Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
20 EKİM 2000 CUMA • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAM 19
RKIYE
Istanbul
Edime
Y 16 Sinop
PB 16 Samsun
Y 15 Adana Y 21
Y 15 Mersin
Kocaelı
Çanakkale PB 16
Izmir PB 19
Y 15 Trabzon
Y 21
Giresun
_Y 17 Diyarfaakır Y
_Y 17 Şanlıurfa
Ankara Y 14 Mardin
Manisa
Âydın
PB 19 Eskişehir Y 15 Siirt PB 23
Denizlı
PB 21 Konya
Y 21 Sıvas
Y 13 Hakkâri PB 17
Y 11 Van PB 16
Zonguldak Y 14 Antalya Y 21 Kars
Marmara'rHn doğusu,
Karadeniz, Iç Ege, Iç
Anadolu, akdeniz,
Doğu Anadolu'nun
kuzey ve batısı ile Gü-
neydoğu Anado-
lu'nun batısı yağmur
yer yer sağanak, Ka-
radeniz'in ıç kesımle-
rinin yüksektefi, karta
kanşık yağmuriu, di-
ğer yerter parçalı bu-
luttu geçecek.
DIS MERKEZLER
Oslo
Helsinki
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Paris
Bonn
PB
Y
Y
Y
PB
PB
Y
HB
11
10
12
15
14
13
16
16
Berlin
Budapeşte
Madrid
PB 15 Moskova
A 17 Aşkabat
Y 18
Viyana
Belgrad PB 17
Roma
Atina
Münih PB 17 Zürih
ÇB 20
PB 17
0 Aç* Parşalı bulutlu Bulutlu k
Çok buluthj ı Yağmurtu Gök gûrûltao
GUNCELcÜNEYT ARCAYÜBEK
• Baştarafi 1. Sayfada
tarsız, hatta tutarsızlıktan da öteye kapalı kapılar
ardındaki söylemlerine dışarda tam tersi politika-
lar izlemesinden sonra başladı.
Iki gün önce "Güncel'de değindik; Başbakan
Ecevit, TBMM Başkanlığı seçiminde nasıl davra-
nılacağını içeren, liderler zirvesindeki söylemleri
açıkladı.
Ecevit, o toplantıda bir MHP'linin başkan seçil-
mesini "koalisyon adabına uygun bulduğunu"
söyleyince, Mesut Yılmaz "Başbakan'la 'aynı gö-
rüşte" olduğunu, buyaklaşımı 'uygun' bulduğunu"
ifade etti.
Ammavelakin koalisyon adabına uyacağını söy-
leyen, MHP adayına karşı çıkmayacağını duyuran
lider, daha önceleri de kimi olaylarda söylediğinin
tersini yapan Mesut Yılmaz'dı.
Liderler zirvesinden hemen sonra toplanan
ANAP Başkanlık Divanı'ndaki sözleriyle bu yargh
yı doğruladı:
"Uderier zirvesinde bu konu (TBMM başkanlık
seçimi) gündeme gelmedi. Hiç kimse bizden ada-
yımızı çekmemizi istemedi.
Parti olarak adayımızın seçilmesi için gereğini
yapacağız.
Mümkünse üçüncü turda bu işi bitihn".
Her liderin siyasal bir geçmişi var. örneğin, Ece-
vit'in söz namusuna sahip olduğu biliniyor.
Ama bu saptamada sıra Yılmaz'a geldiği zaman
hemen her çevrede bir duraksama beliriyor.
Son örnek TBMM Başkanı seçimindeki ikili tu-
tumu.
Yılmaz'da birçok kez bu türden aykın tutumu iz-
leyenler -örneğin Hürriyet- soruyor: "Yılmaz'ın
Ecevit'e söylediği mi doğnı, yoksa ANAP'ta ken-
di kadrosuna söytedikleri mi?"
Tabii bu sorunun yazılmamasına karşın bilinen
yanıtı siyasal gelişmelere etkili olacak kimi yeni
olasılıklan tartışmaya açıyor.
ANAP liderinin MHP'ye karşı tutumu, elbette si-
yasal yaşamı etkileyecek uygulamaiann sahneye
gireceğine işaret sayılıyor.
Olmak veya olmamak
Işte bu noktada; siyasaJ yeni hesaplar yapanla-
nn kafasında, DSP-MHP'li bir hükümetin ayakta
kaJmasını sağlayacak rakam güncelleşiyor: 14!
MHP kaynaklan, Ecevit hükümeti kurulduğun-
dan beri ANAP'ta ve hatta DYP'de MHP'ye katıl-
maya hazır milletvekilleri olduğunu söylüyorlardı.
Ama sözlerine, koalisyon uyumunu bozmama-
ya özen gösterdikleri için MHP'ye katılmayı iste-
yen milletvekillerine "şimdilik" olumlu yanrt ver-
.mediklerini ekliyorlardı.
Zamanı gelince "MHP'ye katılmayı isteyen " mil-
letvekillerini çağıracaklardı.
TBMM başkan adayına karşı ANAP'ın sergiledi-
ği ikiyüzlü politikadan sonra; şu sıralar MHP kay-
naklanndan "çağnnın zamanı geldiğini" doğrula-
yan işaretler alınmaya başlandı.
MHP'ye göre ellerinde 30'a yakın "transfer ola-
nağı"var.
Bu olanağı "kullanabilirier". ANAP, hükümet dı-
şında kalabilir.
Ne ki, çeşitli olasılıklan dikkate atan Ecevit, böy-
le bir operasyona olumlu bakacak mı?
Sayı dengesinin MHP lehine değişmesi, bugün
sayıda çok partinin başbakanlığını etkilemeyecek
mi? MHP kaynaklanna göre etkilemeyecek ve mil-
letvekili sayılan artsa bile Ecevit başbakan kalacak!
Bu dalgalanmalar, ANAP oyunlanna MHP yöne-
ticileriyle milletvekillerinin bir günlük sinirsel tepki-
si mi, yoksa gerçekten Yılmaz'dan kurtulma planı
mı? Bu sorular da henüz yanıtsız.
MHP'ye transfer hikâyelerinin ne zaman gerçek-
leşeceği de bilinmeyenler arasında.
Ne var ki; sağ kanatta yer alan ama artık gele-
ceğini MHP'de gören milletvekillerinin varlığı yad-
sınabilir mi?
Üstelik bir genel seçim havasının solunduğu bir
ortamda; MHP'ye transferler otasılığı güç kazan-
mıyor mu?
Ya da üç buçuk gücüyle hükümette büyük oy-
nayan ANAP'tan kurtulmanın vakti gelmedi mi?
Bergamalılar
ödülü geri verdi
ANKARA (CumhuriyetBürosu) - Bergama'da si-
yanürle altına karşı başlattıklan mücadeleyle dire-
nişinsimgesihalinegelenBergamaköylûlerine T-
MMOB tarafindan ödül verildi. Bergama köylüleri
adına ödülü alan Oktay Kaynar, "LTkenin her tara-
fi kuşaüimış, çevre ve üzerinde yaşanan tûm canhla-
nn onuru kuilmış, padişahlann bfle cesaret edeme-
diğiyasalarçıkanlıyor''dedi.Kurtuluş Savaşı misyo-
nundan gelen insanlar olarak saygın yurttaş olmayı,
emperyalizme karşı meydanlarda suç işlemeden,
şiddete başvurmadan, provokasyona gelmeden di-
renmeyi bir yurttaşhk görevi kabul ettiğini vurgula-
yan Kaynar, "Mustafa Kemal bu ödevibizeverdi,biz
de bu ödevi onurluca yapryoruz" dedi. Kaynar söz-
lerini şöyle tamamladı: "Böyle bir dönemde sadece
kendüeri için değil ülkedeki tüm kirHBğe karşı çıkan
Bergama köylülerine verilen onur ödülünü henüz
bir şey kazanmadığımız için haketmediğiınizi düşü-
nüyorum. Bergama köylüleri de böyle düşünüyor.
Bu ödülü Türk Mühendis ve Mimar Odalan Birti-
ği'ne yediemin olarak veriyorum- K»7»nım ülke ça-
pmda sonuçlanınca geri alacağun."
Ermenitasansını kınama
tstanbul Haber Servfaa - Marmara Ünivcrsıtesi
(MÜ) Senatosu, sözde Ermeni soykınmı tasansı-
nı kınayarak, iddialann tamamen gerçekdışı oldu-
ğunu belirtti. "Üç Göl Havzası Belediyeler Birti-
ğp olarak adlandûılan ve Istanbul'da 28 belde be-
lediyesinin başkanı ve temsilcilerinden oluşan he-
yetin ziyaret ettiği Türkiye Ermenileri Patriği
Mesrob n"Butasan,ister kabul edflsiııirter edfl-
mesin, bentan için gettJadz bjr tasarKbr" dedi.
Ecevit, Egebank dışındaki batık bankalann da üzerine gidileceğini söyledi
'EHğerleri de incelenecek'
ANKARA (Cumhuriyet Bûro-
su)-Başbakan BülentEmit, Ege-
bank dışındaki batık bankalann da
üzerine gidileceğini belirterek
"Bu konuda çok eksikKklerimiz
vann. Fakat Bankalar Düzenleme
ve Denetieme Kuruhı bu olaylann
üzerine vûrüyebflmek için kurul-
du. Şimdilerde çok verimli ve etki-
li çaltşmaya başladı. Siyasetten et-
kflenmekstzin bankalardahaetki-
li bir şekilde denetlenebilme süre-
cinegirdikr" dedi. Cumhurbaşka-
nı Ahmet Necdet Sezer ile aralan-
nın "gayetiyi" olduğunu söyleyen
Ecevit, FP'nin kapaülmasuıa kar-
şı olduğunu, ömür boyu siyaset
yasağını da içine sindiremediğini
yinelerken bu konuda bir an önce
anayasa değişikliği yapılması ge-
rektigini kaydetti. Ecevit kendisin-
den sonra DSP'de liderlik için ha-
zırladığı kimse bulunmadığını
söyledi.
Ekonomik programdan geriye
dönüşün olmadığuu kaydeden
Ecevit, memur maaşlarına 2001
yıhnın ilk 6 ayı için öngörülen
yüzde 10luk zammrn kendisini de
üzdüğünü söyledi. Ecevit, "Ege-
bank dışındaki diğer bank banka-
lann da üzerine gktUecek mi" so-
rusuna şu yanıtı verdi: "Elbette gi-
dilecek. Sonuna kadar gidilecek.
Bu konudaçokeksikKklerimiz var-
dL Fakat Bankalar Düzenleme ve
DenerJeme Kurulu bu olaylann
üzerine yüriiyebümek için kurul-
du. Şimdilerde çok verimh* ve etki-
U çahşmaya başladL"
Ecevit, "TBMM Başkanlığı se-
çimi nedeniyleANAPileMHPara-
sına bir soğukhık girer mi" soru-
su üzerine, "Aralarında bir ölçü-
de soğukhık vanh. Ama o soğuk-
hık şu ana kadar hükümet çahş-
malanna yansunadı. Hükümet
uyum içinde çahşıyor'' dedi.
Ecevit, TCY'nin 312. maddesi-
nin değiştirilmesi konusunda her-
kesin birleştiğini, sadece nasıl de-
ğiştirileceği konusunda düşünce
aynlıklan bulunduğunu belirtti.
'CHP'nin içi hâlâ kanşık~
Ecevit, "CHP üe Ueride bir be-
raberiik söz konusu olabilir mi"
sorusu üzerine. "Bu çok gerçekçi-
Bkdışı birvarsayım. Çünkü neden
derseniz; CHP'nin kendi içi hâlâ
karmakanşık. Tutarfa bir çizgisi
yok, bir arayış içinde. Artık Türki-
yegündeminden zaten çıktı bu bir-
leşme konusu" dıye konuştu.
NailKeçih DGM'ye başvurdu
tstanbui Haber ServM-
Egebank soygununa admın
kanşmasınuı ardından
rahatsızlanarak Internarional
Hospital'a kaldınlan Cenajans
Grey Reklamcıhk Şirketi
Yönerim Kurulu Başkanı Nafl
Keçih' taburcu oldu. Keçili,
kendi isteğiyle taburcu
olmasına karşın hastanede
kalmaya devam ediyor.
Keçili'nin ifade vermek için
DGM'ye yaptığı başvuru ise
"dosya yeterince
inceknmediği" için reddedildi.
Keçili kendi isteğiyle taburcu
edilmesine karşın hemen
hastaneden aynlmadı.
Egebank'taki off-shore
hesaplarla ilgili yürütülen
soruştunnada adı geçen Nail
Keçili'nin, avukatlanndan
YagH AB Dagh, dün tstanbui
DGM Cumhuriyet
Başsavcüığı'na gıderek
müvekkilinin ifade vermek
istediğını bildirdi.
DGM Cumhuriyet Savcısı
Ercan Cengiz, bu talebi
"dosyalar yeterince '•
incelenemed^i" gerekçesiyle
reddetti.
'Kasırga'da2 tutuklama istemi
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Ankara DGM
Cumhuriyet Savcısı Nuh
MeteYöksd,"Kasırga
Operasyonu" çerçevesinde
gözaltma alınan, ancak yedek
hâkimlik tarafindan serbest
bırakılan Egebank'ın yönetim
kurulu üyesi Pembe Jale
Oktay ile Yahya Murat
Demirel'in şoförü Beidr
Özer'in gıyaben
tutuklanmalannı ıstedı.
Alınan bilgiye göre, DGM
Cumhuriyet Savcısı Yüksel,
Oktay ve özer'in "gıyaben
rutuklanmalan" istemiyle
dün Ankara 2 No'lu DGM'ye
başvurdu. Yüksel,
Pembe Jale Oktay
ve Bekir özer'i,
ifadelerini aldıktan sonra
tutuklanmalan
istemiyle Ankara 2 No'lu
Yedek Hâkimliği'nesevk
etmişti. Yedek hâkimlik ise
Oktay ve özer'i serbest
bırakmıştı. "Kasırga
Operasyonu" çerçevesinde
düne kadar Ankara'da 11,
Istanbul'da da 1 kişi
tutuklandı.
Baııkalara çete soruşturması
• Baştarafi 1. Sayfada
sarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na
devTedilmişti.
Devlet Bakanı Recep Öaal,
bankalara el konulduktan sonra 5
bankanın kendi şirket ve ortakla-
nna 797 trilyon 679 milyar lira
aktardıklanm açıklamıştı. An-
cak, yalnızca Egebank'uı 24 yö-
neticisi hakkında 624 trilyon lira
alacak davası açılmasıyla, batık
bankalann kendi ortak ve şirket-
lerine kullandu-dıklan kredi tu-
tariannm çok daha yüksek boyut-
larda olduğu ortaya çıktı. El ko-
nulan 5 bankanın gelınen nokta-
da devlete olan baök yükünûn 8
milyar dolan aştığı ifade ediliyor.
Bu bankalardan önce de Kork-
maz Yiğit'e ait Bankekspres'e,
Cavit Çağlar'a ait Interbank ile
Türkbank'a el konulmuştu.
Yemınli murakıplann raporuna
göre POAŞ ihalesinde güvenilir
bulunmayan Hayyam Garipoğlu,
özelleştinne sonucu aldığı Sü-
merbank'ı hem kendi şirketleri-
ne kredi aktararak hem de Ege-
bank, Esbank ve Bank Kapital gi-
t» bankalarhı gmfıgi karşılıkJı
kredi ilişkileriyle batu-dı.
Garipoğlu'nun Kıbns'taki
Efektifbank ile de usulsüz kredi-
lendirme gerçekleştirdiği kayde-
dildi. Hazine murakıplannın
yaptığı incelemede de înter-
bank'm sahibi eski Cumhurbaş-
kanı Sfileyman Demirel'in aile
fotoğrafinda yer alan Cavit Çağ-
lar'ın Bankekspres'in sahibi
Korkmaz Yiğit ve Garipoğlu'yla
karşılıklı kredi ilişkisine girdiği
vurgulandı.
DemirePle Interbank'ın eski
sahibi Çağlar'a ait Nergis Hol-
ding'le de 900 bin dolarlık kredi
ilişkisi belirlenmişti. Interbank'a
el konulduğu zaman Çağlar'ın
kendi şirketlerine kredi aktan-
mıyla bankanın içini 1 milyar do-
lar boşalttığı gazetelerde yer al-
mıştı.
Mustafa Ocak, hakkındaki iddialar nedeniyle kendini yakmaya kalkıştı
Psikolojik işkence intihara sürükledi
Mustafa Ocak kendini yaküktan
sonra yardım edümediğini söyle-
di (Fotoğraf: KADER TUĞLA )
tstanbui Haber Servisi - Ceza-
evine santral kurarak PKK dava-
sından yargılananlann telefon
görüşmelerini sağladığı gerekçe-
siyle gözaltma alınan Mustafa O-
cak, dışan çıktıktan sonra kendi-
ni yakmak istedi. Yaralı olarak
kurtulan Ocak, bu eylemi kendi-
sine yapılan psikolojik işkenceyi
protesto etmek için gerçekleştir-
diğini söyledi.
Insan Haklan Derneği Istanbul
Şubesi'nde dün yapılan basın açık-
lamalannm içeriği, gündemden
düşmeyen "tşkence" iddialanydı.
Mustafa Ocak, geçen günlerde ba-
zı gazetelerde PKK'lilerin cezaevi-
ne santral kurarak telefon görüş-
meleri yaptıklan şeklindeki haber
üzerine gözaltma aluıdı. Mesleğı
toptancılık olan Ocak, cezaevine
santral kurmakla suçlanıyordu. O-
cak'ın anlattıklanna göre Terörle
Mücadele Şubesi ekipleri tarafin-
dan 8 gün boyunca sorgulandı. Da-
ha sonra DGM'ye sevk edildi, an-
cak serbest bırakıldı. Özgürlüğüne
kavuştuğunu düşündüğü sırada po-
lisler, Asayiş Şubesi'nde bir olay-
la ilgili ifadesinin alınması gerek-
tiğini belirterek Ocak'ı tekrar gö-
zaltına aldı. Bir gün burada kalan
Ocak daha sonra serbest bırakıldı.
Ocak serbest bırakıldıktan sonra
kendisine yapılan baskı ve işken-
celeri protesto etmek için cakmak-
la giysilerini tutuşturdu. Vücudu-
nun çeşitli yerlerinden aldığı ya-
nıklarla Şişli Etfal Hastanesi'ne
kaldınlan Ocak, gelişmeleri şöyle
anlartı: "Kendimi yaküktan sonra
beni seyrertiler. Suyun kesik oldu-
ğunu söyleyerekmüdahaleetmedi-
ler, sanınm öunemi bekiediler. Da-
ha sonra hastane\e kaldınldım.
Hastanede de i\i bir şekilde karşı-
lanmadım. Bir hastabalocı bana
yardım etti, merhem ve ağn keski
verdi"
HADEP Gençlik Kollan ise
yaptıklan açıklamada, il gençlik
kolu yöneticisi YücelGenç ve Tay-
yip Yıknrun ile gençlik kolu çalı-
şanlanndan Yasin Çiftçi'nin gözal-
tına alındıktan sonra psikolojik iş-
kence ve kaba dayağa maruz kal-
dıklannı belirtti.
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafi 1. Sayfada
bereketli topraklanyla nüfuzu en yüksek Orta As-
ya ülkesi. Bu yüzden, ilişkilerin kalbi diyebiliriz.
Kazakistan hem toprak miktan hem de petrol re-
zervi bakımından en zengin ülke. Bir ucu Hazar'da
bir ucu Çin'.de. Bu yüzden, ilişkilerin vanası diye-
biliriz.
Türkmenistan, doğalgaz rezervi bakımından
dünyanın ilk beş ülkesi arasında yer alıyor. Bu yüz-
den, ilişkilerin alevi diyebiliriz.
Kırgızistan, sürekli kar-buz kaplı dağlara, budağ-
lann eteklerinde zengin doğal güzelliklere sahip.
Buzullar nedeniyle bu coğrafyaya 'üçüncü kutup'
diyen de var. Bu yüzden, ilişkilerin nefesi diyebili-
riz.
Geçen on yılda Orta Asya ülkeleriyle ilişkilerde
ilk sırayı "kardeşlik bağlan" oluşturdu. İlk birkaç
yıl bu doğaldı. Ancak, kısa süre sonra duygusallı-
ğın yanına gerçekler konmalıydı. Ikisi harmanlan-
malıydı. Olmadı, duygusallıkla gerçeklik en uç bi-
çimlerde, tek tek öne çıktı! Bu saptamayı özellik-
le Özbekistan'la ilişkilerimiz için çok rahat söyte-
yebiliriz.
Sezertn gezisinin özbekistan bölümü, önümüz-
deki dönemde atılacak adımlar bakımından önem
taşıyordu. Söylemesi acı, ama aranan nokta şu:
1991, yani ilişkilerin başladığı yıl!
Görüşmeler sırasında, Özbekistan Devlet Başka-
nı Kerimov'un yaptığı konuşmanın, altını çizdiğimiz
bölümlerini aktaralırn:
- Çocuklanmızın bilincini bozmaya çalışacak
akımlann ipini çekmeye gücünüz yeterse, Türki-
ye'ye yeniden öğrenci göndeririz. Nurcular diye
akımlar oluşmuş. Türkiye'de ortaya çıkan kökten-
dinci akımlardan biri. Bunlann çocuklanmıza etki
yapmaya başladığını gördük, geri çekmek zorun-
da kaldık.
- özbekistan'dan kaçan teröristler ne yazık ki
Türkiye'de himaye görüyor. Türkiye, bu kişileri ia-
de etmekte de zoriuklar çıkanyor.
- Bizim yolumuz Atatürk'ün yoludur. Türkiye'de
kim, Kemal Atatürk'e karşı çıkarsa bize de karşı
çıkmış demektiri
Kerimov'un değerlendirmelerine farklı pencere-
lerden bakılabilir. Rusya'nın bölgede etkisini sona
erdirmek istemediği; Suudi Arabistan'la Iran'ın et-
kisi attına almak için yanştığı bir coğrafyada devlet
başkanlığı yapan bir kişinin içinde bulunduğu ko-
şullan en azından anlamaya çalışmak gerekir.
Atatürk'ün yolunu seçtiğini söyleyen Kerimov'un
Türkiye ile ilişki kurmakta zorlanması da ayn birya-
man çelişki!
Ortak tarih!
Cumhurbaşkanı Sezer'in, özbekistan'ın yanı sı-
ra Kazakistan ve Kırgızistan 'daki temaslannda da
iki konu öne çıktı:
- Terorizmle mücadele ve laiklik!
Gezinin, Orta Asya'daki okullanyla öne çıkan Fet-
hullah Gülen'in gıyabında yargılandığı bir sürece
karşılık gelmesi aynca ilginç oldu!
Bir başka rastlantı Bakû-Tıflis-Ceyhan boru hat-
tıyla ilgili "ev sahibi ülke anlaşması, anahtar teslimi
yapım anlaşması, hükümet garantisi belgesinin"
imza töreniydi. Azerbaycan, Gürcistan ve Türki-
ye'de yapılan törenlerin ilki Sezer'in gezisinin birin-
ci gününe denk düştü, son tören de dün Ankara'da
yapıldı.
Yılda birkaç kez imzası atılan Bakû-Tıflis-Cey-
han gerçekleşirse, bu, Orta Asya ile de boru köp-
rüsü anlamına geliyor.
Konu Orta Asya'dan açılmışken bir haber vere-
lim. 1995'te, Türk, Azeri, Türkmen, özbek, Kırgız,
Kazak tarihçiler bir araya geldiler ve ortak bir tarih
yazma kararı aldılar. Özbekler, 'Timur'u bizyaza-
cağız, kimseye vermeyiz" dediler. Türkmenler,
"Büyük Selçuklu bizim" dediler. Sonuçta orta yol
bulundu. 450 sayfalık kitap bitti. Yukanda sözünü
ettiğimiz stkıntılar nedeniyle özbekler hariç öteki
ülkeler basım için onay verdiler. Kitabın adı konu-
sunda tartjşma çıktı. Kimi, "Tün\ Dilli Halklar Tari-
hiolsun"ûeû\. Kiminin önerisi, "TürkSoyu Tarihi"
oldu. "Tün\ Dûnyası Tarihi'nde karar kılındı. An-
kara Savaşı'nı yazmakta biraz zorlanmışlar, taraf-
sız kalmaya çalışmışlar. Bu ilk denemenin nasıl
sonuçlandığını kitabın basımı bitince göreceğiz...
Sezer'in gezisiyle son noktayı koymak gerekirse;
vitrine güzel şeyler koymaya çalışmak yerine, olum-
suzluklann köküne inip çözmeye çalışmak iyidiri
balbay^cumhuriyet. com.tr
Zeııgma'dan kötü kokular geliyor
ÖZGENACAR
BtRECtK-Zeugma'dan, artık ilginç
ve garip olaylann haberleri değil, tat-
sız kokular geliyor! Kurtarma kazısına
trilyonlar veren Amerikalı vakıf, ya-
bancı arkeologlan kovmak için atılan
taşlan protesto ederek Türk hükümeti-
ne üzüntülerini bildirdi. Tüm okurlar
anımsayacakur. Zeugma antikkentinin
eteklerinin su altmda kalmasını bir ay
erteletmek amacıyla Cumhurbaşkanı
Ahmet NecdetSezer e dahi heyetler git-
miş, medyada kıyametler kopmuştu.
Sonuçta ne olmuştu? Birecik Bara-
jı'nın, Zeugma'daki "A" kuşağını su al-
tına alması topu topu on gün ertelendi-
ğinde herkes sevinmişti!
"B" kuşağmı 4 Ekim'de su basacak-
tı. Kuraklık nedeniyle öngörülen tarih-
te suyun "basamayacağmın" anlaşü-
masınakarşın, "yetküı'' olduğu söyle-
nen bir kişinin "kevfi" talimatı ile
Türk, Fransız, Ingiliz grubunun çalış-
malan durduruldu. Buna karşılık, her
nedense Gaziantep Müzesi'nin eşgü-
dümü dışında tutulan bir Türk grubu-
na bu taliraat uygulanmadı.
Birecik Barajı'nın, 4 Ekim için ön-
görülen su düzeyine yahıızca bir gün-
lüğüne 15 Ekim'de ulaşacağı, ancak ay-
nı gün tekrar eski durumuna ineceği
söylendi. O gün de beklenen olmadı.
Kimilerine göre tüm barajlardaki gibi
burasını da kuraklık etkiledi. Kimileri-
ne göre ise baraj yönetimi o gün dene-
yeceği birinci türbinin montajmı henüz
tamamlayamadı.
Dolayısıyla, baskı gruplannın etki-
siyle sağlanan on günlük ertelemenin
nimet olarak kabul edilmesine karşılık
daha şimdiden iki haftayı aşan ertele-
meye karşın, bile bile "kurtarma kazj-
laruun" durdurulmasını Zeugma'da
hiç kimse anlayamıyor. Dünyanın gö-
zünün odaklandığı bu antik kent, yet-
kili olduğu söylenen bir kişinin keyfi
karanna kurban ediliyor. Kültür Bakan-
lığı ile Anıtlar ve Müzeler Genel Mü-
dürlüğü'nün yanı sıra konuşruğumuz
DSI, GAP, Birecik Barajı ve Gaziantep
Valiliği yetkilileri böyle bir talimat ver-
mediklerini "Cumhuriyefe açıkladı-
lar. "Durdurma karannı kim, neden
verdi'' sorusuna yanıt bulamadık.
Kültür Bakanlığı 'nın, Zeugma çalış-
malanna katılan gruplarla 24 Ekim'de
Ankara'da bir toplantı yapacağı bildi-
rüiyor. Toplantıda sağlıklı karar alına-
bihtıesi için bakanlık müfettişlerinin
olaya hemen el koymalannın zamanı
gelrniştir. Unutmamak gerekir ki Ze-
ugma artık Türkiye'nin değil dünyanın
malı ohnuştur. Zeugma'dan gelen tat-
sız kokular, Kültür Bakanı Istemihan
Talay'ı TBMM'de. Anıtlar ve Müzeler
Genel Müdürü Dr. Alpay PasüüTyi de
makamuıda üzecek uluslararası boyut-
lara ulaşmışnr.
Bilindiği üzere Amerikalı "Packard
Humanities Institute (PHI)" adlı vakıf
"B" bölgesi kurtarma kazılan için 5
milyon dolar (kredi değil) bağışta bu-
lundu. Şimdiye değin bu bağışın yak-
laşık 3 milyon dolan (yaklaşüV 2 trilyon
lirası) kullanıldı. Bu rakamın önemini
kıyaslamak için Hasankeyf örneğini
verebiliriz.
Türkiye Cumhuriyeti Hasankeyf'i
kurtarmak amacıyla GAP üzerinden 76
milyar, ODTÜ tarfindan kurulan TAÇ-
DAM örgütünce yaklaşık 70 milyar li-
ra olmak üzere bir yılda toplam 150
milyar lira harcadı. tki rakamı kıyasla-
yacak olursak; PHI, Zeugma için 100
günde 2 trilyon Hra harcayıp gerisi için
açık çek verdi.
TC ise Hasankeyf'e 360 günde topu
topu 150 milyar lira harcadı. Sonraki
gelişmelerin neler olduğunu ait alta ya-
zalım:
1. Söylendiği gibi kurtarma kazısı 4
Ekim'de bittiğine göre PHI'ye bir te-
şekkür mektubu dahi gönderilmedi.
2. Su yükselmediği halde PHI'nin fi-
nansmanı ile çalışan profesyonel arke-
oloji grubu Oxford Archaeological U-
nit'in kurtarma çalışmalan durdurul-
du. Fransız Dışişleri Bakanlığı'nnı hi-
mayesindeki Fransız arkeologlar kaçı-
nldı. Yıllardu- özveriyle çalışan Gazi-
antep Müzesi'nin arkeologlan ürkütül-
dü. Sorumlusu kim ya da kimlerdir?
3. Greko-Romen özellikli Zeugma
kentindeki kurtarma kazısının eşgüdü-
mü müze müdürlüğüne asaleten atama-
sı yapılmayan, vekâleti uygun görülen
prehistorya uzmanı bir arkeoloğa tes-
lim edildi. Bir yandan Gaziantep Mü-
zesi'nin yönetimi, öte yandan 50 km.
ötede Zeugma kazılan eşgüdümüyle
görevlendirilen arkeolog, bu kritik aşa-
mada 25 km. ötede bir başka yerde ken-
di alamnda kazısına döndü. Bir başka
deyişle, bugün Gaziantep Müzesi'nde
ne asil ne vekil müdür ne de Zeugma
kazısından sorumlu eşgüdümcü bulu-
nuyor. 4.5 milyon dolarlık bağışı ya-
pan David Packard,8 Ekim tarihli mek-
tubunda şu iki olayı öne sürerek Türk
hükümerine üzüntülerini bildirdi:
t) Kazı sonrası bilimsel inceleme ve
yaym çalışmalan yapmak isteyen Ox-
ford arkeologlannuı bulgulannın bu-
lunduğu kilıt altındakı depolar kendi-
lerine açılmamış, eserlerin gösterilme-
sinde güçlük çıkanlmıştu".
b) Kazılann durdurulmasından son-
ra ölçüm ve değerlendirme çalışmala-
n için araziye çıkan Oxford grubundan
bazı yabancı arkeologlara, kazısı süren
bir bölgedeki bazı kişilerce taş atüarak
çalışmalan engellenmiştir.
David Packard, Türk hükümetine so-
ruyor: "Teşekküredilmesindenvazgeç-
tik. Yapoğûnız yardnnla Türk halkmın
gururuyla mı oynadık ki bize bu davra-
mş uygun görüldü?" Bir delinin kuyu-
ya attığı taşı hadi bakalım 40 akıllı çı-
karstn da görelim!