25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
20 EKİM 2000 CUMA • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAM 19 RKIYE Istanbul Edime Y 16 Sinop PB 16 Samsun Y 15 Adana Y 21 Y 15 Mersin Kocaelı Çanakkale PB 16 Izmir PB 19 Y 15 Trabzon Y 21 Giresun _Y 17 Diyarfaakır Y _Y 17 Şanlıurfa Ankara Y 14 Mardin Manisa Âydın PB 19 Eskişehir Y 15 Siirt PB 23 Denizlı PB 21 Konya Y 21 Sıvas Y 13 Hakkâri PB 17 Y 11 Van PB 16 Zonguldak Y 14 Antalya Y 21 Kars Marmara'rHn doğusu, Karadeniz, Iç Ege, Iç Anadolu, akdeniz, Doğu Anadolu'nun kuzey ve batısı ile Gü- neydoğu Anado- lu'nun batısı yağmur yer yer sağanak, Ka- radeniz'in ıç kesımle- rinin yüksektefi, karta kanşık yağmuriu, di- ğer yerter parçalı bu- luttu geçecek. DIS MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn PB Y Y Y PB PB Y HB 11 10 12 15 14 13 16 16 Berlin Budapeşte Madrid PB 15 Moskova A 17 Aşkabat Y 18 Viyana Belgrad PB 17 Roma Atina Münih PB 17 Zürih ÇB 20 PB 17 0 Aç* Parşalı bulutlu Bulutlu k Çok buluthj ı Yağmurtu Gök gûrûltao GUNCELcÜNEYT ARCAYÜBEK • Baştarafi 1. Sayfada tarsız, hatta tutarsızlıktan da öteye kapalı kapılar ardındaki söylemlerine dışarda tam tersi politika- lar izlemesinden sonra başladı. Iki gün önce "Güncel'de değindik; Başbakan Ecevit, TBMM Başkanlığı seçiminde nasıl davra- nılacağını içeren, liderler zirvesindeki söylemleri açıkladı. Ecevit, o toplantıda bir MHP'linin başkan seçil- mesini "koalisyon adabına uygun bulduğunu" söyleyince, Mesut Yılmaz "Başbakan'la 'aynı gö- rüşte" olduğunu, buyaklaşımı 'uygun' bulduğunu" ifade etti. Ammavelakin koalisyon adabına uyacağını söy- leyen, MHP adayına karşı çıkmayacağını duyuran lider, daha önceleri de kimi olaylarda söylediğinin tersini yapan Mesut Yılmaz'dı. Liderler zirvesinden hemen sonra toplanan ANAP Başkanlık Divanı'ndaki sözleriyle bu yargh yı doğruladı: "Uderier zirvesinde bu konu (TBMM başkanlık seçimi) gündeme gelmedi. Hiç kimse bizden ada- yımızı çekmemizi istemedi. Parti olarak adayımızın seçilmesi için gereğini yapacağız. Mümkünse üçüncü turda bu işi bitihn". Her liderin siyasal bir geçmişi var. örneğin, Ece- vit'in söz namusuna sahip olduğu biliniyor. Ama bu saptamada sıra Yılmaz'a geldiği zaman hemen her çevrede bir duraksama beliriyor. Son örnek TBMM Başkanı seçimindeki ikili tu- tumu. Yılmaz'da birçok kez bu türden aykın tutumu iz- leyenler -örneğin Hürriyet- soruyor: "Yılmaz'ın Ecevit'e söylediği mi doğnı, yoksa ANAP'ta ken- di kadrosuna söytedikleri mi?" Tabii bu sorunun yazılmamasına karşın bilinen yanıtı siyasal gelişmelere etkili olacak kimi yeni olasılıklan tartışmaya açıyor. ANAP liderinin MHP'ye karşı tutumu, elbette si- yasal yaşamı etkileyecek uygulamaiann sahneye gireceğine işaret sayılıyor. Olmak veya olmamak Işte bu noktada; siyasaJ yeni hesaplar yapanla- nn kafasında, DSP-MHP'li bir hükümetin ayakta kaJmasını sağlayacak rakam güncelleşiyor: 14! MHP kaynaklan, Ecevit hükümeti kurulduğun- dan beri ANAP'ta ve hatta DYP'de MHP'ye katıl- maya hazır milletvekilleri olduğunu söylüyorlardı. Ama sözlerine, koalisyon uyumunu bozmama- ya özen gösterdikleri için MHP'ye katılmayı iste- yen milletvekillerine "şimdilik" olumlu yanrt ver- .mediklerini ekliyorlardı. Zamanı gelince "MHP'ye katılmayı isteyen " mil- letvekillerini çağıracaklardı. TBMM başkan adayına karşı ANAP'ın sergiledi- ği ikiyüzlü politikadan sonra; şu sıralar MHP kay- naklanndan "çağnnın zamanı geldiğini" doğrula- yan işaretler alınmaya başlandı. MHP'ye göre ellerinde 30'a yakın "transfer ola- nağı"var. Bu olanağı "kullanabilirier". ANAP, hükümet dı- şında kalabilir. Ne ki, çeşitli olasılıklan dikkate atan Ecevit, böy- le bir operasyona olumlu bakacak mı? Sayı dengesinin MHP lehine değişmesi, bugün sayıda çok partinin başbakanlığını etkilemeyecek mi? MHP kaynaklanna göre etkilemeyecek ve mil- letvekili sayılan artsa bile Ecevit başbakan kalacak! Bu dalgalanmalar, ANAP oyunlanna MHP yöne- ticileriyle milletvekillerinin bir günlük sinirsel tepki- si mi, yoksa gerçekten Yılmaz'dan kurtulma planı mı? Bu sorular da henüz yanıtsız. MHP'ye transfer hikâyelerinin ne zaman gerçek- leşeceği de bilinmeyenler arasında. Ne var ki; sağ kanatta yer alan ama artık gele- ceğini MHP'de gören milletvekillerinin varlığı yad- sınabilir mi? Üstelik bir genel seçim havasının solunduğu bir ortamda; MHP'ye transferler otasılığı güç kazan- mıyor mu? Ya da üç buçuk gücüyle hükümette büyük oy- nayan ANAP'tan kurtulmanın vakti gelmedi mi? Bergamalılar ödülü geri verdi ANKARA (CumhuriyetBürosu) - Bergama'da si- yanürle altına karşı başlattıklan mücadeleyle dire- nişinsimgesihalinegelenBergamaköylûlerine T- MMOB tarafindan ödül verildi. Bergama köylüleri adına ödülü alan Oktay Kaynar, "LTkenin her tara- fi kuşaüimış, çevre ve üzerinde yaşanan tûm canhla- nn onuru kuilmış, padişahlann bfle cesaret edeme- diğiyasalarçıkanlıyor''dedi.Kurtuluş Savaşı misyo- nundan gelen insanlar olarak saygın yurttaş olmayı, emperyalizme karşı meydanlarda suç işlemeden, şiddete başvurmadan, provokasyona gelmeden di- renmeyi bir yurttaşhk görevi kabul ettiğini vurgula- yan Kaynar, "Mustafa Kemal bu ödevibizeverdi,biz de bu ödevi onurluca yapryoruz" dedi. Kaynar söz- lerini şöyle tamamladı: "Böyle bir dönemde sadece kendüeri için değil ülkedeki tüm kirHBğe karşı çıkan Bergama köylülerine verilen onur ödülünü henüz bir şey kazanmadığımız için haketmediğiınizi düşü- nüyorum. Bergama köylüleri de böyle düşünüyor. Bu ödülü Türk Mühendis ve Mimar Odalan Birti- ği'ne yediemin olarak veriyorum- K»7»nım ülke ça- pmda sonuçlanınca geri alacağun." Ermenitasansını kınama tstanbul Haber Servfaa - Marmara Ünivcrsıtesi (MÜ) Senatosu, sözde Ermeni soykınmı tasansı- nı kınayarak, iddialann tamamen gerçekdışı oldu- ğunu belirtti. "Üç Göl Havzası Belediyeler Birti- ğp olarak adlandûılan ve Istanbul'da 28 belde be- lediyesinin başkanı ve temsilcilerinden oluşan he- yetin ziyaret ettiği Türkiye Ermenileri Patriği Mesrob n"Butasan,ister kabul edflsiııirter edfl- mesin, bentan için gettJadz bjr tasarKbr" dedi. Ecevit, Egebank dışındaki batık bankalann da üzerine gidileceğini söyledi 'EHğerleri de incelenecek' ANKARA (Cumhuriyet Bûro- su)-Başbakan BülentEmit, Ege- bank dışındaki batık bankalann da üzerine gidileceğini belirterek "Bu konuda çok eksikKklerimiz vann. Fakat Bankalar Düzenleme ve Denetieme Kuruhı bu olaylann üzerine vûrüyebflmek için kurul- du. Şimdilerde çok verimli ve etki- li çaltşmaya başladı. Siyasetten et- kflenmekstzin bankalardahaetki- li bir şekilde denetlenebilme süre- cinegirdikr" dedi. Cumhurbaşka- nı Ahmet Necdet Sezer ile aralan- nın "gayetiyi" olduğunu söyleyen Ecevit, FP'nin kapaülmasuıa kar- şı olduğunu, ömür boyu siyaset yasağını da içine sindiremediğini yinelerken bu konuda bir an önce anayasa değişikliği yapılması ge- rektigini kaydetti. Ecevit kendisin- den sonra DSP'de liderlik için ha- zırladığı kimse bulunmadığını söyledi. Ekonomik programdan geriye dönüşün olmadığuu kaydeden Ecevit, memur maaşlarına 2001 yıhnın ilk 6 ayı için öngörülen yüzde 10luk zammrn kendisini de üzdüğünü söyledi. Ecevit, "Ege- bank dışındaki diğer bank banka- lann da üzerine gktUecek mi" so- rusuna şu yanıtı verdi: "Elbette gi- dilecek. Sonuna kadar gidilecek. Bu konudaçokeksikKklerimiz var- dL Fakat Bankalar Düzenleme ve DenerJeme Kurulu bu olaylann üzerine yüriiyebümek için kurul- du. Şimdilerde çok verimh* ve etki- U çahşmaya başladL" Ecevit, "TBMM Başkanlığı se- çimi nedeniyleANAPileMHPara- sına bir soğukhık girer mi" soru- su üzerine, "Aralarında bir ölçü- de soğukhık vanh. Ama o soğuk- hık şu ana kadar hükümet çahş- malanna yansunadı. Hükümet uyum içinde çahşıyor'' dedi. Ecevit, TCY'nin 312. maddesi- nin değiştirilmesi konusunda her- kesin birleştiğini, sadece nasıl de- ğiştirileceği konusunda düşünce aynlıklan bulunduğunu belirtti. 'CHP'nin içi hâlâ kanşık~ Ecevit, "CHP üe Ueride bir be- raberiik söz konusu olabilir mi" sorusu üzerine. "Bu çok gerçekçi- Bkdışı birvarsayım. Çünkü neden derseniz; CHP'nin kendi içi hâlâ karmakanşık. Tutarfa bir çizgisi yok, bir arayış içinde. Artık Türki- yegündeminden zaten çıktı bu bir- leşme konusu" dıye konuştu. NailKeçih DGM'ye başvurdu tstanbui Haber ServM- Egebank soygununa admın kanşmasınuı ardından rahatsızlanarak Internarional Hospital'a kaldınlan Cenajans Grey Reklamcıhk Şirketi Yönerim Kurulu Başkanı Nafl Keçih' taburcu oldu. Keçili, kendi isteğiyle taburcu olmasına karşın hastanede kalmaya devam ediyor. Keçili'nin ifade vermek için DGM'ye yaptığı başvuru ise "dosya yeterince inceknmediği" için reddedildi. Keçili kendi isteğiyle taburcu edilmesine karşın hemen hastaneden aynlmadı. Egebank'taki off-shore hesaplarla ilgili yürütülen soruştunnada adı geçen Nail Keçili'nin, avukatlanndan YagH AB Dagh, dün tstanbui DGM Cumhuriyet Başsavcüığı'na gıderek müvekkilinin ifade vermek istediğını bildirdi. DGM Cumhuriyet Savcısı Ercan Cengiz, bu talebi "dosyalar yeterince '• incelenemed^i" gerekçesiyle reddetti. 'Kasırga'da2 tutuklama istemi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara DGM Cumhuriyet Savcısı Nuh MeteYöksd,"Kasırga Operasyonu" çerçevesinde gözaltma alınan, ancak yedek hâkimlik tarafindan serbest bırakılan Egebank'ın yönetim kurulu üyesi Pembe Jale Oktay ile Yahya Murat Demirel'in şoförü Beidr Özer'in gıyaben tutuklanmalannı ıstedı. Alınan bilgiye göre, DGM Cumhuriyet Savcısı Yüksel, Oktay ve özer'in "gıyaben rutuklanmalan" istemiyle dün Ankara 2 No'lu DGM'ye başvurdu. Yüksel, Pembe Jale Oktay ve Bekir özer'i, ifadelerini aldıktan sonra tutuklanmalan istemiyle Ankara 2 No'lu Yedek Hâkimliği'nesevk etmişti. Yedek hâkimlik ise Oktay ve özer'i serbest bırakmıştı. "Kasırga Operasyonu" çerçevesinde düne kadar Ankara'da 11, Istanbul'da da 1 kişi tutuklandı. Baııkalara çete soruşturması • Baştarafi 1. Sayfada sarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na devTedilmişti. Devlet Bakanı Recep Öaal, bankalara el konulduktan sonra 5 bankanın kendi şirket ve ortakla- nna 797 trilyon 679 milyar lira aktardıklanm açıklamıştı. An- cak, yalnızca Egebank'uı 24 yö- neticisi hakkında 624 trilyon lira alacak davası açılmasıyla, batık bankalann kendi ortak ve şirket- lerine kullandu-dıklan kredi tu- tariannm çok daha yüksek boyut- larda olduğu ortaya çıktı. El ko- nulan 5 bankanın gelınen nokta- da devlete olan baök yükünûn 8 milyar dolan aştığı ifade ediliyor. Bu bankalardan önce de Kork- maz Yiğit'e ait Bankekspres'e, Cavit Çağlar'a ait Interbank ile Türkbank'a el konulmuştu. Yemınli murakıplann raporuna göre POAŞ ihalesinde güvenilir bulunmayan Hayyam Garipoğlu, özelleştinne sonucu aldığı Sü- merbank'ı hem kendi şirketleri- ne kredi aktararak hem de Ege- bank, Esbank ve Bank Kapital gi- t» bankalarhı gmfıgi karşılıkJı kredi ilişkileriyle batu-dı. Garipoğlu'nun Kıbns'taki Efektifbank ile de usulsüz kredi- lendirme gerçekleştirdiği kayde- dildi. Hazine murakıplannın yaptığı incelemede de înter- bank'm sahibi eski Cumhurbaş- kanı Sfileyman Demirel'in aile fotoğrafinda yer alan Cavit Çağ- lar'ın Bankekspres'in sahibi Korkmaz Yiğit ve Garipoğlu'yla karşılıklı kredi ilişkisine girdiği vurgulandı. DemirePle Interbank'ın eski sahibi Çağlar'a ait Nergis Hol- ding'le de 900 bin dolarlık kredi ilişkisi belirlenmişti. Interbank'a el konulduğu zaman Çağlar'ın kendi şirketlerine kredi aktan- mıyla bankanın içini 1 milyar do- lar boşalttığı gazetelerde yer al- mıştı. Mustafa Ocak, hakkındaki iddialar nedeniyle kendini yakmaya kalkıştı Psikolojik işkence intihara sürükledi Mustafa Ocak kendini yaküktan sonra yardım edümediğini söyle- di (Fotoğraf: KADER TUĞLA ) tstanbui Haber Servisi - Ceza- evine santral kurarak PKK dava- sından yargılananlann telefon görüşmelerini sağladığı gerekçe- siyle gözaltma alınan Mustafa O- cak, dışan çıktıktan sonra kendi- ni yakmak istedi. Yaralı olarak kurtulan Ocak, bu eylemi kendi- sine yapılan psikolojik işkenceyi protesto etmek için gerçekleştir- diğini söyledi. Insan Haklan Derneği Istanbul Şubesi'nde dün yapılan basın açık- lamalannm içeriği, gündemden düşmeyen "tşkence" iddialanydı. Mustafa Ocak, geçen günlerde ba- zı gazetelerde PKK'lilerin cezaevi- ne santral kurarak telefon görüş- meleri yaptıklan şeklindeki haber üzerine gözaltma aluıdı. Mesleğı toptancılık olan Ocak, cezaevine santral kurmakla suçlanıyordu. O- cak'ın anlattıklanna göre Terörle Mücadele Şubesi ekipleri tarafin- dan 8 gün boyunca sorgulandı. Da- ha sonra DGM'ye sevk edildi, an- cak serbest bırakıldı. Özgürlüğüne kavuştuğunu düşündüğü sırada po- lisler, Asayiş Şubesi'nde bir olay- la ilgili ifadesinin alınması gerek- tiğini belirterek Ocak'ı tekrar gö- zaltına aldı. Bir gün burada kalan Ocak daha sonra serbest bırakıldı. Ocak serbest bırakıldıktan sonra kendisine yapılan baskı ve işken- celeri protesto etmek için cakmak- la giysilerini tutuşturdu. Vücudu- nun çeşitli yerlerinden aldığı ya- nıklarla Şişli Etfal Hastanesi'ne kaldınlan Ocak, gelişmeleri şöyle anlartı: "Kendimi yaküktan sonra beni seyrertiler. Suyun kesik oldu- ğunu söyleyerekmüdahaleetmedi- ler, sanınm öunemi bekiediler. Da- ha sonra hastane\e kaldınldım. Hastanede de i\i bir şekilde karşı- lanmadım. Bir hastabalocı bana yardım etti, merhem ve ağn keski verdi" HADEP Gençlik Kollan ise yaptıklan açıklamada, il gençlik kolu yöneticisi YücelGenç ve Tay- yip Yıknrun ile gençlik kolu çalı- şanlanndan Yasin Çiftçi'nin gözal- tına alındıktan sonra psikolojik iş- kence ve kaba dayağa maruz kal- dıklannı belirtti. G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafi 1. Sayfada bereketli topraklanyla nüfuzu en yüksek Orta As- ya ülkesi. Bu yüzden, ilişkilerin kalbi diyebiliriz. Kazakistan hem toprak miktan hem de petrol re- zervi bakımından en zengin ülke. Bir ucu Hazar'da bir ucu Çin'.de. Bu yüzden, ilişkilerin vanası diye- biliriz. Türkmenistan, doğalgaz rezervi bakımından dünyanın ilk beş ülkesi arasında yer alıyor. Bu yüz- den, ilişkilerin alevi diyebiliriz. Kırgızistan, sürekli kar-buz kaplı dağlara, budağ- lann eteklerinde zengin doğal güzelliklere sahip. Buzullar nedeniyle bu coğrafyaya 'üçüncü kutup' diyen de var. Bu yüzden, ilişkilerin nefesi diyebili- riz. Geçen on yılda Orta Asya ülkeleriyle ilişkilerde ilk sırayı "kardeşlik bağlan" oluşturdu. İlk birkaç yıl bu doğaldı. Ancak, kısa süre sonra duygusallı- ğın yanına gerçekler konmalıydı. Ikisi harmanlan- malıydı. Olmadı, duygusallıkla gerçeklik en uç bi- çimlerde, tek tek öne çıktı! Bu saptamayı özellik- le Özbekistan'la ilişkilerimiz için çok rahat söyte- yebiliriz. Sezertn gezisinin özbekistan bölümü, önümüz- deki dönemde atılacak adımlar bakımından önem taşıyordu. Söylemesi acı, ama aranan nokta şu: 1991, yani ilişkilerin başladığı yıl! Görüşmeler sırasında, Özbekistan Devlet Başka- nı Kerimov'un yaptığı konuşmanın, altını çizdiğimiz bölümlerini aktaralırn: - Çocuklanmızın bilincini bozmaya çalışacak akımlann ipini çekmeye gücünüz yeterse, Türki- ye'ye yeniden öğrenci göndeririz. Nurcular diye akımlar oluşmuş. Türkiye'de ortaya çıkan kökten- dinci akımlardan biri. Bunlann çocuklanmıza etki yapmaya başladığını gördük, geri çekmek zorun- da kaldık. - özbekistan'dan kaçan teröristler ne yazık ki Türkiye'de himaye görüyor. Türkiye, bu kişileri ia- de etmekte de zoriuklar çıkanyor. - Bizim yolumuz Atatürk'ün yoludur. Türkiye'de kim, Kemal Atatürk'e karşı çıkarsa bize de karşı çıkmış demektiri Kerimov'un değerlendirmelerine farklı pencere- lerden bakılabilir. Rusya'nın bölgede etkisini sona erdirmek istemediği; Suudi Arabistan'la Iran'ın et- kisi attına almak için yanştığı bir coğrafyada devlet başkanlığı yapan bir kişinin içinde bulunduğu ko- şullan en azından anlamaya çalışmak gerekir. Atatürk'ün yolunu seçtiğini söyleyen Kerimov'un Türkiye ile ilişki kurmakta zorlanması da ayn birya- man çelişki! Ortak tarih! Cumhurbaşkanı Sezer'in, özbekistan'ın yanı sı- ra Kazakistan ve Kırgızistan 'daki temaslannda da iki konu öne çıktı: - Terorizmle mücadele ve laiklik! Gezinin, Orta Asya'daki okullanyla öne çıkan Fet- hullah Gülen'in gıyabında yargılandığı bir sürece karşılık gelmesi aynca ilginç oldu! Bir başka rastlantı Bakû-Tıflis-Ceyhan boru hat- tıyla ilgili "ev sahibi ülke anlaşması, anahtar teslimi yapım anlaşması, hükümet garantisi belgesinin" imza töreniydi. Azerbaycan, Gürcistan ve Türki- ye'de yapılan törenlerin ilki Sezer'in gezisinin birin- ci gününe denk düştü, son tören de dün Ankara'da yapıldı. Yılda birkaç kez imzası atılan Bakû-Tıflis-Cey- han gerçekleşirse, bu, Orta Asya ile de boru köp- rüsü anlamına geliyor. Konu Orta Asya'dan açılmışken bir haber vere- lim. 1995'te, Türk, Azeri, Türkmen, özbek, Kırgız, Kazak tarihçiler bir araya geldiler ve ortak bir tarih yazma kararı aldılar. Özbekler, 'Timur'u bizyaza- cağız, kimseye vermeyiz" dediler. Türkmenler, "Büyük Selçuklu bizim" dediler. Sonuçta orta yol bulundu. 450 sayfalık kitap bitti. Yukanda sözünü ettiğimiz stkıntılar nedeniyle özbekler hariç öteki ülkeler basım için onay verdiler. Kitabın adı konu- sunda tartjşma çıktı. Kimi, "Tün\ Dilli Halklar Tari- hiolsun"ûeû\. Kiminin önerisi, "TürkSoyu Tarihi" oldu. "Tün\ Dûnyası Tarihi'nde karar kılındı. An- kara Savaşı'nı yazmakta biraz zorlanmışlar, taraf- sız kalmaya çalışmışlar. Bu ilk denemenin nasıl sonuçlandığını kitabın basımı bitince göreceğiz... Sezer'in gezisiyle son noktayı koymak gerekirse; vitrine güzel şeyler koymaya çalışmak yerine, olum- suzluklann köküne inip çözmeye çalışmak iyidiri balbay^cumhuriyet. com.tr Zeııgma'dan kötü kokular geliyor ÖZGENACAR BtRECtK-Zeugma'dan, artık ilginç ve garip olaylann haberleri değil, tat- sız kokular geliyor! Kurtarma kazısına trilyonlar veren Amerikalı vakıf, ya- bancı arkeologlan kovmak için atılan taşlan protesto ederek Türk hükümeti- ne üzüntülerini bildirdi. Tüm okurlar anımsayacakur. Zeugma antikkentinin eteklerinin su altmda kalmasını bir ay erteletmek amacıyla Cumhurbaşkanı Ahmet NecdetSezer e dahi heyetler git- miş, medyada kıyametler kopmuştu. Sonuçta ne olmuştu? Birecik Bara- jı'nın, Zeugma'daki "A" kuşağını su al- tına alması topu topu on gün ertelendi- ğinde herkes sevinmişti! "B" kuşağmı 4 Ekim'de su basacak- tı. Kuraklık nedeniyle öngörülen tarih- te suyun "basamayacağmın" anlaşü- masınakarşın, "yetküı'' olduğu söyle- nen bir kişinin "kevfi" talimatı ile Türk, Fransız, Ingiliz grubunun çalış- malan durduruldu. Buna karşılık, her nedense Gaziantep Müzesi'nin eşgü- dümü dışında tutulan bir Türk grubu- na bu taliraat uygulanmadı. Birecik Barajı'nın, 4 Ekim için ön- görülen su düzeyine yahıızca bir gün- lüğüne 15 Ekim'de ulaşacağı, ancak ay- nı gün tekrar eski durumuna ineceği söylendi. O gün de beklenen olmadı. Kimilerine göre tüm barajlardaki gibi burasını da kuraklık etkiledi. Kimileri- ne göre ise baraj yönetimi o gün dene- yeceği birinci türbinin montajmı henüz tamamlayamadı. Dolayısıyla, baskı gruplannın etki- siyle sağlanan on günlük ertelemenin nimet olarak kabul edilmesine karşılık daha şimdiden iki haftayı aşan ertele- meye karşın, bile bile "kurtarma kazj- laruun" durdurulmasını Zeugma'da hiç kimse anlayamıyor. Dünyanın gö- zünün odaklandığı bu antik kent, yet- kili olduğu söylenen bir kişinin keyfi karanna kurban ediliyor. Kültür Bakan- lığı ile Anıtlar ve Müzeler Genel Mü- dürlüğü'nün yanı sıra konuşruğumuz DSI, GAP, Birecik Barajı ve Gaziantep Valiliği yetkilileri böyle bir talimat ver- mediklerini "Cumhuriyefe açıkladı- lar. "Durdurma karannı kim, neden verdi'' sorusuna yanıt bulamadık. Kültür Bakanlığı 'nın, Zeugma çalış- malanna katılan gruplarla 24 Ekim'de Ankara'da bir toplantı yapacağı bildi- rüiyor. Toplantıda sağlıklı karar alına- bihtıesi için bakanlık müfettişlerinin olaya hemen el koymalannın zamanı gelrniştir. Unutmamak gerekir ki Ze- ugma artık Türkiye'nin değil dünyanın malı ohnuştur. Zeugma'dan gelen tat- sız kokular, Kültür Bakanı Istemihan Talay'ı TBMM'de. Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürü Dr. Alpay PasüüTyi de makamuıda üzecek uluslararası boyut- lara ulaşmışnr. Bilindiği üzere Amerikalı "Packard Humanities Institute (PHI)" adlı vakıf "B" bölgesi kurtarma kazılan için 5 milyon dolar (kredi değil) bağışta bu- lundu. Şimdiye değin bu bağışın yak- laşık 3 milyon dolan (yaklaşüV 2 trilyon lirası) kullanıldı. Bu rakamın önemini kıyaslamak için Hasankeyf örneğini verebiliriz. Türkiye Cumhuriyeti Hasankeyf'i kurtarmak amacıyla GAP üzerinden 76 milyar, ODTÜ tarfindan kurulan TAÇ- DAM örgütünce yaklaşık 70 milyar li- ra olmak üzere bir yılda toplam 150 milyar lira harcadı. tki rakamı kıyasla- yacak olursak; PHI, Zeugma için 100 günde 2 trilyon Hra harcayıp gerisi için açık çek verdi. TC ise Hasankeyf'e 360 günde topu topu 150 milyar lira harcadı. Sonraki gelişmelerin neler olduğunu ait alta ya- zalım: 1. Söylendiği gibi kurtarma kazısı 4 Ekim'de bittiğine göre PHI'ye bir te- şekkür mektubu dahi gönderilmedi. 2. Su yükselmediği halde PHI'nin fi- nansmanı ile çalışan profesyonel arke- oloji grubu Oxford Archaeological U- nit'in kurtarma çalışmalan durdurul- du. Fransız Dışişleri Bakanlığı'nnı hi- mayesindeki Fransız arkeologlar kaçı- nldı. Yıllardu- özveriyle çalışan Gazi- antep Müzesi'nin arkeologlan ürkütül- dü. Sorumlusu kim ya da kimlerdir? 3. Greko-Romen özellikli Zeugma kentindeki kurtarma kazısının eşgüdü- mü müze müdürlüğüne asaleten atama- sı yapılmayan, vekâleti uygun görülen prehistorya uzmanı bir arkeoloğa tes- lim edildi. Bir yandan Gaziantep Mü- zesi'nin yönetimi, öte yandan 50 km. ötede Zeugma kazılan eşgüdümüyle görevlendirilen arkeolog, bu kritik aşa- mada 25 km. ötede bir başka yerde ken- di alamnda kazısına döndü. Bir başka deyişle, bugün Gaziantep Müzesi'nde ne asil ne vekil müdür ne de Zeugma kazısından sorumlu eşgüdümcü bulu- nuyor. 4.5 milyon dolarlık bağışı ya- pan David Packard,8 Ekim tarihli mek- tubunda şu iki olayı öne sürerek Türk hükümerine üzüntülerini bildirdi: t) Kazı sonrası bilimsel inceleme ve yaym çalışmalan yapmak isteyen Ox- ford arkeologlannuı bulgulannın bu- lunduğu kilıt altındakı depolar kendi- lerine açılmamış, eserlerin gösterilme- sinde güçlük çıkanlmıştu". b) Kazılann durdurulmasından son- ra ölçüm ve değerlendirme çalışmala- n için araziye çıkan Oxford grubundan bazı yabancı arkeologlara, kazısı süren bir bölgedeki bazı kişilerce taş atüarak çalışmalan engellenmiştir. David Packard, Türk hükümetine so- ruyor: "Teşekküredilmesindenvazgeç- tik. Yapoğûnız yardnnla Türk halkmın gururuyla mı oynadık ki bize bu davra- mş uygun görüldü?" Bir delinin kuyu- ya attığı taşı hadi bakalım 40 akıllı çı- karstn da görelim!
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear