25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
15HAZfRAN1999SALI CUMHURİYET SAYFA / ekonomi(« cumhuriyet.com.tr 13 ÖYK'ye sunulan rapor, 1986'dan beri yapılan satışlardan sadece 200 milyon dolar kazanıldığını ortaya koydu ANKARA(Cumhuri>«Bürosu)-ÖzelleştınTie tda- resi Başkanlığı'nın (ÖlB) Özelleştirme Yüksek Ku- rulu'na (ÖYK) sunduğu rapor. 1986 yılından ben gerçekleştinlen özelleştırmelerden devletın masraf- lar çıkanlınca yalnızca 200 milyon dolar gelır sağ- ladığını ortaya koydu. Başbakan Bûknt Ecevit özel- leştirmenın mevcut halıyle anlamını yitırdiğını be- Iırterek, sıstemin yenıden gözden geçırileceğinı söy- ledi. ÖYK. anayasal ve yasal engellenn kaldınlma- sı için gereklı düzenlemelenn yapılması. özelleştir- me kapsamına alınacak kuruluş sayısının arttınl- masını benimsedi. Yenı hükümetin ilk Özelleştirme Yüksek Kurulu toplantısı, dün Başbakan Ecevit başkanlığında ya- pıldı. Toplantıya kurul üyelen Devlet Bakanı ve irtne sorgıdaııacak• Yeni hükümetin ilk Özelleştirme Yüksek Kurulu toplantısında konuşan Ecevit, sistemde belli yanlışlıklar olduğunu, kamuoyuna iyi yansıtılamadığını ve işçüerin gözünde işsizleştirmeyle eşanlam taşır hale geldiğini savundu. le eşanlam taşır hale geuniştir. l stelik özelleştinne- den dde ecMfen kazançlarözeleştirmeiçinyaprian mas- raflarla eşdüzeve geldi. Bu şekilde özelleştirme anla- mını yitirmiş oldu ve devlete somut kazanç sağlaya- maz hale geldi. Bunkn nesnel biçiınde gözden geçi- rip en kısa sürede daha verimfi bir düzenkmeye ge- çebileceğünizi umuyorum" diye konuştu. Ecevit'in toplantıda bazı özelleştirme uygulama- Başbakan Yardımcılan Devlet Bahçeli \ e Hüsamet- tinOzkan. Devlet Bakanlan Yüksel Yalova ve Hik- met Uluğbay, Maliye Bakanı Sümer Orai ve Sana- yı \e Ticaret Bakanı AhmetKenan Tannknhı ile eko- nomi bürokrasisi katıldı. 'Sistem gözden geçirilecek' Başbakan Ecevit. toplantı oncesi yaptığı açıkla- mada. "Sistemde birtakun yaıthşhklar var. Anayasa ve \asalardan ka\ naklanan bazı engeüer olduğu gö- rüldii. Özelleştirme işçilerin gözünde işsizkştirmey- lannın ciddi kuşku uyandırdığını, sıyasilerin sürek- li devreye girmesınin çahşmalara zarar verdığini belirterek. "Bu iş kurahna göre yapümab ve hiçbir şekilde suistimal edflmemelidir'' dediği öğrenildi. Ecevit'in, ayrıca çeşitli alanlarda işten çıkarmalann yaşandığını, özelleştirme uygulamalannm istihdam sorunu yaratmayacak şekilde yapılmasına özen gös- terilmesıni istediği kaydedildi. Toplantıda ÖlB yetkilileri, 4.8 milyar dolarlık özelleştirme yapıldığını, buna karşılık özelleştirme- ler için yapılan harcamanın 4.6 milyar dolar oldu- ğunubelirttiler. Isdemir'in Kardemirmodelinde ol- duğu gibi bedelsiz olarak çalışanlara devredilmesi- nin de gündeme geldiği belirtildi. Başbakan Yardımcısı Yalova, toplantı sonrasında. uluslararası tahkim başta olmak üzere anayasa ve ya- sa degişikliklerinin bir an önce Bakanlar Kurulu gündemıne getirileceğini belirtti. Prof. Cevdet Akçay kriz önlemlerinl değerlendlrdi 'Ekonomiyi bu hali ile sürdürmek olanaksız' NİLÜFERŞENSÖZ Faiz yükünün gıderek şiştiğı Türkıye'de, ekonomik gidışatın bu halı ile sürdürüleme- yeceğini vurgulayan Boğaziçi Üniversitesi tk- tisat Fakültesi öğretım üyesi Prof Dr. Cev- det Akçay. "İktisadi göstergelerinizi düzgün hale getiremezseniz bu o\undan çıkış yok. Bir yerde panayacaknr" uyansını yaptı. Küreselleşmeyle birlikte dünyanın finan- sal bunalımlara artık alışması gerektığini söyleyen Prof. Akçay, Türkıye'nın dışandan gelen krizlere karşı nasıl önlemler alabılece- ğini ve dünyada tartışılan sermaye hareket- lerinin kontrolünü Cumhuriyet'e değerlen- dirdi. ^ — ^ — ^ ~ - Finansal krizkrden et- kflenmemek için Türkiye nasıl bir poütika izlemeti? - Öncelıkle yapacağınız pek bir şey yok. Sıze çarp- tığı zaman çarpıyor. Ama çarptıgı zaman hasar gör- memek istıyorsanız temel iktisadi göstergelennızin sağlam olması gerekıyor. Türkıye'de reel faiz oranı ile büyüme oranı arasın- dakı fark çok fazla. Bugün reel faiz yüzde 25 'lerde ve Türkiye çok büyüdüğün- de de yüzde 8 büyüyor. .Aradaki fark 17. Dünyada( v > ^ ; - ^ ^ bunun bir eşi yok. Yabancıfaribu dılrumun çok yüksek getirisi olduğunu görüyor, fakat uzun dönemde bunun sürdürülemez olduğu- nu biliyor. Bu sürdükçe sizin faiz yükünüz o kadar şişıyor ki sürdürülemez olduğuna inanç gıttıkçe artıyor. İktisadi göstergeleri- nizi düzgün hale getiremezsenız bu oyundan çıkış yok. Bir yerde patlayacaktır. - Malezya'nın sermaje hareketlerine kont- rol gerirmesi diğer ulkeler için örnek olabilir mi? Bu model Türkive'nin dünyadaki şok- lardan korunmasını sağlar mı? - Bir ülkenin yaparak başanya ulaştığı her- hangi bir şey'i her ülkeye uyumlandırmak mümkün değil. Tıpkı. IMF'nin her ülkeye ay- nı reçeteyı uygulaması gibi. Güneydoğu As- ya ekonomılerinin mali dısıplinleri çok ıyi Bugün reel faiz >üzde 25'lerde ve Türkiye çok büyüdüğünde de yüzde 8 büyüyor. Aradaki fark 17. Dünyada bunun bir eşi yok. Yabancılar bu durumun çok yüksek getirisi olduğunu görüyor, fakat uzun dönemde bunun sürdürülemez olduğunu biliyor. durumda. Türkiye"de ise koşullar çok fark- lı. Türkıye'de yüksek faiz politikası uygula- nıyor. Yüksek faiz politikası uygulanarak kur korunuyor. ancak bu politika da reel eko- nomıde yavaşlamaya yol açıyor ve devamlı borçlanılıyor. - Ancak sermave girişinin serbestieşmesi- nin ulus ekonomilerini yarardan çok zarara soktuğunu görüvoruz- - Sermaye hareketlerinin serbestleşmesi gündeme geldiğinde tasarruf yaratamayan ül- kelerde çok ışe yarayacak denildi. Kâğıt üze- rinde baktığınızda öyle oldu. Ama burada önemli olan. ülkeye üretime yönelik direkt y abancı sermaye yatınmının girmesi. Geliş- ^ — — — — mekte olan ülkelere ser- maye daha çok kısa vade- deginyor\eçıkıyor. - Dışandan getecekkriz- lerin Türkhe'j e bulaşma- ması için neler>apüabilir? - Daha-az hasar görmek için rezervlennizı müm- kün olduğunca yüksek tut- malısmız. Paranızındeğe- nnın olduğundan daha yük- sek bulunmasından kaçın- malısımz. Sağlam makro ekonomik polıtikalannız ve sağlıklı bankacılık sek- törünüz olmalı. - Yeni hükümetin eko- kodirir misiniz? - Türkiye'nin vergi tahsilatı gayri safı mil- li hasılasının >üzde 18'i kadar. ABD'ye ba- kıyorsunuz yüzde 30, Avrupa'ya bakıyorsu- nuz yüzde 35. Türkıye'de bir de yüzde 50 ka- yıtsız sektör var diye düşünürseniz devlet sadece yüzde 12 topluyor. Siz yüzde 12 ile ne Amerika'yı ne Ruan- da'yı ne de Türkiye'yı yönetebilirsiniz. Ama kayıtdışının sıstem içine almıp vergilendiril- mesı halınde Türkiye ekonomisinin çökece- ği iddia edılıyor. Bu kesinlikle doğru olamaz. Vergi oranlannı arttınrsanız gelirlerinızin düşmesı mümkün değil. Vergiyi toplayamaz- sanız bu ülkeyi ıdare edemezsiniz. Kimse is- teyerek vergi vermek istemez. ama almak zo- rundasınız. MAÎ karşıtları, 18 Haziran % sermayeyi protesto günü ilan etti Sendikaiar,roestekodalan, shil toplum örgötteri ve bireysei kaühmlardan oluşan Türldye MAI Karşrtı Çafaşma Gnıbu gazetemizi zharetetti. Küresefleşmenin anayasası olarak adlândırüan. ulus-dev1etieri tehdit eden Çok Taraflı Yabnm Anlaşması'na (MAI) karşı oluşturulan Türkiye MAI Karşrtı Çaoşma Grubu. "MAI: 21. Yûzyılm Sömürgecflik Bildirgesi - GlobaBeşmeye Karşı Enternasyonalizm'' admdaki kitapianru da tanıtülar. (Fotoğraf: KUBÎLAY TÜNTÜL) 'ZenginlerZirvesVne Türkiye'den tepki Ekonomi Servisi - Dünyanm 42 ül- kesinde 18 Hazıran'da küreselleşme karşıtı eylemler yapılması planlanır- ken sendikaiar, meslek odalan, sivil toplum örgütleri ve bireysei katüımlar- dan oluşan Türkiye MAI Karşıtı Ça- lışma Grubu da Tüdtiye'de 18 Haziran'ı "para ve sermaye pivasalannı protes- to günü" olarak ılan ettı. MAI Çahşma Grubu tarafindan ya- pılan basın açıklamasında. işsizliğin veyoksulluğun "^asino Ekonomisr ile daha da katmerlenmesme karşı çıkılır- ken"*Düm ada yeni Asya, Rosya ya da Gnne> Amerika krizleri \-araülması- na. krizterin bedelinin emekçilere ve yoksollara ödetilmesine ve yaratılan krizi bahane ederek çabşnıa yaşanu- nın esneklik adı ahında kurabciaştınJ- masma ha\ır" denildi. Finans piyasalannm sanayıye kaynak sağlamasının aldatmaca olduğuna dik- kat çekilen bildiride, şunlara ışaret edil- di: "Yalanın temeiinde emek sömürü- sü bulunu>T)r. Lzerinde speküla*ryonlar, manipülasvunlar\apılarakdüşârülüp > ükseltüen hisse senetierinin >« bono- lann değeri afan teri ve emek olmaks- zm var olamaz.'' Emekçilerin ve yoksul kesimlerin aleyhine işleyen gidışatın durdurulma- sı gerektıği vortgulanan bıldinde, "Tür- kiye'deki ve dünyadaki mevcut finan- sal yapı acüen sorgulanmah. sermaye- nin planh sakhnsuıa karşı mücadele edilmdi w finansa karşı verOen müca- deteiere tüm toplum kesimlerince kat- kıkonmab" denildi. Dünyadaki yoksul sayısmı yüz mil- yonlarca arttıran Asya krizinde dina- mit işlevi gören türev piyasalannın Türkiye*de de ohışturulması yönünde- ki hazırlıklara tepki gösterilen bildiri- de, emekçilerin sosyal güvenlik tbnla- n üzerinde yapılmaya başlanan rant hesaplanna ve bu fonlann spekülatör- lere yem edilmesine karşı çıkıldı. MAIkitabı Küreselleşmenin anayasası olarak adlandınlan, ulus-devletleri tehdit eden Çok Taraflı Yatınm Anlaşması'na (MAI) karşı oluşturulan Türkiye MAI Karşıtı Çahşma Grubu, "MAI: 21. Yöz- yıhn Sömürgecflik Bikürgesi - Global- leşıneyeKJu? Eırternasyonafam'" adın- da kitap yayımladı. "MAI nedir, neleri kapsamaktadır, nasıl bir hukuk dayaoyor, sos>al gü- venlik kurunüan ve sağiık hizmetleri MAI ile ne hak getirikcek" sorulanmn yamtlandığı kıtabı oluşturan ana baş- lıklar ise şöyle: "'MAI'ninorijinalmetnmdenahnımş maddelerveanlamlan, MAI ve özeieş- tirme, sermaye sav-aşjannda etkin bir sflah; sıcak paravefinans krizleri,MAI veemek,eğra'ın,kûMr veMAI, kadın- bu- ve MAI, tanm poütikaian v« MAL enetji sektöründe özefleştirmeler, ye- rel yönetimtasans veMAl,serbest bS- geJer. MAI 3e ^ n t son gettşmeler, kfi- remizde yaşanan son geüşmeler. bölge- sel btrlik ve konsorsivumlar ik mevcat egilimler üzerine bir değeriendinne.'' Kitap, TMMOB Makina Mühendis- leri Odası îstanbui Şubesi, Birleşik Metal-fş Sendikası ile Enerji Yapı-Yol Sendikası'ndan edinilebilir. Bu arada Kamu Emekçileri Konfe- derasyonu (KESK) ve Devrimci Işçi Sendikalan Konfederasyonu (DtSK) tarafindan bugün Mecidiyeköy Kültür Merkezi'nde "YeniDünya Düzeni" ko- nulu bir panel düzenlemyor. Panele Prof. Dr. İzzetimÖnderve Prof. Dr. TCr- kel Minibaş katıîıyor. İŞÇİNİN EYRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Dün Gibi... Anılar dün gibi taze. 14 Haziran günü DlSKte ya- pılan toplantıda, taban, uretimden gelen gücünü kul- İanmaya karar vermişti. işçilerin işyerlerini terk ede- rek kent merkezlerine dogru yürüyeceklerini söyle- diğimde, kimse eylemin boyutunu algılamak iste- memişti. Doğrusu ben de on binlerce DİSK üyesinin yürü- meye karariı olduklannı toplantının havasından kav- ramış dmakla birlikte, yüz bini aşan Türk-lş üyesi iş- çinin de fabrikalannın kapısına kilit vurarak yürüye- ceklerini, polis, asker barikatlannın, tanklann üstün- den aşılarak geçileceğini düşünememiştim. Üstelik işçi sınrfının gazaba gelmesine neden olan olayda, hükümetin bir gece yansından sonra çıkar- dığı ve DlSK'in kapatılmasını hedef alan yasa hazır- lığında Turk-lş'in de ışin içındeolduğu bılinirken. Iş- çiler, 1961 Anayasası, 1963 sendikal yasalan ile gün- deme gelen sendikal haklar kullanımında, sadece üc- retlerinin iyileştirilmesi ile değil, işyerlerinde kimlik, iş güvencesini kazanmanın tadına varmışlardı. 3 yıl ön- ce kurulmuş ve üye sayısı 30 bini geçmeyen DlSK'in öncü işlevinin yok edilmesine yüz binlerie karşı dur- muşlardı. Büyük olasılıkla çoğu DlSK'in sınıf ve kit- le sendikacılığı ilkelerinin adını bile duymamış, ama işyeri işyen örgütlenmenin, dinamik sendikacılığın, he- le de işyerlerinde işçrye sahip çıkmanın yolunun ke- silmesinin kendileri için anlamının bilincine varmış ola- rak ayaklanmışlardı. 15-16 Haziran patlamasının önü sıkıyönetim ilanı ile kesilmiş, arkasından 12 Mart ve işverenlerin ün- lü kara listeler uygulamalan gelmişti. DİSK yeniden toparlanmış, Türk-lş daha ilkeli ve dinamik sendıkacılığa koşullanmış, 12 Eylül 1980'e kadar gelinen süreçte, sigortalı çalışanlann yansının sendikalılaşabildiği bir parlak dönem yaşanmıştı. 12 Mart'ın iki yıllık bir duraksaması dışında 12 Eylül'e kadar sadece 7 yıl gibi toplum yaşamında çok kısa bir süreçte çok etkili bir sendikalaşma yaşanmakla kalınmamış, sürekli ücret ve çalışma koşullannın iyi- leştirilmesi gerçekleştirilmişti. Aynı dönemlerin Tür- kiye'nin demokratikleşmeye açılım yıllan olduğunu, solun yükselışi ile çakıştığını, TİP olgusunu, CHP'nin anlamlı sosyal demokrat çizgisini atlamamak gere- kiyor. 12 Mart 1971 solun yükselişinın önüne set çekmiş, belki bir ölçüde hızını kesmiş, ama akışını durduramamıştı. 12 Eylül 1980 sadece 24 Ocak ka- rarlannın uygulatılmasının değil, solun yolunun ke- silmesi, küresel tek ideolojinin, yükselen değerlerin Türkiye'de kurumlaştınlmasının aracı oldu. Tabii başta sol, bütün ideolojilerin yenı dünya sö- mürü düzeninın tek ideolojisine indirgenebılmesi için çok bedel ödetildi. DlSK'in üye tabanını da alarak üye sayısı ile büyüyen Türk-lş'in tabanı, gerçi bahar ey- lemleri, yaz direnişleri, büyük Zonguldak direnişle- rinde, anlamlı karşı duruşlan gerçekleştirdi. 12 Eylül sonrası süreçte, küresel ideolojinin dayatması doğ- rultusunda yaşanan işçinin yoksullaştınlması ve sen- dikasızlaştırılması programı püskürtüldü. Ancak ey- lem etkinliği, işçi katılımlan ile(hergünon binleryüz- binlerle işçinin katıldığı, aylar süren) bu çok büyük karşı duruşlann, işçiye birkaç yıllık iyileştirmeter dı- şında kalıcı sonuçlan olamadı. İşçinin arkasındasol, sol partiler, ideotoji, sınıf sendikacılığının ilkelerini sa- vunan kadrolar yoktu. Bugün gerek Türk-lş, gerek DlSK'te yaşanan örgütsel küçülme, moral değerier- den kopuş elbette bir rastlantı, geçici bir hastalık değil. Işsizlik çığ gibi büyürken, çalışanlann kayıt dı- şına, kayrtlı olanlann sendıkasızlığa zorianması, eme- ğin geriye püskürtülmesi, yenı dünya somürü düze- ninin programının bir parçası. Ideolojisiz, ufuksuz, umutsuz kalan medya araçlan ile sınıfına, çıkarlan- na yabancılaşan işçi sınıfı yolunu şaşırmış. Solunu bulamayınca öbür dünyayı vaat eden di- ne ya da bu dünyada boşuna övünmeyle uyuşturan ırkçılığa sığınıyor. Daha kolay sömürüluyor. Birkaç sen- dikada kalmış, sendikal değerien savunan liderierin temizlenmesı, yerlerine Türk-lslam sentezcisı kad- rolann gelmesi, elbette rastlantı değil. Güney Koreli sendikacılar açlık grevine gidiyor İ İ İ Güney Kore'de hükümetın sendikalan örtülü olarak yasaklama çabası nedeniyie ülkedeki sendika liderlen açlık grevine çıktı. Ülkedeki 20 sendika lideri süresiz açlık gre\ine gıderken 300 kadar sendikacı da polısle çatıştı. 550 bin üyesi bulunan Güney Kore Ticaret Sendikalan Konfederasyonu (KCTU) yetkilileri, 1998 yılı Kasım ayında ülkedeki darphanede yolsuzluklar ve işten çıkarrmalar nedeniyie gerçekleştirılen grevin haksız şekilde kınlmasını protesto ettiklerini ve eylemlerinın süreceğını söylediler. 'Sorumlular cezalandınlsın' Sendika yetkılılen. Cumhurbaşkanı Kim Dae- Yung'dan, yolsuzluklan araştınnası için özel bir savcı komitesi tayın etmesini ve tutuklanan sendika çalışanlannın serbest bırakılmasını. olaydan sorumlu kışilerin HAFTA İÇİ KESİNTİSİZ EKONOMİ Bangladeşlilerden insan zinciri Başkent Dakka'da Batılı ülkelerin büyükelçilikleri önünde toplanan 2 bini aşkm Bangladeşli, yuksul ülkelerin borçlanmn silinmesi çağnsı yaptt. Bir sivil toplum kuruluşunun ÖDcülüğündeki gösteride ev lemciler bir insan zinciri oluşturarak, aldıklan dış borcun halkın yaşamında hiçbir olumlu etki yapmadığını vıırguladılar. cezalandınlmasını ve tek taraflı işten çıkarmalann önüne geçmesim istediler. Güney Kore'deki işçi sendikalan bu yıl başında da haksız işten çıkartmalan protesto etmek için grevler düzenlemiş, ancak kamuoyunun desteğini almakta başansız kalmıştı. Bu seferki eylemde kamuoyunun işçılere destek verdiği tespıt edildi. Avrupa Birliği'nin tanm bakanlarından cagrı Gıda güvenliği için sıkı önlemler Ekonomi Servisi-Belçıka'daki tavnk yemlenne kansere yol açan dioksin maddesinin bulaşmasıyla patlak ve- ren gıda skandah Avrupa Birliği (AB) tanm bakanlannı harekete geçirdi. AB'li tanm bakanlan, Belçika'nın Lüksemburg kentinde dün bir araya ge- lerek, gıda güvenliği konusunda daha sıkı düzenlemelerin gerçekleştirilme- si çağnsında bulundular. îkı gün sürecek toplantılarda. Bel- çıka'dan ithal edilen gıda ürünlerinin yasaklanması için daha fazla garanti- nin isteneceği de bildirildi. Aynca, Avrupa Komisyonu'nun, Belçika'nın AB'ye üye diğer ülkele- re skandalın patlak vermesinden ön- ce uyan yapmaması nedeniyie yasal ışlemlerde bulunmasının beklendiği ıfade edildi. Belçika hatalı Coca Cola'ları toplatıyor Belçika'da tavuk skanda- lından sonra göreve getın- len Sağiık Bakanı Luc Van den Bossche'nin emriyle ül- kede satılan tüm Coca Cola ürünleri geri çekiliyor. Bel- çika Coca Cola fabrikası, ge- çen hafta içinde, bazı ılkokul öğrencilerinin hastalanma- sına yol açan hatalı ürünle- nni toplatmıştı. Sağiık Ba- kanlığı'nın karan tüm Coca Cola ürünlerini kapsıyor. Anmda* • • î - Dogm Güvenilir Haberinizolsun. KANAL E TÜRKIYE'NIN İLK EKONOMİ VE HABER KANAL
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear