Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 22 MAYIS 1999 CUMARTESİ
OLAYLAR VE GORUŞLER
EVET/HAYIR
OKTAY AKBAL
Cezaevi Yerine TBMM'ye!
Muzaffer llhan Erdost ve
Oral Çalışlar...
TBMM'ye değil, cezaevleri
hücrelerine gitmek üzereler!..
Oysa niceteri var ki, geçmiş-
te yaptıkları ettikleri yanlarına
kalmış, şimdi önemli yerlere
özenle yerteştirilmiş!..
Işte, Fazilet'in iki kadın millet-
vekilinin ABD uyruğu olduklan
meydana çıktı. Amerika devle-
tine bağlılık andı içmiş olanlar
nasıl olur da aynı zamanda Türk
Anayasası'na bağlı olduklarına
yemin eder? Onlann verdikleri
söze kim inanır? Niye adaylann
geçmışleri, kimlikleri önceden
araştınlmaz? "Ben aday olmak
istiyorum" diyen kişi nedir, kim-
elir, necidir diye neden sorul-
maz?
Geçmişten ders alalım! Evet,
doğru söz! Bay Bahçeli kendi
sözünden ders almış mı? Hiç
sanmam! Çünkü Ecevrt'in "mil-
Uyetçilerden, ülkücülerden özür
dilemesini" isterken hiç de geç-
mişi unutmuşa benzemiyor! Mil-
liyetçi olmak, ülkü sahıbı olmak
yalnız Bahçeli'lerin tekelinde mi?
Olabilse, yapılabilse, parla-
mentoya seçilen kişilerin geç-
mişleri didik didik edilebilse!..
Bakın neler çıkacak? özellikle
sağcı partilerin içinde nice gizli
kalmış "ün/ü"ler var. Çift pasa-
portlular, birtakjm yasadışı işle-
re bulaşmış olanlar; aklınıza ne
gelirse hepsi!..
Böyleleri Meclis'e girer, birer
buçuk milyar aylık alır; Oral'lar
Muzaffer'ler, ise hapisleretkılmak
istenir. Bir yalancının sahte ifti-
ra mektubuyla gözaltına alınan,
sonrada'91 seçımlerinde yap-
tığı bir konuşma yüzünden Hay-
mana Hapishanesi'nde çile dol-
duran İP lideri Perinçek gibi...
Anayasa Mahkemesi Başka-
nı ne demişti: "Eyleme dönüş-
meyen düşünce belirtmek suç
olamaz." Bilmem bu anlayış yal-
nız sağcılar için mi geçerii?
Oral'ın, Erdost'un yazılan hal-
kı eyleme mi çağırıyor? Bu ya-
zılar bir düşüncenin belirtilmesi
değil mi? Dinsel propaganda
yapmak, şeriat düzenini övücü
sözler söylemek, yazmak dü-
şünce özgürlüğüne uygun; ama
Oral'ın, Erdost'un kitaplan mil-
leti başkaldırmaya davet!
Bir yazan, bir düşünürü hap-
setmek onun düşüncesini, gö-
rüşlerini değiştirir mi? En güzel
yaprtlar hapislerde yazılmıştır
demek hiç de yanlış olmaz! Oral,
Erdost gibi, düşünceterini açık-
layanlann da "içerideki" günle-
rinden yeni yeni çalışmalaria çı-
kacaklannı bilmeliyiz.
Oral Çalışlar, Muzaffer llhan
Erdost, Doğu Perinçek gibi in-
sanlann yeri hapishaneler olma-
malı, TBMM olmalı!.. Bu toplum
çağdaşlıktan, uygariıktan, emek-
ten, güzelliklerden yana çaba
harcayan, üreten, yaratan insan-
lannı bağnna basmasını bilme-
li... Bilmezse, işler çıkmazlara
girer. Meydan çıkarcılara, fırsat-
çılara, halktan, emekten yana
olmayan çirkin polikitacılara ka-
lır. Hep olageldiği gibi!..
Sen, Kurultay Delegesi Kardeşim!
Erhan KARAESMEN
urultay'a koşuyorsun. Bu, ne ka-
dar acele oluverdi böyle. Bulan-
mış gönüller, kanşmış kafalar, bir
dmaya gidemeden, köpûrmüş
hırslann anlamsızbiryanşmasi sergileniyor
gibi. Oysa sogukkanlılığın ve aklın her za-
mankinden fazla olaylan yönlendirmesi ge-
reken bir dönemdeydik.
Panik, kör dövüşü, yangından mal kaçır-
ma, tüm edilgenlikler bir arada. Bereket ver-
sin sen varsın. Bu anlamsızlıklar, bomboş-
luklar, edilgenlikler içinde senin sağduyun
en güvenılir dayanak olarak ortaya çıkıyor.
Aslında olaya, "dnun boyutuna" taşıma-
dan düz gerçekliği içinde bakalım. Nedir?
CHP kötü bir seçim geçirmiştir. Yandaşlan-
nm yeterince gerçekçi bir kesimi için bu bir
sürpriz olmamıştır. Boyun bûkerek, dışan
göstermeden ûzülerek bir yenilgiyi bekler hal-
deydiler. Ama yüzde 15'lerden 20'lerden
dem vuran hayal tacırlen ve onlann peşine
pek basiretsizce düşüvermiş bir küçûk yö-
netici grubu için bu sonuç tam bir "şok" ol-
du. Sonucu sürpriz gibi algılamasalar da,
partinin samimı yandaşlan da bundan derin
üzüntü duydu.
Her siyasal partide olduğu gibi CHP'de de
genel yandaşlann yanı sıra ve onlann da
özûnü oluşturacak biçimde, parti içi, en ya-
kınlann oluşturduğu gruplar bulunuyor. Or-
gütö ve özveriyle, her işine koşuşan aktif
üyeleri gibi. Bunlann vanlan durumdan da-
ha da derin üzüntü duyduğu kesin ve sen de-
lege kardeşim, milyonlarca insanın genel
temsilcisi olduğun gibi bağn çok yanık par-
tililerin de çok özel temsilcisisin. Herkesin
partiye sahip çıkma arayışına girdiği bir dö-
nemde, sen bu arayışın yöntemini ve kura-
lını belirleyecek adamsın.
Şimdi senin aklına, vicdanına. sağduyu-
na yönelerek diyorum ki, "dikkatini. sakm
ha, genel başkanlık kavgasına yönettme". Bu
aşamada. partinin geleceğı, genel başkanlı-
ğın zaten kınlıp dökülmüş koltuguna Ah-
met'in, Mehmet'in oturtulmasına bağlı de-
ğildir. Sen, kurultay delegesi kardeşim, yıl-
lardır verilemeyip, şimdi de yaşamsal ivedi-
lik kazanan bir çok önemli kavgayı, partinin
ilkeli, kararlı, adam gibi bir sol parti olma-
sının yöntemini belirleyeceksin. "Ataokne-
redekaldı?MustafaKemal kimdi? Aydnlan-
ma ve çağdaşlaşma nedir?" Bunlann yanıt-
lannı nedenlenyle birlıkte araştıracaksın.
Gerçek bir sosyal demokrat partiye, Türk si-
yasal ortammın gittikçe sağa kaymışlığı ve
çözüsmüsjüğü içinde, çok ağır görevler düş-
mektedir. Ama, halen vanlan perişanhk ve
savrulmuşluktan kurtulmanın ve bir an ön-
ce toplum kavgasına başlayabilmenin yolu
partinin var oluş amacını, ilkelerini ve bun-
lara uygun olarak işleyış biçimını yeniden be-
lirlemekten ve tanımlamaktan geçiyor. Olay
kesinlikle "bir genel başkan ghsra, öbürü
getsin, il örgütierinin bir kısmı degişsin, bir
bölümü yeni genel başkanıyla uzlaşsın" dü-
zayaklığı ve şematikliği içinde ele alınabi-
lecek cinsten degildir. Olay organik, ferah bir
soluk ahp verme düzeneği içinde, partinin
fîkir ve politika üretebilmesi ve bunu toplum-
da ulaşabildigi tüm kesimlere benimsetebil-
mesidir. Partiye maalesef epeyce bir zaman-
dır damgasını basmış bulunan "net oianu-
ma. götgeti ve loş göröntüler sergOeme, genel
ortamın sağa kayrç yanşmda, pist kapaıaya
pürçma",gibı arazlardan büyük süratle ann-
dınlması gerekmektedir. Yeni yapılanmada
az sayıda çok temel ilkenin belirlenmesi ve
bunun mutlak bir kararlılığa dönüstürülme-
si her şeyden daha önemlidır.
Senin burada seçeceğin parti meclisine
bu "kendini bulma ve yeniden ilketenme"
döneminde çok fazla ve çok özel iş düşecek-
tir. Burada herhangi bir genel başkan parti
meclisine kuvvetle dayanmak ve onun en et-
kin biçimde çalışmasını kolaylaştırmak zo-
rundadır. Bu yeniden yapılanmanın ve ilke-
lenmenin yoğun hazırlığı sonunda, yeni yüz-
yıla girerken ya da girdikten az sonra, artık
kesinleşmiş bir kararlılıgın, bir taze dina-
mizmin simgesi olacak zımba gibi, tercıhen
genç ve mangal yürekli bir "kaba bir gend
başkan"ı o zaman ararsınız.
Delege kardeşim, senin bu kurultayda ya-
pacağın; yeniden yapılanmanın en kısa ger-
çekçilik ve akıl doğrultusunda, sorumlulu-
ğunu taşıyabilecek bir parti meclisi seçmen-
dir. Ona birkaç ay için yardımcı olacak bir
geçici genel başkan belirlemen ise ikincil
bir öğedir. Yani yapacağın iş bu denli kestir-
medir. Daha ötesi defildir, çünkü daha öte-
sinde bılenmiş hırslann ortaya dökülmesiy-
le, çok anlamsız bir "mevcut obna>-an kol-
tuğu kapma _vanşı''na. dönüşmesı tehlikesi
açıkça görülmektedır. Bu görüntünün ılgi ve
umutla olup bıtenleri izleyen milyonlarca
yurttaştarafmdaıı benimsenmesi vetakdirgör-
mesi olanaksızdır. Buna göre, oy kulisleri-
ne dalmadan, kürsü profesyonellerine mey-
dan bırakmadan tek tek çıkıp hepinız çığlı-
ğmızı atabilmelisıniz. Bu toplu çığlık ikin-
ci günün sonunda güçlü bir haykınşa dönü-
şecektır.
Umudumuzu Karartmayın!
Yetkİn A R O Z SODEV (Sosyal Demokrosi Vakfi) Genel Sekreteri
CHP kurultayına çok az bir zaman kaldı.
Yaklasık bir aydır hemen her gün birden çok
yazı çıkıyor Cumhuriyet'te CHP için. lçten-
likli, kimi öfke kimi üzüntü ve kaygiyı yan-
sıtan, hepsı de uyarma işlevini gören yazılar
funken
almanız için
, Alacagınız
Telefunken ürünlerinin her
25.0O0.0O0 TLsine
bir klimalı ithal otomobil
cekiliş kuponu veriyoruz.
70 yada
82 ekran TV *
alan herkese
37 ekran
Telefunken Supersonic
hediye ediyoruz.
bunlar. CHP'nin kimliğinde Türkiye'nin çı-
kış yollannı, aydınlığını bulmanın çabalan.
Yanlışlanndan. eksiklerinden annmasını ön-
gören eleştiriler demeti.
Elbette uzaktan davulun sesi hoş gelir. Ve
"bekârm bosamasT kolaydır!
Önemli olan onun mutfağın-
da yer almak ve sağlıklı karar-
lar üretebilmektir. CHP'nin
kurultay üyelerini çok zor bir
sınav bekliyor. Ya yeniden ya-
pılanmayı gerçekleştirecek
kadrolan işbaşına getirecek-
ler ya da umudu karartan es-
ki yapıyı bir-iki değışiklıkle
sürdürmeyi yeğleyeceklerdır.
Sonuncusu bir ılenme (bed-
dua) olur ancak. Oyian ve so-
luklan CHP'yi yeniden can-
landırmaya yetmezse, yeni-
lenme, dönüşümü başlatma
devinimi denizine varamadan
çölde yitip gıden akarsular gi-
bi kurursa yazık olur CHP'ye,
yazık olur bu ülkenin gelece-
ğine.
Kimse istemiyor böyle bir
sonu. Şunu iyice biliyoruz:
Başansızlıgımız bizim yan-
hşlarunızdan, eksikliklerimiz-
den. Hangi nedenlerden kay-
naklanırsa kaynaklansın ge-
nel başkanından sade üyesine,
ona oy veren-vermeyen yurt-
taşına değin hepimizirr ortak
sorumluluğu var bunda. Çö-
zümünü de hep birlikte bulmak
zorunda> ız. Kurultaym değer-
lı üyeleri hepimiz adına kul-
lanacaklar oylannı.
Bız, CHP'nin yeniden ya-
pılanmasını istiyoruz. Atatürk
ve devrim ilkeleri sıkışmca
anımsanan, sıkışınca ortaya
sürülen bir söylem olmaktan
çıkanlmahdır. Yeniden bir Ku-
vayı Milliye hareketi başlatıl-
malıdır. Bu yükün altından
başka türlü kalkamayız yok-
Çalışır durumdaki
eski TV'nizi ya da müzik setinizi
25.000.000 TL'ye
aiıyoruz, yerine yepyeni bir
Telefunken veriyoruz.
Ustelık butun
lelefunken ürünleri
hemen teslîm,
peşin fiyatma
taksitle.
Müzik seti, televizyon, video... Herhangi bir Telefunken alın,
klimalı ithal otomobil kazanma şansınızı artırın.
Hemen ekleyelim, her ÇekİIİŞte 78 SÖet klİmall İthal OtOmobİI veriyoruz.
31 Mayıs'a kadar sürecek bu kampanyadan mutiaka yararlanın.
(*) Bu fırsat. Supersonic. Nova ve Cinema serist 70 ve 82 ekran TV ler için geçerlidir.
BOSCH Yetkili Satıcılarında
1u kampanya Bosch Yetkili Salıcıları ndan alınan tum Telefunken ve Bosch ürünleri için geçerlidir.
TELEFUNKEN
(ıı;sıı ttriui
0800 211 40 29
234 Volkswaqwı Polo Classıc AC 16 klimalı kampanyası 15 Nısan 1999-31 Mayıs 1999 tahhleri arasında devam edecektır Bu eşya pıyangosunun Ulinliterı 07 05 1999, 21 05 1999 11 06 1599 tarıhleıınd» ssat 11.00 deBSH
Grunbprg Ev Aldleıı Tıc * S. Cemal Sahır Sok. No 26 28 Mecidlyckoy 80300 Islanbul adresınde yapılacak cekilislcrte belırlenccekttr Her c«kilı«te 78 adet araba veritecektir Kazanan numaralar talihlıler 11.05.1999 2505 1999
15.06.1999 larıhlennde Mıllîyet Gazetesı nde ve katnpanyanm yürululdugu Bosch Yetkilî Sahcıiar; nda ilan :di!«cektır Kazanamayan numaralar. II9İİ1 umpanyaya ai( bir sonrakl cekilisc devre<3ı>eccktır 15 Nısan - 30 Nısan
1999 da kupon alanlar 1-2-3 uncu cekılışlere. 1 Uayıs-15 Mayıs 1999 da kupon alarlar 2-3 uncu cekilislcre. 16 Uayıs-31 Mayıs 1999 da kupon alanlar 3 uncu cekilrşe rştııak edecekierdrr. Bırınci cokıhs ıcın 26.05 1999 gunu.
ıkırtcı cekiliş tcın 09.06.1999 gunu ve uçüncu çekiiis için 30.06-1999 gunü aksamına kadar başvurmayan talihiılere ikramiyeleri verilmez. Sizte^e v«rilen kaitiım kupon numaralarınm oogrulugunu bildihm formurtdan korvlro!
ederek imzalayın Taiıhliler kampanyaya işltrak kuponunu ve Teietunken-Bosch jrLnierıyle ilgth alısverıse delıl teskı! eden faturayı. iteri teslim seceneklerinde iç« pesınat dekontu
ya da makbuzunun lotohopisı ıle kampanya katılım sozleşmesınîn fotokopısını tbraz ettıkterinde ikramıye tesiı^ - ' ' . - • • z BSH
Grunberg Ev Alellerı Tıc A.S. BSH PEG A Ş. Telra A S Bosch Yetkili Salıcıları. Manaıans Thompson ve ALICE BB;. -nyeien
verılmez. Katma Degeı Veıgısı hartç olmak uzere Vcraset ve Inlikal Vergısi tie ikramıye teslimine ait diger yas. ... * - ~~. •. . J
-. . . , , . . >Iona
basvurulabllir. Bır kisıye bırd#n tazta ıkramıye verilmez ve kazanan talîhiı diğer çekilislere katrlamaz Bosch Yeth •' yapıJacak her 25 000.000.- TL l>h Tele?(jnken-E : •••eıılır
BSH Grunberg Ev Alelterı Tic. A.Ş . kampanya kapsamındaki otomobıllerde yapılacak renk ve ek aksesuar degisık: . . saklı tutar Bu piyangoya i?tır«k eden nerKes y~- sayılır.
Bu kampanya Milli Piyango Idaresi Genel Mudurlugu min 09.04.1999 tarih ve B.07.1 MPI.0.13.00.02 757-3269 sayılıuri' >ıe aucenienmiştir.
sa.
Şu tabloya bir bakın: Boğa-
zımıza kadar borç batağında-
yız. Ulusal çıkarlanmızı ko-
ruma gücünden yoksunuz.
Köktendincilik ve etnik ayn-
lıkçılık. dış güçlerin de yatak-
çılığında cumhuriyetimizi di-
dikliyor. Büyük bir tehlike
çemberi içindeyiz. Uçunımun
ucuna gelmişiz. Gerici eğiti'm
odaklan çığ gibi boy atmış.
Gelir uçurumu halkın arayış-
lannı "Cumhuriyet'e kârşı
olanlaruı cephesine çeker ol-
muş", sağ sağ. sol sol olmayı
başaramıyor. Çürüyoruz-çö-
zülüyoruz.
Ülkemizi yeniden kurtar-
mak, aklın, bilimin aydınlı-
ğında, banş içinde yaşayan
bir Cumhuriyet'e dönüştür-
mek solun, sosyal demokrat-
lann öncelikli görevi. Işimiz
çok zor. Hem bunlan söyle-
mek hem de şu ya da bu ne-
denle aramızdan kopup giden-
leri yeniden bu oluşumda bul-
mak kökten bir atılımı gerek-
)i kılıyor. Yurdumuzu kanser
gibi saran şeriat bataklığmı, ge-
rici hi2aklan, onlan kendi çı-
karlan bağlamında destekle-
yen dış güçleri etkisiz duruma
getirmek için bütün kanallan
açmalıyız. Ülkeyi kendi or-
tak aklımızla yönetmeyi, ulu-
sal çıkarlanmızı korumayı ye-
niden ögrenmeliyiz. Başka çı-
kışımız yok. Kökeni, inancı
ne olursa olsun bu ülkeyi bir-
likte kurduk, bu ülkede bir-
likte yaşayacağız.
Bunu ancak, Atatürk ilke
ve devrimlerinden ödün ver-
meyen bir CHP yapabilir. Ör-
gütünü, ekonomik, toplum-
sal, kültürel politikalannı bu
dogrultuda yenileyen, Cumhu-
riyetimizi rotasına sokan bir
anlayışla ancak CHP toparla-
yabilir. Kurultay delegeleri,
biliyoruz. işiniz çok zor. Ama
o denli de onurlandıncı. Umu-
dumuzu karatmayın!
PENCERE
YDD Olgusu ve
Türkiye...
20OO'e neredeyse 6 ay kaldı. Insanlık bir dönüm
noktasında. Yaşadığımız dönüşümün adı çoktan
kondu: YDD (Yeni Dünya Düzeni). Yeni bir olgu kar-
şısında mıyız? Yoksa "daha da gelişmiş emper-
yalizm" mi söz konusu?.. Tarbşılıyor. Ancak YDD'nin
anatomisi beş on satırta özetlenebilecek kadar
yalınlaştı: Aşağı yukarı 50 ÇUŞ'un (Çok Uluslu
Şirket) dünya pazanna ve mali sermayesine ege-
men olması... Bu gücün arkasında bir "Süper
Güç"ün (ABD) bulunması... Bilgisayarlı iletişimin
dünya mali piyasalannı ışık hızıyla birleştirmesi...
Sermayenin küreselleşmesi... Serbest piyasa eko-
nomisinin "telfyo/"adönüşmesi... "Vahşi kapita-
lizmin doğallaşması... Küre patronlannın, yeryü-
zü doğal kaynaklannın dağıtımını denettemesi... Ser-
maye egemenliğinin sınırlan kaldırması... Yoksul
ülkelerin zenginlere borçlannın katlanması... Eme-
ğin zapturapt altına alınması... Sosyal devletin
dışlanması... Ulus devletin tek pazar ekonomisi-
ne engel sayılması... Süper Güç'ün dünya jandar-
ması işlevini üstlenmesi...
•
Süper Güç'ün olağanüstü propagandası, YDD'nin
övgüsünü yapıyor. Medya sık örülmüş bir balık ağı
gibi yeryuvariağını sardhğından, YDD propagan-
dasına karşı durmak güç!.. Yoksul ülkelerde ve Tür-
kiye gibi orta karar toplumlarda, YDD'nin övgü-
sünü yapan gazeteciler, yazarlar, profesörler, eko-
nomistleryüksek ücretlerle ödüllendiriliyoriar; ama,
gerçek nedir?..
Gerçegi dile getiren sesler yine Batı'dan yükse-
liyorlar. Çeşitli bağımsız kurumlar (hatta Birleşmiş
Milletler, IMF ve Dünya Bankası verileri) YDD'nin
insanlıktayoksul-zengin çelışkisini derinleştirdiği-
ni, Kuzey ve Güney yanmküreleri arasındaki uçu-
rumun derinleştiğini vurguluyoriar.
Kutuplaşma yoğunlaşıyor.
Batı'daen cıddi kaynaklar yoksul-zengin çeliş-
kisinin ne ölçüde hızlandığını belirten öyle rakam-
larveriyoriarki, inanılamaz!.. Bunlar bizim basını-
mızda yer alıyor; ancak aldıran yok!.. Sömürü el-
le tutulurcasına yoğunlaştı. Çelişkilerin derinleş-
mesiyle dünyanın çeşitli bölgelerinde dinsel, mez-
hepsel ve etnik savaşlar çoğaldı ve yoğunlaştı. Kü-
resel patronlar bu savaşları sömürünün karşısın-
da engel gibi görünen ulus devleti dize getirmek
ya da yıkmak için kullanıyorlar.
•
YDD'nin ağıriığını Türkiye köküne kadar yaşıyor;
Yeni Dünya Düzeni'ni belirleyen temel hastalıkla-
rın pençesindeyiz.
1) Zengin ülkelerle aramızdaki ekonomik uçu-
rum derinleşiyor.
2) Ülke içindeki yoksul-zengin makası açılıyor
ve bölgesel farklılıklar büyüyor.
3) Dış borçlaria dış zenginlere, iç borçlaria iç zen-
ginlere borçlanma katlanıyor, faiz yükü ağıriaşıyor.
4) Din ve mezhep kavgalannın dıştan ve içten
pompalanmasının olumsuz sonuçlarını derliyo-
ruz.
5) Etnik savaşın dıştan tohumlanması ve des-
teklenmeşi kanlı meyvelerini veriyor. -'
:
•
Küreselleşme dışında yaşayamayız, YDD bir ol-
gudur; ama, bu sürecin koşullarına kayıtsız şart-
sız teslim olarak çökmek ve parçalanmak kaçınıl-
mazbiryazgı mı?..
Cumhuriyet
. kitap kulübû
riyet
ulüb fl
TAM DA BUGÜN OKUNACAK ÎKİ KÎTAP
Hikmet Çetinkaya
TÜRKİYE'NİN
ŞEYTAN ÜÇGENt
Ecevit:"Lütfcn bu hanıma haddını bıldınn". dedi. "Türban
Bunaltıeısı" FP'lı Mer\e Kavakçının yemınını kım önledı?
Hadlennın bıldırilmesi gereken dığer kimlikler kime ait? Hadlenni
bılecekler mi? Bu kitap
u
had bıldirmenin" abecesı.
(Cumhunyet Kitaplan)
ŞERİAT PAZARI
FP'lı Merve Ka\akçı türban bunalımını yırmi dört saat içinde mi
yarattı? Kavakçı'mn ardma gızlenen yeşıl bayraklılann, çember
sakallılann. cüppelilenn. sankhlann, sıyah çarşaflılann pazara
çıkanldığı bir kitap. (ÇagdaşYavınlan)
24 SAAT NÖBETÇİ KİTAPÇI
Her işlem bir telefonla (212)514 01 96
Yaşam, kalbin iki vuruşu arasındaki
zamandır.
Kalbinizi horuyun.
TÜRKKALPVAKFI
79 Mayıs Cd. No: 8 Şışli/İSTANBUL
Tefr (0 212)212 07 07 lpbx) 10 Hat Faks: (0 212) 212 68 35