Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
8 MAYIS 1999 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMt /ekonomi(g cumhuriyet.com.tr 13
ŞİRKETLERDEN
N/licrosoftijcrosoTt __
Omce2000ii
• MICROSOFT'un
Office 2000 programı
Türkiye'deki
kuUamcüaria buluşuyor.
Verimliliğin yeni tanımı
olarak nitelendirilen
Offke 2000 programının
HTML \e geleneksel belge
formatlan arasındaki
aynmı ortadan kaldırdığı
belirtilirken program
sayesinde tnternet'te vveb
sayfası hazırlamayı herkes
için mümkiin kıkİığı ifade
edildi.
• BAŞAK HAYAT
StGORTA, înternet
aracılığıyla sigortalılanna
hizmet vermeye başladı.
Başak Hayat Sigorta'nın
vveb sayfası, şirketle ilgili
bilgileT, ürünlerin
tanıtımı, acentelerin
listesi. anlaşmalı sağlık
kuruluşlannın listesi ve
başvuru formundan
oluşuyor.
• GİLAN Mücevher,
Topkapı Sarayı Hazine
Dairesi yenileme
projesinin sponsorluğumı
üstleniyor. Projenin dört
ayn bölümden oluşan
teşhir salonlannın çağdaş
müzecilik anlavışına
uygun bir biçimde 2003
yîlına kadar
tamamlanması
planlanıyor.
• KOÇ ÜNİVERSİTESİ,
Amiral Bristol Hemşirelik
Okulu adı ile bilinen
kurumu kendi bünyesine
katarak 4 yıllık eğitim
vermeyi amaçlıyor. Bu
programla hemşirelik
mesleğini Avrupa
standartlanna çıkaracak
düzeyde eğitim verileceği
ifade ediliyor.
• ECZACIBAŞI
SCHVVARZKOPFua ,
hazırladığı yaz saç modası
kataloğu, farklı saç
modeUeri verenkleriUe
kadınlan yaza hazırlıyor.
Katatogda^Inger",
"Femke" ve "Mi Dinh"
olmak üzere üç. ayn model
bulunuyor.
• OPEL ticari araçlar
serisinin yeni ürünleri
olan Movano ve Combo
Tour'u Perpa Tıcaret
Merkezi, Güneşli Metro
ve tkitellı lstoç'ta tanıttı.
Türkiye'nin çeşıtlı
bölgelennde satışa
sunulan araçlar
önümüzdeki günlerde
diğerbayilerdede
satılacak.
• CISCO Înternet servis
sağlayıcılannın ve
telekomünikasyon
flrmalannın bir ya da
daha fazla sa> ıda network
erişim sunucusu üzerinde
koşutzamanlı olarak
çahşan dial netvvork
senislerini etkin bir
biçünde yönetmelerini
sağlayan yönetim
çözümlerini tanıttı.
• PİMAPEN panjur
sistemi üretimine başladı.
Dört farklı renkte,
istenilen boyut ve
şekilde üretilen
panjurlara, sineklik.
güneşlik, motor ve
uzaktan kumanda gibi
özellikler eklenebiliyor.
• SUPERONLINE,
aboneleri adına ağaç
dikiyor. tnternet servis
sağlayıcısı Superonline,
Tema Vakfi ile yaptığı
işblrliğj çerçe\esinde
İnternet erişim paketi alan
abonelerine Atatürk
Baraj Götii kenarında bir
fıdan dikecek.
• TELSİM, Türkiye'nin
ilk eğitim-öğretim fuan
'EÖF 99"un ana sponsoru
oldu. Tepebaşı TÜYAP'ta
gerçekleşen fiıara,
Istanbul'daki resmi ve
özel liseler, üniversiteler,
mesleki eğitim veren
kuruluşlar ve yabancı dil
okullan katıldı.
Türkbank Munzam Vakfı Başkaııı Balabanh, bürokratlann kellesinin uçurulduğunu söyledi
^Taner lıesap vermelT• Bürokrasinin
siyasilerin eline
bırakıldığını, altta
hangi bürokratın
imzası varsa onun
kellesinin
uçurulduğunu
söyleyen Balabanh,
Türkbank olayında
hesap vermesi
gereken kişinin,
dönemin Devlet
Bakanı Güneş Taner
olduğunu belirtti.
