17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 3ARALIK1999CUMA 14 KULTUR [email protected] Figen Aydıntaşbaş'ın sergisi, manzara resminin Türkiye'deki geçmişine bir sunu niteliğinde Yerel resim tarihine bîr bakış ESRA ALİÇAVUŞOĞLU FigenAydmtaşbaş' ın 'lçtemasVdan Nesne! Betimlemeye' başlıklı sergısi, 11 Aralık tanhıne dek Urart Sanat Ga- lerisi'nde... Figen Aydıntaşbaş bu ser- giyı manzara resmınin Türkiye'deki geçmişine bir sunu olarak nitelendi- riyor. Sanatçının sahaflarda dolaşuken bulduğu bir fotoğraflan yola çıkarak oluşturduğu bu sergi, 20. yüzyılın baş- lanndan sonuna kadar geçen süre için- de ressam-resım-doğa-fotoğraf iliş- kisini irdelemeye yönelik olarak tanım- lanabılir. tkı ressamı, doğa karşısında resim yaparken gösteren bu fotoğrafin 'bd- ge' yanı ağır basıyor. Büyük olasıhk- la 1914 kuşağının izlenimci sanatçı- lanndan olan bu iki ressam, neyi res- mettıklen görülmeyen bır manzara içinde tuvalleri ve boyalanyla tam 'iş üstündeyken' göstenliyor. Yiyecek ve içeceklen, şemsiye, bir kutu konser- ve ve elbette resim yapmak ıçin gere- ken ne varsa hepsi bir arada bu fotoğ- rafta... Bu iki ressam, arkalannda bel- li belirsız seçilebilen yıkıntı ve ağaç- larla asluıda tam da manzara resmi- run kendısi oluyorlar. Figen Aydıntaşbaş yıllardır sanat tarihçilerinin üzerinde kafa yorduğu; "İzleyki hangi görüntûnün resmini gönnekister" sorunsalına bır anlam- da sanatçı kimliğiyle katkıda bulunu- yor. Günûmûzde artık her ne kadar •demode' bir resim türü olarak adlan- dınlsa da manzaranın izleyeni ve ah- cısı hıç tükenmiyor. Sergi, bu anlam- da gelenekselle modem olanı karşı karşıya getinyor denilebilır. Figen Aydıntaşbaş sergide, bu fotoğrafı tıp- kı bir doktor titizliğiyle aynntüara bö- lerek, her birini resimsel düzlemde tekrar ele alıyor. tki ressamm hazır tuvali, günümüze 'laptop' olarak uy- gulanıyor örneğin... Aydıntaşbaş, Batı resmı ile tanışık- lıktan sonra, doğa karşısında gelenek- sel içten bakışın (iç temaşanın) terk edı- lerek yerine gelen nesnel betimleme anlayışını benimseyen ressamın tuval önündekı duruşunun resmi olarak ta- mmlıyorbu sergiyi. Fotoğraf, fotoko- pi, tuval ve kâğıt üzerine çalışmala- nn yer aldığı sergi, bugünden yerel re- sim tarihine doğru bır bakış. Göndermeterde bulunuy or Hazır nesne üzerinde çalışmaktan keyifalan Aydıntaşbaş, fotoğrafla iliş- kisini şöyle açıkhyor: "Fotoğrafin ken- disizaten nesne olarak yeterincecazip- tL Onun yolundan giderek bir çeşit jimnastik yapmayı amaçladım. Bir tfir çeşiüemeter diyebfliriz. Serginin gû- nümüzün resim tarüşmalaruıada gön- dermeyapmasını istedim. Kııllandığım araç eski bir fotoğraf olsa da bu tar- bşına bugûne sutbir şey.Ama befld bir • " Fotoğrafin yolundan giderek bir tür çeşitlemeler yaptım. Serginin günümüzün resim tartışmalanna da gönderme yapmasını i, istedim. Kııllandığım araç eski bir fotoğraf olsa da bu tartışma bugüne ait. Ama belki bir anlamda manzara ressamlığına bir selam çakmak istedim." anlamda manzara ressamhğmabirse- lam çakrnak..." Sanatçı bu sergiyle, çağdaş bİT man- zara ressamı olarak karşımıza çıkar- ken, fotoğraftaki ressamlarla arasm- daki farkı da vurguluyor resimleriy- le. "Manzara günümüzdeaşmınışbir resim türü olarak adlandınhyor. Bu- rada resim türü kadar ressam da söz konusu. O günden bu güne değişenle değişmeyeııi bir arada göstermeye ça- hşom. Kullandığım şeffaf kâğıt veya boy resimdeki konuya simgesel bir yakla- şun getiriyor. Bunu bir örtüşme olarak düşünebfliriz. r Figen Aydıntaşbaş, Türkiye'de Ba- tılı anlamda ortaya çıkan resmin se- rüvenine de göndermelerde bulunuyor bazı resimlerinde. Türk resim sanatı- mn manzarayla, daha doğnısu fotoğ- raflan manzara yapmayla başlayan sü- recini resimlerin üzenne giydirdiği şeffaf Türk ressam kronolojıleriyle gösteriyor. Bu anlamda fotoğraftan yola çıkılıp fotoğraf ressamlığına da selam göndermeyi ihmal etmiyor. Arnold Wesker> konuk değil bizden biri • Türkiye'ye birçok kez söyleşiler yapmak, seminerler yönetmek için gelen Wesker, bu kez kendi tiyatrosu üstüne * konuştu. Otobiyografisindeki annesiyle ilgili bölümü okurken yüreklerimizi titretti. Son oyunundaki traji-komik bölümler, profesyonel oyunculan geride bırakan bir ustalıkla sunuldu. SEVGİ SANLI 1959-1960 tiyatro sezonu Londra'da yeni yetenekleri tanıtan unurulmaz bır şölendi. Yüdız ve Müşfik Kenter'le çeşitlı tıyatrolarda karşılaştık. Birçok oyunu bırlikte izledik. Joan LitrJewoodun keşfettiğı genç ışçı kız Sheiagh Delaney den "A Taste of Honey", Amerikalı kadın yazar Lorraine Hansbem den "A Raisüı in the Sun* ve Arnold Wesker"den "Roots" (Kökler). Delaney parlak başansını sürdüremedı. Genç, yetenekli ve siyah olmanın güçlüklenni düe getiren Hansberry otuz dört yaşmda kansere yenik düştü. Ama bizım Wesker, rahatlıkla bızim diyebileceğimız kadar ülkemıze yakınhk gösteren Wesker, dünyaca tanınan, yapıtlan dünyamn dört bucağında sergilenen bir yazar şımdi. ' Kökler' inyülar sonra Cevat Çapan'ın Türkçesiyle konuşacağını. Müşfik Kenter'in yorumuyla Kent Oyunculan sahnesinde boy vereceğini Wesker'le ilk karşüaşmamızda nasıl düşünebılirdik? GönülÇapan "Mutfak" ıle «Annie WobWer"ı, Berrin Cumalı "Dört MevsinTi, Yıkuz Arda "Mavi Kâğıt Üstüne Aşk Mektuplan"nı. AH Taygun "Tacir"i dılimıze kazandırdılar. Wesker'ın bizden biri ohnasında Türk- tngilız Derneğı eski başkam Yüdız Arda'nın payı büyük. 'Annie Wobbler'i Ankara Devlet Tiyatrosu'nda yöneten Vacide Öksüzcü şöyle demiştı: "Yıldız Hanun'm yardımlan olmasa ne yapanhk, . < bilnüyorum. Hem yazan daha ^ kapsamh bir biçimde tanryabiklik. ( - I Hem doğrudan doğruya Uetişim f | kurarak yapıtunn sergüenmesi üstüne • düşüncelerini öğrenebildik." Arnold Wesker gerek bu oyununu gerek başka birçok oyununu kendi sahneye koymayı yeğlemiştir. Yönetmenin yazann üstüne çıkanldığı modadan yaka silktiği için kendi oyunlannı kendi yönetme eğilımindedır. Görsel efekt uğruna, | çarpıcılık uğruna, insan • davraruşlanndaki inceliklerin, "' . duygusal gerilimlerin, sahnelerdeki ritmik gelişmelerin, dildeki şiirselliğin feda edilmesi yazara göre haddini bıhnezliğin ta kendisidir. Zaman zaman romana, öyküye yönelmesi belki de yönetmenlerden yaka silktiği için. Shakespeare, "Bütün dünya bir sahnedir" demışti. Wesker ıçin bütün dünya bir mutfaktır, desek fazla abartmış olur muyuz? tt Mutfak"(Kitchen) (1956), "Ctakken SoupwithBariey" (Arpalı Tavuk *>H-"> Çorbası) (1959), "Chips wtth Everything" (Her Öğün Çips) (1962) "Can boğazdan gefir" deyimini anımsatmıyor mu? Wesker'in kalemiyle geçinmeye başlamadan yaptığı işler arasında pastacılık da var. Londra'daki evinde kendi ellenyle pışırdiğı pastadan bir dilim almayı, tattığım dünya nimetleri arasında sayıyorum. Türkiye'ye birçok kez söyleşiler yapmak. seminerler yönetmek için gelen Wesker. bu kez (TtSAN), Tiyatro Sanatını Geliştirme Denıeği'nce çağnhnıştı. Aksanat Sanat Merkezi ve TİSAN işbirliğiyle tiyatro ve sinema dünyasımn bazı ünlülen, Wesker'den başka Terry Schreiber, Israd Horovitz ve Terry Gillam, workshop'lar ve nyatro sohbetleri gerçekleştirdiler. Her biri ayn ayn üstünde durulmaya değer ilginç etkinliklerdi. Kendi tiyatrosu üstünde konuşan Arnold Wesker, son oyunundan örnekler vererek bir sahne eserinin nasıl yaratüdığını anlattı. Dramatik yapı ve kurgu üstüne konuştu. "Biredebiyat eserinin uzun zaman varfağmı sürdürebihnesinin. suuriar aşabilmesinin sım nedir? Bir oyunun DNAsı nedir?™" "Teknik beceri yazarukta ilk adnndır. Marangoz aletlerini ustaca kullanabflir, ama yaptığı iskemle güzel mi, rahat mı?_ Oyun yazan için de böyle. Djyalog pariak, yapı orurmuş, karakteıier iyi tanımlanmış, konu soylu ama yazann idraldni sağiayan zekâ ne güçte? Duyarhk ne derece keskin? Marifet bizde hayranhk uyandmr ama yüreğimLzi tirreten. zihnimizi harekete geçiren \e hayatunızı değiştiren büinçteki dermtiktir." Wesker otobıyografisindeki annesiyle ilgili bölümü okurken yüreklerimizi titretti Son oyunundaki trajikomik bölümler, profesyonel oyunculan geride bırakan bır ustalıkla sunuldu. Meğer gençliğınde oyuncu olmak istermiş. RADA smavlannı kazanmış ama yoksulluk belinı büktüğü için bu okulda okuyamamış. Her oyun yazanmn gönlünde oyunculuk yatar samnm. Birçok oyuncu nasıl yazarhğa özenirse... Avni Dilligil Tiyatro Ödüllen'nin 22. yılı konuk yazar ve sanatçılann katılımıyla Sabancı Center'da görkemli bir biçimde kutlandı. Bu ilk uluslararası kutlamaydı NedimSaban'ın organizasyondakı çabalan da göza rdı edümemeü. 22. Avni Dilligil Tiyatro Ödülleri'ne yeni bir boyut getiriliyor Odiifler sanat haftasına dönüşecek KüMr Servisi - Tiyatro ve sinema dünyasından ünlüyabancı konuklany- la uluslararası bir sanat etkinliğine dö- nüşen 22. Avni Diffigü Tiyatro ÖdüDe- ri, Sabancı Center'dayapılan bir tören- le sabiplerini buldu. Bu yü ilk kez Ne- dün Saban'ın başkanlığındaki Tiyatro Sanatuıı Geliştirme Derneği tarafin- dan düzenlenen Avni Dilligil ödülle- ri, sponsorlannın çeşitlilik göstermesi açısından da dikkat çekıyordu: Akbank, Hyatt Regency, Kültür Bakanhğı, Bo- ğaziçi Borsa Restaurant, Mahzen Res- taurant ve Dedıkodulu Meyhane. TlSAN Başkanı Nedim Saban, tek- nolojinin büyük bir hızla ınsanlan, top- lumlan, sanatlan bırbinne yaklaştırdı- ğı bir çağda AVTÜ Dilhgil TiyatroÖdül- leri'nin de uluslararası boyut kazan- masuun kaçuulmaz olduğunu belirte- rek etkinliğin bu yıl farklı bir platfor- ma taşınmasını gerekçelendirdı. Çiçek DiBigil de, bu yıl ödülün kavuştuğu ye- ni niteliğin, gelecek yülarda gelenek- sel hale getirilmesi düşünülenbir 'Av- ni DiHigfl Sanat Haftas'nın ilk adunla- n olduğunu belirrti. Leyla Tekül'ün sunduğu törende, AylaAlgan 'YıiBBsEmre'denŞarküar' başlıklı birmini konser sundu. Yayla Sa- nat Merkea Oyunculan tarafindan ye- ni sahnelenmeye başlayan 'YediKoca- b Hörmüz1 oyunundan aktanlan bö- hımler ve DemetAkbağ ile Gürdal To- sun'un "Sen Hiç Ateş Böceği Gördün mn?' adlı ojiondan bir bölüm sundu. Avni Dilligil Tiyatro Odülleri'nin en büyük ödülü olarak tanıtılan Yaşam BoyuBaşanÖdüKi'nü, tiyatromuzunus- ta oyuncusu ve yönetmeni Müşfik Ken- ter aldı Seçici Kunıl Başkanı Göksel Kortay'ın,"Bugünekadar yaptüdany- b w bundansonrayapacaklarryta nyat- ronun en büyüğü olduğu tartışmasız olarak kabul edikn sanatçılara verilen bir ödüldür. Bu ödülü alan sanatçı, bir daha AvniDUHgilTiyatroÖdüHeri'nde hiçbir biçimde değeriendirmeye sokn- iamaz" dıye tanıttıgı Yaşam Boyu Ba- şan ödülü'nü bgiliz oyun >-azan Ar- nold VVesker'in elinden alan Kenter. u Böylecebizeyeniodül)erinyTihıkapan- mış otdu" diyerek espri yaptı. Tiyatromuzun bir başka ustası. Ne- jatlîygurda'BelkjsIMln^lOnurÖdü- hı'nü kazandı. Çahşmalan dolayısıyla törene gelemeyen Uygur, sahneye ku- rulan ekrana yansıyan görüntüleri ara- cılığıyla teşekkür etti. aşam Boyu Başan Ödûlü Müşfik Kenter'e, Belkıs Dilligil Onur ÖdülüNejat Uygur'a verildi. "Sen Hiç Ateş.Böceği Gördün mü?" Avni Dilligil Odülleri'nin bu yılki galibiydi. "Bağla Şu îşi", iki erkek oyuncusuna ve çevirmenine ödül getirdi. En başanh yönetmen de Müge Gürman seçildi. lzmit'te yaşanan deprem felaketine karşın çaUşmalannı vargücüyle sürdü- ren ve etkiiüiklenyle depremden zarar gören çocuklara moral veren IzmitBe- lediyesi Şehir Tiyatrolan, 'Jüri Ctari Ödülü'ne hak kazandı. Kısa bir süre ön- ce bır kaza sonucu yıtirdiğimi2 genç tı- yatrocu Hüseyin Kanrcıoğlu'nurı anı- sına verilen bır özel ödül, törene katı- lanlann duygulu anlar yaşamasına ne- den oldu. Kaurctoğlu'nun eşi DflekKaOrcıoğ- lu, gönderdiğı mesajda "Hüsevin, bu dünyaüzerindeki herkese doğnı ve gü- zd insanın ne olduğunu gösterdi. Ümit ederim ldonun anısına verilen bu ödül, HüseyinKabraoğhı'nun anısını nokta- lamaz, aksioe, yeni sanatçdarm ortaj-a çrianasmıteşvikedki birrolovnar" de- di. 'Sen Hiç Ateş Böceği Gördün mü?', Avni Dilligil Odülleri'nin bu yılkı ga- libiydi. Yılın en başanh yapımı seçi- len oyun, yazan Ydmaz Erdoğan'a yı- hn en başanh yazan ödülünü kazandı- nrken Zerrin Sümer'e de yıhn en ba- şanh yardımcı kadın oyuncusu ödülü- nü getirdi. Sümer, ödülü 'Şen Makas' adlı oyundarol alan Hülya Karakaşla paylaştı. SevinçErbıdak, KekbeklerÖzgür- dür' ve 'Deryn Gühl' adlı oyunlarda gösterdiği başan nedeniyleyıhn en ba- şanlı kadın oyuncusu ödülüne değer bulundu. Ödülünü Kenan Işık'ın elin- den alan Erbulak, "Yaşamnnda akb- ğnn ilködülbu.lzinverirseniz bunu, şu andayanımdaounasmı her şeyden çok istediğim sevgüi babam Altan Erbu- lak'la pa> iaşmak istiyorum" dedi Mersın'de oynandığı sırada bazı si- yasilerimızın çok ılgınç tepkilerine he- def olan 'Bağb Şu Isj'. hem iki erkek oyuncusuna hem de çevırmeni Pmar Kflr'e ödül getirdi. Payidar Tüfekçi ve Mehmet AB Kaptaniar yılın en başan- h erkek oyuncusu ödülünû paylaşırken, yazar Pmar Kür de yıhn en başanh çe- virmeni oldu. Kür, ödülünü, çevirmen ve tiyatro yönetmenı Tunç Yahnan'dan aldı. En başanh yönetmen ödülünü, 'Kû- çük Bir İş tçin Yaşh Bir Palyaço Aranı- yor' adlı oyunuyla MügeGürman aldı bu yıl. Gürman oyunculanna teşekkür ederek *Onlarküçük bfr oyunda büyük bir iş yaptılar" dedi. Adnan Btricik, IMıust'taki rolüyleyıhnen başanh yar- dımcı erkek oyuncusu olurken, en ba- şanh dekor tasanmcısı ödülünü 'Atça- tı Kel Mehmet'tekı tasanmıyla Nuret- tin Özkönü, yılın kosfüm tasanmcısı ödülünü 'Hürrem Sutan'la Duygu Tür- kekuL en başanh tiyatro müzığı ödülünü ıse Metin Kalender aldı. ODAK NOKTASI SELtM İLERİ Sahaflap Çarşısı • Orada, Sahaflar Çarşısı'nda bir hayat buldum ben. Hiç üşenmez, bütün yaz günleri, Cihangir"den kal- kıp Beyazıt'a gider, Sahaflar Çarşısı'nı gezerdim. Böyle kaç yıl... Hayatımın en güzel yıllan. Kitaplar orada başiadı. Kitaplara bakıyordum. Bu kitaplar benim olmalıydı. Onlan edinip eve götürme- liydim. Okumaltydım onlan. Onlar tezgâhlarda dururdu. Yeditepe Yayınlan, Var- lık Cep Kitaplan, Türkiye Yaymevi, Şaheser Roman- lar. Bunlar birer ikişereve geldiler. Ama Sahaflar'a git- mek arzusu dinmedi. Gerçi bugünün Sahaflar Çarşısı, benim anlattığım, anlatmak istediğim altmışlı yıllann çarşısı değil. Ama 0 günlerden bir şeyler yine yansıyor. Nasıl mıydı o günler; ilk günü bile hatırianm: Bir sonbahar günüydü. Beyoğlu'ndaki Kitap Sa- rayı'nda raflara bakarken Sahaflar Çarşısı'nın adını, iki kitapseverin konuşmasından işitmiştim. Asıl 'ki- tapevleri', her şey Sahaflar'daymış! Dar, mermer kapıdan girerken yüreğim çarpıyor- du. Dar merdivenden çıktım. Sonra sıra sıra kitapçı- lar başladı. Bütün bir edebiyat orada duruyordu Adlannı hiç bilmediğım yazarlar ve eserieri. Ka- paklanna, kapaklanndaki resimlere bakakaldığım ki- taplar. öğrenci harçlığıyla hangi birini alacaksın?! Ama hepsi al beni d'ıyor. Al beni! Öyle kitaplar gördüm ki, sayfalannı çevirdikçe re- simler çıktı karşıma. Resîmli hıkâye kitaplan, şiir ki- taplan... Yazlar, sonbaharlar, okul zamanı yalnız cumartesi günleri, hep burada, Sahaflar Çarşısı'nda. Henüz öy- le 'en çok satan kitaplar' lısteleri, baskı üstüne bas- kı yapan ve okunmayan, okunmuş gibi yapılan kitap- lar falan yok. Tersıne, 'edebiyat'ı sen kendin yakalı- yorsun. Biravcısın. Sahaflar Çarşısı'nda herdefasın- da güzelim bir eseri aviıyorsun... Buranın aziz kitapçılan vardı. Aradığınız bir eseri bul- mak için günlerce, haftalarcauğraşııiar, kitaplan okur, kitaplar salık verir, kitaba karşı yol yordam öğretirler- di. Harçlığınız yetmezse, çok gençseniz, öğrenciy- seniz, kitabffi ederini bir sonraki gelişinizdealmayı öne- rirter, size güvenirterdi. Sonra bir şeyler değişmeye başladı. Ben mi değiş- miştim? Yazılarım yayımlanıyordu ya, yazardan sa- yıyordum kendimi. Tezgâhlarda kitaplanmın sergile- neceği günü bekliyordum. Ama başkaşeyler de oluyordu: Kitabın kutsal dün- yasını soluduğumuz Sahaflar Çarşısı'nda işportacı- lar, kırtasiye, sergiciler belirmeye başlamıştı. Kitap ne- redeyse gözden düşüyordu. Dünkü aziz kitapçılar birer ikişer uzaklaşıyoriardı çarşıdan. Ben de uzaklaşıyordum galiba. Eski kitapların sararmış, bazan yırtılıp bin emekle onanlmış sayfalanna geleceğe bir emanetmişçesine dokunan coşkun eller hatırlanm bu çarşıdan. Eski bir kitap için duyulan heyecant hatırlanm. Yıllarsonra yüz yüze gelmişsiniz, bir düşünün, yıllarca aramış, bek- lemişsiniz o kitabı, şimdi yaşlı sahaf size uzatıyor, si- ze emanetediyor... , •. „ - Bir yaşama biçımiydi herhalde. Gözümün önünde: On üç on dört yaşımdaymışım. Sahaflar'ın Kapa- . -Jçarşı_yönündeKı kapısındartgiriyormuşum. Tenteler, asmayapraklan altmda durarakkitaplara bakıyormu- şum. Bazı akşamüzerleri, hele sonbaharsa, gün er- ken sönüyorsa, ince tşıklar yanıyormuş kitapevlerin- de. Saatlerce orada, kitaplar arasında kalıyormu- şum... Şimdi ne zaman yolum düşse, Sahaflar Çarşısı'na bu anılarla uğranm. Görünüm aynı değil, biliyorum. On üç on dört yaşım çok gerilerde kaldı. Ama o se- vinç, o coşku, o eski, sararmış kitaplar rüyası hiç dinmedi. Yazılann, harflerin, sözcüklerin büyüsü ay- nı başdönmesini, aynı yürek çarpıntısını yinegeri ge- tiriyor. yine kendimden geçiyorum... Takvimde lz Bırakan: "Kayboldum I Yıllarca beraber uyumak uyanmak 1 Suya ve ekmeğe uzanmak bırlikte I Tartışmak, kü- süşmek, sevişmek /Ama sevda nerde sevda nerde" Gülten Akın, "Sevda Kalıcıdır" Şedat Simavi Odülleri belirlendi Istanbul Haber Servisi - Türkiye Gazeteciler Cemı- yeti (TGC) Kunıcu Başka- nı Sedat Simavi adına 23 yıldan ben verilen "Sedat Simavi OdüDerTnı kaza- nanlar belirlendi. TGC'den yapılan yazılı açıklamaya göre, 9 dalda yapılan yanşmaya toplam 298 eserkatıldı. Seçici ku- rulların değerlendirmesi sonucunda. 23. Sedat Si- mavi Ödülleri'ni kazanan- lar şöyle: - Gazetecüik Ödülü: Sa- mi Kohen "Yonun" adlı köşesindeki dış politıka ya- zılan nedeniyle, KadirEr- can "TekkulakSkandalı" haben üe. -Televizyon Ödülü: Coş- kun Aral "Majın Dosya- sı" çahşması, Nedret Ça- tay "Beyoğhı Zaman tçin- de" adhtelevizyonbelge- seliyle. - Radyo Ödülü Erol Candabak. Tezaevlerinde Yaşanan Olayter" adlı rad- yo programı. R.Cengiz Ay- vaz -Metin Göktepe Bel- geseii" adlı radyo yapımı> - la. -Sosyal Bılimler Ödülü: Prof. Dr. Şerafettin Turan "TûrkDe%TimTaribi;Çağ- daşbk Yoiunda Yeni Türld- ye (lV Kitap)" adh eseri ve Prof. Dr. Şevket Pamuk da "Osmanh tmparatorlu- ğıTnda ParanmTarihi'" ad- lı çahşmasıyla. - Edebiyat Ödülü: Prof. Dr. TahsinYücd, "Söjtan- lerin İçraden" adh yapıüy- la. - Görsel Sanatlan Alaet- rın Aksoy, "Ankara/Gale- riNe\SergBİ''ile. - Fen Bilimleri Odülü: Prof Dr Necdet Coşkun; "tmidazoun 3-OksMerin Aril İzoshanattam Regk) veDiastereoseçkiKanhn»- sı" adh eseriyle. - Sağlık Bilimleri Ödü- lü: Prof. Dr. Feridun Cahit Tanyel Dr Mehmet Yıkb- nm Sara, Dr. Ahmet Mert Ertunç. Prof. Dr. Rüştü Onur ve Prof. Dr. Nebil Büyükpamukçu ortak ça- hşmalanyla. -Spor Ödülü SinanŞa- mlSam. "Dünyaboksşam- piyonu otması" nedeniyle. Aynca televizyon dahn- daki seçici kurul, yanşma- ya kanlan 29 eserarasmdan NTV HaberMerkezı'nı ça- lışmalanndan, SehnaÖzi- nanır'ı da TRT'de yayım- lanan "Televizyonda Şid- det" programındarı dolayı övgüye değer buldu. Odüller, 13 Arahk Pa- zartesı günü AKM'de dü- zenlenecek törenle sahıp- lerini bulacak. BUGUN I CRR'de Türk Musikisıni Araştırma ve Tanıtma Bırimı'nin (TÜMATA) Oruç Gfrvenç'ın yönetıminde vereceği 'Dede Korkut Destanı'nın 130. Yıh" başlıklı konser 20 OO'de başlayacak. (252 98 30) • YILDIZ TEKNÖC ÜNTVERSÎTESt'nde saat 20.00'de Erkan Oğur bir konser verecek. • FtLM-YÖN'de gerçekleşen fıhn analizleri toplantılan kapsammda saat 18.00'den itibaren Mustafa Ataoklar'ın Asansör' adh fıhni tartışılacak/293 90 01)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear