Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHUBİYET 28ARALIK1999SALI
14 i l U K . kultur@cumhuriyetconn.tr
SAHNEDEN AYŞEGÜL YÜKSEL
lîyatro - devlet îlişkîsinde kargaşa
2000'inci yıla ginnek ûzereyiz. Bir başka de-
yışle 1900'lü yıllann son günlerini yaşıyoruz. Yi-
ne de yirmınci yûzyılı (bizimyüzyılı) noktalamak
için bır yıhmız daha var. (Doğduğunda "0" ya-
şmda olan Hazreti tsa, Milat takvimine göre an-
cak "bir yıl dört gûn" sonra 2000 yaşını doldura-
cak ve "insanlık'' da -eğer hâlâ öyle bir şey kal-
nuşsa- 21. yüzyüa girmiş olacak.) Bu olgunun al-
tını çızmemin nedeni, 21. yüzyüatiyatromuzaçı-
sından daha '•ujnutia" girebilme yolunda önü-
müzde hiç değılse bir yıl olduğunu vurgulamak.
1999 yıhnda tiyatro ile ilgili olaylar, "tiyatroolay-
larTnın önüne geçti ne yazık ki. Dûnya düzeyin-
de \ e bizde. "hüeli satış kampanvalan"ndaki çı-
ğırtkanlıktan farklı göremedığim "küresefleşıne''
ve/veya "yenidıinya düzeni" patırülan koparüla-
dursun,tiyatromuzson otuz yılın (binne 12 Mart
öncesinde ve sonrasında, ötekine de 12 Eylûl son-
rasmda tanık olduğumuz) en sancılı dönemlerin-
den bırini yaşadı.
Siyaset ve ekonomı alanlannda yaşanan sar-
sıntılartiyatromuzunyaşadıklannın da belirleyi-
cısi oldu. Her şeyden önce, ışçisiyle, memuruy-
la. küçük esnafi ve büyûk esnafiyla ekonomik sı-
kıntılarla boguşan insanlarımız, düzeyini düşür-
meden "halkla bütünleşmeyi" beceremeyen, bu
nedenle de kafalarda "olmazsa da olnr" bir "üst
kühür" izlenımini yaratan tiyatrodan uzaklaştı-
lar. Şehır ve Devlet Tiyatrolan'ndaki oyunlar, bi-
let ücretı "sudanucuz" olduğu için emekh/ögren-
ci/ev hanımı kesımleri tarafindan yeğlendi yeğ-
lenmesme. Çünkü bu"pastanede oturup iki saat ge-
çirmek, sinemada filin seyretmek, fast-food yi-
yerek "eğtenmek", dahası, evde konuk ağırlamak
bıle daha pahahya mal oluyordu...
Sıkıntıyı özel tiyatrolar yaşadı. Bilet ücretleri-
nin yüksekliğinedeniyle, seyırci çoğunluklaTV'de
yıldız olmuş oyunculann yer aldığı yapımlan (sev-
dığı sanatçıyı "bir de yakmdan gönne" meselesi
var ya) merak ettı. (Neyse kı, tiyatro salonunda
TV kameralan bulunmadığından, oyun ortasında
sahneye fırlayıp, sevdığı sanatçıya çiçek verdik-
ten sonra onu ıki yanağından öpen ya da başını
sanatçınırı göğsûne dayayıp ağlayan seyirciler tü-
remedi henüz. Şımdilik, her oyunu ayakta alkış-
lamakla yetınıyorlar.)
'SansürciT ve saldırgan tutum iziendi
Ötekı özel tiyatrolar ıse yapım masrailannı kar-
şılayacak ve yaşamalannı sağlayacak düzeyde se-
yırcıbulmaktazorlukçekti. 1999-2000 dönemin-
de lstanbul'da henüz "sezon*u açamamış ya da aç-
masma karşın sürdürmekte zorlanan, yülanmış
özel topluluklar var. Dolayısıyla yıl içinde lstan-
bul tıyatrolanndan pek azı Ankara'ya gelebildi.
Öteki kentlerde ise bir ya da iki günlük tumeler-
le yetinmek zorunda kaldılar.
Özel tıyatrolara Kültür Bakanlığı tarafindan
"yapım projesine destek" olarak verilen paranın
topluluklara göre dagıhmı buyıl ilkkez basına açık-
lanmadı. (Gerekcesinın, tutarlar açıklandığı zaman
tıyatrocular arasında ve basında tartışma çıkma-
sı olduğu söyleniyor.) Sonuç olarak da "fisıraga-
zetesi" gündeme geldi ve özel topluluklar, değer-
lendırme komisyonunda "destek"ten yararlanan-
lar bulunması ve "pastadan* büyük "pay" alma-
sı sorunundan, "destek" oranlannın hangi ölçüt-
lere göre yapıldığı, kimi topluluğun hangj gerek-
çeyle bır başka topluluktan daha çok "destek" al-
dığı, "destek* venlirken yönetmelik esaslanna
uyulup uyulmadığı doğrultusundaki kuşkulara
uzanan huzursuz bu" tartışma ve sorgulama süre-
ci yaşadı. (Bkz. Tiyatro Tiyatro dergisi, sayı 97-
98), Kasım-Arahk'l999)
1999'da devleti temsil edenlerde ve medyada ki-
mi oyunlara "sansûreû" ve saldırgan bir tutum iz-
lendi. (Buyaklaşımın güçlenmekte olduğunu son
ikiyıldır yazıp duruyoruz.) Tiyatro Stüdyosu'nun
Tarsus Kültür Merkezı'nde yahuzca bir gece için
sergüediği "Bağla Şu tşi" adb oyun, metınde sık
sık yer alan bır sözcük nedeniyle yerel yönetici-
leT tarafmdan engellenmeye çalışıldı. (Daha son-
ra Tarsus'ta yapılan bir açık hava MHP'Uler top-
lantısındayine ayru oyundan söz edildi.) II. tstan-
bul Uluslararası Tiyatro Festivali'nin açüış oyu-
nu olan La Fura del Baus topluluğunun sunduğu
"F(Ş ust Sürüm3.0" başlıklı çahşma da FlashTV
tarafmdan sansürcü bir yaklaşımla lekelenmeye
çalışıldı Bu ıki olay üstüne, Galatasaray Posta-
nesi önünde toplanan 58 sanat örgütü birbasın açık-
laması yaparak, sanatın özgürlüğüne yapılan bu
saldınlara dikkat çekti. Basm bildirisinde yer alan
konu devlet ve hükümet yetkilileriyle sıyasi par-
./999'un en büyük tiyatro bombasını patlatan ise en büyük tiyatromuz
Devlet Tiyatrolan oldu. 50. yılına ulaşan bu kurum Kültür Bakanlığı Genel
Müdürlüğü'ne artık sığamayacak denli büyüdü, büyüdü, büyüdü ve sonunda
patladı. Şimdilik, şurasına burasına alelacele atılmış yamalarla "tamir
edilmiş" görünerek 50. yıl kutlamalannı atlatmaya çalışıyorsa da, gerekli ve
zorunlu düzenlemeler (yasalar ve iç yönetmeliİder) yapılmadıkça, bu yıl
yaşananlar her geçen yıl daha şiddetli olarak yaşanacağa benzer...
1) Kent Oyunculan - 'Martı', 2) Adana Devlet Tiyatrosu - 'V. Frank', 3) Dostlar Tryatrosu -
' Yahnavak Sokrates', 4) Tiyatro Stüdyosu - 'Bağla Şu Işi', 5) Ankara Devfet Tiyatrosn - TVIutlu Son'.
tilerin başkanlanna yazılı olarak ıletüdı. Basın ve
TV'nin bir bölümü her iki saldınya da yer verdi.
Sanki hıç böyle olaylar olmamış, yapüabilecek
bütün uyanlar yapıhnamıştı. lstanbul Amatör Ti-
yatrolarÇevresi'nin (ATÇ) basmda yer alan açık-
lamasuıa göre Tiyatro Manga, Haktun Taner'in
yapıtlanndan derlenmiş bir oyunu Sıvas Gürün'de
sergüerken önce yerel yöneticUerin tepkileriyle kar-
şılaştı, ardından da salona giren bır grubun saldı-
nsma uğradı. Bütün bunlar yetmiyormuş gibı,
topluluk elemanlan gözaltına alındı.
Türktiyatrosununve edebiyatınm övünç kay-
nağı, on üç yıl önce yitirdiğimız sevgıli Haldun
Taner'in 2000'in eşiğinde başına gelen bununla
kalmadı. Yüzyıbmızın Türk yazarlan tarafmdan
üretümiş en ünlü oyunlardan, özel ve tam ödenek-
ütiyatrolartarafindan en çoksergüenen, 1960'lar-
da, 70'lerde (bıle), 80'lerde (bile) ve 90'larda öz-
gürce sahnelenen tıyatromuzun çağdaş klasıkle-
n arasma girmiş Taner başyapın "Görieriıni Ka-
panmVazifemiYapanm", Tiyatro Bınkun'ın -Kül-
tür Bakanlığı destekli- yapunı olarak sunulurken,
Kozan Kaymakamı tarafmdan yasaklandı. Ge-
rekçe, siyasi ve adli kurumlarla emniyet bırimle-
rini olumsuz yönde etkiliyor olması; aynca, argo
sözcükler içermesi. Ne demeli? Zaman tersme mı
akıyor Türkiye'de?
Anadolu'nun küçük kentlerindeki tume oyun-
lannı organizatörler çoğunlukla sivil toplum ör-
gütlerinin düzenledıği toplu bılet satışlanyla ger-
çekleştirirler. 1999 yılında, özellikle son aylarda
yapılan turnelerde, sivil toplum örgütlerinin de,
daha önce yüklendikleri bu görevden sıyrümayı
yeğlediklen gözlenıyor. Üstünde kafa yonılması
gereken ve yaygınlaşmamasını umut ettığımız bir
başka "tersine getişme".
Bu arada gerek Kültür Bakanlığı'na ilişkin büt-
çe görüşmeleri sırasmda gerekse daha sonra mil-
letvekülerimızm Devlet Tiyatrolan ve başka tiyat-
rolar bağlamında baskıcı düşünceler ürettiğüıe de
tanık olduk. FP'li ve MHP'li milJetvekilleri, Eş-
berYağmurderefi'nın
tt
Akrep"inin sanat eseri ol-
madığından tutun da Nefl Simon'un "Güneş Ço-
cuklan" oyununun Türk halkına hiçbir şey söy-
lemediğine. George Feydau'nun -Fransız orta-
nunda geçen- "Bit Yeniği'' oyununda "mertvece-
sur Türk erkeğmin boynuzhı kostümlü, eti nasjr-
h çataşkan Türk kadınının meta" olarak göstenl-
diğine kadar uzanan -neresınden bakarsanız ba-
km içinize smdiremeyeceğiniz- bır "eteştiretsöy-
lem''le Türk tiyatrosunu "kendine getirme" ça-
balan ıçine girdiler.
DT *Kurum içi' mdaşmayı sağlamah
1999'un en b^-üktiyatrobombasını patlatan ise
en büyük (daha büyüğü olamaz)tiyatromuzDev-
let Tiyatrolan oldu. 50. yılına ulaşan bu kurum Kül-
tür Bakanlığı Genel Müdürlüğü'ne artık sığama-
yacak denlı büyüdü, büyüdü, büyüdü ve sonun-
da patladı. Şimdilik, şurasına burasına alelacele
atılmış yamalarla "tamir edilmiş" görünerek 50.
yıl kuüamalarını atlatmaya çahşıyorsa da, gerek-
li ve zorunlu düzenlemeler (yasalar ve iç yönet-
meükler) yapılmadıkça, bu yıl yaşananlar het ge-
çen yıl daha şiddetli olarak yaşanacağa benzer.
Yine de patlama büyüktü. Başta genel müdür
olmaküzere görevden alınmalarbirbırini izlerken,
olayın öncesinde ve sonrasmda istifalar sürdü git-
ti. 50. yü kutlamalan içinaçıklanan oyunlara gün-
demde ohnayan başkalan eklendi. Ankara Dev-
let Tıyatrosu'nda o kadar sık müdür değişti kı, de-
ğil hangi yazışmanın nerede olduğunu bulmak, sa-
natçılann, sözgelimi bir yönetmenin en son han-
gi tarihte hangi oyunu sahnelediği, hangi proje-
leri sunduğu, hangi önerilerine hangi yamtlan al-
dığı konusunda bile yanlışlık yapılabildı. Sanat-
çılar seyirci karşısındakı görevlerini bu huzursuz
ortamda yerine getirmeye çahştüar.
Devlet Tiyatrolan'nm yaşadığı sorunlann çö-
zümü her şeyden önce "kunım içi" uzlaşmayı
sağlamaya, çözümü siyasılerde aramaktan vazgeç-
melerine bağlı. Şu anda düşünce ve ilişkiler dü-
zeyinde yaşanan karmakarışıklığa akü erdirmek
de, önen getirmek de olanaksız. (Ügili görüşler
için bkz. Tiyatro Tiyatro dergisi, sayı: 95-96,97-
98). Ancak, Devlet Tiyatrolan'nı karşımızdau
ken-
di kendismdensonımhı", "kendiadına hesap ver-
meye zorunlu", "özerk" bır sanat kurumu olarak
görmek istediğimiz kesin. 1990'h yıllar bu bağ-
lamda -son on yılda yapılan bir dolu ghişime kar-
şın- sonuç alınamadan tüketilmiş oluyor. tstanbul
Şehir Tiyatrosu Sanatçılar Derneği'nin, kendı ku-
rumlannın da siyasetin dışında tutulması yolun-
da yenibir yönetmelik oluşturulmasrna ilişkin ça-
balan, Türkıye'dekı sanat kurumlannın "özgür-
kşme" yolunda 2000'den önce attığı son çığlık-
lar arasında yer alıyor.
2000'de tiyatromuz rahat sohık almah
Oyunlara gelince... Ankara'da geçen dönemde
sahnelenen çok sayıda oyun arasında öne çıkan,
Yûcd Erten'ın Ankara Devlet Tiyatrosu'nda sah-
nelediği "MuÖuSon", AyşenflŞamhoğhı'nun Ada-
na Devlet Tiyatrosu'nda sahnelediği "5. Frank"
ve Mustafa Avkmuı'm Ankara Devlet Tiyatro-
su'ndasahnelediği "GeyüderLaoetkr" oldu. (Sa-
nat Kurumu ödüllerinden pay alan başlıca oyun-
lardı bunlar.)
"Geyikler Laneder" tstanbul Festivali'nden
sonra Berlin'deki uluslararası bir festivale de ka-
tildı. Yılın en çok emek verihniş oyunu olmasına
karşuı, hem sanatçüan, hem de seyirciyı aşuı bi-
çimde yoran ağn" bır tempo üstünde biçımlendi-
rümesi, aynntılara aşın bir ağırlık venhniş obna-
sı nedeniyle, ne yazık ki yeterince değerlendıri-
lemedi ve Murathan Mungan'ın bu zorlu yapıtı
yahuzca 17 gösterimden sonra kaldınldı. Yeni
oyunlann hepsini göremedim. Görüp de yapım ola-
rak çarpıcı bulduldanm arasında Şakir Gürzu-
mar'ın yönetüğı
u
Büyük Romulus" ve LeylaTe-
cer'in yönettiği "Kanaviçe" var.
Tume oyunlan sayıca azdı. En çok ilgiyi Dost-
lar Tiyatrosu'nun "Yahna)akSokrates'"ı ile Kent
Oyunculan'nm "Martı''sı gördü denebilir. Gen-
co Erkal, Sokrates'teki yorumuyla seyircisiyle ya-
man bu- ıletişim kurmayı bir kez daha başanrken,
Rus yönetmenin "Her şeyin sahaedeotupbittiği
1
'
bir "tiyatrocular OVTUIU" olarak algılayıp sahne-
lediği "Martı''da tüm oyun kişilen ve onlan can-
landıran oyuncular "geri düzey"e çekilmiş ve de-
neyımli aktris Arkadüıa'yı oynayan Yıldız Ken-
ter "ön dSxey"e geûrümıştı. Bu oyunda tüm ki-
şilerin yaşamsal bir işlev taşıdığına inandığımdan,
yönetmenin bu yorumuna katılmam olanaksız.
Ancak, Yıldız Kenter'in olağanüstü bir yorumla
soluk kestiğini söylemeliyim.
Çoğunlukla amatör topluluklan bir araya geti-
ren Ankara Tiyatro Festivali'nin dördüncüsü ka-
sım ayı içinde gerçekleşti. Gençler her saat salon-
lan doldurarak Türkiye düzeyinde bir dolu ama-
tör toplulukça edinilmiş binkımi paylaşblar.
Tiyatromuz genç bir "öncü* yönetmeninibu yıl
gerçekleşemeyen Asos Festivali'ninyaratıcısı Hû-
seyin KatiraoğhTnu yitirdi. (Kurmaya çalışnğı sa-
nat merkezının dammda bir ınşaat işçisi gjbi çalı-
şuicen, kaza sonucu öldü Hüseyin.) Son oyunu Ya
Da Tiyatro'nun Babylon'da sergdedıği "Sûnnet-
fi* adh gösteriydi.
Yabancı oyunlan "Türkçe söyfeyen" Can Yöcd
de aramızda değil artık. Ama onu sahnede izleye-
bileceksiniz. Genco Erkal'ınDosdar Tiyatrosu'nda
sunmakta olduğu "Can"da...
Tiyatro biliminin Türkiye'deki üç öncüsü, yüz-
yıhmız içinde verdikleri yoğun hizmeti 1999'da sür-
dürerektiyatromuzunyüz akı olduklannı bir kez
daha gösterdileT. Yüzyüı yepyenı birer kıtaplanok-
talıyorlar. Özdemir Nutku "ChTin, Çocuk, Tîyat-
ro", Metin And "Tiyatro, Bale ve Opera SahneJe-
rinde Kanuni Süteyman Imgesi", Sevda Şener de
"Ounhum«'m75.YüındaTûrkTryatrostt" ile...
2000'detiyatromuzunrahat soluk alrnasını dilerim.
"YemDûnyaD62cni*ne özenmektense, kendine "çe-
kktözen vermeye" karar vermiş bir Türkiye'de...
ÖDÜLLER... YÎTtRDİKLERÎMÎZ... ÖDÜLLER... YİTİRDÎKLERÎMtZ... ÖDÜLLER...
rrvatro Festivab"Onur Ödfllû N. Mahfı Ayral'ın.
Tiyatro Ele$tirmenler Blrllğl Ödülü.
'Akrep' oyunundakı başanlı yorumuyla LemiBB-
gin'e verildi.
3. AfMe Tiyatro ödüllerl; Kent Oyuncu-
lan'nın sahnelediği 'Martı' ile Yıküz Kenter en
başanlı kadm oyuncu, Şükran Gfingör en başa-
nlı yardımcı erkek oyuncu, Sevim Çavdar en ba-
şanİı giysi tasanmcısı ve en başanlı yapım dalın-
da ödüllendirildi. Beşiktaş Kültür Merkezı Oyun-
culan'nın oynadığı 'Sen Hiç Ateşböceği Gördün
mü?'adhovunuylaYürnazErdoğan,C'evatFehmi
Başkut Ödûtü'nü, Demet Akbağ en başanlı mü-
zikal ya da komedi kadın oyunc\ısu, Şebnem Sön-
mez en başanlı yardımcı kadm oyuncu ve Metin
Kalender en başanh sahne müziğı ödüllenni al-
dı. En başanlı yönetmen ödülünü 'Ferhat ile Şi-
ıin' ile Yûcel Erten (tstanbul Devlet Tiyatrosu),
en başanlı erkek oyuncu ödülünü 'Molly S.'deki
oyunuyla KöksalEngör(Aksanat Prodüksiyon Ti-
yatrosu), en başanlı komedi ya da müzikal oyun-
cusu ödülünü 'Banş' ile Engin Alkan (lstanbul Şe-
hir Tiyatrolan), en başanlı sahne tasanmcısı ödü-
lünü 'Urfaust'taki tasanmıyla Orhan Aipaslan
(lstanbul Devlet Tiyatrosu), en başanlı ışık ve
efekt tasanmcısı ödülünü 'Ferhatik Şirin'deki ta-
sanmıyla Ayhan Güldağlan aldı. Muhsin Ertuğ-
nıl Özel Ödülü Sevda Şener'e verildi.
Bedla MUVahhit ödÜIÜ. tiyatro oyuncu-
su Ezgim Kıhnç Kışlah'ya verildi.
11. Uluslararası tstanbul Tiyatro Fes-
tjvali Onur ÖdÜIÜ. Türk tiyatrosuna verdiği
hizmetlerden dolayı Necdet Mahfı Ayral'a ve dün-
ya tiyatrosuna öncü çalışmalanyla yaptığı katkı-
lardan dolayı Amerikalı yönetmen Robert ^11-
son'a verildi.
İsmet Kdntay Tiyatro ödüllerl En Kı
Oyun Ödülü'nü lstanbul ŞehirTiyatrolan tarafin-
dan sahnelenen, Taner Barlas'ın yazıp yönettiği
'Ayduüanma Ateşi' adlı oyun aldı. En lyi Yönet-
men ödülü'nü Nâzım Hikmet'ın. lstanbul Dev-
let Tıyatrolan'nda sahnelenen 'Ferhat ile Şjrin'
oyunuyla Yücel Erten, En tyiKadmOyuncu Ödü-
lü'nü, lstanbul Devlet Tiyatrolan'nda sahnele-
nen, RefikErduran'ın 'Yemenimin Lçtun' adh oyu-
nundakı rolüyle Mehlika Baran, En lyi Erkek
Oyuncu Ödülü'nü ıse lstanbul Devlet Tiyatrola-
n'nda sahnelenen, Nâznn Hikmet'in 'Ferhat fle
Şirin' ovunundaki rolüyle Mümtaz Sevinç aldı.
22. Avnl Dilligil Ödüllerl. Müşfik Ken-
ter Yaşam Boyu Başan Ödülü, Nejat Uygur Bel-
kıs Dülıgil Onur Ödülü, Izmit Belediyesi Şehir
Tiyatrolan Jün Özel Ödülü, Tiyatrokare'den Şa-
fak Sezer ile tstanbul Belediyesi Şehir Tiyatrola-
n'ndan Ezgim Kıhnç Kışlah, Özendirme ödü-
lü'ne değer görüldü. Sevinç Erbulak. 'Ketebek-
ler Özgürdür' ve 'Derya Gülû' adh oyunlardaki
performansıy la Yılın En Başanlı Kadm Oyuncu-
su Ödülü'nü aldı. PadiyarTüfekçiile MehmetAK
Kaptanlar 'Bağla Şu Işi' oyunundakı rollenyle
Yılın En Başanlı Erkek Oyuncusu Ödülü'nü al-
dı. Yılmaz Erdoğan'ın 'Sen Hiç Ateşböceği Gör-
dün mü?' oyunuyla Yılın En Başanlı Yazan, Pı-
nar Kûr'ün 'BağlaŞuIşi' adh oyunlaYıhn En Ba-
şanlı Çevirmeni seçildiği ödüllerde, 'Sen EBç
Ateşbftceği Gördün mü?', Yıhn En Başanlı Ya-
pımı seçildı.
Müge Gürman'ın 'Küçük Bir tş İçin Yaşh Bir
PalyaçoAramyor' ile yılın En Başanlı Yönetme-
m, NurettinÖzkönü'nün 'Atçah Kel Mehmet' ta-
sanmıyla Yıhn En Başanh Dekor Tasanmcısı, Duy-
gu Tûrkekul'un 'Hürrem Sultan' oyunundaki ta-
Robert VVDson, festivaBn diğer onur ödülü aldı.
sanmıyla Yıhn KostumTasanmcısı seçildiği ödül-
lerde, Metin Kalender En Başanlı Tiyatro Müzi-
ği ödülü'ne değer görüldü. Hülya Karakaş'm
'Şen Makas' ve Zerrin Sümer'in 'Sen Hiç Ateş-
böceği Gördün mü?' oyununda En Başanh Yar-
dımcı Kadın Oyuncu Ödülü'nü paylaştığı ödül-
lerde, AdnanBiridk 'Urfaust'taki yorumuyla Yı-
lın En Başanlı Yardımcı Erkek Oyuncusu seçil-
di.
YAZIODASI
SELİM tLERİ
Güncelle Sınırlı Kalmak
Kınk Incetiklerin Şairi: Behçet Necatigil (Kaf Ya-
yinaltk)yayımlandığı için çok sevinciiğim bir kitabım'dr.'
Gerçi edebiyat-sanat ortamının 'pazartamact' at-
mosferinden epeydir bunalmaktayım. Köşeyı dön-
mek yerine, bir köşede pineklemek daha hoşuma
gidiyor. Edebiyatımızın değişen ve bence edebiyat
dışı kalan çehresine uzaktan bakmak, gönlüme ade-
ta su serpiyor.
Necatigil kitapçığına sevincim çabuk söndü:
Gençler Necatigii'i "hiç" tanımadıklannı söyledtler.
Daha ikinci paragrafta -görünen köy kılavuz iste-
mez- şöyie yazmıştım:
"Bugünün kısır ortamında, Necatigil ancak ger-
çek edebiyat tutkunlannın baş ucu şairi. Fakat ya-
nnın edebiyata saygılı uygar çocuklan onun şiirin-
den derin anlamlar devrişecekler."
öte yandan, ne yazarsam yazayım, bu kadannı
beklemiyordum.
Günümüzün genç insanı -yani benim görüşebil-
diklerim-, 'şair' dendi mi, hepı topu dört beş ad sa-
yıyor Nâzım Hikmet, Can Yücel, Murathan Mun-
gan, Küçük Iskender. Bir iki genç kız da Ümit Ya-
şar Oğuzcan'ı söyledi.
Memet Fuafın emekverilmiş yapıtı Çağdaş Türk
Şiiri Antolojisi'nde (Adam Yayınlan) birçok şairimi-
zin şiirien yer alır. Memet Fuat, antolojisini günümü-
zün şairierine yol alacak bir üçüncü ciltle sürdüre-
ceğinı belirtti.
Türk şiirini tatmak, duyumsamak ısteyenler anto-
lojinin sağtadığı olanaktan yararianabılirier.
Şiir bizde zaten az okunur, bari 'öz' okunsa. Hep
söylendiği gibu Herkes şiır yazdığını sanır, ama şiir
okunmaz. Şiir okuyanlar da, demek ki, birkaç şair-
le yetınmeyi tercih ediyorlar.
Behçet Necatigil, 13 Aralık 1979'da, yirmi yıl ön-
ce, büyük eserinı noktaladığında, Türk şiirinin do-
ruklanndandı. Eseri üzerıne güçlü ıncelemeler ka-
leme getırilmıştır: Hilmi Yavuz'un, AhmetOktay'ın,
Doğan Hızlan'ın yazılan. Farklı dünya göruşunün
yaklaşımıyla, Mehmet Kaplan'ın yazısı. Ve daha
birçok yazı çizi...
Kitap dolayısıyla radyo programına katıldım. Prog-
ramı gençler sunuyor. önce: "Biraz kendinizi tanı-
tırmısınız?" dediler. Isteksiz isteksiz tanıtmaya ça-
lıştım 'kendimi.' Hissedıyordum: Sıra, Necatigil gi-
bi bir ustayı 'tanıtmaya' gelecekti. Geldi; kalbim kı-
nldı.
Gençler, Kınk Inceliklerin Şairi...'ni okumamışlar.
Kitabı konuşuyoruz ama, "...yazdığınız bu yeni ro-
man..." diyorlar. Böyle şey olabilir mi?
Gençler: "Suç bizde mi?' diye sordular; soruyor-
lar.
Suç kimde? (Bir 'suç' işlendiği muhakkak.)
Türk şiirinin bir başka doruğunun, Attilâ llhan'ın
söytedikleri çınladı. Attilâ llhan: "Bundan sonra her
şey güncelle sınırlı kalacak. Hatta kimse bir şey
okumayacak" demişti. Bir iki yaz önceydi.
Sevdiğim şairlere, ezbere bildiğim şiirlere, dize-
lere nasıl kavuştuğumu düşündüm.
Herkesin serüveni ayn: Bendeşiirin, şıirsanatının
tohumu, Yahya Kemal-Ahmet Haşim hayranlan-
nm çekişmesmden. Çocukkığumda hemertfterkdiş"
Yahya Kemal'e tutkundu. Yahya Kemal'in şHrteri o
sıralar Hürriyet gazetesınde yayımlanıyor, ilgi dev-
şiriyordu. O zamanın bu 'medyatik' havası eserken,
hiç evlenmemiş, yaşlıca bir hanım, Ahmet Haşim'in
"çok daha büyük" şair olduğunu ileri sürmüş; epey
tartışılmıştı.
tDers kitaplanmızdaki ancak birkaçı 'şiir', çoğu
manzume şiirler. Bazılannı ezberlemiştim. Derken,
'roman' niyetıne edindığim SisierBulvan, kitaplığım-
daki ilk şiir kitabı... Gerisı kendiliğinden geldi.
Okul kıtaplan uzun yıllardan ben edebıyatı ve ede-
biyatımızı, dili, anadilimizi sevdirmemeyi neredey-
se 'amaçlıyor
1
. O yıkıma şimdi okunması 'dayatıl-
mış' kitaplar, yazariar pazariamacılığı eklendi. Ne var
ki, şiiri, öyküsü, romanı, denemesi, eleştirisiyle bir
büyük edebiyat hazinesi elimizin altında.
Yazar fantezisi saymayın: Türkiye'yi Avrupa Birii-
ği üyeliğı değıl, Behçet Necatigil gibi haysiyetli mem-
leket insanlannın yazdığı şiirleri okumak, kavramak
aydınlığa çıkaracaktır.
Takvimde tz Bırakan:
"Yirminciyüzyıl insanlan /Asıp kestilerI Kesip biç-
tiler I Tepeler gibi ölü yığıp I Deryalar gibi kan içti-
ler. I Çocuklan ağlattılar I Kadınlann ırzına geçtiler.
I Yirminci yüzyıl, insanlann I Ağlamasın da kimler
ağlasın." Cahit Külebi, 1943.
Eurodtsney'de grev
• Kültür Servisi - 23 Aralık Perşembe günü sabahın
erken saatlerinde Paris, bir grev eylemıne tanık oldu.
Eurodısney Eğlence Parkı'nın personeli, parkın Magic
Kingdom kapısınm dışında bır gösteri yapti. Parkın
yedi yıllık tarihindeki bu ilk grevde, Eurodisney
çalışanlarının küçük bir bölümünü temsil eden
yüzlerce ışçi ve grevci 2000 yıh maaş tazminatlan için
parkın etrafinı çevinneye teşebbüs ettıler. Bu arada
park, her zamanki gibi eğlenceye açıktı.
Edebiyat Müzesi kuruhıyor
• Kültür Servisi -Türkiye Yazarlar Sendikası(TYS),
'Edebiyat Müzesi' kurma çahşmalanna başladı.
Kültur Bakanlığı, Yıldız Sarayı içinde yer alan
Arabacdar Dairesi'nin bir bölümünü sendikamn
kullanımma verdi. Bazı yazarlann kitap ve özel ''•
eşyalannın sergıleneceği müze aynı zamanda
araştırma merkezi olarak kullanılacak. TYS'nin,
Marmara Depremi'nin ardından dünyaca ünlü
yazarlardan istediği yazılar ve ilginç belgeler de
burada sergılenecek.
Doğan Kîtapçılık'tan üç yeni kitap
• Kültür Servisi - Doğan Kitapçüik üç yeni kitap
daha yayımladı. tsmail Kadare 'Piramit' adlı son
romanında; çağımıza özgü olduğu kadar, insanlık
tarihirun ilk dönemlerinde de var olan totaliteT
düzen deneyuninden hareketle, Mısu" piramitlerinin
ıçerdiği sırra bıraz olsun ışık tutabileceğini
gösteriyor. Konusu Mısır'da geçen bir başka roman
ise 'Vezirin Adaleti' admı taşıyor. Mısırbüim
alamnda doktora sabibi olan Chıristian Jacq'ın
tarafindan kaleme ahnan roman, 'Mısır Yargıcı'
üçlemesinin son kitabı. Roman, Mısır veziri olarak
karşırmza çıkan yargıç Pazer'in Ramses'i
devirmeye ve mutlak gücü ele geçirmeye çahşan
Maliye Bakanı Bel- Tran'la karşı karşıya geknesini
konu ediyor. Fadiye Fakir tarafindan derlenen
'Sükût Diyannm Gümüş Kadınlan" adlı kitap ise
Arap dünyasının on üç kadm yazannın kaleme
aldığı otobiyografik metinlerden oluşan kitap,
kadınlann hiçbir şeyi sorgulamalanna ızin
verihnediği bir toplumda kadm yazarlannın
çıkardığı bir ses olarak değerlendirilebilir.