Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
4HAZİRAN1999CUMA CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
Gösterimdeki bol ödüllü 'Central Do Brasil', etkileyici, iz bırakan bir arayış - yol filmi
Arzuhalci yaşlı kacbnın değişimiKadın, 6O'lı yaşlannda, yal-
nız, nemrut bir emekli öğretmen.
Dora (Femanda Montenegro).
Rio De Janeiro'nun an kovanı
gibi işleyen merkez istasyonunu
mesken tutmuş. gelip geçen (as-
lmda istasyonun demirbaş müda-
vimleri olan) her cinsten ve renk-
ten, yoksul, çaresiz, okuması-
yazması kıt emekçilerin mek-
tuplannı yazarak çıkanyor ek-
mek parasını. genellikle adliye
önlerine tezgâh açan bızım arzu-
halcilergibi.
Kayıp yakınlannı bulmak umu-
duyla ya da aşkını ifade etmek
arzusuyla ona mektup yazdıran
gariban müşterilerini yanm ku-
lakla dinleyip istenileni, asık su-
ratlı birGönüI AMabilmişliğiy-
le kelimelere döken uyanık Do-
ra, mektuplan postaya vermeyi
de üstleniyor, tabii ücreti karşı-
lığında. Ancak hayatının sonba-
hanna yelken açmış bu kaşar-
lanmış kadın sadece para kazan-
mayı düşündüğünden müşteri-
nin iyi niyetini genellikle istismar
ediyor ve geceleri, tıpkı onun gi-
bi emekli, yalnız komşusuyla
(Marilia Pera) birlikte okuyup
elemeden geçirdiği mektuplar
çöp kutusunu boyluyorçogunluk-
la. Paraya kıyıp postalamadığı
ama yine de önemli saydığı mek-
tuplan da birçekmeceye tıkıştır-
madan da edemiyor Dora.
Bir çocuğun baba özlemi
Hiç görmediği babasına öz-
lem duyan, 8-9 yaşlanndaki ço-
cuksa, kocasına ikinci bir mek-
tup yazdırdıktan hemen sonra is-
tasyon çıkışında bir otobüsûn al-
tuıda kalan annesinın (Soia Iira)
ölümüyle şoka girmiş, masum
öksûz Josue (Rio hava alanında
ayakkabı boyacıhğı yaparken yö-
netmen tarafindan 'kJeşfedilen'.
tıpkı 'Cennet Sineması'mn ço-
cuk kahramanı gibi hayatında
daha önce bir fîlm bile seyretme-
miş küçük oyuncu Vinicius De
Oiiveira.
Köylü annenin dramatik ölü-
mü, kendi âlemine gömülmüş.
aklı sadece paraya çalışan. çirkin
ve acuze Dora'yla ortalarda ka-
lıvermiş, kimsesiz Josue'nin yaz-
gılannı çakıştınyor. Ölen gariban
kadmın ilk mektubunu göndeT-
mediği için vicdanı rahatsız Do-
ra. yalan söylediği. umarsızca
annesinı bekleyerek istasyonda
yatıp kalkan şaşkın çocuğa des-
tek olmak istiyor, genelde başka-
lannı düşünmek pek kitabında
yazmasa da. Zaten onda hiç de
kayıp babasmı arayan kimsesiz
bir çocuğa yardım edecek, bu
uğurda yollara düşüp tere toza bu-
lanarak tüm ülkeyi boydan boya
kat edecek bir yolculuğa çıka-
cak, iyi biri hali yok. Hatta ön-
celeri çocuğun üstünden para ka-
zanmaya dahi kalkışıyor, Josue'yi
evlat edinmek ısteyenlere ya da
organ pazarlayıcılanna satmayı
düşünerek içinin çirkinliği yü-
zûne vurmuş, patlak gözlü. ya-
lancı ve firsatçı 'kötü' Dora.
Ne var ki sonradan iyi bir şey
yapıyor hayatında ilk kez, ço-
cukla birlikte babasını aramaya
çıkıyor mektuptaki adrese yolla-
narak. Kamyonlarda, otobûsler-
de geçen meşakkatli yolculuk.
birbirine güvensiz ve mesafeli
yaşlı kadınla çocuğun arasında-
ki buzlan eriü'yor. Bu farklı iki-
liyi birbirine yaklaştınp yakınlaş-
tıran yolculuk süresince görmüş,
geçirmiş, kaşarlanmış kız kuru-
su Dora, katı yûreğindeki sevgi-
Central Do Brasil /
Yönetmen: VValter
Salles / Senaryo:
Joao Emanuel
Carneiro, Marcos
Bernstein,
W. Salles / Kamera:
VValter Carvalho /
Müzik: Antonio Pinto,
Jacques
Morelenbaum /
Oyuncular: Fernanda
Montenegro, Vinicius
De Oiiveira, Marilia
Pera, Soia Lira,
Othon Bastos,Otavio
Augusto /1997
Brezilya (FilmPop)
Fernanda Montenegro'nun Oscar'hk perfonnansuıa küçük De CMrveira da ayak uyduruyor fihnde.
yi keşfederek çirkin, firsatçı bir
acuzeyken güzelleşip nurlu, ton-
ton, sevimli bir yaşlı kadına dö-
nüşüyor. Kimliğine (babasına)
kavuşma derdindeki masum Jo-
sue de babasmın izıni sürerken
fınalde üvey ağabeylerine ula-
şıyor.
Robert Redford ve Sundance
festivali katkısıyla tamamlanıp
1998'de Berlin'in Altın Ayı'sını
kazandıktan sonra sürekli adın-
dan söz ettiren, son ilci yılın ödül
ve festival rekortmeni filmlerin-
den, Miramax'ın dağıtımını üst-
lendiği, düşük bütçelı Brezilya ya-
pımı 'Central DoBrasü-Merkez
tstasyonu'. gösterimtarihinin geç
oluşunedeniyle StYAD'ın 1998-
99 mevsimi değerlendirmesine
giremedi ama 43 yaşındaki yö-
netmeni Walter Salles'ı dünya
çapında ünlendıren bu küçük baş-
yapıtın, yıllaröncesinin Cinema
Novo'sundan beri Brezilya'dan
çıkan ve son sıralarda seyrettiği-
miz iz bırakan, önemli filmler-
den biri olduğu su götürmez kuş-
kusuz.
Yalana - masum ilişkM
Yolun sonuna gelmek üzere,
aksi, sevgisız, yalancı bir yaşlı ka-
dınla hayaün ilkbahanndaki ma-
sum bir çocuğun ilişkisini eksen
alarak bütünüyle yalın, soylu
duygulara yaslanan. alabildiğıne
insancıl bir hikâye anlatan' Mer-
kez îstasyonu'yla sö"n yıllarda
ömekJeri 'CennetSineması'ndan
'Kolya'ya, (hatta 'Hayat GüzeL-
dir'e) kadar uzatılacak, bir çocuk-
la yetişkin(ler)in konu edildiği,
yürekten vuran, samimi filmler
kervanına katılıyor, belgeselden
yetişen, 1956 Rio doğumlu yö-
netmen Salles.
Babasının diplomat oluşu ne-
deniyle sürgünlüğü çocukluğun-
dan iyi tanıyan, Fransa'daki yıl-
lanndan sinema kültürüne vakıf,
ttalyan Yenigerçekçi'lerini, Bre-
zılya'nın Cinema Novo'culannı
usta bellemiş, öteki referanslan
Antonioni, Tnıffaut, Scorsese ve
Wenders olan, 'cinephile' yönet-
men VValter Salles, sinemacı port-
relerini ekrana getirdiği TV prog-
ramlanyla ve belgesellerle baş-
ladıği meslekte kimlik arayışı ve
sürgünlük temalannı ele alan 'So-
corro Nobre-Yabancı Toprak'la
dikkatiçekti 1996'da.
Üçüncü filmi 'Merkez İstasyo-
nu'ylaen iyi yabancı fılm ve ka-
dın oyuncu (F. Montenegro) Os-
car'ına aday gösterilerek Latin
Amerika sinemasının yeni yıl-
Karmaşık ve eğlendirkibirseyitiik
Bugün gösterime giren 'PieasantviDe-
Yaşamm Renkleri', Kg', 'Dave' gibi
filmlere yazdığı senaryolarla yeteneğini
kanıtlayan Gary Ross'un ilk yönetmenlik
denemesi. Senaryosunun da Ross'a ait
olduğu fîlmin oldukça karmaşık ve
fantastik bir konusu var. Kabaca 1950'li
yıllann, Amerikan ailesi değerlerinin
yüceltildiği, o son derece sağhklı ve
temiz ortamlarda geçe» en popöle^
televizyon dizilerinden 'Pleasantvüle'
adh soap opera'mn kaoksız hayranı,
genç David'le (Tobey Maguire), şuh ve
fettan ikizi Jennifer (Reese VVTtherspoon)
kardeşlerin çevresinde gelişip
sonuçlanıyor 'Yaşamın Renkleri'.
David'le Jennifer'in, TV kumandasını
ele geçirmek için boğuştuklan bir günde,
yere düşerek bozulan kumandayı
onarmak üzere ansızın ortaya çıkıveren
hokkabaz kılıklı, yaşlı. sevimli bir TV
tamircısinın marifetiyle, kendilerini bir
anda hayranı olduklan siyah-beyaz
dizinin geçtiği Pleasantville'de bulmalan
üstüne dallanıp budaklanıyor fılm.
David'le Jennifer'in, artık dizideki ideal
ailenin ergenlik çağlanndaki çocuklan
Bud'la Mary Sue'ya dönüşmesıyle
sûrüyor. Hayal ürünü Pleasantville adlı
püriten soap opera'da cinsellik, şiddet,
vb. olgular mevcut değil; her şey
alabildiğıne yapay ve temiz, ancak
banyolarda tuvalete de rastlanmıyor.
Itfaiyecilerse yangmdan habersiz, sadece
ağaçlardan kedi kurtanyorlar. Lisenin
basket takımı, attığını sokuyor potaya.
Fahrenheit 451 *ı hatırlaürcasına kitaplar
yakıhyor! Vs, vs... tkiz
kahramanlannuzın dizideki anneleri
(Joan Allen), görünürde 1950'lerin
mükemmei bir ev kadını, oysa aslında
mastürbasyonun zevkinden bile
habersiz, mutsuz, sevgisiz ve dört duvara
Pleasantville /
Yönetmen, senaryo:
Gary Ross / Kamera:
John Lindley / Müzik:
Ranoy Nevvman /
Oyuncular: Tobey
Maguire, Jeff Daniels,
Joan Ailen, VVilliam H.
Macy, Reese
VVitherspoon, J.T. VValsh,
Jane Kaczmarek, Don
Knorts/1998ABD
(Umut Sanat)
tutsak. Mazbut aile babası. kendi
halindeki işadamı kocasını (eşsiz
William H. Macy), oğlunun çalıştığı
sandviç-burger dükkânının. kendisini
modern sanata vererek ressam olan,
hafıf gerzek sahibiyle (Mf Daniels)
aldatarak zincirlerini kınyor sonunda,
siyah-beyaz diziyi aşkın renklerine
bulayarak. Dizinin bağımlısı David,
Pleasantville'e uyum sağlarken işveli
bacısı Jennifer bu kâbustan bir an önce
kurtulup evine ve zamanına dönmek
istiyor, vs. vs... Biraz fazla uzatılmış,
modern bir peri masalı izlercesine
tükettiğimiz bu film, son dönemde
'Truman Show'un açtığı yoldan giden,
zekice yazümış. buluş ve göndermelerle
dolu. yer yer eleştirel ve kışkırtıcı
olabilen, farklı, fantastik bir komedi.
Ikizlerin ruhsuz Pleasantville'e gerçek
dünyanın erdemleriyle kusurlannı
taşıdığı, modern yaşamın televizyon
bağımlılığmdan hoşgörösüzlük ve
paranoyasına, gelenekçi tutucu kesim ve
aile eleştirisinden gençlik sorunlanna
kadar açılan geniş bir yelpazeye yayılan,
zengin fantezi ürünü bu fabl'da, başanlı
oyunculuklarla. parlak teknik numaralar,
aynntılı anlatım ve özene bezene
çekilmiş görünrüler de görmezden
gelinir gibi değil. 'Back to the Future-
Geleceğe Dönüş'ten 'Truman Shovv'a
kadar çeşitli fantezi-denemelerden
etkilenmiş senarist-yönetmen Gary
Ross'u bize tanıtan. özetle "İnsan değişir
ve bu onun için daha da iyi olur"
mesajıyla çıktığımız bu 'Pleasantville',
meraklısının gözünde gönlünde güller
açtıran, birinci sınıf bir seyirlik
sayılabilir.
SUNGU ÇAPAN
dız yönetmeni haline gelen Sel-
les'ın. Daniela Thomas'yla bir-
likte ımzaladığı, orta metrajlı,
son filmi 'MeiaNoite-Gecevan-
a' bu yılın festivalinde, 'Millen-
nium projesi:Yönetmenlerin gö-
züyle 2000' bölümünde Istanbul-
lu sinemaseverlere sunulmuştu.
Naif ama sağiam film
Genelde tümüyle insancıl ama
beylik bir hikâyeyi, naif, çocuk-
su ama sağiam ve güçlü bir si-
nema diliyle aktaran 'Merkez
Istasyonu'. karakterleri, tipik
üçüncü dünya ülkesinden insan
manzaralan ve konusuyla esir
ettiği seyirciyi baştan sona sıca-
cık duygulara garkeden bir ara-
yış ve yol filmi.
Başını Hollyvvood'un çektiği,
özel efekt gösterisi halindeki,
büyük stüdyo yapımı. göz alıcı,
çağdaş kaçış sinemasının karşıt
ucunu temsil eden, bağlmsız yak-
laşımın ürünü 'Merkez tstas>'o-
nu'. çocuksu bir masalla yetiş-
kinlere yönelik bir fabl arasm-
da gidip geliyor genelde. Suçlu
aramayıp popülizme kaçmayan,
duygu sömürücülüğüne de gi-
rişmeyen yönetmenle adaşı ve
değişmez kameramanı Waher
Canalho'nun işbirliği sonucun-
da başta tekdüze, gri-koyu renk-
lerin ağır bastığı film, kadınla ço-
cuğun ilişkisi yakınlaşıp sıcak-
laştıkça renklenmeye başlıyor,
derinlik kazanıyor, objektiflerin
değiştirilmesıyle.
Yol filmi denen türün, kendi-
ni güvende duyduğu ortamı terk
edip yollara koyulan, antikon-
formist kahramanlannın kaçı-
nılmaz şekilde değişim geçir-
meleri gibi yaşlı Dora'yla kü-
çük Josue de değişiyorlar filmin
sonunda.
'Neon Realisme' klasiği
Vaktiyle üstünden geçilen coğ-
rafyanuı filmin kahramanını de-
ğiştirdiğini belirten Antonioni
ustasını dogrularcasına, Salles'ın
yaşlı, katı, nemrut Dora'sı da,
geri kalmış ülkesinin zorlu coğ-
rafyasına uyum sağlamak için
çabalayarak değişiyor, onu ma-
sumiyetiyle resmen iyi tarafa çe-
ken çocukla yaptığı yolculuk sü-
resince.
Brezilya tiyatro ve sineması-
run deneyimli, usta yıldızı Fer-
nanda Montenegro'nun mükem-
mei performansına ayak uydu-
ran, sevecen komşu rolündeki
Marilia Pera'nın yanı sıra çoğu
amatör oyuncularından da iyi
verim alıyor Salles.Vaktiyle Bre-
zilya'da çalışan Arjantin asıllı
yönetmen Hector Babenco'nun
suç dünyasından yakasını kurta-
ramayan küçük bir sokak çocu-
ğuyla bir fahişenin dayanışma-
sını anlatan 'Pixote' (1980) fil-
mindeki fahişe kompozisyonuy-
la anımsadığımız ve Amerikalı
pirimiz. eleştirmenler kraliçesi
Pauline Kaei'in son dönemin en
iyi kadın oyunculanndan biri
saydığı Marilia Pera'ya da dik-
kat. Belgesel gerçekçilıği ve hü-
manizmiyle öne çıkan ve şimdi
'Neon Realisnte' denilen, neo re-
alist tavnn son ürünlerinden bu
alçak gönüllü yol filmi, klişe de-
yişle kaçınlmayacak bir yapıt
özetle.
SÎYAD'm değerlendirmesi
Çeşitli yayın organlarında
yazan sinema yazarlannın ge-
leneksel mevsim sonu değer-
lendirmesi sonucunda 'lnce
KırmızıHat'. 1998-99'unen
iyi filmi seçildi. 5 Haziran'98-
21 Mayıs'99 arasında gösteri-
me giren toplam 160 kadar fil-
min 110'u ABD, 7'si tngı-
liz,6'sı Fransız,4'ü lspanyol.3 'ü
ltalyan,2"si Yugo yapımıy-
dı.Geri kalanı da (birer film-
le) Avustralya,Kanada, Hol-
landa,Rus.Hint,lsveç, Hong-
Kong ve 18 ortakvapımdı. îş-
te 25 filmlik SÎYAD'ın seçtik-
lerinin listesi: 1 .The Thin Red Line- lnce
Kırmızı Hat T.Malıck 2The Sweet He-
reafter-BaşkaBirDümu A.Egoyan3Tru-
man Show / PAVeir 4 Out of Siğht-Aşk ve
Para'S. Soderbergh5.TheBçLebowski
/ J.Coen 6.Saving Private Ryan-Er Ryan'ı
Kurtarmak S.Spielberg 7. PureBaruta-
Barut Fıçısı Goran Paskalj evic 8.My Na-
me is Joe-Benim Adım Joe / K. Loach 9.1
WantYouJ'M.\Vınterbottom 10. DarkCity
/A.Proyas 11. LaVıe Revee des Anges -
Meleklerin Düş Yaşamı / E. Zonca 12La
Vrta e Befla- Hayat Güzeldir ' R.Benigni
13. Blade-BıçağmİkiYüzü/ S.Norrington
H.American History X-Geçmişin Golge-
sinde' T. Kaye 15.\yvetGoldnüne/ T.Hay-
nes 16 HouseofYes-LanediSögilil? Sna-
ke Eyes- Yılan Gözler/ B.DePalma 18Ka-
ra Kedi Ak Kedi, E.Kusturica 19. Afterg-
Iow-Tatlı Kaçamaklar ' A.Rudolph 20.
tnce Kırmızı Hat' mevsimin en i>isi seçildi.
Kusursuz Çember/ A.Kenovic 21 The Fa-
cultj R.Rodriguez22.Elizabeth ' S. Ka-
pur 23 Shakespearein Love / J.Madden 24.
Mutlu Beraberfik / Vv.Kar- Wai 25. Karak-
ter ıM.Van Diem \e KanncaZ.
1998-99 sinema mevsimine ılişkin ki-
şisel listemiz de şöyle sıralandı:(Ilk on) ln-
ce Kırmızı Hat,Büyük Lebowski.Benim
Adım Joe.Truman Show,Bir Başka Dün-
ya, Barut Fıçısı,Meleklerin Düş Yaşa-
mı,Mutlu BeraberlücKara Kedi Ak Ke-
dı.Karakter. (tkinci on): ÇıplakTen/P.Al-
modovar, Polish Wedding T.Connelly,
Elizabeth,Kiss or Kill / B.Bennett, Ma Vıe
en Rose 'A.Berliner, Velvet Goldmine,
Tango C.Saura, Mad City / C. Gavras,
Shakespearein Love, Er Ryan'ı Kurtarmak.
Sinema yazarlannın seçtikleri, 18 Hazi-
ran'dan itibaren Beyoğlu Beyoğlu sine-
masında gösterilecek.
YENİ BASLAYANLAR... YENİ BASLAYANLAR... YENİ BASLAYANLAR..
The Acid House - Aslt Evl
Son Istanbul Film Festivali'ndenpi-
yasaya düşen fılmlerden The Acid Ho-
use, genelde son on yılın en iyi Ingiliz
filmi sayılan Trainspotting'in yazan
Ir^ineWebh'in 3 kısa öyküsünden per-
deye aktanlmış. kara mizahtan gerçe-
küstücü komediye uzanan ve Paul
McGuigan adındaki yeni bir yönetme-
ni haber veren, sıra dışı bir Ingiliz ya-
pımı.lntikam üstüne TneGrantonStar
Causeadh ılkhikâyedeStephenMcCo-
le, Maurice Roeves, kansına ve çocuğu-
na adadığı hayatında kaybetmeye mah-
kûm, yumuşak huylu bir kocanın hikâ-
yesıne dayanan, ASoftTouchadlı ikin-
ci bölümde Kevin McKidd. MicheUe
Gomez ve filme adını veren, evlılik.
bebekier. uyuşturucu kullanımı üstü-
ne üçüncü hikâyede de Ewen Brem-
mer'le Jemma Redgra ve o>Tiuyor.
The Acid House, özellikle festıvalde
kaçıranlar için.
Lrttle voice - Yıldızların Sesl
Eğlendirirken aynı zamanda düşün-
düren, müzikal bir komedi olan, Ingi-
liz yapımı Little Volce' de bugün gös-
terime giriyor. Masalsı özellikler içe-
ren, ama oldukça gerçekçi de sayılacak
Little Voice, geçkin yaşınakarşm hırsı-
nı, heyecanını ve erkeklere ilgisini yi-
tirmemiş, hareketli bir anneyle, sus-
kun, ıçine kapanık kızınm çevTesinde
gelişiyor.
Asit Evi, Trainsporting' yazan Invine VVelsh'in üç öyküsünden uyarlandı.
MaıieneD»etrich.Ju<hGarland,Ma-
ril>Ti Monroe, Shiıiey Basse> gibi 'ef-
sane'lerin sarkılannı aynen onlar gibi
söyleyebildiği için anlayışsız annesi ta-
rafindan Little Voice lakabıylaçağnlan
suskun kız ya taklit içinde. benlığini yi-
tirmek ya da gerçek sesini bulmak ara-
sında birtercih yapmak durumunda ka-
lacaktır.
1990'ların başında sahnelendiği
Londra'da başan kazanmış Jim Cartw-
right'in The Rise and Fall Of Little Vo-
ice espriyi, trajediyi ve müziği içinde
banndıran bir peri masalı. Bırkaç yıl ön-
ce bizde de fesrivallerde gösterilip be-
ğenilmiş, bir grup emekçi karakterin de-
lidolu serüvenlerini konu edinen Bras-
sed Off-Borunu Ottûr komedisiyle par-
lamış Ingılız yönetmen Mark Her-
man'ın imzasını taşıyan filmin, Mkha-
el Caine, Brenda BJethyn, Jane Hor-
rocks, Ewan McGnegorve Annette Bad-
land'dan oluşan zengin oyuncu kadro-
suna da ilgisiz kalmak zor.
KEDİ GOZU
VECDt SAYAR
Sıradan Faşizm
Ve Bir Suç Duyurusu
Geçenlerde, Sinematek'in vefalı bir seyircisi ile
söyleşiyorduk. "Ne zamandır Sıradan Faşizm'e
hasret kaldık" dedi. Gülüştük. Bilenler bilir, sevgi-
li Onat Kutlar'ın yönetimindeki Sinematek'te ne
zaman birprogram aksakhğı olsa, gösterilemeyen
filmin yerini "Sıradan Faşizm" alirdı. Bir tür gele-
nek oluşmuştu bu konuda. Ve vefakârlığı kadar, ce-
fakârtığı ile de tanınan seyircimiz boynunu büker,
bir kez daha izlerdi "Sıradan Faşizm "i.
Yeni kuşaklar bu maceralara birinci elden tanık
olamamanın hüznünü yaşar mı, yoksa o günlerin
coşkulanna bu denli yabancı mı bilemiyorum. Bil-
diğim bir şey varsa, o da yeni kuşaklann Mikhail
Romm'un bu görkemli belgeselini pek tanıma-
dıklan...
Bu yüzden, yann Ankara'da olacak okurlarıma,
Toplumsal Araştırmalar, Küttür ve Sanat İçin Vakıf
tarafindan, Vakfin Ankara Şubesinde düzenlenen
"Sıradan Faşizm" gösterisini kaçırmamalarmı öne-
ririm. Gösteri, Vakfin, Edebiyatçılar Demeği ve Eği-
tim-Sen işbirliği ile düzenlediği "Düşünce özgür-
lüğü ve Kitap Haftası" çerçevesinde yapılıyor.
Yann sona erecekolan hafta, unutulmaması ge-
reken biryıldönümü nedeni iledüzenleniyor. 1982
Ağustosu'nda Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı'nın
emriyle Bilim ve Sosyalizm Yayınlan'nın 133.607
kitabı 7 kamyona yüklenerek götürülmüş, sonra da
bu kitaplar 28 Mayıs 1985'te verilen bir imha em-
ri ve 3 Haziran 1985'te sonuçlanan bir eylemle
"Sıkıyönetim bünyesinde, Sıkıyönetim Komutan-
lığı'nda görevli üç askeri, bir sivil personelin gö-
zetiminde" yakılarak imha edilmişti.
Tarihin tekerrür etmemesini dileyen kedilerin,
yarınki film gösterisini kaçınmayacaklarını umuyo-
rum. Gösterinin ardından, "Internet-ElektronikKi-
tap, Sansür ve Denetim Toplumlan" konulu bir
söyleşi düzenlenecek.
• • •
Ankaralılarsansürün günümüzdünyasındaki bi-
çimlerini tartışadursun, ülkenin çeşitli köşelerinde
sansür olgusu en "ilkel" biçimi ile karşımıza geli-
yor. Istanbul Kültür ve Sanat Vakfı'nın düzenledi-
ği Uluslararası Tiyatro Festivali'ne katılan yaban-
cı bir topluluğun sahnelediği "Faust Sürüm 3.0"
oyunu, bazı televizyon kanallarımız tarafindan
"müstehcen" olarak nitelendirilerek, ilgili makam-
lara ve "durumdan vazife çıkarma" ihtimali her an
mevcut olan kimi yurttaşlara jurnalleniyor.
Daha da vahim bir olay ise, Kültür Bakanımızın
memleketi Tarsus'ta cereyan ediyor. Kaymakam
Ali Ülger ve MHP'li Belediye Başkanı Burhanet-
tin Kocamaz'ın, Anadolu turnesini sürdürmekte
olan Ahmet Levendoğlu yönetimindeki Tiyatro
Stüdyosu'nun "Bağla Şu Işi" adlı oyununa müda-
haleleri, önümüzdeki günlerde yaşayabilecekleri-
miz konusunda küçük bir ipucu veriyor.
Tarsus Kaymakamı, "ahlâksız" bulduğu oyunu
terk etmekle kalmıyor, kolluk güçlerini göndererek,
seyirciyi salondan çıkartmaya çalışıyor. Belediye
Başkanı ise, bundan böyle Tarsus Kültür Merke-
zi'nde sergilenecek oyunlann "senaryo "lannın ön-
ceden incelenmesini istiyor.
Kaymakam'ın işgüzarlığı, geçen yıl Fransa'daya-
şadığımız bir olayı anımsattı bana. Fransa'nın or-
tasında, Türk göçmeni bol bir kasabada düzenle-
nen Türkiye KüHİırHaftası" programında Zeki De-
mirkubuz'un "Masumiyet"\ de vardı. Film devam
ederken, seyircilerden biri ayağa kalkarak, "Ben
bu filmi sevmedim!" diye bağırdı. İkinci cümle,
"Haydi, çıkıyoruz" oldu. Ve, salonda çoğunluğu oluş-
turan Fransızların şaşkın bakışları arasında "cema-
at" salonu terk etti.
Söz konusu protestocu, Fransız ormanında ağaç
kesim işinde çalışan bir köylü vatandaşımızdı, "Ya
sev, ya terk et!" çağnsına uyan bu vatandaşımız,
hiç olmazsa salondan çıkmayanlann üstüne kol-
luk kuvvetleri göndermemişti, kaymakam bey gi-
bi.
Sanat örgütleri, Istanbul'daki ve Tarsus'taki olay-
lara tepkilerini dile getirdiler, düzenledikleri basın
toplantısında. Ama, resmi makamlardan tek bir
sözcük duyulmadı. Ne Kültür Bakanı'ndan, ne de
son yıllarda aşın bir sanat sevgisi göstererek "ra-
f/ng"ini artıran Cumhurbaşkanımızdan...
•••
Tarsus Kaymakamı, sanata duyduğu ilgiyi böy-
lesine medyatik bir tarzda açıklarken, Cumhuriyet'in
bir başka Kaymakamı, 3. Uluslararası Bodrum
Çevre Filmleri Festivali için bir gönüllü gibi çalışı-
yor, elindeki tüm olanaklan bu etkinlik için sefer-
ber ediyordu. Uğur Boran gibi bir kaymakamın var-
lığı, son günlerin karamsarlığını yenebilmek için guç
veriyor sanatçılara. Bodrum Kaymakamı Uğur Bo-
ran'la ve kentin yeni Belediye Başkanı (CHP'li)
Emin Anter*le bu gece Bodrum'da Festivalin açı-
lış coşkusunu paylaşacağız.
Işte iki kaymakam, iki belediye başkanı... Bu ül-
kenin, bir çelişkiler ülkesi olduğunu vurguluyorlar
adeta.
•••
Peki, diyelirn ki bir istisnadır Tarsus Kaymaka-
mı'nın tavn. Önemsemeyecek miyiz, bütün bun-
lar olmamış gibi mi davranacağız? Kendi payıma,
bu olanları hazmedemiyorum. Ve devletin savcı-
lannın, çıkan haberleri ihbar kabul ederek hareke-
te geçmemiş olmalannı anlayamıyorum. Çünkü,
olanlar son derece vahimdir ve tam anlamıyia "gö-
revi kötüye kullanmak"t\r.
Bu nedenle, düşünce özgürlüğüne ciddi birteh-
dit oluşturan bu eylemeilişkin "suçduyurusu"nda
bulunmayı bir vatandaşlık görevi sayıyorum.
Ve, sonucu merakla bekliyorum....
Perizat Aydoğdu toprağa verildi
• Kültür Servisi - Geçirdiği beyin kanaması sonucu
yaşamını yitiren Perizat Aydoğdu, Karacaahmet
Mezarlığı'nda toprağa verildi. Karacaahmet
Camii'ndeki cenaze törenine sanatçının ailesi,
yakınlan ve tiyatro sanatçılan katıldı. En son 'Kuyu
ve Terzi Makası' adlı oyunda rol alan Perizat
Aydoğdu, 14 yıllık oyunculuk yaşamında 'Ağn Dağı
Efsanesi', 'Evita', 'Merkep Beyannamesi' adlı
oyunlarda oynadı.
11. ULUSLARARASI İSTANBUL TİYATRO FESTİVALİ
BUGUN
• O Yerlerden Mathilde Monnier'in 12 danscı ve 1
müzisyen için hazırladığı koreografi saat 21 .OO'de
AKM Büyük Salon'da izlenebilir.