02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
> MAYIS 1999 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER rak'taki muhalif gruplar, ABD ile ortak hareket ederek Devlet Başkanı Saddam'ı devirmeyi hedefliyor 3 aşamak darbe platu yapddıVVASHINGTON (AA) - Irak Devlet .aşkani Saddam Hüseyin'i devirme çaba- ınna hız veren muhalif gruplann. üç aşa- ıalı bir hareket planını devTeye soktuk- ın \ e bu çerçevede gelecek hafta muha- îfettemsilcileri ıle Amerikalı yetkililerin lasaya oturacakları bildirildi. Planın üç şamasının, ABD'den askeri ve siyasi des- :k garantisinın alınması. muhalifler ara- ında liderlik seçimınin yapılması ve as- .erihazırlıklannardmdan Saddam'akar- ı avaklanmanın ABD ile koordinasyon çinde başlatılması olduğu öğrenildi. Bu çerçevede, Iraklı muhaliflerin kısa vade- de 3 bin kişilik bir silahlı güç oluşturaca- ğı dabelirtildi. Irak muhalefetınin ûst düzeyde bir yet- kilisi, pazartesi günü Washington'a gel- mesi beklenen muhalefet heyetinde. Irak Ulusal Kongresi lideri AhmetÇelebi, Irak Kürdistan Demokratik Partisı (IKDP) yet- kililerinden Hoşyar Zebari Irak Kürdis- tan Yurtseverler Birliği (IKYB) yetkilile- rınden Latif Raşkl ve Irak Ulusal Muta- bakat Konseyi grubunun genel sekreteri tyad Aflavi'nin bulunacağını bildirdi. Bir Sünni grubunun temsilcisinin de heyette yer alacağı belirtilirken, Irak'taki güçlü Şii gruplannın heyette bulunup bulunma- yacağı kesinleşmedi. Irak muhalefetinin yetkilisi, planın ilk aşamasının. gelecek hafta Washington'da ABD Dışişleri Bakanı Madeleine Alb- right ve başkanın ulusal güvenlik danış- manı Sandy Berger ile yapılacak görüş- melerde. Saddam'ı devirmeyi amaçlayan ısyan için ABD'nin askeri ve siyasi des- teğinin sağlanacağına ilişkin somut ga- ranti alınması olduğunu bildirdi. Yetkili, "1991'de Körfez Savaşı'nın bitiminde is- yan haşladığinda, ABD tarafindan yalnız bırakıldık. Bunun tekrarlanmayacağı ga- rantiedilmelL Aynca ABD. isyan başladık- tan sonra, işimizi kolay laştırmak için I- rak'ın uçuş yasağı dışındaki bölgelerinde Saddam'ın ordusuna karşı havadan ope- rasyon yapma taahhüdünü vermeli" de- di. Ikinci aşamanın, muhtemelen 7 Tem- muz'da yaklaşık 400 Iraklı muhalif dele- genin katılımıyla yapılacak seçimde, Irak muhalefetini bir araya getirmeye çalışan Karadeniz'in geleceği tartışıldıİstanbul Haber Servisi - Kara- deniz, Çamlıhemşın'e yapılacak hidroelektrik santralı, doğal ve ta- rihi dokuyu yok ederek kıyı bo- yunca ilerleyen otoyol gibi yatı- nmlarla tanhinde hiç görmediği kadar ağır bir tahribatla karşı kar- şıya. Bilinçsızyerel yöneticilerin de katkısıyla tahribat daha da bü- yürken, Ardeşen'deki belediye başkan adaylan. "denizi kara ya- pan adam" diye seçim propagan- dası yapabiliyorlar. Ardeşenliler Kültür ve Daya- nışma Deme|i de yaşanan sorun- lan gündeme getirmek üzere dün konunun uzmanlannın davetli ol- duğu "Doğu Karadeniz'in Geleee- ğine Bakış" konulu panel düzen- ledı. Mimar Sinan Üniversitesi Mi- marlık Fakültesi Dekanı Prof. Cengiz Enızun'un yönettiği pa- nele konuşmacı olarak, Karade- niz Çevre ve Kültür Derneği Yö- netim Kurulu Başkanı Alaattin Bahçekapdı. İTÜ tnşaat Fakülte- si Ulaştırma Anabilim Dalı öğre- tim üyesi Prof. Gûngör Evren. tTÜ Inşaat Fakültesi Hidrolık Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Panelde bilinçsiz yerel yöneticilerin de katkısıyla Karadeniz'de tahribaün artüğı kaydedildi tlhan Ava, 1Ü Orman Fakültesi öğretim üyesi Prof. Uçkun Geray ve MimarlarOdası Genel Başka- nı Oktay Ekinci katıldı. Çamlı- hemşin'deki Fırtına Vadısi'ne ya- pılacak Dilek-Güroluk hidro- elektrik santralından yola çıkan Prof. Uçkun Geray. ülkedeki ÇED uygulamalannı eleştirdi. ÇED ra- porlannı yatınmcının hazırladığı- nı anımsatan Prof. Geray. rapor hazırlayıcılannın da yoruma açık ve gevşek ifadeler kullandıkları- nı. raporiarda yarınmın olup ol- maması ıle ilgili görüş bildirilme- diğini ve siyasetçilere istedikleri gibi oynayacaklan bir alan bıra- kıldığını söyledi. Prof. Geray, Do- ğu Karadeniz'de bir an önce ara- zi kullanım mastırplanı yapılma- sı gerektiğinı belirterek, ülkenın piyasa koşullanna bırakılmaması gerektiğini söyledi. Mimarlar Odası Genel Başka- nı Oktay Ekinci de Doğu Karade- niz'in kıyılan, vadileri, akarsula- n, yaylalan, 3 bin 500 yıllık tari- hi ve kültürel yapısıyla bir bütün olduğunu belirtti. Yaklaşık 5-10 milyon yılda oluşan bu eşsiz kıyı- lan denizi doldurarak yol yapımı- na feda etmeye kimsenin hakkı ol- madığını belirten Ekinci, Bayın- dırlık Bakanlığı tarafindan yapıl- makta olan dolgunun da planı ol- madığını söyledi. Ardeşen'de bir belediye başkan adayının "denizi kara yapan adam" diyerek oy is- tediğıni aktaran Ekinci, "Denizi doldurarakkarayapan adam oia- maz" dedi. Karayollan'mn devlet içınde devlet olduğunu, SİT alanı ve benzeri koruma statülerini ta- nımadan yollan yaptığım ifade e- den Ekinci, denizi doldurmak ye- rine kamulaştırma yoluyla kara- dan yol yapımı altematifinin pa- halı olduğu gerekçesiyle dışlan- dığını, ancak TMMOB'nin henüz açıklamadığı bir araştırmasına göre, denizdolgusunun 20 kat pa- halıya mal olduğunu anlattı. Prof. Güngör Evren de yapılan yatınmlann toplumsal maliyetini de hesaba katmak gerektigini, ulaşımda planlamaya karşı çık- rnanın akıldışı bir yaklaşım ol- duğunu kaydetti. Harran ÜniversitesiSenatosu yayvnladığı bildiriylelaiktikkarştU vkntyeû kuıadı TBMM mollaların meclisi olmayacak' ŞANLIURFA (Cumhuriyet) - Harran Üni- versitesi Senatosu, yayımladığı bildiride "İnançözgürlüğü söyleminin arkasınasaklana- rak laik Cumhnriyetin temet değerierine küs- tahça meydan okuma davranış ve eylemler ile bunlann arVasındaki karanük züuriyetf' şid- detle ve nefretle kınadı. Senato bildirisinde ay- nca, "Türkiw Büyük Müfct Medisi, moüalann meclisi olmayacaknr" denildi. Mene Kav-akçının türbanla Meclis'e girme- siyle yoğunlaşan laiklik karşıtı eylemleri görûş- mek üzere Rektör Prof. Dr. Haluk Soranın başkanlığında toplanan Harran Üniversitesi Se- natosu tarafindan yayımlanan bildiride, dış güçlenn yurt ıçinde satın aldıklan veya kandff- diklan gafıller aracıhğıyla sözde demokrasi, i- nanç özgürlüğü ve ınsan haklan söylemleri al- tmda Türkiye Oumhuriyeti'ni yıkmak ve böl- mek için yürüttüklen karanhk hareketlerin he- definin şeriat devleti kurmak olduğu belirtile- rek şu görüşlere yer verildi: "Sevr koşuUannı sağlamaya yöneük iki rür- lü dış destekli dayatmayla karşı karşıyayız. Yıi- lardır sürdürdükleri sinsi çabalarla deviet do- kusunun içine sızarakonu za\ ıflatmak \e teşki- lat yapısj ik gücünü bozup, devletimizi çaresiz ve kararaz duruma düşürüp ülkesi, de%k-ti ve milleti ite bölünmez bir bütün olan Cumhuri- yetimiz'i yıkmak isteyenler fütursuzluklannı TBMM içerisine taşıyacak kadar küstahlaşmış- lardır. Aynı merkezlerden yönlendirildiğtne şfiphe duyulmayan yıkıcı ve bölücü silahlı çete- lerle Merv« Kavakçıgibi Cumhuriyetyönetimi- nin kendisine sağiadığı olanaklarla milletin ve- kili olma hakkını ve onurumı veren laikdemok- ratik düzenin üstelik de TBMM icinde 2 Mayıs 1999tanhindetemeUeriniyıkma>a yönetik dav- ranış ve eytemlerde bulunmalannın aynı ama- ca hizmet ettikleri milletinıizce bilinmektediıf Irak Ulusal Kongresi asamblesinin belir- lenmesi olduğunu kaydeden yetkili, bu şekilde Irak muhalefetinin "yasal hükü- metinin" kurulmuş olacağını söyledi. Muhalefet yetkilisi, bu seçimin nerede ya- pılacağının kesinleşmediğini, ancak aday- lar arasında Kuzey Irak, Washington ve- ya Avrupa'da bir başkentin yer aldığını belirtti. Üçüncü aşamanın da Irak muhalefeti- nin "resmr temsilcilerinin seçilmesinin ardından ABD yetkilileriyle askeri detay- ların halledilmesı olduğunu bildiren yet- kili. bu aşamadan sonra en az 3 bin kişilik bir muhalif ordusunun eğitılmesi, bu gü- cün Amerikan sılahlanyla teçhiz edilmesi ve isyanın zamanlama ve aynntılannın gündeme getirilmesinin planlandığım söyledi. Irak muhalefetinin yetkili- si, Türkiye'nin planla ilgili olumlu veya olumsuz tutu- munun çok önemli olacağı- nı söyledi. "Işlerin yohında gitmesive Saddam'ındevril- mesi halinde Irak'ın tek par- ça olarak kalacağım ve ke- sinlikle kuzeyde bir Kürt devleti kurulmasının öngö- rülmedigini" anlatan muha- lefet yetkilisi, "Umanz ki Türkiye bu süreçte yanımız- da yer ahr. Çünkü Türkiye, bölğenin en önemli ülkesL Türkiye'nin desteğiolmadan başanya ulaşmanuz çok zor. Yani Türkiye. bizün yanımız- da da, karşımızda da yer al- sa tutumu sonuç için kilit rol oynayacak" diye konuştu. VVashington'daki diplo- matik gözlemciler, ABD başkentine gelmesi planla- nan Irak muhalefet heyetine Amerikalı yetkililerin tam ne yanıt vereceğiniıı henüz belli olmadığını belirttiler. Gözlemciler, ABD'nin, özellikle gelen heyet içinde- ki gruplann uyum derecesi- ne bakacağını, bu çerçevede "güçlü bir destek Ue basın önünde kuru sözJer" arasın- dakı geniş bir yelpaze içinde Amerikan tutumunun belir- leneceğini kaydettiler. ABD Kongresi, geçen yı- lın sonlannda, Iraklı muha- lif gruplara Saddam'ı devi- rebilmelerine yardımcı ol- mak amacıyla 97 milyon do- lar tutarında askeri malzeme sağlanması karannı almıştı. Saddam'ı devirme çabalan- nm koordinasyonuna da da- ha önce ABD'nin Ankara Büyükelçiliği Müsteşan ola- rak görev yapan Frank Ric- ciardone atanmıştı. Milli Görüş'ün 5. genel kurulu yann. Toplantıya Kavakçı'nın davet edilmediği belirtildi Racbkal Islamcılar Köhı'de toplandı METtN GÜR BONN - Kapatılan Refah Par- tisi'nden sonra şimdi de Fazilet Partisi'nin Avrupa ayağı olduğu ileri sürülen lslam Toplumu Mil- li Görüş Teşkilatı (İGMG), arala- rında Cezayir'i kana bulayan FlS'in de bulunduğu radikal Is- lamcı örgütlerin önde gelen tem- silcileriyle Almanya'nın Köln kentinde toplandı. Şenatçı örgüt- lerin toplantısmın Milli Görüş teşkilatının 5. genel kurulundan bir gün önceye denk getırilmesi dikkat çekti. "FıkıhToplanösı- adıaltından bir araya gelen 30 şenatçı örgüt temsilcisi arasında Cezayir'den FİS, Afganistan'dan Hizb-i tslami Avrupa temsilcisi. Hizb-i lslami Avusturya temsilcisi, Libya Isla- ma Çağn Cemiyeti, Mısırlı Prof. Dr. Yusuf El Kardavi Tunus ve Kuveyt'ten şenatçı örgüt temsil- cilerinin de bulunduğu belirtildi. Türkiye'den de Milli Görüş'ün eski genel başkanı FP İstanbui Milletvekili Osman Yumakoğul- lan'nın ve adı açıklanmayan ba- zı milletvekillerinin katıldığı top- lantının, Köln'deki Savoy Ote- li'nde yapıldığı öğrenildi. Milli Görüş Teşkilatı Genel Sekreteri Mehmet Erbakan, haf- ta sonunda gerçekleştirilecek 5. Türkan Kahraman 118-T Çırağan Lions Kujübü 5. Türkan Kahramankaptan Özel Ödulieri, önceki gece Italyan Kültür Merkezi'nde düzenlenen törenle sahiplerini buldu. En başanh müzisyen ödülü Emîr Refık Gamsızoğlu'na. en başanh sanatçı ödülü Tülay Çimenser'e, en basarüı basın mensubu ödülü Hürriyet gazetesi ya/arı Bekir Coşkun De bir sûre önce yitirdiğimiz Gülçin Telci'ye vmldi. Yıhn en başanh yapunma ise Tataristan Kamal Tiyatrosu'nun yapıtı olan "EMenneşli Ehnedar" layık görüldü. İstanbui Valisi Erol Çakır'ın eşi Mübeccel Çakır'a gecede özel ödiil sunukiu. (Fotoğraf: AYKUT KUÇÜKKAYA) Genel Kurul Banş ve Kültür Şen- liği'ne FP'nın türbanlı milletveki- li Merve Kavakçı'nın davet edil- mediğini söyledi. Erbakan. Bonn'da düzenlediği basın toplantısında, Köln'de ya- pılacak genel kurula yaklaşık 50 bin kjşinin katılmasını bekkdik- lerini belirtti. Hakkında gıyabi tu- tuklama karan bulunan kapatılan RP'nin eski Ri- ze Milletvekili ŞevldYıl- maz'ın İGMG başkanlı- ğma aday olup olmayaca- ğma da açıklık getiren Er- bakan. "Geleceğüıi san- nnyonım. Genel kurula kimin getip gebneyeceğuû bilmiyorum. Şevki Yü- maz'ın genel başkan ola- biunesi için, öncehTde teş- kilata üye olup hizmet vennesi lazım. Kendisi şu an üyemiz değildir. Üye olmayan bu kişinin genel başkanuğa adayhğı uzak bir konudur" diye konuş- tu. Geçen yıl 190 bin üye- ye sahip olduklannı be- lirten Erbakan, bu yıl bu sayının 230 bine yüksel- diğıni de ileri sürdü. Erkmen toprağa verildi İstanbui Haber Servisi - Istanbul'da geçen çarşamba günü yaşamını yitiren 9-10- 11. dönem Giresun Millet- vekili ve Dışişleri, Çalışma, Ticaret, Imar ve Iskân eski bakanlanndan Hayrettin Erkmen, Teşvikiye Cami- si'nde kılınan öğle namazı- nın ardından Aşiyan Mezar- lığı'nda toprağa verildi. Erkmen için düzenlenen törene eşi Münire Erkmen, ablası Halise Erdoğmuş,ço- cuklan Ali ve Ömer Erk- men ile yakınlannın yanı sı- ra Dışişleri Bakanı İsmail Cem,DTP Genel Başkanve- kili İsmet Sezgin ve DYP Genel Başkan Yardımcısı Nahit Menteşe katıldı. Dı- şişleri Bakanı tsmail Cem, Erkmen'in Türk siyasetinin gelişme sürecinde büyük so- rumluluklar üstlendiğini kavdetti. Türkiye'nin tehlikeli bir dönemeçte olduğunda birleşen 68'liler, yakın zamanda îzmir'de de şube açıyor 'Türkiye irticai karanhğa, ırkçı bir diktatörlüğe gidebüir 9 OZANYAYMAN İZMİR - "Gercekçi ol. imkânsta iste»" Sloganlan buydu. ldeallerı de sosya- lizm. 2. Dünya Savaşı'nın son bulduğu yıllarda hayata gelen ve savaş sonrası ko- şullarda büyüyen kuşağın, hayatın herala- nmda ışlerin iyi gitmediğine inanarak baş- lattığı hareket. yaşadığımız yüzyılın adın- dan en sık söz edilen toplumsal olaylann- dan birisi olarak hâlâ varhğını koruyor. 68'liler, sadece Türkiye'de değil, evTen- sel banşın dile getırildiğı tüm coğrafyalar- da en ateşli devrim mücadelesini veren dönemın romantik gençleri. Hâlâ inatla aynı değerlen savunuyorlar ve en sık dıle getirdikleri de "Bir gün mutiaka" demek oluyor. 68'liler Birliği Vakfrnın Izmirli üyelerinin bir araya geldiği toplantıda ge- leceğin planlan yapıldı. Çünkü gelenek- leri bunu gerektinyordu. Vakıf Başkanı Haşmet Atahan'ın dediği gibi, yüreğin- deki ateşi sönmeyen insaınlann birlikteli- ğiydi gerçekleştirilen. Atahan saçlan sey- relmiş ve dökülmüş arkadaşlanna şunlan söyleyecekti: "Türkiye'nin yaşadığı süreçtebir arada ohnak kacınılmazdı. Bağımsı/Jığı yok et- mek isteyenler karşısında geçmiş. yasam deneyimlerinden yola çıkarak dayamşma sağlayacak bir platform oluşturmanın ge- rekliligi hissediiiyordu. \e en önemlisi tüm 68'liler ile aynı heyecanı paylaşanlann de- ğerlerini geleceğetaşımasıdevrimcibir ka- rakterdL." Silahlanmak zorunda kalmala- n faşist kurşunlara karşı bir savunma ref- leksi olarak tammlansa da, bunun kimile- n için ideolojik temeli olduğu anlatıldı. Bu arada mücadelede, pek çok arkadaşla- nnı yitirdiklerini aktanrlarken acılannı gizlemediler. O yıllann sosyalizm müca- delesinde kaybettikleri arkadaşlannın anı- sına daha etkin neler yapılabıleceği tartı- şıldı. Aşın duygusal olmalannm sonuçla- n tartışıldı. 25 kişi gırdikleri cezaevinden 5 ayn grup olarak çıktıklannı anlatırlarken ders veren vakfın eski lzmır temsilcisi HakkıKaradeniz, aynşmanın herdönem- de olduğunu yansıtıyor ve şunlan söylü- yordu: "68'lilerin Türkiye'nin bu döneminde mutiaka işlevlerini yerine getirmesi gerek- tiğine inanıyorum. Gençliğin hata yapma- sını engellemek için kenidi deneyimlerimi- zi aktarmalıyız. L'lkemiz çok tehlikeli bir süreçten geçiyor. Antiemperyalist bağım- sızükçı. demokrasiden yana bir rutunı iz- lenmezse, eğer 68'likr kendi işlevlerini ye- rine getiremezlerse Türkiye irticai karan- hğa, ırkçı bir diktatörlüğe gidebilir. Bu ne- denle sorumluluklanmra yerine getirme- Byiz." 68'lilerin tzmir buluşmasının gelecek- le ilgili kendinde güven duygusu yarattı- ğını vurgulayarak söze başlıyordu Metin Aydoğan. Ardından da mutluğunu vurgu- luyordu: "Muthıyum çünkü o dönemin insanla- n namuslu ve dürüsttüler, mayalan sağ- lamdL Bugün büyük bir bozulma içinde- ki değerlerimizi 68'in fedekârhk temeüne dayanan anlayaşıyla yaşatmak için lütfen anılannızı yazuuz. Yazın,çünkü bunlarge- lecek kuşaİdara yol gösterecektir, ders ve- recektir_" Vakfın lzmir Temsilcisi Tuna Akıncılar da bu yaklaşımiardan sonra îz- mir'de şubeleşmenin kaçınılmaz olduğu- nu vurguluyordu. bunun en kısa zamanda gerçekleşeceği duyurusunu yaparak. So- nuçta bu yönde karar alındı. ARAY1Ş TOKTAMIŞ ATEŞ Halkevleri ve CHP Bugün CHP kurultayı toplanıyor. Hayırlı olsun. Kurultayla ilgili görüşlerimi ve kendimce, "ne ya- pılması" gerektiği konusundaki düşüncelerimi, ge- çen yazımda anlatmıştım. Yöntemini bilemem ama, düşünce ve temennilerimin, kurultayın tüm delege- leri tarafindan paylaşıldığına eminim. Seçimlerden önce şeriatçı gazetelerden birinde, uzun bir haber vardı. "CHP Halkevleri'ni yeniden açacakmış" manşeti atılmıştı. Haberi ilgiyle okudum. Bir "nifak yuvası" olarak isimlendirdikleri Halkevle- ri'nin, yeniden açılacağının endişesini dile getiriyor- lardı. Aslında Halkevleri, dernekler yasası çerçevesin- de kurulan örgütler olarak, günümüzde de faaldir ve genet başkanlığını yanılmıyorsam Sayın Ahmet Yıl- dız sürdürmektedir. Ancak günümüzün Halkevi der- nekleriyle CHP döneminin Halkevleri arasında, çok temel bazı farklar vardır. Genel merkezin tutumu bir yana, günümüzün Hal- kevleri'nin homojen (türdeş) bir yapısı yoktur. FarkJı şubeler, farklı yapılara sahiptir ve hem faaliyetleri, hem beklentileri farklıdır. Genel merkez, belli bir ide- dojik zoriama yapamamakta, hatta (Sayın Yıldız ba- ğışlasın) doğru dürüst denetleyememektedir. Çok farklı yörelerimizde, kimi Halkevleri'nde kon- feranslar verdim. Birbiıieriyie isim dışında hiçbir ben- zerlikleri yoktu. Hatta kimi temel konularda, çok fark- lı yaklaşımlar içindeydiler. Umanm istisna olsunlar, ama benim gittiğim şubelerde cumhuriyet "ideolo- jisinin" savunulması ve Atatürkçülüğün benimsen- mesi ve benimsetilmesi konusunda hiçbir çaba da göremedim. İlk kez 19 Şubat 1932'de ve aynı anda 19 il mer- kezinde açılan ve kısa sürede ülkenin her yanında mantar gibi çoğalan Halkevleri, bambaşka bir amaç- la kurulmuştu ve yapıları da bambaşkaydı. Düşünün ki; sadece 20 Şubat 1938'de 42 yeni Halkevi açıl- mıştı. Halkevleri, cumhuriyet ideolojisini ülkenin dört ya- nına yaymak ve "Batılı anlamda" çağdaş insanı oluş- turmak amacına yönelik olarak kurulmuşlardı. İl mer- kezlerindeki Halkevleri'nin çoğunun, günümüz ko- şullannda bile yeterli görülebilecek bir tiyatro salo- nu; o günün koşullanna göre zengin bir kitaplığı olur- du. Müzik, tiyatro, edebiyat, resim vb. alanlarda açı- lan kurslarla gençler "kahve köşelerinden" kurtanl- maya çalışılırdı. Yeteneklı olabilecekleri alanlarda, gençlere fırsat tanınırdı. Halkevleri'nin bu kültür ça- balannın yanı sıra; spor alanında da, bazı girişimle- ri olurdu. Futbol, voleybol, atletizm gibi kimi dallar- da takımlar oluşturur ve kültürel alanlarda ilgisiz gençleri de, etki alanlan içine çekmeye çabalariar- dı. Bizim kuşak, Halkevleri'nin sunduğu hizmetler- den pek yararianamadı. Zira Demokrat Parti'nin ilk yaptığı işlerden biri, Halkevleri'nin kapısına kilit vur- mak ve mallannı Hazine'ye aktarmak olmuştu. Halkevleri'nin arkasında devlet vardı. Ve devlet olanaklannın, belli bir partinin kontrolü altındaki bir örgüt zincirinin emrine verilmesi elbette düşünüle- mezdi. Fakat Halkevleri'nin kapısına kilit vurulması yerine, başka bir tür örgütlenmeye dönüştürülmele- ri mümkündü. Aynı biçimde, kitaplıkları da yağma- lattınlmaz ve haraç mezat satılmazdı. Ama olmadı... Bizim kuşak Halkevleri'nden yararianamadı ama, daha sonra Kültür Bakanlığı'na devredilen Halkevi binalanndan, "kültürmerkezi" olarak, belli birölçü- de yarariandık. Örnegin Eminönü Halkevi, Milli Türk Talebe Birliği'ne verilmişti. Bizim aramızdaki adı hâlâ "Eminönü Halkevi"o\an bu binanın konferans salo- nunu çok kullandığımız gibi, spor salonundan da yararlanırdık. Gençliğımde Kadıköy Halkevi'nin binasından da, Bakırköy Halkevi'nin binasından da; şu ya da bu bi- çimde yararianmıştım. Anadolu'nun pek çok vilaye- tinde, eski Halkevleri'nin salonları hâlâ kullanılmak- tadır. Bunlann bir kısmında ben de konuşma yap- tım, panellere katıldım. Izleyen gençlerin bir bölümü, Halkevleri'nin geçmişi konusunda hiçbir fikre sahip değillerdi. CHP'de seçilecek olan yeni yönetimin, Halkevle- ri benzeri bir örgütlenmeyi, ivedilikle yaşama geçir- mesi gerektigini düşünüyorum. Siyasal Partiler Ya- sası'nın, hertıangi bir partiye bağlı böyle bir örgüt- lenmeye izin vermediğini elbette biliyorum. Fakat "organik" bir bağ olmâksızın, böyle bir örgütlenme- ye gidilebilir. "Ülkü Ocaklan" ya da "Milli Gençlik Vakfı" gibi- sinden örgütlenmeler nasıl mümkün olduysa, farklı bir isimle, "Halkevleri" gibisinden bir örgütlenme de mümkün olabilir. Halkevleri'nin ardında o günkü Cumhuriyet yöne- timi ve devletin olanaklan vardı. Fakat o günkü dev- letimizin olanaklan neydi ki?.. Zaten böylesi bir örgütlenmeye gidilirse, elbette 1930'ların anlayışının çok dışında olunacaktır. Cumhuriyetçiler meydanı fazla boş bırakmamalı. Katkı payı toplamayan öğretmene ceza NECATİAYGIN İZMİR- Kiraz Çok Programlı Lisesi'nde katkı payı toplamayan Eğitim-Sen üyesi ıki öğretmene kınama ce- zası verildiği bildirildi. Eğitim-Sen Genel Başkanı Ke- malBaL okullarda veli ve öğrencilerden alman "katkı pa- yı"nın yasal olmadığını yineleyerek. "Şa katkı payı veli- yi de, öğretmeni de, öğrenciyi de, eğitimin niteliğini yitir- memiş y önetkisini de bezdirdi" dedi. Milli Eğıtim'in tüm kademelerindeki yetkililerin Mil- li Eğitim Vakfi'nm makbuzu karşılığında dahi olsa öğ- rencilerden ve velilerden para toplamalannm suç oldu- ğunu; buna karşın bu suçun birçok yerde işlendığini anımsatan Bal, eğitime katkı payı genelgesiyle ilgili ola- rak açtıklan davalann sürdüğünü vurguladı. Bal, uygu- lamanın, inandmcı bir gerekçesi olmadığvnı belirterek, konuya ilişkin şunlan söyledi: " Yönetenlerin elinüı değdiği her şey de' gülmece konu- su' bulmak neredeyse doğallaştL Bir yandan zorunlu eği- timin süresini uzaüyor, çocuklanmızın ve gençlerimizin dahauzunsüreeğitimgörmesininkoşullannı yara&yoruz, zorunlu eğitim süresinin daha da uzanlması gerektigini günceUeştimoruz. ama diğer yandan yapdan uygulama- laria sanki 'Aman ha, sakın okula gelmeyin, soyulursu- nuz' dedirtecek uygulamalarla karşüaşıyoruz. Şu 'katkı payı' veliyide öğretmeni de, öğrenciyi de, eği- timin niteliğini yitirmemiş yönetkisini de bezdirdL Ana- yasaya, Üköğretim Temel Yasası'na göre 'parasız ve zo- runlu' olan ilköğretimi araç olarak kullanmak. hangi sos- yal devietanlayışnun eseri? Okulla ilişkilLilişkisiz herkes- ten' Deli Dumrul' öykülerinden bildiğimiz" akçe' almayı başaranvakıfçılar,eğitimin giderieriniçoğuyx>ksulve dar- geliıii-işsiz velilere yüklüyorlar. Hâlâ velileri 'yolunacak kaz mı?' görüyoriar. Bizim paramızla bize iyilik etmeyi bırakın önce, gölge etmeyin ihsanmız sizin obun."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear