Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
9 /VRALIK 1999 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA.
17
Yelekler
sandıkta
Şehir Hatlan
ışletmesi, Istanbul'un
iki yakası arasında
çalışan bazı yolcu
vapurlannda yeni bir
düzenleme yaptı.
Başüstü ve kıçüstü
güvertelerinde
yolcular için tavanda
duran can yelekleri
sandığa girdi. Sandık,
en az onbeş kişinin
için© girebileceği
büyüklükte, boş
iken içine biri
düşse bir
tarafını kıracak
boyutta. Bilindiği gibi
gemilerde can
yelekleri, genellikle bir
tehlike halinde gemiyi
terkederken kullanılır
ve o sırada insanlar
genellikle panik
halinde olur... Şimdi
bir panik ortamı
düşünün... İnsanlar
tavandaki rafa uzanıp
can yeleğini
alabilecekken herkes
sandığın başına
üşüşüyor. Buyrun size
yeni bir panik! Ama
panik bu kadarla
bitmiyor çünkü Şehir
Hatlan Işletmesi'nin
sandığa koyduğu can
yeleklerini giy
giyebilirsen...
Çünkü sandıklar kilttJi!
Yolcular can havliyie
kiiidi kırdı diyelim, bu
kez de kapağı aç
açabilirsen...
Çünkü sandık
kapağının boyu
tavandan yüksek!
Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97Elektronik posta: som@posta.cumhunyetcom.tr
- Mahkûmlar,
cezaevi yakmış...
"Adalet Bakanhğı rtfarve
teskilatına baâlanmalı!"
B
akû-Ceyhan Petrol Boru Hattı anlaşması-
nı, AGİT toplantısı için Istanbul'a gelen Bill
Clinton'ın tanıklığında ve büyük bir tören-
le imzaladık; rahatladık... Dünyalar bizim ol-
du, kazanacağımız paranın hesabıyla şimdiden kö-
şeyi bile döndük...
Jeoloji, petrol ve maden mühendisi Tufan Erdo-
ğan ise, Sibirya'dan Azerbaycan'a dek eski Sovyet-
ler'in petrol ve gaz sahalan üzerinde çalışmış bir uz-
man olarak farklı bir hesap yapıyon
"Boru hattının 2004 yılında faaliyete geçmesi ön-
görülüyor. Hat açıldığında yılda 100 milyon dolar ka-
zancımız olacağı ve masrafımızın 20-30 yılda geri
döneceği söyleniyor. Ancak küçük bir problem var.
Içınden günde 1 milyon varil petrol geçmezse bo-
ru hattı bir işe yaramıyor. Azerbeycan Uluslararası
Işletme Şirketi AlOC'nin yaptığı planlamaya göre
2004 yılında günlük üretim 350 bin varil olacak. Bu-
nun 100 bin varili Novorosisk hattına, 100 bin vari-
li Supsa hattına gidecek. Kalan 150 bin varilin yak-
Boru
laşık 100 bin varili de iç tüketime verilecek. 1 mil-
yon varillik boru hattına kalacak 50 bin varil...
O tarihte Clinton da iktidarda olmayacağına gö-
re ne yapacağız?
Boruya Kazak petrolü verelim!
Kazakistan, kendi tüketimi çıktıktan sonra dışsa-
tıma günde 258 bin varil ayırabiliyor. Bunun önem-
li bir kısmını da Amerikan şirketi Chevron, Tengiz sa-
hasında üretiyor. Chevron'un teknolojisi ve parası
ile üretim rahatlıkla 1 milyon varilin üzerine çıkarıla-
bilir. Ama Chevron, Rusya ile Hazar Boru Hattı Kon-
sorsiyumu CPC'si kurdu. Plana göre hat 2001 yılın-
da bittiğinde petrol Novorosisk'e taşınacak.
Diğer yandan Çin Halk Cumhuriyeti, Chevron'un
Tengiz sahasının çok yakınındaki Uzen sahasına or-
tak oldu. Anlaşma, bu bölgeden Çin'e uzanacak 3
bin kilometrelik bir boru hattı yapımını kapsıyor. Hat-
tın 2007'de bitmesi ve kapasitesinin günde en az 1
milyon varil olması planlanıyor. Çin aynca Aktübe böl-
gesi petrolüne de ortak oldu ve yeni bir gaz ve pet-
rol boru hattı için Kazakistan'la görüşmelerini sür-
dürüyor.
Fransızlar'ın başını çektiği bir ortaklık da Kazakis-
tan-lran arasında günde 900 bin varillik bir boru
hattının yapımını üstleniyor.
Bu borulann tümünün kapasitesi Kazak petrolü-
nün günümüzde dışsatıma ayırdığı üretimin 14 ka-
tına vanyor. Bizim hatta yine petrol kalmıyor.
Bakû-Ceyhan'ın toplam maliyeti 2.7-3.8 milyar
dolar arasında varsayılıyor. Türkiye'deki bölümün ma-
liyeti ise 1.4 milyar. Bu rakam aşılırsa üstünü Türki-
ye karşılayacak. Ve bizim inşaat firmalan şimdiden
'vatan için' kollan sıvadı." \
Sonuçta ortada petrol olmasa da boruyu döşe-
yen parayı götürecek... Umanz birgün borudan ge-
çecek yeterii petrolü de bulurlar!
önce bir soru:
Iran Islam Cumhuriyeti, Türkiye
Cumhuriyeti'nin topraklannın bir
kısmını işgal etse ne olur?
Sorunun en kestirme yanıtı:
Savaş oluri
Şimdi başka bir soru:
Büyükelçilikler, konsolosluklar o
ülkenin toprağı mı sayılıyor?
Yanıt ı w . . . . .
ıraıt, topragımızı ışgal ettı!Evet!
ömeğin Şam'da Fransız
Büyükelçiliği'ne sığınan biri
Fransa'da sayılıyor. Suriye'nin
yasalan Fransız büyükelçiliğinin
sgfa smtrtan içinde geçmiyor.
( **w) Fakat, Fransa'ya sığınmış
j=\ sayılan kişi, Şam'daki
-
1
L büyükelçiliğin kapısından
dışan adımını atamıyor.
Çünkü kapının dışında bu kez de
Franscz yasalan geçerti olmuyori
Peki, Istanbul'daki Iran Islam
Cumhuriyeti Başkonsolosluğu,
bahçesinde başlattığı inşaat
bahanesiyle kendi sının olan
bahçe duvannı kaldınp, bir tahta
perde ile caddenin yaya
kaldınmını nasıl işgal edebiliyor?
Iranlılar, Türkiye Cumhuriyeti'nin
toprağını
hem de
dağ
başında değil en büyük kentinin
göbeğinde işgal etme cesaretini
kendilerinde nasıl buluyor?
Sahipsiz Istanbul hep arazi
mafyası tarafından işgal edilecek
değil ya...
Artık yabancılar bile kendilerinde
işgal hakkı görüyor!
Bu işgalın işbiriikçisi de ne yazık ki
belediye oluyori
Vakıflar'm hafta'sı kuflu olsun!
17. Vakrf Haftası kutlantyor. Kutla-
malar 6 Aralık'ta başladı, 12 Aralık'ta
bitiyor. Bu arada Ramazan'agirildi; Va-
krflarGenel Müdüriüğü'nün hazırtadı-
ğı programa bakıyorsunuz etkinlikle-
rin arasına "öğle yemeği" arası kon-
muş.
Kâğıt üzerinde devletin laiklik ilke-
sine uyulmuş...
Vakıflar"a bakan Devlet Bakanı Yük-
sel Yalova'nın "çağdaşlaşma" atılımı-
na uygun bir program gibi...
Ama programın satır aralarına bak-
tığınızda Dr. Gülsen Ataseven'in se-
minerini görüyorsunuz.
Gülsen Ataseven, kadın doğum uz-
manı bir doktor ve türbanlı bir ha-
nım... Kızlarımızın başörtüsünü birif-
tjharvesilesi olarak gören birhanım...
Üstelik askeri öğrenci iken türbana
bürünüp Türk Silahlı Kuvvetleri'yle ili-
şiği kesilmiş bir hanım...
Türbanlı doktor hanımın eşi Prof.
Dr. Asaf Ataseven de kutlama prog-
ramının konferansçılanndan bir bey...
Asaf Ataseven, Vakıf Gureba Has-
tanesi'nin eski başhekimi... Hastane-
de 1988-1991 arasında kendince epey
yol alan biryönetici... Hastanede aç-
tığı hemşire okulunda türbanlı kadro-
lar yetiştirmekle ünlenen ve Gu-
reba'da şeriatçıların cirit attığı
bir üniversite kurmaya niyetle-/
nen girişimci... Hastanedeki ge-^
rici kadrolaşmalar ayyuka çıktı-
ğı için Süteyman Demirel siyasete dö-
nüp yeniden başbakan olduğu
1991 'de görevinden aldığı bir başhe-
kim...
Ve 1999'da parasızlıktan hasta zi-
yaretçilerinden bile para alan Vakıflar,
aynı kadrolaria kutlamada!
Şehir plancıları dava açmıştı
Dolapdere-Piyalepaşa
planları iptal edildi
İstanbul Haber Servisi - Şehir
Plancılan Odası Istanbul
Şubesi tarafından açılan dava
sonucu Dolapdere-Piyalepaşa
planları iptal edildi. Şehir
Plancılan Odası Istanbul Şube
YöfletirrrKurulu adına AH Rıza
Nnrhan tarafından yapılan
açıklamada. 12 Ocak 1998 ve
16 Ocak 1998 tanhlerinde
yürürlüğe gıren Beyoğlu
Belediyesi ve Istanbul
Büyükşehir Belediyesi'nce
hazırlanan 1/1000 ölçekli
uygulama imar pianlan ve
1/5000 ölçekli nâzım imar
planlannın, kamu yararına ve
şehircilık ilkelerine aykın
olduğu gerekçesiyle Istanbul 5.
ldare Mahkemesı'nde dava
açtıklan, 26 Temmuz 1999
tarihinde yürütmenin
durdurulmasına karar verildiği
anımsatıldı. Açddamada,
mahkemenin 1999/1310 sayılı
karanna özetle şöyle yer
verildı:
"1/5000 ölçekli nâzım imar
pianlan ile ilgili olarak nâzım
planın 'kentsel doku dıkkate
ahnmaksızın yapıldığı ve
pJaölama hiyerarşisıne aykın
olduğu anlaşılarak şehircilik
ilkeleri, planlama esaslan ve
kamu yaran ve hukuka uyarlık
bulunmadığr tespit edilmiştir.
1/1000 ölçekli uygulama imar
planı ile ilgili olarak 'imar
planının büyükşehir belediye
meclısı karan ve büyükşehir
belediye başkan onayı ile
tadılen değıştırilemeyeceği'
gerekçesiyle 'kanuna
uyarlığının olmadığf karanna
vanlmıştır. Yukarıda
sıralanan gerekçelerle 1/1000
uygulama imar planı ve
1/5000 ölçekli nâzım imar
planının iptaline karar
verilmiştir."
Mimarlardan belediyeye uyarı
'Hipermarket trafik
yükünü ağırlaştırır'
İstanbul Haber Servisi - Şehir
Plancılan Odası; Beşıktaş
Belediyesi'nin, Nüzhetiye
Caddesi ile Ihlamurdere
Caddesi arasında hipermarket
ınşaatı yapmaya hazırlandığını;
beledıyenın bu girişiminin
bölgede trafik yükünü daha da
ağırlaştıracağını belirterek bu
girişimden vazgeçmesini istedi.
Mimarlar Odası da böylesı bir
tesisin Beşiktaş'a yeni bir darbe
daha indireceğini vurguladı.
Şehrr Plancılan Odası Istanbul
Şubesi adına şube sekreten Ali
Rıza Nurhan tarafından
yapılan açıklamada, Beşiktaş
Belediyesi'nin bu ıki işlek
cadde arasında kalan belediye
arsası üzerinde hipermarket
ınşaatı yapmak için Kültür ve
Tabiat Varlıklannı Koruma
Kurulu'na (KTKK) başvurup
zemin altı otopark, üst katlan
hipermarket ve nıkâh salonu
olan bir projeyi onaylatarak kent
topraklannın rant aracı olarak
kullanılması ve tüketihnesine
katkı koymaya hazırlandığı
\ıırgulandı. Açıklamada, bu
girişimın bölgedeki tüm ulaşım
arterlerüıi tıkayacağına dikkat
çekildi ve "Küitlenen trafiğin
yaratacağı gürültü ve bava
kirliliği, alanın vadi tabanı
olması nedeniyle artacak ve
alanın hava akımlanna kapalı
olması nedeniyle insan
sağlığını tehdit edecektir"
denildi. Açıklamada söz konusu
alanın tamamınınjeolojik
açıdan "sakıncalı alan"
statüsünde olduğuna dikkat
çekildi. Bölgede boş alan
gerektiği, aynca deprem
tehlikesi nedeniyle açık alanlara
ihtiyaç olduğu ifade edilerek
alanın açık ve yeşil alan olarak
kullanılması istendi. Mimarlar
Odası yetküileri de. Beşiktaş ve
özellıkle de Ihlamurdere
vadisınin taşıma kapasitesinin
çok üzerinde yoğunlukla
yüklenmiş dunımda olduğunu
arumsatarak "Bu nedenle
zeminln jeolojik durumu
mfisait olsa bile kentin nefes
alabilmesi ve trafik akışının
daha fazla engellenmemesi
için bu tür yüksek nüfus ve
yoğunluk çekecek bir tesis,
Beşiktaş'a indirilmiş yeni bir
darbe olacaktır" dediler.
Yetkililer, Beşiktaş'ta
Istanbul'un en köklü ve en
zengin geleneksel çarşı
merkezlerinden binnm
bulunduğuna dikkat çekerek
buraya bu- hipermarket
yapmarun Beşiktaş Çarşısı'na
saygısızlık olacağıru
vurguladılar.
HAYVANLAR ISMAIL GÜLGEÇ
l/lk
KİM KtME DUM DUMA BEHIÇAK behhak@turk.net
ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI
HARBI SEMİH POROY
/ \ /\ A
\/i \A\A\
\/
A ' yv
c
A / \
TARÎHTE BUGÜN MVMTAZARIKAN 9Arahk
D£VL£T OTUR/TESINE KARSi'/.
f89S'TE BUGÜN, AMA&ŞtST I/AtU-AMrCyAYYAN*), F&\N-
S(Z PA&LAAAENTO 8İNASINA 8OMSA A7MIŞTI f. OEV-
L£T CTX>RlT£S(fJ( f*£DOEPEM BİR DÜŞÜNCE KUHAMI
VE POLJrİK AtCtM OLAM AfiMfZŞİZM, İ9- yÖZylLOA
oGr?»A çiKMiçrrR. AK/HA, SiecvcJ ve TDPLUMCU
piY£ İtCİ AMA TtİROe £L£ At-tNMAf£7?4DtR. *HÛKÛ-
iAeTt-£& TAfJISlMIN KJRBAClDlR. * DIYGN ÜAJLÛ FGAN-
s<z PûçüA/ejeü psee/ZB P&OUDHOH ryeog-iSĞS'),
ÇAĞPAf AUAKŞlZMIH TEMeU^&M A?7*N ICtŞİ KA -
BUL eOİL-EBİLİfZ. OHUM er&L£AJDİĞr &U3ZOF İSE, IfU-
GİLİZ. ' £ ) iL £ & 8 Ç , N T C
fAASI İÇİfJ Şi&D£Ti OMA YLAMAKTAM Ç£>£İNK>1EMEK-
TEYOİ-. Solda, Fransız Pctriane»te>su'ndiakı paNamadam
Sonra, kafkatn, üye/en sakjnleçi-irtueye çafıfrHsnt şönMjor
DÜZ ÇİZGI
ÜMİT ZİLELİ
TeröMe MuhabbetL.
Tarih 25 Eylül 1999.. Yer, Ankara Merkez Kapalı -
Cezaevi..
Güvenlik güçleri sabaha karşı sol görüşlü tutuk-
lu ve hükümlülerın kaldığı 4. Koğuşa operasyon dü-
zenledi. Bomba ve silahlann kullanıldığı bilanço deh-
şet vericiydi:
- 10ölü, 26yaralı..
Tarih 5 Aralık 1999.. Yer, Istanbul Metris Cezaevi..;
Güvenlik güçleri sabah saatlerinde İBDA-C isinv^
li şeriatçı terör örgütü elebaşlan ve militanlannın bu-
lunduğu B-2 koğuşunda arama yapmak istedi. "Si? ]
lahtan anndınlmış" şekilde koğuşa giren jandarma,
şeriatçı militanlann bıçaklı, kasaturalı, palalı ve kimf;
iddialara göre silahlı, bombalı saldınsına uğradı. 67 '
terörist 50'yi aşkın askeri yaraladı, 150 askeri ise sa*;
atlerce rehin tuttu. Yedi saatten fazla süren olayın
sonucu da dehşet vericiydi:
- İBDA-C bütün isteklerini kabul ettirmişti!..
Devlet aynı devlet, bakanlık aynı bakanlık, ceza--
evlerıni yöneten aynı genel müdürtük, yalnızca me-
kânlarfarklı.. Öyleyse iki olayda böylesinetaban ta-'
bana zıt tutum ve sonuç nasıl olabilir sorusunun ya-
nıtı da Tüm Yargı- Sen Genel Başkanı Tekin YıkJız
tarafından verildi:
- İBDA-C yerine, isyanı çıkaran sol örgütler olsay- •
dı çok ölü olurdu!..
Tıksindirici değil mi?.. ^
• • • ; ;; j
Yaşamsal soru şu:
- İBDA-C'ye bu derin muhabbet nereden kay- '
naklanıyor?!..
Yaklaşık 3 ay önce, 10 Eylül 1999'da aynı terö-
ristler, aynı cezaevinde yıne isyan çıkartmışlar, ce-
zaevi müdürünü, gardiyanlan rehin almışlar, ortab-
ğı yakıp yıkmışlardı. O olay da "hoşgörü" sınırîan da-
hilinde sümen altı edildi. Teröristlerin bundan önce-
ki üç ayn isyan girişimini ise saymıyoruz bile!..
Yine altı ay kadar önce Metris Cezaevi Ikinci Mü-
dürü Mehmet Yağmurfu şeriatçı militanlara silah ve-
rirken yakalandı. Elazığ'a sürgün edildi. Herhalde git-
tiği yerde melanetlerini sürdürsün diye!.. Başka her-
hangi bir işlem yapıldı mı?.. Bilinmiyor!..
Metris Cezaevi'nin İBDA- C'li teröristler için ce-
zaevi değil, adeta karargâh olduğu, burada bomba
bile imaledıldiğı defalarca yazıldı. Sonuç?.. Son is-
yandan sonra öğrendik ki; bu koğuşlarda hiç ara-
ma yapılmamış!.
İBDA-C'nin lideri Salih Izzet Erdiş (Mirzabeyoğ-
lu), idam cezasıyla yargılandığı DGM'de görulen 4
duruşmanın hiçbirisinegitmedi, götürülemedi!.. Hem
de DGM Savcılığı'nın defalarca resmi yazıyla baş-
vurusuna karşın..
Istihbarat birimlerinin "çok gizli" ibaresiyle Ada-
let ve Içişleri Bakanlıklanna, "Metris Cezaevi İBDA-
C'nin idare merkezine dönüşmüştür" yolunda rapor
verdiği de ortaya çıktı. Hiç olmazsa bu rapor üzeri-
ne herhangi bir girişimde bulunuldu mu? Tabii ki ha-
yır!..
Yukanda sıraladığımız maddeler ışığında soruyu
bir kez de Adalet Bakanımız Hikmet Sami Türk'e
soralım:
- Bu terör örgütü böylesine açıkça nasıl ve kim-
ler tarafından kollanmaktadır?.
- Karargâh haline getirilmiş bir cezaevi devlet açı-
sından utanç verici değil midir?.
- Siz ne yapmayı düşünüyorsunuz?
•••
Düşünüyorum da; galiba soruyu yanlış sorduk!.
Aslında şöyle olmalıydı; içeride ve dışanda kim,
İBDA-C'nin üzerine titriyor!..
Baksanıza; adamlar Internette hangi eylemleri
gerçekleştirdiklerini, nereleribombaladıklannı, han-
gi cinayeti nasıl işlediklerinı açık açık anlatıyorlar.
Teröüe mücadele birimlerinde çalışanlann isim ve
eşkallerini bir bir sıralıyor, açıkça hedef gösteriyor-
lar.
Yıne aynı Internet sayfasında, bomba yapımında,
suikast tekniklerine dek her konuda eğitim veriyor-
lar.
Başta Mustafa Kemal olmak üzere, Türkiye Cum-
huriyeti'ne akıl almaz hakaret ve yalanlarla saldın-
yorlar. Her allahın günü cumhuriyeti nasıl yıkacak-
lannı anlatıyoriar.
İBDA-C bu gücü kimden, hangi kaynaktan alıyor?.
Acaba, "bu terör örgütü yıllardırbirileri tarafından kul-
lanıldı. Sonra kontrolden çıktı. Ama hâlâ devlet için-
de yuvalanan bazı mihraklaria ilişki içinde" diyenler
haklı mı?!.
- Ne dersiniz?!..
Bir saptamayla bitirelim; sevgili Hikmet Çetinka-
ya'nın belki binlerce kez vurguladığı gibi, "terörün \
sağcısı solcusu, dincisi dinsizi olmaz. Terör bir in- ,
sanlık suçudur."
Bir ekleme de biz yapalım; besleyip büyüttüğü-.,
nüz, koruyup kolladığınız terör, bir gün gelir sizi de
vurur. Hem de en acımasız şeklide.
- Tarih, bu gerçeğin binlerce örneği ile dolu!..
Email:zileli@garanti. net.tr
Faks ve mesaj: (0212) 287 42 41.
iırf
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4 5 6 7 8SOLDAN SAĞA:
1/ Almanya'da
Münih kenti ya-
kınlanndaki ün-
lü Nazi toplama
kampı. Bafış- 3
lama. 2/ Bir gı-
da maddesi...
Yurdumuzun
batıdakı en uç
noktası olan bu-
run. 3/ Bir şeyi J
istenilen dunım-
da tutmak \e °
oturtmak için g
kullanılan takoz
gibi şeyler. . "Oğuz —
": Karikatür sanatçımız.
4/ Büyük kardeş, ağa-
bey... Kaz Dağı'nuı an-
tık dönemlerdeki adı. 5/ 3
Muğla'nın Ortaca ilçesı- 4
nin Dalyan beldesınde,
deniz kaplumbağalan-
nın jTimurtlama alanı "
olan kumsal... Hayat ar-
kadaşı. 6/ Matem... Va- g
nhnak istenen bir ama- „
ca doğru geçilmesi ge-
rekli dönemlerden her biri. 7/ Divan şurinın ölçüsü... Et-
men. 8/ Anfaller'de bir ada-devlet. 9/ Bir mal ya da para-
nın emek venlmeden sağladığı gelir... Meyve kurusu.
YUKAR1DAN AŞAĞIYA:
1/ Otomobilde motor ile vites kutusunu birbirine bağla-
yıp ayıran düzen. 2/ Tanntanımaz... Ziyan. 3/ tnce kabuk-
İu ve çekirdeksiz bir mandalina cinsi. 4/ On yedi hecelik
üç dizeden oluşan Japon şıin... Sanı. 5/ Tuzağa düşürü-
len şey.. Üye... Terbiyesiz kımse. 6/ Muğla"nın bir ılçe-
si.. Erkek hizmetçı. 7/ Nazilerin polıtikasında Germen
ırkından kimselere yakıştırılan ad... Maksat. 8/ Yükse-
kokul. 9/ Etyopya'da yaşayan siyah derili Yahudiler.