25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
5 AĞUSTOS 1999 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA KULTUR kultur@cumhuriyet.com.tr 15 ALLEGRO EVİN tLYASOĞLU JNurten Erus'a sesleniyoruz1997'nin son günleriydi. Telefondaki >es "Adapazan'ndan bir okurunuzum, jctan Nurten Enıs* diyordu. "Eşfaıveben Cumhuriyet gazetesinin yakm izteykisi- viz. Suin yazılannızı yülardır okuyonım. Siz müzik düny asının içindesiniz. Miizik- çileri tanıyorsunuz. Lütfen bize yardım edermisiniz? Burada bir kühür bilinci ya- ratmak istiyoruz. Ama sayunız okadar az ki! klasik müzigi tanıtmak, dinletmek, çocuidanmızı uygarca yetiştirmek peşjn- deyiz. Çevremiz çok bağnaz. Bu tutucu- luğu,bağnazfağı ancakkühürümüzü zen- ginleştirerek yeneceğjmize inanıyorum. Artik bubüyük kenticrdekifestivaüer ye- rine biraz da küçük kenttere yöneünse, di- yorum. Burada daminibir festivaldüzen- lesek, bize öncü, araa olur musunuz?" Nurten Enıs'un bu coşkulu çagnsına kulak vermemek ne mümkün! Nedireli- nizdeki olanaklar, dedim. Salon, sahne, piyano? u Bir sinema saktnu var, Abası- yanık Sanat Merkezi. Sahnesi bü>ük or- kestra almaz ama küçük bir topluluk »- ğar. Bir de Yamaha piyano var, yanm kuynık,akortedflse_"dedi. Adapazan'na otuz altı yıl önce Cumhurbaşkanlığı Sen- foni Orkestrası gelmiş bir kez. Yıllar sonrada SaimAkçdbir oda orkestrası ge- tirmiş. Başka hiç klasik müzık etkınliğı yapılmamış. Hemen aklıma CihatAşkuı geldı. Sö- züne güvenebileceğim, ciddı, sanatı yay- gınlaştırmak uğruna gönüllü olarak yar- dıma koşabilecek bir sanatçı. Cihat tre- ne binerek bir ınceleme yapmaya gitti, Sahneyi, piyano için akortçuyu filan sap- tadı. Orada bu tür etkınliklen örgütleye- cek kuruluşlarla tanıştı: Cumhuriyetçi Kadınlar Platformu adı altmda ADD, Türk Tabipleri Birliği, Tûrk Üniversite- lı Kadınlar, Demokrat Türkiye Partısi, Iş- çi Partisi gibı değişik görüşlü topluluk- lann sanatın bırleştırici çatısı altmda top- landıklannı gördü. Nurten Erus'u ve Ne- vin Hanım'ı tanıdı. Önce bir kuvartet oluşturmasını salık verrniştim. O da öy- le yaptı. lstanbul Teknik Üniversitesı Ku- varteti'ni götürdü. Alımlı ve kısa yapıt- larla ilk konserlerinı 7 Mart 1998'de, A Dünya Kadınlar Günü bağlamında yap- tılar. Arkadan 28 Ekım 1998'de Cumhu- riyet Bayrarru konsen düzenlediler, bu kez Cihat, Mehnı Ensari eşliğinde bir resi- tal verdi. Türk bestecileri ve kendi çalış- malannı sundu, sanıyorum. Büyük ilgi derledığini anlattı dönünce. Arada Nur- ten Hanım telefon açıp bana teşekkür ediyor, kültürbilinci yaratmak uğrunada- ha neler yapılabileceğini konuşuyorduk. Bu festivaller, dedi bir sefennde, mutla- ka büyük kentlerde büyük paralar karşı- lığında yapılıyor. Biz burada örgütlenip kendi çapımızda bır dizi etkinlikle bir festival düzenleyemez mıyiz? Cihat, on- lara ulusal bir festıval önermiş. Ben de artık festival yerıne şenlik denmesini önerdim. Böylece Sakarya Kurtuluş Şen- likleri adı altında her yıl hazıran ayında yapılacak bir dizi etkınliğın temeli atıl- mış oldu. Nurten Hanım her adımında ne tür zorluklarla karşılaştığını anlatıp duru- yordu. Ankara Devlet Opera ve Balesi ıle bir bale göstensı ıçin yaptıklan anlaşma temsil gününe çok yakm bir tarihte erte- lenınce çok üzülmüştü "Bütün istekle- rini burada olağanüstü bir çaba Ue yeri- ne getirdik. Sahneyi büyüttük. kalacak yer hazırladık sanatçdara, vb. Ama son da- kikada tstanbuTda cumhurbaşkanı için bir başka gösteri yapüacağı söyiendi ve Adapazan gösterisi ertelendi. Hem bura- daki dinlenciye hem de bize paralel des- tek \eren kuruluşlara karşı rezil oiduk. İşteyineilgi büyük kentlere. Hani bu ku- rumlar Anadolu'ya kültür götürecekler- di? Kimegüveneceğimizi bumiyoruz" di- yordu. Opera ve Bale Genel Müdürü'ne bunlan aktardığımda bir başka topluluk göndererek durumun telafı edileceğinı söylemişti 1999 Haziranı'nda gerçekleşen Birin- ci Sakarya Kurtuluş Şenliği kapsamtn- da Yddız îbrahimova'nın bir dinletisi, Cihat Aşkın-Mehru Ensari'nin resitali. Ldapazarlı Nurten Hanım'a ulaşamıyoruz. Bizler onun gibi kültürel bilinci oluşturmak uğruna çırpınan aydın kafalarla el ele çalışmaya hazınz. Bunlan konuşmak için çok erken diyeceksiniz ama 'Sakarya Kurtuluş Şenlikleri'ni yeni yapılanacak Adapazan 'nda sürdürmek görevimiz olsun. lstanbul Gitar Üçlüsü'nün bir resitali ve halk danslan ile bir de lstanbul'dan gi- den flamenko topluluğunun gösterisi ola- caktı. Hepsi yerine gelmıştı. Ancak fla- menko gösterisi Sakarya Üniversitesi'nde yapılacakken. salonda bir türlü dinme- yen gürültü. bir köşede bir türlü kapatıl- mayan televizyon ve rektörün de eşofrna- nıyla gelip otunnası, sanatçılan kızdır- mış, gösteriyı yapmadan dönmüşlerdi. Nurten Hanım yine kahrolmuş, "Sana- ta saygıyı nasıl oluşturacagız" diye dert yanıyordu. lstanbul Gitar Üçlüsü'nden Cem Kü- çümen anlatıyor. "Biz 350 kisflik sine- manın salonunda çaldık. Onun adı da Abasyanık Sanat MerkezL Aynca Sait Fa- ik'in ailesi tarafından bağışlanan 2500 kisüikbir sanat merkezinin onanmı için bağış topluyordu Nurten Hanım. Ne ya- zık ki o salonun yerte bir otduğunu gör- dük televizyonda! Bizim konserimizde çıt yoktu, büyük bir ilgi ile dinlediler." Adapazan'nda gönüllübir hocanın ye- tiştirdiği gencecik keman öğrencilerin- den söz etmişti Cihat. Seyhan Müzike- vi'ndeki gırişimleri ö\Tnüştü. Sonra bir gün Nurten Hanım benim "Zaman tçin- de Müzik" başlıklı kitabımı aradığını, nasıl bulabileceğini sordu. Ben de birta- ne postaladım adresıne. Inanıhr gibi de- ğildi coşkusu. "Şimdi kitabı zaman sıra- sına göre bölüm bölüm okuy up. burada- ki müzik meraklısı çocuklanmıza CD'le- rinden deörnetderdinleterek anlaoyoruz. Düzenli aralıklarla toplanıyoruz bu iş için. Ben yaşanum boyunca böyle önem- li bir armağan daha almadım" dıyerek, birkaç kez ust üste telefon açıp coşkuy- la teşekkür etti. Ben de kıtaplarunı arma- ğan ettiğim hiç kimseden Nurten Erus'un- ki kadar coşkulu bır teşekkür almamış- tımbugünedek! Nurten Hanım'ahenüz ulaşamıyoruz. Onun oturduğu Şeker Ma- hallesı ne yazık ki depremde çok hasar gören bölgelerden bırisi. Umanz Nurten Hanım yazımızı okur. bize sağhklı oldu- ğunu bildirir. Bizler onun gibı kültürel bilinci oluşturmak uğruna çırpınan ay- dın kafalarla el ele çahşmaya her zaman hazınz. Henüz bunlan konuşmak için çok erken, daha ölüm-dirim sas'aşı veri- liyor diyeceksiniz. Ama izin venn. bu- radan Nurten Hanım"a seslenelim: "Sa- karya Kurtuluş Şenlikleri"ni yeni yapı- lanacak Adapazan'nda sürdürmek göre- vimiz olsun Yazımı bır kadirbilirlik örneği ile bi- tirmek istiyorum: Salzburg Festival i'nde önceki akşam lsrail Fılarmoni Orkestra- sı'nıyöneten Zubin Mehta. konser baş- lamadan önce dınleyicilere dönerek şöyle birkonuşmayapmış: "Çokyakınımada büyük bir felakiet yaşandı: Türkiye'deki deprem felakeü. Onu bildiğimiz halde hiçbir şey olmamrşcasına o acılı insanla- n anmadan bu konserieri gerçekleştire- meyiz. Şimdi çalacağımız Mahler'in 6. Senfonisinu bu nrtınah scnfoniyi, acı çe- ken depremzedelere ve toprak altında kalanlann anısına adıyorum." e-mail:eviniC« boun.edu.tr Marmara'dakl deprem felaketlnln ardından Acılarla dolu günlerde müzik SıraSimon'un oğlunda **"^^tlhlütenn^öcultrdrıMfâtktirbdşa oynuyör. Yarışta yeteneklerinden çokşu anda soyadları önemli... A ÖNDERKÜTAHYAU İZMİR - Eğer ozan iseniz Metth Cev- det Anday'ın tanımladığı gibi sözcükle- re yeni anlamlar yükler, acıyı dile geti- nrsıniz. Eğer ressam ya da besteci ise- niz iş daha da kolaylaşacaktır. Doğru tekniklerle kullanacağınız renkler ya da sesler, duygulannızı soyut bır dille an- latacaktır. Pekı, sadece olaylan yorum- layan müzik yazan ne yapacaktır? Bin- lerce kardeşinin yitiminden kaynakla- nan yürek üzüntüsünü nasıl ortaya ko- yacaktır? Yerel ve evrensel türleriyle çeşitli ko- nulara el atan müzik, gazete yazanndan daha başanlıdır; betimlediği şeyler ara- sında deprem bile var. 1944'teki Ayva- lık depreminden sonra Tire'de şarkı sözleri sa- tan güzel sesli ikı ada- ma rastlamıştım. Pelur kâğıduıa basılmış beş- on şarkının ilkı, Ayva- hk içinyakılmış bir tür- küydü. Ezgiyi satıcı- lardan öğrenmiş, şarkı kâğıdını da beş kuru- şa almıştım. Türkünün nakaratı beni ağlatır- dı: Yanksana yazık Av- yahkşehri Akıtün gözümden kanOezehri Müzikbilimcı Percy A. Scholes, "Oxford Companioa ToMusfc" başlıklı sözlüğünde, 17. yüzyıl tngiltere- si'ndeki şarkı satıcıla- nnın fırçayla yapılmış resimlerini verir. Anlaşılan bu gelenek daha sonra bize de geçmiş. 1950'lerinbaşındayavaşyavaş ortadan kalktı. Depreme evrensel muzikte de rastlı- yonız. Rameau'nun "Les Indes Gallan- tes" başlıklı balesınde bır deprem sah- nesi yer almaktadır. Ben dinlemedim, ama eleştirmenlere göre burası yapıtın en başanlı sayfalanndan biridir. Şu var ki Barok döneminın lasıtlı koşullan için- de bestecinin yaptığı deprem betimle- mesi elbette sorgulanabihr. J.Haydn'ın "MevsHnler" oratoryosunun "K^" bö- lümündeki parçalardan bırinde de önce firtma tablosu çızilmekte, onu ızleyen Fugato'da ise deprem canlandınlmakta- dır ("Toprak, denizlerin altında titri- yor"). Acaba bestecilerimiz, büyük acımızı yansıtan çağdaş yapıtlar ortaya koyacak- larmıdır? "Nezamanseslendirilir-^kim çalar" diye sormadan bazı özverili ça- lışmalar yapacaklar mıdır? Göreceğiz. Insan yitiminın acısı küllendiğınde, depremin günlük yaşama getirdiği olum- suzluklan bütün gücüyleduyumsayaca- caba bestecilerimiz, büyük acımızı yansıtan çağdaş yapıtlar ortaya koyacaklar mıdır? Insan yitiminin acısı küllendiğınde, depremin günlük yaşama getirdiği olumsuzluklan duyumsayacağız; müzik de bundan nasibini alacak. ğız; müzik de bundan nasibmi alacak. Ni- tekim geçen haftaki yazımda. Osmanlı Devleti'nın kuruluşunun 700. yılı nede- niyle 26 Ağustos akşamı Viyana'da Hik- metŞimşekyönetımınde bir orkestra din- letisi verileceğınden söz etmiştim. Bü- yük felaket dinletinın ertelenmesini ge- rektirdi; ancak görüştüğüm TC Kültür Ba- kanlığı yetkılileri. yıDık programın birpar- çası olan dinletınin. 31 Aralık 1999'a dek mutlaka yapılacağını söylüyorlar. Güzel sanatlar her zaman, özellikle de felaket günlerinde ınsanın yakın dos- tudur. Floransa'da, 1960'larda yaşanan sel afetinden sonra ttalyanlann önce okullan ve operayı yaşama döndürmesi anlamlıdır. Konservatuvarlanmız, gün geçtikçe bu gerçeğın bilıncine varmak- tadır. Senfoni orkest- ralanmızla opera ku- rumlanmtza daha güç- lü sanatçılar gönderil- mesi ıçin her türlü ön- lem ahnmaktadır. Bu bağlamda mutlubir ha- ber iletmek isterim: Önümüzdeki günlerde DEÜ Devlet Konser- vatuvafi birkaç dalda Ustahk Smıfı (Mas- terclass) açacaktır. De- ğişik kentlerden gele- cekler için her şey dü- şünülmüş. Üstelık Iz- mir'e değerli sanat hiz- metleri vermekte olan "Izmir Kültür Sanat ve Eğitim Vakfı"nın (İKSEV) katkısıyla - - - ^ ödenecek ücretlerde azalma olmuş. Ustahk sınıflannı yönetecek olan sanatçılarla dallan ve tarihleri şöyle: Lucinio Montefusco (şan): 28 Ağus- tos -4 Eylül 1999 AyşegülSanca (Devlet Sanatçısı), Ali Darmar (piyano) 2-10 Eylül 1999 Gülşen Taru (Devlet Sanatçısı) (flüt): 6-13 Eylül 1999 Ruşen Güneş (viyola): 20-25 Eylül 1999 Klarnetçi Mehmet Ermakasdar, kon- servatuvanmızın önceki yıllarda gerçek- leştirdiği benzer çahşmalara büyük kat- kıda bulunmuştu. Ağustos başlannda yazık kı bu sanatçımızı yıtirdik; beyin tü- mörü, onu aramızdan aldı götürdü. Rah- metle anıyoruz. Işte insan yaşamı; acılann, mutluluk- lann, umutlann üçgeninde akıp gidiyor. Dileriz geleceğin güzel günleri, büyük felaketin acılannı azaltır. tnsanımızın yüzü güler Güzel sanatlarla özdeşleşmiş, onu halkımızın gönlüne sindirmeyi ba- şarmış bir Türkiye düşü, en kısa zaman- da gerçeğe dönüşür. Bu duygularla, yi- tırdiğimiz binlerce güzel insanın ruhla- n önünde saygıyla eğilıyorum. Kültür Servfei - Dünyaca ünlü Ispan- yol şarkıcı Julio Igksias, müzik dünya- sına adım atan oğullan Enrkjue ve Ju- lio Jr'ın gölgesinde kalmaya başladı bi- le... Ancak Iglesias ailesi. babalanmn izinden gidenlere çok sık rastlanan Ame- rikan müzık piyasası için olağanüstü bir örnek oluşturmuyor. Müzisyenliğın ku- şaktan kuşağa geçmesı. özellikle de rock dünyasında gelenekselleşmeye yüz tut- muş durumda. Jakob Dy lan, Sean ve Julian Lennon, Dvveezil Zappa, Ziggy Marley, Natalie Cole.Nancy Sinatra,JamesCrosb>,Abe Guthrie ve Liza Minelli'nın ardından sı- ra şimdi de 58 yaşındakı PaulSimon'un oğlunda. 27 yaşındakı HarperSimon, ba- basıyla bir yanş içinde olmadığını; hat- ta Bob Dyian'la çıktığı turnede sesi ve gitanyla babasına eşlik ettiğını belirti- yor. Tume kapsamındaki New York kon- seriennde Dy lan, Harper'm armesinın anı- sına düet yapmalan ıçin Simon'lan sah- nede yalnız bırakıyor. Harper'dan önce babalanmn yolunu ızleyerek müzik dünyasına girenlerden, 24 yaşındaki Enrique Iglesias'ın albü- mü dünya çapında 15 milyon satmış ve 'Bailamos' şarkısı 1999yazınmhıt'le- ri arasına girmiş durumda. 25 yaşında- ki Julıo Iglesias Jr da ilk albümü 'Un- der My Eyes'ı bu yıl yayımladı. Rockçı babalar ve oğullan Rockdünyasına bakacak olursak, Bob Dylan'ın 29 yaşındaki oğlu Jakob şu an- da 'WaHlowers'ın lıderi olarak grupta hem gitar çalıyor hem şarkı söylüyor. John Lennon'ın 36 yaşındaki oğlu Juli- an geçen yıl yeniden 1980'lerdeki başa- nlı günlerine dönmüş görünüyor. Len- non'ın Yoko Ono'dan olan 24 yaşında- ki oğlu Sean da geçen yıl 'Into the Sun' adlı albümünü yayımladı. Frank Zappa'nm 29 yaşındaki oğlu Dvveezil de babası gibi gitar çalıyor ve kardeşi Anmet'le birlikte bir televizyon programı hazırhyor. Bob Marky'in 30 yaşındaki oğlu Ziggy, Grammy ödüllü 35 yaşındaki Neneh Cherry ve David Crosby'nın 37 yaşındakı oğlu James de ailelerindeki müzik geleneğini sürdü- Simon'ın ilk evüBğinden doğan Harper babasıru örnek aldığını söylüyor. renlerden. Harper. bugüne dek üç kez ev lenen Pa- ul Sımon'ın ilk eşinden dünyaya gel- miş. Babasının, şarkıcı Edfie Brickell'le yaptığı evlilikten olma üç küçük karde- şi var. Ancak yahnzhk çektiği çocukluk yıllannda. bir gölge gibi babasını izle- diğinı belirtıyor: "Seyahateçıkarken be- ni dehep yanuıaalırdı. Bazen konserler- deonunlasahneyeçıkardım.Son dönenv trdeise Capeman" müzikafi,•Graceland' ve 'Rhythm of the Saınts' turnelerinde babamla birlikte çalıştun." Harper'ın konuşmalanndan, küçük yaşlardan bu yana babasını örnek aldı- ğı ve babasının 'rock yıkuzı' misyonu- nu üstlenmeye kararh olduğu anlaşıhyor. -Babammsayesindcrüya gjbibir çocuk- hık geçirdSm'' dıyen Harper şöyle de- vam ediyor: "Şimdi de onunla işbirüği yapmak hoşuma gkkr, ama baâımhhk ffc- ri beni korkutur. Çünkü ben kendi işle- rimi yapmak. kendi sesimi ve yolumu bulmak zonındayun. Böyle ünlü bir ba- banın başanlanyla özdeşkştirilme ola- sılıgı banaçoktehlikeli geliyor. Ben de Ja- cob Dylan gibibutuzağa düşmemeyeca- hşıyorum." Harper ilk albümünü altı ay içinde ya- yımlamaya hazırlaruyor. Küba müziği- nın etkilerinin de görüldüğü rock albü- munün ismı henüz belh değil. Harper, çok kişisel bir çalışma olsa da albümün sosyal bır tabana oturduğunu belirtıyor. Ancak asıl tutkusunun sinema oldu- ğunu da gızlemıyor Harper Hatta Mar- tinScorsese'ninyenı fılmı 'BringingOut the Dead'de küçük bir rolü var. Nicolas Cage'in, New York sokaklannda yaşam kurtaran ambulans şoförü olarak başro- lü üstlendiği filmde Harper, aşın dozda eroin alan bir rock şarkıcısını canlandı- nyor. "Bu gerçek bir öykfi" diyor Har- per, "Benim dünyama çok yakın~" John Lennon'ın (solda) fizjk olarak kendisine çok benzeyen büyük oglu Julian Lennon 15 yıldır müziğin içinde. Yazarımn Selmi Andak yoğun bakımdan çıktı • Kültür Servisi-20 Ağustos 1999 cuma günü kalp krizi geçirip lstanbul Amerikan Hastahanesi'nde tedavi altına alınan müzik yazanmız, devlet sanatçısı, besteci, MESAM Yönetim Kurulu üyesi Selmi Andak pazartesi günü yoğun bakımdan çıkanldı. Şu anda Andak'ın tedavisi yine aynı hastahanede sürdürülüyor. Leyla Gencer Şan Yarışması ve Yapı Kredi Festivali ertelendi • Kültür Servisi-İlkı 1995. ikincisı de 1997 yılında düzenlenen, bu yıl da 29 Ağustos- 6 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirilmesi planlanan 3. Yapı Kredi Uluslararası Leyla Gencer Şan Yanşması, Marmara Bölgesı'nde yaşanan deprem felaketi nedeniyle ertelendi. Yanşmanın 2000 yılında gerçekleştirilmesi planlanıyor. Perdelerini kapatmadan bir yıllık festival nitelığinde gerçekleştınlen Yapı Kredi Sanat Festivali 99'un eylül ayı etkinlikleri de deprem nedeniyle ileriki tarihlere ertelendi. VVagner Festivali korosunun başına E. FriedPich getirildi • Kültür Servisi - Richard Wagner'in anısına Almanya'nın Bayreuth yöresınde düzenlenen VVagner Festivali'nin yönetimine kımin geçeceği yönündeki tartışmalar sürerken festival korosunun başına Eberhard Friednch'ın getirildiğı açıklandı. 41 yaşındaki Fnedrich 28 yıldır koroyu yöneten Norbert Balatsch'ın yerine geçecek. Friedrich de 1993 yılında Bayreuth'ta festival korosunun asistanlığının ardından da Balatsch'ın yardımcılığını üstlenmişti. Cnosby, Stills, Nash & Yotıng yeniden bir arada • Kültür Servisi - Rock tarihinin en önemli topluluklanndan Crosby, Stills. Nash & Young yeniden bir araya geldi. Grubun 24 Ekim'de yayımlanacak albümünün adı büyük olasılıkla 'Looking Forvvard' olacak. Grup 2000 yılında ise turneye çıkacak. Crosby, Still ve Nash, grubun yeniden kurulmasına uzun süre karşı çıkan Young'ı, Neıl Young b i r l i k t e hazırladıklan yeni besteleri dinleterek birleşmeye ikna ermişler. Grup. bu uzun aynlıktan sonra ilk konserlerini 30 ve 31 Ekim'de Kaliforniya'da verecek. 58 yaşındaki David Crosby, 57 yaşındaki Graham Nash ve 54 yaşlanndaki Stephen Stills ile Neil Young ilk kez 1969 yılında birlikte çalmaya başlamışlardı. tzleyicinin karşısına çıktıklan ilk büyük organizasyonsa 1970 yılındakı Woodstock festıvaliydi. Grup aynı yıl yayımladığı 'Ohio'yla öğrenci hareketinin sözcüsü haline gelmişti. Malimııt Sezen'in (otoğraff sergisi • Kültür Servisi - Mahmut Sezen'in fotoğraf sergısı 15 Eylül- 4 Ekim tarihleri arasında The Brirish Council Sanat Galensı'nde ızlenebilecek. lstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nde ve Mimar Sinan Üniversitesi'nde sahne ve görüntü sanatlan ıle plastik sanatlar dalında eğitim gören Sezen, ilk sergisini de The British Ğouncil'da açmıştı. Ikinci sergısı Viyana'da düzenlenen bır çevre hareketi kapsamında açılan Sezen'in, üçüncü sergisi de çağnlı olarak gittıği West Surrey College of Art arnd Desıgn'da gerçekleştirildi. Fotoğraf çalışmalannın yanı sıra belgesel film, yazı ve resım çalışmalannı da sürdüren Sezen, lstanbul sergilerinı Yıldız Üniversitesi Sabancı Kitaplığı, Urart Sanat ve Kare sanat galerilerinde açtı. Sanatçının yurtiçi ve yurtdışında çeşitli koleksiyonlarda yapıtlan bulunuyor. Devlet Çocuk Balesi'nden ücretsiz kurs • ANKARA(ANKA) - Ankara Devlet Opera ve Balesi bünyesinde çalışmalannı sürdüren Çocuk Balesi Bölümü'nün ücretsiz kurslanna sınavla öğrenci alınacak. Çocuk Balesi Bölümü'nün sınavlanna, ilköğreüm 3"üncü veya4'üncü sınıf öğrencileri katılabilecek. Sınav için kayıtlar. 1-30 Eylül tarihleri arasında yapılacak. Sınav ise, Opera Binasf nda 2 ve 3 Ekim'de gerçekleştirilecek. Anna Karanina iptal edildi • Kültür Servisi - Pamukbank Sanat etkinlikleri çerçevesınde 1-5 Eylül tarihleri arasında Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi'nde gerçekleştirilecek Anna Karenina gösterisi, deprem felaketi nedeniyle iptal edildi. Macar Devlet Opera Balesi tarafından gerçekleştirilecek Anna Karenina balesinin, 5 Eylül'deki biletli gösterisi için daha önceden tüm Vakkorama ve Nişantaşı D&R mağazalanndan bilet alan sanatseverlerin bilet aldıklan satış noktalanndan ıade edilecek. Paris, Hollyvvood'u aratmıyor • Kültür Servisi - Şu günlerde tam 18 fılmın çekimlerine ev sahipliği yapan Paris, Holly vvood setlerini aratmıyor. Genelde Sen Nehri kıyılanmn çekim mekanı olarak kullanıldığı filmler arasında Gerard Kravvczyk'in yönettiği 'Taxi 2', Bertrand Blier'in yeni filmi 'The Actors', Philippe Muyl'un yönettiği 'Un Fol Amour' yer alıyor. Son fılmi 'La Neuvieme Porte'yi Paris'te çeken Roman Polanski'nin dışında Johnny Depp de 'The Man Who Cried' filminin çekimleri için kente gelecek.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear