14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 12 EKİM 2000 PERŞEMBE HABERLERIN DEVAM TURKİYE 1 Istanbul B 23 Sinop Edime B 25 Kocaeli B 22 Çanakkale B 21 Izmir B 27 Manisa B 26 Aydın B 28 Denizli B 25 Zonguldak B 21 Doğu Karadenız ıle Do- ğu Anadolu'nun kuzeyi sağanak yağtşli, diğer yerier parçalı ve az bu- lutiu geçecek. Hava sı- caklığı yağtş alan yer- lerde değışmeyecek. öteki yerterde biraz ar- tacak. Ruzgâr; gûney ve batı yönterden hafif ara sıra orta kuvvette, yağış anında kuvvetlı olarak esecek. ÜIS MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paıis Bonn Y Y Y Y Y Y PB PB 14 13 13 16 15 15 16 17 Münih PB 17 Zürih Bertin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina PB Y PB FB PB PB B PB 14 15 19 18 21 22 25 26 Y 15 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tiflis Kahire PB PB PB B Y B Y A 12 27 8 24 16 14 17 32 A30§ BuluMu k Çokboluflu Yağmuriu GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada ekonominin variığından" söz ettikten sonra, bu- güne değin bir işadamından duymadığımız bir vurgulama yaptı: "Asgari ücretle çalışacak adam bulamadıkla- nnı, kimsenin asgari ücretle çalışmak istemedi- ğini" söyledi. Koç'un söyteminin yanı sıra, söz konusu araştırma; Türkiye'de en zengin ile en yoksul arasındaki gelir uçurumunun 236 kata u- laştığını belgeledi. Ne çare, ürperten tablo diye anılan araştırma sonuçlan manşetlerde ancak bir gün tutunabil- di. Gekdi, geçti ve Türkiye, yine ulusal ya da ulus- Iararası sorunlann girdabına kapıldı. ABD'deki sözde soykınmla ilgili tırmanış, AB'ye üyeliğin ilk önemli aşamalanndan "Katı- lım Ortaklığı Belgesi"n\n içeriği ile ilgili pazariık- lar, Kıbrıs, Ege ve... ulusal konumuz, bankasoy- gunlan... Yoksulla zengin arasında giderek de- rinleşen uçurumu unutturdu. Türkiye'de gelirin nasıl paylaşıldıgını gösteren tablolar, uçurumu somut biçimde ortaya koydu: Aylık kazancı 7.5 milyar, ama süper zengin di- ye gösterilenler toplumun yüzde 1 'i olmasına karşın, gelirdeki payı yüzde 16.6. Maaşı 2.2-1 milyar yüksek gelir grubu, top- lumdaki yeri yüzde 5, gelirdeki payı yüzde 16.1. 999-501 milyon maaşlı üst-orta gelir grubu toplumun yüzde 16.1'i, gelirdeki payı yüzde 25.6. Maaşı 500-201 milyon att-orta gelir grubu, toplumun yüzde 48'i, gelirdeki payı yüzde 32.5. Maaşı 200 milyon ve attı, düşük gelir grubu, i toplumun yüzde 30'u, gelirdeki payı yüzde 9.2. Alt-orta grupla 200 milyonun altındaki grubun toplumdaki yüzdesinin toplamı Türkiye gerçegi- ni gösteriyor: 48+30= Yüzde 78! Toplumun yüzde 22'sini oluşturan süper zen- gin, yüksek gelirli, üst-orta geliriiye karşın: Toplumun yüzde 78'i yoksulluğun ya içindeya da sınınnda. Bir başka hesaba göre, 45 yoksula karşı 1 zengin! Işte, yıllardır idare-i kelamla uyutulan Türkiye gerçeği. Ne gezeri Enflasyonun düşeceği varsayılan 2003 yılına kadar sabır isteyenler; bunlar, siyasetçi olsun, ekonomi bürokratı olsun, çarşı pazarla yasayan insanlann bilimseJ açıklamalan kabullenemedi- ğtnı izliyorlar mı acaba? Izliyortarsa halkı enflas- yonun düşme eğilimine girdiğine "inanduıcı açik- lamalar" niçin yapmıyorlar? Medyadaki haberler; halkın enflasyonun düşmekte olduğuna inanma- dığını somut biçimde kanıtlıyor. Düşen enflas- yonda fiyatlann hâlâ yükselmesine anlam vere- meyen bir toplumu "ekonomik gidişatın parfak" olduğuna nasıl inandıracaksınız? Kömürün geçen yıla oranlayüzde 104, odunun yüzde 48 zamlandığını gören, örneğin bir baş- kentli sade vatandaş, sadece ısınmak için orta- lama 312 milyon lira harcayacak. Adamın "kış hali" bu! Dünya Bankası, "Türkiye'nin enflasyon vebû- yüme oranında sağladığı iyileşmelerin yeterti ol- madığını" söylüyor. Dünya Bankası hiç değilse devleti yönetenle- rin söyleyemediği gerçeğin altını çiziyor "Türkiye, yoksul ve ekonomik bakımdan zayıf nüfusunun büyük çoğunluğunu ekonominin ge- nel akışı içine sokmak noktasında zoriu bir gö- revle karşı karşıya." Bu görevi dünden bugüne yöneticiler kavradı mı acaba? Negezer! Şeriat güreşîn her yerînde• Baştarafı 1. Sayfada Cumhuriyet'in sorulannı yanıtla- yan 68 kilonun şampiyon güreşçisı Haydar Kabaktaş, "Ne yaak ki min- deronbra kakh. Geri kafaHaria mü- cadek sürmezse ûlkeınize üıanet et- miş ohıruz. Atatürk biz güreşçüeri se- venfiamacamiaiçindekibazıtanAta- mta sevemedi gitti'" dedı. Kılosunda Türkiye şampiyonu olduğu halde sırf oruç tutmadığı ve Alevi kökenli ol- duğu gerekçesiyle ulusal takımdan çıkanldığını vurgulayan Kabaktaş, İ98O'lı yıllann ardından güreşe el atan gen kafaü zıhnıyetın sporu ken- di çıkarlanna alet ettiğini ve ülke gençliğinin bu akımlara kapıldığını iddıaettı. Alevılere karşı takınılan tavır ne- deniyle 30 yaşında sporu bırakıp Al- manya'ya gittiğini belirten ünlü gü- reşçi, sorulanmızı şöyle yanıtladı: - Sporda güreş dünyasınjn adı ta- rikatiarla anıhnava başladı. Ve sizin de Alevi kökenli olduğunuz için ca- miaduı kopanhnak istendiğiniz söy- leniyor. - Alevi olduğum ve pozitif düşün- düğûm için başım hep derde girdi. Sporculuk yaşannmda en büyük şey- leri kaybettim. Dünya ve Avrupa şampiyonu olacakken sırf, onlar gibi yaşamadığım. Atatürkçü, laik, Alevi bir insan olduğum için sıradan bir sporcu olarak mındere veda ettim. 'Alevj-Sûnııi aynmı var' - Mmderde Alevi-Sönııi avrnm ya- pddığı iddiaian için ne düşünuyorsu- naz? - Yüzde 99 demiyonım, yüzde 100 bu aynm var. Alevi olduğum için ba- şıma gelmedik kalmadı. Hakkım yendı, o günlerde, bana 'çok konuşu- yorsun' dıyenler, bugün' hakhvnuş- sm, biz senin dedUderini dinlemeıni- 5İz' diyorlaı. Ben dertlıyim ve konu- şacağîm, hayatımı bu düzenbaziar, geri kafalılar. yobazlar karartn. - Hakkım yendi dediniz. Ulusal ta- lam seçmeleri yapıtmıyor muydu? - Güreşirken, Türkiye Cumhuriye- ti'nde 68 ve 74'te yenmedigim 1 ki- şj vardı. O da şimdıki millı takıman- trenörü FevziŞeker'di. Çünkü hiç kar- şıma çıkarmadılar. Onu kolladılar sırf dini inançlan nedeniyle. KemalMus- tafa, Remzi Mustafaoğfu. Oktay Ak- taş gibi rakıplenmı hep yendjnı ama büyük tumuvalara onlar gitti. ben son anda kamplardan kovuldum. Ulusla- rarası Curnhunyet Turauvası'nda en teknık sporcu seçildim ama ne bir dünya, ne bir Avrupa şampıyonası, ne bir ohmpiyata gıttım. Eğer orada başanlı olursam, onlann haksızhğı ortaya çıkacak ve Alevi güreşçilerin önü açılacaktı. Sırf ben gitmeyeyım diye 68 kiloda takım boş kaldı. Şam- piyon olan Yüksei Dinçer'ı yendım a- ma yine götürmediler. Benim üstün- luk sağladığım Kani Karadeniz tur- nuvaya gitti, benim yendiğim Yunan- lıya yenildi. Bunlar bana değil, vata- na ihanet ettiler. tnanet sırfbaşka yol- la olmaz, bile bile insanlann önünü kesmek de ihanettir. - Ukısai taknn kamplannda baskı görüyor mu>dunuz? - Evet, çürümûşlük, kokuşmuşluk hep vardı ama bellı dönemlerde ida- reyi ele geçirdiler. Milh takım antre- nörü Yakup Topuz bana, "Ne haber Kızdba;'' diyordu. Ben de ona karşı- hk veriyordum. Bu nedir, konuşma- dakı incelik, birilerine beni lanse et- mek ve beni tahrik etmek üzerinedir. Alevüiğimden, solculuğumdan gu- rur duydum. Kaldı ki Islamı da bil* miyorlar. En büyük Alevi Hazreti Muhammed'dır. Ben onlardan daha iyi Islamım ama onlar geri kafalı çı- karcılardır. - Hakkmızı aradığnıızda size ne söyteodi? - Yine milli takıma alınmamıştun, bir federasyon başkanı bana dedı ki, -SenrakfcİM8-0değiL80-0wnseD>> ne götüremeyiz. Bizi aşar" dedı. - 'Geri kafalı' olarak adbndıniığı- mz spomıbr da cephe akh mı? - Aynı grubun adamlan bir araya gelip 'Bnnu istemiyoruz' dıyorlardı. fşin içinde tarikat baskısı da olunca kabak Haydar Kahaktaş'ın başuıa patladı - Diğer görüşJcre salup sporcu ar- kadaşlannız hakkmızm \ennıesini nasıl karşdryontn? - Kamplarda da hep üzerıme gel- diler. Bana 82 kilo ile antrenman yap- nnrlardı. Hatta o dönemde MHP kö- kenli NecmiGencalp diye bir aıkadaş vardı ve onunla güreşirdim ama o bi- le bana hak verdı, 'Hakhynuşsm kar- deş'dedı. fpsanlık haklanma, siyasi görüşle- rime saldın oldu. Ama Aleviliğıme söz ettırmem. - Atatürkçü, laik sporcular niçin barmamadı güreş dünyasmda? - Nedeni belli. Bizim dönemimiz- de aynı görüşü paylaşan Atatürkçü, laik, mert insanlar vardı. Kemai Pa- labıyik, Hüseyin tlger. Erol KmTincu, HızırAMAydm'lar iyı ınsanlardı ama zayıfkalan arkadaşlanmız oldu. Ses- siz kaldılar. Şimdi de ekmek parası davasına sesini çıkarmayanlar var. 'Kampta hu çekerteıtJT -Sizide sessiz kalmamz için oya- ranbroldumu? - Olmaz mı? Biz gittikten sonra ses kesüdi, çünkü suyun karşısında duran olmadı. O dönemın Bulgar göçmeni olan hocası Muharran Atik bile, 'Oğni, bu suyun önünde dura- mazsm' demişti ama ödün v ermedik. -Kampta hu çektüderi doğnı mu? - Kamplarda hu çekerlerdi, orta- dan kaybolur, yorgun argın gelirler- di. Sonra bakardık adam sanki 5 sa- at ıdman yapmış gibi harap bıtap düş- müş. Ama ortada birkutsal görev var, orada Türkiye'yı temsıl edeceksen, ibadetını sonra yaparsuı. Bunlan uyardığımız için sevilmedik gitti. - Hu çeken güreşçilere kamp mû- dürleri bir şe> demhvr muvdu? - Çok önemli bir konu, bir çarkm dışlısı ses yapmaya başladığında he- men değiştiriyorlardı. Kendıleri gibi olmayanlan banndırmadılar, bann- dırmazlar. Kamplarda o kadar mü- dür, görevli şu bu vardı ama kimse önlerinde duramıyordu. Cumhunyet gazetesinde röportajım çıkınca adûnı komünist taktılar. Komürustliğın ne olduğunu bile bilmezler. sonra da ah- kâm keserler. - Ulusal takun antrenörlerinhvkar". Kitap dünyasu yenialtematif Dofanabahçe Kûitör Merkezi'nde, TÜYAP Kitap Fuan'na alternatif olarak açıian "Kitap Dünyası Fuan" yoğun flgi gördü. Fuarda, Cumhunyet Kitap Kulûbü standmda khaplannı imzalayarak okurlanyia söyleşen gazetemiz yazarianndan Oral Çataşlar, geoçlerin kitap füarına göstertfiği ugiden son derece memnun kaldığuu beiirttL (Fotoğraf: NEZAHAT EKMEKÇt) ptianmn Alevilere kapah okhığu söy- leniyvr. - Evet, kapahydı, Dünya Şampi- yonu AM Rıza Abn, suf düşünceleri nedeniyle görev almadı. Alevi oldu- ğu için görev vermedüer ama Rus- ya'da okullarda onun hareketleri vi- deo kasetlerle gösteriliyor. -Güreş okuüannuı adı irtica yuva- sı olarak arutıyor. Doğnı mu? - Kesınlıkle doğnı. Yeğerum oku- la gitti, çocuğun tavn değişti, görüşü değişti. Onu tanıyamadık. Sonraduy- duk ki spor dışı eğitimler veriliyor- muş. Hemen Amasya'ya gittim, 'Be- nim veğenirodir, salnp çıkm' dedim. 2 gün sonra, 'Bu Ateviymiş' diye ço- cuğu gönderdiler. Işte bunlar böyle zihniyete sahip. Üsteük o füizler 12- 13 yaşmda. Şimdi yeğenim okulu bı- raktırdığım için bana dua ediyor. Okullar ne yazık ki tankatlann pen- çesinde. - Güreş irtkadan nasıl kurtuhır? - Federasyon Başkanı AhmetAyık, irtica ile mücadeleyi başlattı. Ama geri adım atarsa üzülürüm. Kütah- ya'da milli takım antrenörlerini top- lanıış ve 'Irtkai,shasi, avnma hiçbir işareti kabol eönrvBrum. Burada tek bayrak var' demıştı. Ahmet Ayık, de- mokrat ve Atatürkçü bir insan. Ama onu da yemeye çalışıyorlar. Anka- ra'daki Dünya Şampiyonası'nda ant- renör Yakup Topuz, Erol Koyuncu'yu vurmalan için Sabahattin Oztürk ve bazı güreşçilere dıreküf verdi ama araya girip olayı önledik. Onlann amacı ortalığı kanşnrmak. Her yere sızmış durumdalar. 'Bizesahipçıkıkın' Üerigörüşhllaılüpkrmkapaöldı- ğıkkbdanvar. - Evet, Türkiye'nin en güzel ku- lübü Gemi Sanayii kapatıldı. Üzü- cü bir olay. Tamam olanak yok, bu- na evet ama üzerine basarak söylü- yorum sahip çıkmadılar. Bakanı- mız, genel müdür ve federasyon baskanımız elinden tutabilirdi. A- ma burada suç sadece geri kafalı- larda değil, biraz da bizde. Ben ken- İlı adıma, susmadım ama susan, kendisi gibi insanlara sahip çıkma- yanlar var. Çankaya Beledıye Baş- kanı Haydar Ydmaz'a gittim, güreş şubesi açalım diye olmadı. Ama Fa- zilet Partili belediyeler, suf kendi görüşleri uğruna kulüp kurup spor- culan kendilerine çekiyorlar. Bizim çocuklanmız, arkadaşlanmız da ek- mek parası davasına orada güreşi- yor. Buradan sesleniyorum, bizim gibi insanlara sahip çıksınlar. CHP'li belediyeler var, Adnan Pöbt gibi bu dünyanm içinden gelen insanlar var. Onlara sesleniyorum. Ne insanlar var onun gibi. - Harun Doğan için ne diyorsu- nuz? - Harun Doğan suçlu, ama orada Fevzi Şeker ve diğer yöneticiler ne yapıyordu? Formaya bakmak, spor- cuyu mindere çıkarmak akıllanna gelmemiş mi? Ama bunlar hep aynı yapılanmanın içinde olan insanlar. . Gök gûrüttûtû G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada bulup resmi makamlara bildireceksin, suntanın çok kalrteli mobilya olduğunu beyan edeceksin de, pa- ra alacaksın! O l a c a k ş e y r n i ! . ... , ..---•• Artık teknoloji var, serbest plaza ekonomi var, em- re hazır bankalar yar, en önemlisi hafıza eksikJiği de- vam eden koca bir toplum var! Peşrevi kısa tutalım, lüp-şor 2. Yahya'ya gelelim... Arkadaşın her gün bir şeyi yakalanıyor: "Yahya'nın sağ kolu Gökaip Baştürkyakalandı!" - Yahya, her şeyini bilen sevgilisi Ayşenur Esen- ler'le birlikte cezaevinde. "Yahya 'nın her türiü bağlantının kunılmasını sağla- dığı iddia edilen sekreteri Emirte Mehtap Ceylangö- zaltına alındı." - Yahya'nın bozacısı, affedersiniz borsacısı Hakan Ferhatoğlu ifade verdi... "Finans müdürü Sevtap Aslan para trafiğini bütün aynntılanyla anlattı." Dün akşam saatlerinde de Istanbul Emniyet Müdür- lüğü Genel Denetleme Disiplin Şube Müdürü Dursun Yiğit, 2. Yahya'ya operasyonu önceden haber verdi- ği gerekçesiyle açığa alındı. Demek ki arkadaşlann emniyetçisi de varmış! Yahya'nın her gün bir şeyinin yakalanmasına para- lel olarak devlet içındeki bağlantılar, kopukluklar, ha- sıraltlar da ortaya çıkıyor. Egebank'ı Semireller'e, affedersiniz Demireller'esa- tan Hüseyin Bayraktar, "Ben devlete durumu bildir- dim" deyip devam ediyor "27Mayıs 1999'da Maliye, Hazine ve Basbakanlık'a mektup yazdım. Bütün usulsüzlükleri bir bir bildirdim." Yüksek Denetleme Kurulu'nun 1998 raporu olayın bir başka boyutunu ortaya koyuyor. Raporda, Halk Bankası'nın 2. Yahya'ya verdiği KDV ertefemesi için kullanılması gereken kredinin yurtdışı teminat kredisi olarak kullanıldığı, bu yolla haksız getirilerin ortaya çıktığı belirtiliyor. Bu işlernlerin yapılması sürecindeki Halk Bankası Genel Müdür Yardımcısı Barbaros OJ- cay, birsüre sonra Ye-gebank'a geçiyor. Y-emlakbank'ta olup bitenler ise 2. Yahya'yı da aş»- yor. Bizimkinin şirketferine güvenli olmadığı gerekçe- siyle kredivermekistemeyen Genel Müdür Fatih Ek- er görevden alınıyor. Yerine Erdin An getirilince, ar- kadaş an gibi çalışıyor ve kredilerin bir bir verilmesini sağlıyor. Emlakbank tan sorumlu bakanlargörevegel- dikten hemen sonra durumu anlıyor, görevden alma- ya çaltşıyor, öyle ya da böyle kendisi koltuğundan olu- yor. Hikrnet Uluğbay, RefakJdin Şahin, Sadi So- muncuoğlu bunlar arasında yer alıyor. Bütün bunlar bılındiğı halde bankaya ancak 22 Ara- lık 1999'da elkonuyor. Araştırma-Soruşturma-Yargı Gelelim el konma aşamasından sonra yaşanan olaylara... Herşeyden önce şunu düzeltelim; banka- ya devlet el koymadan önce, 2. Yahya el koyuyor ve son kalanlan da çuvalla götürüyor. Güvenlik kamera- sı da çuvallamayı, tarih-gün notuyla kaydediyor. Yahya, el konmadan sonra elini kollunu sallaya sal- laya. öteki bankalara açılmış hesaplanna da el koyu- yor. İlgili yertere dağıtıp iç güvenlik önlemleri alıyor. 22 Aralık 1999'un hemen öncesi ve sonrasında ya- şanan bu olaylar ancak 10 ay sonra açıklığa kavuşuyor. Şimdi söz, araştırma- soruşturma-yargı üçgeninin. Üçgenin ilk iki ayağının işlemekte olduğunu görüyo- ruz. Daha önce kamuoyuna yansımış olan bilgilerin, belgeli biçimde açığa çıkması bunu gösteriyor... Yargı aşamasının da sağlıklı olmasını diledikten son- ra, duruma bir yorum getirmeye çalışalım. Bizde devlet kavramının önüne pek çok yakıştrma getirilir. İçinden çıkılamayan işlerde derin devlet denir. tşkence öne çıkınca polis devleti denir. Arada bir de hukuk devleti denir... 2. Yahya olayının devlet içindeki bağlantılanna, ken- disine yardım eden bürokratlann rahatlığına ve yük- selme çizgisine, kamu bankalanndan kredi alırken gördüğü yardıma, hakkında hazırlanan dosyalann raf- tan rafa gezmesine bakılırsa yolsuzluklar karşısında devletimiz şu tanımı da hak ediyor Kevgir devlet! balbay@cumhuriyetcom.tr 1 milyon dolor alangazetedkhn? 6 Küresefleşme üretime engeP • Baştarafı 1. Sayfada lık içinde olanlann ve suç işleyenlerin savunu- lamayacağını belirttiler. Yapılan açıklamada şöyle denildi: "Görevi doğruyu söy- lemek ve kamuoyunu bDgflendirmek olan bir gazetednin,yasal olarak çözûlemeyen bir soru- nun çözümü karşıhğın- da banka sahibinden para almasu gazeteciük mesleği açısından yüz kızartKi bir suç otananm ötesinde yasal takibaü da genektirir. Bu iddi- alar son derece vahim- dir ve bir an önce açıkh- ğa kavuşmabdır. Bu tfir ahlaksız davramşlan hiç tereddütsüz kınarken iddia sahiplerini ve Içiş- leri Bakanı'ru, bu gaze- teciyi açıklama>a ve id- dialannın doğruluğunu ortaya koyarak gereldi yasal işlemleri derhal yapmaya çağuıyoruz." TGC Başkanı Nail GüreH de yaptığı yazıh açıklr.mada, "Iddialar çok ciddi ve vahim iddi- alardır. Böyle bir davra- nış gaz<?tecifikle bağdaş- maz" dedi. Güreli, söz konusu kişinın TGC üyesi çıkması dunımun- da tüzüklerin uygulana- cağını belirterek "Böyle bir kişi, gazeteci Idmfiği taşunaya layık değfldn-" diye konuştu. BJKCemiyeti Başka- nı ve geçen dönemin Beşiktaş Kulübü başkan adaylanndan Mehmet Kazancı'nın, bazı gaze- tecilere zarf içinde para verdiği iddiaian ise spor ve medya dünyasında tepkiyle karşüandı. Bir grup spor gazete- cisini Bulgaristan'ın Beroe kentine davet e- den Kazancı'nın buyol- culuk sırasında da bir TV kanalının eski fut- bolcu kökenli sunucusu aracılığı ile gazetecilere zarf içinde 150'şermark dağıttığı şeklindeki id- dialar, Türkiye Spor Ya- zarlan Derneği başta ol- mak üzere birçok kuru- luş tarafmdan üzüntü ile karşılandı. Bulgaristan yolculu- ğuna katılan 20'ye ya- kın spor yazanndan 13'ünün, zarflan, "Meslek haysiyetimize hakarettir" gerekçesiyle iade ettikleri, ancak ba- zı kişilerin de bu zarfla- n aldıklan şeklindeki savın önümüzdeki gün- lerde netlik kazanması bekleniyor. • Baştarafı 1. Sayfada oyunlannın Prag'da çok sık sahneye geldiğini söy- ledi. Çek Cumhuriye- ti'nin yazar ve düşün ada- mı Cumhurbaşkanı Ha- vel, Türk basınının tem- silcileriyle kahvaltıda bir araya geldi. Gazetecilerle Havel arasındaki diyalog şöyle gelişti: - Türkiye'nin AB'ye adayhğı hakkmda ne düşü- nüyorsunuz? Türkiye Cumhuriyeti, AB tarafından bir süre ya- dırgandı, ama bunun gide- rek azaldığını düşünüyo- rum. Bundan sonra ülkenı- zın de çabalanyla durum normale dönecektir. - Sanatçı Idsfliğmizle po- Htika ve politikacıyı nasıl görüyorsunuz? Siyaset ve siyasetçinin özgür olması önemlıdır. Bu tabii ki polıtıkacılarda her zaman böyle olmuyor. - Kendi iç dünyamzda nasıl yasryorsunuz bunu? Devlet adamı ve politı- kacı olarak özgürlüğümün kısıtlanrruş olduğunu hıs- sediyorum. Aynca politi- kacı olarak sözlerime de dikkat etmem gerek. Ama bu da tabii ki yalan söyle- mem anlamma gelmez. - Avrupa'mn geleceğüıi nasıl görüyorsunuz? En iyimser nokta Avru- pa'nın genişleme sürccinin devam etmesi. Bu, Avru- pa'mn güvenliğine de yar- dım edecektir. Önceden ne olacağını bihnek zor ama iyi örnekler var. Avru- pa'mn son totaliter yöneti- mi de gitti. Ama yeni teh- ditler oluşabilir. - Skı\ak>a ile aynhşın ne gibi bir psikoiojik eöosi ol- du sizde? Psikolojik olarak bu bir travma etkisi yarattı. Ama kimse neden aynldığunızı anlayamadı. Ama artık bu geçmişte kaldı. - Yugoslavya'daki geliş- meleri nasıl görüyorsunuz? Oradaki sorun nasıl aşıhr? Iki yardımcım Yugoslav- ya'nın yeni lideri ile 2 gün önce görüştü. İlk fikirler çok olumlu. Kostuniça'nın geçmişinde olumsuz olay- lar bulabiliyoruz ama şu anki fıkirlerimiz olumlu. - AB, genişleme süredn- dedin vekühür farkhtağı te- zinden kurtulabüdi mi? Açıkça söylenmedi tabii ki bu. Böyle bir durum var- dı ve olumluya doğru gitti- ğini samyorum. Hayatım- da hiç kimsenin AB'nin Hınstiyan kulübü olması- nı istediğine rastlamadım, ama bu böyle bir duygu ol- madığı anlamma gelmez. Bu arada Avrupa 'da sınırla- nn açıldığmı ve milliyetle- rin kanşnğını unutmamak lazım. Dünyamn geleceği dinlerin ve kültürlerin bir- birlerini anlamalan ve tole- re etmelerinden geçiyor. - Küreselleşme konusun- da nder düşünüyorsunuz ve küreseDeşme karşnian- nuı taleplerini nasıl karşıb- yorsunuz? Bu kelime zaman zaman yanlış anlamlanyla da kul- lamlıyor. Küreselleşme, dünyanm açılması, ileti- şim, anaparamn ve kültür- lerin birbirlerine bağlan- ması yoluyla her türlü ser- bestliğin sağlanmasıdır. A- ma bu sadece ilk anlamı- dır. Bu anlatımın bazı avan- taj ve dezavantajlan vardır. Avantajı, dünyanın açılma- sı ve enformasyon yoluyla üişkilerin duzelmesıdır. • Baştarafı 1. Sayfada raporda, soykınm iddialanna yer ve- rilmemesi memnuniyet yaratırken, Kıbns'a ilişkin ifadeler rahatsızJığına neden oldu. Ost düzey bir diplomat, "Gerçektere aykın bu ifadeler ve yan- hş değeriendirmeler bizim açumzdan kabul edilemezdir" dedi. AP Dışişleri Komisyonu'nda kabul edilen raporda, Kıbns konusunda Türk askerlerinin Kuzey Kıbns 'tan bir an ön- ce çıkması gerektiği ifade ediliyor. Ra- porda aynca şu görüşlere yer veriliyor • Türk hükümetine BM Güvenlik Konseyi karan doğrultusunda, Kıb- ns'ta her iki tarafın kabul edeceği ba- nşçı bir çözûm bulma amacıyla Türk ve Rum liderler arasmda diyaloğa yar- dımcı olacak bir ortamın yaratüması yönünde çaba göstermesi çağnstnda bulunuyoruz. • Türkiye-Kopenhag siyasi kriterie- rini yerine getirmelidir. • Demirok raporunun hükümet programına alınması için teşvık edil- melidir. • Hükümetin Türkiye 'nin toprak bü- tünlügüne saygı gösteren siyasi uzlaş- ma çerçevesinde, Kürt kökenliler da- hil, tüm yurttaşlannı kapsayan insan haklan çabalan desteklenir. • Siirt'in ardından Güneydoğu'daki diğer iller de OHAL kapsarrundan çı- kanlmalıdır. Dezavantajlan ise büyük çokuluslu şirketlerin dün- yadaki bazı ülkelerde suf para kazanmak için iş yap- malan ve oradaki antide- mokratik rejimlere destek olmalandır. Elektronik posta aracıh- ğıyla para akımı da çok fazla. Bir günlük para akı- mı dünyadaki tüm bankala- nn rezervine eşit. Bu saye- de gerçek mal alışverişi ge- riye itildi. Hiçbir gerçek üretim olmadan, bilgisa- yarlar üzerinden hisse se- netlerinin satıhnasıy la para kazamlıyor, ticaret yapılı- yor. En zenginler de bilgi- sayar üzerinden hiçbir ger- çek üretimi yapmayan kişi- ler oluyorlar. -Dünyanm geleceğini na- sıl görüyorsunuz? Dünyanın geleceğinin tehlikelerle dolu olduğunu ve bunlara karşı ortak mü- cadele etmek gerektiğini düşünüyorum. -Netürtehfikelerolabi- hr? Birincisi ekoloji sorunu. Hayat ortamının yok edil- mesi, petrol gibi kaynakla- nn hızla azalması büyük bir sorun. Bu arada nüfus artışı, insanlann kırsaldan aynlıp şehirlerde toplan- ması da önemli. Son olarak nükleer silahlar. Bu sılahla- nn dünyayı birkaç kez yok etme gücü olduğunu bili- yoruz. Irak-Türkiye yafanlaştyor • Baştarafı 1. Sayfada ilişkilerinin anlamlı bir örneğini göstermiş oldu. Irak'a tıbbi ve insani yar- dmı malzemesi taşıyan ikinci Türk uçağı, dün Bağdat'a indi. Türkiye Odalar ve Borsalar Büiiği Başkanı Fuat Miras, Türkiye- I- rak tş Konseyi 'nin kurul- ması içm çalışmalar yü- rütüldüğunü, bu amaçla görüşmelerde bulunmak üzere uçakla Irak'a gide- cek işadamlannm bera- berlerinde doktor ve tıb- bi malzeme götürmeyi arzuladıklannı söyledi. Türkiye, sözde Erme- ni soykınmı karar tasan- sımn ABD Temsilciler Meclisi Tüzük Komite- si'nde görüşülmesinin öncesinde Irak'm yurt- dışına petrol sattığı iki boru hattından biri olan Kerkük-Yumurtalık bo- ru hattmı tam kapasite ile çalıştırmak için hare- kete geçti. Enerji Baka- m Cumhur Ersümer'ın talimaö ile BOTAŞ'tan bir heyet teknik konula- n görüşmek üzere Bağ- dat'a gitti. Heyetin gün- deminde Irak'tan doğal- gaz ahmı da bulunuyor. Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Hüse- yin Diriöz, BM'nin 17 Aralık 1999 tarihinde al- dığı bir kararla Irak'm petrol saüşı konusunda miktar kısıtlamasını kal- dırdığını anımsatarak^ boru hattının bir süredir kullanımda olduğunu bildirdi. Diriöz, bu konunun ABD Temsilciler Mec- lisi'nde görûşümıekte olan sözde Ermeni soy- kınmı karar tasarısma karşı bir mesaj niteliği taşımadığını söyledi. Diriöz, Irak ile açılması planlanan ikinci sımr ka- pısı konusunda da bu- nun Irak'taki durumun normalleşmesi sonrasm- da iki ülke arasmda ge- lişmesi beklenen ticari ilişkilere karşı bir önlem olarak düşünüldüğûnü belirtti. BOTAŞ Genel Müdü- rü Gökhan Yardnn, NTV'de katıldığı bir programda Kerkük-Yu- murtalık hattmın birbi- rine paralel iki hattan oluştuğunu belirterek "Toplam kapashemiz yılhk 71 milyon ton. Bu boru hattmdan şu anda, günde ortalama ise 1 mflyon varil Irak petro- lünü BM uzmanlaımm denetiminde taşryoruz" dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear