14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 23 AĞUSTOS 1999 PAZARTESİ DEPREM Marmara Bölgesi'ni sarsan deprem, yüzbinlerce kullanılmaz binayı miras olarak bıraktı Rant planı öliüıı getirdi Izlenimler • Yalova-tzmit yolunda bulunan Başiskele'nin köy statûsü 1989 seçimlerinden sonra iptal edilerek "belde belediyesinin imar mahallesine" dönüştürülmesi sağlandı. Bu değişiklik, Başiskele'ye "belediye tarafindan imar planı yapılması" ve iki katlı köy evlerinin yerine 5 katlı blok apartmanlann dikilmesine olanak sağladı. Depremden sonra ise sadece köy evleri ayakta kaldı. Kocaeli OKTAYEKİNCİ tZMİT-DÖNGEL-BAŞtSKELE-Tüıki- ye'de "imar plaıu" denınce, yerleşmelenn şehircilik-mimarlık ve mühendıslik ılkele- rine göre toplum yaranna gelişmesini yön- lendiren planlann değil, arsa ve arazilerde- kikişi yaranna "imar ranünıçoğahma kro- kilerinin" anlaşıldığı, Kuzey Anadolu Fa- yı'nın "7.8 büyüklüğündeki" bır deprem- le "enerjisüu boşahması" sonucunda tüm çıplaklığıyla ortaya serildi. Depremin, İTÜ uzmanlannca " 105-11" olarak saptanan (en yükseği 12) "şjddeti" ise böylesi bir imar planı anlayışının sonu- cu olarak belki de "50^00"e ulaşacak bir can kaybı tablosuyla birlıkte yüz binlerce "kullaiulaınaz durumdaki" binayı da 20. yüzyüın sonunda ûlkemize "ders" olarak miras bırakıyor. Bu dersın en açık bir şekilde gözlendiği yerleşim yerlerinden biri olan Izmıt'in "Döngd" beldesındekı "Başiskele" Mahal- lesı'ni MimariarOdaagrubuy la bırlikte zi- yaret ederek mercek altına alıyoruz. Burası, Izmıt Körfezi'nin güney kıyısın- daki, körfezin sonunda yer alan "ilk" yer- leşim yen. Bu nedenle de adı zaten "baş" ıskele... Mercek altına almamızın gerek- çesi ise aynı kıyı kuşağındaki depremin yerle bir ettiği Gölcük, Değirmendere, Ya- lova gibi yerleşim yerlerinden farklı olarak. "imarplanlanna" çok yakın zamanda "ka- vuşmuş"(!)olması. Bu nedenle "yenibina- bra" ait inşaat ruhsatlannın da henüz 5-6 yaşınabasmalan... Başiskele, Körfez'in başlangıcındaki Döngel "belediye" olup da bu beledıyeye bağlı bır mahalle statûsüne getirilmeden önce, tipik bir "köy" konumundaydı. tzmit-Yalova yolunun güneyındeki yeşil yamaçlarda ağaçlar arasına gizlenmiş ev- leri Karadenız Bölgemizdekı yerleşim yer- lerini andınr, aynı yolun körfezle arasmda kalan geniş kıyı kuşağındaki, yine köy evi niteliğindeki binalan da geniş bahçelerin ve bostanlann arasında yer alırdı. Hele "sahil boyu", doyumsuz güzellıkte biryeşil örtüy- Helikopterlerle 'yaşam koprusu kuruldu AYŞE YILDIRIM/UĞUR DEMİR KOCAELİ - Marmara Bölgesi'nde et- kilı olan depremin merkez üssü Koca- eli"de ölü ve yaralı sayısı sürekli artıyor. Polis telsizlerınden sürekli, fahış fiyatlar- la mal satan karaborsacılar içın uyanlar geliyor. Yaralann sanlması içın bütün Türkıye'nın seferber olduğu deprem böl- gesinde askeri hehkopterler yüzlerce in- sanın hayata dönmesıni sağlıyor. Bu he- likopterlerle gökyüzünde oluşturulan 'ya- şam köprüsü' sayesinde acil hastalar, ya- ralılar istanbul'dakı hastanelere taşını- yor. Kocaeli ValDiği kriz masasından alınan bilgiye göre, depremde ölenlerin sayısı 5 bin 179'a, yaralılann sayısı da 14 bin 718'e yükseldi. 803 kişinin öldüğü, bin 110 kişinin de yaralandığı Körfez ilçesin- de arama kurtarma çalışmalanna son ve- rildı. Bu ılçede enkaz kaldırma çaJışma- lan sürüyor. Koceelı merkezinde dep- remde yıkılan binalann enkaz kaldırma çahşmalannın sürdüğü, ölü sayısmın da- ha da artabileceği belirtildi. Kentte 4 bin 320 bınanuı tamamen yıkıldığı, 30 bıni aşkın bınanın orta, 40 bini aşkın binanın da hafif hasarJı olduğu belirlendi. Yetki- lilere göre enkaz altındakılerden yavaş ya- vaş umutlar kesıliyor. Tüm deprem bölgesınde olduğu gıbi Kocaeli'de de çaresizlik, salgın hastahk tehlikesi ve her enkazda yaşanan dram- lann yanında fırsatçılar, karaborsacılar ve yagmacılar da boş durmuyor. Izmit Meteoroloji Müdürlüğü'nden yapılan açıklamada bölgede yağış bek- lendiği bildırildı. Bu beklentı nedeniyle öncelikle depremde evi yıkılan insanlar çadır kentlere yerleştirilmeye başlandı. Açık alanlarda kalan halk, bu açıklama üzerine evlerine gırip girmeme konusun- da tereddüte düşerken bazı vatandaşlar kendı ımkânlanyla çadırtemın etmeye ça- lışıyor. Çadır kentlenn yanında kurulan Sağlık Bakanlığı'nın gezici araçlannda sağlık taraması yapıhyor. Bu arada Bah- çeşehir Beledıyesi de depremzedelere yardım amacıyla 12 bin kışiye yemek ve- rebilecek kapasitede bir mobil aşevi ku- ruyor. Hellkopterler yaralı taşıyor 15. Kolordu Komutanlığı'na bağlı tz- mit'in Köseköy Asken Havaalanı'ndan havalanan hellkopterler İstanbul'dakı has- tanelere yaralı taşıyor. Hava birlığınin Komutanı Albay Taner Büyükkantarct- oğlu, kendilerini duygulandıran bir ola- yı AA muhabinne şöyle anlattı: "Adapa- zan'ndan dün sabaha karşı 3 acil hasta olduğu haberini aldık. Pilotianmız gece görüş cihazlanna sahip helikopterierie derhal Adapazan 'na ulaşülar. Ancak ge- tirilen hastalardan ikisinin >aşlı olması ve kalp spazmı geçirmeleri nedeniy le ha- yatiannı kaybettikleri sanıldı. Büvükça- ba gösteren doktortanmız kalp masajıy- labu hastalan yenklen hayata döndürdü- ler. Bu sırada doğum yapmak üzere olan bir kadın da geürildL Helikopter. bir dok- torla birlikte bu hastalan İstanbul'a ulaş- nrmak üzere hemen hareket ettL Heli- kopter havalandıktan sonra doğum ola- yı baslamış. Doktor gereken ilk müdaha- leyi befikopterde yapmış. Daha sonra yaş- b kadınlann tedav i alüna alındığını. diğer kadının da doğum yapüğını öğrendik. Bu gibi olaylar bi/i mutlu ediyor, ptrsoneli- mizİD yorgunluğunu ortadan kaknnyor" Y a l o v a ' d a n İ z I e n i m I e r ORALÇALIŞLAR YALÖVA/GÖLCÜK- Değirmendere Be- lediye Başkanı Ertuğrul Akahn'm yorgun- luktan kapanmaya yüz tutmuş gözlen bırden parladı: "Oral Be>. doğayla çok oynadık. O da bizden intikamını akİL Benim çocukhığum- da şu sahil, çınariaruı olduğu yerde biterdL Sahili doldurupbinalar.yoüar yapuk Deniz şimdi hepsini bizden geri aklı. 50 yı] öncesi- nin Değrimendere'sinetekrar döndük. Ama fizülmeyin, bu kenti eskisinden güzel yapa- cağız." Değirmendere, Yalova-Izmit sahil şeridi- nınensevimlikasabalanndandı. Sürekli et- kinliklere sahne olurdu. Akalın, üç dönem- dir buranın belediye başkanı. Değirmende- re depremin en çok vurduğu yörelerden. Başkan Akalın 40 bin nüfiıslu bu kasabanın ledenizin kucaklaşması sonucunda karşı kı- yıdaki "betonlaşnuş tzmit'e inat" adeta bir "vaha" gibiydi... Ne var ki bu güzelükler 1980 sonrasın- daki rantçı politikalann "kazanç kaynağT olarak göze batmaya başlayınca, Başiske- le'yi "imara acarak yağmalamak- da ye- rel siyasetçilenn önde gelen hedefı oldu. Bu hedefe ulaşabılmek içın de yine 1980 son- rasının "rant ekfc etme oyunu" olarak ön- ce Döngel "belediye" ılan edildi; 1989 se- çimlerinden sonra da Başiskele'nin köy statüsü ıptal edilerek "belde belediyesinin imar mahaDesine'' dönüştürülmesi sağlan- dı. Bu değişiklik, aynı zamanda Başiske- le'ye "belediye tarafindan imarplanı yapılması" ve da- ha önce geniş bostanlar ve bahçeler içinde yer alan iki katlı köy evlennin yerine de "5 kam Uok apartmaniann dikilmesine olanak sağlan- ması" anlamına geliyordu. Nitekim Başıskele, adeta "jet hızıyla" planlanarak, 1990'h yıllarla birlikte hızla betonlaşmaya başladı. Yük- sek ve "süper-tüks" bloklar, kooperatif siteleri. "deniz manzaran" pazarlama apart- manlan, köy evlerinin ara- sındaki yeşil boşluklarda "sözde yol ve çocuk bahçete- ri yerleri de bu-aialarak" bir anda yükseh'verdi. Ardından yine belediye, bu lüks sitele- rin sokaklanna da ham top- rağı bıraz sıkıştınp üzenne "parketaş" \e "bordür" dö- şeyerek, satış fıyatlannı art- nran "altyapı hizmetini" de getırmış oluyordu. 'İmar planı' le bir Yalova'da öbür deprem İK>lgelerinde olduğu gibi acı, gözyaşı ve kuralsızhğa, para hırsına öfke büyük... Y ıkıntıların yambaşmdaki çadıriarda yaşam her şeye karşın sürüyor... Çok şey yitip ghti, geri gelmemecesine» Ama yaşama sevinci bu fotoğraftaki gibi hiçbir zaman yitirilmeyecekL Hiçbir güç o sevinci ve umudu >ıkama\'acak— AKSA'da gaz sızuıbsı sürüyor LEVENTGENCELLİ YALOVA-Yalova'dabulunan Dnçkök Gru- bu'na bağlı AKSA fabrikasındaki akrinotit- rfl sızıntısı devam ederken sızınhnın kontrol altına alındığı, hem Çalışma ve Sosyal Gü- venlik Bakanı Yaşar Okuy an hem de AK- SA Genel Müdurü Selçuk Ergin tarafindan açıklandı. Sızrntoun sona erdırilmemesine,kö- pük atacak arazözün sağlanamamasımn yol açtığı ıddia edildi. AKSA Genel Müdürü Ergin, dün sabah ga- zetecılere tesisi gezdırdi. Ergin, depremin olmasının hemen ardından her türlü uyanyı yapüklannı, sızma nedeniyle tehlikede bulu- nan Altınkum sitesini bo- şalmrdıklannı söyledi. AK- SA'daki otomatik yangın söndürme ve müdahaleyı olanakh kılan yeraltı boru- lannın patladığma dikkat çeken genel müdür Ergin, "Her kapm çaldım. Her- kesten yardun istedim. Ba- na bugüne kadar (dün saat 11.20) kimse köpük atacak arazöz vermedi. Bizi ara- zözbulundunnadığımEİçin suçluyorlar. Oysa tesisüniz- deotomatik astcmJcr.büyük deprem nedeniyle felç oldu. Yine de olağanüstü çaba harcayarak çahşıyoruz ve sızmbyı önlemeye çahşıyo- ruz. Ancak tehlike tam geçti diyemem" dedi. AKSA'daki görcvliler, gazetecilen hasar gö- ren ve toplam 7 bin ton akrinolitril gazı bu- lunan 3 tankın bulunduğu bölgeye götürdü- ler. Gaz maskeleri takılarak girilebılen böl- gede yapılan çahşmalarla fabrika içinden de geçtiği bıldirilen fay hattındaki çatlaklar gös- terildi. Bu arada Kandillı Rasathanesı'ndekı görevlilerlebirüktebır grup yabancı bilim ada- mı ile Sağlık ve Çevre bakanlıklannın ekıp- leri sızmayla ilgili venleri elde edebılmek ve inceleme yapmak içın tesislere geldiler. Ya- Karamürsel ve Yalova'da ölü sayısı artıyor Buzhaneler cesetleri almıyor YALOVA (Cumhuriyet)-lCara- mûrsei ve Yalova'da ölü sayısı git- tikçe artarken enkaz kaldırma ça- lışmalanna agırlık verildi. Binalann yaklaşık yüzde 95'inde kurtarma çalışmalan sona erdirildi. Yalova'da depremzedeler ve kur- tarma çalışmasına katılan binlerce gönüllü, dün sıcak yemekle tanıştı. Ozel şirketler tarafindan Yalov^'ya getirilen yemekler. polis denetimin- de kuyruk yöntemiyle dağıtıldı. Bu arada 100'lerce koliden oluşan ilaç- ların bozulması da, Bursa Eczacı Odası'nın yaptığı organizasyonlar- laönlendı. Yalova'da enkaz alanla- nndaki çürümüş ceset kokulan ar- tık j-üzlerce metre uzaklıktan his- sedilirken soğuk hava deposu sahip- lennin cesetleri almaktan kaçındığı bildirildi. Yalova'da ve denize sınır deprem bölgelerinde kaldınlan en- kazın hafhyatı deniz dolgusu olarak kullanıhyor. Yalova'daki TtGEM Tesisleri önünde hazırlananalandan 100'ler- ce kamyon hafriyat denize bırakıh- yor. Özellikle Bursa'dan Yalova'ya gönderilen çöp toplama ekipleri, kentteki çöpda|lannı eritmeye baş- ladılar. Yalova'daçadırkentlerinku- rulmasına henüz başlanamadı. lova'daki enkaz kaldırma ve kurtarma çalış- malannı koordine eden Çalışma ve Sosyal Gü- venlik Bakanı Yaşar Okuyan da Çevre Bakan- lığı'na bağh ekiplerin sürekli ölçüm yaptık- larını, yerleşim yerlerinin boşaltılmasını ge- rektirecek bir sıkıntınuı olmadığını bildirdi. AKSA'daki sızıntınm rüzgâr ve köpük ata- cak arazözün olmaması nedeniyle fabrika yöneticileriyle yörede oturanlara sıkıntüı an- lar yaşattığı Yalova'daki eşgüdüm eksikligi- nın bu olayla daha da ortaya çıktığı gözlenı- yor. AKSA Genel Müdürü Selçuk Ergin, fab- rikanın Türk sanayiine bü- yük katkı sağladığını savu- nuyor. Ergin. Cumhuri- yet'm, "Bu bölgeye böyle sanayi tesislerinin yerleşti- rilmesinin sakıncalan dep- remden sonra yenklen gün- deme gddi. Bölgedeki kim- yasal yabnmlar sakıncalı değil mi" sorusuna, "Böy- le yerlerde bu yatınmlar doğru yapılanma koşuluy- la tehlikeli olmaz. Bunun önemli örneği Japonya'da vardır. Son depremde fay- dabüyükçadamalaromiuş- tur. Bu yüzden sınnü mey- dana geldi. Ancak biz açık- lık anlayışıraız geregi çe>- remizi ve Ugilikri uyardık. Başlangıçta bizi suçladılar. ama doğrusunu yapok ve bügüendirdik" yanıtını ver- di. 'Doğayla oynadık, o da intikamını aldı* 30 bıninin evinin oturulamaz halde oldugu- nu söylüyor. Bütün bölgede benzer bir oran söz konusu. Önümüzdekı dönemde en bü- yük sorunlardan bırisini, hayatta kalmış in- sanlara bannacak ev, geçımlerini temın ede- cek iş bulmak oluşturacak. Yöreyi birlikte dolaştığımız Karamürsel- li arkadaşlanm Ayten ve Orluuı, hemen bi- tişiklerinde çöken apartmana bakıp iç çeki- yorlar. Kendi apartmanlanna hiç bir şey ol- madığı halde, bitişiklerinde, 20 ailenin otur- duğu ev tamamen tamamen çökmüş ve yü- ze yakın insan yaşamını yıtırmiş A\1en hü- zünle, "Burada birevvanh. Şimdi hiçbirşey yok. İnsanlar vanü, hiçbiri yok. Komşulan- mız evleriyle birlikte yok »IduLar" dıyordu. Yalova'daki sahra hastanesı yavaşyavaş et- kinliğinı yitıriyor. Çünkü artık buraya yara- lı gelmiyor. Artık Yalova'da insanlar içine giremedıkleri evleri, sığındıklan cadırlany- la geleceklenni nasıl kuracaklannı düşünü- yorlar. Azerbaycan'dan gelen doktor Vakıf Bey, "Biz Azerbaycan'dan 2 nefer doktor,8 nefer bemşireyle geldik. Burada yapabile- cekkrimiz bitinceye kadar kalacağE" diye- rek bızleri duygulandmyordu. Sahra hasta- nesini dolaşırken göçük alnndan kurtulan ga- zetemız çalışanlarındanYılduım Boran'la karşılaştıİc Kayınvalidesinin yeniden tansi- yonu yüksehnişti. Derdini anlatacak kim- se bulamamaktan yakınıyordu. Yalova'daki en büyük yıkım, Hacı Meh- met Ovası'ndaki MESA konutlaruıda mey- dana gelmişti. MESA konutlannın sahibi, Ya- lova'nın tanınmış aılelerinden Koçal ailesi mensubu Metin Koçal'dı. Bu böJge daha ön- ce elma bahçesi ıken ve ımar izni verilmez- ken, Metin Koçal, on yıl önce burayı ımara açtırarak inşaata başlamış. Yüksek katlı bi- nalar inşa etmiş. Şimdi hepsi yerle bir olmuş. Metin Koçal, Belediye Başkanı Yakup Ko- çal'ın ve Bakan Vasar Okuyan'ın akrabası. Deprem konusunda en organıze kent Ya- lova. Yaşar Okuyan'ın etkisiyle daha çok kurtancı araç, Kızılay çadın gehniş ve sey- yar tuvalet yapılmış. Yaşar Okuyan'la ve Yalova Valisı NihatOzgöTle yaptığımız gö- rüşmede bunlan anlattım. Diğer bölgelerde olanaklaruı daha az olduğunu hatırlattım. Okuyan. "Ben. buraya gelenlerin bir kısmı- nı da oraya gönderiyorum" dedi. Arkadaşımız Nesrin Arman, iki halası ve babaannesıyle Değirmendere'de kaldıklan otelle birlikte denize gömüldü. Çevredeki- lere, belediye başkanına sordum, onlann hâ- lâ denızın dıbinde olduğunu söylediler. Nes- rin'in denize battığı yere bir çiçek attım. Işte bu bilgilerle birlikte önceki gün (21 Ağustos 1999 Çumartesi) Başiskele'nin ka- rayolu ile deniz arasındaki bölgesine girdiğımızde, kay- gılandığımız manzarayı kar- şımızda bulduk. 1990sonra- suMİaki imarplanlanna göre inşa edümiş apartmanlann yansı yerle bir olmuş, kalan yansının çok büyük bölümü yan yatmış ve yıkılmak üze- reter, az bir kesimi ise ayakta ama arnk InıHflnılamgT haU deter- Yani, 7.8 büyüklüğündeki deprem, "belediye rant pla- nını" Başiskele köyünden adetagen almış. Ancak ne pa- hasına?.. Hâlâ enkazlann al- undabekleyen cesetlerin, sö- nen ocaklann, un ufak olan birikimleTİn, gözyaşınnı, acı- nın ve giderilmesı çok zor psikolojik yıkımlann pahası- na... Bunakarşüık, (hiç abart- madan söylüyorum) aynı rant planlanna göre yapılmayan, 1990'lardan önce ib katlı in- şa edilmiş "tüm köy evleri'' ise sankı hiç sarsılmamış gi- bi sapasağlamlar ve "komşu parsellerdeki felakete" şaş- kmlık içinde bakakalmışlar... Bahçelenni "depremzede site sakinlerine" geçici ba- nnma alanı olarak açan ve 2 katlı evi yıkılmamış köy sa- kıniennden ZüMMr Yıkfa'la konuşuyoruz. Köy ilkokulu- nun emekli müdürü olan Zül- fikâr Yıldız yıllarca kirada kaldıktan sonra aslında evi- ni yeni yapmış. Ancak, ar- sası yenı imar planında "4 katlı apartman yeri" olarak göründüğü için "2 katlıeviz- ni" konusunda uzun süre en- gellerle karşılaşmış. "Bele- diyeapartmanyerineevyap- mama imar planı nedeniyle önceonayverinedL Israrbnm sonucunda. yüksek yapı ya- pacak niyetim \e gücüm ol- madığını bildirerek bu izni koparabildim'' diyor emekli öğretmen Yıldız ve ekü'yor: "Eğer arsamı müteahhide verseydim. hemen4 kamizin çıkarbp belki de bana iki-üç daireverecektL Ama ona kan- saydık şimdi ne evimiz vardı nedebelkibizyaşayabilecek- tik_" tzmit-Gölcük arasındaki eskı Başiskele köyü, şimdi- kı Döngel Belediyesi'ne bağ- lı bu "imark"(!) mahaUe, dep- remin nasıl felakete dönüştü- ğünün açık aynası gibi Bu ne- denle diyoruz ki, "bugünden itibaren Türkiye'deki tüm imar planlannı durdurun_" Bılım ve uzmanlık çevTelerin- denoluşacak komisyonlar in- celesinler. tmarplanı gibi de- ğil de Başiskele'deki gibi sa- dece "belediye rant ptanı" gıbi hazırlanmışlarsa, dep- rem riski bulunmayan böl- gelerde bile olsalar onlan "ip- tal" edın. Çünkü, "kötü ör- nek" olarak kalmalan da gelecege dönük en büyük "tahribat" değil midir? Deprem bölgesinden tanıklıklar AYDEVENGJN Çumartesi. Sabah saat 05:30. Depremden sonraki 147. Saat Izmit'te Valilik binasmın önündeki alan. Kore kurtarmaekibi Istanbul'dan Izmit'e 'intikaT etti. Kriz Masasından görev ye- ri alacaklar. Çevirmenleri çırpınıyor. Nafîle. Kriz Masası krizde. O saatte yeticili yok. Ekip başı karar vermeye çalışıyor. 28 kişilik Kore eki- bi geri kalanı, ancak profesyonellerin becere- ceği bir disiplinle 12 ton tutan kurtarma mal- zemesini kamyondan indirdi, alanda seçtikleri bir noktaya dûzenle istif etti. Çakı gibi delikan- lılar bir saatin dişlilerini kıskandıracak bir dü- zende çalışıyorlar. 12 ton malzeme, koca san- dıklar. özel hidrolik makaslar, mini jeneratör- ler, karmaşık dinleme aygıtlan tam altı dakika- da indirildi ve yerleşorilcü. Kore ekibi can kur- tarmaya hazır. Çumartesi. Saat 08:45. Depremden sonraki 151. saate girildi. Kore ekibi tzmıt'te vılayetm önündeki alana yerleşeli ve görev için düğme- yebasıhnasım beklemeye başlayalı 3 saat 15 da- kika geçtı. Ekip başı öfkeli, çevirmen genç ka- dın ağlamaklı. "Krizdeki kriz masası"nın yet- Idlisi nihayet geldi. Sorulan dinledi. Büyük bir ciddiyetle el kadar bir kâğıt parçası aldı ve üs- tüne iki satır yazjp, görevini yapan "devlet me- munıciddiveû"" ile Korelı ekip başinauzatb. LJza- nıp baktık. Kâğıtta iki sözcük yazıh: "Gacük Kaymakamhğı" 6 dakika sonra Kore ekibi, otobüste yerini al- dı ve otobüs Gölcük'e doğru yola çıktı. Kriz Ma- sası 12 tonluk malzemenin hemen arkalanndan yola çıkanlacağmı garanti etti. Çumartesi. Saat 10:10. Depremden sonraki 153. saat bitti bitecek. Kore ekibinın kurtarma araçlan hâlâ Kriz Masasının önünde yığılı bek- Hyor. Kamyon bulunamıyor. Malzemenin başm- da kalan üç Koreli görevlı öfkeden titriyoriar. Kore ekibinin göreve hazır olduğu andan bu yana 4 saat 40 dakika geçti. 4 saat 40 dakika içinde Gölcük'te yıkıntılar arasında kurtuluşu bekleyen bir kadın, bir bebek, bir çocuk, bir dede, bir nine artık yaşamıyor. Cuma. Saat 14:30. Fransızlann kurtarma eki- bi, Gölcük'ün girişinde, Petrol Ofîsi istasyonu- nun hemen bitişiğindeki sekiz katlı dev bina- nın altından sesleri gelenlere ulaşmaya çabalı- yor. lyi, çok iyi eğitilmiş bir ekip inanılmaz bir işbölümüyle çalışıyor. Sabırla, iğneyle kuyu kazar gibi, keskiyle, çekiçle, testereyle, hidro- lik makaslarla kalın beton bloklar deliniyor. Milim milim. Yeni birçökmeye firsat btrakma- dan. Bu yıkı/n ve ölüm havasmı unutup bu pro- fesyonel hüner gösterisini izliyorsunuz. tki sa- at sonra, metrelerce dipten, önce bir genç ka- dın, hemen ardından kocası güıuşığı görüyor- lar. Daha aşağidayken, boyunluklan takılmış, ko- ruyucu korseleri bağlanmış, serum şişesi çok- tan koruyucu sıvıyı damla damla akıtmaya baş- lamış. Kalabalıktan bir sevinç çığlığı yükseli- yorve... Ve yıkmtının tepesine tüneyip kurtarma ope- rasyonunu izleyen kapkara sakallı bir yaratık, parmagını "FaziletselaiTu*' ile uzatıp, hazır bul- duğu kalabalığa "siyasal ajrtasyon" çekmeye başlıvor. Böğürüyor: - Tekbüüür! AUahüekber !„ Tekbönr! Alte- hüekber!- Yıkuıtının başka bir kösesinden bir ihtiyar de- de, belirgin bir Laz ağzıyla sesleniyor: - Bari ADaha şükür de. bre imansız, Aflatu şükürde- Birdeşu Fransızg»'urunaşükürde-. Yalakdere. Cuma. Saat00:30. Karamürsel'in üstundeki dağlarda, depremden hemen hiç et- kilenmemiş bir köyde, bir yandan gazeteye ha- ber geçmek için, işleyen telefondan yararlan- mayaçahşırken bir yandan televizyon izliyoruz. Ekranda "Ordu yardımcı otuyor mu, ounuyor mu"tartışıhyor. Karamürsel, Değırmendere ve Topçular'da askerlerin durup dinlenmeden yı- ktntı kaldırmaya çabaladıklanna tanıklık eden bir köylüye, bir başkası yamt veriyor: - Otuz mehmetçiğin efine birer kürek tutnş- tnmp enkaz başına dikmişsin ne ohır. Şu tzmit- Gölcük karay olu kaç kilometre? Otuz ikL Yüz metreye bir asker diksen, kaç asker lazım öç yüz yimıL On metrede bir diksen üç bin iki yüz. Bak bakalım. o zaman, o yol tıkanır mı? Orta şerit cankurtaranlara da, vİDçlere de, iş maki- nelenmde,g^ıu-kıırtancıianıdaaçdckata:Göt- c^-Karamüı^-DeğinDendere'yebandan bü- yük iyilikde olmaz. Oyulzebekdenbu yana o- kan. Yeğenim kmit'ten Karamürsel'e yedi bu- çuksaattagekfi.Başka zamanda birsaattırtmaz oyoL. Adapazan. Çumartesi. Saat 15:30. lstan- bul'dan yedi genç kız ve iki delikanlı geldi, Kendi kullandıklan minibüsten inip Kriz Ma- sasına ulaştılar. Eli megafonlu bir görevli, ne- dense sadece onlara söyJeyebileceğini, mega- fonla hepimize duyurarak yanıtladı: Şu anda yardım ekibine ihtiyacyok. Bekleyin. thtiyaç oiursa biz sizi çağıracağız. Yedi genç kız ve iki delikanlı, mola almış basketbol takınu gibi kümelendiler. Gazeteci ku- lak misafîri oldu. Ama konuşulanlan duyama- dı. Dokuzgençminibüslerine atlayıp Adapaza- n Çark Caddesi yönünde uzaklaştılar. Tamamen rastlantı. tki buçuk saat sonra, ga- zeteci bir kurtarma operasyonundan dönerken Kızılay'm kuruhnakta olan çadır-kent'inin bi- raz ilerisinde Istanbul'dan gelen yedi genç kız ve iki delikanlıyı gördü. Saydı. 65 küçük çocuk saydı. Istanbul'dan gelen ve hiç kimseden emir almadan. sait sivil (yurttaş) bilinçleriyle haıe- kete geçen ablalar ve abiler, yıkmtılar arasında ağlayarak, amaçsız dolaşan aç, yorgun ve ala- bildığıne ürkmüş, depremin yüacı psikolojik et- kileri altaıda kıvranan 8-10 yaşianndaki kim- sesiz kalmış çocuklan toplamışlar, ağaçlar ara- smda bir çocuk yuvası üretmişlerdi. Bir abla, küçük bir kızın sümüklü yüzünü şişe suyuyla yıkarken, üç abla bır oğlanın kolunu çarsaflar- la sanyor ve az ötede iki abi kurduklan koca- man salmcakta, iki oğlan çocuğu ile bir kızı sallıyordu. ÇocuklargüJûyoriardı. Ancak çocuklann ata- bileceği sevinç çığlıklan atarak güJûyoriardı...
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear