Jale Kurt ve
Hüseyin Korkut tahliye oldu. 16
Nisan 1996'da ikinci oturumda
Özgür Zeybek, Sema Taşar, Mü-
nire Apaydın; 15 Ekim 1996'da-
ki 7. oturumda Ayşe Mine Bal-
kanlı ile M.G. tahliye oldular.
16 Ocak 1997'de DGM'de ya-
pılan 9. oturumda mahkeme he-
yeti, karannı açıkladı. Mahkeme,
sanıklardan Ali Göktaş, Emrah
Sait Erda, Faruk Deniz, Aşkın
Yeğin, Levent Kılıç'ı örgüt üyesi
olduklan gerekçesiyle 12'şeryıl
6'şar ay hapis cezasına çarptırdı.
Sanıklardan Jale Kurt 3 yıl 9 ay,
Münire Apaydın, Ayşe Mine Bal-
kanlı, Sema Taşar, Özgür Zeybek
de örgüte yardım ve yataklık yap-
tıklan gerekçesiyle 2 şeryıl 6'şar
ay ağır hapis cezasına çarptınlır-
ken Fulya Apaydın, Erdoğan Kı-
lıç, Hüseyin Korkut, Boran Şe-
nol, Abdullah Yücel Karakaş, ka-
nıt yetersizliğinden beraat etti.
Mahkeme, olay tarihinde 14 ya-
şında olan M.G'nin ise Çocuk
Mahkemeleri Yasası'na uyarak
babasına teslim edilmesini kara-
ra bağladı.
Gençlerin avukatlan, îzmir
DGM'nin verdiği karara Yargı-
tay'a başvurarak itiraz ettiler.
Yargıtay 9. Ceza Dairesi, 20 Ocak
1998'de gençlere işkence yaptık-
lan için Manisa Ağır Ceza Mah-
kemesi'nde yargılanan polislerle
ilgili dava sonucu beklenmeden
Izmir DGM'nin karar verdiğini
vurguladı. Yargıtay, Izmir
DGM'-nin karannın bu nedenle
usule uygun olmadığını belirte-
rek karan bozdu.
izmir DGM de, Yargıtay 9. Ce-
za Dairesi'nin bozma karanna
uyarak gözaltında gençlere iş-
kence yapan polislerle ilgili Ma-
nisa Ağır Ceza Mahkemesi'nde
görülen işkence davasının sonu-
cunu bekledi. Manisa Ağır Ceza
Mahkemesi'nin lOpolishakkın-
da verdiği 5 ile 10 yıl arasmda
değişen hapis cezalanyla ilgili
karannı açıklaması ve polisleri
mahkûm etmesi üzerine DGM'de
dün yapılan oturumda, yaklaşık 5
yıl süren ve kamuoyunun dikkat-
le izlediği dava, gençlerin beraat-
lanyla sonuçlandı.
Ercel: Önlemler alınacak
IstanbuVda
ekonomi doruğu
Faruk Süren yurtchşına çıkbI Baştarafı 1. Sayfada
manlan Kurulu'nun Or-
han Aslıtürk ile ilgili ha-
zırladığı raporda, kendi-
lerini 'îslaıni' olarak nite-
leyen finans kurumlan
olan Albaraka, Kuveyt
Türk ve Anadolu Finans
Kurumu'nun da naylon
fatura ve hayali ihracat
işinde yer aldığı saptandı.
THY'ye ait bir uçakla
Cenevre'ye hareket eden
Süren, Atatürk Havali-
manı'nda uçağa binme-
den önce gazetecilerin
sorulan üzerine, "Gala-
tasara> 'la ilgili bir görüş-
me için Isviçre'ye gidiyo-
rum" dedi. Sık sık cep te-
lefonu ile görüşmeler ya-
pan Süren'in oldukça te-
dirgin olduğu gözlendi.
Transtürk Holding'in
sahibi olan Faruk Süren,
eski Şişli Belediye Baş-
kanı Gülay Aslrtürk'ün
eşi Orhan Aslıtürk'ün
kurduğu naylon fatura
şirketi üzerinden 48 tril-
yon lirahk hayali ihracat
yapmakla suçlanıyor.
Maliye Bakanlığı He-
sap Uzmanlan Kuru-
lu'nun raporunda, Aslı-
türk'le naylon fatura ve
G.Saray'da AIG telaşı
SporServisi-Kulüp Başkanı Faruk
Süren'in hayali ihracata kanştığı yo-
lundaki iddialar, Galatasaray'ın Ame-
rikan şirketi AIG ile yaptığı stratejik
ortaklığı ve devredilen hisseleri tehli-
keye soktu. AlG'ninGalatasaray A§
ile yaptıgı 3 sayfalık anlaşmada bulu-
nan, "Şirket yönetkilerinden biri ya
da biriierinin ticari itiban zedelenir ya
da o kişüerin yobuduğa adı kanşırsa
södeşme iptal otabflir" maddesi ne-
deniyle G.Saraylı yöneticiler büyük
bir telaş yaşıyorlar. Kamuoyuna sız-
dınlmak istenmeyen söz konusu olay
için Faruk Süren konusunda açıkla-
ma yapmak istemeyen yöneticilere
muhalefetten de tepİci geldi.
Sfiren'den açıklama
Faruk Süren, konuyla ilgili yaptığı
açıklamada özetle şu görüşlere yer
verdi: "Başkanı bulunduğum Galata-
sara> Spor Kulübü'nün sahibi oldu-
ğu Galatasaray Sportif AŞ'nin yüzde
21.05'inin AIG şirketine devri konu-
sunda daha önce yapdmış olan bir
protokol çerçevesinde sürdürükn gö-
rüşmeler sırasında Millivet gazetesi-
nin de dahil olduğu Doğan .Yledya
Grubu, AIG Şîrketi'nden 5 miljvn
dolar fazla ödeyeceğini kulübûmüzk
bir görüşme \apmakstan gazetelerin-
de haber olarak açıklamışür. Bir gö-
rüşme yapümıştır. Ancak , yönetim
kurulumuz AIG ile anlaşmtştır. Ga-
zete, Doğan MedyaGrubu'nun kulû-
bümüzleolan bu ticari ifişldsinden do-
ğan husumerine aletolarak şahsım ve
holdingimi/ şirketkrini yıpratmaya
çalışmaktadtr."
hayali ihracat ilişkisi
içinde CavitÇağlar, Bur-
salı tefeci Nesim Mal-
ki'nin öldürülmesine az-
mettirme iddiasıyla yar-
gılanan Erol EvcÛ, Hüse-
yin Bayraktar, Hay>am
Garipoğlu, Ali Balkaner,
Emin Cankurtaran,
Egebank'ın içini boşalt-
tığı gerekçesiyle yargıla-
nan Murat Demirel ile
Adnan Çagiayan gibi işa-
damlannın da adı geçti.
Rapora göre 1.7 milyar
dolarlık naylon fatura ve
hayali ihracat işlemi ger-
çekleştiren Orhan Aslı-
türk'ün 'eniyimüşterisi'.
595 milyon 630 bin do-
larlık hayali ihracatla Ca-
vit Çağlar. Raporda, Ga-
ripoğlu'nun 88 milyon
969 bin, lslami fınans
kurumlarının toplam 252
milyon 536 bin, Murat
Demirel'in 103 milyon
856 bin, Emin Cankurta-
ran'ın 46 milyon 532 bin,
Erol Evcil'in 10.2 mil-
yon, Ali Balkaner'in ise
5 milyon dolarlık naylon
fatura ve hayali ihracat
işi yaptıklan ileri sürül-
dü.
Hesap uzmanlannın
raporunda Orhan Aslı-
türk'ün Muhammet Ci-
ğer ile hayali ihracat ve
naylon fatura işleri için
1994'te'ASCOR'adıyla
ortaklık kurduğu, bu or-
taklığın 'anahtarteslimi'
ihracat işlemi gerçekleş-
tırdiği ifade edildi. Nay-
lon fatura üretimi için 91
tane paravan şirket kuran
Aslıtürk ve Ciğer ortak-
hğınm, 1994-1998 ara-
sında hayali ihracat güm-
rük işlemlerinin tamamı-
nı, Metin Külünk ve Nec-
det Külünk'ün sahibi ol-
duğu 'Çap Müşavirlik'
ile 'tnançGümrükleme'
adlı şirketlerle gerçekleş-
tirdiği belirlendi.
Aslıtürk ve Ciğer, ger-
çekleştirilen hayali ihra-
catın yüzde 15 tutannda-
ki KDV'sini ve aynca
yüzde 1-2 oranında ko-
misyondan 300 milyon,
naylon fatura işinden de
yaklaşık 500 milyon do-
lar para kazandılar.
ANKARA/İSTANBUL
(Cumhuriyet)-Geçen haf-
ta piyasalardaki dalgalan-
ma nedeniyle yaşanan bu-
nalımm ardından gelinen
son nokta, dün akşam Baş-
bakanlık'ta koalisyon or-
taklannın gerçekleştirdiği
zirvede ele alınırken, eko-
nomi bürokratlan da 19
bankanm üst düzey yöne-
ticisiyle Istanbul'da bir
araya geldi. Para ve döviz
piyasalannda başlayan
dalgalanmalann ilk hafta-
sının Merkez Bankası'na
"4 milyar" dolara mal ol-
duğu kaydedıldi.
Koalisyon ortağı parti
liderlerinin geçen hafta-
dan bu yana seri olarak dü-
zenledikleri zirve toplantı-
sının sonuncusu dün ger-
çekleştirildi.
Toplantıya Başbakan
Bülent Ecevit. yardımcıla-
n Devlet Bahçeli, Hüsa-
mettin Özkan ve Mesut
Yılmaz katıldı. Bu toplan-
tıdan önce Başbakanlık'a
gelen lçişleri Bakanı Sa-
dertin Tantan ile Maliye
Bakanı Sümer Oral, Öz-
kan ile bir süre görüştü.
Zirvede, MlT Müsteşan
Senkal Atasagun'un açık-
lamalanyla gündeme oUı-
ran Kürtçe televizyon, af
ve ekonominin son duru-
mu değerlendirildi.
Fatura ağır
Yaklaşık 1.5 saat süren
toplantıda "kara çarşam-
Fa** olarak adlandırılan,
panik havasıyla borsanın
düşmesi ve faizlerin yük-
selmesine neden olan ge-
çen haftaki bunalım de-
ğerlendirildi.
Piyasadaki sıkışıklık
nedeniyle müdahale eden
Merkez Bankası'ndan bu
bunalım nedeniyle 4 mil-
yar dolar çıktığı yönünde-
ki bilgi liderler zirvesine
aktanldı. Toplantıda. Mer-
kez Bankası'nın döviz re-
zervinde bir sıkıntının ol-
madığı da kaydedildi.
Ankara'da liderler bir
araya gelirken, tstanbul'da
da Merkez Bankası Baş-
kanı Gazi ErçeTin isteği
üzerine ekonomi kurmay-
lan ye banka yöneticileri
MITgeri adım atmakzorunda kaldı
• Baştarafı 1. Sayfada
sözlerinin yayımlanmasının ardın-
dan Genelkurmay ve Dışişleri Ba-
kanlığı'nın uyansı üzerine geri
adım atarak açıklamalann "kişisel
görüşleri" olduğunu ve yalnızca
kendilerini bağladığını bildirdi.
Mesut Yılmaz'ın başbakanlığı
döneminde, Paris Büyükelçiliği'ne
atanan SönmezKöksal'dan boşalan
MÎT Müsteşarlığı için Senkal Ata-
sagun ile MÎT yöneticileri Mikdat
Alpay ve EmreTaner'in adlan ge-
çiyordu. Atasagun'un müsteşarlığa
atanmasının ardından Mikdat Al-
pay ile Emre Taner, MlT'teki gö-
revlerini sürdürdüler.
Ancak, Mikdat Alpay geçen haf-
ta ani bir kararla Washington'a
atandı. Bu atama nedeniyle basın-
da "Atasagua çaoşma halinde oldu-
ğu Mehmet Eymür'e karşı Alpay'ı
VVashington'a gönderdi", "Son ata-
ma Atasagun Ue Alpay arasındaki
otorite mücadelesinin bir sonucu"
gibi "spekülasyonlar" yer aldı.
MlT yetkililerine göre, "spekü-
lasyonlan yapan yayın organlan"
nın temsilcileri teşkilatın karargâhı-
na davet edildi.
Atasagun ile yardımcısı Mikdat
Alpay, atamanın gerekçesini "CIA
ve FBI'la daha yakın bir işbirüği
içinde oima arayışının sonucu" ıfa-
desiyle açıkladılar.
Genelkurmay'da rahatsızfak
MÎT Müsteşan ile yardımcısı-
nın sözlerinin basında yer alması-
nın ardından hükümetin MHP ka-
nadından sert tepkiler geldi. Alı-
nan bilgiye göre Atasagun'un
açıklamalan Genelkurmay ve Dı-
şişleri Bakanlığı'nda da rahatsızhk
yarattı. Bu rahatsızlıkların MtT'e
ulaşmasının ardından Atasagun
imzasıyla bir açıklama hazırlana-
rak gazete bürolanna fakslandı.
Atasagun açıklamasında, haberler-
de yer alan "ban cümle ve aynnb-
larda yanlış anlamalara neden ola-
bilecek noktalann" bulunduğunu
belirterek "Gazetecilerie toplana-
nın ana amacı, kurumumuzdaki
son tavin ve bazı personel çauşma-
lanyla ilgUidir" dedi.
'Görüşlerimiz bizi bağiar'
Güncel bazı konulardaki sorula-
ra da "kişiselgörüşler" içeren yanıt-
lar verildiğini kaydeden Atasagun,
şöyle devam etti:
"Görüşlerimizi izah ederken bu
konudaki fikir ve değerlendirmele-
rimizi devletin diğer kurumlanna
da belirttiğimiz ifade edilmiştir. An-
cak gerek Genelkurmay "ın gerekse
Dışişleri'nin bu konudaki görüşleri-
nin ne olduğu yönünde bir yorum
yapmamız mümkün değildir. Hiç-
bir kurumun diğer kurum adına
konuşma ve fikir be>an etme yetki-
si olmadtğını bilecek tecrübede bü-
rokradar olduğumuzu beürtir, gö-
rüş ve değerlendirmelerimizin sa-
dece bizi bağladığını özettiklevurgu-
lamak isterim."
Atasagun'un dün gazetelerde
yayımlanan güncel siyasi gelişme-
lere ilişkin yanıtlan ana hatlanyla
şöyle:
VVashingtonönemli: Şimdiye dek
oraya iyi tngilizce bilen elemanlar
gönderdik. Ancak iyi tngilizce bi-
len üst düzey temsilci göndereme-
dik. Mehmet Eymür gitti. O da da-
ha çok kendi işlerine baktı.
Abdullah Öcalan: Bize görüşü-
müzü sorduklannda söylüyoruz.
Öcalan'ı getiren de biziz, asılma-
ması için en büyük mücadeleyi ve-
ren de biziz. Asılmamasını korktu-
ğumuz için değil, kendimiz için de-
ğil, ülkenin menfaari için savunduk.
Apo'yu herkes kullandı, biz niye
kullanmayalım?
Kürtçe televizyon: Güneydoğu'da
çok rahat Medya TV seyrediliyor.
Olaylan kendi açılanndan yalan
yanlış aktanyorlar. Buna karşı bir
rakip çıkarsa iyi olur mu, olmaz mı?
Öcalan'ın asılmaması konusunda
nasıl kanaatimizi söylediysek Kürt-
çe TV meselesini de sorarlarsa söy-
leriz. Oradaki kadınlann yüzde 6O'ı
Türkçe bilmiyor. Bu konuda en li-
beral yaklaşıma askerler sahip. As-
kerlerleyüzde lOO'eyakın aynıdü-
şünüyoruz.
Oradaki vatandaşı kazanmak is-
tiyor musunuz, istemiyor musu-
nuz? Istiyorsanız derdinizi anlat-
manız lazım. Neyle anlatacaksınız?
tşaretle mi anlatacaksınız? Türki-
ye'nin çıkan için Apo'yu nasıl kul-
lanıyorsak Kürtçeyi de kullanınz.
Bunu da başkalannın bizden istedi-
ği şekilde değil, kendi istediğimiz
şekilde yapabiliriz. Yoksa örgüt.
yandaşlanna her şeyi yasaklamış.
Türk televizyonlannı seyrettirmi-
yor, Türk gazetelerini okutturmu-
yor. Burada örgütün tutumu da
önemli. "Bu benim şarnmdır" der-
se buna karşı çıkjlır. O zaman biz
de karşı çıkanz. Şantaj olmaması
lazım. TSK ve Dışişleri'yle de ko-
nuşuyoruz. Ciddi birgörüş aynlığı-
mız yok.
Fethullah Gülen: Mütedeyyin
kitleyle şeriatçılan birbirinden ayır-
mak lazım. Bunlar birbirine kanş-
tınlmamalı. Türkiye'de şeriatçılar
var. Fethullah'tan bir dönem bana
söz ettiler. Işte kasetlerini seyret,
etkiliyor, önemli şeyler söylüyor,
diye. Seyrettim, ağlayan, sümük
çeken bir adam.
Atasagun'a Ecevit desteğiANKARA (Cumhuriyet BUrosu) - MlT Müsteşan
Senkal Atasagun' un "Kürtçe TV şart" ve "Apo'yo biz
asnrmadık" açıklamalan tartışma yarattı. Atasagun'un
açıklamalan hükümetin DSP ve ANAP kanadında
olumlu bulunurken MHP kanadmda tepkiyle karşılan-
dı. Başbakan Bülent Ecevit Atasagun'un gazeteciler-
le konuşmadan önce kendisine bilgi verdiğini vurgu-
iayarak "Yadırgamadan vararlanmak lazım" dedi.
MHP'liler ise "Türkij^'ji MİTmiyönetiyor" diye sor-
dular. MHP1iDevletBakanıAbdiılhalnkÇay,tt
Türk
miBetindensaklananbazıta\izlervevaadcrmiv«r"di-
yerek tepki gösterdi. MtT Müsteşan'nın açıklamala-
nnı değerlendiren Başbakan Ecevit, iletişim teknolo-
jisi nedeniyle sır tutmanın olanaksız olduğunu, MÎT
yönetiminin de bu çağdaş gerçekliğin bilinci içinde
da\Tandığını söyledi. Atasagun'un açıklamalannın ya-
dırganmaması gerektiğini, gözlemlerinden yararlan-
mak gerektiğini belirten Ecev it, "Bu aradadindarlar-
ia din istismarcLsı birbirine kanştınlmamalıdır*' dedi.
Doğu ve Güneydoğu'daki kadınlann büyük bölü-
münün Türkçe bilmemesinin devletin kusuru olduğu-
nu kabul eden Ecevit, "Kürtçe sorumına, ulusal birü-
ğimize zarar vermevecck bir çözümün bulunması ge-
rekir. Idam cezası da kaldınlmalıdır. Bu arada bölücü
akımın henüz sona ermediği. sadece nitelik degiştirdi-
ği göz önünde tutulmalıdır. Son HADEP kongresi bu
açıdan uyarıcı bir etkendir" dedi.
Ecevit, Atasagun'un yetkilerini aştığı yönündeki gö-
rüşlerinin anımsatılması üzerine, •'Yetkilerini aşnıışsa-
yıhnaz. Gazetecilerte,yazarlarla görüşmeden önce ben-
den izin aldı" dedi.
Hükümet ortaklan arasında ölüm cezası ve Kürtçe
televizyon konusundaki görüş ayniığının nasıl aşıla-
cağının sorulması üzerine Ecevit, "•Ohassasiyetieriza-
ten göz önündetutmak /omndayız. Ben bu iki konuda
da kişisel düşüncelerbni söyiedim" diye konuştu.
Türkiye'de işbirlikçi çevTelerin stratejik konularda
tam bir teslimiyetçi politika dillendirdiğini anlatan
Çay, bunun karşısında Atatürk çizgisinde, cumhuriye-
tin temel ilkelerinden ödün vermeyen Kuvayı Milliye
cephesinin bulunduğunu söyledi. Çay, "Son 15gündör
aj'rtasyon şekHnde hadiseler gündeme gehnektedir. Bir
bakan kallayor dhor ki Kürtçe \a\ına başlayaum. Bu
L_
olacak şey değiL Bu, koa&yondaki iyi niyeri sarsıyor.
Şimdi kalkıyoriar bürokradar bu işin içine giriyor, bu
olacak şey değü" diye konuştu. Atasagun'un son açık-
lamalanyla ilgili olarak bazı siyasetçilerin yaptığı de-
ğerlendirmeleT şöyle:
Sababattin Çakmakoğlu (Milli Savunma Bakanı):
Devletin bir müsteşandır. Kamuoyunun bilmesi gere-
kenleri daha önce bağlı olduğu kuruiuşlara bildirme-
si daha doğru olurdu. Kürtçe TV ve idam konusunda
söyleyeceklerimi daha önce söyledim. Sayınmüsteşa-
nn açıklamalan ile eski görüşlerimi değiştirmiş degi-
lim.
Ramazan Mirzaoglu (Devlet Bakanı): Bu konu hal-
ka hesap verenlerin işi. Herkes kendi işini yapsın.
Enfe Oksüz (Ulaştırma Bakanı): Herkes aklına gel-
diği gibi konuşuyor. Türkiye'yi MlT Müsteşan mı yö-
netiyor? Herkes konumuna baksın öyle konuşsun. 13
müsteşardan biridir. Apo'yu nasıl kullanacaklannı bi-
lemem, onu sorumlular bilif.
Faruk Bal (Devlet Bakanı): Türkiye'yi MlT Müste-
şan mı yönetiyor? Sorumun içinde her şey var.
Ahmet Kenan Tannkuhı (Sanayı ve Ticaret Baka-
nı): Hükümete bağlı MlT, hükümet dışında hareket
edemez. îdam konusunda Meclis karar verecek.
Osman Durmuş (Sağlık Bakanı): Kullanıp da deri-
sinden ayakkabı mı yapacaksınız?
Beyhan Asbn(ANAP Grup Başkanvekıli): Açıkla-
malan müspet değerlendiriyorum. Kürtçe TV konu-
sunda genel başkammıztn dile getirdiği gerekçeler de
aynı. Halk bölücütelevizyonu izliyor. Yayınm anlaşıl-
ması önemli.
Recai Kutan (FP Genel Başkanı): Muhterem Fethul-
lah Hoca hakkında kulanılmış olan bazı tabirler bizi
rahatsız etti. Doğrusu bu beyanı en azından nezaketle
bağdaşır bulmadığımızı ifade etmek istiyorum. Akre-
dite 4 gazeteci davet ediliyor. Bunu tasvip etmemiz
mümkün değil.
TansuÇaier(DYP Genel Başkanı): Bu açıklamalar
Sayın Başbakan'ın bilgi ve izni dahilindeyse daha va-
him bir olay. Devlet içindeki farklı kurumlar kamuoyu
önüne çıkarsa kurumlar arası ciddi çatışmalar, karşı-
lıklı söylemler gündeme gelir. Devlet tahrip olur. Irade
sahibi bir siyasetçinin yapacağı iş bu değil.
Türk Bankalar Birliği'nin
(TBB) Akmerkez'deki sa-
lonunda olağanüstü top-
landı. Toplantıya Merkez
Bankası Başkanı Erçel,
Hazine Müsteşan Selçuk
Demiralp, Bankacılık Dü-
zenleme ve Denetleme
Kurulu Başkanı Zekeriya
Temizel, tş Bankası Genel
Müdürü Ersin Ozince, Ya-
pı ve Kredi Genel Müdü-
rü Naci Sığın, Demirbank
Genel Müdürü Hasan Ak-
çakayalıoğlu, Garanti Ban-
kası Genel Müdürü Ergun
Özen, Akbank Genel Mü-
dürü Özen GökseL Iktisat
Bankası Genel Müdürü
Tanju Oğuz. A Bank Ge-
nel Müdürü Alev Göçmez
Dışbank Genel Müdürü
Vural Akışık, Koçbank
Genel Müdürü Mert Yaa-
cıoğlu, Citibank Genel
Müdürü Ali Karaat Kent-
bank Genel Müdürü Bora
Böcügöz katıldılar.
Toplantıda, TBB üyele-
ri yaşanan ekonomik kriz
karşısında alınacak ön-
lemleri tartıştı. Toplantı-
nın ardından basına ilk
açıklamayı Merkez Ban-
kası Başkanı Erçel yaptı.
Erçel, para piyasalannın
daha işler hale gelmesinin
yollannı tartışmak ama-
cıyla TBB üyeleri ile bir
araya geldiklerini belirte-
rek, mali sistemde kısa va-
dede sorunlar yaşanabile-
ceğini söyledi. Erçel, bü-
tün aksaklıklan giderecek
önlemlenn alınacağını
söyledi. Erçel, yaşanan
krizin aşılacağını piyasa-
lann sisteme güveninin
tam olması gerektiğini
kaydetti. Iş Bankası Genel
Müdürü Özince, toplantı-
da para piyasalannın mev-
cut durumunun tartışıldı-
ğını belirtti. Kriz ortamı-
nın büyütülmemesi gerek-
tiğini söyleyen Özince, pa-
nik ortamı büyütüldükçe
para piyasalannın bundan
olumsuz etkileneceğini
belirtti. Özince, Merkez
Bankası başta olmak üze-
re Hazine ve BDDK'ye
güvenlerinin tam olduğu-
nu söyledi. Akbank mu-
rahhas üyesi Özen Göksel
de toplantıda programm
iyi olduğunu hep beraber
gördüklerini ve programa
bankacılar olarak güven-
diklerini açıkladı.
A Bank Genel Müdürü
Göçmez ise yaşanan krizin
bitirilmesi için önemli ola-
nın hükümetin kararlılığm-
dan geçtiğüıi belirterek pi-
yasalara kararlılık konu-
sunda güven verilmesi ge-
rektiğini söyledi.
Ek niyet mektubu
Bu arada Uluslararası
Para Fonu'na (IMF) gön-
derilecek 3. ek niyet mek-
tubu da önceki akşam Ha-
zine Müsteşan Selçuk De-
miralp ve Merkez Bankası
Başkanı Gazi Erçel'in ka-
tıldığı liderler doruğunda
elealındı. Ek niyet mektu-
bunda, akaryakıt ve elekt-
riğe zam, yeni vergi düzen-
lemeleriyle gelir hedefle-
rinin2001 yıhndatutrurul-
ması, Telekom'un özelleş-
tirilmesi konulannda taah-
hütler yer alacak. IMF yö-
netiminin 21 Aralık'tan
sonra ek niyet mektubunu
onaylamasıyla 566 milyon
dolarlık 3. ve 4. dilim kay-
naklar serbest bırakılacak.
Devlet Bakanı Recep Ö-
nal'ın açıklamasına göre
IMF yönetimi, ek niyet
mektubunu 21 Aralık tari-
hinde görüşecek. Hükü-
met, Dünya Bankası'na
mali sektör kredisine iliş-
kin olarak bankacılık sek-
törüyle ilgili güvenceleri-
nin yer aldığı bir mektup
gönderecek. Dünya Ban-
kası da IMF'yle aynı tarih-
lerde bu mektubu görüşe-
cek ve mali sektör kredisi-
ni onaylayacak.