28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
3 AR/LJK 1999 CUMA CUMHURİYET SAYFA JliJvt_/l l U I T J J . / ekonomitş curnhuriyet.com.tr A O Hazine Müsteşarlığı'nın yeminli murakıplannın bankalardaki para transferlerini gözaltına aldığı bildirildiİltracatta umut veroı • ANtARA(ANKA)- Eylül a-ında otomotivdeki rekor üracat artışı yanındi, ihracatı önceki aylardagenleyen ağaç ürünler- tûtün, pamuk, mobilya ve kâğıt gibi ürünlerJe kaydedilen ciddi ihracat ırtışlan, gelecek dönem çin umut ışığı yaktı. Taplam ihracat rakamı viizde 4.8'le eylül ayında da gerilemeye devam ftmekle birlikte, düşüşüt hız kestiği dikkati çekti. Bızı ürünlerde ortaya çıkan yüksek ihracat ırtışlan bunda etkili oliu. ORÜS Cide Işletmesi'nîn sattşı • ANKARA (ANKA)- Özelleşirme Idaresi Başkanhğı (ÖtB) tarafından yapılan ıhale ile Necati Aslan adlı girişimciye satılan ORÜS Cide îşletmesi'nin sarış sözleşmesi imzalandı. ÖlB'den yapılan açıklamaya göre, ımzalanan satış sözleşmesi uyannca Necati Aslan, 975 bin dolarlık bedelin tamamını sözleşmenin imzalandığı 1 Aralık itibanyla peşin olarak ödedi. IVF'den tarıma müdahale • ANKARA (AA) - IMF ve Dünya Bankası'nın, tanmsal desteklemenin kamu maliyesi ûzerindeki yükünü azaltmak amacıyla gelecek yıün hububat alım fiyatlannın, CtF ithal bcdelının en çok yüzde 40 fazlası olarak belirlenmesini önerdiği belirtildi. Tanm ve Köyişlen Bakanlığı yetkililerinden aünan bilgiye göre, IMF ve Dünya Bankası, 2000 yüı destekleme alım fîyatlannın dünya fiyatlan -ifle ilşkitendirileft* • ^»VB S> 'hesaplanmasını önerdî. Fmdığm getirisi azaldı • GtRESUN(AA)- Fındık ihracatında, bu sezonun 3 aylık bölümünde miktar olarak artış sağlanırken elde edilen dövizde azalma meydana geldi. Karadeniz Fmdık ve Mamulleri Ihracatçıları Birliğf ne göre eylüJde başlayan 1999-2000 sezonunun geride kalan bölümünde 105 bin 706 ton iç fındık ihraç edilirken karşılığında 367 milyon 699 bin dolar döviz sağlandı. Geçen sezonun aynı döneminde 90 bin 904 ton iç findık ihraç edilerek yaklaşık 369 milyon 403 bin dolar döviz elde edilmişti. Para reformlan semineri • Ekonomi Servisi - Akfen Holding, Global Menkul Değerler ve TÜGİAD'ın katkılanyla "Globalleşme ve Para Reformlan" konulu seminer düzenleniyor. Ankara Hilton'da bugün düzenlenecek seminerde, Fransa Merkez Bankası Para Politikalan Konseyi Üyesi Jean-Pierre Gerard konuşacak. REX Public Relations & Travel Agency'den yapılan yazılı açıklamada, Avrupa ekonomi anlayışmın nabzını yakalamanın önemine dikkat çekildi. Micposoffun geleceği belirsiz • Ekonomi Servisi - Microsoft Başkan Yardımcısı JeffRaikes, ABD Federal Mahkemesi'nin şirketin anti-tekel yasasını ihlal ettiği karanna karşılık, davarun hukuksal sürecinin henüz sona ermediğini söyleyerek "Microsoft'un bölüneceği yolundaki açıklamalar spekülasyon" dedi. Windbws 2000'i tamtmak için Türkiye'ye gelen Raikes, Türkiye'nin bilgi teknolojisi en hızlı gelişen ülkelerden biri olduğunu belirtti. Raikes, Windows 2000'in mali açıdan firmalara fayda sağlamak için tasarlandığını söyledi. a gei*ı sayım• Hûkümetin geçen hafta gece yansı operasyonunun ardından faiz vergisiyle sarsılan bankalarda artçı şokkr sürüyor. Bankacılar, Hazine yeminli murakıplannın başlattığı operasyonun bugünden itibaren her an yapılmasını beklediklerini bıldirdiler. HAZALATEŞÇAKIR Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası'nın istekleri doğnıl- tusunda bankacıhk sektörüne yöne- lik mali sistemi iyıleştirmeye yöne- lik operasyona start verildiğı öğre- nildi. Hazineyeminli murakıplannın bankalann merkezleri başta olmak üzere şubelerinde de de olası para transferlerini gözaJtına aldığı bildi- rildi. Rehabilitasyon çerçevesinde bazı bankalann lıkidite ve mali du- rumu iyi bankalarlarla birleştirilme- si yönünde tekhfgötürülürken,bir kıs- rmnın Tasamıf Me\'duatı Sigorta Fo- nu'na alınacağı ve bazılarmın da ka- patılacağı ifade ediliyor. Bankacılar operasyonun bugünden itibaren her an yapılması beklentisi içinde ol- duklannı kaydediyorlar. Ekonomiden sorumlu Devlet Ba- kanı Recep Önal'ın sık sık dile ge- tirdiğı bankacıhk sektörüne ilişkin re- habilitasyon çalışmalannda son nok- taya gelinirken, olası para transfer- 5 Nisan'ın mirasi: Mevduata 'sınırsız' güvence Prof. Dr. Reha Tanör: Paralar güvence altında Türk ekonomi tarihine kara sayfa olarak geçen ve ekonomik krizi önlemek amacıyla aünan 5 Nisan 1994 Kararlan, bankalann bugünkü duruma gelmesinde en büyük neden olarak gösteriliyor. Dönemın Başbakanı Tansu Çfller tarafindan canlı yayınla açıklanan 5 Nisan Kararlan'ndan sonra Türkiye bir haftada üç bankanın kapaülması karan ıle karşı karşıya kaJdı. TYT, fmpex ve Marmara Bank'ın kapısına kilit vuran hûkümetin, bu karann ardından tüm mevduata yüzde 100 güvence getirmesi ise ilk anda yıpranmasını engelledığı sistemin başına adeta bela oldu. Yeni bir krizden çekinen siyasilerin kaldırmaktan korktuklan raevduat güvencesine sığınan mali yapısı güçsüz bankalar yüksek faizlerle piyasadan para toplarken bu durum haksız rekabet ortamının da gıderek büyümesine neden oldu. Türk mali sistemini gözlem altına alan IMF ve Dünya Bankası heyetinin üzerinde durduğu şeffafhk ve mevduata güvence kapsamının kademeh olarak kaldınlmasının ise beklenen "geceyana operasvommun" ardından kademelı olarak uyguiamaya konulacağı kaydediliyor. Galatasaray Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Reha Tanör bankalara yapılacak operasyondan suçu ohnayan müştennin zarar görmeyeceğini söyledi. Mevduata yüzde 100 güvence nedeniyle parası olan müşterüerin bir sonm yaşamayacağuıı dile getiren Tanör, sistemde çok önceden altnması gereken önlemler için geç kalındığını da iddia etti. Bankalann rehabilitasyonunun birleşmeler veya Merkez Bankasfna bağlı Tasamıf Mevduatı Sigorta Fonu'na devredilmeler şeklinde gerçekleşeceğini belirten Tanör, bu nedenle panik yapılmaması gerektiğini dile getirdi. Tasfiyenin bu aşamada yapılacağını düşünmediğini söyleyen Tanör. "Ben bu zamana kadar yaptlan açıklamalan yaünmcının parasırun bankada şu ya da bu şekilde korunacağı şeklinde algıladım" dedi. Tanör, ekonomik yaşamın aynen devam edeceğini, banka müşterilerinin çek, senet, kredi kartı gibi ödemelerini aksatmaması gerektiğini de sözlerine ekJedı. lerinin kontrolü için de bankalara Hazme'den yeminli murakıplar gön- derildi. Kulislerde bankacılık sektö- rüne ilişkin "gece yansı operasyo- nu" beklentisi yayıhrken, birçok ban- kanın üst düzey yetkilisinin de siya- silerle görüşmek üzere Ankara'da bulunduğu öğrenildi. Kamu bankalanna devir Konuyla ilgili görüştüğümüz bir- çok bankanın üst düzey yöneticısi murakıplann denetiminı doğrular- ken, sektör için yoğun bir spekülas- yonun günlerdir sürdüğünü dile ge- tirdiler. Buaradaözelliklezayıfban- kalann güçlü kamu bankalanna dev - rinin de gündeme geleceği sektörde- ki beklentilerden bir diğeri. Kamu bankasuıdan üst düzey biryetkili de, "Bu operasyon ashnda özel banka- lara yönelik. Ancak kamu bankala- nnda da düzenlemeyapacaklar. Teş- vik ve rehabilitasyon günlerdir söy- leniyordu. Kapat-aç politikalarrvla piyasa sarsüryor. Birieştirmeler sağ- uklı olabilir. Ancak siyasi nedenlerie erteleme olabilir. Her şey üst üste gel- dL Herkes siyasi baskı uygulayacak. Ertefenmedesözkonusu oiabffîr. Ara- yı soğutmak isteyebüirler'" dıye ko- nuştu. Bankacılar, "Vergidepremin- den sonra sistemdeki bu köklü deği- şikükler sorunlan artürabilir. Bu- gün sayısı 81'i bulan banka sayısınuı azalnlması zorunlu oldu. Ancak bu- gün bazı bankalar kapaulacak, da- ha sonra yenüeri kunılacak. Banka açmayetirîsmin suurianması gereki- yor" açıklamasım yaptılar. Banka yöneticileri, yapılacak dü- zenleminin sektör ûzerindeki olası et- kilerini de "Sıkıntı varatacakbr.CHa- ğanüsrü yöntemler karsısında reak- siyonlar olacaknr. Bu durum mevdu- at sahipleri arasında paniğe yol aç- mayacaknr. Mevduatayüzde 100dev- let garantisi olduğunu herkes bili- yor" şeklinde değerlendirdiler. Bankalar temel işlevini yapacak Dünya Bankası, Bankacılık Üst Kurulu'nun oluşturulmasımn ardın- dan 3 milyar dolarhk mali sektör re- habilitasyon kredisı vereceğini açık- lamıştı. Ekonomiden sorumlu Dev- let Bakanı Önal da, IMF ve Dünya Bankası 'nın üyeliklerine hemen ata- ma yapıhnasmı istediğini, Bankacı- lık Ûst Kurulu'nun sektörün rehabi- lite editmesinden sonra kurulması- nın düşünüldüğünü ifade etmişti. Önal, Türk bankalarında özkayuak, lıkidite ve randıman yetersizliğı, yö- netim kalitesi gibi sorunlan ortadan kaldırmak için sistemin tamamen yenilenmesi gerektiğini bildirmişti. Önal, şunlan söylemişti: "Son yıllarda nıaliyetine bakümak- sızın kaynak toplanması ve bu fonla- nn yüksekfaiderle Hazine'\«verürne- si bankalarımızı asti görevleri olan risk yönetinı ilkelerinden uzaklaşnr- mıstır. Kamu borçlanma gereğinin azatanası>ia buüktebankalann temel işlevlerine dönmeleri gerekecektir." Ziraat Bankası Genel Müdürü, ek vergiden etkilenmediklerini söyledi Tıınaboylu: 6 Sistem şeffaflaşmah 9 ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Devlet iç borçlanma senetlerine getirilen ek vergilerden doğrudan etküenmediklerini belirten Ziraat Bankası Genel Müdürü Osmao Tunab<nhı. mevduata yüzde 100 güvencenin kalkması gerektiğini söyledi. )9(f. Ş"111111 yapılabümesi için sistemin jpvşenaflaşmasmın zorunlu olduğunu bildiren Tıınaboylu, ekonomi muhabirleriyie sohbet toplantısı yaptı. Osman Tunaboylu, devlet iç borçlanma senetlerinin ikinci elde de satıldığı hatırlatılarak, getirilen yeni vergiler ile "rantiye" olarak adlandınlan hangi kesımin vergilendirildiğinin sorulması üzerine, "Yakan top kimin elindeyse, vergi yfikü ona gekti" dıye konaştu. Mevduattaki >üzde 100 devlet güvencesine ilişkin düşüncelerinin • Devlet iç borçlanma senetlerine getirilen ek verginin kendilerini etkilemediğini bildiren Ziraat Bankası Genel Müdürü Tunaboylu, mevduata güvencenin kalkması için sistemin"homojen hale gelmesinin zorunlu olduğunu söyledi. sorulması üzerine de Tunaboylu, "Evet bence de mevduatta yüzde 100 güvence kalkmajı7 ' dedi. Tunaboylu, Devlet Bakanı Recep OnaTın da belırttiğı gibi bankacılık sisteminin rehabilite edilmesinin ardından mevduattaki güvence konusunun yeniden düzenlenebıleceğıni kayderti. Bunun için sistemin homojen hale getirilmesi ve bütün bankalann eşit şaıtlarda, uluslararası standartlara uyması gerektiğiıu anlatan Osman Tunaboylu, "Uzun yülardn* yuşanan yüksek enflasyon ortamı, sistemi defonne ettin dedi. Ziraat Bankası'nın görev zaran toplarrunın bu yü sonunda 6.2 katrilyon liraya olaşacağı tahmin ediliyor. Banka Genel Müdürü Tunaboylu, çiftçiye kullandınlacak kredinin faizine hûkümetin karar vereceğini, oluştuğu takdirde görev zarannm bankaya ödenmesi gerektiğini kaydetti. Görev zararian Tunaboylu, Ziraat Bankası 'nın rehabilite. » edıknesinin zorunlu olduğunu, Hazine ile bu yöndeki görüşmelerin sürdüğünü kaydetti. Ziraat Bankası'mn şube ve personel sayısmın azaJtıiması gerektiğini kaydeden ve son dönemde mobil şubelere ağırlık verdiklerini belirten Tunaboylu, şube ve personel sayısmın azaltılması gereken bir dönemde yeni şubeler açamadıklanm, zorunlu olan yeni şubeler için eskilerin lisansını yeni açılacaklara verdiklerini ifade etti. Bankalan zorlayan nedenler • Sektörde banka sayısı, oldukça fazla. Sadece ocak-eylül döneminde toplam sayı 6 bankanın eklenmesiyle 81'eulaştı. • Rekabet gücüne sahip olmayan bankalar bugüne kadar çeşitli desteklerle sektör içinde tutuldu. • Hazine ve Merkez Bankası'nın sürekli denetimine rağmen siyasilerin sistemdeki etkisi denetim ve gözetim mekanizmasını zayıflattı. • Mevduatın yüzde 100 güvence altında olması sektörde haksız rekabetle birlikte riskli banka sayısını da arttırdı. • Bankalar asli işlevlerini unutarak ağırhklı olarak kamu finansman açığını finanse etmeye yöneldiler. • Sistemde mülkiyet yapısı birleşmeleri zorunlu kıldığı halde bu konuda hiçbir adım atılmadı. • Dünyadaki örnekleriyle karşüaştınldığında Türk bankalanmn mali açıdan oldukça zayıf olması kredi rislderinin artmasına neden oldu. • Her gün artan açık pozisyon haziran ayı itibanyla 10 milyar dolar düzeyine çıktı. DTO 3. Bakanlar Konferansı'nda zengin ülkeler arası anlaşmazhklar hâlâ çözülemedi Ehşarıda protesto, içeride tarbşmalar süriiyorEkonomi Servisi - Dünya Ticaret Orgütü'nün (DTÖ). yoğun protesto gösterileri altında gecıkmeli olarak başlayan 3. Bakanlar Konferansfnda tanmsal desteklemeler ve işçi hak- lan konusundaki tartışmalar sürer- ken yeni überasyon takviminin buak- şama kadarbehrlenmesi için zama- na karşı yanşılıyor. Biyoteknoloji ile ilgili çalışma grubunda Avrupa Komisyonu'nun genetik müdahale ile üretilmiş gıda ürünlerinin ithalatı konusundaki itı- razını geri çektiği yorumlanna yol açan bir bıldiri, Greepeace ve Dün- ya Dostlan gibi çevreci örgütler ta- rafından tepkiyle karşılandı. Çe\Te- ci gruplann bir kopyasını ele geçir- dikleri bildinde AB'nin biyotekno- loji konusundaki tavnnı değiştirdi- ğiortayaçıkmasmakarşmAvrupa Ko- misyonu, yayımladığı birbildindeka- rara, güvenlik koşulu ile ilgilibirek- lemeyaptığını belirterek kendini sa- vundu.Avrupa Komisyonu'nunken- • Biyoteknoloji ile ilgili çalışma grubunda Avrupa Komisyonu'nun genetik müdahale ile üretilmiş gıda ürünlerinin ithalatı konusundaki itirazını geri çektiği yorumlanna yol açan bir bildiri, Greepeace ve Dünya Dostlan gibi çevreci örgütler tarafından tepkiyle karşılandı. di içinde de özellikle çevre bakan- lannınmuhalefetine yol açankarar, çevreciler taranndanAB'nın teslim oluşu' olarak nitelendi. Öte yandan Eriyopya ve Hindistan'ı da içeren birçok gelişmekte olan ülke bu ko- nudaki itirazını hâlâ sürdürüyor. AB'nin, DTÖ içindebukonuda mu- halefet edebilecek tek ticari güç ol- duğuna inanılıyordu. "Tanmda anlaşma yok' ABD Ticaret Temsilcisi Chanene Barshefsky'nın önceki gün yaptığı açıklamada tanm konusunda taraf- lar arası görüş aynhğrnrn azaldığı yönündeki ifadesine karşınJaponya henüzanlaşmaya vanlmadığını vur- guladı. Japon delegasyonu sözcüsü, ikili görüşmelerde Japon Tanm Ba- kanı'nın ABD ve Avustralyalı mes- lektaşlan ile görüş aynhklannın tek- rar ortaya çıküğını açıkladı. Bu ara- daItalyaBaşbakanı MassimoD"Ale- ma, AB'nin bu konudaki genel tav- nna karşı çıkarak tanm alanında li- berasyonu sonuna kadar destekle- diklerini ve bu alanda korumacı po- litikalann giderek azaltılması gerek- tiğini söyledi. Seattle sokaklannda tanmsal destekleme politikalannın kaldınlmasına karşı çıftçüerin ey- lemleri detüm hızıyİasürerkenABD Başkanı BUClinton. Amerikah çift- çilenn serbest piyasadan büyük ya- rar sağladığını ifade etti. ABD'nin küresel düzeydegehrin yüzde 22'sini elinde tuttuğunu söy- leyen Clinton. •'Dünya nüfusunun yüzde 96'sma ürünlerinuzi üatmaya devam etmezsek bu geBr düzeyini rurruramayabttiriz" dıyerek ABD tarannm DTÖ görüşrnelerindeki yak- laşımını özetledi. Öte yandan Clin- ton, Sınır Tanımayan Doktorlar ör- gütünün ve diğer gruplann oluştur- duğu kamuoyu sonucunda, yoksul ülkelerdeki acii übbi durumlarda fik- ri mülkiyet haklan kapsanunda ol- masınakarşınABDilaçlannınpatent- leri konusundaesnek davTanabilecek- lerinin sınyalinı verdı. Bir tartışmalı komı olan işçi hak- lannın standardizasyonu ve çocuk işgücü kullanımı ile ilgili görüşme- lerde ise henüz net bir sonuca ulaşı- lamadı. DTÖ kurallan, ticareti yapı- lan ürünlerin üretim koşuUannı ser- best bırakıyor. DTÖ karşıtlan ise bu durumundaemek sömürüsünüdes- teklediğini ifade ediyorlar. Küçük üreticinin Robin Hood'u UĞÜRHÜKÜM R4RİS-BeUibasiıtümTVka- meralannın üstüne çevrildiği, pos ormancı bıyıklan, aklanmn kızı- la çalan saçlan arasmda kaybol- duğu güleç kellesiyle sevimli ve mükemmel(!) bir Ingilizce ko- nusan köylü. Bir elinde mikro- fon.bir elinde *Roqnefbrt'' (rok- for) peyniri, gören de dünyamn en tanuırmş peynirinin reklamı- nı yapıyor sanır. Öyle sanan da pek yamhnazashnda. Zira Fran- sız köylülerinin yeni lideri, Dün- ya Ticaret Örgütü'nün (DTÖ) ABD'nin Seattle kentinde dü- zenlenen "Zfrve", daha doğrusu "Kar^ZirveB simn en parlak çeh- relerden biri olan Jos'e Bov'e, "küresefleşme'Ve tepki simgesi olarak, "zengfaderin peyniri'' di- ye bilinen küfiü peynir "i Roqıı- efcrt"u seçmiş durumda. Dar açı- dan ele alındığında gerçekten de bu tavır, ünlü Fransız peynirinin reklamı gibi görülebilir. Fakat Roquefort üreticisi, Jose Bov- 'e'ninkişiüğine, hayattna yakm- dan bakttğınız zamanfaridı bir tab- lo ortaya çıkıyor. Tam ismiyle Joseph Bove, 1953 yılında Lük- semburg kökenli Ulusal Zirai Araştırmalar Enstitüsü araşOr- macısı bir çiftin çocuğu olarak Bordeaux'da dünyaya gelir. "tsyanfaııın" çocuğu Jos'e, 1968 Mayısı'nın artçıl yelleriy- le, 1972 yılında askerlikyapma- yı reddeder. Öğrenciliğini sür- dürdüğü 1974 yılında Montre- don kasabasmm Larzac köyüne yakın kışla ve askeri gamizonun genişletileceği haberi üzerine yö- reyegelir. Larzac köylülerinin de destegiyle bir "Direniş Komite- â" oluşturur. "GoevanKt" yön- temler yerine "Gandkd" yollan yeğleyenbuözgürlükçü, anti-mi- litarist "anarşfet" kısa süre son- ra,direnişinbaşansı için "orada", köylülerin içinde yaşanması ge- rektiğini kavrar. 1974'ten beri Larzac'a yerleşen, arkadaşlan- nın taktığı ismiyle Jos e, 1981 yılına, yani çoğul solun ılk ikti- danna kadar, "Da>id-Gofiath" misali orduya "kafstutar" ve so- nunda kazanır. Larzac zaferinin kahramanı okulubırakırama oku- mayı bırakmaz. 1977 yılmda "Larzac Komi- tesa"nin imece usulü diyebilece- ğimiz bir dayanışma hareketiyle bir traktör alır. Bordeaux Üniversitesi 'nde gö- revli bir çiftin verdiği 30.000 Frank borçla ilk koyun sürüleri- ni edinir. Bu sayede Larzac kö- yünde25yüdırkoyuncurukve ko- yun peynirciliği, tt Roquefort" üreüciliği yapan Jos'e, önce ar- kadaşlanyla küçük bir koopera- tifkurar. 1987 yılında Fransaça- pmda bir "Köylü Federasyonu" oluşturur. on çorebağlomok Ekonomi Servisi -ABD Başkanı Bifl Clinton ın DTÖ zirvesini protesto eden göstericilere yönehk ılımlı tavn kısa sürdü. Clinton, ticaret bakanlanna yönelik konuşmasında, protestoculara artık , hoşgörü gösterihneyeceğini söylerken » Seattle sokaklannı ışgal eden ulusal güvenhk muhafizlannın toplu tutuklamalara başladıklan bıldiriliyor. Polis, zirvenin üçüncü gününde de binlerce protestocunun eylemlerinm kontrol edilememesi üzerine sıkıyönetim ve sokağa çıkma yasağının zirve sonuçlanana kadar sürdürüleceğini açıkladı. Polis kayıtlanna göre, düne kadar 240 kişi tutuklanırken yerel televizyonlar sayınm 400'ü aştığını belirtiyorlar. Kentin üzerinde birkaç blok alanı kaplayan gözyaşartıcı gaz bulurunun ise yavaş yavaş dağıhnaya başladığı bildirildi. Seattle kenti genelinde yoğun güvenlik önlemleri sürerken gündüz polis kontrolünde işlerine gidebilen Seattle kenti sakinleri, gece acil durumlar dışmda sokağa çıkamıyorlar.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear