25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
9 ARAUK1999 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Kışlık çadırlarda kalanlar yardrmlann kesileceği düşüncesiyle geçici konutlara taşınmıyor Prefabrike evlere başvuru yokANKARA (CumhuriyetBürosu)- Kış- lık çadırlarda bulunan yurttaşlann aşev- len, yiyecek yardımı, 100 mılyon lirâlık katkı ve uzaklık nedenleriyle prefabrike konutlan tercıh etmedikleri bildirildi. Afet Bölge Koordinatör Valisi Kutiuay Oktem ise prefabrike konutlara geçiş sü- recinin devam ettiğinı belirterek, prefab- rike konutlann tercih edilıp edilmedığini anlamak içın en az 10 gün beklenmesi ge- reküğini öne sürdü DYP Genel Başkanı Taasu Çfllcr, depremzedelerin 100 mil- yon liralık kıra yardımını alabılmek için prefabrike konutlara gitmediğini kayde- derek, hükümetı başlangıçta yanlış plan- lama yapmakla suçladı. Başbakan Bülent Ecevit, prefabrike ko- nutlann "Istama aykm" olduğunu öne sü- ren FP Sakarya Mılletvekilı Cevat Ay- han'ı sorumsuzlukla suçladı. Ecevit, ça- dırlarda bannan yurttaşlann kışı sorun- suz geçirebilmeleri içın bir an önce ta- mamlanan prefabrike konutlara ya da ta- til yörelerindeki sosyal tesıslere geçmele- nni beklediklerini belırti. Bayındırlık ve tskân Bakanlığı'nca yapünlan ve bir bö- lûmünün montajı ıle altyapı çalışmalan sûren prefabrike konutlann "kışakcadır- brda" kalan yurttaşlar tarafından tercih edilmedığı bıldınldı. Bolu, lzmit ve Sa- karya kriz merkezlerinden alınan bilgile- re göre çadırlan iyıleştınlen depremzede- ler, yemek-giyecek yardımlannın kesile- ceği düşûncesi ve maddı olanaksızlıklar nedenıyle prefabrike konutlara gıtmek is- temiyorlar. Prefabnke konutlann daha çok, kendı olanaklanyla yaptıklan "nsy- loo banmüdarda" kalan depremzedeler tarafından tercih edildığı ve şu ana kadar- ki başvurulann düşük olduğu belirükn. Bolu'da prefabrike konutlann yapımı hâlâ sürerken, Bolu merkezde 11, Düz- ce'de 5, Kaynaşlı'da 3 "imar projeüçadır- kent" oluşturulduğu ve 33 bın 820 aile- nın kışhk çadırlarda kaldığı bildirildi. Di- ğer çadırkentlerin kurulmasına gereksi- nime göre devam edildığı kaydedilırken, çadırkentlerin yurttaşlann ısteklenni ve gereksinımlennı karşılayacak düzeyde ol- duğu belirtıldı. Bolu'da yapılması planla- nan yaklaşık 5 bın prefabrike konutun montajı ve altyapı çalışmalan sürüyor. tzmıt'te 35 çadırkentte kurulan yakla- şık 10 bın çadırda 43 bin 428 depremze- denın banndığı bildirildi. Kışlık çadırla- nn bölgeye ulaşükça eskı çadırlarla değış- tırildiğı, çadırlann zeminı içın sert keçe ve katalıtık soba dağıtımı ıle çamaşırhane ve bulaşıkhane kurulması çalışnıalannın sür- dûrüldüğü kaydedıldı. Izmıfte de dep- remzedelerin büyük bölümünün kışlık ça- dırlanndan ve yardımlann sürdüğü çadır- kentlerden aynlmak istemediklen belrrtil- di. Kocaelı Valilıği'nın, yurttaşlann mad- dı olanaksızlıklar nedenıyle prefabnkele- n tercih edemedığı düşüncesınden hare- ketle, prefabrike konutlarda kalan yurt- taşlara haftalık erzak yardımı yapma ka- ran aldığı öğrenüdı. Başbakan Ecevit dün TBMM Gru- bu'ndakı konuşmasında sosyal tesıslere giden yurttaşlann il veya ılçelennden ay- nlmalan nedeniyle herhangı bir hak kay- buıa uğramayacaklannı belırttı. Ecevit, kira yardımının 1 yıl süreceğını bıldırdi. BOLU'DA DEPREM MAĞDURU HALK VAIİLtK BİNASINA YÜRÜYEREK EYLEM YAPTI Depremzede hîzmet istediYurt Haberleri Servisi - Bolu'da kendılenne hranet gelmedığıni id- dia eden Yukan Soku Çadırken- ti'nde yaşayan depremzedeler, ön- cekı akşam valilık binasma yürüye- rek eylem yaptılar. Çadırkentten başlayarak Bolu Valıliği Knz Merkezi'ne kadar yü- rüyen depremzedelere karşı çevık kuvvet ekıplen, bına çevresınde gü- venlik önlemı aldı. Bolu Emnıyet Müdürü Uğur GüL depremzedele- n eylemlennı sona erdırmelen içın ıknaya çalıştı. Ancak depremzede- ler. Emnıyet Müdürü Gül'e, "Ça- dn-kentimizde ruvalet, banyo kulb- nıbnaz halde, günlerdir ekmek gei- miyor, güvenlik yok. kinıse bizûnle üguenaıiyor,amacınııza ulaşmadan biçDtryereayrümayız" dedıler. Slo- gan atan depremzedelerden daha sonra üç temsilcı seçilerek Vali Nusret Miroğlu'yla görüştürüldü. Miroğlu, Yukan Soku Çadırken- ti'ne gelerek çadır sakınlerinin so- runlannı dinledi. Depremzedeler. Valı Miroğlu'na, 500 kişınin kaldı- ğı çadırkentte 20 gündür banyo ya- pamadıklannı. muhtar dahil hiçbir yetkilinin ihtiyaçlannı giderme yo- lunda çaba göstermediğını, çadır- kentte kurulan banyolann çalıştınl- madığını anlattılar. Vali Miroğlu bunun üzerine, dep- remzedelere Mehmetçik Çadııkent- lerı'ne ya da lspanya çadırlanna gecmelerini önerdi. Depremzede- ler vali ile bir süre tartışarak. çadır- lann su aldığını, çadırda kalanlann büyük kısmımn hasta olduğunu be- lirterek bir an önce ihtiyaçlannın giderilmesıni istediler. Bunun üze- rine Vali Miroğlu. depremzedelerin kendı aralannda yönetim kurulu oluşturmalannı ıstedi ve seçılen temsilcilerle daha sonra görüşebile- ceğını bıldırdı. Düzce Knz Masası Başkanı Va- Kışhk çadıriara yerieşemeyeııler bukJuklan luüaslarla derme çatma bannaklar yaparak kışı geçirmeye haariaruyoriar. li Yardnncısı Orhan Oztürk, Avru- pa Birliği adına Yunanistan tarafın- dan Küçükahmetler köyündeki Or- man Işletmesi deposunun bulundu- ğu arazıye, 300 adet çadınn yer ala- cağı çadırkent kurulacağını ifade et- tı. Öztürk. ıkı ayn bölümden oluşa- cak çadırkentın ılk bölümünün ze- mın hazırlıklannın bıtmek üzere ol- duğunu behrterek, buradakı çalış- malann tamamlanmasından sonra ıkıncı bölümün zenün hazırlıklan- na başlanacağını söyledi. Depremden sonra Düzce'de ya- şayan ailelenn ılçe dışına nakıllen- ni yaptınna ışlemlen de sürdürülü- yor. Düzce Üçe Knz Merkezi'ne ön- ceki gün 69 aıle başvurarak nakil iş- lemi yaptırdı. Bu ailelere 6 miryar 551 milyon lira ödendi. Düzce'den, 12 Kasım'dan bu yana başkayerle- re taşınmak için Kriz Merkezi'ne başvurarak naİcıl yaptıran aıle sayı- sının 960'a yükseldığı bildınldi. Aydın'ın Incırlıova Kaymakamı Kamfl Köten ile Adana'nın Pozan- 0 Kaymakamı Hayrettin Çiftçi. ge- çici görevlendırme ıle Düzce Kriz Merkezi'ne atandı. Kamil Köten, çadırkentler ve aşevlerinin yöneü- minden, Hayrettm Çiftçi ıse Kay- makam AH Usfauımaz ile bırlıkte Lojistik Destek Koordınasyon Mer- kezı yönetiminden sorumlu olacak. Erzurum Valisi Derya KadnğİD, deprem için Başbakanlık'tan 30 milyar lira yardım gönderildiğıni açıkladı. Depremın artçı şoklannuı devam etnğjnı, depremzedelerin ih- tıyaçlannın yenne geürildığını be- lırten Kadıoğlu, "Şu an depremze- deler için yapıbcak her şey yapth- yor" dedı. TBMM Deprem Araşürma Ko- misyonu üyelen Sakarya'dakı Kı- zılay Çadırkenti'nde ıncelemelerde bulundular. DSP tstanbul Milletve- kili Osman Kıbç, FP Sakarya Mil- letveküı Nczir Aydm ve MHP Af- yon Milletvekih Mehmet Tekk'ten oluşan komısyon ile beraberlerin- deki 3 müfettış öncekı akşam Ada- pazan'nda Kızılay'ın kurduğu Emirdağ Çadırkentı'nde çalışmalar hakkında bilgi aldılar. Komisyon üyelen daha sonra Kızılay'ın faali- yetlen hakkında bılgı almak üzere Kocaelı Valisi Kemal önal'ı ziya- ret ederek Yalova'ya geçtüer. Bolu'nun Sümer mahallesinde üzerine çadır kurulu traktör römor- kunda televizyon seyreden 3 çocuk- tan bın sobayla oynayınca sıçrayan kıvılcım brandayı tutuştürdu. Alev, bir anda römorku tamamen sardı. Alevler içınde kalan çadırdan çocuklan mahalle sakinlen kurtar- dı 5.5 üstüne duyarlı Erken uyan cihazı Türkiye'de lstanbul Haber Servisi - Kanadalı Tectonics Araştır- ma Grubu Başkaru Prof Dr. Afshin Sadri "Erken Uyan Cihazı Quake Aierfin dep- remı tahmın eden değil, 5-30 saniye önceden uyaran bir sıstem olduğunu söyledi. ERENSAN Genel Dıstribi- törü AM Eren. 'Quake Akrt'in 5.5'in üzerindeki sarsmtılara duyarlı olduğunu söyledi. Kanada Büyükelçüıği'nce dün Kanadalı jeofizik ve deprem profesörlerinın de katıldığı depremi önceden haber veren teknolojinin ta- nıtıldığı basın toplantısı dü- zenlendi. Toplantıda konu- şan Prof. Dr. Sadri, cıhazın uyanyla kalmayıp elektronık olarak bazı sıstemleri kapat- tığını da ifade etti. Genel Dıstnbıtör EREN- SAN Grubu adına toplantıda konuşan Eren. evsel ürünle- rin, taşıyıcı kolona, özellik- le de yatak odalanna bağlan- ması gerektiğıni belirtti. Ko- caeli depremınin Kandilli Rasathanesi'nce 14 saniye önce belırlendığini. ancak topluma ıletme şanslannın olmadığını vurgulayan Eren, •Quakc Alert'ın 5.5'tenyük- sek sarsınülara duyarh oldu- ğunu söyledi. Eren, cıhazın 9 voltluk al- kalı pılle çalıştığmı, evin ze- mininin de cıhaza gelen dal- ganın şiddetini etkıledığıni açıkladı. Cihazm, tstanbul'da deprem riski taşıyan semtler- de deneme aşamasında oldu- ğunu belirten Eren, evsel ci- hazlann 295 dolar olduğunu söyledi. Patent Kanunu 4 Türk îlâcına patent verildi tstanbol Haber Servisi - Gün- deme geldiğınden bu yana yerli ilaç sana>iıni yok edeceği gerek- çesiyle tepkilere neden olan tlaç- ta Patent Kanunu kapsamında Türkiye'den 4 ilaç patent aldı. Haç Işverenler Sendikası tlmi KDV artışından üaçda etkilendi tstanbul Haber Servisi - Uaçta KDV yüzde J5'ten yüzde 17'ye yükseltildi. Is- ~ tanbul Eczacı Odası Baş- ' kanı Erkan Önsel, 13 Ara- lık'tan itibaren başlayacak olan uygulamanın zaten ı- laç alamayan yurttaşlan .- iyicezordurumasokacağı- nı vurguladı. Önsel, KDV'nin yüzde 1 'e indiril- mesini istedı. Sağhk alanmı da vergı kapsamı içine alan hükü- met, ilaçta KDV'nin yüzde 15'ten yüzde 17'yeçıkanl- masını kararlaştırdı. Kozmetik ürünlerinde de " yüzde 23'ten yüzde 25'e yükseltilen KDV oranmda- kı yeni uygulama 13 Ara- lık'ta başlayacak. Yeni uygulama ile ilgili olarak bir açıklama yapan t lstanbul Eczacı Odası Baş- kanı Erkan Önsel, sağhk hizmetinın, devletin yurtta- şına karşı birinci derece yü- kümlülüklerinden biri ol- duğuna dikkat çekerek bu vurdumduymazlığa 'dar' denmesini istedi. Kurul Üyesı Prof. Dr. Arif Esia patentın ilaç sanayımızde reka- betı sağlayacağını savundu. Pa- tent Kanunu'nun çıkmasından sonra ıse Türkiye'de yerlı-ya- bancı 442 ilaç patent aldı Türk ilaç sektöründe 3 ürünüy- le patent alan ük yerlı fırma olan Kurtsan llaçlan'nca dün düzen- lenen toplantıda, patent durumu tartışıldı. Prof. Dr. Esin, patent konusundaki çalışmalan yaptık- lan sırada yerlı ilaç sanayiinin kaybolacağı yönünde eleştiriler geldiğını anımsatarak "Ancak bugün bir Türk firması 3 patent akh" dedi. Patent Yasası'run Türk fırmalarmda rekabeti uyan- dıracağını ve araştıma gehştirme çalışmalannı destekleyeceğini vurgulayan Esin, "Yasa, 1 Ocak 1999'dan sonrald ilaçbın kapsı- }w. Bu nedenk tüketka etkienmi- yor. Hem bir ilacın araştırması için molekülü bulmanın malheti 200 milyon dolar. Bunlanıı ilaç hatini ahnası ve ruhsatiandınl- masma baktağnmzda beild yılda sadece 2-3 ilaç çıkar. Yani bu araş- tırmalar ciddi maliyetler ve za- man gerektiriyor'' dıye konuştu. lstanbul Ünıversitesı Eczacı- lık Mevzuatı ve Işletmecüiği Anabihm Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Araman, yerli ilaç sana- yiinin araştırma gelıştırmeye ye- terince kaynak ayırmadığına dik- kat çekerek "Umutsuz olmaya- um. Ama geç kaldığmuz bir ger- çek" dedi. Araman, temyızi ol- mayan patent suçlanm ve cezala- nm ise şöyle suâladı: u Yanhş ve yanılbcı bildirim; 2AA& mihar para cezasU-2 yıl paracezasL Tanman hakkm genişletilmesi: 4J&-8 mflyar para cezasL, 2-3 >il hapbcezasL Tecavüz; 4.8-8 miiy-ar para ce- zasj. 2,4 yıl bapis cezası, en az bir yıl tkaretten men ve iş>eri kapat- ma cezası." ÇNAEM Müdürü Yaşar Ozal (sokia) \t Teknik Koordi- natör Gfil Gdktepe (sağda) nükleer enerjinin gerekü oktuğuraı savundu. (Fotoğraf: HATİCE TÜNCER) 2 reaktör standartlara uymadığı için yıllardır çalışmıyor Nükleerbitikimyetersiz CEMULUTAŞ Akkuyu da dahil belirli bir program çerçevesinde 11 adet nükleer santral yapımına hazırla- nan 1. derecede deprem kuşağm- daki Türkiye'nin nükleerteknolo- ji birikiminin yetersiz düzeyde ol- duğu ortaya çıktı Ülkede eğitim ve araştırma amaçlı olarak eski teknolojıyle kurulu bulunan üç re- aktörün ıkısı, yeni behrlenen gü- venlik standartlanna uymadığı için yıllardır çalışmıyor. Nükleer santral işletmek bir yana, eğitim ve araştırma amacı bıleyerine ge- tirilemiyor. Türkiye Atom Enerjî- si Kurumu'na (TAEK) bağlı Çek- mece Nükleer Araştırma Merke- zi'ndekı ikinci reaktör de 1995*te deprem şartnamesine uymadığı için kapatılmıştı. 1960ta yapılan fızibilite çalış- malan sonunda nükleer enerji santralının Mersin-Akkuyu'da kurulmasına karar verildi. Altya- pısının inşasına başlamrken araş- tırma ve eğitim yapmak, Akku- yu'da kurulacak nükleersantralda çalışacak ıt/manlaryetiştirmek ve tıp, tanm ve endüstn için radyo- izotop üretmek amacıyla 27 Ma- yıs 1962'de İstanbul'da Çekmece Nükleer Araşürma Reaktörû (ÇNAEM) faalıyete geçırildi. Daha sonra TR-1 Nükleer Araşürma Reaktörü'nün gücünün yükseltılmesi ve modernize edil- mesı içın 19 Eylül 1977'de devre dışı bırakıldı. Yıne aynı merkez- de aynı binada ışınlama amaçlı 5 megavat gücünde TR-2 Nükleer Araştırma Reaktörû 10 Ocak 198 l'de devreye sokuldu ve 1985 yılında çıkanlan deprem şartna- mesine uymadığı içın 14 yıl çalış- tınldıktan sonra 1995'te TAEK tarafından durduruldu. 196l'de nükleer enerji konusunda yüksek hsans ve doktora eğıtımi yapöra- rak uzrnanlar yetiştirmek üzere İTÜ'de Nükleer Enerji Enstıtüsü (ÎTÜ-NEE) kuruldu ve bu enstı- tüde eğitim amaçlı kullanılan 250 kilovat gücünde TR1GA MARK- 11 Araştırma Reaktörû 11 Mart 1979'da servise sokuldu. ÇNAEM Müdürü Yaşar Özal bütün bu gelışmelerin aksine, Türkiye'nin nükleer enerji ve tek- noloji birikiminin yeterli olduğu- nu söyledi. Özal, fiatelli'deki rad- yasyon kazasında merkeze yönel- tilen eleştirileri kabul etmedi. Özal, reaktörü durdurma ne- denlerinden bırinin de 1990'h yıl- lardan itibaren eğitim ve araştır- ma talebınm olmaması olduğunu söyledi.Özal, "Eaminn atanda- ki kapbn yavrusu gB)i bir şey, ne zaman ne yapacağmı biemezst- BJZ" dediğı TR-2 reaktöriinü 198l'de kendi olanaklanyla dev- reye soktuklanm anlattı. ÇNAEM Teknik Koordinatörü Gâi Göktepe ıse aül olarak duran hidroelektrik potansiyeiin yüzde 70'inin aktif duruma getirilmesi ve kayba uğrayan yüzde 23'lük elektriğin geri kazarulması yaö- nmlanmn yapılmasının gerekli ol- duğunu, ancak enerji çeşitlılıği ve artan nüfusa bakılırsa nükleer enerjinin yine de zorunlu olduğu- nu söyledL Göktepe, nükleerener- jinin hidroelektrik santrallardan daha çevreci olduğunu savundu. Mesut Yılmaz 'Nükleer enerji zorıinlu' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-ANAP Genel Baş- kanı Mesut Ydmaz, son dö- nemde yaşanan elektnk ke- sintilerini M hayırh->îrarü" olarak değerlendinrken, nükleerenerjinin zorunlu ol- duğuna işaret ettı Yıhnaz, "30 yıkhr tartışıian nükleer enerji arük hayata geçirile- cekbr" dedi. Yıhnaz, TBMM Başkan- vekili Nejat Arseven ve ANAP Genel Başkan Yar- dimcısı AB Doğan ile Anka- ra Sanayi Odası 'nı (ASO) ziyaret etti. Köşe yazarlan- nın çok ağır sorunlan bulu- nan Türkiye'de çözümü bir "Kder meseksine'' ındırge- diğini savunan Yümaz şun- lan söyledi: "Bu tür soruniaruı çözü- mü adeta kurtanadan bek- Ieni>or. Türldye'nin bugün gekfiği noktada. sorunlann çözümü bir Idşiden, kurtan- adan beklenmemeti. herkes sorunlann çözümüne katkı- da bnlanmah. Türkiye, kişi- lerin yerine, kurumlann ağırhkra buhmduğu bir yö- netim şekline kavuşnuÜL Çağdaş demokraskk ldşiler önemU değU, kurtanalar söz konusu değiL Çağdaş de- mokraskk kurumlar, siste- mi çahşönr." Türkiye'nin "kısır taröş- malan geride bırakarak, enerjide dönya ortalamasını yakahmaa gprpkfigini" kay- deden Yıhnaz, "Bir iki haf- ta içinde nihai tercihkr yapı- lacak \e 30 yddır tartişuan nükleer enerji konusu arük hayata geciriİecektir'7 dedi. ASO Başkanı Zafer Çağ- layan, ek vergıyi eleştinrken, Türkiye'nin frekans tahsis- leri gibi başka kaynaklar da bulabileceğini kaydettı. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Laiklik ve Dinsizlik Laiklik sözcüğü, son dönemlerde yoğun bir biçim- de saptınlmaya başlanan bir sözcük. Önce (doğrudan karşı çıkmaya cesaret edemediklerinden) "laikçilik" diye bir kavram ortaya attılar. Şimdilerde de, laikliğin dinsizlik olarak da değerlendirilebileceğı konusunda görüşter geliştirilmeye çabalanryor. özellikle Mehmet Doğan'ın, kaleme aldığı Türkçe Sözlük'te, laikliğin bir anlamının da "dinsizlik" ve "din karşıtlığr olduğunu söylemesi, tartışmaları biranlam- da aleviendirdi. Fakat çok ilginç bir biçımde, günde en az beş kez "laik Cumhuriyet" nutku atan kimi s»- yasetçilerin ve "laik olduğunu" süreklı dıle getıren ki- mı yöneticilerin, "dinsızlıksuçlaması" karşısında tep- ki göstermemesini anlayabılmem mumkün değıl. Sayın Mehmet Doğan, İstanbul'da gündelik bir ga- zeteyeyazdığı "Türkiye'de Laikliğin Anlamı..." başlık- lı bir yazıyla, kendisine yönelen çok "cılız" ve "müte- vazı" eleştirileri, kendince yanrtladı. Bu yazı uzennde biraz durmak istiyorum. Fakat daha önce vurgulamak istediğim birkaç nokta var. Mehmet Doğan yazısının sonunda şöyle diyon "...Siz olsanız Türkiye'de veya Türkçede laikliği na- sıl tarif edersiniz? Resmi görüşe uyar, hakikati katletmek yolunu mu seçersiniz, yoksa hakikati zapta geçirmeyi mı tercih edersiniz?.." Zapta geçirilmek istenen hakikat de, bu yazann ve onun "referanslannın" düşüncelen. Aksinı dıle getirir- seniz; "resmı görüş"ü savunuyorsunuz ve "gerçeği katlediyorsunuz"... Bu da, boyle bir "demokrasi an- layışr\şle... Üzerinde durmak istediğim ikinci nokta, "ahbap ça- vuş referanslan" olacak. Gerçekten, Türk toplumsal bilimi alanında yıllardan beri gözledığimiz ilginç bir gelişim var. Birileri, "düşüncelerini" kaleme alıyor. Hak- kıdır, kaleme alır. Fakat daha sonra bir başkası. o dü- şünceleri "referans alarak" görüşünü dile getiriyor. Daha sonra bir başkası, bu iki düşünceyi referans alı- yor. Daha sonra bir başkası... Ve bunlar "dipnotlu" dü- şüncelerdile getirmiş olduklan için, "bilimserduyor- lar. Oysakı "Ha Velı'yle Ali, ha Ali'yle Ve//..." • • • Sayın Doğan'ın diğer referanslar yanında, konuyla ilgili iki temel referansı var. Bunlardan bın 1994 yılın- da İstanbul'da Fransız Kultür Merkezi'nde yapılan, "Avrupa'da Etık, Din ve Laiklik" başlıklı panelde Şe- rif Mardin, Mouhammed Arkoun ve Oliver Abel'ın tebliğleri ve karşılıklı sorulan sorulardan oluşan çevi- ri bir kitap. öbiırü de Süleyman Hayri Bolay ve Müm- tazer Türköne tarafından kaleme alınan, "Türkiye'de Din Eğitimi Raporu" (Ankara 1995) başlıklı kitap. Ay- nca bunlann dışında, Hikmet Özdemir, Ahmet Ka- baklı, Thomas Michael vb. gıbi yazarlann, "kendian- layışına uyan" tanımlannı da, referans olarak takdim ediyor. Bu düşüncelerin doğruluğu nereden belli?... Örneğin Bolay ve Türköne şöyle yazıyoriar (s.23): "Laisizm dinsizliği içehr, ancak dinsızlıkten öte biran- lamı vardır. Bir dinsiz, kendisi herhangi bir dıne inan- mamakla beraber inananlara saygı gösterebılir, ama bir laikçi aynı zamanda dinsizliği topluma dayatmaya kalkan kişidir." Aynı yazariar şöyle devam ediyor: "...Laisizm laik- liği bir gayretin ötesinde bir ideoloji olarak görmek- tedir. Bir fert veya bir siyasal parti, siyasi kimliğini •la- ik' olarak nitelemeye başladığı andan itibaren, laikli- ği bir özgürleştirme aracı olmaktan çıkartıp bir siya- sal amaç haline getirdiği zaman, laikliğin bulanık su- lanna girmiş, laikçiliğı şiaredinmış demektir".(s.25) Aynı konuda Hikmet Özdemır'ın de bir incisi var "...Ne biçim 'laiklik'f/r kı kendi dinıne ve o dinin kut- sal saydığı şeylere düşman, ötekı dinlere ve onlann kutsallanna saygılıdır..." Ahmet Kabaklı'dan da ilginç bir alıntılan var: "...Tek parti diktatörlen, Atatürk'un ölümunden sonra komü- nist- sosyalist-solcu görüş sahiplerinin bu konuda 'yandaşlığını' da kazanmışlardır. Böylece laiklik apa- çık din düşmanlığı aleti olmuştur... Laiklik, dındariık, dinsizlik kavramlan adeta kasten ve ayırt edilemeye- cek biçimde birbirine kanştınlmıştır..." Türkiye'de, "siyasalIslam'ın" güçlenmekte olduğu bir dönemde dile getirilen ve kaleme alınan bu görüş- lerin; Mehmet Doğan'ın, laikliği dinsizlik olarak da ta- nımlamasının referanslan olduğunu ılgıyle gözlüyo- ruz. Bugün farklı bir şeyler dile getiren kimi yazarlann, o günlerde dile getirdiklerinı okumak daha da ilginç. Ama bu yazıdaki amacım bu insanlan "teşhir etmek" değil. Işin daha da ilginç yanı, laikliği dinsizlik olarak gö- ren yazariann bir bölümünün, devletin memuru olma- sı Yani kendilerince "dinsiz" ve hatta "din düşmanı* bir devletin göreviisi olmalan... Ne diyelim? Diyecek pek bir şey de bulamıyorum. Galiba en iyisi, laikliği bir kez daha tanımlamak ve bu yazıyi noktalamak. "Laiklik, bir toplumda yönetenlerin, yetkilerini' din dışı bir kaynaktan almalan ve yönetim ilkelerini belir- lerken kutsal referanslara değil, insan aklı ve gûnüh gereksinimlerine başvurmalandır." CHP'li Fikri Sağlar 'Hükümedn amacı rantpaylaşımı' °' ÖZCANÖZGÜR MUĞLA - CHP Parti Meclısı Üyesı Flkri Sağ- lar, nükleer santral kurul- masındakı asıl amacın enerji açığım kapatmak değil, üç fırmaya 5 milyon dolar kazandırmak oldu- ğunu savundu. Sağlar. Enerji Bakam'mn "enerji açığı var" açıklamalarına kârşın, DPT'nin *>t)k'< de- adiğini vurgulayarak "Bu yüzden DPT müsteşannı görevden akhlar" dedi. Sağlar, Muğla'da örgüt- leri ziyareü sırasında Ak- kuyu nükleer santralı ile il- gili bir soruyu yanıtlarken nükleer santrala karşı ol- duklannı açıkladı. AB'nın nükleer enerjiye karşı çık- tığmı anımsatan Sağlar. Kanada'da 8 santrahn ka- pandığına, ABD'nin ka- patma hazırlığında oldu- ğuna, Avusturya'nın daha yeni yapüğı santralı çalışı- tırmaktan vazgeçtiğme dikkat çekerek "Ginneye çauşüğımız AB. nükleer enerji temiz değildir dh or. Biz ise ısrarfayız. Bu tsrar 008X600-" diye konuştu. Nükleer santral ihalesi^ ne girecek konsorsiyum- lann Türkiye "deki üç orta- ğından ikısinın Bayındır Holding ve ENKA oldu- ğuna dikkat çeken Sağlar, "Şimdi sonm, bu yaünm- dan doğacak 5 miKar do- larhk ranti kûn alacak, khn paylaşacak sonınu. Mesut Yılmaz'm arkada- şı mı. yoksa afle fotoğrafi- na girenler mi alacak?" dedı Sağlar, sözlerinı şöyle sürdürdü: "Nükîeer teknotojiyi ya- ratan firnıalar. geri kalmış ülkeler an>or. iki günlük enerji kesintisi ile bize nük- leere mecburuz mesajı ver- diler. Santralı bugün kur- maya başlasalar 8 yıkla enerji üretebilir. 8 yıl ener- ji kesinnsi mi olacak? Bir ülkeyi yönetenlerin bu ka- dar yaiancı olabileceğjni kabul edemivorum."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear