25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
4HAZİRAN1999CUMA CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 Gösterimdeki bol ödüllü 'Central Do Brasil', etkileyici, iz bırakan bir arayış - yol filmi Arzuhalci yaşlı kacbnın değişimiKadın, 6O'lı yaşlannda, yal- nız, nemrut bir emekli öğretmen. Dora (Femanda Montenegro). Rio De Janeiro'nun an kovanı gibi işleyen merkez istasyonunu mesken tutmuş. gelip geçen (as- lmda istasyonun demirbaş müda- vimleri olan) her cinsten ve renk- ten, yoksul, çaresiz, okuması- yazması kıt emekçilerin mek- tuplannı yazarak çıkanyor ek- mek parasını. genellikle adliye önlerine tezgâh açan bızım arzu- halcilergibi. Kayıp yakınlannı bulmak umu- duyla ya da aşkını ifade etmek arzusuyla ona mektup yazdıran gariban müşterilerini yanm ku- lakla dinleyip istenileni, asık su- ratlı birGönüI AMabilmişliğiy- le kelimelere döken uyanık Do- ra, mektuplan postaya vermeyi de üstleniyor, tabii ücreti karşı- lığında. Ancak hayatının sonba- hanna yelken açmış bu kaşar- lanmış kadın sadece para kazan- mayı düşündüğünden müşteri- nin iyi niyetini genellikle istismar ediyor ve geceleri, tıpkı onun gi- bi emekli, yalnız komşusuyla (Marilia Pera) birlikte okuyup elemeden geçirdiği mektuplar çöp kutusunu boyluyorçogunluk- la. Paraya kıyıp postalamadığı ama yine de önemli saydığı mek- tuplan da birçekmeceye tıkıştır- madan da edemiyor Dora. Bir çocuğun baba özlemi Hiç görmediği babasına öz- lem duyan, 8-9 yaşlanndaki ço- cuksa, kocasına ikinci bir mek- tup yazdırdıktan hemen sonra is- tasyon çıkışında bir otobüsûn al- tuıda kalan annesinın (Soia Iira) ölümüyle şoka girmiş, masum öksûz Josue (Rio hava alanında ayakkabı boyacıhğı yaparken yö- netmen tarafindan 'kJeşfedilen'. tıpkı 'Cennet Sineması'mn ço- cuk kahramanı gibi hayatında daha önce bir fîlm bile seyretme- miş küçük oyuncu Vinicius De Oiiveira. Köylü annenin dramatik ölü- mü, kendi âlemine gömülmüş. aklı sadece paraya çalışan. çirkin ve acuze Dora'yla ortalarda ka- lıvermiş, kimsesiz Josue'nin yaz- gılannı çakıştınyor. Ölen gariban kadmın ilk mektubunu göndeT- mediği için vicdanı rahatsız Do- ra. yalan söylediği. umarsızca annesinı bekleyerek istasyonda yatıp kalkan şaşkın çocuğa des- tek olmak istiyor, genelde başka- lannı düşünmek pek kitabında yazmasa da. Zaten onda hiç de kayıp babasmı arayan kimsesiz bir çocuğa yardım edecek, bu uğurda yollara düşüp tere toza bu- lanarak tüm ülkeyi boydan boya kat edecek bir yolculuğa çıka- cak, iyi biri hali yok. Hatta ön- celeri çocuğun üstünden para ka- zanmaya dahi kalkışıyor, Josue'yi evlat edinmek ısteyenlere ya da organ pazarlayıcılanna satmayı düşünerek içinin çirkinliği yü- zûne vurmuş, patlak gözlü. ya- lancı ve firsatçı 'kötü' Dora. Ne var ki sonradan iyi bir şey yapıyor hayatında ilk kez, ço- cukla birlikte babasını aramaya çıkıyor mektuptaki adrese yolla- narak. Kamyonlarda, otobûsler- de geçen meşakkatli yolculuk. birbirine güvensiz ve mesafeli yaşlı kadınla çocuğun arasında- ki buzlan eriü'yor. Bu farklı iki- liyi birbirine yaklaştınp yakınlaş- tıran yolculuk süresince görmüş, geçirmiş, kaşarlanmış kız kuru- su Dora, katı yûreğindeki sevgi- Central Do Brasil / Yönetmen: VValter Salles / Senaryo: Joao Emanuel Carneiro, Marcos Bernstein, W. Salles / Kamera: VValter Carvalho / Müzik: Antonio Pinto, Jacques Morelenbaum / Oyuncular: Fernanda Montenegro, Vinicius De Oiiveira, Marilia Pera, Soia Lira, Othon Bastos,Otavio Augusto /1997 Brezilya (FilmPop) Fernanda Montenegro'nun Oscar'hk perfonnansuıa küçük De CMrveira da ayak uyduruyor fihnde. yi keşfederek çirkin, firsatçı bir acuzeyken güzelleşip nurlu, ton- ton, sevimli bir yaşlı kadına dö- nüşüyor. Kimliğine (babasına) kavuşma derdindeki masum Jo- sue de babasmın izıni sürerken fınalde üvey ağabeylerine ula- şıyor. Robert Redford ve Sundance festivali katkısıyla tamamlanıp 1998'de Berlin'in Altın Ayı'sını kazandıktan sonra sürekli adın- dan söz ettiren, son ilci yılın ödül ve festival rekortmeni filmlerin- den, Miramax'ın dağıtımını üst- lendiği, düşük bütçelı Brezilya ya- pımı 'Central DoBrasü-Merkez tstasyonu'. gösterimtarihinin geç oluşunedeniyle StYAD'ın 1998- 99 mevsimi değerlendirmesine giremedi ama 43 yaşındaki yö- netmeni Walter Salles'ı dünya çapında ünlendıren bu küçük baş- yapıtın, yıllaröncesinin Cinema Novo'sundan beri Brezilya'dan çıkan ve son sıralarda seyrettiği- miz iz bırakan, önemli filmler- den biri olduğu su götürmez kuş- kusuz. Yalana - masum ilişkM Yolun sonuna gelmek üzere, aksi, sevgisız, yalancı bir yaşlı ka- dınla hayaün ilkbahanndaki ma- sum bir çocuğun ilişkisini eksen alarak bütünüyle yalın, soylu duygulara yaslanan. alabildiğıne insancıl bir hikâye anlatan' Mer- kez îstasyonu'yla sö"n yıllarda ömekJeri 'CennetSineması'ndan 'Kolya'ya, (hatta 'Hayat GüzeL- dir'e) kadar uzatılacak, bir çocuk- la yetişkin(ler)in konu edildiği, yürekten vuran, samimi filmler kervanına katılıyor, belgeselden yetişen, 1956 Rio doğumlu yö- netmen Salles. Babasının diplomat oluşu ne- deniyle sürgünlüğü çocukluğun- dan iyi tanıyan, Fransa'daki yıl- lanndan sinema kültürüne vakıf, ttalyan Yenigerçekçi'lerini, Bre- zılya'nın Cinema Novo'culannı usta bellemiş, öteki referanslan Antonioni, Tnıffaut, Scorsese ve Wenders olan, 'cinephile' yönet- men VValter Salles, sinemacı port- relerini ekrana getirdiği TV prog- ramlanyla ve belgesellerle baş- ladıği meslekte kimlik arayışı ve sürgünlük temalannı ele alan 'So- corro Nobre-Yabancı Toprak'la dikkatiçekti 1996'da. Üçüncü filmi 'Merkez İstasyo- nu'ylaen iyi yabancı fılm ve ka- dın oyuncu (F. Montenegro) Os- car'ına aday gösterilerek Latin Amerika sinemasının yeni yıl- Karmaşık ve eğlendirkibirseyitiik Bugün gösterime giren 'PieasantviDe- Yaşamm Renkleri', Kg', 'Dave' gibi filmlere yazdığı senaryolarla yeteneğini kanıtlayan Gary Ross'un ilk yönetmenlik denemesi. Senaryosunun da Ross'a ait olduğu fîlmin oldukça karmaşık ve fantastik bir konusu var. Kabaca 1950'li yıllann, Amerikan ailesi değerlerinin yüceltildiği, o son derece sağhklı ve temiz ortamlarda geçe» en popöle^ televizyon dizilerinden 'Pleasantvüle' adh soap opera'mn kaoksız hayranı, genç David'le (Tobey Maguire), şuh ve fettan ikizi Jennifer (Reese VVTtherspoon) kardeşlerin çevresinde gelişip sonuçlanıyor 'Yaşamın Renkleri'. David'le Jennifer'in, TV kumandasını ele geçirmek için boğuştuklan bir günde, yere düşerek bozulan kumandayı onarmak üzere ansızın ortaya çıkıveren hokkabaz kılıklı, yaşlı. sevimli bir TV tamircısinın marifetiyle, kendilerini bir anda hayranı olduklan siyah-beyaz dizinin geçtiği Pleasantville'de bulmalan üstüne dallanıp budaklanıyor fılm. David'le Jennifer'in, artık dizideki ideal ailenin ergenlik çağlanndaki çocuklan Bud'la Mary Sue'ya dönüşmesıyle sûrüyor. Hayal ürünü Pleasantville adlı püriten soap opera'da cinsellik, şiddet, vb. olgular mevcut değil; her şey alabildiğıne yapay ve temiz, ancak banyolarda tuvalete de rastlanmıyor. Itfaiyecilerse yangmdan habersiz, sadece ağaçlardan kedi kurtanyorlar. Lisenin basket takımı, attığını sokuyor potaya. Fahrenheit 451 *ı hatırlaürcasına kitaplar yakıhyor! Vs, vs... tkiz kahramanlannuzın dizideki anneleri (Joan Allen), görünürde 1950'lerin mükemmei bir ev kadını, oysa aslında mastürbasyonun zevkinden bile habersiz, mutsuz, sevgisiz ve dört duvara Pleasantville / Yönetmen, senaryo: Gary Ross / Kamera: John Lindley / Müzik: Ranoy Nevvman / Oyuncular: Tobey Maguire, Jeff Daniels, Joan Ailen, VVilliam H. Macy, Reese VVitherspoon, J.T. VValsh, Jane Kaczmarek, Don Knorts/1998ABD (Umut Sanat) tutsak. Mazbut aile babası. kendi halindeki işadamı kocasını (eşsiz William H. Macy), oğlunun çalıştığı sandviç-burger dükkânının. kendisini modern sanata vererek ressam olan, hafıf gerzek sahibiyle (Mf Daniels) aldatarak zincirlerini kınyor sonunda, siyah-beyaz diziyi aşkın renklerine bulayarak. Dizinin bağımlısı David, Pleasantville'e uyum sağlarken işveli bacısı Jennifer bu kâbustan bir an önce kurtulup evine ve zamanına dönmek istiyor, vs. vs... Biraz fazla uzatılmış, modern bir peri masalı izlercesine tükettiğimiz bu film, son dönemde 'Truman Show'un açtığı yoldan giden, zekice yazümış. buluş ve göndermelerle dolu. yer yer eleştirel ve kışkırtıcı olabilen, farklı, fantastik bir komedi. Ikizlerin ruhsuz Pleasantville'e gerçek dünyanın erdemleriyle kusurlannı taşıdığı, modern yaşamın televizyon bağımlılığmdan hoşgörösüzlük ve paranoyasına, gelenekçi tutucu kesim ve aile eleştirisinden gençlik sorunlanna kadar açılan geniş bir yelpazeye yayılan, zengin fantezi ürünü bu fabl'da, başanlı oyunculuklarla. parlak teknik numaralar, aynntılı anlatım ve özene bezene çekilmiş görünrüler de görmezden gelinir gibi değil. 'Back to the Future- Geleceğe Dönüş'ten 'Truman Shovv'a kadar çeşitli fantezi-denemelerden etkilenmiş senarist-yönetmen Gary Ross'u bize tanıtan. özetle "İnsan değişir ve bu onun için daha da iyi olur" mesajıyla çıktığımız bu 'Pleasantville', meraklısının gözünde gönlünde güller açtıran, birinci sınıf bir seyirlik sayılabilir. SUNGU ÇAPAN dız yönetmeni haline gelen Sel- les'ın. Daniela Thomas'yla bir- likte ımzaladığı, orta metrajlı, son filmi 'MeiaNoite-Gecevan- a' bu yılın festivalinde, 'Millen- nium projesi:Yönetmenlerin gö- züyle 2000' bölümünde Istanbul- lu sinemaseverlere sunulmuştu. Naif ama sağiam film Genelde tümüyle insancıl ama beylik bir hikâyeyi, naif, çocuk- su ama sağiam ve güçlü bir si- nema diliyle aktaran 'Merkez Istasyonu'. karakterleri, tipik üçüncü dünya ülkesinden insan manzaralan ve konusuyla esir ettiği seyirciyi baştan sona sıca- cık duygulara garkeden bir ara- yış ve yol filmi. Başını Hollyvvood'un çektiği, özel efekt gösterisi halindeki, büyük stüdyo yapımı. göz alıcı, çağdaş kaçış sinemasının karşıt ucunu temsil eden, bağlmsız yak- laşımın ürünü 'Merkez tstas>'o- nu'. çocuksu bir masalla yetiş- kinlere yönelik bir fabl arasm- da gidip geliyor genelde. Suçlu aramayıp popülizme kaçmayan, duygu sömürücülüğüne de gi- rişmeyen yönetmenle adaşı ve değişmez kameramanı Waher Canalho'nun işbirliği sonucun- da başta tekdüze, gri-koyu renk- lerin ağır bastığı film, kadınla ço- cuğun ilişkisi yakınlaşıp sıcak- laştıkça renklenmeye başlıyor, derinlik kazanıyor, objektiflerin değiştirilmesıyle. Yol filmi denen türün, kendi- ni güvende duyduğu ortamı terk edip yollara koyulan, antikon- formist kahramanlannın kaçı- nılmaz şekilde değişim geçir- meleri gibi yaşlı Dora'yla kü- çük Josue de değişiyorlar filmin sonunda. 'Neon Realisme' klasiği Vaktiyle üstünden geçilen coğ- rafyanuı filmin kahramanını de- ğiştirdiğini belirten Antonioni ustasını dogrularcasına, Salles'ın yaşlı, katı, nemrut Dora'sı da, geri kalmış ülkesinin zorlu coğ- rafyasına uyum sağlamak için çabalayarak değişiyor, onu ma- sumiyetiyle resmen iyi tarafa çe- ken çocukla yaptığı yolculuk sü- resince. Brezilya tiyatro ve sineması- run deneyimli, usta yıldızı Fer- nanda Montenegro'nun mükem- mei performansına ayak uydu- ran, sevecen komşu rolündeki Marilia Pera'nın yanı sıra çoğu amatör oyuncularından da iyi verim alıyor Salles.Vaktiyle Bre- zilya'da çalışan Arjantin asıllı yönetmen Hector Babenco'nun suç dünyasından yakasını kurta- ramayan küçük bir sokak çocu- ğuyla bir fahişenin dayanışma- sını anlatan 'Pixote' (1980) fil- mindeki fahişe kompozisyonuy- la anımsadığımız ve Amerikalı pirimiz. eleştirmenler kraliçesi Pauline Kaei'in son dönemin en iyi kadın oyunculanndan biri saydığı Marilia Pera'ya da dik- kat. Belgesel gerçekçilıği ve hü- manizmiyle öne çıkan ve şimdi 'Neon Realisnte' denilen, neo re- alist tavnn son ürünlerinden bu alçak gönüllü yol filmi, klişe de- yişle kaçınlmayacak bir yapıt özetle. SÎYAD'm değerlendirmesi Çeşitli yayın organlarında yazan sinema yazarlannın ge- leneksel mevsim sonu değer- lendirmesi sonucunda 'lnce KırmızıHat'. 1998-99'unen iyi filmi seçildi. 5 Haziran'98- 21 Mayıs'99 arasında gösteri- me giren toplam 160 kadar fil- min 110'u ABD, 7'si tngı- liz,6'sı Fransız,4'ü lspanyol.3 'ü ltalyan,2"si Yugo yapımıy- dı.Geri kalanı da (birer film- le) Avustralya,Kanada, Hol- landa,Rus.Hint,lsveç, Hong- Kong ve 18 ortakvapımdı. îş- te 25 filmlik SÎYAD'ın seçtik- lerinin listesi: 1 .The Thin Red Line- lnce Kırmızı Hat T.Malıck 2The Sweet He- reafter-BaşkaBirDümu A.Egoyan3Tru- man Show / PAVeir 4 Out of Siğht-Aşk ve Para'S. Soderbergh5.TheBçLebowski / J.Coen 6.Saving Private Ryan-Er Ryan'ı Kurtarmak S.Spielberg 7. PureBaruta- Barut Fıçısı Goran Paskalj evic 8.My Na- me is Joe-Benim Adım Joe / K. Loach 9.1 WantYouJ'M.\Vınterbottom 10. DarkCity /A.Proyas 11. LaVıe Revee des Anges - Meleklerin Düş Yaşamı / E. Zonca 12La Vrta e Befla- Hayat Güzeldir ' R.Benigni 13. Blade-BıçağmİkiYüzü/ S.Norrington H.American History X-Geçmişin Golge- sinde' T. Kaye 15.\yvetGoldnüne/ T.Hay- nes 16 HouseofYes-LanediSögilil? Sna- ke Eyes- Yılan Gözler/ B.DePalma 18Ka- ra Kedi Ak Kedi, E.Kusturica 19. Afterg- Iow-Tatlı Kaçamaklar ' A.Rudolph 20. tnce Kırmızı Hat' mevsimin en i>isi seçildi. Kusursuz Çember/ A.Kenovic 21 The Fa- cultj R.Rodriguez22.Elizabeth ' S. Ka- pur 23 Shakespearein Love / J.Madden 24. Mutlu Beraberfik / Vv.Kar- Wai 25. Karak- ter ıM.Van Diem \e KanncaZ. 1998-99 sinema mevsimine ılişkin ki- şisel listemiz de şöyle sıralandı:(Ilk on) ln- ce Kırmızı Hat,Büyük Lebowski.Benim Adım Joe.Truman Show,Bir Başka Dün- ya, Barut Fıçısı,Meleklerin Düş Yaşa- mı,Mutlu BeraberlücKara Kedi Ak Ke- dı.Karakter. (tkinci on): ÇıplakTen/P.Al- modovar, Polish Wedding T.Connelly, Elizabeth,Kiss or Kill / B.Bennett, Ma Vıe en Rose 'A.Berliner, Velvet Goldmine, Tango C.Saura, Mad City / C. Gavras, Shakespearein Love, Er Ryan'ı Kurtarmak. Sinema yazarlannın seçtikleri, 18 Hazi- ran'dan itibaren Beyoğlu Beyoğlu sine- masında gösterilecek. YENİ BASLAYANLAR... YENİ BASLAYANLAR... YENİ BASLAYANLAR.. The Acid House - Aslt Evl Son Istanbul Film Festivali'ndenpi- yasaya düşen fılmlerden The Acid Ho- use, genelde son on yılın en iyi Ingiliz filmi sayılan Trainspotting'in yazan Ir^ineWebh'in 3 kısa öyküsünden per- deye aktanlmış. kara mizahtan gerçe- küstücü komediye uzanan ve Paul McGuigan adındaki yeni bir yönetme- ni haber veren, sıra dışı bir Ingiliz ya- pımı.lntikam üstüne TneGrantonStar Causeadh ılkhikâyedeStephenMcCo- le, Maurice Roeves, kansına ve çocuğu- na adadığı hayatında kaybetmeye mah- kûm, yumuşak huylu bir kocanın hikâ- yesıne dayanan, ASoftTouchadlı ikin- ci bölümde Kevin McKidd. MicheUe Gomez ve filme adını veren, evlılik. bebekier. uyuşturucu kullanımı üstü- ne üçüncü hikâyede de Ewen Brem- mer'le Jemma Redgra ve o>Tiuyor. The Acid House, özellikle festıvalde kaçıranlar için. Lrttle voice - Yıldızların Sesl Eğlendirirken aynı zamanda düşün- düren, müzikal bir komedi olan, Ingi- liz yapımı Little Volce' de bugün gös- terime giriyor. Masalsı özellikler içe- ren, ama oldukça gerçekçi de sayılacak Little Voice, geçkin yaşınakarşm hırsı- nı, heyecanını ve erkeklere ilgisini yi- tirmemiş, hareketli bir anneyle, sus- kun, ıçine kapanık kızınm çevTesinde gelişiyor. Asit Evi, Trainsporting' yazan Invine VVelsh'in üç öyküsünden uyarlandı. MaıieneD»etrich.Ju<hGarland,Ma- ril>Ti Monroe, Shiıiey Basse> gibi 'ef- sane'lerin sarkılannı aynen onlar gibi söyleyebildiği için anlayışsız annesi ta- rafindan Little Voice lakabıylaçağnlan suskun kız ya taklit içinde. benlığini yi- tirmek ya da gerçek sesini bulmak ara- sında birtercih yapmak durumunda ka- lacaktır. 1990'ların başında sahnelendiği Londra'da başan kazanmış Jim Cartw- right'in The Rise and Fall Of Little Vo- ice espriyi, trajediyi ve müziği içinde banndıran bir peri masalı. Bırkaç yıl ön- ce bizde de fesrivallerde gösterilip be- ğenilmiş, bir grup emekçi karakterin de- lidolu serüvenlerini konu edinen Bras- sed Off-Borunu Ottûr komedisiyle par- lamış Ingılız yönetmen Mark Her- man'ın imzasını taşıyan filmin, Mkha- el Caine, Brenda BJethyn, Jane Hor- rocks, Ewan McGnegorve Annette Bad- land'dan oluşan zengin oyuncu kadro- suna da ilgisiz kalmak zor. KEDİ GOZU VECDt SAYAR Sıradan Faşizm Ve Bir Suç Duyurusu Geçenlerde, Sinematek'in vefalı bir seyircisi ile söyleşiyorduk. "Ne zamandır Sıradan Faşizm'e hasret kaldık" dedi. Gülüştük. Bilenler bilir, sevgi- li Onat Kutlar'ın yönetimindeki Sinematek'te ne zaman birprogram aksakhğı olsa, gösterilemeyen filmin yerini "Sıradan Faşizm" alirdı. Bir tür gele- nek oluşmuştu bu konuda. Ve vefakârlığı kadar, ce- fakârtığı ile de tanınan seyircimiz boynunu büker, bir kez daha izlerdi "Sıradan Faşizm "i. Yeni kuşaklar bu maceralara birinci elden tanık olamamanın hüznünü yaşar mı, yoksa o günlerin coşkulanna bu denli yabancı mı bilemiyorum. Bil- diğim bir şey varsa, o da yeni kuşaklann Mikhail Romm'un bu görkemli belgeselini pek tanıma- dıklan... Bu yüzden, yann Ankara'da olacak okurlarıma, Toplumsal Araştırmalar, Küttür ve Sanat İçin Vakıf tarafindan, Vakfin Ankara Şubesinde düzenlenen "Sıradan Faşizm" gösterisini kaçırmamalarmı öne- ririm. Gösteri, Vakfin, Edebiyatçılar Demeği ve Eği- tim-Sen işbirliği ile düzenlediği "Düşünce özgür- lüğü ve Kitap Haftası" çerçevesinde yapılıyor. Yann sona erecekolan hafta, unutulmaması ge- reken biryıldönümü nedeni iledüzenleniyor. 1982 Ağustosu'nda Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı'nın emriyle Bilim ve Sosyalizm Yayınlan'nın 133.607 kitabı 7 kamyona yüklenerek götürülmüş, sonra da bu kitaplar 28 Mayıs 1985'te verilen bir imha em- ri ve 3 Haziran 1985'te sonuçlanan bir eylemle "Sıkıyönetim bünyesinde, Sıkıyönetim Komutan- lığı'nda görevli üç askeri, bir sivil personelin gö- zetiminde" yakılarak imha edilmişti. Tarihin tekerrür etmemesini dileyen kedilerin, yarınki film gösterisini kaçınmayacaklarını umuyo- rum. Gösterinin ardından, "Internet-ElektronikKi- tap, Sansür ve Denetim Toplumlan" konulu bir söyleşi düzenlenecek. • • • Ankaralılarsansürün günümüzdünyasındaki bi- çimlerini tartışadursun, ülkenin çeşitli köşelerinde sansür olgusu en "ilkel" biçimi ile karşımıza geli- yor. Istanbul Kültür ve Sanat Vakfı'nın düzenledi- ği Uluslararası Tiyatro Festivali'ne katılan yaban- cı bir topluluğun sahnelediği "Faust Sürüm 3.0" oyunu, bazı televizyon kanallarımız tarafindan "müstehcen" olarak nitelendirilerek, ilgili makam- lara ve "durumdan vazife çıkarma" ihtimali her an mevcut olan kimi yurttaşlara jurnalleniyor. Daha da vahim bir olay ise, Kültür Bakanımızın memleketi Tarsus'ta cereyan ediyor. Kaymakam Ali Ülger ve MHP'li Belediye Başkanı Burhanet- tin Kocamaz'ın, Anadolu turnesini sürdürmekte olan Ahmet Levendoğlu yönetimindeki Tiyatro Stüdyosu'nun "Bağla Şu Işi" adlı oyununa müda- haleleri, önümüzdeki günlerde yaşayabilecekleri- miz konusunda küçük bir ipucu veriyor. Tarsus Kaymakamı, "ahlâksız" bulduğu oyunu terk etmekle kalmıyor, kolluk güçlerini göndererek, seyirciyi salondan çıkartmaya çalışıyor. Belediye Başkanı ise, bundan böyle Tarsus Kültür Merke- zi'nde sergilenecek oyunlann "senaryo "lannın ön- ceden incelenmesini istiyor. Kaymakam'ın işgüzarlığı, geçen yıl Fransa'daya- şadığımız bir olayı anımsattı bana. Fransa'nın or- tasında, Türk göçmeni bol bir kasabada düzenle- nen Türkiye KüHİırHaftası" programında Zeki De- mirkubuz'un "Masumiyet"\ de vardı. Film devam ederken, seyircilerden biri ayağa kalkarak, "Ben bu filmi sevmedim!" diye bağırdı. İkinci cümle, "Haydi, çıkıyoruz" oldu. Ve, salonda çoğunluğu oluş- turan Fransızların şaşkın bakışları arasında "cema- at" salonu terk etti. Söz konusu protestocu, Fransız ormanında ağaç kesim işinde çalışan bir köylü vatandaşımızdı, "Ya sev, ya terk et!" çağnsına uyan bu vatandaşımız, hiç olmazsa salondan çıkmayanlann üstüne kol- luk kuvvetleri göndermemişti, kaymakam bey gi- bi. Sanat örgütleri, Istanbul'daki ve Tarsus'taki olay- lara tepkilerini dile getirdiler, düzenledikleri basın toplantısında. Ama, resmi makamlardan tek bir sözcük duyulmadı. Ne Kültür Bakanı'ndan, ne de son yıllarda aşın bir sanat sevgisi göstererek "ra- f/ng"ini artıran Cumhurbaşkanımızdan... ••• Tarsus Kaymakamı, sanata duyduğu ilgiyi böy- lesine medyatik bir tarzda açıklarken, Cumhuriyet'in bir başka Kaymakamı, 3. Uluslararası Bodrum Çevre Filmleri Festivali için bir gönüllü gibi çalışı- yor, elindeki tüm olanaklan bu etkinlik için sefer- ber ediyordu. Uğur Boran gibi bir kaymakamın var- lığı, son günlerin karamsarlığını yenebilmek için guç veriyor sanatçılara. Bodrum Kaymakamı Uğur Bo- ran'la ve kentin yeni Belediye Başkanı (CHP'li) Emin Anter*le bu gece Bodrum'da Festivalin açı- lış coşkusunu paylaşacağız. Işte iki kaymakam, iki belediye başkanı... Bu ül- kenin, bir çelişkiler ülkesi olduğunu vurguluyorlar adeta. ••• Peki, diyelirn ki bir istisnadır Tarsus Kaymaka- mı'nın tavn. Önemsemeyecek miyiz, bütün bun- lar olmamış gibi mi davranacağız? Kendi payıma, bu olanları hazmedemiyorum. Ve devletin savcı- lannın, çıkan haberleri ihbar kabul ederek hareke- te geçmemiş olmalannı anlayamıyorum. Çünkü, olanlar son derece vahimdir ve tam anlamıyia "gö- revi kötüye kullanmak"t\r. Bu nedenle, düşünce özgürlüğüne ciddi birteh- dit oluşturan bu eylemeilişkin "suçduyurusu"nda bulunmayı bir vatandaşlık görevi sayıyorum. Ve, sonucu merakla bekliyorum.... Perizat Aydoğdu toprağa verildi • Kültür Servisi - Geçirdiği beyin kanaması sonucu yaşamını yitiren Perizat Aydoğdu, Karacaahmet Mezarlığı'nda toprağa verildi. Karacaahmet Camii'ndeki cenaze törenine sanatçının ailesi, yakınlan ve tiyatro sanatçılan katıldı. En son 'Kuyu ve Terzi Makası' adlı oyunda rol alan Perizat Aydoğdu, 14 yıllık oyunculuk yaşamında 'Ağn Dağı Efsanesi', 'Evita', 'Merkep Beyannamesi' adlı oyunlarda oynadı. 11. ULUSLARARASI İSTANBUL TİYATRO FESTİVALİ BUGUN • O Yerlerden Mathilde Monnier'in 12 danscı ve 1 müzisyen için hazırladığı koreografi saat 21 .OO'de AKM Büyük Salon'da izlenebilir.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear