Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 28 ŞUBAT 1999 PAZAR
HABERLER
Anayasa hukukçusu ve siyaset bilimci Prof. Dr. Bülent Tanör MGK'de alınan kararlann ikinci yıldönümünde gelinen noktayı değerlendirdi
'28 Şubat maddi aıdamda demokrattır'
28 Subat'a adım adım
Sincan'daki tanklar
ordudan ilk uyanydı
İstanbul Haber Servisi-28 Şubat ı
dofuran ve laık rejımi korumak ıçin
acil önlemler alınmasını gerektıren
olaylann dönüm noktası. tarikat üye-
Jerinindevlet düzeyinde kabul edildi-
ği Başbakanlık'taki iftaryemeği oldu.
Tarihı MGK toplantısına uzanan son
50 günün önenili olavlan şpjleydı:
-11 Ocak: Başbakan Necmettin Er-
bokan'ın daveti üzenne tankat lıder-
leri Başbakanlık Konutu'ndaki ıftar
yemeğinde bir araya geldi.
-22Ocak:RFIi Beyoğhı Belediye-
si, Taksim Gezisı'ne cami yapma İca-
ran aldı.
-24 Ocak: Laiklik karşıtı uygula-
malardan rahatsız olan TSK'de, bir
durum değerlendirmesi yapılarak ül-
keyi bir yıl içınde seçımiere götüre-
cek bir mutabakat hükümetinin ku- =..
rulmasının konuşuiduğu öne sürüldü.
-26 Ocak Adalet Bakanı ŞevketKazan,
mankenlerin podyumda mayo giymeleri-
nin yasaklanması için bassavcıhklan top-
lantıya çağıracağını söyledi.
- Prof. Dr. Bülent Tanör'ün TÜSİAD
adına hazırladığı raporda Genelkurmay 'ın
Milli Savunma Bakanlığfna bağlanması
önerisine sert tepki gösteren Genelkur-
may Başkanlığı hükümete ve bazı siyası
partilere de açık uyanda bulundu. Yapı-
lan değeriendirmede Türkiye Cumhuri-
yeti'nin muhalıflen "eski marksistler ve-
ya marksist dönekkr, askerttk göre\ lerin-
de başansız olanlar, 12 Eylü]'de nıenfaat-
leri zedeJenip mağdur olanlar, aşın dind
gnıpiarveBan'vınıodelalınak isteyen bfl-
gisiz (ikir sahipkri" olarak sıralandı
-27 Ocak: MGK toplantısında, şeriat-
çı radyo ve televizyonlann süresiz olarak
kapatılması konusunda RTÜKe yetki ve-
nlmesi benımsendi.
- Adalet Bakanı Kazan, Sultanbeyli'de
Atatörk anıtı dıktiren Korgeneral Doğu
Silahçıoğlu hakkında, 'başkasMin görev
alanına tecavüz ettiğr gerekçesıv le yasal
işlem başlatılması içın suç duyurusunda
bulunulduğunu bildirdi.
-29 Ocak: RP Grup Başkanvekili Salih
Kapusuz, kamu kurum ve kuruluşlannda
türban takılmasına olanak sağlayacak yö-
netmelikle ilgili olarak geri adım atmaya-
caklannı söyledi.
- 30 Ocak: "Ohındu tarikatlar da var"
diyen DSP Genet Başkanı Bülent Ecevit
tarikat hderlennın devlet zirvesinde kabu!
gördüğü Başbakaniık Konutu'ndaki iftar
yemeğiyle ilgüi olarak 28 milletvekilınin
imzaladığı genel görüşme önerisinı en-
gelledi.
- 31 Ocak: Yargıtay Cumhuriyet Bas-
savcılığı, RP'nin ünıformalı partili grubu
olus.turan Kayseri ıl yönetimini 30 gün
ıçinde görevden alması konusunda uyar-
dı. Vural Savaş tarafından RP'ye gönde-
rilen yazıda, aksi takdırde RP'nm kapa-
tılması için dava açılabileceğı belırtildi.
-1 Şubat: Temız siyaset temız toplum
için çok sayıda siyasi parti, sendika \e de-
tnokratik kitle örgütünnün de destekledi-
ği 'Sürekli Aydınhk İçin Bir Dakika Ka-
ranlık' eylemi başladı.
- 2 Şubat: RP'lı Sıncan Beledıye Baş-
kanı Bekir Yıkhz. düzeniediği Kudüs Ge-
cesi'nde HAMAS ve Hizbuliah liderleri-
nin önünde konuşma yaparak şeriat yöne-
timini övdü. Gecede konuşan ve Türkiye
Cumhuriyel -—
Ordıulaıı dört nyarı
| Hükünıeti ılüjürme
DEVRİM SEVİMAY
Anayasa hukukçusu ve siyaset
bilimci Prof. Dr. Bülent Tanör,
28 Şubat kararlannı, demokrasi-
yi ilkesel açıdan zedelemekle bir-
İikte cumhunyetçı bir müdahale
olduğu için "demokrasinin lehi-
ne bir tercih'' olarak kabul ettiği-
ni söyledi. Tanör. Türkiye'nin ir-
tica ve aynlıkçı tehditleri ıçeren
bir darboğazdan geçtiğini ancak
bu darboğazın yaklaşık 10 yıl
içinde aşılacağını belirterek, "O
zamangeldiğinde 'Demokrasi mı
cumhuriyet mı' çelişkisini yaşa-
maktan kurtulacağız. Demokra-
tik cumhurryetten yana tavnmızı
koyacağız. Şimdi yapmamız gere-
ken ise zihinlerimizi demokrasi-
nin evrensel standartlanna açık
rutmav'a devam etmektir" dedi.
27 Mayıs, 12 Mart ve 12 Ey-
lül'den sonra Türkiye'yı yenı bir
dönemecin başına getiren 28 Şu-
bat sürecinı ikinci yılında Bülent
Tanör şöyle değerlendirdi:
- 28 Şubat, aydınlar arasında
'laiklik mı, demokrasi mı' tarüş-
masına yoi açtı. Bu tartışmayı na-
sri değerlendiriyorsunuz?
• Bülent Tanör: "28 Şubat Türkiye'ye özgü
bir durumdur. Bu konjonktürel durumu
anlamak gerekiyor ama diğer yandan olması
gerekeni de akıldan çıkarmamalıyız. Bizler
Türkiye için demokrasinin ideal ve evrensel
standartlannı istemeliyiz. Türkiye başını
kaldınp ileriye bakmalı. İdeal olanın tam bir
sivil demokrasi olduğunu bir an için aklından
çıkarmamalı."
- Evet. 28 Şubat bazılanmızı
bir nefıs muhakemesine sevk et-
ti: Cumhuriyetçi mıyız, demokrat
mıyız? Bu açmaz zaten herbiri-
miz içinde azyadaçok vardı. Biz
cumhunyetçi ve demokratlar ola-
rak biliyoruz ki, irtica düzenı salt
laıkliğın değıl demokrasinin de
düşmanıdır. Dolayısıyla
MGK'nin laiklik konusundakı
hassasiyeti salt laiklik değil de-
mokrasinin de yarannadır.
MGK'nin bu tavn aslında de-
mokrasının de lehinedir Burada
bir sıkıntı yok.
- Bir •cumhuriyetçi demokrat'
için sıkıntı nerede başbyor?
- Demokratlar \e liberal de-
mokrasiyi ısteyenler ıçm sıkıntı
28 Şubat kararlannın hükümet-
ten değıl, MGK'den çıkması nok-
tasında başlıyor Normal koşul-
larda bu kararlar pariamentodan
çıksa. özü gibi çıkışı da demok-
ratik olmuş olacak. Ajıcak bö> ie
olmadığı içın "demokrat nihbr"
sancılanmaya başlıvor. Aslında
"cumhurrvttçi n ı i " bu kararlan
desteklemeyı geTektinyor De-
mokrasi. maddı ıçeriği mbanyla
laikliği koruyarı her eyleme sa-
hip çıkmayı gerektirir. PToblem
burada değil.
- Problem nedir?
- Demokrasi biraz da form, bi-
çım ve ilkeler meselesıdir. Aske-
rin sivil otoriteye tabi olması re-
jimidır. Asker ağırlıklı birorganın
sıyasılere tavsıye adı altinda da-
yatmalarda bulunması, demokra-
sinin formel yapısı itibanyla be-
ni rahatsız ediyor. Ben hem bir
cumhuriyetçi hem de liberal de-
mokrasiyı artık arzulamaya baş-
lamış bir kışı olarak bu sıkıntıyı
şahsen duymaktayım. Demokra-
sinin maddi ıçeriği açısından
MGK kararlan. bu kararlara dire-
nen sözde siv ıl organa göre çok
daha demokratik bir tavırdır 28
Şubat, demokrasi lehine yapılmış
için şenat istediğini söyleyen lran'm An-
kara Büyükelçisi Muhammed Rna Bag-
heri'nin ise görev süresı dolmastna karşın
Erbakan'ınözelricasıylaTürkiye'detutul-
duğubelirlendi.
- 3 Şubat: RP'liler, Kudüs Gecesi'ni
Sincan'da protesto etmek isteyen CHP
milletvekillen ve olaylan izleyen muha-
bııien tartakladı.
- 4 Şubat Sincan'da tırmanan şeriatçı
tutum ve davranışlar üzerine asker bir uya-
n mesajı verdi. 20 tank, 15 kariyer, aske-
n cip ve Reo'lardan oluşan konvoy Sin-
can'dan geçti.
- 7 Şubat: Çok sayıda üniversite ortak
bir açıklama yaparak laiklikten ödün ver-
meyeceklerinı vurguladı.
-9Şubafc Genelkurmay Başkanı tsma-
1 Hakkı Karadayı. TSK'nin her türlü teh-
dide karşı görev e hazır olduğunu söyledi.
-12 Şubat: ABD Dışişleri Bakanı Alb-
rightKongredeaçıkladı: "ABDlaik Tür-
kiye istiyor".
-15 Şubat: Laik, demokratik ve çağdaş
Türkiye ıstemlerini dile getiren on binler-
ce kadın Ankara'da toplandı.
-19Şubat Yurt genelinde yürüyen avu-
katlar hukukun yolunun açılmasını istedi-
ler.
- 21 Şubat Orgeneral Çevik Bir, Was-
hington'da Türk-Amerikan Konseyi'nin
kapanış balosunda yaptığı konuşmada
"Atatürk'ün mirası oian laik demokrasi-
Bİn koruyucusu biziz" mesajını verdi.
Bir'ın sözlenne RP'nin tepki göstermesı
üzenne Genelkurmay Başkanhğt yazıh
bir açıklama yaparak "Bir'in tavn ortak
tavnmızıür'' dedi.
- 25 Şubat Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirerın Tansu ÇiDer'i çagırarak "ge-
rekirse btitaedin. ÇözümMecfiste bulun-
sun" dedıgi öne sürüldü.
- 26 Şubat MGK toplanösı öncesinde
uyanda bulunan Demirel, "Böylegitınez''
dedi. Mesut Vılmaz darbe yapılmaması
için Meclis'te ışbırliği çağnsmda bulun-
du.
- 27 Şubat: "RFsaz her öneriye açığa"
diyen Ecevit, teknokratlarhükümeti öner-
di. Baykal ise "Ya MecHs ya sandık" de-
di. Türkiye'de darbe söv lentileri dış basın-
da da yer buldu.
- 28 Şubat: Ve tarihi MGK toplantısı 9
saat sürdü. Toplantıda askerler hükümete
laiklik konusunda muhtıra gibi tavsiyeler-
de bulundu.
MCK bildirisi
Tek başan 8
yıllık eğitim
İstanbul Haber Servisi - 28 Şubat'takı MGK
toplantısında yapılan muhtıra niteliğindeki 4
maddelik açıklamanın ardından ikinci bir
bildiri daha yayımlanarak özetle şu
istemlerde bulunulmuştu:
• lmam-hatip liseleri gereksinim ölçüsüne
indirilsin.
• Kuran kurslan denetlensin.
• Devlet içindeki aşın dinci kadrolaşma
durdurulsun, gereksiz eleman alımına son
verilsin.
• 8 yıllık temel eğitim uygulaması bir an
önce hayata geçinlsin. , . .
• Tevhid-i Teds,irat (Eğîtim BirİfğiT s
Kanunu^ndan vazgeçilemez. v
• Tankatlar denetim altına alınmalı, parasal
kaynaklan araştınlmalı.
• Daha önce kaldınlan Türk Ceza
Kanunu'nun 163. maddesini karşılayacak
yeni bir yasal düzenleme yapılmalı.
• Yargı bağımsızlığı sağlarunalı, yargının
bağımsızlığına gölge düsürecek
girişimlerden kaçımlmah.
• Devrim yasalannın korunmasına ve
uygulanmasına özen gösterilmelı.
• Anayasada belirtilen devletin temel
nitelikleri korunmalı, bu çerçeveyi asan
girişimlere göz yumulmamalı.
• Terörle Mücadele Yasası'nın ülkenin
bütünlüğüne karşı suçlan düzenleyen birinci
ve sekizınci maddeleriyle Siyası Partiler
Yasası'nın dın istismanna dayanan siyaseti
yasaklayan hükümleri hassasıyetle
uygulanmalı.
• tbadet mekânı olan camilerde siyaset
yapılması önlenmeli.
• Türk Sılahlı Kuvvetleri'nden atılanlann
yeniden kamu hizmetine ahnması
önlenmelidir. Orduya sızmalara karşı alınan
önlemler tartışma konusu yapılmamalı.
• Pompalı silahlann denetimsiz satışının
önlenmesi gerekli.
Cumhuriyet
ÖYS DENEME SINAVI
r
trl.ırun Rt-M*rü M? Tjnh •aftnmdı Imıim/t <.m,t> m
MGK'iin 9 saailik toplantısiBda 52elSic screttgjfHJmicrinc kar>ı çikılması istcndi
Muhbra giöbitavâye
ANAP'tandüşörmcç^nsı - ^ r 'Çıkışyolu anayasada'
Üniversîtedeıı demokrasi ııyansı
birtercihtır. Işin maddi yapısı iti-
banyla tavnm kesindir ve budur.
Ancak özellikle bir Anayasacı
olarak askerin sivillere dayatma-
da bulunmasını da göz ardı ede-
miyorum.
- 28 Şubat için 'Bıçağın kemi-
ğe dayandığı gün' görüşfinü na-
sıl değeıiendiriyorsunuz?
- Aslında ben ılk günlerde bı-
çağın kemiğe dayandığına inan-
mıyordum. Çünkü Türkıye tari-
hinde ilk kez bir sivil toplum ha-
reketı başlamıştı ve gelişiyordu
da. Yani sorunun halk tarafından
çözüleceğine inanıyordum. Irti-
caya karşı barikatı sivillerkurma-
lıydı. Ancak ikı yıldan bu yana
kamuoyuna açıklanan istihbarat
bilgılerine bakıldığında da bıça-
ğın kemiğe dayandığına ilişkin
önemli ipuçlannı öğreniyoruz.
Gerçi onlar, yani dinci devlet gö-
rüşünü benimseyenler, bir darbe
yapmayt amaçlamıyordu. Ama
sandıktan çıkıp, "çoğunlukdikta-
törlüğü''nü kurmak ıstıyorlardı.
Bunu da demokrasıyi kullanarak
yapıyorlardı. Taktikleri buydu. 28
Şubat bu oyunu bozdu.
- Öyleyse, ordu dunımdan gö-
rev çıkardı mı demefijiz?
~~ Siyasi açıdan iktidar ışi
boşluk kabul etmiyor. Si-
yaset ırticayı önleyecek kı-
vamda olmaymca o boşlu-
ğu bir başka kuvvet doldu-
ruyor. Ister ıstemez... O da
ordu. Durumdan görev çı-
kanyor. Tabii, burada o ül-
kenın tarihi, gelenekleri de
etkilı oluyor. Bizde ordu bu
misyonu kendinde görü-
yor. 28 Şubat'ta böyle bir
boşluk vardı. Irticaya kar-
şı Meclis'ten bir barikat
çıkmadı. Sivil hareket var-
dı ama henüz olgunlaşma-
mıştı. Bu boşluğu ordu ka-
padı.
- Peki sizce çözüm ney-
di? Ya da önümüzdeki VTI-
larda ne olmalı?
28 Şubat Türkiye'ye öz-
gü bir durumdur. Bu kon-
jonktürel durumu anlamak
gerekiyor ama diğer yan-
dan da olması gerekeni de
akıldan çıkarmamallyız.
Bctter Türkiye için demok-
rasinin ideal ve evrensel
standartlannı istemeliyiz.
Türkiye başını kaldınp ile-
nye bakmalı. tdeal olanın
tam bir sivil demokrasi ol-
duğunu bir an için aklın-
dan çıkarmamalı.
- Bu arada irticayı ne
yapmalı?
- Bir darboğazdan geçı-
yoruz. Ama bu da bitecek.
Türkiye çok önemli ve çok
işleri başarmış bir ülke. lr-
tıca ehlileşecek. Bence bu
10 yılımızı alacak. Ama
aynlıkçı ve irtica tehlikesi
atlatıldıktan sonra, o za-
man demokrasinin sivilleş-
tirilmesi, normalizasyon
gündeme gelecek. O za-
man da "Demokrasi mi
cumhuriyet mi" çelişkisini
yaşamaktan kurtulacağız.
Demokratik cumhuriyet-
ten yana tavnmızı koya-
cağız ve dıyeceğız ki; "Biz
demokratik cumhuriyet-
ten yanayız."
Genel Koordinatör Yardımcısı
Yeni kurulan Reklamcılık Vakfı'nın heyecanını ve sorumluluğunu
paylaşacak Genel Koordinatör Yardımcısı aranıyor.
•Sosyal bilimler ya da ekonomi alanında yükse eğitim almış,
•îyi derecede îngilizce bilen,
•Kısa da olsa çalışma deneyimi bulunan,
•Bir toplantıyı, bir projeyi, bir tartışmayı algılayıp yazıh ve sözlü
özetleyebilecek yeterliğe ve Türkçe'ye
sahip,
•Organizasyon, tasnif, takip ve programlama yapabilen,
•Reklam eğitimine ve konu ile ilgili yayıncılığa yatkın olduğunu
düşünen,
Adaylann, fotoğraflı özgeçmişlerini 09.03.1999 tarihine kadar
(0212) 257 88 70 no'lu faksa göndermeleri rica olunur.
V REKLAMCILIK VAKFI
NOKTASI/ ORAL ÇALIŞLAR
Yunanistan-Türkiye gerginli-
ğinın tırmandığı koşullarda,
"Acaba ben Yunan olsam ne
yapardım?" diye düşündüm.
Öncelikle Yunan şovinizmini
eleştirirdim.
Her türlü siyasetin 'Türkiye
tehdidi' temelinde şekillendi-
rilmesinin anlamsız ve zararlı
olduğunu vurgulamaya özen
gösterirdim.
Bu bölgede, iki ülke arasın-
daki gerginliğin ne Yunanis-
tan'a ne de Türkiye'ye bir ya-
ran olmadığı çok açık. Bu çe-
lişmeden ve anlamsız şovi-
nizmden daha çok bu bölgede
çıkan olan başka büyük güçler
yararlanıyor.
•••
Yunan basınında, Yunan mil-
liyetçiliğini okşayan yazılar yer
alıyor. Bütün bunlann zaman
zaman rating ve tiraj kaygısıy-
la yapıldığını biliyorum. Küçük
çıkariar temelindeki bu davra-
nışlar, meslek etiğinin de öte-
sinde, çok yıkıcı sonuçlar ya-
ratıyor.
Ârtık serinkanlı düşünmeliyiz
ve bölgedeki sorunlann iki ül-
kenin karşılıklı çıkan temelinde
ele ahnması içın çaba sarf et-
meliyiz.
Türkiye, bütün bu süreçlerin
sonundagiderekABD'nin böl-
ge politikalarının temel daya-
nağı halıne geldi.
Yunanistan'ın yaptığı hatala-
nn da etkisiyle, ABD'nin böl-
Ben Yunan Olsaydım
geye yeniden şekil verme po-
litikalan adım adım sahneye
konuyor.
Türkiye'nin Avrupaylaolan
ilişkilerinin kötûteşmesinde Yu-
nanistan'ın payı yok mu? Bu
kötüleşmenın, Türkiye'nin iç
ilişkilerindede sovmızmı ve ıçe
kapanmayı konûkledığını gör-
memek için köroimak gerekir.
Bu içe kapanma. ABD'ye da-
ha fazlabağımlı'ığı daberabe-
rinde getiriyor
• • •
Türkiye ile tırmanan düş-
manlık, Yunanistan butçesinin
çok büyük bir kısmının silaha
yatırılmasına neden oluyor.
Bu da ülkedeki gelır dağılımı-
nı olumsuz yönde etkiledıği gi-
bi, giderek siyasi güçler yerine
militanst güçterin ön planaçık-
masına neden oluyor. Gizlı ser-
visler, kadenmz üzerinde bı-
zim bilmediğımiz oyunlar oy-
nuyorlar.
Halk içindeyayılan Türkdüş-
manlığı, geleceğe ılişkin kötü
tohumların ekılmesını de bera-
berinde getinyor.
Türkiye'nin Kürtlere karşı uy-
guladığı yanlış siyasetleri ve
Kürt kimliğinı tanımama çızgi-
sini haklı ola
r
ak eleştirirken,
Batı Trakya'daki Türk azınlığa
yapılanları neden görmezden
geliyoruz? Neden orada insan
haklan ihlallerini yeterince gün-
deme getinmiyoaız?
Bir Yunan gazetecisi olsay-
dım, asıl eleştırileri devletin çiz-
gisine yöneltmeyı, meslektaş-
lanmın halk içindeki şoven
duygulan kaşıyarak prim yap-
ma çabalannı masayayatırma-
yı tercih ederdim.
Bu geri duyguların keskin
sözcüsü olmak belki onlara
prestij sağlıyor, belki meslekle-
nnde yükselmek içın onlara ye-
ni kapılar açıyor. Böylesine kı-
savadeli hesaplarla bir yere gi-
dılemeyeceğini yaşadığımız
bunca deneyden sonra belkı
yeniden gözden geçirmekte
yarar var.
Bütün bu eleştirileri yaptığtm
için bana kızabilirsiniz. Hatta
susturulmamı da isteyen yazı-
lar yazabilirsiniz. Halkın şoven
duygulannın benim üzerime
yönelmesi için içinizdeki bazı
keskin kalemler benim aley-
himde iftiralarla dolu yazılar
yazabilir.
•••
Bu yüzden işimden olabilı-
rim. Evet, Yunanistan'da artık
cunta zamanında olduğu gibi
güvenlik mahkemeleri yok, bu
nedenle tutuklanmam söz ko-
nusu olmayabilir, yargılanma-
yabilirim. Bunun Türkiye'den
bir üstünlük olduğunu da dü-
şünebilirsiniz.
•••
Hatta diyebilirsiniz ki, bizim
ülkemizde sırf fikirlerini söyle-
dikleri için partiler kapatılmıyor,
insanlar tutuklanmıyor. Bütün
bunlann da doğru olduğunu
söyieyebilirim. Yıne de milliyet-
çiliğin kimseye yarar getirme-
diğini kabul edin.
• • •
Ama ben Yunan değilim.
Başkasını eleştirmenin her
şeyden kolay olduğunu biliyo-
rum. Bütün bunlan söyledik-
ten sonra, acaba bizim Yunan-
lılardan ne farkımız var diye dü-
şünüyorum.
Kendi ülkemdeki meslektaş-
larıma, başkalanna kızarken,
acaba biz nerede hatayapıyo-
ruz diye düşünmelerini öneri-
yorum.
Yunanistan'ı kolayca eleşti-
rirken, aynı rahatlığı kendi ülke-
mizde gösterip gösteremedi-
ğimiz üzerine kafa yormanın
yaranna inanıyorum.
Kendi korkulanmızı, kendi
endişelerimizi, kendi kolaycı-
lıklanmızı da isterseniz bir göz-
den geçirelim. Türkiye'nin öz-
gür, barış içinde yaşayan, de-
mokratik bir ülke haline gelme-
si için önce kendi kapımızın
önünü süpürmeye başlayalım.
Ucuz milliyetçilik, kaba kitle
kuyrukçuluğu ne Yunanlılara
ne de bizlere bir yarar sağ-
lamıyor.