02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
11 EYLÜL 1999 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Sosyal Güvenlik Bakanlığı, sendika üyesi işçileri korumak için çalışma içinde Iş giivencesi için yasa taslağıANKARA(AA)- Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, hak- sız iş akdinin feshi ve ilk kez top- lu iş sözleşmesi kapsamında bu- lunan işyerlerindeki işçilerin sen- dika üyesi olması nedeniyle, işten çıkanlmalannın önlenmesi ama- cıyla yasa taslağı hazırladı. Bakanhk tarafindan hazırlanan yasa taslağında. 1475 sayılı İş Ya- sası ile 2822 sayılı Toplu İş Söz- leşmesi, Grev ve Lokavt Yasa- sı'nda değişiklik yapılması öngö- rülüyor. Yasa taslağı ile 1475 sa- yılı İş Yasası'nın 13. maddesinde yapılan düzenleme ile iş akdinin feshinde ispat yükünün yer de- ğiştirilmesi benimseniyor. Yürürlükteki mevzuata göre, iş akdinin feshine ilişkin davalarda, iş akdinin haksız nedenlerle fes- hedildiğini kanıtlama yükümlü- lüğü işçiye aitken, taslakta iş ak- dinin haidı bir nedenle feshedıl- diğinin kanıt yükümlülüğünün iş- verene ait olması öngörülüyor. Bakanhk tarafindan hazırlanan yasa taslağında 2822 sayılı Top- lu tş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Yasası'nda da değişiklik yapıl- ması esas alınarak sendikalaşan işyerlerinde yasadışı olarak işle- rine son verilen işçilerin iş gü- vencelerinin sağlanması da amaçlanıyor. Taslakta, 2822 sayılı yasada yapüacak değişiklikle. ilk kez sendikalaşan işyerlerinde, işvere- nin işçi sendikasınm çoğunluğu- nu yitirmesini sağlamak amacıy- la, kanunsuz olarak işçi çıkarma- sı durumunda, işçilerin veya sen- dikanınbaşvurusu üzerine iş mü- fettişinin konuyu incelemesi ön- • Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafindan hazırlanan yasa taslağına göre, işten sendika üyesi olduğu için çıkanlan işçi 6 işgünü içinde mahkemeye başvurabilecek. Mahkeme. iş akdi feshinin sendikaya üye olması nedeniyle yapıldığı yönünde karar verirse, işveren 6 işgünü içinde işçiyi geri almak zorunda olacak. görülürken müfettişlerin bir ay içinde yapacağı incelemeyi so- nuçlandırması ve sonucu işçiye veya ilgili sendikaya bildirmesi benimseniyor. Taslağa göre, inceleme sonu- cunu alan sendika üyesi işçi veya üyesi bulunduğu sendika, işçinin işe iade edilmesi talebiyle 6 işgü- nü içinde, işçinin işe iade edilme- si talebiyle iş mahkemesine baş- vurabilecek. Mahkeme. iş akdı feshinin sendikaya üye olması ne- deniyle yapıldığı yönünde karar verirse. bu karan alan işçi, 6 iş- günü içinde işe başlamak zorun- da olacak. İşveren, iş mahkeme- sinin karanna karşın işçiyi 1 ay içinde işe başlatmazsa, işçiye bir yıllık ücreti tutannda tazminat ödeyecek. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafindan hazırlanan yasa taslağı gerekçesinde, işçi- nin, işten çıkarmalara karşı ge- rektiği şekilde korunamadığı bir hukuk düzeninde sendika. toplu iş sözleşmesi özgürlüğünden ve grev hakkından söz edilemeyece- ği vurgulanarak iş güvencesinin sağlanamadığı bir sistemde, sen- dika ıçi demokrasinin de yeterin- ce işleyemeyeceği behrtildi. Işverenin, işçinin işine neden göstermeksizin son verebilmesi imkânına sahipbulunmasının, iş- çinin hukuk düzeninin açıkça kendisine tanıdığı menfaatı koru- yamadığı sonucunu doğuracağı kaydedilen taslak gerekçesinde, "Sendikaya üye olan bir işçinin, bu nedenle işten çıkanlması Tür- kjye'nin onayladıgı sözleşmetere aytandır" denildi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan, iş güven- cesine ilişkin yürüttükleri ön ya- sa taslağını tamamladıklannı be- lirterek bu konuda işçi ve işvere- nin uzlaşmasını beklediklerini söyledi. Türkiye'nin ihtiyacı olan böyle bir yasayı Meclis'ten ge- çirmek istediklerini vurgulayan Okuyan." İşçi ve işveren bu konu- da ortak bir noktada buluşabüir- lerse, biz bu yasa taslağını en kısa sürede Meclis'e sevkederiz. Yeter Irî, işçi ve işveren bu konuda bir- leşebüsinler" Dışişleri Bakanı, Haydar Aliyev ve Eduard Şevardnadze ile görustü İsmail Cem Yalta Zirvesi'nden memnun ismailCem. ANKARA/YALTA (AA)-Dı- şişleri Bakanı İsmail Cem, Bal- nk ve Karadeniz Ülkeleri tşbir- liği Zirve Toplantısma kaülmak üzere gittiği Yalta'dan memnun aynldı.Gürcistan Cumhurbaşka- ru Eduard Şevardnadzeve Azer- baycan Curnhurbaşkanı Haydar Altyev ile görûşen Cem. "Kendi- teriyle ga\et dostane konuşmala- nmız oklu. Bakü-C e> han'a daha fazla destek verilmesi gerektiği- ni konuştuk " dedi. Cem'in Ali- yev'le yaptığı görüşmesinde Ka- rabağ konustınun da gündeme geldiği öğrenildi. Cumhurbaşkanı Süteyman DemireTin deprem nedeniyle katılmadığı zirve toplantısında Türkiye'yi Cem temsil etti. Cem. Baltıklar ve Karadeniz iş- birliği çerçevesinde, Avrupa gü- venliği ve çeşitli alanlarda işbir- liğinin ele almdığı toplantı son- rasında Türkıye'ye döndü. Yalta*da Azerbaycan Cumhur- başkanı Aliyev ve Gürcistan Devlet Başkanı Şevardnadze ile Bakü-Ceyhan, ikili ilişkiler ve diğer konulardagörüşmeler yap- tı. Cem konferansta yaptığı ko- nuşmada da deprem nedeniyle Türkiye'ye yapılan yardımlar için teşekkür etti. Cem konuşma- sında aynca, bölgenin giderek artan önemine dikkat çekerek, bölge ülkeleri arasındaki işbirli- ğinin önemini vurguladı. Baltıklar ve Karadeniz işbirli- ği çerçevesinde gerçekleştirilen Yalta zirvesine, bölgedeki 21 ül- keyle birlikte Avrupa Konseyi, AGtT, NATO. AB Komisyonu, Baltık Konseyi ve Merkezi Av- rupa Girişimi temsücüeri kaüldı. Kanada Mülted devlet ı ENGtN AŞKIN TORONTO- Anayasal dü- zeniu monarşi" olan Kanada, devlet başkanlığına 60 yaşın- daki Çin göçmenı Adnenne Clarksonu seçti. 2. Dünya Savaşı dönemlerinde Hong- Kong'u istila eden Japon or- dusundan kaçarak ailesiyle birlikte Kanada'ya gelen ye- ni devlet başkanının seçimi, ülkenin çok kültürlü, çağcıl yüzünün kanıh olarak değer- lendinldi. Ingiliz kraliçesinin simge- sel temsilcisi olan ve atanma- sı Kanada Başbakanı Jean Chretien'ce yapılan "gend vafi" tanımlı yeni devlet baş- kanı, Kanada'da hümanist çizgide ulusçu. bağımsızhk yanlısı, ödün vermez bir ile- rici aydın olarak tanınıyor. 1867'dekvırulmuş olan Kana- da'da. daha önce görev yap- mış olan Ingiliz ve Fransız kökenli "genel vaKlerin" dı- şındaki göçmen toplumundan gelen Clarkson, tngiliz asıllı yazar ve fılozof John Ralston Saul ile evli bulunuyor. Kanada'nın Amerikan et- kisine kayan durumuna şid- detle karşı çıkanlann başında gelen Adrienne Clarkson'un devlet başkanlığına atanma- sı, Kanada'nın kartel medya- sında ve statükocu çevrelerde çekingenlikle karşılandı. Toplumsal yaşamda, Yeni Dünya Duzeni'nin getirdiği dayatmacı kültürü ve şirketsel değer birimini sert biçimde eleştiren Adrienne Clarkson, "Free Trade-Serbest Ticaret AnlaşmalarTna sürekli ola- rak karşı çıkmışh 34 yıl süreyle Kanada'nın bağımsız devlet televizyonu CBC'de sunuculuk yapan ye- ni genel vali, çeşitli sanatsal etkinlikler düzenledi ve Onta- rio eyalet devletinin Paris "genel temsflciliği''nı üstlen- di. Son yıllarda. artık sadece manevi çızgideki "monarşT bağlantısını kopanp Cumhu- riyet ilan etmesi seçenegini de tartışmakta olan Kanada, mültecı bir devlet başkanının seçilişiyle, yepyeni bir çizgi- ye yaklaştığını ortaya koydu. uıgilizce, Fransızca bilen ve "konuşmayeteneğiyle'' ün- lenen Clarkson, Kanada'yı çok iyi tanıyan birikimli kim- liğiyle de saygı görüyor. Ka- nada Devlet Başkanhğı sıya- sal yetkisi bulunmayan. sim- gesel ve törensel bir makam olup vergi mükellefıne yılda 11.5 milyon dolara mal olu- yur. Alrlkiılııt'tan Vali TürkiyeBüyükMUlet\Iecüsi(TBMM)BaşkanıYıldınm Akbulut,İstanbul Va- lisiErölÇaİar'ıveİstanbulBmükşehlr Belediye (İBB) Başkanı AliMüfrtGür- tuna'vı zharet etti ve deprem bölgelerinde incelemelerde bulundu. Yıldınm Akbulut, Avcılar >e Bağcılar'da depremde zarar gören yuıttaşlann öncelikli gereksinimleri olan gıda ve sağlık hizmetlerinde şikâyet olmadığını, bundan sonra yapüacak çalışınaların evsiz kalan depremzedelere, kış gelmeden prefabrike konut sağlamak olduğunu belirtti. Akbulut. "Depremin zararlannı asgarive indirmek için çalışıyoruz. Hasar tespit ça- hşmalan dün sona erdi. Oturulama>acak olan binalann yıkım işletnlerine başlanacak1 * dedi. Vali Çakır da, İstanbul'da geçici iskâna tabi tutu- lacak yaklaşık 14 bin ailenin bulunduğunu belirterek "Okullann açüacak olması nedeniyle buralarda kalanlar kamu tesislerine ya da misafir- hanelere yerleştirilecek. Ancak eldeki tüm imkâniarı kullanmamıza rağmen 4 bin ailelik kapasite varatabüi\oruz" şekünde konuştu. tstanbol'un Dd ayn yerinde yapılan bombalı saldınlan üstienen olmadı. Bombalı scddun: 20yarah İstanbul Haber Servisi - tstanbul Şiş- li'deki Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı ve Fatih Unkapanı'ndaki Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tstanbul Böl- ge Müdürlüğü binalanna dün akşam dü- zenlenen bombalı saldınlarda 20 kişi ha- fıf şekilde yaralanırken binalarda hasar meydana geldi. tstanbul'daki ilk patlama Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İstanbul Böl- ge Müdürlüğü'nün Unkapanı'ndaki bi- nasındameydana geldi. Binanın 5. katın- da görülen şüpheli paket, olay yerine ge- len uzman ekiplerce incelendi. tstanbul Terörle Mücadele Şube Mü- dürlüğü Bomba Imha Bürosu'nda gö- revli ekip, paketiçerisinde patlayıcı mad- de olduğunu saptadı. Görevliler, paketi, bölge müdürlüğü binasının en üst kaun- dan boş alana attı. Paket içerisindeki bomba, atıldığı yerde yaklaşık 1 dakika sonra patladı. Patlamada ölen ya da yaralanan olmaz- ken çevredeki birçok dükkân. ev ve araçta ha- sar meydana geldi. Po- lis, görgü tanıklannın ifadelerine göre bomba- lı paketi bırakan 1 'i ka- dın 2 saldırganın yaka- lanması için geniş çaph operasyon başlattı. Unkapanı'ndaki pat- lamanın ardından ikinci patlama saat 19.00 sıra- lannda Şişli Halaskâr- gazi Caddesi üzerinde- ki Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı binasında meydana geldi. 6 katlı binanın 3. katında asan- sör boşluğuna bırakılan bombanın patlaması so- nucu 20 kişi yaralandı. Patlamadan sonra bina- da hasar meydana gelir- ken üst katlarda mahsur kalan 2 kişi de itfaiye ekiplerince kurtanldı. Çoğunluğunu patlama sırasında yoldan geçen yurttaşlann oluşturdu- ğu yaralılar Şışli Etfal Hastanesi ve Amerikan Hastanesi'ne kaldmla- rak tedavi altına alındı. Hastane yetkilileri, ya- ralılann sağlık durum- lannın iyi olduğunu ve yapılan ilk müdahalele- rinin ardından taburcu edildiklerini bildirdi. Yaralılann isimleri şöy- le: "SuhanAdaJuAlaat- tin Doğan, Öznur Gür- nek,Şirin Yaüncakoğlu, Serkan Teksöz, Uğur Seia,Vasfettin Saça, Ha- lit Kalkan, Rasim Hön- düre, Cemal Akkuş, Murat Okan, Serap Keleş, Netke Tanm. Mithat Yiğitoğlu, Mesut Bulgu, Hüse>1n Cömert, Erdal Yıimaz, Cemal Şahiıi, Ceial Yiğit Fatma ErgüT Bombalı saldınnın ardından İstanbul Emniyet Müdürü HasanÖzdemir ve Şiş- li Belediye Başkanı Mustafa Sangül, Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı bina- sına gelerek incelemelerde bulundu. Öz- demir, olayın faıllerinin kısa sürede ya- kalanacağını belirtti. Sangül de, olayın son derece üzücü olduğunu kaydererek "Patlama mesai saarinde olsaydı, yaralı sajısı çok daha fazla olurdu" dedı. tstan- bul Valisı Erol Çakır da Şişlı Etfal Has- tanesi'ne gelerek yaralılan ziyaret etti. Çakır, "Bu tür eviemler hainlikten, insa- na saygmzbktan ortaya çıkı>or" dıye ko- nuştu. Metris Cezaevinde ÎBDA-C eylemi tstanbul Haber Servisi - Metris Kapalı Ceza ve Tutukevi'nde, yakınlannın infaz koruma memur- lanndan baskı gördüğünü öne süren ve aralann- da şeriatçı terör örgütü ÎBDA-C'nin kurucusu ve lideri "Kumandan" kod adlı Salih Mirzabe\'oğ- iu'nun da (Salih tzzet Erdiş) bulunduğu 60 kadar İBDA-C davası tutuklusu 2 müdür yardımcısı, 1 infaz koruma bas, memuru ile 30 infaz koruma me- murunu yaklaşık 2 saat süreyle rehin aldı. Metris Cezae\T B Blok'ta kalan IBDA-C'lile- rin camlan, kapljan ve görüş kabinindeki bilgisa- yan kınp 33 personefi rehin almasırun ardından komandolar, itfaiye araçlan ve ambulanslar ceza- evine geldi. Göruş günü oldugu için tutuklu ya- kınlan cezaevinin kapısında endişeyle beklerken panzereşliğinde İstanbul Çevik Kuvvet Şube Mü- dürtüğü ekipleri cezaevi çevresinde geniş güven- lik önlemleri aldı. Cezaevi yönetimiyle yapılan pazarlıklar sonucu anlaşma sağlandı ve 15.30 sı- ralarında isyan sona erdi. Rehin ahnan müdür yar- dımcüan Ali Gökçe ve İbrahim Soydan ile infaz koruma baş memunı Servet Garadeniz'in de ara- lannda bulunduğu 33 cezaevi personeli serbest bırakıldı. Mirzabeyoğlu'nun ve cezaevinde bulu- nan bazı İBDA-C'lilerin avukatı Hasan Ölçer "Durum normale döndü. Olaylar, tutuklu yakın- lannm gardiyanlarca tartaklanması,görüş saatte- rinin değiştirUmesi ve soyadı turmayan tutuklu va- kınlannın görfişe ahnmaması nedeniyle çıknğmı öğrendik'' dedi. Bir cezaevi yetkilisi ise tutuklu- lann ziyaretlerin gün boyu sürmesini istedikleri için gerginlik yaşandığını \oırgulayarak "Eyleme kendiliklerinden son verdikr. Personelimiz ser- best" diye konuştu. İBDA-C'H tutuklulan, yaklaşık on gündür ce- zaevi yönetiminin Mirzabeyoğlu'na DGM'deki duruşmalanna kaülması için baskı yaptığı gerek- çesiyle sayım vermeme eylemi yapıyordu. Ceza- evinde, geçtiğimiz hatta polisin ÎBDA-C operas- yonunda gözaltına alman 35 kişıden 8 kişinin tu- tuklanmasi ile gerginlik daha da artmışü. ÜRKÎYE 'DEKİ ALMAN VAKIFLARI, LAÎK CUMHURÎYETE SALDIRMALARININ SÖZ KONUSU OLMADIĞINI SÖYLEDÎ 4 Hakkunızdaki suçlamalar asdsız 9 Haber Merkezi- Heinrich Böll Vakfı. Fri- edrich Ebert Vakfı ve Alman Şarkiyat Ens- titüsü "Türkiye'de Alman Vakıflannın Ma- rifederi" başlığıyla Cumhuriyette "CMa^- lar ve Görûşler" bölümünde yayımlanan ya- zıdaki savlann gerçeği yansıtmadığını açık- ladılar. Vakıf temsilcileri. Türkiye'deki Al- man vakıflannın faaliyetleri arasında "Ke- malizmin iflas ettigini kanıtlamak'' gibi bir amaç yer almadığım, yazıdaki. "Laik^de- mokratik Türkiye cumhurryetini içten ve dış- tan kuşatma" savının da yersiz olduğunu vurguladılar. Heinrich Böll Vakfı Türkiye Temsilcisi Fügen Uğur yaptığı yazılı açıklamada. söz konusu yazıda kendilerine yönelik önyargı- lı ve haksız suçlamalar bulunduğunu öne sürdü. Tüm Alman vakıflannın "Kemalizmin if- las ettigini ve sonınun geçici bir hükümet so- runu değil, yapay ve uyduruk Türk ulusunu tepeden inme yöntemlerle yaşatmav a çauşan Türk devleti" olduğunu kamtlama amacını güttükleri savını kesinlikle reddettiklerini belirten Ugur, "Heinrich BöUVakfi'nın böy- le bir amacı da. bu amaca yönelik bir strate- jisi de yoktur" dedi. Heinrich Böll Vakft id- dia edildıği gıbi "federal yönerim nimetleri- ni Doğu Anadolu konusunda" gündeme ge- tirmediğini belirten Uğur, "Vakıf Türki- ye'nin etnik çetelesini rutmakla da meşgul de- ğüdir" diye kaydetti. Uğur, Heinrich Böll Vakfı'mn 1994yıhndanberi Türkiye'de si- vil toplum kuruluşları ve akademik çevre- lerle işbirliği yaparak sivil toplumun gelişi- mi. demokrasi ve insan haklan, çevre, kadın sorunlan ve kültürel konularda toplantı, se- miner ve benzeri çeşitli etkinlikler düzenle- diğini söyledi. Alman Şarklyat Enstltüsü rinden çıkıp tstanbul'a gelen, bu süre bittik- ten sonra da genelde üniversitelerine dönen bilim adamlan görev alır. Bir Osmanlı tarih- çisi. bir dilbilimci (Türkolog) ve bir toplum- bilimci (sosyolog). Enstitümüz bunun yanı sıra doktora tezi burslan verir ve aynca Al- manya'dan diğer Avrupa ülkelerinden ve ABD'den gelen bilim adamlanna, enstitüye misafir statüsünde bağlı olarak araştırma yapma olanağını da sağlar. Yazıda adı geçen Heidi VVedel ise hiçbir zaman enstitümüzünAlman Şarkiyat Enstitüsü'nden yapılan açıklamada ise Alman vakıfianyla ilgili yazıda • Heinrich Böll Vakfı Türkiye Temsilcisi Fügen Uğur, vakfin 1994 yılrndan beri Türkiye'de sivil toplum kuruluşlan ve akademik çevrelerle işbirliği yaptığını vurguladı. Uğur, vakfin sivil toplumun gelişimi, demokrasi ve insan haklan, çevre, kadın sorunlan ve kültürel konularda toplantı, seminer ve benzeri çeşitli etkinlikler düzenlediğini belirtti. yer alan savlarla ilgili olarak şu bilgilere yer ve- rildi: # tstanbul'daki Şarki- yat Enstitüsü'nün hamisi Alman Şarkiyat Cemiye- ti'dir ve bu cemiyet de Al- man üniversitelerinde Arabistik. lranistik, Türkoloji, Hindoloji, Sinoloji ve Japonolo- ji gibi bilim dallannda çalışan profesörlerin ve diğer akademisyenlerin mesleki kurulu- şudur. Enstitünün bütçesi tamamen Alman Bilim Bakanlığı tarafindan sağlanmaktadır. Hamburg kentinde Prof. Dr. Udo Stein- bach'ın yönetimınde çalışan Alman Orient Enstitüsü ile enstitümüzün hiçbir bağlantı- sı yoktur. 0 Enstitümüzde üç bilim dalından her bi- ri üç yıllık bir süre için Alman üniversitele- elemanı olarak çalışmamıştır. # Enstitümüzdekı bilim adamlan şu gö- revlerde çalışmaktadır: Toplam 22 bin cil- din mevcut olduğu kütüphanenin bakımı ve geliştirilmesi; neredeyse, şarkiyat bilimleri uzmanı olan tüm Alman profesörlerin eser- leri yayımlanmış olan "Beiruter Texte und Studien" (Beyrut Metın ve Araştırmalan) adlı bilimsel dizide çıkan kitaplann redak- siyonu; uluslararası akademisyenlerin katıl- dığı ve her biri Türk kurumlannın işbirliğiy- le gerçekleştirilen sempozyum ve atölye ça- lışmalanmn hazırlıklan. "Türldye'dekisür- gün Alman Bilim Adamlan 1933" (Aralık 1997, T.C. Turizm Bakanlığı'mn da deste- ğiyle gerçekleştirildi), "Ölümünün 800. Yı- lında Ibn Rüşd" (Aralık 1998, Türk Diya- net Vakfı, Islam Araştırmalan Vakfı işbirli- ğiyle gerçekleştirildi), "Gazelve Dünya Ede- biyatındaki Yeri" (Mayıs 1999, IRCICA iş- birliğiyle gerçekleştirildi) ve "Ahnanya, ts- raiL Lübnan ve Türkiye Örneklerinde Yurt- taşuk ModeUeri" (Boğaziçi Üniversitesi iş- birliğiyle gerçekleştiril- di) düzenlenen sempoz- yumlardan bazılan. Ister 30'lu yıllarda Nazi Al- manyası'ndan Türki- ye'ye kaçmış olan Ahnan profesörleri, ister Avru- pa'yı Aristo ile tanıştıran ıbn Rüşd'ün mirası, ister gazel türünün Avrupa şiirine etkisi ve ister yurttaşlık modellerinin karşılaştınlarak tar- tışılması olsun bütün bu örnekler, amacunı- zuı Doğu ile Batı arasında bilimsel, kültürel ve siyasal alanda mevcut olan karşılıklı et- kileşimi araştınp tartışmak olduğunu göster- mektedir. 0 Türkiye ile Avrupa arasında bugünkü dolaysız fikir alışverişi ise enstitümüzün Fransız Anadolu Araştırmalan Enstitüsü ile birlikte yürüttüğü "Türkiye'deld sivil top- lum" konulu projenin başlıca amacıdır. Av- rupa Komisyonu tarafindan finanse edilen bu projede Türk bilim adamlan, Fransız, Avusturyalı ve Alman araştırmacılan ile eşit birbiçimde birlikte çalışmaktadırlar. Proje- nin ilk sonuçlan kamuoyuna sunulmuş olup Türk basıru tarafindan da ele alınıp tartışıl- mıştır. Friedrich Ebert vakfı Friedrich Ebert Vakfi Türkiye Temsilcisi Jörg Lange tarafindan yapılan açıklamada da özetle şöyle denildi: "Yazann iddia ettiği gibi Türkiye'deki faaliyeüerimizin amacı 'Kema- lizmin iflas ettigini' kanıtlamak değildir. Ben- zer bicimde Alman vakıflannın laik ve demok- ratik Türid>e Cumhurheti'ni içten ve dıştan kuşatma iddialan son derece yersizdir. Aynca, Friedrich Ebert Nakfi'nı bay Steinbach'm gö- rüşleri ve açıklamalanyla bağdaşbrma da son derece yanılncıdır. Bay Steinbach kendi adına ve başında buiunduğu kurum adına gönişleri- ni açıktamaktadır; Bunlar Türki\c'de faaliyet gösteren Alman vukıflar adına yapılan açıkia- malar değildir. Türkiye'deki amaç ve faaliyet- leri açık ve net olarak tanımlannus. olan Fried- rich Ebert \'akn'nuı başhca amacı demokra- tik reform sürecine destek vermektir. Ekono- mik ve sosyal sorunlann çözümüne ilişkin çe- şitli yaklaşun ve önerUere katkı \apmak ve ni- hayetTürk-Alman ilişkflerinin gelişmesine yar- dun etmektir."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear