25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2KASIM 2000 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER •cak'tan sora önergesi • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - FP lstanbu] Milletvekili Nazlı Ilıcak, dönemin Genelkunnay 2. Başkanı Çevik Bir tarafindan Nisan 1998'de hazırlandığını öne sürdüğü "Güçlü Eylem Planı" ile ilgili olarak Başbakan Bülent Ecevit'in yanıtlaması istemiyle bir soru önergesi verdi. Belgeyı gazeteciJere de dağıtan Ilıcak, "Hangi müesseseden olursa olsun haddini bilmeyenlere haddini bildirmek vazifemizdir" dedi. Ilıcak, bu belgede belirtilen eylem planı ile Şemdin Sakık'ın yakalanmasından yararlanılarak hedef alınan bazı kişi ve kuruluşlann kamuoyunda itibarsız hale getirilmeye çalışıldığını öne sürdü. Üğütname'H istifa • BURSA (Cumhuriyet) - CHP Bursa II Başkanı Yılmaz Akkılıç, örgüte 'öğütname' bırakarak istifa etti. Akkılıç, arkadaşlanna yazdığı 'öğütname'de partiyle ilgili düşüncelerini dile getirdi. Deniz Baykal'ın Menderes ve Şeyh Edebali çjkışlanna göndermeler yapan Akkılıç, "62 yıl önce yitirdiğimiz ve de her geçen gün ışığından bıraz daha uzaklaşmakta olduğumuz Atatürk dunırken bazı çevrelere hoş görünme umuduyla 700 yıl öncesinın kerameti kendinden menkul, şeyhini 'mürşit' kabul ederek sosyal demokrat olmaya kaUaşmakla, Fethullah Gülen'e 'mürit' havalanna ginneyi içine sindırmek arasında sanıldığı kadar büyük fark olmaması gerekir" dedi. 'Basın özgürlüğü yok, biliyoruz' • DtYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Isveç Büyükelçısi Marianne Andersson, Diyarbakır'da yaptıklan temaslar sonucu Tûrkıye'de değişim ve gelişme konusunda yurttaşlann düşüncelerinin değiştiğini söyledi. Isveç Parlamentosu'na mensup 8 kişılik bir heyet Andersson başkanlığında Bingöl, Elazığ ve Ankara'daki temaslannın ardmdan dün de HADEP'li Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Feridun Çelik ile görüştü. Türkiye'mn AB'ye girmesi gerektiğini ifade eden Andersson, Tunceli Valisi'nin bölgede basın özgürlüğü olduğunu söylemesine karşın kendilerinin bu inançta olmadığını belirtti. Andersson, bölgedeki OHAL uygulamasına son verilmesini istedi. bmip'ıte çete davası • tZMİR (Cumhuriyet Bûrosu) - Aralannda 10 polisin de bulunduğu, eski Konak ANAP Ilçe Başkanı Nurullah Sağır'm lideri olduğu ıddia edilen, 8'i tutuklu 30 sanıklı çete davasına tzmir DGM'de devam edildi. Mahkeme, tutuklu yargılanan sanıklardan Mehmet Ateş'in tahliyesine karar verdi. Duruşmaya katılan mağdurlardan Hakan Demir, sanıklar tarafindan tehdit edıldiğini belirterek "Bu dava ile arnk ilgilenmek istemiyorum, bu nedenle şikâyetçi değilim" dedi. Ecevit: Bankalar operasyonunda üretim kaybı olmasın diye çalışıyoruz 'Ekonoırıi çarla dönmeli'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Baş- bakan Bülent Ecevit finans sektörünün sağlığının önemıne dıkkat çekerek "Fi- nans kesiminin sağlığı için yapılan ope- rasyonlarm reel sektörde üretim ve istib- dam kayıplanna yol açmaması üzerinde duyarhhkla durmaktayız. Bu nedenle Ta- sarruf Me\duatı Sigorta Fonu kapsamı- na alınan bankalann ekonomik işletme- lerinin ayakta kalabilmeleri ve üretimle- rüûsürdürebUmeteriicingerekliözengös- terflmektevegösterilecektir'' dedi. Ecevit, 2000 yılı bütçe uygulama sonuçlannın beklentilerden çok daha olumlu çıktığı- nı, bütçe açığının hedefe göre daha düşük gerçekleşeceğinin belli olduğunu da bil- • Başbakan, "Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu kapsamına alınan bankalann ekonomik işletmelerinin ayakta kalabilmeleri ve üretimlerini sürdürebilmeleri için gerekli özen gösterilecektir" dedi. dirdi. Başbakan Ecevit, grup toplantısın- da yaptığı konuşmada ekonomik durum, son bankalar operasyonu ve TBMM'nin gündemı üzerinde durdu. Ekonomik programın ödünsüz uygulandığını vurgu- layan Ecevit, "Avrupa Birliği bir hafta sonra Türkiye ile ilgili kaulım ortaklığı belgesini açüdayacakür. Türkiyede bu bel- ge doğrultusunda bir çahşma programı haarlamaktadır. Dolayısryla AB'ye tam üyeük yolunda Türkiye, yeni bir döneme ghnüş olmaktadır. Buiiğe uyum sürariy- le ilgili olarak önemli yasal düzenlemeie- regereksinim bulunmaktadır" dedi. Ece- vit, KHK'lerin iptal edilmesi nedeniyle bunların da tasanya dönüştüriilerek TB- MM'de görüşülmesi gerektiğine dikkat çekerken ekonomik programın uygula- ma sonuçlannın çok olumlu olduğunu sa- vundu. Ecevit, hedefleri gerçekçi belirle- FP'den öneri 'Banka batıran, örgütkurma suçundan yargdansın' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - FP Grup Başkanve- kili Avni Doğan, batık banka- larla ilgili soruşturmada DGM savcılanna büyük görev düş- tüğünü belirterek "Çıkar or- taklı örgüt kurulmastyia ilgili cezalann uygulanması gere- kir'' dedi. Doğan, Egebank'a gelinceye kadar hiçbir banka sahibiyle ilgili işlem yapılma- dığına dikkat çekerek "Ege- bank operasyonunun Süley- man Demirel'in yeniden siya- setedönüsünüengellemek için yapıldığı izlenimi. bu yönde kuşkular var. Deliller kararül- madan diğer bankalann da üzerine gidUirse o zaman bu operasyonun bir anlamı olur" dedi. Avni Doğan, parlamentoda düzenlediği basın toplantısın- da "Birtaknn insanlann ban- kalann içini boşahtığuu, ardın- dan devletin kurtardığuu" be- lirterek "Hükümetier banka- lann içi boşalüluıcaya kadar seyirci kahyor, boşaltüdıktan sonra el koyup daha sonra da içini dolduruyor" dıye konuş- tu. Doğan. Egebank olayına gelinceye kadar banka batı- ranlar hakkmda hiçbir işlem yapılmadığına dikkat çekti. SES^ten, Bakan Durtnuş 'a tepki tstanbul Haber Servisi - Sağiık ve Sosyal Hİ2met Emekçıleri Sendikası (SES) Aksaray Şube Başkanı Songül Beydilli. Sağiık Bakam Osman Durmuş un, sağiık personelinin maaşlanna yüzde yüz zam yapılacağına yöne- lik açıklamalarmın bir "aktatmaca" olduğunu, yüzde 10 maaş zammına tepki gösteren çalışanlan bölmeyi amaçladığını be- lirtti. Beydilli, Bakan Durmuş'u, bu poli- tikalanna son vermeye çağırdı. SES Aksaray Şubesi'nde îstanbul şubeleri adına açıklama yapan Songül Beydilli, 48 katrilyonluk 2001 yıh bütçesinden sağhğa 200 trilyon lira aynldığını, bu payın, Diyanet bütçesinin de altında olduğunu anunsattı. Sağiık çalışanlannın 7 katrilyon liralık tasarruflanrun geri ödenmemesine karşın, batık bankalara "btr çnpıda*' para bulunduğuna dikkat çeken Beydilli, Sağhk Bakanı Osman Durmuş'un, sağiık çahşanlannı bölmeye yönelik politikalanna son vermemesi durumunda grevlerin yapılabileceğini vurguladı. Beydilli şöyle devam etti: "Sağhğa aynlan payın tamamı kamu sağhk kurumlanna harcanmamakta. özel sağhk kurumlanna teşvik kredisi olarak aktarümaktadır. Dünya Sağhk Örgütü kararianna göre sağhğa bütçeden enaz yüzde 10 pay aktanlması gerekirken her geçen yü kamu sağhk harcamalarma ayrdan pay istikrarh oiarak azalülmaktadır.'" diklerini, uzun vadeli hedefler konuldu- ğunu, ödün vermediklerini ve tasarnıfa büyük önem verildiğini ifade etti. Ecevit, "2000 yıhnda devletin elde ettiğiekgeürin büyük bölümü faiz kazançlanndan sağ- lannuşür. Toplanan faiz vergisi, eyiül ayı sonunda 1.5 katrilyon liraya ulaşnuşûr. L credikre,dar ve sabit gelirülere yeni yük getirilmemesj, ücredüerin enflasyona ez- dirilmemesi yolundaki tutumumuz 2001 yıhnda da kararhlıkla sürdürülecektir" dedi. 2000 yılı bütçe uygulama sonuçla- nnın da çok olumlu olduğunu savunan Ecevit şunlan söyledi: "Yıl sonu için öngörülen faiz dışı fazla hedefı şimdiden aşümışnr. Bütçe gelirieri- nin beklenenden daha çok artması, buna karşdık har- camalarda yapılan kısınû- lar ve özeUÜde faiz harca- malarmda yapdan tasarruf sonucu bütçe açığının he- defe göre daha düşük ger- çekleşeceği belli olmuştur. Geçenyılyüzde6.4 küçülen gayri safi milli hasdamız da 2000 yıh sona ererken bek- lentDerin üzerindeartacak- br. Yıl sonunda bu oranın yüzde 6'yı bulması olasıdır. 2001 yıh bütçesi de progra- mın uygulanmasındaki ka- rarhhğa uygun bir bicimde hazuianmışnr. Bütçede harcamalann çok sınırhbir şekilde artnıasına karşıhk gelirlerin önemli öiçüde ar- bşgöstermesi öngörülmüs- tür, bunun sonucu olarak bütçe açığuun büyük bir gerileme göstermesi amac- lannuşnr." Ecevit, finansman sek- törünün sağlığmın önemi- ne dikkat çekerken son operasyonlann reel sektör- de üretim ve ıstıhdam ka- yıplanna yol açmaması ge- reği üzerinde durdu. DYP, banka olayında kusurlu gördüğü hükümet hakkında gensoru verecek Çfller: 10 aileyi kurtardılarANKARA (Cumhuriyet Büro- su)- DYP, "Tiinaye'nin en büyük bankacıhk bunahnunda ağır ih- mal ve kusuru bulunduğu" ge- rekçesiyle hükümet hakkında gensoru vermeyi kararlaştırdı. DYP Genel Başkanı Tansu Çfl- ler, hükümetin bankalan bile bi- le batırarak 10 aileyi kurtardığı- nı belirtirken "Bugün uygulanan mafya ekononüsi. ahbap çavuş demokrasisidir" dedi. DYP grubunun dünkü toplan- tısmda bankalar bunaluru değer- lendırildi. DYP lideri Çiller, ba- tık banka sahiplerinin kendi şir- ketlerine aktardıklan kaynağın milletin sırtına yüklendiğini söy- ledi.u Bankalann batması bile bi- le, göre göre, bağıra bağu-a gün- deme gehniştir" diyen Çiller, elindeki belgeyı göstererek 1997-98 ve 1999 yıllannda batık bankalara kamu bankalanndan yüksek miktarda krediler veril- diğini vurguladı. Mesut Yü- maz'ın başbakanlığı döneminde Nurol, GSD, Okan, Diler, Toprak ve Çalık şirketlerine yeni banka kurma izni verildiğini anımsatan Çiller şunlan söyledi: "Bunlann kimlerle ilişkileri var, bunlar kime aitti? O zaman- ki başbakanın hiçbir yakın iMşld- si var mıvdı? Bugün sessiz duran srvü toplum örgütierinin Bız bu ekonomik programı destekliyo- ruz" dherek kraldan çok kralcı ohnalaruun arkasında böyle se- bepler var mıydı? Niye başkala- nnın değil de bunlann cebine ko- nur? Türldye'yi bir ahbap çavuş demokrasisi kendi pençesi ahma ahmşür. Bu milB iradeye el konu- larak. milletveküi transferleriyle, milletin vermediğini ahnalda, adeta gasp etmekle kurulan ikti- darlarla başlamışür. Sistemin çöktüğü açıkür. Siyaset-med>a inşkisi bugün bütün diUerde. Bu- gün olan, birkaç aileyi kurtar- maknr." DYP lideri, batık bankalara aktanlan kaynağın eğitim için bütçeden aynlan payın 2 katı ol- duğunu vurgulayarak "Pisleyen de onlardır, temizleyenler de yi- ne kendileridir; mecburiyetten" dedi. Halkın haber alma hakkının korunmadığım belirten Çiller, "Adeta cambaza bak cambaza, denhor. Halk televole kümlrüyle adeta afy onlanıyor. Milletin hak- kuu ve yetimin hakkuu bu ikti- dardabn-akmayız'' diye konuştu. DYP grubunun basma kapalı bölümünde genel başkan yar- dımcısı UmkSöyiemez ile millet- vekilleri Kemal Kanataş, tsmet Attila ve tlyas Yılmazyıküz bilgi verdi. DYP kurmaylan, TOBB Başkam Fuat Miras'ın yakınla- nna ait olduğu belirtilen Diler Dış Ticaret Şirketi'ne banka kur- ma izni verilmesinin odalann hü- kümeti desteklemesiyle baglan- tılı olduğunu iddia ettiler. Başka bankalann da batış sürecinde ol- duğunu. düşük enflasyon hedef- li prograrrun bunu körüklediğini belirten ve bankacılık sistemın- den yakınan mıllervekilleri, "Av- nıpa ülkelerinde banka baoran tşadamuun donuna kadar ahnır, ama bizde yatianyia dolaşmaya devam edebUiyorlar" görüşünü dile getirdiler. Yazariara deştiri Ecevit konuşmasuun so- nunda, adlannı anmadan NTV'de önceki akşam yayımlanan programlarda TBMM'nin çalıştmlma- masını eleştiren Emm Çö- laşan, Yavuz Donat ve ga- zetemiz yazarlanndan Mustafa Balbay'ı hedefal- dı. Yazarlann sözlerinin kendisini çok üzdüğünü kaydeden Ecevit şunlan söyledi: "Bu arkadaşlanmız di- yorlar ki Mecüs çahşmıyor. Oysa bu Mecüs, Cumhuri- yet tarihinin en çahşkan Mecüs'L 11 ayda 203 yasa çıkanruştu". Bunlar arasuı- da anayasa değişikükleri vanür, reform niteKğinde kanunlar vardır. Eleştiren yazarlar elbette bunu biü- yoriar, ama bihnezden ge- liyorlar. Bildiklerl ama bQ- mezden geldikleri bir baş- ka gerçekde içtüzüğün ba- zı kurallandır. Meclis'in yasama çahşmalanna yo- ğun bir şekilde başlayabü- mesi için belirli sflrelerin geçmesi gerekmektedir. Bunlan bDmezden, gör- mezden gelenlerin yazda- nndan üzüntüyle bahset- mekzorunda kaldığun için çok üzgünüm. Elbetteiçtü- zük hükümlerinin yanhş olduğu söylenebinr. Bunlar elbette değistirüir ve değiş- tirUecektir." IRMIKIAYDIN ENGİN aenginCa doruk.net tr. Yoğun bir virüs saldırısına uğradım. Şu anda bilgisayan- mın bütün önemli dosyalanna sızmış, öteki dosyalara sızmak için sinmiş bekleyen bir virüsle boğuşuyorum. Tuhaf bir virüs. Bankalan- mın... (Ayyy, saçmaladım!) dos- yalanmın içini boşaltıyor. Dos- yalanmdaki bütün değerli bilgi- leri kendine bağlı özel dosyala- ra aktanyor. Örneğın dün gece yansı bilgisayan zorunlu olarak çalıştırmak istediğimde gözle- rimle gördüm, çuval çuval Ve- ri' bana ait dosyalardan çıkan- lıp virüse ait dosyalara taşınıyor. Doğal olarak 'polise' başvur- dum. Polis, benim oğlan. Ber- lin'de fizik ve informatik oku- yor. Sıkı bir virüs polisidir. Kol- lan sıvadı. Benim gibi sıradan bir yurttaşın anlayamayacağı karmaşık bir trafık başladı. Gö- rebildiğim kadarıyla San Di- ego'dan birfirma bana bir virüs yakalama programı yolladı. Uzun ve zahmetli birtarama iş- lemi sürüp gitti ve virüsün bü- tün bilgisayan sardığı bilgisi ek- randa belirdi. Yani virüsün yol açtığı çürüme, kirienme ve bo- zulma bilgisayanmın kılcal da- marianna kadar sızmış. Bilgisayanmı Virüs Sardı Ancak yakalama işlemi so- nuna kadar gidemedi. Çünkü virüsün yol açtığı bozulma ve çürüme, virüs yakalama prog- ramına da bulaştı. Bunun üze- rine benim oğlan, bu kez Irian- da'dan geldiğini çakabildiğim bir başka program yolladı. Bu çok özel bir 'virüs yakalama programı' imiş. O, taramayı so- nuna kadar yürüttü ve ürkütü- cü tablo bütün açıklığıyla orta- ya çıktı; ben bile anladım: Virü- sün sızmadığı program, etkile- mediği dosya kalmamış. Böylece bilgisayanmı yok ol- ma tehlikesi ile karşı karşıya getiren virüsün ne olduğu sap- tandı. Yani suçlu belli. Ancak suçluluğu belli olma- sına rağmen o, marifetlerini pervasızcasürdürüyor; bilgisa- yanm açık kaldığı sürece dos- yalanmı boşaltıyor, hortumlu- yor. Alınterimle, geceler, günler boyu bilgisayann tuşlannı dö- verek ürettiğim yazılar birer iki- şer 'virüsün hesabı 'na geçryor; benim dosyalar tamtakır kuru bakıra döndü, dönecek. Oğlan güç yetiremeyince başka arkadaşlannı devreye soktu. Alman, Türk, Hintli, Bul- gar, Fin, Kanadalı birekipelekt- ronik ortamda omuz omuza ve- rip Türkıye'deki fukara bir gaze- tecinin bilgisayarına çullanan virüse karşı harekete geçtıler. Niyetleri virüsü bilgisayanmdan kovmak, bilgisayanmı yeniden 'temiz bilgisayar' haline getir- mek. Kendi aralannda -tabii etektronik ortamda- tartışıp bir yöntem üstünde karar kılıyor- lar; o yöntemi uygulayacak programlan bana yöneltiyoriar. Bana da onlann buyruklan doğ- rultusunda bazı tuşlara bas- mak; 'evef - hayır - vazgeç - görmezden gel' seçeneklerin- den birini tıklamak kalıyor. Za- ten 'sıradan biryurttaş' olarak elimden daha fazlası gelmez. Gece yansını epey geçe, acı haber bana da iletildi: Yapıla- cak hiçbirşey yok. Bilgisayann hard diski formatlanacak.. Bu kadar kolay teslim olmak onurumu zedeledi. Hiç olmaz- sa ne olduğunu anlamak iste- dim. Oğlana sordum. O da Hintli 'intemetarkadaşı'r\\nyar- dımı ile sorunu benim anlaya- bileceğim bir yalınlığa indirge- yip anlattı: "...Elimizin altındaki virüs programlan, bu virüsle ilişkiye geçer geçmez kirleniyorlar. Görevleri virüsü yakalamak, hapsetmek ve yok etmekken onlar da virüsün kirletici etkisi altına giriyor; gırtlaklanna ka- dar pisliğe bulaşıyoriar. Aynca o programlara çizilen görev alanı ve uymalan gereken ku- rallar da ellerini kollannı bağlı- yor. Buna karşıhk virüs bildiği- ni okuyor, hiç duraksamadan tahrip ediyor, boşaltıyor, hor- tumluyor. Nitekim antivirüs program- lardan biri, virüsû bir süre için hapsetmeyi başardı. Ama uzun sürmedi. Virüs kendini kurta- racak manevralar yaptı ve ye- niden marifetlerine devam edebildi. Dahası içine sızdığı dosyalar, etkilediğiprogramlar, hatta onu yok etmekle görevli virüs programlan bile artık onu 'zararlı' olarak tanımlamıyoriar. Virüsün variığını doğal buluyor- lar ve dolayısıyla kaderlerine razı olup virüsün kendilerine bulaşmasına seyirci kalıyohar. Bu durumda hard diski format- lamaktan başka çare yok ba- bacağım..." Bir an benim oğlan benimle dalga geçiyor, Türkiye'nin eko- nomik fotoğrafını anlatıyorsan- dım, ama haksızlık etmişim. O gerçekten gırtlağına kadar vi- rüs bulaşmış bilgisayanmın so- rununu tanımlıyor ve kendince tek çözümü öneriyor: - Hard diski formatlamak!.. Sabah gazeteye geldiğimde, bilgisayar uzmanı Cumhuriyet ulemasına 'Hard diski format- lama'nın anlamını sordum. An- lattılar. Virüs bulaşmamış hiçbir dosya, hiçbir program kalma- dığından, bilgisayann her şeyi- nin üstünde yeşerdiği toprak anlamına gelen 'hard diskin kazınması, üstünde ne kadar kirienmiş, bozulmuş 'veri' var- sa çöpe atılması ve her şeye yeniden başlanmasına bilgisa- yar dilinde Tbrmatfama/c'deni- yormuş. Anlaşıldı. Benim virüs kirien- mesinden sakatlanmış bilgisa- yara birformat atacağım. Yep- yeni bir başlangıçtan başka ça- re yok... POIİTİKA GÜNLÜĞÜ HtKMET ÇETtNKAYA Basının Bağımsclığı... Sabah gazetesinden Necati Doğru'nun söyle- diklerine katılıyorum... "Yüreğiniz yiyorsa... Basının bağımsızlığını sa- vunalım..." Basın, radyo, televizyon bugun banka patron- lannın elinde... Her banka patronunun bir gazetesi ya da tele- vizyonu, radyosu var... Cumhuriyet, Anadolu Ajansı, ANKA ajansının dışında hiçbir gazetede sendikal örgütlenme yok!.. Ben diyorum ki: "Basının bağımsızlığını savunurken 'yüreğin ye- mesini' bir kenara bırakıp sendikal örgütlenmenin ateşini yakalım mı?" Başbakan Bülent Ecevit ve Çahşma Bakanı Yaşar Okuyan, anayasada ve çalışma yasalann- da bir değişiklik yaparak demokratık örgütlenme- nin koşulu olan sendikal çalışmanın önündeki engelleri kaldırabilirler... Sendikalar yasası değişir, Türkiye'de Fransa ve Almanya'da olduğu gibi sendikacılık yasama ge- çebilir... Var mısınız buna? Işte o zaman medyada hiç kimse görgüsüz ye- ni zenginler gibi yaşamaz; kimse ihale takipçiliği yapamaz!.. Almanya'da 'en baba' gazetecinin aylık ücreti 15 bin markın üzerinde değil, ama Türkiye'de 50 bin dolan cebine indirenler var!.. Hükümet bir an önce basında sendikalaşma sürecine destek vermeli, yeni düzenlemeler getir- melidir... Sendikasız bir kişi basında çalışmamalıdır... Elbet, burada koşul, az önce değindiğim yasal düzenlemelerdir... • • • Açık söylemekte yarar var Özellikle basın işkolundaki sendikalar, odacıyla iki dil bilen muhabiri, makıne ustasıyla gece ami- rini aynı kefeye koymuş ve yozlaşma süreci baş- lamıştır... Bugün TGS'nin Anadolu Ajansı'yla Cumhuri- yet'te yaşadığı sıkıntı budur!.. Burada hükümete büyük görev düşüyori.. Hükümet basın işkolunda 'sendikasız işçi çalış- tınlamaz' hükmünü yasal zorunluluk haline ge- tirmelidir... O zaman göreceksiniz, banka patronları banka- cılıkla, gazete patronlan gazetecilikle uğraşacak- lardır... Cumhuriyet gazetesi on yedi aydır ekonomik sı- kıntı yaşıyor, tüm zorluklan göğüsleyerek yaşam savaşı veriyor... Cumhuriyet gazetesi, bunlara karşın kamu ban- kalanndan bir kuruş alamadı, siyasi erkle pazariı- ğa oturmadı... Eğer Cumhuriyet bugün Belcika'da ya da Hol- landa'da yayımlansaydı ve ekonomik sıkıntıya düşseydi, devlet, Cumhuriyet'i kurtanrdı... Bırakın Cumhuriyet'in kurtarılmasını, kendisini 'solcu' olarak tanımlayan siyasetçiler Cumhuri- yet'in batmasını istiyor; kimileri de "demokrasinin önündeki engel Cumhuriyet'tir" diyerek 'Yeni Dünya Oüzen/'nin kapı kullarıyla aynı görüşü pay- laşıyor... Dedim ya, Cumhuriyet'in tek bir kamu bankası- na bir kuruş kredi borcu yok!.. Ama Cumhuriyet'te örgütiü iki sendika bulu- nuyor... Cumhuriyet gazetesinde TGS, ortak olduğu matbaada Basın-lş... Pekı Hürriyetten Sabah'a, RadikaJ'den Milli- yet'e, Yeni Şafak'tan AKtT'e, Türkiye'den Za- man'a, Evrensel'den Yeni Gündem'e, Ak- şam'dan Yeni Binyıf'a dek gazetelerde, dergiler- de, televizyonlarda sendikal örgütlenme var mı?.. Yok!.. ••• Türk-lş'e ve DlSK'e bağlı iki sendika bu işyerle- rine neden giremiyorlar? Şimdi basının bağımsızlığını savunup çıtanın yükselmesini isterken temel olgulan iyi değerlen- dinnek gerekiyor... Ben, solculuğu kimseye bırakmayan, "Sendika- cılık benim damarianmda var" diyen nice sendi- ka başkanının önce TGS'den istifa edip, sonra da "ekmek parası" deyip bir başka gazeteye kapı- landığına çok tanık oldum... Sendika Cumhuriyet, Anadolu Ajansı ve ANKA ajansında örgütiü kaldı... Anadolu Ajansı devletindir... Cumhuriyet ve ANKA ise çalışanlann... Burada hem kurumlar zarar gördü hem de sen- dika... Banka patronlannın hem bankalannda hem de gazete, dergi, radyo ve televizyonlarında sen- dika yok!.. Bu ne iştir? Tüm olanaklan elinde tutup, siyasi erkle pazar- lığa oturup kamu bankalanndan milyon dolarlan alıp 'güç oluşturacaksınız' hem de "demokrasi" di- yeçeksiniz!.. Öyle yağma yok!.. ^ hikmet.cetinkaya " cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Cumhuriyet k ı t a p 1 a r ı Hikmet Çetinkaya BİR GUNEYDOGU GERÇEĞ1:NECLA Onun öyküsüyle hiç kimse fazla ılgılenmedı. on dört yaşında yaşamın kirli sulannda yok olup gıttı. Sislı ve soğıik bir Diyaıbakır akşamıydı. Karanhğın gri gölgesi evlerin, caddelerin. sokaklann üzerine duşüyordu.. No.39/41 (34334)Cağaloğlu-lstanbu!Tel. (212)514 01 96 Cumhuftyrt Q a 9 Pazarlama A.Ş. Tûrkocağı Cad kitap kulübü /M.'îS41Caftalnftlıı-İ5tanhııl Tel. W1?!
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear