14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 12 EKİM 2000 PERŞEMBE HABERLER DUNYADA BUGUN ALt StRMEN BvedaDünya-2 Amerikan seçimlerinin iki adayı, Al Gore iie George Bush Jr.'ı kamuoyu oldukça tanıyor. Bu seçimin en büyük özelliklerinden biri de, bu kez Bush'un, Cumhuriyetçiler'in pek alışkın olmadığı, sosyal güvenlik benzeri konulara kampanyasında yer vermesi. Seçimin bir başka özelliği ise özellikle bizim kamuoyunun pek az tanıdığı, seçilme şansı da bulunmayan aday avukat Ralph Nader. 1970'lerde, ABD'yi, tüketici haklarını savu- : narak sarsmış, General Motors ve Chrysler gi- \ bifirmalarasavaş açmış bulunan Nader, seçim kampanyasını çevre konusuna dayandınyor. 1 Zaten adaylığını koymaktan amacı da Ame- rikan kamuoyunun dikkatini bu konunun üzeri- ' neçekmek. • Nader'in adaylığı, 70'li yıllarda, Fransız Cum- hurbaşkanlığı seçimlerine kazanamayacağını : bildiği halde katılan gıda uzmanı Prof. Rene ) Dumand'unkine benziyor. Açlık, üçüncü dünyanın tarımsal sorunlan ko- t nusunda çalışmalar yapmış olan Dumand da seçim kampanyasını, dikkatleri bu konularüze- - rine çekmek için vesile olarak kullanmıştı. Doğaısu Ralph Nader'in kampanyasının et- < kisi ABD'de de, dünya kamuoyunda da büyük * olmadı. Eğer adaylar arasındaki TV yanşmasına çıka- nlmış olsaydı, böyle bir olanağa kavuşacaktı. Ama yetkililer, Nader'in seçilme şansı olma- - dığı gerekçesiyle onu yüz yüze programına kat- madılar. Oysa, başkan adaylan içinde bir tek o deği- şik ve de çok önemli şeyler söylüyor, insanlığı cîddi olarak tehdit eden tehlikeye dikkati çek- meye çalışıyordu. Ama büyük sermaye, bu ko- nunun gündeme gelmesini istemiyor. • • • Küreselleşen dünyanın egemeni büyük şir- ketlerin gündeme getirmeyi sürekli reddettikîeri tehlike, dünyada yaşamın sona eımesi olasılı- 8'-.. Ünlü fizikçi ve uzay bilimcisi Stephan Haw- king, dünyamızın üç bin yılını göremeyeceğini, böyle gittiği takdirde 2800'lü yıllara gelmeden dünyamızın, üzerinde hayat olmayan ölü bir ge- zegene dönüşeceğini söylüyor. Ozon tabakasının delinmesi, bu deliğin gide- rek büyümesi, başta yağmur omnanlan olmak üzere, dünyada orman örtüsünün yok olması ve nihayet sera etkisi yüzünden, güzel gezegeni- miz bir cehennem olmaya aday. Ozon tabakasındaki deliğin boyu Kuzey Amerika kıtasına eşit; iklim değişikliği kutuplar- daki buzulların erimesine yol aç4yor. Y " Ve insanlığı, gittikçe cehennerrie dönüşecek olan ve sonunda üstünde yaşamın yok olaca- ğı bir dünya bekliyor. • • ••"-•• ••• Fazla ileri gitmeye gerek yok. Şili'nin Punta Arenas kentinin insanlan, ozon deliği yüzünden artık, doğrudan ültraviyole ışınlanna maruz du- rumdalar. Aslında tehlikeyi herkes biliyor. Ama büyük şirketlerin sınır tanımaz kâr hırsı ve rekabet çe- kişmesi, tehlikeye karşı gerekenlerin yapılma- sını önlüyor. Küreselleşmenin geri dönülmez birolgu oldu- ğunu, büyük sermayenin önünde bütün engel- leri yıkacak güce eriştiğini söyleyenler, aynı gü- cün yeryüzündeki yaşamı yok etmekte olduğu- nu söylemiyorlar kamuoyuna. Ve çok değil, sekiz yüz yıl içinde dünyamız, üzerinde yaşam olmayan bir gezegene dönü- şecek. Evet, küreselleşme bizi bu sona doğru götü- rüyor. Bizden söylemesi. Yeni yönetimin ilk toplantısı 'CHP'ye yönelik güven ve arayış var ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - CHP Genel Sekreteri ÖnderSav, top- lumda CHP'ye yönelik güven duygusu ve arayış olduğunu gözlediklerini belirterek "Beklentfleri boşa çıkarmamamız ge- rektiğine inaıuvorum" dedi. CHP'nin yeni Merkez Yönetim Kurulu (MYK) ilk toplantısını dün Deniz Baykal başkanlığında gerçekleştirdi. Yaklaşık 5 buçuk saat süren toplan- üda yapılan görev dağılı- mında önceki dönemde oluşturulan masalarm ça- hşmalannı sürdürmeleri- ne karar verildi. Genel Başkan Yardımcısı Cev- det SeJvi'nin tanm, Ge- nel Sekreter Yardımcısı Algan Hacaloğhı'nun da ekonomi masasındaki görevlerini sürdürmeleri benimsenirken sosyal güverdik masasında \zzxt Çetin, sağlık masasında HahıkKoç, demokratik- leşme ve Kürt sorunu masasında Mesut Değer, TBMM izleme masasın- da VfeB Aksoy, parti içi eğitim konusunda ise Genel Başkan Yardımcı- sı OyaArash görevldndi- rildi. Genel Sekreter Önder Sav, MYK'den sonra ga- zetecilere verdiği bilgi- de, CHP'nin TBMM'de olrnamasımn sıkıntısını yurttaşlann çektiğini söyledi. Sav, "YaJon ya da geç bir seçimde CHP parlamentoda temsil edilmekk kalmayacak, güçlü bir biçimde yerini alacaknr" dedi. Önceki döneme ilişkin hiçbir kompleksleri olmadığını belirten Sav, Altan Oy- menve eski genel sekre- ter Tarhan Erdem'in 1.5 yıl boyunca çok yararlı çalışmalar yapmak için çırpındıklannı kaydede- rek, "Siyaset hatasız ol- maz. Biz doğrulan bö- lüşme, yanhşlan düzelt- me anlayışı içindeyiz" di- ye konuştu. ÖteyandanCHPFet- hiye Ilçe Örgütü'ne ka- yıth 64 üye, "Parti, di- ğer düzeo partüerine benzemiş ve halkuı umudu ohnaktan çık- mışür" açıklamasıyla partiden istifa etti. Kınkkale Üniversitesi Rektörü Prof. Durlu, dinci kadrolaşmaya ilişkin çarpıcı açıklamalar yaptı Irtiea kıskacında eğitim savaşımıEBRU TOKTAR ANKARA - Tarikatçı kadrolaşma- ya gittiği gerekçesiyle görevinden alı- nan Prof. BeşirAtaîay'ın ardından gö- reve getirilen ve daha sonra yapılan seçimde üniversitenin rektörü olan Prof. Dr. Tahsin Nuri Durtu, üniver- sitedeki irticai yapıyı yıkmanın ken- disi için çok güç olduğunu, sürekli tehdit altında çalıştığını söyledi. 1997'nin eylül ayında üniversiteye atandığında mühendislik ile iktisadi ve idari bilimler fakültelerini gezer- ken bazı öğretim üyelerinin kapıla- nnda "Namazdayım, 1 saat sonra ge- leceğinı''plakalan gördüğünü belirte- • Kınkkale Üniversitesi Rektörü Durlu şöyle diyor: Bu üniversiteye ilk geldiğimde, bazı öğretim üyelerinin odasının kapısında, "Şu anda namazdayım, sonra gelin" plakalan vardı... Bu plakalan kendi elimle söktüm. • Kaldıklan tarikat yurtlannda türbanını çıkarmaması için baskı gören bir kız öğrenci yanıma geldi, yardım istedi. "Türbanımı çıkannca onlar gece yurda almıyor, çıkarmayınca gündüz siz almıyorsunuz. Ben ne yapacağım" diye ağladı. rek "Bunlan kendi elimle söktüm. O günden bu yana mücadele bftmedi" dedi. Taşra üniversitelerindeki irticacı kadrolaşmalann ulaştığı boyutlar ve türbanlı öğrencilerin türbanını çıkar- maması için şeriatçı çevrelerce yapı- lan baskılar gün yüzüne çıkarken Kı- nkkale Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tahsin Nuri Durlu, üniversitelerdeki cumhuriyet düşmaru kadrolaşmalara ilişkin çarpıcı açıklamalar yaptı. Ox- ford Üniversitesi'nin fızik mühendis- liği bölümünde yüksek lisans ve dok- tora eğitimi yapan Durlu, eski rektör döneminde oluşan kadrolaşmayı da- ğıtmak için mücadele verirken sürek- li tehdit altmda olduğunu söyledi. Durlu, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Alev Erkilet Ba- şer'in, tezinde Atatürk ve Cumhuri- yete açıkça hareket ettigini, Humey- ni ve Ayetullah Taiegani'nin büyük boy resmi ile Müslüman Kardeşler ör- gütü, Hizbu't-tahrir davası ve bu da- vanm sanıklarından eski Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Okutmanı Ereû- BANKEKSPRES'tDOLANDIRMAKTAN YARGILANAN ERKUŞ VE YALÇEV SUÇLAMALARI REDDETTt Egebank yöneticfleri iııkâr etli İstanbul Haber Servisi-"Ka- sn-ga operasyonu" kapsamında tutuklanan Egebank'm eski sa- hıbı Yahya Murat Demirelle birlikte bazı kredi işlemleriyle Bankekspres'i dolandırdıklan gerekçesiyle yargılanan banka- nın 2 eski yöneticisi, haklann- daki suçlamalan reddetti. Egebank'ın eski sahibi Yah- ya Murat Demirel ile bankamn 2 yöneticisi hakkmda, bazı kre- di işlemleriyle Bankekspres'i dolandırdıklan ıddiasıyla 4.5 ile 7.5'eryıl arasındaağır hapis cezası ıstemiyle açılan davanın görülmesine dün başlandı. Is- tanbul 2. Ağır Ceza Mahkeme- si'ndeki duruşmaya, bu dava- dan tutuksuz yargılanan sanık Yahya Murat Demirel Anka- ra'da tutuklu olduğu için getiril- medı. Diğer tutuksuz sanıklar ŞükrüEsatErkuş ve Aü Ertunç Yalçuı ise duruşmaya katıldı. Eski Egebank Genel Müdü- rü Şükrü Esat Erkuş, Korkmaz Yiğit ve Murat Demirerin ken- di aralannda yaptığı anlaşma gereği Egebank'tan Yiğit'in şir- ketler grubuna, Bankeksp- res'ten de Demirerin şirketler grubuna karşılıklı kredi veril- diğini söyledi. Bunun, tama- men patronlann anlaşması ile yapılan bir işlem olduğunu be- lirten Erkuş, "Bankekspres'in verdiği krediler konusunda hiç- bir bilgim yoktur. Kredi verilen şirketlerin hayati olduğunu ben daha sonra öğrendim.Zaten öğ- rendikten sonra da bankadan istifa ederekaynkfam" dedi. Er- kuş, Bankekspres tarafından verilen yaklaşık 8 trilyon liralık kredinin önce bu şirketlere ve- rildiğüıi, daha sonra Murat De- mirerin hesabına aktanldığını söyledi. Erkuş, bankacılık tabi- rinde "back to back" adı veri- len kredilendirme işleminde, paranın bankalann patronlan- nın hesabına aktanlmasınm normal olduğunu da belirtti. Eski Egebank Genel Müdür Yardımcısı Ali Ertunç Yalçın ise kredilerle hiçbir ilgisi ohna- dığım savunarak "Bu davayla Ugili sonışturma başladığında şirketlerin hayah' olarak kurul- duğunu ve isimlerini duyduk. Bu nedenle diğer sanıkla birük- te ayrümaya karar verdik" diye konuştu. Yahya Murat Demirel ise Is- parta Ağır Ceza Mahkemesi ta- rafından talimatla alınan ifade- sinde, Bankekspres ile Egebank arasındaki kredi işlemlerinde yönetim kurulu başkanı sıfatıy- la herhangi bir talimaü, imzası ya da kaydı bulunmadığım öne sürdü. Demirel, grubunun be- lirtilen şirketlerle de bir ilgisi- nin olmadığını savundu. Bankekspres avukatlan mfidahiloldu Duruşmada daha sonra söz alan sanık Ali Ertunç Yalçın'ın avukatı NejatFırat, müvekkili- nin aynı suçlamayla Beyoğlu 2. Ağır Ceza Mahkemesi 'nde gö- rülen ve "Bankekspres davası'' olarak bılınen davada da banka- nın yöneücileriyle birlikte yar- gılandığını belirterek, görül- mekte olan dava dosyasının Be- yoğlu 2. Ağır Ceza Mahkeme- si'ndeki dava dosyası ile birleş- tirilmesini istedi. Hazine avu- katı Meliha Göksu ile Ban- kekspres'in avukatı Seyit Ah- met Ersin ise davaya müdahıl olarak katılmak istediklerini bildirdiler. Mahkeme heyeti, olaydan Bankekspres'in tüzel- kişiliğinin zarar görmüş olma- sı ihtimaline karşıhk, avukar Ersin ve Göksu'nun müdahil olma taleplerini kabul etti. Ha- zıriık asamasında Adfl Beyde- mirci ile Ayşenur Esenler hak- kmda verilen "Takipsizlik ka- ran''na Hazine avukatlannın itiraz etriğini belirten mahkeme heyeti, bu itiraz hakkında bir karar verilmesi için dosyanın Beyoğlu Ağır Ceza Mahkeme- si'ne gönderilmesini kararlaş- trrdı. Mahkeme heyeti, eksik- liklerin tamamlanması için du- ruşmayı erteledi. ÎĞNELİ FIRÇA i§t Pi§ •wa • WJEgm BmSnH ZAFER TEMOÇtN ö 1 OvWirj^J^r^Pi Içişleri Bakanı Tantan, güvenlik kameralarındaki tanınmayan kişiye dikkat çekti 'tlişkUergörünenden dahakarışik' tstanbul Haber Servisi - Içişleri Bakanı Sadettin Tan- tan, Egebank'ın güvenlikka- merasının çektiği görüntüler- de dikkat edilmeyen bir kişi- nin olduğunu, bu kişinin çok enteresan ilişkiler içinde bu- lunduğunu, hatta ilişkilerin Nasrullah Ayan'a kadar gitti- ğini söyledi. Tantan, "Bu, NasnıOahAyanileYahya Mu- rat Demirel arasmda bir flis- ki olduğu anlamına gelmi- yor" dedi. Uyuşturucu ile ilgili bir toplantıya katılmak üzere Portekiz'e giden Tantan, uçakta gazetecilerin Egebank soruşturması ile ilgili sorula- nnı yanıtladı. Gazetecilerin, soruşturmada adı geçtiğı id- dia edilen gazetecinin kim ol- duğunu sormalan üzerine Tantan, "Bir isim var, ancak bilgi, belge yok" dedi. Tantan, daha sonra, bir ga- zetecinin kendisine şu bilgile- ri aktardığını söyledi :"Gö- rûntülerde dikkat edilmeyen birivar. Görüntü üzerindedu- rulursa bu kişinin itişkOerinin Nasrullah Ayan'a kadar gitti- ği görülür. O kişinin orada otuşu çok Uginç. O çözülürse çok şey çözülebilir. Görüntü- deki kişi, Türkiye gerçeğinin üst seviyedeki, perde arkasm- daki ilisküerini gösteriyor." Bu kişinin para hareketle- rini çok iyi bildiğini belirten Tantan, söz konusu kişinin çok geniş ilişkileri bulundu- ğunu ifade etti. Tantan, bu ki- şinin para için her türlü iliş- kiye girebilecek nitelikte bi- risi olduğunu söyledi. Gaze- tecilerin bu kişinin kimliğini sormalan üzerine Tantan, bu kişinin çok yakından tanınan birisi olabileceğini söyledi, ancak isim vermedi.Bu kişi- nin gazeteci olup olmadığı yönündeki soru üzerine ise Tantan, "Zaman zaman ya- zabüir" karşılığını yerdi. Öte yandan Istanbul Emnı- yet Müdürlüğü Genel Denet- lenıe Disiplin Şube Müdürü Dursun Yiğit, Egebank ope- rasyonunu Yahya Murat De- mirel'e önceden haber verdi- ği gerekçesiyle açığa alındı. Aynı olaya kanşüğı iddia edi- len Sanyer Ilçe Emniyet Mü- dürü Necdet Kutlutürk'ün ise 4 gün önce Ulaştırma Şube Müdürlüğü'ne atandığı kay- dedildi. mend Özkan'ı övdüğünü belirterek "Bu da üniversitelerde cumhuriyet düsmanı kadroların hâlâ bulunduğu- nu gösteriyor. Üsteük bu kişinin 1996'daki doktora jürisinde eski rek- tör de varmış" dedi. Tezine Arapça harflerle "Bismillahirrahmanirra- him" diye başlayan Başer'in geçen hafta hem meslekten hem de öğretim üyeliğinden atıldığını, savcılığa da suç duyurusunda bulunduklarmı vur- gulayan Rektör Durlu, şu açıklama- larda bulundu: Mesçideri laboratuvara dönüştûr- dûm: Üniversiteye geldiğimde labo- ratuvar yoktu. Bir üniversite düşünün ki bilgisayar yokken 10'dan fazla mescit var. Yalnızca rektörlük bina- smda 1 'i kadınlar, 1 'i de erkekler için olmak üzere 2 mescit vardı. Her bina- da 2 mescit yapılmıştı, kadın ve erkek- ler için ayn ayn olmak üzere. Göreve başlar başlamaz bunlan spor tesisi, derslik, laboratuvar, öğretim üyesi odası ve kantinlere dönüştürdüm. Ben mescitlere karşı değilim, namaz kıl- mak isteyenler için üniversitenin tam karşısında koskoca Merkez Camii var. Öğrencilere "Kusura bakmayın, size laboratuvar ûnkânlan veremedik, a- ma süper mescitlerimizvar" diyemez- dik. Büyük imkânsızlıklar içinde ina- nılmaz işler yaptık. Şu anda üniversi- tede X ışınlan, elektronmikroskopisi, tnalzeme bilimleri, missbauer spekt- roskopisi laborafuvarlan kuruldu. Elektronmikroskopisi laboratuvan, Avrupa'daki en büyük laboratuvarlar- dan biri şu anda. Tüm öğretim üyele- rine, üniversitelerdeki tüm öğrencile- re ve TÜBÎTAK'a açık bu laboratuvar şimdi. lnsan altyapısına. araştırma yapma- sına yönelik yatınmlar yapıyoruz. Üniversite çok değişti. Açılış törenin- de bu y11 Yekta Gûngör Özden konuş- tu. Konuşma, öğretim üyelerince uzun süre ayakta alkışlandı. Kınkkale Üni- versitesi artık bu konumda. Ayağnmzın altmdan halı çeküiyor: Bir gün bir öğrenci, "Çok zor durum- dayun. Türbanımı çıkanrsam yurda almıyorlar, çıkarmazsam siz üniversi- teye almıyorsunuz. Ben sizin ev ladınız değil miyim? Ben ne yapacağnrT diye ağladı. O öğrenciyi hemen deviet yur- duna aldım. Bu öğrenciler şeriatçı çevrelerce kullanılıyor. Bunu önlemek için yurt sorununu çözmek lazım. 1800 kişilik yurdum var, ama yetmi- yor. 4 bin kapasiteli yurt lazım. Vali ve belediyenin desteği ile 3 bina ahyoruz, yurt olarak kullanmak üzere. Yurt so- runu, bugün üniversitelerin önündeki en önemli ve ivedi sorun. lrtica ile mü- cadele sadece başbakan ile olmaz, topyekûn mücadele gerekiyor. Ayağı- mızın altmdaki halı çekiliyor, çok en- dişeliyim. Mücadele beni çok yordu, sağlığımı kayberme noktasındayım. Türbanı sryasiler körüklüyor. Tür- banlı öğrencıleri üniversiteye kesin- likle almıyoruz. Ama türban mesele- sini siyasiler körüklüyor. Politikacılar lütfen üniversiteden ellerini çeksin. Ama bazı siyasi partilerin sermayesi bu. Onun için de çocuklan istismar ediyorlar. Ânnemin önünü kesmişler: Ben ve ailem sürekli tehdit ahyoruz. Gece- gündüz telefonda küfrediliyor, beni ve çocuklanmı öldürme tehditlerinde bu- lunuluyor. "Kınkkale'de türban yasa- ğı sökmez" deniliyor mektuplarda. Hat- ta bir gün 70 yaşındaki annemin önü- nü kesmişler. Ama bunlar bizi yıldır- maz. Cumhuriyet Üniversitesi, cumhu- riyet kentine uygun eğitim verecek. Büimsel ölçütler dikkate ahnacak: Artık doçent adaylan içinjürileri, An- kara, Istanbul ve Izmir'deki köklü üni- versitelerden çağınyoruz. Gelişmiş üniversitelerin anabilim dalı başkan- lan, bizim tabii jüri üyelerimiz. Kad- rolaşmayı böyle kesersiniz ancak. Bi- limsel ölçütleri dikkate almak zorun- dasınız. O r a l Ç e l i k d a v a s ı n d a s t a j y e r y a r g ı ç l a r a d e r s 'Devlet görev yapmazsa başkalan işin içine girer5 ANKARA (CumhuriyetBüro- su) - Gazeteci yazar Abdi Ipekçi cinayetindendelil yetersizliği ne- deniyle beraat eden Oral ÇeUk ile adamlannın korkuya dayah senet ve para tahsil ettikleri ge- rekçesiyle yargüandıklan davada Mahkeme Başkanı, stajyer hâ- kimleri uyardı. Mahkeme Baş- kanı Zeki Öztürk. oturumu izle- yen stajyer hâkimlere toplumun koşullannı iyi bilmeleri uyansın- T ü r k i y e İş Kurumu k u r u l d u ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anayasa Mahkemesi 'nin iptal ettiği Yetki Yasası'na dayanılarak çıkânlan 617 sayılı KHK ile kurulan Türkiye tş Kunımu'nun (İŞKUR) tamtım toplantı- sı dün yapıldı. Kurumun, iş ve işçi bukna hizmetlerindeki tekel yetkisi kal- dınlarak özel istıhdaın bürolanna çalışmalarda bulunma olana- ğı geörildi. Kurumım yeni örgütlenme şemasmda bölge müdürlükleri kaldınlırken daha etkin çahşma yürütülebilmesi amacıyla il tnüdürlüklen kuruldu. Türkiye İş Kurumu Genel Müdürü Necdet Kenar, yaptığı açıklamada, kurumun iş ve işçi bulma fonksiyonlannın gide- rek azalacağını söyleyerek "Biz bunun yerine işgücûnün eğiti- mi, işgücü piyasasmın izieıunesi ve bunun kamuya açık hale ge- tirilmesi gibi işlevleri yerine getireceğiz'" dedi. da bulunarak "Bilmediğiniz za- man sanık suçlu gelir, suçsuz gi- der" dedi. Ankara 6. Ağu" Ceza Mahke- mesi'nde Oral Çelik ve adamla- n Ömer Taner ÇeKk, Cahit Şiş- man, Fatih Öztürk, Ahmet Mu- rat Temizoğlu ve Faruk Korku- suz'un, "Korkutarakzorla senet ve para tahsil ettikleri" gerekçe- siyle 13 yıl 6'şar aya kadar ağır hapis cezası istemiyle yargılan- malanna devam edildi. Oral Çe- lik'in katılmadığı oturumda sor- gusu yapılan sanıklardan Fatih Öztürk, gasp yapmadığını savun- du. Türkiye'nin koşullan Mahkeme Başkanı Zeki Öz- türk, sanık Öztürk'ün sorgusu- nun ardından duruşmayı izleyen stajyer hâkimlere seslene- rek"Hâkimliğin yanı sıra, Türld- ye'nin koşullannı da rvi bilmek gerekir. Bilmediğiniz zaman sa- nık suçlu gelir, suçsuz gider. Dev- Iet görev yapmazsa başkalan işin içine girer" dedi. Hâkim Öztürk, geçen oturum- da polis zoruyla getirilmesine karar vejilen ve bu celse de du- ruşmaya gelmeyen sanık Ahmet Murat Temizoğlu'nun ifadesinin almması için Kırşehir Ağır Ceza Mahkemesi'ne yazı yazılmasına karar verildiğini açıkladı. Sanık Temizoğlu'nun duruş- maya getirilmemesine kızan Ze- ki Öztürk, sanık avukatlanna, "Temizoğlu duruşmaya gelseydi, bugün karar verecektim T> dedi. Dava, savcınm esas hakkmdaki görüşünü bildirmesi için ertelen- di. Oral Çelik, bu dava dışında ya- bancı uyruklu bir kadını "zorla kaçırdığı vetecavüzetmeyeteşeb- büs ettiği'' gerekçesiyle Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde de 12 yıla kadar ağır hapis istemiy- le yargılanıyor. Oral Çalışlar Mina Urgan'dan Manol Usta'ya Umut Peşinde Hepimiz bir umudun peşinde/iz. Umut ol- madan yaşam olmaz. Mina Urgan'dan Manol Usta'ya kadar bu ki- tapta size anlatmaya çalıştıklanm, umudun peşindeki insanlar. Onların bir kısmını ben bir kısmını kendi- leri size anlatıyorlar. Çoğunluğunu yakından tanıdığımız bu insanla- rın umudun peşinde geçen yaşamlarını, ha- yal kırıklıklannı, sevgi- lerini, isyanlarını sizle- re aktarmaya çalıştım. Size bu kitapta 27 insa- nın yaşamlanndan ke- sitler sunuyorum. Oral Çalışlar Çınar Yayınları; Rıfet llgaı Kültür Merkezi Sıralselviler Cad. No: 90 / 3 80060 Taksim/lstanbul ırTel&Fax: 0 212 293 28 96 e-mail:cinar@cinaryayin.com www.cinaryayin.com
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear