25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
9 ARALJK 1999 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Çiler'den MHP'ye koyıın benzetmesi • AMKARA (Cumhuriyet Bürosu)-DYP Genel Başkanı Tansu Çiller, isim verraeden MHP'nin Abdullah Öcalan konusundaki tavnnı da eleştirdi. Çiller, "Geçmiste Apo istisman yaptılar, 'Biz iktidara geldiğimizde Apo'yu bitiririz' diye geldiler. Şimdı Meclis'te 'mee, mee' diye dolaşıyorlar" dedi. Genel kurul Insan Hakları Gününde • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye Insan Haklan Kurumu (TİHAK) Genel Kunılu. 10 Aralık "Dünya Insan Haklan Günü"nde yapılacak. Türkiye Insan Haklan Kurumu ıle ilgili mahkemeye yapılan tescil başvurusu, Ankara 21. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafindan kabul edilmiş, ancak bu karan Vakıflar Genel Müdürlüğü temyiz etmişti. Yargıtay 18. Hukuk Dairesi, temyiz istemini reddederek kurum ile ilgili tescil başvurusunu kabul etti. Bu girişimler sonucu kuruluş aşamasını tamamlayan TİHAK, yann genel kurul toplantısını Kavaklıdere'deki Çankaya Belediyesi Kültür Merkezi'nde gerçekleştirecek. İnsan Haklan Komisyonu GÜPCistan'a gitti • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - TBMM Insan Haklan Komisyonu Başkanı Sema Pişkinsüt ile bazı komisyon üyelerinden oluşan heyet, Çeçen mülteci kamplannı ziyaret etmek üzere Gürcistan'a gitti. Sema Pişkinsüt ile Emre Kocaoğlu, Hüseyin Akgûl, Mustafa Baş ve Kadir Bozkurt'tan oluşan heyet, Akmeta-Pankisi bölgesindeki Çeçen mülteci kamplannı ziyaret edip göçmenlerle görüşecek. yakıf ünrvepsiteleri • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu gündeminde bulunan vakıf ünıversitelerine orman arazi tahsisini öngören yasa tasansıyla ilgili olarak hazırlanan alt komisyon raporunda, "üniversitelerin orman arazilerini amaç dışı kullanamayacaklan " vurgulandı. Raporda, tahsis edilen arazi üzerinde amaç dışı binalar yapan ya da satan üniversitelerin arazilerinin Hazine'ye devredilmesi gerektiği beürtildi. MHtetvekiHnin kızı intihar etti • İstanbul Haber Servisi - Eskı ANAP Milktvekili tbrabim Öztürk'ün kızı Bilgen Dilek Öztürk (23), kendisini asarak intihar etti, Ataköy 4. Kısım'da oturan ANAP 18. Dönem Adana Milletvekili tbrahim Öztürk'ün kızı Bilgen Dilek Öztürk, henüz belirlenemeyen bir nedenle girdiği bunalım sonucu kendisini çarşafla kalorifer borusuna astı. Öztürk, olayı kısa süre sonra fark eden babasının müdahalesine rağmen hayatuu kaybetti. Türkiye suçlu bulundu • STRASBOURG (AA) - Avrupa Insan Haklan Mahkemesi (AÎHM), Anayasa Mahkemesi tarafindan kapatüan Özgürlük ve Demokrasi Partisı'nin (ÖZDEP) kunıculannın yaptıklan şikâyet başvurusunda, Türkıye'yi suçlu bularak maddi tazminat ödemeye mahkûmetti. Türk-İş liderliğine yeniden seçilen Meral, emeği savunan partilere yakın olduklannı söyledi 'CHP'nin eksildiği duyuluyor'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Başkanı Altan Oymen, hükümetın ekonomik zora düştüğü her dönemde yükü çalışanlann "sırtBuı vurduğunu" söyledi. Türk-lş Genel Başkanı Bayram Meral de. u CHP'nin MecBs'te olmamasuun sıkıniısını vatandaşlar gibi biz de yaşryonız"' dedi. Öymen dün Genel Başkan Yardımcılan Cevdet Sehi, Yaşar Seyman, Genel Sayman Nihat Matkap ve Genel • CHP Genel Başkanı Altan Öymen, dün Genel Başkan Yardımcılan Cevdet Selvi, Yaşar Seyman, Genel Sayman Nihad Matkap ve Genel Sekreter Yardımcısı Bekir Yurdagül ile birlikte Türk-lş Genel Başkanlığı'na yeniden seçilen Bayram MeraPe kutlama ziyaretinde bulundu. Öymen, Meral'e, "Ekonomik olumsuzlukların tüm yükünü çalışanlara yükleyen bir hükümet politikası ile karşı karşıyasınız. En büyük sorununuz da bu" dedi. çalışanlara ytUdeyen bir çizen Öymen, hükümetten hükümet politikası 3e karşı katılan bakanlann da partılen karşıyasınız. En büyük adına konuşmasının dikkat sorununuz da bu" dedi. Türk- lş Genel Kurulu'na tarihinde ılk kez hükümet adına kimsenin katılmadığının altım Sekreter Yardımcısı Bekir Yurdagûl ile birlikte Türk-tş Genel Başkanlığı'na yeniden seçilen Bayram Meral'e kutlama ziyaretinde bulundu. Öymen, MeraPe, "Ekonomik olumsuzluklann tüm yükünü çektiğini belirttı. Öymen, emeği savunanlann güçlerini bİTİeştirmeleri gerektiğıni kaydederek CHP olarak bu konudaki desteklerini sürdüreceklerini yineledi. Meral de, Türk-lş olarak tüm siyasi partilere eşit uzakhkta durduklannı, ancak emeği savunan partilere daha yakınlık duyduklannı kaydederek "CHP'nin MecKs'te ounamasuun sdanusmı vatandaşlar gibi biz de yaşryoruz. Bu eksDdiğinizi hissediyoruz" dedi. Meral, CHP'nin ilk seçimlerde TBMM'de hak ettigi yeri alacağmı söyledi. Demirel, YÖK atamasıyla ilgili eleştirileri yanıtlarken seçiminin doğru olduğunu ileri sürdü 4 Gürüz görevini iyi yapıyor'ANKARA (Cumhuriyrt Bûro- su) - Cumhurbaşkanı Sûleyman Demirel Prof. Dr. Kemaİ Gû- rüz'ü yeniden YÖK Başkanlı- ğı'na atamasına yönelik eleştiri- leri yanıtlarken "Ben hizmetle- rin iyi görüldüğü kanaatine gel- dim ki bu tasamıfu bö>le >ap- tnn. Yalnız birkaç tane gazetenin nesriyan benim ne kadar haklı davnuKhğnnı gösteriyor" dedi. Demirel, dün Çankaya Köş- kü'nde gerçekleştirdiği kabulle- ri sırasında gazetecilerin Gü- rüz'ün yeniden YÖK Başkanlı- ğfna atanması konusundaki "Bu isim üzerindeki ısraruıız ir- tkaik mücadeledeki ta\ nnızdan mı kavnaklanıyor" sorusu üzeri- ne Demirel, anayasal bir kuruluş olan YÖK'ün başkanımn atan- masının Cumhurbaşkanrnın münhasır hakkı olduğuna işaret etti. Cumhurbaşkanı'nın görev- lerini yaparken kullandığı ölçüt- lenn gizli olmadığını belirten Demirel, "Çönküburasıaçıkre- jim. Kim hangi tasamıfta buhı- nursa onun bir gerekçesi vardır, ohnahdu- da" diye konuştu. De- mirel şu görüşleri dile getirdi: "Devteti yönetenkr hiçbir şeyi keyfi olarak yapamazlar. 'Canım istedi, böyle yaptım sıze ne' de- miyorum. Yani hak benimdir.ga- yet tabii kimi tayin edeceksem, onu tayinederim; bu doğaldır da. Neye bakanm, bunu izah ettim. Sanınm bu izabım çok dikkate gehnedi. Ben kamuoyunun du- yarhnğınıgözönüneabnm. Çün- kü kamooyu dediğiniz zaman, kamuoyunda birçok merkezkr vardır. Menfi, müspet eleştirüer vanhr. Hepsini dikkate alınm." Demirel, üniversitelerin cum- huriyetin üniversitesi olarak ko- runması, gelişmesi, kampuslan- nın daha iyi olması, 60 bin olan öğretim kadrolannın 100bine çı- kanlması ve öğrencilere daha çok yurt sağlanması gibi üniver- site projesi içinde mevcut olan pek çok konuda yakın takıpçi ol- duğunu bıldırdi. Demirel, "Bunlan yaparken bugün tayin etmiş bulunduğum YÖK Başkanı'nın bu görevieriü- yakaüa yapttçı kanaatine var- dun. Yapmadı di>enler var. Han- gi tasarrufta butunsamz. 'Bu iyi olmadf diyenler olabilecektîr. 'Yapmadı' diyenler, TBMM'de bir teşebbüse geçmişlerdir.Yabuz TBMM'deki teşebbüs henüz bir netkeye bağtannuş depdir." 'Toleransh ohın' Demirel. "Kanşın. ama sizin söyledikleriniz haklı otmayabilir. Birazorada mösamahakâr olun. Toierans sahibi olun" dedi De- mirel, kimse ile polemiğe girme- yeceğini, söylenen şeylerden de alınmadığını kaydetti. DYP Genel Başkanı Tansu Çiller ıse Gürüz'ün üniversite sistemini çökerttiğini savunarak Demirel 'in atamasının kamu- oyunda tedirginlik yarattığını söyledi. TBMM KÎT Komisyonu'nda konuşan MHP Agn Milletvakili - Nidai Seven. Demirel'ı eleştirir-' ken "Türkiye'nin baş betası olan insanuı tekrar Turkiye'nin başı- na musallat edttmemesi laztmdT ifadesini kullandı. Hukukun Egemenliğı Derneği Başkanı Av. Erdem Akyüz yap- tığı yazılı açıklamada, "YÖK'e en çok davayı biz açük, en çok biz eleştirdik; ancak Cumhur- başkanrnın, YÖK Başkanlı- ğı'na yeniden Gürüz'ü atama- suıı desteklivoruz" dedi. Demirel: Devlet alacağına şahindir Cumhurbaşkam Sûleyman Demirel, dün Çankaya Köşkfi'nde Mardin Ortaköy Belediyesi Muhasibi Cemalettin Bağış ve beraberindeki hey^tk görüştü. Bağış, betediyeterin maaş ödeme suanbsı içinde oMuğunu belirtcrek bunun maliye tarafindan ustfcnilmesini istedi. Demirel, belediyelerin mali baknndan maü\e>e bağlanmasmuı bu kurutuşlan yerel yönetim olmaktan çıkaracağuu kaydetti. Türk Dış Tıcaret Vakfi Yönetim Kurulu Başkanı Ertuğrul Önen ve işadanu Sakm Sabancı'nın bulundugu heyeti de kabul eden Demirel, dış tkaretin Türkiye'nin yaşamsal önemde bir sorunu olduğunu \nrguladL Demirel, TÜStAD Yönetim Kurulu Başkanı Erkut Yûcaoğlu ve beraberindeki heyeti kabulünde de Sakıp Sabancı'nın \ergi Yasast'ndaki hızra özeüeştinnede de vakalanmasuu istemesi ûzerine Cumhurbaşkaıu Demirel, "Vergi aürken bir gecede nasl akülar' diyorsun. Devlet alacağına şahin, borcuna kargadff" âedi (Fotoğraf: AA) Hükümet ortağı partiler, Cumhurbaşkanı Sûleyman Demirel'in desteklenmesi için uzlaştı FP, Erbakan için pazarbk \apaeak • Demirel için anayasa değişikliği olursa FP, siyasi yasaklann kaldınlmasını pazarlık konusu yapmaya hazırlanıyor. Kutan'ın " cumhurbaşkanlığı problemi çıkmasına izin vermeyecekleri ve sürenin 4 yıl daha uzatılmasına destek verebilecekleri" yönündeki açıklamalan parti içinde tepkilere neden oldu. SEBAHAT KARAKOYUN ANKARA- Siyasiparti liderleri, Cumhurbaş- kanı Sûleyman Demirel'in görev süresinin uza- tılmasınayeşil ışık yakarken gruplanndan fark- lı sesler yükseliyor. FP'nin, Demirerin yeni- den seçilmesine yol açacak anayasa değişikliği gündeme geldiğinde, kapatılan RP'nin eski li- deri Necmettin Erbakan'ın siyasi yasağuun kal- dınlması ıçın pazarlık yapmayı planladığı be- lirtıliyor. FP yönetimimn Demırel'e yönelik üımlı tavn parti içinde tepkilere yol açtı. FP İs- tanbul Milletvekili Mustafa Baş, "Genel başkan taumatversedahigrubumuzdan Demirere des- tek çıkmaz" dedi. Cumhurbaşkanı Demirerin, görev süresiyle ilgili olarak 5 artı 5 formülünden söz etmesiy- le birlikte cumhurbaşkanlığı seçimi siyasi gün- demin ilk sıralanna oturdu. Hükümet ortağı par- tiler "cumhurbaşkanhğı seçüninde sorun çika- nlmamaa ve Demirel'e destek verümesi" için uzlaşırken. FP Genel Başkanı Recai Kutan'ın da bu yönde açıklamalarda bulunması partisin- de tartışmalara yol açtı. FP kulislerinde, parti yönetimınin Demirel'in görev süresinin uzatıl- masına yönelik anayasa değişikliğine desteği- nin siyasi yasaklann kaldınlması koşuluna bağ- lı olacağından söz edihyor. Uluslararası tahkim yolunu açan anayasa de- ğişikliği sırasında, hükümetle siyasi partilerin kapatümasuun zorlaştınlması ve Erbakan' uı bağımsız milletvekilliğinin olanaklı hale geti- rilmesi için pazarlık yapan FP, şimdi Erbakan'a endeksli yeni bir plan hazırhğvnda. Demirerin görev süresinın uzatılmasına yönelik bir anaya- sa değişikliğinin referanduma gidilmeden ger- çekleşebilmesi için TBMM'de 367 mılletveki- linin oyunun gerektiğini vurgulayan FP'liler, iktidar partilerinin toplam milletvekili sayısı- îun 349 olduğuna dikkat çekiyorlar. FP kurmay- lan iktidar partilerinin firesiz desteğinin söz ko- nusu olamayacağını belirterek bu durumda cumhurbaşkanlığı seçiminin krizsiz gerçekleşe- bilmesi için küit konumunda olacaklannı vur- guluyorlar. FP kulislerinde bu aşamada Erba- kan'm siyasi yasağınm kaldınlması için FP'yi pazarlık yapmaya zorlayacağından söz ediliyor. FP'de çaflak ~ FP GenelBaşkanı Kutan'ua "cumhurbaşkan- hğı problemi çıkmasına izin vermeyecekleri ve sürenin 4 yıl daha uzatılmasına destek verebile- cekleri'' yönündeki açıklamalan partısinde tep- kilere neden oldu. IRMIKI AYDIN ENGÎN aenginadoruk.net.tr. Ulucanlar, Ankara'nın bir semtiymiş meğer. Oysa biz onu "Ankara 'nın Hapis- hanesi" olarak tanıdtk. Hani bir gün sa- baha karşı, kapılann kınfarak parçalan- dığı, silah seslerinin şafak vakti Ankara göklennde yankılandığı ve koğuşlardan on delikanlının cesetlerinin çıkanldtğı o cankınmıyla ünlenen Ulucanlar... Baskının gerekçesi, çoğunluğu DHKP-C sanığı, tutuklusu ya da hüküm- lüsünün direnişe geçip sayım verme- meleriydi. Dört duvar arasında kısılıp kalmış insanlann "sayım vermeme" di- renişleri aslında çocuksudur. Sağdan say 100 kişi, soldan say 100 kişi. Kuş olup uçamadıkça, mahkemeden bir tahliye karan alamadıkça gene 100 ki- şi, g e n e l 00 kişi... Direnişin gerekçesi de pek yalındı. 100 kişilik koğuşa 250 kişi doldurulmuş- tu. Istenen, hertutuklu için bir kuru ran- za, bir ince şilte, bir eski battaniyeden ibaretti. Sayım vermeme direnişi "dev- lete başkaldırma" sayıldı. Koğuş kapı- lan kınlarak açıldı. Koğuşların içi barut koktu; duvarlar mermilerie delik deşikti ve duvara isabet etmeyen mermiler, gencecik insanların bedenlerine sap- lanmıştı. 10 ceset çıkanldı. Kol boyu uzaklıktan canlı bedenlere mermi sıkanlar yargıç karşısına çıkarıl- Ulucanlar - Metris madı. Otopsiye, ölen tutuklulann yakın- lan ve avukatlan sokulmadı. Otopsi ra- poru bilinmezlikler sisini daha da koyu- laştırdı. Bu tür direnişlerden sonra "bi- çimsei olarak" başlatflan soruşturma ve açılan dava geçtiğimiz hafta sonuçlan- dr. Ölenler suçlu ilan edildi. Gülemedik. Öfkelenemedik de... Utandık! • • • Metris, 12 Eytül'ün simgelerinden bir hapishane. Faşizmın karanlığında Met- ris'etıkılan yurtseverler, ilericiler, sosya- listler. komünistler, demokratlar orada "yok edilmenin sınırlannda" yaşadılar. Kimileri gerçekten de yok edildi, kimile- ri yaşam boyu taşıyacaklan bedensel sakatlıklarla salıverildiler. Kara ünlü Metris iki gün önce bir kez daha gündemimize çöktü. Islamcı terör örgütü İBDA-C tutuklulan sayım vermi- yorlar, duruşmalara katılmayı reddedi- yoıiar, Metris içinde kendi "kurtanlmış bölgelerinde" kendi kurallannı uygulu- yoriardı. Bir sabah Metris'in İBDA-C koğuşla- rına 140 kişilik bir jandarma birliği dal- dı. Hayır, öyle kapılar kınlmadı. Açılan kapılardan, önce ölüm kusan namlular uzanmadı. Koğuş barut da kokmadı. Duvarlar mermilene delik deşik de edil- medi. Koguşlara dalan jandarma birliği si- lahlardan anndınlmıştı. Jandarmalann koğuşa airişini, görünüşte sakince kar- şılayan ÎBDA-C militanlan aniden sal- dırdılarve jandarmalann tümü rehin alın- dı; komutan bıçakla yaralandı; vurdulu kırdılı çatışmada her iki taraf da bir mik- tar "hafıfyaralı" verdi. Sonra dışı kuşatılan Metris'in içinde alışılmadık bir sabırla yürütülen gorüş- meter, pazariıklar başladı. Anlaşma sağ- landı ve akşama doğru rehine jandar- malar salıverildi; çatışan taraflar yeni- den mevzilerine çekildi; Metris bir gün öncesine kadar sürüp gitmekte olan "sükûnetine" yeniden kavuştu. Canlı bedenlere kol mesatesinden mermi sıkılmadı. Kimse ölmedi. Koğuş- lardan cesetler taşınmadı. Şaşırdık. Alışmadığımız için şaşırdık... • • • Hemalde kimse, Ulucanlar - Metris karşılaştırması yapıp, son derece ilkel bir mantıkla "Solcuian öldürdûnüz - Sağcılan öldürmediniz" dediğimizi dü- şünmez. Devtetin tutuklularia ne pazar- lık edebileceğine, ne de onlan öldürebi- leceğine tartışmasız inanan ve savunan- lardanız. Devlet, çerçevesi hukukla ve yalnız hukukla çizilmiş bir kurallar ve ii- keler bütünlüğü içinde davranır ve sa- dece bu çerçevede davranır. Devletin görevi, Ulucanlar'daki sol terörist" delikanlılan da, Metrisieki Is- lamcı "terörist" delikanlılan da yargıla- mak ve sadece yargılamaktır. Hüküm yargıcındır ve yargıç hükmünü yasalar- dan ve sadece yasalardan süzmekle yü- kümlüdür. Ulucanlar cankınmının ardından kesi- ci aygıt, delici silah sergileriyle "Bunlan öldûmneyip de ne yapılacaktı" hazırtığı yapanlar; şimdi de Metrisie cankınm- lanna zemin hazırlamaktalar. Terörün her türüne kesinlikle karşıysa- nız, hukuku da eksiksiz savunmak zo- rundasınız. Terörün sağcısı, solcusu, resmisi, haklısı, haksızı olmaz. Ama te- röre, "karşı terörü" kışkırtarak değil, te- röristin bile ancak yargılanarak cezaian- dınlabileceğine inanarak, savunarak ve gerçekleştirerek karşı çıkabilirsiniz. Demokratlık zor zenaattır diyenler, böylesi günleri hesaplayarak söyledi- ler bunu.. POLflİKA GÜ1NLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA % Bir Anav Bir Oğul... f Bu mevsim, şafağın rüzgân, dağlann tepelerine vurur; kül rengi bir ışık Keban Barajı'nın uzantısında bir adanın üzerindeki Pertek Kalesi'ne yansır... Süpürgeç Tepesi beyazlara bürünmüştür... 5 bin 500 nüfuslu Pertek ilçesi, Tunceli'ye bağlıdm Kaçarlar köyü de Pertek'e çok yakındır... Öykümüz, 44 yaşındaki Sûleyman Ekrem ile 70, yaşındaki anne Gülizar Ekrem'ın yaşamındaki titre-j yen sesin güneşten bir leke gibi toprağa, ılk çiçeğş^ vurduğu mevsimde başlar... Hani şairin söytedtği gibi 'aynada ötü bir yüzün' şaft kısı ağızlardan çıkan bir soluk gibidir ürperen bozkır, henüz boşaltılmamış bir şehir, bir köy, bir kasaba ak'£ şamında... % Bir sabah gün ışıdığında, umut kaybolduğunda bahçedeki ceviz ağacı, gözlenn mavi haritasını o uyai. nışın ötesinde ölümle buluşturmuştur... 70 yaşındaki Gülizar ana, kanın, soluğun dondur4 . ğu yerde kış bahçelerine koşmuş, yitirdiği oğlu Sü- leyman'ın acısına dayanamayarak ceviz ağacını ölü^ me giden yolculuk için seçmiştir... Ceviz ağacına asılmış yaşlı bir beden... ')v Şafağın aydınlığında dağılan yıldızlar... «£ Kim demiş duru su bahann diye? >?İ Söyleyin, kaç kişi duymuş Gülizar ananın yüreğirv? deki katran siyahı kuşatmayı!.. -'< Pertek Kalesi', şafağın ışıklanyla parlarken ve kr/- nmlar yansırken aynalarda, o ölü yüz hangi sevdayj kuşanmış!.. Bir ikindi vakti, Gülizar ana Kaçariar'ın köy mezar- lığında toprağa veriürken onun şu sözlerine Demiret mi, Ecevit mi, Bahçeli mi, Kutan mı, Yılmaz mı. Çil- ler mi, kim kulak vermiş: S "Oğlum yok yere terörist damgası yiyerek öldürül; dü..." -J ••• <$ Kaçarlar köyü, 250 nüfusluydu... Köy halkı çiftçilik ve hayvancılıkla geçiniyor, siyasi eğilim olarak CHP ile EMEP'i destekliyordu... Sûleyman Ekrem, Emeğin Part'si yandaşıydı... Evli ve beş çocuk babası Sûleyman, 1980 sonra- sı dört kez TDKP davasından yargılandı, hapis yat- tı... 1990 sonrası Tunceli'de PKK vahşeti yaşanıyor- du. Sûleyman, PKK baskılanna dırendi. PKK'lilerin is- teklerini yerine getirmediği için iki kez dövüldü. Bu- na karşın "PKK sempatizanı" olduğu gerekçesiyle i- ki kez de gözaltına alındı... Sûleyman Ekrem, yıllardır minibüsçülük yapıyordu; ülkesini seven bilinçli bir kişiydi; bu nedenle de po- tansiyel suçlu sayılıyordu... 29 Kasım 1999... *;J Hava pusluydu. Dağlann etekleri beyaza bürün-,, müştü... * Ekmek kavgası, beyazın üzerine düşen gri gölge- lerin içinde başlıyordu... Annesi Gülizar Hanım'a uğradı... 70 yaşındaki Gülizar ana, gözlenni ıri yıldızlar gibi açıp "Oğlum nasılsın" diye sordu. Sûleyman, anası- nın elini öperken "lyiyim ana'' yanıtını verdi... Ağır şarkılar gibiydi her şey... . Yaşam, Tunceü yöresinde yıllardır bir belirsizüğin ».» y Erzak kısıtlaması eskisi gibi değildi ama insanlar 'i-' ki ateş arasında' yaşıyorlardı... PKK sinmıştı; zaman zaman ortaya çıkıyordu... Yine geceleri kapılar çalınıyor; ekmek, çay, şeker isteniyordu... Karanlığa açılan yıllann aydınlıkla buluşması bir öz- lem ve tutkuydu... Sûleyman, minibüse bindi, uzaklaştı... ••• '/; Hava kararmışt... *' A Sûleyman evindeydi. Kapı çahndı. Açtı. Eli silahlr' dört PKK'li karşısındaydı. Şöyie dediler: "Bizi minibüsünle ya götürürsün ya da seriı öldü- rûrüz..." Minibüse bındiler... , Pirinçli köyüne gituler... Geri dönerterken, güvenlik güçleri minibüse ' işareti verdi. Sûleyman gaz kesti, frene bastı. M büs durdu. Ateş başladı... Ve gazeteler haberi şöyle verdi: "Tunceti'deki operasyonda beş PKK'li dû..." ;, Gülizar ana deliye döndü... ,; Ölüm acısına dayanamadı Gülizar ana... ; Ogecehiçbitmedi... Şafağın ilk ışığında belki de ceviz ağacına, tururh cu aydınlığa son kez baktı Gülizar ana... ,]'• Son kez, şöyle seslendi: j •• "Oğlum yok yere terörist damgası viyerek öldürük'^ dü..." ' -fj Ceviz ağacına elinde iple yürüdü ve intihar etti 74-* yaşındaki yaşlı kadın... . j Hava soğuktu... Kaçarlar köyü sessizlik içindeydi..'." Şafağın rüzgân dağlann tepelerine vuruyordu. . ^ Sûleyman ve Gülizar ana köy mezartığında yan yana yatıyorlardı... & hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 '•>% GÖZIİRİN POYRAZ Cumhuriyet k 1 î a p 1 a r 1 Gazeteci-Yazar Hıkmet Çetınkaya'nın içindekı fırtınalı evrende geliştırdigi, duygu denizrnde damrttığı yazrlan. Bir solukta okunacak, kımi zaman bn nisan j'ağmuru ahında. bazan poyraz yelinin soguk savurganîığında ya da karanlık bir gecenin yalnızlıgmda yeniden okunacak, ver yer okunacak btr kitap bu kıtap Çağ PazafSama A.Ş TîirC.ocağı Cad. No:39/41 t34334)Caöatoğ»u-!s«anbul Tei; (212)514 0196
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear