Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 9 EYLÜL 1999 PERŞEMBE
8 HABERLERİN DEVAMI
URKI
Istanbul Y 24 Sinop Y 25
Edime PB 26 Samsun Y 26
Kocaeli Y 24 Trabzon Y 23
Çanakkale PB 27 Gıresun Y 23
Izmir Â" 2T Ankara PB 23
Manisa A 30 Eskişehir PB 23
PB 25Aydın A 32 Konya
Denizli A 27 Sıvas PB 23
Zonguldak Y 22 Antalya A 32 Kars
Mersın
Diyarbakır
Şanlıurfa
Mardin
Siirt
Hakkâri
Van
A
A
A
A
A
A
PB
PB
34
31
33
33
29
32
29
25
PB 27
Marmara'nın do-
ğusu ve Karadenız
sağanakyağışlı.di-
ğer yerler parçalı
veazbulutlugeçe-
cek. Hava sıcaklığı
biraz artacak. Rüz-
gâr kuzey ve batı
yönlerden hafıf ara
sıra orta kuvvette
esecek.
S MERKEZL
Oslo
Helsınkı
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Paris
Bonn
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
17
21
23
21
23
24
25
27
Münih PB 26 Zürih
Bertin
Budapeşte
Madrid
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atina
PB
PB
PB
PB
Y
Y
PB
Y
26
27
30
25
23
21
26
27
PB 27 Şam
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bışkek
Tiflis
Kahire
Y
PB
PB
PB
PB
PB
Y
A
23
31
20
28
31
24
27
33
A 33
Q*çık f^\ Parçalı bulutlu Bulutlu k
Çok bulutlu ^JL«JW
Karit Sulu kar > Gök gurultüB
GUNCELcÜIVEYT ARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
Pek çok noktada Yargıtay Başkanı gibi düşün-
mediği varsayılan Cumhurbaşkanı Demirel; "gay-
ri meşru bir anayasanın uygulayıcısı" konumuna
getirilmesine karşın, önce sustu..
Ne ki; Demirel, Yargıtay Başkanı'nın gürültü ko-
paran söylemlerine bir gün sonra "birşeyler söy-
leme" gereksinimi duydu..
Sami Selçuk'un söylediklerini önemsediğine de-
ğindikten sonra, "Ama, ben tarafolup tartışmaya
girme durumunda değilim" dedi..
Oysa, Yargıtay Başkanı'nın konuşmasında yer
alan görüşlerin çoğu "bugünkü devlet düzenine
karşı".
Türkiye Cumhuriyeti'ni "hantal devlet" diye ta-
nımlıyor.
Geride söylemediği "hantal devleti, hantal kişi-
lerin yönettiği" kalıyor.
Türkiye ıçin yaşamsal değeri olan laiklik sorunu-
na değinirken, "tarikatlann din okulu açabileceği-
ni" söyleyerek şeriat iktidarına kapıyı aralıyor.
Kısacası Yargıtay Başkanı, devleti baştan aşa-
ğıya silkeliyor.
Devletin başı olmakla övünen, devleti simgele-
yen, devlette uyum sağlamakla görevli olan ve
devleti korumak kollamak, hatta savunmakla gö-
revli olan Cumhurbaşkanı Demirel; tartışmaya gir-
me durumunda olmadığından söz ederek:
"Ben taraf değilim" diyebiliyor.
Pes demekten başka bir çare bırakmıyor Demi-
rel.
Fakat ne demeye geliyor bu ifade? Herhalde
Cumhurbaşkanı, Yargıtay Başkanı'na karşı Çanka-
ya'nın değiî, ama bireylerin savunu görevi üstlen-
mesinden yana.
Cumhurbaşkahı'nın devlet düzenine karşı çıkan
söylemlere taraf olmadığı için açıklama yapmak-
tan kaçındığı bir ortamda sayılan olasılıklar dışın-
da bizlere başka türden bir yorum yapma olanağı
kalıyor mu?
Başkan Sami Selçuk aslında "bugünkü düzenin
değişmesini istiyorsa", önce yasalar önünde hıç
kimseden ayn bir konumda olmadığını kanıtlama-
sı gerekmıyor mu?
Ya Ecevit?
Devlet düzenini temelinden değiştirmeye yöne-
lik irdelemelerini bir yazar, bir düşün adamı yazıp
veya söylediğinde başına neler geliyorsa hepsine
hazır olduğunu açıklayabilir.
Kısacası," 1982 Anayasası 'nı gayri meşru ilan e-
den"e hukukun reva gördüğü muamelenin kendi-
sine uygulanmasını isteyebilir!
Kendi hakkında suç duyurusunda bulunarak, ör-
neğin Türk Ceza Yasasf nın 146. maddesıne göre
yargılanabileceğini kamuoyuna duyurabilir.
Yargıtay Başkanı neden böyle bir açıklama yap-
sın ya da girışimde bulunsun, diyebilirsiniz. Haklı-
sınız.
Nihayet Sami Selçuk, korumasız bir yazar veya
düşün adamı değil ki..
Onu bireylerden üstün tutan bir kimliği var.
Selçuk "dokunulmazlığı" olan Yargıtay Başkanı.
Her şeyi söyleyebilir, ama her şeyi!
Bir noktayı vurgulayalım: Yargıtay Başkanı, 1982
Anayasasfnın yerini alacak "yeni bir anayasadan"
söz ediyor.
Sami Selçuk'un "yeni bir anayasa" istemi; Baş-
bakan'a değişmesini arzuladığı birkaç maddeyi
çağnştırıyor.
Bu birkaç madde zaten yıllardır yeni bir içerik al-
masına uğraşılan maddeler.
Ecevit, TBMM'nin, "KurucuMeclisgibi" çalışa-
cağını söylüyor. Bu söylem, olağan işlerle birtikte
yeni biranayasayı bu Meclis'in başaramayacağın-
dan kaynaklanıyor.
Başbakan, Yargıtay Başkanı'nın konuşması üze-
rine basına söylediği değerlendrmeleri bugün ve-
ya yarın değiştirir mi, elbette bilemiyoruz.
Bu aşamada ne yapmalı Ecevit? Köşk'le ve or-
taklarla anlaşarak TBMM'nin -yasa çıkarmak da-
hil- bütün yetkilerini bu hükümetedevretmesini, ül-
kenin kararnamelerle yönetilmesini sağlayabilir
ve...
Bu Meclis, dört-beş yıl sadece yeni anayasa ile
uğraşabilir.
Kulaklara böyle öneriler fısıldanıyor da!
'Türkiye koşulları farkk'• Baştarafı 1. Sayfada
vardır. Bu koşullar aûlabilecek
adımlan beürier."
Ecevıt. "Selçuk'un konuşması. ls-
lamcı basında büyük beğeni topladı,
bunu nasıl değeriendiriyorsunuz'' so-
rusuna, "Türkiye koşullan, dedim.
Başka bir yorumda buhuunayavıın"
karşılığmı vermekle yetindi.
"Türkiye'dedemokrasiyok" hava-
sının estinldiğıni söyleyen Ecevit,
"Evet, demokrasimizin eksikleri var.
Yapüması gereken şeyler var. Ancak,
Türkiye'de bugünkü sistem olmasa.
Sayın Selçuk o konuşmayı >apamaz-
dı. Ben yine de konuşmasuu önemsi-
yorum, herşeyin şeffaf oimasında ya-
rar vardır" diye konuştu.
Ecevit, Selçuk'un örnek verdiği
Fransa'nın da kendine özgü çok fark-
lı bir tarüısel süreçten geçtığıni anım-
sattı. ABD gezisine ilişkin sorulan
da yanıtlayan Ecevit, "Kıbns konu-
sunda bir yoğunluk dikkati çekiyor.
özd bir plan mı var" sorusuna şu
karşılığı verdi: "Kıbns gündeme ge-
lecek. Bunun ayırdındayız. Ancak bu
konuda bir dayatma olmayacağını
daha önce de söytemiştim. Konu çok
hassas. Şündilik daha ileri bir değer-
lendirme yapmak istemiyorum."
ABD gezisinde ekonominın ön
planda olacağını söyleyen Ecevit'in
bu konudaki görüşleri şöyle:
"Deprem felaketine, ekonominin
içinde bulunduğu krize karşın yü-
kümlülüklerimizin tümünü yerine
getiriyoruz. Dış borç ödemelerimizde
hiçbir aksama vok. Bunu yabancı fi-
nans kuruluşlan da görüjor. ABD
gezisi öncesi IMF'den, Dünya Ban-
kası'ndan olumlu işaretier alıyoruz.
Gelecek mali yardım konusunda ra-
kamsal bir değertendirme yapmam
erken olur. Konuyia ilgili bakan arka-
daşımız Recep Önal getişmeleri adun
adım izliyor."
ANAP Genel Başkanı Mesut Yıl-
maz'ın ABD gezisinin tamamen özel
nedenlerle olduğunu söyleyen Bü-
lent Ecevit. Mesut Yılmaz'ın bazı te-
maslannın da olacağını, ancak bun-
lann kendi gezısiyle bir bağlantısı
olmadığını vurguladı.
AB'ye tam üyelik konusunda ge-
len haberlere ıhtıyatlı baktığını söy-
leyen Ecevit. "Şimdiden oldu-olma-
dı gibi yorum yapmak gereksiz. Sa-
yın Cem, davet üzerine gidiyor. Ora-
da görüşlerimizi söyleyecek. Yeni bir
gelişme olup olmadığı AB'nin ataca-
ğı adunlara bağlı. Kimi yükümlüluk-
leröne sürüyoriar. Bunlann banlan-
nı biz zaten yerine geümomz. Onlar
istiyor diye > apmıyoruz. Ancak. Kıb-
ns gibi bazı konularda kabul edeme-
yeceğüniz istekleri olursa. ödün ver-
memiz beklenemez" dedi.
Selçuk:Koşulmoşuldinlemem
ANK.\RA (CumhuriyetBürosu) -Yargıtay Baş-
kanı Doç. Dr. Sami Selçuk. yargı yılının açış ko-
nuşmasını dışandan gelecek tepkileri ve destek-
leri dikkate alarak hazırlamadığını, doğru bıldığı
düşünceleri kaleme aldığını belirtti. Selçuk, Tür-
kiye'nin en önemli sorununun Nâznn Hikmet'le
Necip Fazıl'ı yan yana getirememek olduğunu
\'urguladı.
Cumhuriyet'in sorulannı yanıtlayan Selçuk,
bütün tepkileri okuyacak zaman bulamadığını
söyledi. Türkiye'de demokrasinin bütün koşulla-
nnın yerine getirilmesi gerektiğini düşündüğünü,
bunun da altyapısının olduğuna ınandığını belir-
ten Selçuk, "Konuşmanızkendisini, 'lslami basın'
diye tanımlayan kesimde büyük destek buldu. Bo-
nu nasıl karşıbyorsunuz
r
' sorusuna şu yanıtı ver-
dı: "Bundan bana ne. Benim şeriatçılaıia hiçbir
Ugim yok. Olmamısür da. Ben Abant toplanüsına
kaüldım. Diy^net Işleri Başkanlığı'nın bugünkü
yapısının degiştirilmesini önerdim. Hiçbirini kabul
ettiremedim. LaikKgin tanımında 180 derece zıt
düştük. Beni oraya çağırdılar. gittim, görüşlerimi
söyledim. O kadar. Adliyıh açış konuşmamıdabe-
ğenmiş, benimsemiş olabiürler. Ben buna ne diye-
büirim ki?"
Selçuk, 16 ülkedeki laiklik uygulamalanyla il-
gili araştırma yaptığını, bu araştırmasının yakın-
da kitap haline geleceğini söyledi. Selçuk. "16 ül-
keyi araştırırken Türkiye'yi de araştırdınız mı,
Türkiye'nin koşuUannı dikkate aldınız nu" soru-
suna şu karşılığı \erdı:
"Ben koşul moşul dinlemem. Tam demokrasi is-
tiyorum. Türkiye'de biüme inanmayan kesim var,
şeriatçı kesim var. tamam. Ancak onlaruı üzerine
fada gkünce bütünleşiyorlar. büyük bir güçmüşgi-
bi görünüyorlar. Üzerlerine gidilmcse, kenarda ka-
lacaklar. Kendi aralanndaİd ayrüıklar öne geçe-
cek. Dışandan baskı olunca, kendi içlerinde kenet-
leniyoıiar. En i) isu bunlaria hiç ilgilenmi'mektir."
Türkiye'nin en önemli sorununun Nâzım Hik-
met'le Necip Fazıl"! yan yana getirememek, iki-
sini bir arada tartışamamak olduğunu söyleyen
Selçuk, "Bu koşulbrda bia Avrupa Birüği'ne ni-
ye abınlar? Ahnazlar. Yargı dryoruz, tnsan Hak-
lan Mahkemesi'nden ceza yhoruz. Ama bu ceza-
yı bir daha yememek için bir şey yapmıyoruz.
Fransa, tngütere de ceza j iyor. Hemen gereğini y«-
rine getiriyor. Biz getirmiyoruz"' dn e konuştu.
'Dinozoıian inceleyince
dinozoıiaşmam'
Selçuk, dün ATO heyetini kabulünün ardından
gazetecilerin, "karşıdevTİmcLtarikatçrsuçlama-
lannı nasıl karşıladığını sormalan üzerine. "Gü-
lüyorum, gülüyorum'" dedi. Fethullahçılarla ilgi-
sinin bulanmadığını ileri süren Selçuk şunlan söy-
ledi:
"Benim için herhangi bir söz ya da yazının bir
tek ölçüsü vardır. Doğru mu, yanlış nu? Bunu kim
sö\ lemiş, kim yazmış, kim demiş hiç ilgilendirmi-
yor. Bilimin ışıgında bakarun. Doğruysa doğru de-
rim. Gerisi beni hiç ilgUendirmiyor. Fethullabçılar-
la da bir ilgim yok. Bunu da baştan söyleyeyim. An-
cak, ben her türlü toplanüya katılınm. Abant top-
lantLsına kaüldım, ondan önce de Nâzım Hîkmet
toplantısına kanMun. Tarbşmab toplantılann hep-
sine bir bilim adamı olarak kaülınm. Ahmet'in
toplantısına katıldım diye Ahmet ile bütünleşmi-
yorum. Ben zevk alınm daima. Bakm bir şey da-
hasöyleyeyim. Birincelemeyapbğınız zaman, oin-
celemeyapöğmızşeylebütünleşmezsiniz.Dinozor-
lan inceleyince dinozoıiaşacak halim >ok."
Abant toplantısını düzenlediği belirtilen Fet-
hullahçılar hakkında Ankara DGM tarafindan so-
ruşturma başlatıldığının anımsatılması üzerine de
Selçuk. "Bu konulara hiç gnTnem" demekle ye-
tindi.
Yargıtay Başkanı, anayasanın hangi maddele-
rinin öncelikle ele alınması gerektiğı sorusu üze-
rine de, tümünün değiştirilmesi gerektiğini sav-
ladı.
Yaı^ıtay Başkanı
9
na şeriatçı desteği
ANKARA (Cumhuriyet Bü ro-
su) - Adli yılın açılışmda yaptığı
konuşması eleştirilen Yargıtay Baş-
kanı Sami Selçuk'un sözleri irtica-
cılar tarafindan alkışlarla karşılan-
dı.
lıiica yanlısı gazeteler Selçuk'un
konuşmasmı ve olumlu değerlen-
dirmeleri manşetten büyüterek ve-
rirken, tepkileri "çaüâk ses" ve
"çirkin sakhn" olarak nitelediler.
Kapatılan RP'nin siyaset yasaklı li-
deri Necnıettin Erbakan. Selçuk'a
konuşması nedeniyle kutiama me-
sajı gönderirken, FP'li Nazb Ibcak,
cumhurbaşkanı adayının Sami Sel-
çuk olduğunu açıkladı.
Selçuk'un yaptığı konuşmalara
tepkiler sürüyor. Eski Anayasa
Mahkemesi Başkanı, Atatürkçû
Düşünce Derneği (ADD) Genel
Başkanı Yekta Güngör Özden.
Prof. Dr. Mümtaz Soysal, Türkiye
Barolar Birliğı Başkanı Prof. Dr.
Eralp Ozgen gibi laık aydınlar Sel-
çuk'un konuşmasına tepki göste-
rirken, ırtica yanlısı basın destek
çıkn. Gazeteler, Selçuk'u manşete
çıkanrken, konuşmasmı "Demok-
rasi mfladı'', "Demokrasi mamfes-
tosu" biçiminde değerlendirdi. Ye-
ni Şafak gazetesinde yazan FP ts-
tanbul Milletvekili Ihcak, Selçuk'u
Cumhurbaşkanlığı makamma
önerdi.
Selçuk'un açıklamalanyla "28
Şubattoplummühendisliğine'' ters
düştüğünü belirten Ihcak, "28 Su-
bat'a sahip çıkan, bin yıl onun ta-
kipcisi olacaklannı söyleyen Orge-
neral Kıvnkoğlu ile sivilkşmeyi
öven Sami Selçuktaban tabana ters
düşen ilrî farklı ahniyeti tenısfl edi-
yor" değerlendirmesinı yaptı.
Zaman gazetesi. Selçuk'un ko-
nuşmastnda yıllann birikimini sun-
duğunu savundu. Zaman, Fethul-
lah Gükn'in fahri başkanı olduğu
Gazeteciler ve Yazarlar Vakfi'nca
düzenlenen Abant Toplantılan'nın
birincisine katlarak komisyonlar-
da çalışan Selçuk'u, "Demokrasi
çağns,yıBann biriküninin sonucu.
Yargıtay Başkanı seçilmeden önce
de ropörtajlar \t makalekrk ken-
dini tanıtan Selçuk,'Zorba Devlet-
ten, Hukukun Üstünlüğüne' kita-
brylada gündemegdmişti" diye ta-
nıttı.
Milli Gazete, kapaülan RP'nin
yasaklı lideri Necmettin Erba-
kan"m. konuşması nedeniyle Sel-
çuk'a kutiama tnesajı gönderdiğı-
ni duyurdu. Gazete, Erbakan'ın,
"Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin
bugünkü durumu ve geleceği konu-
sundaki samimi açıklamalarınız-
dan dolayı sizi candan tebrik eder,
çalışmalanmzda başanlar diler. en
kalbi takdir ve tebriklerimi suna-
nm" sözlerine yer verdi.
Millı Gazete. Selçuk'un "Efsa-
neleşmiş, sıradışı bir kahramana
duyulan Platoncu ha>ranhkla \eti-
nirier. Bu yüzden de bilim yerine
her ADah'ın günü ozana, dogancı,
sığ sözcüklerİe öka basa kof, hanıa-
set dolu yalınkat söylevleri yineter,
Atatürk'ü metalaşonrlar. Atatürk-
çülük'ten Atatürkseveriiğe ulaşa-
cak >erdetersini yapmışlardır. Ata-
türk'ü severken adeta boğmuşlar-
dır" değerlendırmesinin "sahte
Atatürkçülere" yönelik olduğunu
vurguladı. Gazete, Selçuk'un,
"Cumhuriyeti kurabflen halk, shil
normlarlademokratikcumhurive-
ti yaratabüecek çapta büyük bir
halkbr. Hiçbir kültür çizmeyle yok
edilememiştir'' sözlerinde "darbe-
cilere, cunta" he\ eslılerine gönder-
me yapıldığını kaydetti.
Irtica yanlısı gazeteler, Sel-
çuk'un açıklamalannı vedestekle-
yenleri överken. Yekta Güngör Ûz-
den, Prof. Dr. Eralp Özgen gibi hu-
kukçulanndeğerlendirmelerini "i-
id bozuk ptak" olarak nıtelendırdi-
ler. Gazeteler, Selçuk'u eleştiren
aydınlar ve partileri "çirkin saİdın"
yapmakla,
u
çaüak ses" olmakla
suçladılar.
Yargıtay Başkanı Sami Sel-
çuk'un tartışılan adli yıl açıhş ko-
nuşmasınm tam metni, Fethullahçı
"BUGtAD" (Bursa Aktif Genç lşa-
damlan Derneği) tarafindan bilgi-
sayar disketleri ile çoğaltılarak da-
ğıtılmaya başlandı. FetiıuUah Gü-
len'in talimatıyla kurulduğu bili-
nen BUGlAD'ın Genel Sekreteri
Ali Rıza Malkoc. Selçuk'un konuş-
masmı tek elde toplamak amacıy-
la çoğaltıldığmı ve dün üye aday-
lan, üyeler ve gazetecilere disketin
elden dağıtıldığmı açıkladı.
G U N D E M MLSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
eleştiriyi de sinirsiz kabul ediyor, diyebiliriz. Dü-
şüncelerimizi maddeleyelim:
1- Selçuk'un ustaca hazırlanmış konuşması in-
sana, yerçekiminin olmadığı bir ortamda yürüyor
hissi veriyor. Bütün etkilerden uzak düşünmek ne
güzel, amayaşam öyle değil. Selçuk'a dünkü soh-
betimizde sordum:
- 16 ülkedeki laikliği araştırdığınızı söylediniz.
Türkiye'yi de, Türkiye'nin koşullarını da araştırdı-
nız mı? „
Selçuk'un buna yanıtı kısa oldu: ' *
"Ben, koşul moşul dinlemem!"
2- Başbakan Bülent Ecevit, Selçuk'un konuş-
masından etkilendiğini söylemiş, TBMM'nin önü-
müzdeki dönem kurucu meclis gibi çalışabilece-
ğini vurgulamıştı. Ancak dün görüşünü gözden ge-
çirmiş gibi geldi bize. Ecevit'e sorduk:
- Selçuk'un demokrasi anlayışını TBMM yaşa-
ma geçirebilir mi?
Yanıtı, birinci şıktaki durumu anımsatıyordu:
"Türkiye 'nin gerçeklerinden soyutlanarak bakıl-
dığında makuldenebilir. Ancak Türkiye'nin koşul-
lan farklı!"
3- Gerici basın, Selçuk'un sözlerine sanldı gidi-
yor. Bunun lafta kalmamasını, arkasının gelmesini
istiyor. Kendilerince çok haklılar. Onlar şunu isti-
yor:
Bugünkü mevcut değerlerin tümü tartışmalı ha-
le gelsin, içi boşaltılsın. Sonra yeni değerler kon-
sun, biz orada yapacağımızı yapanz!
Bu kesimle aramızdaki fark şu:
Onlar, "Bardağıkıralım, bizimkinikoyalım" diyor.
Biz, "Bardak temiz ve dolu olsun" diyoruz.
Bardağın içindeki suyun azlığı, pisliği tartışma
konusu olunca, onlar hemen üstüne atlıyorlar:
"Bizce de öyle. Hemen bardağı kıralım!"
Çağdaş demokratların aynı zamanda uyanık de-
mokrat olması gerekıyor!
4- Selçuk'u, "özledikleri demokrat" olarak nite-
leyen gerici basın. aynı toplantıda konuşan Baro-
lar Biıiiği Başkanı Eralp Özgen in konuşması için
şu yorumu yaptı:
"Çatlak ses kustu!"
Selçuk'un konuşmasmı beğenmeselerdi, onun
için de şu başlığı kullanırlardı: . '
"İn aşağı, politika yapma!"
5- Selçuk'un pek çok alıntıyla süslediği demok-
rasi tanımı, her konuda özgürlüğü içeriyor. Bu, şu-
na benziyor: Bakkala gidiyorsunuz, yoğurt istiyor-
sunuz. Bakkal, "Hangisinden vereyim" diyor. Siz,
"En iyisinden" diyorsunuz. "En iyisinden" demok»
rasi soyut bir tanım! - . ( ^
Imza, düğme, elbise
6- Konunun ikinci ayağına, kamuoyundaki tep-
kilere gelince... Pek çok kesim, Selçuk'un konuş-
ması için ilk şu tepkiyi verdi:
"Altına imzamı atanm."
Devlet yapısındaki bozuklukJardan bıkan yurttaş,
elbette bu sisteme yönelik en ağır eleştiriyi en iyi
eleştiri olarak algılıyor. Ancak dikkati çeken o ki,
bizde ucuz şeylerin başında "imza" geliyor. lyice
okuyup anlamadan imzamızı rasgele atmasak!
7- Bizde bu tür çıkışlardan sonra sıyasilerin ilk
tepkileri şu olur:
"Bunlan yapacağız, düğmeye bastık."
Siyasilerin bu tür adımlan, kablosuz düğmeye
basmak gibidir. Selçuk'un konuşmasından sonra
da kimi siyasıler düğmeye bastı!
8- Anayasamızı en çok "elbise" ile tanımlıyoruz,
dar geldi-bol geldi. Bir insan yıllardır üzerine uy-
gun bir elbise diktiremez ya da satın alamazsa, ona
ne denir?
Yoksa bizim beden portatif mi?
Selçuk'un konuşmasının yazılı metninde şu tüm-
ce dikkatimizi çekti:
"Tanrı bana üçüncü binyılın ilk adli yılını açma
olanağını bağışladı. Bu bir ayncalık mıdır, yoksa
rastlant mıdır, bilemem. Bildiğim tek şey, belki de
dünya tarihinin rakamsal gibi görünen bu önemli
dönemecinde beynimin üşüşen binlerce soruyla
dolu ve yüreğimin karmaşık duygulaha yüklü ol-
duğudur."
Başkan yoğun... Rahat bırakalım!
Yargıtay Başkanı'nın konuşmasına kitle örgütlerinden tepki
'Cumhııriyete saldınmn parçası'
Dinçer: Açıklamalar laiklik karşıtı
HaberMerkezi-Işçi Partisi (tP) Ge-
nel Başkanı Hasan Yalçuı. Yargıtay
Başkanı Sami Selçuk'un konuşması-
nın "Cumhuriyet devrimine karşı ör-
gütlü saldınnın bir parçası" olduğunu
savundu.
Hasan Yalçın, dün yaptığı açıklama-
da, irticanın, Sami Selçuk'un ağzın-
dan Genelkurmay Başkanı Orgeneral
Hüseyin Krvnkoglu'na yanıt verdiğıni
savundu. Selçuk'un fikir babalannın
FethuDah Gülen ve Graham FuUar ol-
duğunu kaydeden Yalçın, "Selçuk ko-
nuşmasmı önce irticacılann Türkiye
Günlügü dergisinde ymımladı. Aldt ga-
zetesi daha konuşma şapılmadan ko-
nuşmrnı haber yaptı. Selçuk'un 12 Ey-
hıl Anayasası'na karşı çıkması tam bir
aldatmaca ve göz boyama. 12 Eylül
ürünü herkes, Sami Selçuk'u alkışh-
yor" dedi.
Yargıtay Başkanı'nın konuşması
dikkatle incelendiğinde, 'şeriatçüar'ın
yıllardır özlemini çektiklen istemlenn
dile getirildiğinin görüleceğini savu-
nan Izmir Barosu avukatlanndan No-
yan Ozkan, Doç. Dr. Selçuk'a tepkisi-
ni bir mektupla dile getirdi. Özkan,
mektubunda şu görüşlere yer verdi:
"Yeni adli yıl açüışı münasebetiyle
yapdğınız konuşmanın içeriğine büyük
ölçüde katılmakJa birlikte zaman ve
mekân açısından yanuş yolda olduğu-
nuzu beh'rtmekten üzüntü duyuyorum.
Teraziniz haksız ve yanuş tutulmuştur.
Cumhuriyet ve devrimlerinin savunu-
culan incinmiştir. tkinci cumhuriyetçi-
ler ve şeriatçılar konuşmanız üzerine
adeta 'zil' takıp oynamaktaduiar. Or-
ganize şeriatçı çetelerin adun adun dev-
leti ele geçirdigini bilmiyor musunuz?
Özgürlükier. özgüriükleri yok etmek
için kullanılmaz.'"
tstanbul Kadın Kuruluşlan Birliği
Koordinatörü Prof. Dr. Necla Arat ta-
rafindan yapılan açıklamada Yargıtay
Başkanf nın konuşması eleştirilerek
şöyle denildi:
"tstanbul Kadın Kuruluşlan Bnüği,
Yargıtay Başkanı Selçuk'un adli yıhn
açıhş konuşmasında dile getirdiği gö-
rüşlerin bir bölümünü de toplumumu-
zun sosyo-kültürel yapısını göz önünde
bulundurmayan, teorik ağırukh, kök-
tendbıci çevreleri yürekkndirici, laikli-
ği özüriü bir mal gibi gören ve Cumhu-
riyetin temel ilkelerini yargılamak iste-
yenleri destekleyici görüp eleştirmekte
ve reddetmektedir. Hiç kuşku yok ki de-
mokrasi ve hukukun Ustünlüğü, ancak
özgüriükçü bir ortamda gerçekleşebUir.
Bu ortamın yara&labilmesi için önkoşul
ise gerçekten ödünsüz laikliktir. Cum-
huriyetçi kuşaklar, 28 Şubat sürednde
dile getirikn aksaklıklann giderümesi
doğrultusunda alınması istenen önlem-
leri içtenlikle desteklemektedirler. Ku-
ruluşlarımız ödünsüz laikliğin sağlan-
rnasıiçin negerekiyorsa yapmaya hazır-
duiar ve hep hazır olacaklardır."
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Ge-
nel Merkezi yöneticileri de "devletin
laik olmadığı, resmi dinin olduğu, Ale-
vi köylerine zorla cami yaptirddığL, zo-
runhı din derslerinin okutuldugu ve ir-
ticanın palazlandınldıgı" görüşlerini
10 yıldır kamuoyaınun gündemine ge-
tirdiklerini ifade ederek "Diyanet tşle-
ri BaşkanhgTnın kaldınlması ve imam
hatip liselerinin kapaülmasını istedik.
Yargı gücünün başındaki Idşilerce dile
getirflen ve bugün ülkemizin birindl
gündemine oturan sorunlann basit,
olağan ve suni gündemmiş gibi unuttu-
rulmaması için sorunun gerçek sahip-
leri olan srvü toplum örgütlerini bu so-
runian süreldive ısrarla gundemde tut-
maya, tartışmaya ve ortak çözümler
üretmeye davet edjyoruz" dediler.
Ankara DGM'nin yargıç ve savcıla-
n. Selçuk'un konuşması ile ilgili. ga-
zetecilerin sorulannı yanıtladılar.
DGM Savcısı Kahveci, Selçuk'un, yar-
gınm genel sorunlan ve demokrasi ko-
nulan üzerinde durduğunu belirterek,
konuşmayı olumlu bulduğunu ve genel
hatlanyla katıldığını söyledi.
.Ankara 1 ve 2 No'lu DGM başkan-
ları Mehmet Orhan Karadeniz ile
Mehmet Turgut Okyay ise Selçuk'un
konuşması ile ilgili değerlendirmede
bulunmadılar.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anayasa
Mahkemesi Başkanvekili Güven Dinçer, Yar-
gıtay Başkanı Sami Selçuk'un açıklamalanna
sert tepki gösterdi. Selçuk'un açıklamalannın
"laikliğe karşı" olduğunu belirten Dinçer, "Din
ve vicdan hürriyetine yeni biçimler vermek is-
tey^n ve tstanbul'da ymalanmış teokratik ve
kozmopolit bazı görüşlerin Yargıtay Başkanı'nı
fazlaca etkilediği görülüyor*' dedi.
Türk eğitiminin, arkasında bazı cemaatlerin
buiunduğu özel okullann tehdidi altında oldu-
ğunu vurgulayan Dinçer, din eğitimini serbest
bırakmayı öneren Selçuk'un göriişlerınin bu
çarpık gidişin yasallaşması sonucunu getirece-
ğini bildirdi.
Yargıtay Başkanı Selçuk'un "kendi bahcesi-
ni düzenlemek yerine herkese genel ve kolay re-
çeteler vazdığınr belirten Dinçer. yargıdaki şi-
kâyetlerin "edebiyat yapılarak" düzeltileme-
yeceğini kaydetti.
Dinçer, dün yaptığı açıklamada Selçuk'un
konuşmasındaki üslubu yadırgadığını belirtti.
Dinçer, açıklamasında şu görüşleri dile getir-
di:
Eksiklikler inkân gerektirmez: Konuşmada
"Türkiye'nin anayasası olan ve anayasal bir
devlet olmadığır
söylenmektedir. Bu gerçek dı-
şıdır. Ülkemizin siyasal tarihini bilenler iki
yüzyıla yaklaşan bir gelişme süreci içinde ne-
reden başlandığını ve nerelere gelindiğini gös-
terir. Bugün ülkemizde bir anayasa yargısı var-
dır. Ülkemizdeki anayasal düzen ve hukuk,
anayasa yargısının koruması altındadır. Ülke-
mizde gelişmış bir idari yargı düzeni vardır.
Bu da ülkemiz için ayn bir demokratik güven-
ce kaynağıdır. Bazı eksiklik ve aksamalar sis-
temın ınkânnı gerektirmez.
Kolay reçete yazıyor: Konuşma, yargı birli-
ği özlemini dile getirmektedir. Adli, idari ve as-
keri yargı aynmına dayanan Türk yargı siste-
mi uzun bir gelişmenin ürünüdür. Bir Yargıtay
Başkanı'nın konuşması ile değişecek kadar sa-
de bir yapı değildir. Son yıllarda Türk yargısı
içte ve dışta fazlaca eleştiri alıyor. Görev ala-
mnın genişliği ve iş hacmi sebebi ile bu eleşti-
rilerin odağı Yargıtay'ın başında buiunduğu
adli yargıdır. Sayın başkan, kendi bahçesini dü-
zenleme yerine herkese genel ve kolay reçete-
ler yazmaktadır.
Kitap önerisi: Kamu hukuku-özel hukuk ay-
nmını eleştiren ve bunun kaynağını yakın gün-
lerde arayan sayın başkana özel hukuk, kamu
hukuku aynmının çok eski olduğunu hatırlatır
ve 1500 yıl önce Istanbul'da derlenmiş Corpus
Juris Cıivilis'ın "tnstitutiones" kitabmı öneri-
rim.
Çıkardıgı sonuçlar yanlış: Sayın başkanın
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun ku-
ruluşu ile ilgili eleştirilerine katıhyomm. An-
cak, çıkardıgı sonuçlar yanlıştır. Kurulun bü-
yük bir ekseriyeti Yargıtay ve Danıştay'm yük-
sek yargıçlandır. Eğer kurulun işlemlerinde
hata varsa bunu politikacılara sirayet ettirmek
doğru değildir. Hata varsa, bu hata oradaki yük-
sek yargıçlann veya onlan bu göreve getiren
Yargıtay ve Danıştay'ındır.
Açıklamalar laiklik karşm: Yargıtay Başka-
nı'nın açıklamalan cumhuriyetin temel taşlan
olan laiklik anlayışına, laik öğretim anlayışına
karşıdır. Türkiye, din ve vicdan hürriyetinin
olduğu hür bir ülkedir. Devletin din ve vicdan
hürrıyetinı koruması doğaldır. Din ve vicdan
hürriyetine yeni biçimler vermek isteyen ve ls-
tanbul'da yuvalanmış teokratik ve kozmopolit
bazı görüşlerin Yargıtay Başkanı'nı fazlaca et-
kilediği görülüyor. Türkiye bugünkü onurlu
günlere geldiyse laiklik ilkesi ve cumhuriyetin
kurduğu bugünkü hukuk düzeniyle gelmiştir.
Din cğitimi düşünülemez: Yargıtay Başka-
nı'nın en tehlikeli düşüncesi. "din eğitiminin
serbest bırakılması*' önerisidir. Bu öneri Türk
toplumunu çağdaş toplumsal yapısından, ce-
maatlerden ibaret ilkel bir toplum yapısına dö-
nüştürür. Bu düşünceler Türkiye Cumhuriye-
ti'nin kuruluş felsefesine aykındır. Aynca ana-
yasanın eki mahiyetinde olan Tevhid-i Tedri-
sat Kanunu'nun kaldınlmasını gerektirir. Bu
düşünülemez. Türk eğitimi bugün arkasında
bazı cemaatlerin buiunduğu özel olcullann teh-
didi altındadır. Yargıtay Başkanı'nın bu konu-
daki görüşleri, bu çarpık gidişin yasallaşması
sonucunu gerektirir.
Şikâyetler edebiyatla düzelmez: Konuşma,
halkımızın yargı hızmeti ile ilgili şıkâyetlerin-
den habersiz görünüyor. Ortada bir aksaklık
var. Bunun çözümü, başkalannda değil bizler-
de. yargıçlardadır. Yargıdaki şikâyetler edebi-
yat yapılarak düzeltilemez. Hâkimlerin kendi
özlük işleriyle ilgili yargısal başvuru haklan
yoktur. Bence anayasanın en çok tenkıdı gere-
ken yanı budur.
YSK Yasası'na karşı çıkmahydı: Yüksek Se-
çim Kurulu ile ilgili olarak yakında çıkanlan
bir yasa kışilere yöneliktir. Belli kimseler için
çıkanlmıştır. Bu siyasi "ihsan"dır. Bu yargıya
yapılmış güncel siyasi bir müdahaledir. Yar-
gıtay Başkanf nın bu konular üzerinde dur-
maması aynca çok büyük eksikliktir.