14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Dünyanın vazg Onunla ülkeler yönetildi Yeşil sahadaki imparatorlukSon 100 yılda spor dey- ince herkesin aklına ilk gelen konu kuşkusuz ki, futbolun inanılmaz yük- selişi. Evet, belki binlerce yıl önce insanoğlunun, oval, yuvarlak cisimlere 'tekme vurarak' icat ettiği fijtbol 1900'lü yıllann en gözde sporu oldu kuşkusuz. Yüzyıhn başlannda, 'keyif sporu olarak doğan, ancak son 20 yıldaki inanılmaz gelişimi ile büyûk bir sosyolojik olay haline gelen futbol günûmüzün de en iyi rant aracı oldu. Latin ülkelenyle Ispanya'- da, 'halkı uyuşturmak' için kullanıldığı savlanan, savaşlara neden olan, toplumlan banştıran futbol artık günümüzde tam bir endüstri kolu. 11 hızlı adamın yeşil sahalardaki resitali, özellikle marketing olayıyla birleşince çokuluslu şirketlenn de en çok ilgi duyduğu spor dalı oldu. Eskıden dar gelirli kenar mahalle çocuklannın kendisıni gösterdiğı acunasız arena dıye adlandınlan futbol sahalan şimdilerde ülkelerin sıyasi yönetimlerine uzanan en rahat yol olup çıktı. Eğer fiıtbolun bir noktasından ıçine girdiyseniz o yol sizi, ülkenin, dünyanın en tanınmış işadamı, siyasetçisi, halk kahramanı yapabilir. örneğin Italya'daki futbol devi Milan'ın başkanı Silvio Berlusconi, Olımpık Marsılya'nın başkanı Bernard Tapie, kulüp başkanlığından pohtikacıhğa adım atan kişılerin en belirgin ömekleri. Pele futboldan gelip, spor bakanı olan en ünlü Brezılyalı. Maradona, özel yaşantısındaki tüm olurnsuzluklara karşın Arjantinlilerin erJ! çok sevdiği Arjantinli. Bu fiıtbolun tanıtım yönü. Bir de fiıt- bolla özdeşleşip rakam- lannı ınamlmaz şekılde arttıran şirketler var. Içecek sektöründen, lastik ve otomotiv pazanna, spor giyimden akâryakıta kadar fiıtbol tüm ekonomik den- geler içinde yer alan bir unsur. Ve futbolun 100 yıl içinde- ki en önemli organizasy- onu da Dünya Kupalan. Dünyanın en iyi takımlannın mücadele ettiği ve mutlu sona ulaşan ekibin, 'Dünya Şampiy- onu' unvamnı yakaladığı Dünya Kupalan, futbola sonuç olarak adını yazdıran en önemli gelişmeydi. Sporun fiıtbolla özdeşleşmeye başladığı 1900'lü yıllann başında Dünya Kupası fikri ortaya atıldı ama bir türlü gerçekleştir- ilemedi. 1924 Olimpiyatlan'nda futbol dalında şampiyon olan Uruguay'ın nefis futbolu hem izleyenlerin hem de spor adamlannın ilgisini çekti. Bu ilgi Dünya Kupası fiknnı yeniden ortaya çıkardı. Dönemin FIFA Başkanı Jules Rimet'in önerisiyle bu fikir kabul edildi. İlk Dünya Kupası'nın Uruguay'da yapılması kararlaşrınldı. tfic kupaya 4'ü Avrupa'dan olmak üzere 13 takım katıldı. Avrupalılar uzaklığından dolayı Uruguay'a gidemediler. tlk kupa 4 kg ağırhğında ve 30 cm yüksekliğındeydi. 1950'den sonra kupaya sembolik olarak Jules Rimet adı verildi ve 3 kez kazananın kupaya sonsuza dek sahip olması kararlaşrınldı. Brezilya: 4, Almanya: 3, Italya: 3, Arjantin: 2, Uruguay: 2, tngiltere: 1, Fransa: L . _ _ Atletizmde en hızlı kim yarışı Spor dünyasında kuşkusuz yamtı en çok merak edilen sorulardan bin de "Dünyanın en hızlısı kim?"dır . Sporlann 'ana'sı olarak kabul edilen atletizmin en gözde branşı; yam 100 metre erkekler yanşı da tarih boyunca bu soruya yanıt ararruştır. Avrupalılar mı, Amenkalılar mı, Afhkalılar mı, yoksa uzaylılar mı kırmıştu" bu 100 metre rekorlannı... Elbette bu işin esprisi. Ancak 100 metrede son 20 yıldır siyah ırkın inamlmaz bir üstünlüğü var. Önceki yüzyılın sonunda 10 saniyelere, 'beyaz ırk' tarafından indinlen 100 metre dünya rekoru sonralan ne ülke ne de renk değiştirdı. 100 metre dünya rekoru- nun atası sayüan 11 saniye netin ilk sahıbı Amerikalı Jarvis'tir. Son rekor ise 9.79'le bir başka Amerikalı Maurice Greene'ye ait. Ve 100 metre yanşlannm ilginç bir noktası da, 'doğal güçler'in dışındakı gelişmelerden yararlamlması. Evet, 100 metrede dünya rekoru kıran, kırmak isteyen, bu işe kalkışan tam 22 Basketbol sporcu var. Ve bu 22 sporcunun içinde Carl Levvıs'ın yen ayn. 1984 Los Angeles Olimpiyat Oyunlan'nda 4 altm birden kazanan Lewis, yüz yılunızdaki en hızlı atletlerden biri olduğunu kanıtlamıştır. Ve 1988'de doping kullanan Ben Johnson'a geçildiğinde yaptığı, "Beni nasıl geçti anlamadım. Normal şartlarda geçilmemem" lazımdı açıklaması Carl'm bu alandaki başansuıı ortaya koyan açıklamadır. Son 100 yıl içinde 100 metre rekorlan: 1908 - R. Walker: 10.8 1924 - H. Abrahems: 10.6 1932-T.Tolan: 10.3 1960-A. Hary: 10.2 1964 - B. Hayes: 10.0 1968-JimHines: 9.95 1988-Carl Levvis: 9.92 1991 - Carl Lewis: 9.86 1995 - Leroy Burrel: 9.85 1996 - Donovan Bailey: 9.84 1999 - Maurice Greene .9.80 1999 - Maurice Greene: 9.79 iği tutku Sporun, daha doğrusu olimpik spor dallannm en zorlanndan biri de kuşkusuz ki halter, çünkü ağırlık kaldırmaya dayalı bu spor, bir anlamda "Dünyanın en gûçlü" insanını da belirliyor. Ve dünyanın 'fiziği ile orantüı' en güçlü adamı bir Türk; evet Bulgar göçmeni soydaş haltercimiz Naim Süleymanoğlu, bir çok spor otoritesi tarafından 100 yıhn dünyada en güçlü sporcusu ilan edildi, çünkü Naim 60 kiloluk fiziğiyle kendisinden 3 kat ağır bann altına giriyor ve yüzlerce kıloyu bir çırpıda kaldınyordu. O bir Cep Herkülü'ydü ve uluönder Atatürk'ten sonra Times'a tam sayfa kapak olan 2. Türk unvanım elde etti. Naim aslında Türk aılenin çocuğuydu. Ancak Bulgaristan'da doğmuş olması bu sporcunun kariyerindeki ilk başanlara 'Bulgaristan' forması ile ımza atmasına neden oldu. 1986 yılında yapılan Dünya Şampiyonası'nda Bulgaristan adına yanşan ve altm madalya kazanan Naim Süleymanoğlu, şampiyonanın hemen sonrasmda Türkiye'ye iltica etti. Süleymanoğlu'nun gelmesiyle haltere duyulan ilgi arttı. Türk vatandaşı olduktan sonra 1 yıl uluslararası yanşmalardan men edilen Naim, 1988 yılında önce Avrupa şampiyonluğunu kazandı, ardmdan 1988 Seul Olimpiyatlan'nda 6 dünya, 9 olimpiyat rekoru kırarak altm madalya'ya ulaştı. Halter'de Türkiye'ye ilk olimpiyat şampiyonluğun kazandu-dı. Seul'de toplamda ulaştığı 342.5 kiloluk dünya rekoru derecesi kendisinden bir üst sıkletin derecesinden bile fazlaydı. Kendi vücut ağırlığınm 3 katmdan 10 kg fazlasını (190 kg) kaldırarak insanoğlunun gücü konusunda hayranlık yarattı. Peşpeşe üç kez olimpiyatlarda altm madalya kazanan tek halterci oldu. Naim'in kariyerindeki total başanlar ise şöyle: 3 olimpiyat şampiyonluğu (1988, 1992, 1996), 22 dünya, 22 Avrupa, 3 Akdeniz Oyunlan şampiyonluğu ve 46 kategoride dünya rekoru. Amerika 'nın gururu Geride bıraktığımız bir tam yüzyıl için en çok ilgi gören sporlar arasında futbol ilk sırayı alsa da, bir başka branş var ki özellikle yeni kıta Amerika'da ortalığı kasıp kavuruyor şu günlerde... 1882 yılında, yam bundan tam 117 yıl önce Kanada asıllı bir beden eğitimi öğretmeni Dr. James Naismith tarafından, 'icat' edilen basketbol, özellikle 1900'lü yıllann en çok izlenen dallan arasma girdi. Tıpkı futboldaki gibi endüstri haline gelip, milyar dolarlann döndüğü bir alan olan basketbol, Avrupa, Asya ve Afrika'da otmasa bile, Amerika Kıtasında en çok konuşulan konulann başmda yeraldı yıllardır. Futbola korkmadan kafa tutan bu spor dalı aslında ABD'nin Sprinfield eyaletindeki YMCA Dershanesi'nin beden eğitim öğretmeni tarafından spor salonunun kapısma asılan 'sepet'le bulunsa da tarih kitaplan Güney Amerika'da yaşayan ve Maya adı verilen bir kızılderili topluluğunun Tlahiotenie adlı oyunla benzeştiğini yazıyorlar. Yani tarihler arasında çelişki olsa da basketbol için yapacagımız en doğru tanımlama, "Amerika Kıtasuun sporu olması..." Basketbolun Avrupa'yla tanışması ise 1893'te gerçekleşti. Paris'te bir grup Amerikaluım Trevise Sokağı'ndaki eski bir salonda oynadıklan oyun, Avrupa'daki ilk basketbol maçının yapılması olarak yorumlandı. 1904 yılında St. Louis'de olimpiyatlarla tamşan basketbol en büyük atılımım ise 1946'da yaptı ve o tarihten itibaren Amerika Birleşik Devletleri'nde oluşturulan NBA (Amerikan Profesyonel Basketbol Ligi) bu sporun en üst düzey organiza- syonu olup çıktı. Ulusal Basketbol Ligleri NBA'deki önemli maçlara ise onca TV yayınmı karşın bilet bulmak hala bir ayncalık sayılıyor. Ve NBA'in 53 yıllık tarihinde de bir çok isim adını tarihe yazdırdı. Geçenlerde yaşammı yitiren Wilt Chamberlain'den, (Bir maçta en çok sayı atan oyuncu), Kerim Abdül Jabbar'a, Irvine Magic Jhonson'dan Michael Jordan'a kadar çoğu siyahi bir çok yıldız gençliğin ilahı olup çıktı. Burada Michael Jordan için bir parantez açmak istiyonız. O bir sihirbaz. Chicago Bulls'a transfer olarak NBA'e ilk adamını atan Jordan basketbolu 'kesin olarak' bıraktığında, NBA'in eski tadvnın asla olmayacağmı söyleyenler çoğunluktaydı. Jordan'm kariyerinde 6 NBA Şampiyonluğu bulunuyor. NBA tarihinin en iyi 50 oyuncusu sıralamasma 1 numaradan giren Jordan, takırnını da NBA tarihinin en iyi 10 takımı arasma soktu. 1200 ayda 23yaz 17kı§ olimpiyatı Spor dünyası, çeşitli yollarla ülkeleri biraraya getiriyor. Kupalar, turnuvalar, kıtalar arası müsabakalar gibi. Ancak bir organizasyon var ki oraya 'boykot yülan' hariç her kıtadan, her ırktan, her dinden insan geliyor. Ve o organizasyonun adı olimpiyat. Üstelik olimpiyatta kazanrnak değil mücadele etmek önemli. Son 100 yıl içindeki en önemli organizasyonu olimpiyatlar. 28 asırlık bir geçmişe sahip ve son 100 yılda inanılmaz bir gelişme kaydetti. Ve 1200 aylık yüz yıl sürecine tam 23 yaz, 17 de kış olimpiyat oyunu sığdı. Eski olimpiyatlarda şampiyon olan sporcunun sadece bir zeytin dalı ile ödüllendirildiği inancıyla pekişen 'amatörlük' (Sevmekten geliyor -aimer) artık günümüz olimpiyatlarda yerini 'adı konmayan' profesyonelliğe dönüşmüş durumda. Ve Fransız girişimci Baron Pierre de Coubertin'in çabalanyla günümüzdeki kimliğini alan olimpiyatlar, 1896 Atina'dan bu yana tüm spor dûnyasının Amiral gemisi olarak dikkat çekti. Sadece 2. Dünya Savaşı yıllannda 1936-1948 arasında düzenlenemeyen Yaz Olimpiyat Oyunlan, ülkeler arasında banş ve dostluk tohumlannın atılmasını sağlarken dereceler de bu oyunlarda kınlan rekorlarla hep ileri taşındı. Son 100 yıla sığan olimpiyatlann bazılan ise sporun ne denli önemli bir uğraş olduğunu ortaya koymaya yetti. Ve yüzyıldaki oyunlar içinde en ilginci de 1936 Berlin Olimpiyatlan'ydı. O yıllarda 110 bin kişilik bir stat yapan Almanlar, bir anlamda 2. Dünya Savaşı'nın da ilk sinyallerini bu oyunlarda verdiler. Almanya'da ırkçıhğı prensip olarak kabul eden Nazi Partisi ve başındaki Hitler, sporu sevmediği halde olimpiyatlan Nazi felsefesini dünyaya anlatmada araç olarak görünce, sanayi devi Almanya'nın tüm devlet olanaklan oyunlara yönlendirildi. Ancak bu kez de Alman sporculann arasındaki Yahudiler problem oldu. Birçok Yahudi kökenli sporcu takıma alınmadı. Hitler'i oyunlarda en çok kızdıran kişi ise bir Yahudi değil zenci bir ABD'li sporcuydu, ünlü sprinter Jesse Owens... Owens, 100 metre, 200 metre, uzun atlama ve 4 x 100 metrede zafere ulaşıp AJman sporculan geçtiğinde herkes onu alkışladı ama Hitler'in hiç de memnun ohnadığı açıklandı. Yine de Almanya, tarihindeki en çok madalyayı Berlin'de yakaladı. Olimpiyat tarihinin bir ilginç organizasyonu da 1980'de gerçekleşti. Moskova'daki oyunlar SSCB'nin Afganistan'ı işgali nedeniyle ABD başta olmak üzere B.Almanya (o yıllarda), Japonya, Çin, Kenya ve Türkiye tarafından boykot edildi. Ingilizler ise hükümetin uyansına karşın oyunlarda yanştı. Bu boykota SSCB (o günlerdeki adı ile) 1984'te karşılık verdi ve D. Almanya başta olmak üzere (Romanya hariç) tüm Doğu Bloku ülkeleri Los Angeles'a, "Anti-Sovyet" girişimleri gerekçe göstererek gitmedi. îşte 100 yıla sığan yaz olimpiyat oyunlan 1900: Paris, 1904: Saint Louis, 1906 (Ara olimpiyat modern oyunlann 10. yılı), 1908: Londra, 1912: Stcokholm, 1916: Berlin, 1920: Anvers, 1924: Paris, 1924: Amsterdam, 1932: Los Angeles, 1936: Berlin, 1940: Tokyo (yapılamadı), 1944: Londra (yapılamadı), 1948: Londra, 1952: Helsinki, 1956: Melburn-Helsinki, 1960: Roma, 1968: Mexico, 1972: Münih, 1976: Montreal, 1980: Moskova, 1984: Los Angeles, 1988: Seul, 1992: Barcelona, 1996: Atlanta. Türkiye'de 100 yıl Son 15 yılda sesimizi duyurduk Türk sporu 1900'lü yıllarda uluslararası arenada varhğını özellikle son 15 yılda hissettirebüdi. Takım sporlannda fazla söz sahibi olamayan ancak güreş ve özellikle de halter dalında ajanslar ve bültenlerde, ' 1. haber' olan Türk sporcular, ülkemizin adını dünyaya duyurdular. Futbolun sesslzllğl Türkiye Cumhuriyeti'yle aynı yıl 1923'te kurulan Türkiye Futbol Federasyonu, en büyük başansmı yüz yılm son virajında elde etti İlk milli maçmı kuruluş gününde Romanya ile oynayıp Taksim Stadı'nda 2-2 berabere kalan A Milli Futbol Takımı, 1954 yılında Ispanya ile oynadığı baraj maçını 'kura' ile kazanıp finallere katıhna hakkrnı elde etti. Türk Milli Takımı, Avrupa Uluslar Kupası Finalleri'ne ise 1996 yılında gidebildi. Fatih Terim yönetiminde îngiltere'deki fmallerde mücadele eden A milli takım, bu sezon da Mustafa Denizli ile 2000 A\Tupa Şampiyonası'nda final oynama hakkını yakaladı. Futboldaki bu başanlann yanı sıra Galatasaray, 1988'de Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası'nda yan finale çıkarak bır ilki gerçekleştirdi. Türk futbolu, Uluslararası Futbol Federasyonlan Birliği FIFA'ya 1923, Avrupa Futbol Federasyonu Birliği UEFA'ya ise 1962 yılında kabul edildi. İlk başvurusunu 1955'te yapıp 7 yıl bekleyen ancak o süre içinde Avnıpa Şampiyon Kulüpler Kupası'na katılan (1956-G. Saray) Türkiye, yıllar sonra UEFA'da Şenes Erzik'le yöneticılik kımliğine kavuştu. Futbolumuzun altın adamlannı da burada unutmamak gerekir. Metm Oktay, Lefter Küçükandonyadis, Hakkı Yeten, Turgay Şeren gibi bu neslın gençlerinin izleyemedıği ısunlere, yüzyılm son dönemlerinde Tanju, Rıdvan, Hakan da eklendi. Basketbol. voleybol Futboldaki bu vasat tablo, basketbol ve voleybolda da sürdü. Ne var ki basketbolculanmız dönem dönem Avrupa şampiyonası finallerine katılma hakkım yakalarken Efes Pilsen de 1996 yılında kazandığı Avrupa Koraç Kupası şampiyonluğu ile bir ilke imza attı. Voleybolda ise Bayan Milli Takım, hemen her şampiyonada dereceye girerken Eczacıbaşı Bayan Voleybol Takımı da Gökhan Edman'ın antrenörlüğünde Kulüpler Avrupa Şampiyonu oldu. Altın adamlar Türk sporcular geride kalan 100 yıl içinde minderdeki başanlarla dikkat çekti. Yüzyılın başlannda Koca Yusuf'un Dünya Şampiyonu unvanım yakalamasınm ardından Yaşar Erkan 1936 Berlin olimpiyatlannda altın kazanıp ilk olimpiyat şampiyonu Türk olarak tarihe geçti. Yaşar Doğu, Celal Atik, Gazanfer Bilge, Hüseyin Akbaş, Mustafa Dağıstanlı, Hamit Kaplan, Ahmet Ayık, Mithat Bayrak ve son dönemde de Hamza Yerlikaya, kazandıklan dünya, Avrupa, olimpiyat şampiyonluklan ile altın adamlar olarak anıldılar. İlk şampiyon Türkiye, boks dalmda da ilk şampiyonluğunu 1900'lü yıllann sonunda yakaladı. Artı 91 kilo sporcumuz Sinan Şamil San, Houston'da dünya şampiyonu unvanım yakalarken okçulukta Natalia Nasaridze (Gürcü asıllı), yüzmede Derya Büyükuncu, atletizmde Ruhi Sanalp, binicilik- te Nail Gönenli, dağcılıkta Nasuh Mahruki, vücut geliştirmede Ahmet Enünlü, cimnastikte Murat Canbaş, karatede Haldun Alagaş, atıcılıkta da Alp Kızılsu, kazandıklan Avrupa ve dünya şampiyonluklan, kırdıklan rekorlarla Türk spor tarihine geçtiler.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear