Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
ISUBA.T 1999 FUAR CUMHURİYET SAYFA
17
Jl
DSP'fte
DSP'nin Istanoul ilçe
beledrye başfcar»
adaylan, üç-beşi hariç
parti dışındarmş.
Partililer öyiedyor.
istanbul'un 30'a yakın
ilçesirtde ada/iar
tepeden inip geimiş.
Hem d e pek
profesyonelce...
Tepeden
inmelerden biri
ilçeye
geldiğinde
gördüğü büyûktepki
karşıs-ında şcyte
demiş: "Banaraye
bağınyorsunut 40
milyar liravertfcm
aday oldum. Siz daha
fazlasını verseydiniz!"
Diizeltme
Ç e t e l e r e savaş
açtığını îddia eden
ANAP Genel Başkanı
Mesut Yılmaz'm
yeraltı dünyasnın
ünlü isimlerinden
Fevzi Öz'ün
yakın dostu Enis
Sülün'ü
Tekirdağ'dar
birinci sırada
mîlletvekili adayı
gösterdiğini yazarken
"Enis"leri kanştınp
"Enis Tütüncü"
demişiz. CHP'nin
Tekirdağ birinci
sıradan milletvekili
adayı Enis
Tütüncü'den özür
diler, Mesut Yılmaz'a
da çetelerle
savaştnda daha nice
büyük başanlar
temenni ederiz!
Teh 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97Etektronft posta som©posta,curnhuriyet.cam.tr
- DYP ile Jet-Pa'nın
çıkarian ortakmış...
"Ortak gemisi vürümüş.
ehi aemisi vürümemis!"
S
ağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Ge-
nel Müdüriüğü tarafından, Sağlık ve Sos-
yal Yardım Vakfı'nın yaklaşık 2 milyar lira-
1 sıyla Media Team şirketine yaptırılan siga-
ra karşıtı propaganda filminde, sigara içen insanla-
rın evrimini tamamlayamamış yaratıklar olarak ta-
nımlanmasını eleştirince iki mektup geldi.
llk mektup Media Team adına Nilşen Ar'davv.
"Sigara karşıtı filmi hazırlarken, üzerinde uzun
uzun tartışıp düşünmekle kalmadık, bu konuda ant-
ropoloji ve ruh sağlığı uzmanlarıyla da işbirliği yap-
tık. Spot, Sağlık Bakanlığı Ruh Sağtığı Daire Baş-
kanlığı'nın gözetiminde hazırlandı. Spotun her cüm-
lesini, yanlış anlaşılmalardan ve çarpıtılmaya açık yo-
rumlardan uzaktutmaya, mesajı esprili bir yolîa ver-
meye çalıştık. Doğrusunt isterseniz, 'sigara' ve 'ev-
rim' konulu bir espri üzerine kurulan mesajı 'haka-
ret' olarak algılamanızı, üstelik bu konuya Başba-
kan Bülent Ecevit'i de kınştırmanızı hayretle kar-
Sigara
şıladık. Amacımız, sizin dediğiniz gibi insanlan sı-
nıflamak değil; akılda kalıcı, esprili bir dille uyar-
mak, eğıtmekti. Seçtiğimiz örnek de, spor-sağlık
ilişkisini anlatabilecek bir örnekti. Tabii bu Örneği se-
çerken, bir Cumhuriyet yazarının toplumu 'topçu-
lar' ve diğerieri olarak sınıflandırabileceğinı de pek
hesaplamadık."
Ikinci mektup, Sigarayla Savaşanlar Vakfı Yöne-
tim Kurulu Başkanı Ubeyd Korbey'den:
"Özellikle sigara konusunda sizinle düşünceleri-
miz taban tabana zıt. Sigaraya karşı hareketlere ne
kadar tepkili olduğunuzun en yakın izleyicisiyim. llk
kez sizinle konu sigara olduğu halde anlaşıyoruz. Ka-
naatime göre Sağlık Bakanlığı'nın hazırlattığı siga-
raya karşı teievizyon spotu son derece tartışmaya
açık.
öncelikle insan tiryaki olsun olmasm insandır. Hiç-
bir davranışından dolayı alaya alınamaz. Ancak yap-
tığı hatalı ve yanlış bulunuyorsa insanlık onuruna ya-
kışır şekilde uyanlır. Insanlara hakaret edilebilecek
şekilde bir uyarıyı yanlış buluyoruz.
Sayın Mustafa Denizli gibi, topluma sigara ko-
nusunda çok iyi mesaj verecek bir kişiliğin ve bu ka-
dar önemli bir konuda, böyle bir senaryo ile harcan-
mış olduğunu düşünüyoruz.
Sigarayla Savaşanlar Vakfı olarak temel prensibi-
mizin sıgaraya karşı her hareketi desteklemek olma-
sina rağmen, bu spotu benimsemediğimizi kamu-
oyuna duyuruyoruz."
Bu arada, sigara içmeyen Ataol Behramoğlu da,
odaya uğrayıp bir sanatçı gözüyle yorum yaptr.
"Yazını okudum. Sağlık Bakanlığı'nın filmini de
televizyonda izledim. Evet, sigara içen insanlara ha-
karet ediyoriar."
SESSÎZSEDASIZ(I) NURİKURTCEBE Karakollar daöğretmenlere bırakılsın!
Liderleri yakalanıp Türkiye'ye
getirilince, ayrılıkçı terör örgütü
militanlarının okullara saldıracağı
varsayımından hareket eden
Istanbui Valiliği, bir telefon
talimatıyla öğretmenleri okullarda
gece nöbetine dikti. Bazı okullarda
24 saat nöbet, bazılannda saat
24.00'e kadar nöbet gibi farklı
uygulamalar başladı.
Geceyarısı okuldan çıkıp evine
giden öğretmenin sabahın köründe
tekrar okulda olması istendi. Tam
anlamıyla bir kargaşa ortamı
yaratıldı, okullardaki huzur ortamı
bozuldu.
Nöbete dikilen öğretmenin can
güvenliğini kim sağlayacak
sorusunun yanıtını veremeyen
Istanbui Valiliği, nöbetin yasal
dayanağı ve yazılı kurallan olmadığı
için öğretmenlere fazla mesai
ücretini ödemek gibi bir
yükümlülükten de kaçtı.
Ortada olağanüstü hal uygulaması
olmadığından Anayasa'nın 18.
maddesine göre suç işlenip Türkiye
Cumhuriyeti vatandaşlanna
angarya yüklemiş oldu.
Heıtıangi bir okula saldırmak
isteyen teröristi öğretmenler
durdurabiliyorsa, öğretmenlerin
görev alanları genişletilip •
karakollar kapatılmalı...
Böylece, teröristin saldırısına
uğrayan karakollardaki polisleri de
öğretmenler korumuş olur!
Yoksa bir zamanlar, "şu karakollar
olmasa asayişi ne güzel idare
ederiz" mi demişlerdi!
Valiliğin bu karan, gece canı sıkılan
teröristin aklına okullara saldırmayı
getirmekten başka bir işe yaramış
değil.
ÇED KOŞESI
OKTAY EKİNCİ
'Şaşkm Çoğunluk' ve
Gemile Koyu
Siyasilerin "oy toplama" söy-
lemleri arasında ANAP' ın "sessiz
çoğunluğa" seslenişi ilginç karşı-
landı. Mesut Yılmaz, diger lider-
ferden "fârku* olduğunu DU çoğun-
luğun "çıkmayan sesini duyabil-
me" yetisiyli savunuyor. Bazı kö-
şeyazarları da aslındâ çoğunluğun
"suskun" olduğunu vurgulayarak,
"sosyolojik" uyanlaryapıyorlar...
Ovsa ki özellikle kimi adaylann
daha önce "neleryaptıklanna" ba-
kıldığında, geüşmeleri sessizya da
suskun izleyen kitlelerin "şaşkın bir
çoğunluk" oluşturduğunu söyle-
mek belki de en dogrusu.
Bir Wenti yada beldeyi "yaşanıl-
maz" kılan her türlü imar duyar-
sızhğına önayak olmuş siyasiler.
aynı kenthalkından
u
şaşılacak bir
rahatlık içinde" yeniden oy iste-
yebıliyorlar. Benzer şekilde
u
mil-
lete ait" çevre ve kültür degerleri-
ni yagmalayıp yok etme pahasına
"yaönın" yapankımi "işadamla-
n " da aynı işlerini bu kez siyasal
güçieriyle sürdürmek için "millet-
Koyu'nda
u
yapılaşma izni bekle-
yen" de gazetenin sahibiye ANAP
milletvekili adayı Hasan Özyer'dir.
Habere şöre, bu koydaki turistik
tesis ihş'aatları'rıın 1997 yıTıfıda
"durdurulmasına" neden SÎT
karan Koruma Kurulu'nca yeni-
den ele alınmış ve sadece bu koy
"2. derece" kabul edilerck, aynı in-
şaatlara "devam" olanagı sağlan-
mıştır... Hem de tesis sAibinin 1.
sıradan "milletvekili adayı" ol-
duğu günlerde...
• • •
Peki, haber gerçekten doğru mu?
"Şaşkın çoğunluğa" artık yazık,
günah değil mı?..
Olayın geçmişinı ÇED Köşesi
okurlan anımsayacaktır.
Gemile-Kabic Koyu'ndaki in-
şaatlar, Kültür Bakanlığı'nın "ko-
ruma çalışmalarına başlandığı"
yönündeki yazılı "uyansına" ra|-
men, Muğla Valisi A. Cemil Ser-
hadlı'nın 8 Ağustos 1997 tarihli
SİT karan alınmadan önce "hızla"
verdiğı ruhsatlabaşlamıştı. Ardm-
Fethiye koyları, 1980 sonrasmm'
hcp iİgi odağı oldu...
v«kili" olmak üzere kürsülere çı-
'işbitirici politikacı" tipi için
y
Böylesi bir "adaylar tablosu"
kaîisında her normal insanın içi-
nedüşebileceği en doğal durum ise
"jaşınp kaltnak" oluyor...
• • •
Yazımızın esin kaynağı ANAP'ın
sbganı olduğuna göre ilk örnegi-
rrizi de bu partiden verelinv.
Künyesinden sahibinin "Hasan
C r " olduğunu okuduğumuz
ç k Fethiye" gazetesinde 9
Ş 1999 tarihli "manşet taa-
ttrn
şöyleydi:
"Dokuz aday adayımn katıl-
a|ı ANAP Muğla mületvekUliği
jdayları ön seçiminde gcnç işa-
camı Hasan Özyer 1. sıra mület-
lekili adayı oldu..."
Sahibinin önseçim başansım
•Muğla'da sağduyu kazandı"
nmşetiyle veren gazetenin aynı
jffikisındaki ikincı büyük haberi
seşubaşlığı taşıyordu: "Gemile-
Kıbak Koyu Yapılaşmaya Açıl-
lu."
Bu "yerel" gazetenin, Fethi-
«"nin cennetkoylannakarşı duyar-
^olduğu için ikincı habere de man-
irtin altında büyük yer verdiğini
saıanlar ise "gerçeği öğrenince"
lıha fazla şaşırdılar.
Çûnkü haber, "yakmma" içe-
rkli değil, bir tür "müjde" gibi-
&. Kamuoyunda "Kelebek Vadi-
tf olarak bilinen doğa cennetine
komşu konumdakı Gemile-Kabak
dan "beklenen" SÎT karan çıkın-
ca da bu kez durdurmak için resmi
"tebligat beklenerek", aynı inşa-
atlann yine hızla yükselmesine
açıkça olanak sağlanmıştı...
Böylece "kaba inşaatları bit-
miş" şekildeyken durdurulan inşa-
atlar için valilikçe yıkım karan al-
mak yerine "SİT derecesinin be-
lirlenmesini beklemek" yeğlenin-
ce, Koruma Kurulu görülmemiş
birbaskı ve gerilim içine itildi. Ger-
çek Fethiye gazetesinin, sahibinin
milletvekilliği adaylığıyla aynı gün
verdiği "Kurul 2. derece SİT yap-
tı" şeklindeki haber de bu baskı-
nın doruğa çıkan son Örneğiydi.
Çünkü Kurul, aslında imar izni ver-
memiş, sadece; "SÎT derecesinin
belirlenmesi için ilgili kurumlar-
la ortak çalışmalar başlatıltna-
sı"m kararlaştırmıştı...
Peki şimdı Hasan Özyer 18 Ni-
san'da seçilir ve bir de "iktidar
partisi milletvekili" oluverirse.
StT alanında "mühürlii bekleti-
len" inşaatları için Kültür Baka-
m'nı ziyaret edip: "Koruma Ku-
rulu'na sakın baskı yapma, aslın-
da haklılar, ben yanlış yaptım.
sen de gel törenle yıkalım...7
' di-
yebilecek midir?
Bu sorunun yanıtını hem sessiz
hem de "$aş,kın çoğunluk" adına
Mesut Yılmaz'dan bekliyoruz...
Diğer partilerin benzer "şaşıla-
sı" adaylanndan ise gelecek yazı-
lanmızda söz edeceğiz...
KtM KtME DlIM DUMA BEHÎÇ AK behicak(a turk.net
ÜÎZGÎLtK KÂMtL MASARACI
H A R B İ SEMİH POROY
1
BULUT BEBEK NVRAYçiFrçt
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 28 Şubat
İLK TORK FUARL
1863'TB BU6ÜN, İSTAN&UL'QA İLK HEZ
UUISIA6A&ISI BIR FUM. AÇ/U». Ç£-
ŞI71Î AVZUPA ÜLM.B£flWİH MAKİ-
A1ELER VE O/Ğ£K SANAVİ ÜBÛNLE-
RİVLE tCAT/LP/Kl/tet S£G&tPe, YEGÜ
BL ve TOPRAK ÜKÛNLEttİ O£ YBK.
Auvaepu. 8ÜYÜIC ıue< €öe£M ve
"SEHGN oSMAuf' şAM
H1AR. iÇİI,
NINPA ÖZ£L OLAGA*: $ _
LEU YAPILAÜ DAHA SONIİfl KALC"-
RJLACAKTtR.FUARlN G£GC£*Z£&~>-
RİUAESİ İÇİM,ZAMAfjlN PADlŞAHI
SULTAAJ AZJZ Ö2£L İLGİ GÖSTGİ-
İ
PANO
DENİZ KAVUKÇTJOGLU
Teröp,TerörtstJerveHukuk
1980'li yılların sonuna kadar Alman toplumunu
derinden sarsan terör hareketleri, 1968 yılının Nisan
ayında Beriin'de, 'Kaufhaus Schneider' adlı bir ma-
ğazanın Andreas Baader ve Gudrun Ensslin ta-
rafından kundaklanmasıyla baştamıştı. Bir süre son-
ra bu ikiliye, gazeteci Ulrike Meinhof da katılmış,
böylece 'Kızıl Ordu Fraksiyonu (RAF)' adıyla anılan
ünlü terör örgütü doğmuştu. Federal Almanya'daki
'faşist-kapitalist' düzeni yıkarak, yerine 'devrimci
şiddefe dayanan bir düzen kurmayı hedefleyen RAF,
başvurduğu dehşet yöntemleriyle yaklaşık yirmi yıl
boyur\ca yalnız Almanya'nın değil, diğer Avoıpa ül-
kelerinin de iç güvenliği için sürekli bir tehd'ıt oluş-
turacaktı.
'Baader-Ensslin-Meinhof üçlüsünün 1972 yılın-
da tutuklanmasına, 1976 yılında Ulrike Meinhof'un,
iki yıl sonra da Andreas Baaderve Gudrun Ensslin'in
Stammheim Cezaevi'nde intihar etmelerine karşın,
Almanya'daki terör hareketlennin arkast kesilmedi.
Örgütün ıç dınamiklerine bağlı olarak ortaya çıkan
ırili ufaklı terör gaıplan eylemlerini RAF adı altında
daha sonraki yıllarda da sürdürdüler. Kızıl Ordu Frak-
siyonu, kentlere yönelik olarak uyguladığı 'gerilla sa-
vaşı'nüa kendisine iş dünyasından, bürokrasiden ve
askeri güçlerden 'hedefler' seçiyordu.
1977 yılında Federal Başsavcı Siegfried Buback,
Dresdner Bank Yönetim Kurulu Başkanı Jürgen
Ponto ve Federal Alman Işverenler Federasyonu
Başkanı Hans Martin Schleyer öldürüldü. 1981 yı-
lının Eylül ayında, Avrupa'dakı Amerikan kuvvetleri-
nin komutanı General Frederick Kroesen'e karşı bir
suikast düzenlendi. Bir ay önce ise Ramstein'da bu-
lunan Amerikan Hava Kuvvetleri Karargâhı'na bir
bombalı saldın düzenlenmiş, yirmi kişi yaralanmış-
tı. 1985-1988 yılları arasında Fransız generalı Renö
Audran, MTU Başkanı Ernst Zimmermann, Si-
emens Yönetim Kurulu üyesi Kariheinz Beckurts,
Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Gerold von Braun-
mühl ve Deutsche Bank Yönetim Kuruiu sözcüsü AK-
red Herrhausen öldürülecekti.
Federal Almanya polis kayıtlanna teröristlerce dü-
zenlendiğı saptanan yüzlerce gasp, soygun, sabo-
taj, yaralama ve cinayet olayı geçti. Yüzlerce sanık
yargılandı, mahkûm oldu. Güvenlik güçleri, terör
olaylannın sürdüğü yirmi yıl içinde teknolojiterini, do-
nanımlannı, yöntemlerini yenılediler. Terör hareket-
leri, 1990' lı yıliaria birlikte denetim attına alındı ve gi-
derek, uluslararası siyasal konjonktürdeki değişme-
lerin ve 'Doğu Bloku 'nun çökmesinin de etkisiyle
'kayda değmeyecek ölçüde' azaldı. Bjrçok terörist,
aradan geçen yıllar içinde, getirilen 'özel yasalar'm
da yardımıyla topluma yeniden kazandınldı.
Almanya'nın uzunca süren terör deneyiminden
belki de en kazançlı çıkan 'hukuk' oldu. Ulkenin iç
banşını bozan, huzur ortamını sarsan, toplum için bir
tehdit oluşturan teröristlerın 'hukuk adına' da olsa,
savunulması, ilk başlarda kamuoyunun genış ke-
simleri tarafından yadırganmıştı. Teröristleri yargı
önünde savunacak avukatlar büyük bir baskı altın-
daydt. Ulkenin en büyük medya patronu olan Axel
Springer'e aıt 4.5 milyon tirajlı günlük bulvar gaze-
tesi "BıfdZe/tung', sağ muhafazakâr kesimin sesı 'Die
VVe/t', 'Hamburger Abendblatt' gibi günlük satışları
iki yüz, üç yüz binin üzerind© olan yerel gazeteler,
bu avukajjara karşı,>atır arataofâaLtıir, k9m.fiany3
başlatmışlardı. Basın, hatta kimı üst düzey devletyet-
kilileri, bu avukatlan, teröristleri savunmanın ötesin-
de, 'onlarla özdeşleşmekle' suçluyorlardı. Andreas
Baader'in avukatı Horst Mahler'ın, müvekkiliyle bir
'sabotaj ginşımı'ni planladığı ortaya çıkınca, bırçok
avukat duruşmalardan çekildi. Ortada, Kızıl Ordu
Fraksiyonu'nun elebaşılannt savunacak tek bir avu-
kat kalmıştı...
Kamuoyunun duygusat baskıları, basındayürütü-
Ien kampanyalar, bu "radikal cumhuriyetçı" genç
hukuk adamını yıld\rmad\. Müvekkillerinı sonuna ka-
dar savundu. Soranlara, "hersanığın savunma hak-
kı bulunduğunu", bu hakkın savunulmasının "hukıı-
kun ve insan haklannın temel ilkesi" olduğunu söy-
lüyordu. Kuruluş yıllannda Yeşiller Partisi'ne katıldı.
1983 yılında Federat Parlamento'ya girdi. 'Adalet
Komisyonu'na seçildı. Bir muhalefet milletvekili ola-
rak pariamentodaki çalışmalan kadar, parlamento dı-
şı çalışmalanyla da toplumun ilgisini çekmeye baş-
lamıştı. 1989 yılında Yeşiller'den aynlarak Almanya
Sosyal Demokrat Partisi'ne geçti. Bu kez de parla-
mentonun, Anayasa Mahkemesi üyelerini belirleyen
'hukuk komisyonu'na seçilecekti. Geçen yılın Eylül
ayında yapılan genel seçimler öncesinde Başbakan
adayı Gertıard Schröder'ın 'gölge kabınesı'nin en
etkin üyelerinden binydı. Otto Schilly şimdi Avru-
pa'nın en güçlü ülkesinin iç güvenliğınden sorumlu
Federal Içişleri Bakanı... 66yaşındaki bu olgun adam,
yeni görevinde, bir zamanlar kendisini 'terörist avu-
katı' diye suçlayan insanlarla karşılaştıkça kimbilir
neler düşünüyordur?
Insanların ne ilginç yaşam serüvenleri var, öyte
değil mi?..
(Faks:0 216-418 84 10)
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4 5 6 7 8 9SOLDANSAĞA-.
1/ Epıfiz bezın-
densalgılananve
beyinde, bağır-
saİdarda, kanda
bulunan hor-
mon. II Önemli
tarihsel olgu...
Kar futınası. 3/
Sıcak ülkelerde
yehşen çok sert
bir ağaç... Rus Q
köylüsü. 4/ En-
der.seyrek...Ot- 9
lak. 5/ Pierre
Loti'nin bir romanı. 6/
Gözükapalunanılan dü-
şûnce;dogma...Nazipar- 2
tisinin askeri polis örgü- 3
tü. II Tatlı sularda yaşa- 4
yanbirbalık...Dinceaziz 5
tanınan kimi kadınlara g
verilen saygı sanı. 8/ Bır y
türyabanmetsini..."Oğuz _
—": Karikatür sanatçı-
mız.9/Ûzbekistan'dabır °
kent. , •
YUKAR1DAN AŞAĞIYA:
XI "Uygun durum, fırsat" anlamında argo sözcük... Sâ-
bahattin Ali'nin bir öykü kitabı. 2/ Vücuttaki AIDS vi-
rüsünü saptamakta kullanılan test... Yapısına girdiği şöz-
cüge "yakışır şekilde" anlamı katan Farsça sonek. 3/ Üze-
rine yaa yazıbmtabaklanmışceylanderisi... Cem Sultan'ın
Batı dillerindeki adı. 4/ Rey... "—'ler arkasından / Gelen
gecelerim vardır" (F. H. Dağlarca). 5/ Acımsı tatlı kökle-
ri eczacıhkta ve serinletici içit yapımında kullanılan otsu
bitkı. 6/ Tahtadan alçakiskemle... Bir renk. II Recaizade
Mahmut Ekrem'in, gençyaşta yitirdiği % e anısınaen gü-
zel şiırlerini yazdığı oğlunun adı... Fasıla. 8/ Uluslararası
Basın Enstitüsü'nün simgesi... Askerlik çağı. 9/ "tyi, hoş,
güzel" anlamında eski sözcük... Yalnız, sırf.