TARIKYILMAZ
Türkbank ihalesinde or-
tayaçıkan yolsuzluklara iliş-
kin sonışturmalarda siyasi-
lere dokunulmayıp yalnız-
ca bürokratlann kurban se-
çilmesine tepkıler giderek
büyüyor.
Türk Ticaret Bankası ça-
lışan ve emeklilerinin kur-
duğu Türkbank Emekli San-
dıgı Munzam Vakfı Başka-
nı Ceial Balabanlı, bürokra-
sinin siyasilerin ehne bıra-
kıldığını, yazılı kurallar çer-
çevesinde altta hangi bü-
rokratın imzası varsa onun
kellesinin uçurulduğunu
söyledi.
Türkbank olayında hesap
vermesi gereken kişinin dö-
Saracoğlu: Başbakan'ın olmadığı dönemde Dinçmen'in alınması dusundurucu
Eski ANAP lstanbul Milletveki-
li ve Eski Merkez Bankass Başka-
nı Rüşdii Saracoğtu, Başbakan'ın
yurtdışmda olduğu bir dönemde
Yencr Dinçmen'in Hazine Müste-
şarlığı görevinden alınmasınm dü-
şündürücü olduğunu söyledi. Sa-
racoghı olayuı yapılış şeklinin ken-
disini tedirgin ettiğini dile getirdi.
Hazine Müsteşarlığı ve Merkez
Bankası Başkanhğı gibi görevle-
rin çok önemli sorunlar olduğuna
işaret eden Saracoğlu. bu insanlar
hakkında açılacak soruşturmanın
çokdikkatli düşünülerek yapılma-
sı gcrektiğini belirtti. "Açıkçası,
Yener Dincmen hayatta en güven-
diğun insanlardan biridir. Devleti
bu kadar koruyan insanın herhan-
gj bir yanhş yapmasının mümkün
olduğuna inanmıyorum" diyen
Rüşdü Saracoğlu, Yener Dinç-
men'in yerine birilerinin getiril-
mesinin düşünülüyor olabitecegi-
ni ileri sürdü.
Başbakan BülentEcevit'in Kıb-
ns'ta bulunduğu bir sırada kendi-
sine vekâlet eden Başbakan Yar-
dımcıst HûsamettinOzkan'tn Türk-
bank soruşturması için onay ver-
dığıni belırten Saracoğlu "Yencr
Dinçmenin doğrudan bağü oldu-
ğu Başbakan Yardımcısı Hikmet
Uluğbay'm da bu olaydan haberi
yok. Bunlar farklı partiden insan-
lar da değUler. Siyasi terbiye, en
azından kendi partisinden ve dof-
rudan bu bürokratın amiri konu-
munda olan Başbakan Yanürocısı
Uhığbay'ın da görüş.ünün aunma-
s gerektirirr
diye konuştu.
Saracoğlu sözlerini şöyle sür-
dürdü: "Devletin nasd çabş&ğnu,
neyin ne zaman yapumasnın doğ-
rn otecağun, farklı yapdmasram ne
anbuntara geteceğmi ben de, Hik-
met Ulugbay da, Büfent Ecevit de
bfliyor."
nemin Devlet Bakanı Güneş
Tanerolduğunu belirten Ba-
labanh. sorumluluğun yal-
nızcabürokratlara yıkılma-
sının yanlış olduğunu söy-
ledi. Balabanh. Yener Dinç-
men'in Hazine Müsteşarlı-
ğı görevinden alınmasınm
siyasilerin aklanmasını sağ-
ladığmı dile getirdi.
Bu olayda hesap verme-
si gereken kişinin Bakan
Güneş Taner olduğunu söy-
leyen Balabanh, "Biz Me-
sut Yümaz-Deniz Baykal
kavgası yapıyoruz. Burada
politik yön bir kenara bıra-
ktlmabdır. Asıl sorumluluk
bakandadır.Ne bulunacak-
sa bakanın hakkında bulu-
nur. Gidip de bir bürokra-
tın üzerine tiim işler yıkıl-
maz. Türkiye'de bürokrat-
lar Atatürk döneminden bu
yana iyi çahşıyoriar. Ancak
bunlar cenderedeter.Sorun
burada" dedi.
Fatura bürokrata
Bankalar Kanunu'na gö-
re 64. madde kapsamında-
ki bankalarda tek yetkilinin
bakan olduğunu belirten Ba-
laban. "Bakanihaleyefesat
kanşanldığını büiyorsa bu-
nu niçin engellcmiyor.' Dü-
ğüm burada. TürkKe önce
nereden başlanacağını bflmi-
yor.Faturalardaima bürok-
ratlara ödetiliyor" dedı.
Balabanh, dönemin Baş-
bakanı Mesut Ydmaz'ın 4
Eylül 'de emniyetin gönder-
diği yazıdan haberi olmadı-
ğını tahmin ettiğini belirte-
rek, "Mesut Yümazbuotay-
lan bBse "Biz bu fırmalara
ön onay verdik, gerçek onay
vermedik ve ihaleyi iptal et-
tik' diyerek 5-6 kere aynı
\-anlış açıklamayı yapmaz-
dı. Ancak sorunlan Bakan
Taner biliyDr. Bu bilgi gaze-
telerde \e soruşturmada da
var.ÇünküTaner.Korkmaz
Yiğit'i çağınyor, görüşüyor
vebankayıabnasuusöyKiyor.
En azrodanbuüıaleyeginne-
den önceparayı neredenbu-
lacaksın diye Korkmaz Yt-
ğit'e bir sonı sorulması ge-
rekmez miydi?r
' dedi.
1994ten başlamah
Türk Ticaret Bankası'yla
ilgili sorunlan çözebilmek
için 1994 yılından bu yana
başlamak gerektiğini söy-
leyen Balabanh, o yıldan
bugüne Türkbank'ın için-
de olan sendikacılann. va-
kıf, banka yöneticilerinin
hepsininbir arada sorgulan-
ması gerektiğini kaydetti.
Bankalar Yasası'nın 64
ve 65. maddesinin ilgili bö-
lümlerinin neden iptal edil-
diğine kamuoyunun dikkat
etmesi gerektiğini belirten
Balabanlı, o dönemde Türk-
bank*ın sermayesinin 20tril-
yon liraya çıkanlmasıyla il-
gili, "Tnrkbank'ta izknen
prosedür baştan sonayasa-
lara ay kırrvdı. Biz sermaye
arttmmma ilişkin olarak ip-
tal davasını açtığımızdan
Anayasa Mahkemesi de
Bankalar Yasası'nın ilgili
maddeteriniiptaletti
n
dedi.
Eczane denetinderi sürüyor
Öğrenciler gelecekteki is yaşamları için yatırım yapıyorlar
Üniversiteliden üretime katkı
NİLÜFERŞENSÖZ
Üniversiteli işsizlerordusu her ge-
çen gün artarken, lstanbul Teknik
Üniversitesi (İTÜ) öğrencileri "Üni-
vwsite - Sanayi tşbirHtJ" (ÜSİ) pro-
jesiyle geleceklerine sahip çıkıyor-
lar. İlk olarak Orta Doğu Teknik Üni-
versitesi (ODTÜ) bünyesinde başla-
tılan üniversite - sanayi işbirliği ça-
lışmalan, tTÜ'de de hız kazanıyor.
İTÜ Işletme Mühendisliği Kulübü
(tMK) öğrencileri tarafından ger-
çekleştirilen ÜSt projesi, sanayici-
lerin AR-GE gereksinimlerine kat-
kida bulunurken bir yandan da öğ-
rencilere iş kapıları açıyor.
İTÜ tşletme Mühendisliği Kulü-
bü Başkanı MehmetDoğanyiğit te-
orinin ağırlıkh olduğu bir eğitim sıs-
teminde, öğrencilerin çeşitli proje-
lerle üretime katıldıklannı belirti-
yor. Doğanyiğit, ÜSİ projesinin
ITÜ'nün birçokbölümünde uygulan-
dığmı söyleyerek "Tüm üniversite-
ler genelindedev^ım ettirmeyihedef-
lediğimiz projeyi eğitim sisteminin
bir parçası yapmak ıstiyoruz" diye
konuşuyor. Koç, Netaş, Eczacıbaşı,
• Eğitim sisteminin en
önemli eksikliğinin teorik
bilginin pratiğe
taşınamaması olduğunu
kaydeden ÎTÜ lşletme
Mühendisliği Kulübü
Başkanı Mehmet
Doğanyiğit, ÜSÎ projesi ile
üniversitelilerin okul
sırasında üretime
katıldıklannı belirtiyor.
Arçelık, Beko, Arthur Andersen gi-
biTürkiye'nin önde gelen gruplan-
na proje sunan ve şirketlerin proje-
lerinde görev alan üniversiteliler, iş
dünyasında girmeden önce tecrübe
kazanıyor. Şimdiye kadar 150 öğ-
rencinin projelerde görev aldığını
belirten Doğanyiğit, bu yıl projele-
re ortalama 75kişinin katıîacagını ifa-
de ediyor.
Doğanyiğit, ÜSÎ uygulamasıyla
öğrencilerin gerçekleştirdikleri ba-
zı projeleri ise şöyle anlatıyor: "Öğ-
renciler, Arçelik'te toplam kalite uy-
gulaması ve süreçlerin iyfleştirüme-
siprojesi ve diğer bir dizi projeye ka-
ükhlar. Mercedes Benz'dc stok kul-
lanmadan tam zamamnda üretim
anlamıru taşıyan Kaizen uygulama-
sı gerçckleştiriM."
ÜSİ projesinin ıki işletme mühen-
disliği öğrencisınin hayahyle başla-
dığını dile getiren Doğanyiğit, üni-
versitelilerin geleceklerini kendi el-
lerine almalan gerektiğini vurgulu-
yor.
Doğanyiğit, üniversite yönetimi-
nin kendilerini cesaretlendirdiğini
söyleyerek
u
Bu ülkeyi değiştirmek,
yönlendirmek, daha ileriye götür-
mek istiyorsak elimizi taşın altına
sokmabyız. Üniversitelerinyönetim-
leri birçok sorunla boğuşuyor. Bu
nedenle kendigeleceğunizi kendimiz
pbnlıyoruz" diyor. Üniversitelerin zo-
runlustajlannın öğrencilere çok faz-
la fayda sağlamadığını söyleyen Do-
ğanyiğit. "Bu uygulama ile öğrend-
ler projeierini sunuyorlar ya da fır-
mada devam eden projelerde görev
alıyorlar. Öğrenciler yaz ayannda
minimum 2-2^ ay çalışıyorlar. Kar-
şıhğmda belirli ücretlerde alıyorlar"
açıklamasını yapıyor.
• Maliyenin ilk defa incelemeye aldığı
eczaneler, denetimlerin tek bir sektörde
yoğunlaşmastndan şikâyetçiler.
HAZALATEŞÇAKIR
Maliyenin, başta hastane-
lerin acil servislerine yakın
eczanelerde başlatılan ver-
gi denetimleri sürerken, ec-
zanelerden tepkiler gelme-
ye başladı. Maliye denet-
menleri tarafından Istan-
bul'da eczanelere yönelik
olarak ilk defa yapılan ince-
lemelerde. ilaç dışında satı-
lan kozmetik, ortopedik ter-
lik gibi ürünlerin giriş ve çı-
kışlannda kayıt tutulmadığı
bildirildi.
lstanbul Eczacı Odası
Başkanı Erkan Önsal. ec-
zanelerin kayıth ve belgeli
çalıştıklarmı bildirirken "An-
cak vergi kaçtranın yakası-
nay^ptşüır.İlkemizdeilacın
yüzde 70 alıctsının devlet ol-
duğu unutubnamalıdır" di-
ye konuştu. Eczacılar da
"AcB servis crvanndaki ec-
zanelerde bazen çok acil ilaç
ya da malzeme ahnusırasuv-
da telaştan fatura verSmemiş
olması kayip-kaçak olarak
değerlendirUmemeH. Ama
vergi kaçıranlar da cezalan-
dmhnah" açıklamasını yap-
tılar.
Maliyenin, baştahastane-
lerifî acil servislerine yakın
eczanelerde başlatılan VCT-
gi denetimleri sürüyor. ls-
tanbul Eczacı Odası Yöne-
tim Kurulu Başkanı Erkan
Önsel, eczanelerin Türkeko-
nomisinde kayıth, belgeli
çalıştıklannı ifade ederken
"Ülkemizdeflacinyüzde 70
abcısı Emekli Sandıgı. Bağ-
Kur, SSKveçeşjtti kamu ku-
ruluşlandır. Geriye kalan
yüzde 30'luk bölümüde ka-
safışleriaebe^elivonız''di-
ye_ konuştu. ÖnseL "Dacuı
yüzde 70 ahası olan devlet,
eUnde fatura olmadan mı ec-
zacrya ödemeyapmaktadır?
Geriye kalan yüzde 30'luk
bölümü ise kasa fışleri ile
bdgeliyoruz. Hal böyleyken
bahsedflen vergi kacağı na-
sd açıklanabOir?" dedi. Gir-
disi-çıktısı belgeli olanbir iş-
kolunda "şüphe" ile kayıp-
kaçak oranın yüksekliğin-
den bahsetmenin gerçeğe
uygun olmadığını belirterek
-Ancak eczacıukta vergi ka-
çtnmlann yakasuıa yapi9-
hr. Denetimlene açığız. Mal-
ki cinayeti Sağhk Bakanağı
bütçesmi Udye kadryor. Asıl
panuarbunuarda dönüyor"
diye konuştu. Bazı eczane
sahiplerinin konuya ilişkin
değerlendirmeleri ise şöy-
le: "Bir kere hastanelerin
acil servislerine yakın ecza-
nelerde müşteriler apar to-
par ahşveriş yaptp çıkiyorUr.
Fiş kesösede almadan gitrik-
leri oluyor. Dolayısıyla bu-
radaeczanelerinbir suçu ol-
duğunu söyleyemeyiz. Ba-
zen de içerisi müşteri dolu-
yor. Birinin istediği ilacı ve-
rryüru/. öbür muşterflerie 0-
gilenince kanşıkbk oluyor.
Belgesizişlem yapdması im-
kânsız. Eğer vergi kaçıran,
kayrt tutmayan varsa yaka-
sına yapışıhr.''
îskontolar beyan
edilnüyor
Maliye denetmenleri, in-
celemelerde, birçok eczane-
nin müşterinin istememesi
dunımunda fatura kesmedi-
nin saptandığını belirterek
"Belli kurumlardan alınan
Uaçtangöstermek zonında-
lar. Ancak bazı eczanelerin
iskontolarmıbeyanetmedik-
leri görüldü" değerlendir-
mesini yaptılar. Eczaneler-
de satılan kozmetik ürünler,
gözlük. ortopedik ayakkabı
ve terlik gibi eşyalann giriş-
çıkış işlemlerinde kayıt tu-
tulmadığını kaydeden de-
netmenler, "tlaç dışında bd-
gesizalınan ürünler içinbel-
gesiz çıkış yapıbyor. Bazı ec-
zanelerde bunlann kayitia-
ra ahnmadıgınıgördük. Av-
nıpa'da kimse müşterinin
fiş istemesini beklemez" di-
ye konuştular. Denetmen-
ler. Türkiye'de denetim ora-
nının yüzde 2 gibi düşük bir
oranda kaldığına işaret eder-
ken "tstanbul'da başlatılan
incelemelerin Türldye gene-
line yayılması gerekiyor. Sa-
dece eczacüık değil, bütün
sektörler denetknmeü Çün-
kü yalnız bu sektöre yönelik
inceleme vapdması hakstz-
hk"dedikr.
Küreselleşmede ıızlaşıııa sağLanamadıEkonomiServisi-tktisatçılar, "ikiucukes-
kin tanç" diye yorumlanan küreselleşme ko-
nusunda uzlaşma sağlayamadılar. Devlet
PlanlamaTeşkilatı (DPT) Müsteşan Orhan
Güvenen, ulus-devlet karar sisteminin etki-
sinin azaldığını savunurken, Gazi Üniversi-
tesi öğretim üyesı OğuzOvan, "Kontrobüz
küreselleşmeye yönelik kuşkular arftı. Tür-
ldye için bu doğru yol değil" diye konuştu.
lstanbul Üniversitesi tktisat Fakültesi
Mezunlan Cemıyeti tarafından düzenlenen
24. tktisatçılar Haftası'nm 3. gününde "Tür-
kiye'nin lktisadi Konumu ve Beklentileri"
konulupanel yapıldı. Şükrü Karahasanoğ-
lu'nun yönettiği panele eski Hazine Müs-
teşan Mahfı Eğihnez, DPT Müsteşan Prof.
Dr. Orhan Güvenen, Prof. Dr. Oğuz Oyan
ve Türkiye Ihracatçılar Meclisi (TÎM) Baş-
kanı Okân Oğuz katıldı. Eğilmez, siyasi is-
tikrann enflasyonla ilişkisini değerlendi-
rirken Türldye ekonomisi dengesizlikler
dengesinde. Siyasetçinin sert önlemler ala-
rak enflasyonu düşürmesini beklemek doğ-
ru değil. tki hanelienflasyon kriz dönemin-
de piy asanın sigortası oktu" diye konuştu.
Eski Hazine Müsteşan Eğilmez, "Şuanda
Türkiye'de liberal ekonomi benzetmesi ya-
prjoruz. Disiplinsizlik var. Harcamalarda-
ld disiplinsizlik sürdükçe y üksek faiz de-
vamedecek" açıklamasını yaptı. KİT'lerin
"haraç mezat" satılmasını doğru bulmadı-
gını kaydeden Eğilmez, "KİTlerin de\1e-
te verdiği para inandmaz düşük. Vergi öde-
yebilir dunıma geünhneleri başandu-" de-
di.
'Yeniden sorgulanmalı'
DPT Müsteşan Güvenen de orta ve uzun
dönemde Türkiye'nin sorunlannı değer-
lendirirken "Türkiye'nin 204 mflyar dotar
GSMH'si var. ABD'nin ise 7 trilyon dolar.
tki ülkenin sistem içinde aynı olması bekle-
neroez" diye konuştu. Prof. Dr. Oğuz Oyan
ise dünyada yaşanan ekonomik krizle bir-
likte kûreseUeşmeninyeniden sorgulanma-
yabaşlandığını belirterek "Kontrobüz kü-
reselleşmeye yönelik kuşkular ortaya çıkn.
Krizler niçin bizim gibi küçük ekonomik-
re vuruyor? NeoHberal ekonomive kaptn*-
nuşlar da ulus-devlet bitiyor mu? MAI tar-
nşmatonna ABD'den SOÖ bürokrat katıldı.
Kendişirkeüeri dünya>'a hâkûn oluyor. Bu-
rada biraz kuşkucu olmak gerekii" değer-
lendirmesini yaptı.
TÎM Başkanı Okan Oğuz da devletin
ekonomiyi girişimcilere bırakması gerek-
tiğini savlayarak "Ekonomininuhıslarara-
sı rekabete açılmasu esascn tercih olmaktan
çokzonınhıhıkolarak karşımızda durmak-
tadır" dedı.
İŞÇİNtN EVRENtNDEN
ŞÜKRAN SONER
Hint Kumaşı
Türbanlı milletvekili, türbanını çıkararak yemin tö-
renine katıldı ya bizim medya MHP'yi nasıl taçlan-
dıracağını bilemiyor. Hele de Bahçeli, Fazilet'in tür-
ban oyunlannı "s/y«s/"olarak suçladığında.
MHP, ANAP ve DYP ile biriikte Meclis'te türban
şov sergilenirken sessiz kalmış. Aslında üç parti de
duruma göre vaziyet almayı beklemişler, çok da
önemli değil. Kimse Bahçeli ve MHP'lilerin türbana
ilişkin açıklamalarına dikkat etmiyor.
Oysa MHP'liler tam da Aydın Menderes'in çiz-
gisinde; türbanın kendisine, anlamına karşı çıkmı-
yorlar. Türbanın önce Refah sonra Fazilet adına si-
yasi malzeme olarak kullanılırken gerilimin tırman-
dınlmasına ttiraz ediyorlar.
Bahçeli'nin ve diğer MHP'lilerin söylemlerinde,
kamu alanında türbanın kullanılmasının laikliğe, de-
mokrasi insan hak ve özgürlüklerine aykırı olacağı
ve inanç alanma ait bir hak ve özgürlüğün asla top-
lumsal alanda kullanılamayacağı vurgulanmıyor. Tam
tersi, kendi taktikve yöntemleriyle, toplumsal uzlaş-
ma sağlanması koşulu ile bu sorunlann ılerde tür-
ban lehine çözümleneceği izlenimi veriliyor.
ANAP'ın, DYP'nin de hep yaptığı üzere laik cep-
he, en önemlisi askerlerin bastırdığı noktada çark
edilecek, ancak fırsat bulunduğunda türbana, dinin
sonuna kadar istismar edildiği siyasi politikalara yol
açılacak hertür strateji uygulanıyor.
Fırsatını ilk bulduklannda türbanı gerek üniversi-
teler, gerekse kamu alantnda, tabii Meclis'te de öz-
gür bırakacak yasal değişikliklere oy kullanmaya
hepsinin de gönüllü olduklanndan hiç kuşkunuz ol-
masın.
Zaten DYP 8 yıllık kesintisiz eğitim karşısında b&y-
rak açmıştı. ANAP, 8 yıllık kesintisiz eğitimı kendi se-
çim kaybının nedeni olarak gosterecek kadar ileri git-
ti. Herfırsatta da 8 yıllık kesintisiz eğitim yanına Ku-
ran kurslannda sınırsız özgürtük ile syasal Islam cep-
hesine kendisinin aslında daha ileri bir çizgıyı savun-
duğunu söylemeye çalıştı.
MHP ise Bahçeli'nin sustuğu, taktik olarak genel
sekreter ve diğer parti yöneticilerinin konuştuğu
açıklamalarla, 8 yıllık kesintisiz eğitime karşı görü-
şünün değişmediğini söylüyor. Uygun koşullarda
bu konuyu gündeme getireceğini kamuoyuna açık-
lamakta bir sakınca görmüyor.
MHP'nın Cumhuriyet, devlet çıkarian için ciddi
tehdit oluşturan bir başka tavrı, Apo'nun yargılan-
ması, "idam "ını koalisyon pazarlığı gündemine ge-
tirmesi. Çirkin, o ölçüde de ucuz, sorumsuz bir po-
litika olmasının ötesinde açıklanabilir yanı yok. Bir
hukuk devletinde yargının sorumluluğunda olan bir
karar nasıl koalisyon protokolünde gündem konu-
su yapılabilir?
Dışişleri, aklı başında herkes, Batı'nın Türkiye'ye
yönelik oyunlannı, önyargılannı ortadan kaldırmak
üzereTürkiye'nin insan hâklannasaygılı, hukuk dev-
leti çabalannı kanrtlama uğraşında. Çakıcı ve ben-
zeri olaylarda da Apo'ya ilişkin Türkiye'ye iade gin-
şimlerinde de hep aynı şeylerin altı çizildi.
Uzun süreçteTürkiye'nin çağdaş demokratik tüm
ülketerde olduğu üzere ölüm cezasını kaldırmaya ça-
lışacağı, zaten uzun süredir de ölüm cezası olma-
sına karşm infaz uygulamasına gidilmediğı bir gü-
vence olarak anlatıldı. Maraş katliamının idama mah-
kum olmuş sanıklannın, Sıvas'ta insanlan din diri ya-
kanlann idam edilmediği kanıt olarak gösterildi.
Tabii ki Türkiye'nin, Apo için, onun yakalanması
sonrası aşamasında nukukunu değiştirmesi gerek-
siz bir ödün olurdu. Ama ilk fırsatta da idamın kal-
dınlması gerektiği tarttşılamaz bir konu. Yürürlükte-
ki yasalara göre de yargılama sonunda Apo'ya ölüm
cezası verilmesi sürpriz olmaz. Meclis'ten bekle-
nen, Türkiye'nin bugüne kadar uyguladığı üzere,
Maraş, Sıvas katilleri ve diğerleri için geçerii oldu-
ğu gibi bundan sonrasında idam infaz karan verme-
mesi olabilir.
Şimdi bu tabloda bir siyasi parti, hükümet kurma
koşullan arasında nasıl olur da, Apo'nun ıdamını
koymaya kalkışacak kadar densiz, hukuk tanımaz
olabilir? Iktidar ortağı adayı bir siyasi partinin idamı
koalisyon ortaklığı koşulu yaptığı bir ülkede kim ba-
ğımsız yargıdan, hukuktan söz edebilir ki?
Sadece Dışişleri değil, devletin bütün güçleri
Apo'nun bağımsız yargıda yargılanacağının güven-
cesini vermek üzere her tür çabayı gösterirlerken
MHP'nin ülke çıkarlannı dinamitleyen bu tavn nere-
de ise yok sayılıyor. Olacak, akıl alacak iş değit.
Borsa yupileri, sermaye, medya önceden kurgu-
ladıklan DSP-MHP-ANAP koalisyonunun gerçekleş-
mesini dört gözle bekliyorlar. Malum "istikrar"^) ge-
lecek, borsa yükselecek. Devletin, demokrasınin, in-
SÎBI haklannın, laikliğin, Cumhuriyetin, ülke çıkarla-
nnın köküne dinamit konuyormuş, kimin umurun-
da?
TURSAB Başkanı Talha camas
'Turizmde yaşananlar
ulusal bir sorun oldu'
İSTANBUL - Türkiye
Seyahat Acentalan Birli-
ği (TÜRSAB) Başkanı
Talha Çamaş, turizm sek-
töriinün son yıllann en ağır
sorunlan ile karşı karşıya
geldiğini ve iradesi dışın-
da gelişen olaylann fatu-
rasını ödediğini belirterek
"Turizm sektörünün so-
runlan arnk kendi sorun-
lan olmaktan çıkıp ulusal
bir sorun haline gelmiş-
tir" dedi.
Çamaş, "Turizm Sek-
töründeki Son Durum ve
GeHşmekr" konulu basın
toplantısındakı konuşma-
smda, TÜRSAB'ın tektek
firma ve kişilerin özel du-
rumlanyla değil, sektörün
bütünüyle ilgili olduğunu
söyledi. "Biz turizm ge-
misiniyüriitmeye çalışıyo-
ruz. Geminin yürümesi,
içindebulunanberkein ya-
rarmadır" diyen Çamaş,
sektörünbugün içindebu-
lunduğu darboğazdan çı-
kış yollannın, sağlıklı bi-
çimide belirlenmesi gerek'
tiğini bildirdi.
Çamaş, şöyle devam et-
ti: "Sektör şu andason >ıi-
lann en ağır sorunlanyla
karşı karşıya gefaniştir ve
turizm şu anda iradesi dı-
şında gelişen olaylann ta-
turasım ödemektedir. Tu-
rizmde şu anda karşı kar-
şıya kalınan sorunlann ne-
deni de sorumlusu da sek-
törün kendisi değildir.
1999'a iyi bir başlangıç
yapmışken, daha sonra
meydana gelenolaylar tu-
rizmi darboğaza sokarak
sıkıntılann yaşanma.sına
etkenolmuştur. Buolaylar,
sektörel değn, ulusal nite-
h'klidir. Turizm sektörii- -
nün sorunlan artık kendi
sorunlan olmaktan çıkıp
ulusal bir sorun halinegeİ-
miştirr
Sektörün rahatlaması ve
ayakta kalması için, kısa
vadede küçük ve orta boy
işletmelerin SSK. Muhta-
sar Vergısi ve Kurumlar
Vergisi gibi borçlannın er-
telenmesi, Halk Bankası
aracılığıyla işletme kredi-
si verilmesini istedikleri-
ni kaydeden Çamaş. sek-
törün finansman ihtıyacı-
nın karşılanması için de
Eximbank'a taze kaynak
aktanmı yapıhnası ve ih-
tiyaç sahibi seyahat acen-
telerine kullandırılması
gerektiğini bildirdi.