25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
26 ARALIK 1999 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER 35yaşndan sonranoter ohnamayacak • ANKARA (AA)- Noterhk stajına kabul edilme yaşını 50'den 35'e indiren yasa tasansı, TBMM Başkanlığı'na sunuldu. Noterlik Yasası'nda değişiklik yapan tasanya göre, noterlik stajına 23 üe 35 yaş arasındakı vatandaşlar katüabüecekler. 35 yaşını dolduranlar da noterlik stajına katüamayacaklar. Tasan üe noterlik stajına katılabilmek ve noterlik belgesi alabılmek ıçın askerlik görevinı yapmış olmak şartı da kaldınlıyor. KanaHTye bombah saUrı • istanbulHaberSenisi- Mecidiyeköy Ortaklar Caddesı üzenndekı Kanal D televizyonu bınasının önüne dün gece saat OO.O5'te plakası henûz belirlenemeyen bır araçtan bomba atıldı. Bombalı saldında ölen ya da yaralanan olmazken olaydan sonra bır kışı gözaltına alındı Yakalanan kişinin şeriatçı terör örgûtü tBDA-C işareti yaptığı görüldü. Uizçöküpal diliyorlar 1 • ANKARA (AA)-Irak Kürdistan Yurtseverler Birliğı (IKYB) lideri Celal Talabani, Kuzey Irak'taki Sûleymaniye kentinde "4. Galavez Edebiyat Festivali"nin açılışında yaptığı konuşmada, PKK'nın, "Iraklı Kürt gruplann içınde bağımsızlık isteği olmadığı ve IKYB'nin,PKK'ye saldırması için para aldığı" suçlamalannı yanıtladı. Talabani, "Özgüvenıni yitirmiş kişiler, yakalandıklan anda diz çöküp af diliyorlar" dedi. Sabancıve Cooira eteştiPi • tstanbul Haber Servisi - Ulusal Sanayıci ve lşadamlan Derneği (USİAD) Genel Başkanı Kemal Ozden yaptığı yazılı açıklamada, tngıliz Dışişlen Bakanı Robin Cook'un "Ilısu Barajı inşaatı. Kûrtlere özerkliğın önünde bir engel oluşturacaktır", işadanu Sakıp Sabancı'nın da "Gaston Tom ve Emile Noel, bunlar gibi iki numune bulacağız, geminın kaptanı yapacağız. Bizi AB'ye taşımak için başbakanın yanında tam yetkilı olacak" şeklindeki sözlerini eleştirdi. MHPIiidape amipi kızdı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Basının 'kıyak emeklüik' yasa önerisine ilışkın aleyhte yayını TBMM'yı kızdırdı. Basın organlannı hedef alan MHPlı TBMM îdare Amiri Ahmet Çakar, Meclis'in manevi şahsiyeti ve milletvekillerinin kişiliklerine yönelik yayın yapıldığını öne sürerek cumhuriyet savcılannı harekete geçmeye çağırdı. Polis saMmsma tepkiI ANKARA (Cumlmriyrt Bürosu) - Egıt-Der Genel Başkanı ve CHP MYK üyesi Mustafa Gazalcı, Mersin'deki gösteride polisin öğretmenlerin üzenne köpeklerle saldırması ve Istanbul'da soku öğrencüere karşı gerçekleştinlen faşist saldınlar nedemyle hükümeti kınadı. Polstere avukat • ANKARA (Cumhurryet Bûrosu) - tl emniyet müdürlen 1. grup toplanbsı, 40 ilin emniyet müdürünün katılımıyla dün Emniyet Genel Müdürlügü'nde yapüdı Emniyet Genel Müdûrii Turhan Genç, polisin görevini yaparken yaşanan olaylar nedeniyle avukatlara gereksınim duyulduğunu bildirdi. Genç, polislerin de savunmalannı en iyi şekilde yapma haklan olduğunu kaydetti. Açıktama • Istanbul Haber Servisi - Emniyet Genel Müdürlüğü, gözaltı sırasında ışkence gördüğü iddia edılen Muhabbet Kurt'un polis ifadesinde örgüt hakkında önemli bılgiler verdiği kaydedilerek Kurt'un kendısını örgüte karşı konunak amacıyla bu iddiayı ortaya attığı ifade edildi. 14Eylüll998'de alınan doktor raporunda "vücudunda herhangi bır darp ve cebir izine rastlanmadığı" belirtildi. Cumurbaşkanı Demirel, özelleştirme programının hızla tamamlanmasını istedi 'Devlet ekonomiden çıksın'ANKARA (Cumhuriyet Bfirosu) - Cum- hurbaşkanı Sü- leyman Demirel özelleştirme programmın hız- la tamamlanarak devletin ekono- mık ve ticari fa- aliyetlerin için- den tümüyle çı- kanlması gerek- tiğını savundu. Demirel, dün düzenlediği basm toplan- üsıylal999yılınıdeğerlendircu. 17bin424 kişinin yaşamını yitırdiğı Marmara depre- minın " vüzyılın fehketi" olarak adlandınl- dığına ışaret eden Demirel, özetle şu konu- lara dikkat çekti: 2000 sonunda yaralar ka- panacak: tnsanüstü gayretle çalı- şıldığını kımse ınkâr edemez. Pek çok eleştınye maruz kalan devlet, vatan- daşın yanrnda yer almış, gücûnü de ıspatlamıştır. Şimdi, şubat ve mart aylanndan başlamak üzere yeni şehırler, kasa- balar yapılacak. 2000 senesinin so- nunda yaralar tûmü ıle sanlmış ola- cak. 6 mılyar dolar sarfedılecek. Bu depremden, çok şey öğrendık. Çok pahalıya mal oldu, çok can kaybettik, çok acı çektık. Bu felaketten ders ala- cağız. Her şeyi, ona göre yapacağız Bilım ve teknolojıden. genış şekilde yararlanacağız. Devlet yenilenmell: 13 mii- yon nüfusa sahip Türkıye için yeter- li olan mevcut yönetim yapısı, günü- mûz Tûrkiyesi'nin ihtiyaçlanna tam olarak karşılık vermemektediı. Bu nedenle, demokratıkrejimin daha iyi işlemesı ıçın devletm yapısının cum- huriyetin temel niteliklenne bağlı ka- lınarakçağdaş gelişmelere uyum sağ- layacak şekilde topyekûn yenılenme- smde yarar vardır. Kırtasiyedllkten kurtul- ITiak: Gerekli anayasal-yasal ve ku- rumsal düzenlemelenn süratle yapü- ması kaçınılmazdır. Türkıye demok- rasısmm daha iyi işlemesı, halkı memnun edecek, açık, adil, kararlı ve verimli bir yönetimin oluşması için, devletin kırtasiyecilik, ağır işleme, yolsuzluk, kayrrma, rüşvet ve keyfı- likten kurtanlmasma ilışkın reform arayışlan bulunmaktadu. Türkıye bır an önce demokratık ka- tıhmcılık önündeki engellen kaldrr- malı, özelleştirme programmı sürat- le tamamlayarak devleti ekonomık ve nearı faaliyetin içınden tümüyle çı- kannalıdıı. Lıberal demokrasiyi, tüm kurum ve kurallanyla yerleştırmek hedefımız olmalıdır. Demokrasimı- zin içeriğıni gözden geçırmek ve dev- letin sahip olması gereken rol ve nı- teliklerini yeniden tanımlamak mec- buriyetindeyiz. Örgüt silah bırakma noktasın- da: Ülkenin her köşesinde kanun ve nızam hâkımıyetı tesis edılmiş ve terör örgutü da- ğılma ve sılahlı mücadeleyi büyük ölçüde bırakma noktasına getırilmiş bulunmakta- dır. Terörle mücadelede, bütün ülke ve ku- ruluşlann uluslararası hukuk kurallanna ve vanlan anlaşmalara uygun şekilde davran- masınıbeklemek Türkıye'nın en doğal hak- kıdn. Terör örgütünün Türkiye dıştna çekıl- me ve silahlı mücadeleyi bırakma konusun- daki tek yönlü karan, terör tehdıdinin po- tansiyel rutelığını değıştırmemektedir. Tür- kiye'de ıç banşın ana şartı terörün sona er- mesidir. Bu yola sapmış olanlann tümüne tekrar sesleniyorum: Gelın, bu firsatı kul- lanın. Türkiye Cumhuriyeti devletinin ada- letine sığının. İrtİCai yayinlar: Özel radyo yayınia- nnm yüzde 23.2'sinin. özel televizyon ya- yınlannın yüzde 26.4'nün ıdeolojüc mak- sath olduğunun tespit edılmesı, ülkemızde hür ve serbest yayın hakkının suıistimal edüdiğine dairüzücü bir ömek oluşturmak- tadır. Azımsanmayacak yoksul ke- Sİm: Türkiye'de gerek gelırkatmanlan, ge- rek bölgeler. gerekse üretım faktörlen ara- sındaki gelir dağılımı bozuktur. Aynca ül- ke genelinde, göz ardı edilemeyecek bü- yüklükte bir yoksul kesimin var olduğu bı- lenen bir gerçektir. Bu bakımdan makro- ekonomik istikrar içinde hayat pahalılığırun üstesınden gehnek; ekonominin her aktıf sektörünü kayıtlı düzen içme almak; her türlü geüre ulaşan, yaygtn, kaçağa izin ver- meyen, kesimler arasında adil olan bir ver- gi rejimim tesis etmek; kurumsal olarak, ÇÎZMEDEN YUKARI MUSAKART yoksul kesimlenn sıkıntısını gıdermeye yö- nelik pohtikalar oluşturmak; hızh kentleş- menin neden olduğu kentsel rantlan orta- dan kaldıracak mekanizmalar gelıştırmek gelir dağılımındakı bozukluklan giderme- ye yönelik temel yaklaşımlar olarak görül- mektedır. Sosyal güvenlik reformu: Türki- ye'de sosyal gü\enlık sıstemi, ışlevini tam olarak yenne getrrememekte, yüksek ma- liyenne rağmen taraflann hiçbirini memnun etmemektedır. Bu nedenle toplumun fark- lı kesımlerince kabul edilebilır, acil ve kap- samlı bir sosyal güvenlik reformu yapılma- sı ıhtıyacı vardır özelleştirme geclkmemell: Tür- kiye'de 100 mılyar dolarlık özelleştirilebı- Urvarlık bulunmaktadır. Özelleştinnenin i- lan edilmış olması bu kuruluşlarda yenileş- tirme yatınmlannı durdurmaktadır. Özelleştirme geciktikçe, bu kuruluş- lar daha çok zarar eder hale gelmek- te ve değerleri düşmektedir. Bu ne- denle özelleştinneninhızlandınlma- sı ve birkaç yıl içinde bitirilmesi, ekonomiye rasyonellik kazandınl- ması ve kamu mali sısteminin rahat- latılması bakımından çok önemlidir. İlköflretlm 12 yıl olmali: Ülkemizde ilköğretimde tam okul- laşmanın gerçekleştinlmesi ve orta- öğretimde altyapının tamamlanma- sına bağlı olarak zorunlu eğitim sü- resinin 2005-2006 öğretim yılına ka- dar 12 yıla çıkanhnası ve 2010-2011 öğretim yılında 12 yılhk zorunlu eğı- tımde tam okullaşmanın sağlanması hedefıne ulaşmak için gereken tüm çabalar gösterilmelidir. EnerJI projelerl öncellUI Olmall: Doğal kaynaklanmız gıde- rek tükendığinden ve üretımdekı ar- tış oranlan azaldığından, 2010 yıhn- dakı tüketimin yerlı üretımle karşı- lanma oranı yüzde 29'a, 2020 yıhn- da da yüzde 24'e kadar düşecektir. Bu da enerjı ıhtiyacınm karşılanma- sı içm daha fazla ıthalat yapılması ve dolayısıyla bütçeden daha fazla pay ayırmaya mecbur kaluıması demek- tir. Petrol ve doğalgaz en fazla tüket- tiğimız enerji kaynaklan ıkenbu kay- naklar, maalesef en az ürettiğımiz kaynaklann başında gelmektedir. Özellikle petrol ve doğalgaz temini ile ılgılı projeler. önümüzdekı on yıl- da da enerji sektöründekı en önce- lıkli projeler arasında olmak durum- dadır. Nükleer santral yapılmali: 21. yüzyüda ıddıası bulunan ülke- miz, diğer gelişmiş ülkeler gibi, nük- leet enerjiyı mutlaka kullanmak zo- rundadır. Bu ıtibarla, halen ertelen- mış bulunan, ülkemızm ılk nûkleer santral ıhalesınin, çevTe, güvenlik, ekonomiklık gibi kıstaslar azami şe- kilde gözönüne alınarak çağımızm en modern nükleer teknolojisine ka\'uşulması en kısa zamanda temın edıhnelidn". Süleyman Demirel'den cumhurbaşkanlığına 'yeniden adaylık' değerlendirmesi 6 Dereyi görmeden paçayı sıvamam' ANKARA (Cumhurijet Bürosu) - Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, cumhurbaşkarurun halk taraündan seçılmesı konusundakı görüşünü koruduğunu belirtiıken, anayasanın değiştirilerek "iki kez üst üste cumhurbaşkanı seçflmesine olanak tanınırsa", gelişmelere göre tavır belirleyeceğıru söyledi. Demirel, "Ben hiçbir zaman dereyi görmeden paçalan srvamadon. Bir göreüm bakalım ne yapüacak. Boyk yapariarsa ne yapacağımızı dûşûnür taşınınz. Ama vakti saati var" yanıtmı verdi. Demirel, yülık basm toplantısmda, cumhurbaşkanlığı görevini olabildiğince tam tarafsızbk • Demirel yıllık basın toplantısmda, görev süresinde anayasal cumhurbaşkam olmaya özen gösterdiğini söyledi. Kendisi için bir şey istemediğini belirteren Demirel, 'Tercihim cumhurbaşkanını halkın seçmesi, o olmazsa da 5 artı 5 olsun' dedi. içinde sürdürdüğünü belirterek "Her türlü taröşmanın üzerinde katmak suretrvle anayasal cumhurbaşkanı olmaya büyük özen gösterdim" dedi. "Ulkeye ve topluma fay dalı insanlara her zaman destek verdim, onlara sahip çıktım. daha fazla hizroet için tefvik ettim ve yönkndirdim" diyen Demirel, halkla da her zaman iç içe oldugunu vurgulaftiı. Demirel, cumhurbaşkanlığı seçimıne ilışkın bır soru üzerine de bu seçimin anayasadaki kurallar çerçevesınde yapılacagım ıfade etti. Görev süresinin 16Mayıs'ta dolacağım anımsatan Demirel, bu süre içinde ettiğı yemin gereği, siyasi bir değerlendirmede bulunamayacağına, kulis yapamayacağına dikkat çektı. Demirel, parlamentonun cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgıli değişiklik yapması durumunda kendi isteğinin. •*cumhurbaşkamnı halkuı seçmesi" oldugunu vurgularken "Bunu kendim için istemiyorum, Türkiye için istiyorum'' dedi. Demırel," Neden derseniz, bu kurumu daha güçlü yaparsımz, bu da daha iyi olur. MecKs seçerse güçsüz olur demiyonım, beni Meclis seçti. nasıl diyebüirÜTL Ama halk seçerse daha güçlü oJur" dedi. Cumhurbaşkarurun 5 yıllığına iki kez üst üste seçilmesi önerisi bulunduğunu belirten Demirel, sözlenm şöyle sürdürdü: "16 Mayıs'ta seçim yapuacakbr. Bunun kabt 16 Nisan'da, 1 ay önce mekanizma işlemeye başlar. Ük 10 günde namzetkr (adaylar) ortaya çıkar ve o mekanizma işler, o da yılbaşından sonra birkaç gün içinde belli olur. Ben, eğer halkm seçmesine şimdi hazır değiliz dryorsanız -ki eninde sonunda olacak o- 5 seneye indirin diyorum. iki tane beş sene secüebikin diyorum. Böyfc yapariarsa ben ne yapanm? Şimdi ben hiçbir zaman dereyi görmeden paçalan srvamadım. Bir görelim bakahm ne yapüacak. Böyie yapariarsa ne yapacağunızı düşünür taşuunz. Ama vakti saati var?" IRMIKIAYDIN ENGtN aengin@doruk.net tr. Güney Almanya'nın bu küçücük, ama tarihi pek zengin kentinde, Ulm'de, Hı- ristiyanlariçin 24 Aralık "Heilige Nacht" idi, "kutsalgece". Müslümanlarsazaten "kutsalay"\n içindeydiler, ramazan. Üs- telik günlerden de cuma. Kuzey'de gün erken biten karanlık ça- buk çöker. Ulmlülerin "Dünyanın en yûksekkilise kulesi ondadtr" diye övün- dükJeri büyük katedralın çanlan aralık- sız vurmaya başladığında Müslümanlar iftar sofrasına oturmuşlardı. Iftann ardından, çoğunluğu Türk, ka- lanıTunuslu, Faslı, Kürt, Nijeryalı, Pakis- tanlı, Malezyalı Müslüman erkekler ağır ağır kentteki camilere, vaaz dinleyip te- ravih namazı kılmak üzere yönelirierken, Hıristiyanlar da bayramlıklannı g'ıyip, ka- dın, erkek, çoluk çocuk katedralın (Münster) yolunu tuttular. Gazeteciye de Protestan katedralin- den Türk camiine, oradan, ırmağın, ko- ca Tuna'nın ote yakasındaki Katolik ki- lisesine, oradan gene katedrale ve ge- ne Müslüman camiine dolanmak kaldı. Tuna'nın kaynaklanna yakın bir ova- da, çok dilli, çok dinli "Avrupalılar" bir arada, yan yana (iç içe değil yan yana) "kutsal gece"lerini kutladılar. Ulm sokaklarında, teravıhten çıkan Müslümanlar, Noel ayininden çıkan Hı- Çok Dilli, Çok Dinli Bir Avrupa'da... ristiyan komşularıyla rastlaştıklarında selamladılar: - Fröhliche Weihnachten (İyiNoetler). Hıristiyanlar buna karşılık Islam töre- sınce ne deneceğini bilemediklerinden, onlar da "Size de" diyerek karşıladılar. Dün gece sabaha kadar, Ulm'de ev- lerin ışıklan yandı. Hıristiyanlar "kaz kı- zartması"nın ana yemeği oluşturduğu geleneksel Noel sofrasına oturdular; ışıklarla donanmış Noel çamının eşliğin- de yiyip içip eğlendiler. Müslümanlarsa kısa bir uykudan sonra sahura kalktılar. Onlann da evleri ışık ışıktı. Gazeteci ise yalnızlığın keyfini doya doya çıkarmacasına kentin sokaklann- da dolandıktan sonra kendini berbat bir tektekçi meyhanesine attı. Geri kalan bütün lokanta ve meyhaneler ya kapa- lıydı ya da yerier önceden aynltılmıştı. Oysa tren istasyonunun çevresindeki bu berbat, bu sidik kokulu, şarabı sirke kıvamında, birası ucuz ve ılık meyhane- de kendisi gibi "hane-i berduş" takımı üslenmiştı. Kızlı erkekli Rus çalgıcılar bir yandan "votkasız bir gecenin heba edilmiş bir gece" olduğuna ilişkin derin felsefı sap- tamalaryapıyor, bir yandan da ucuz şa- rabı art arda indiriyoriardı. Içlerinden biri, Ortodoks Noeli'nın 7 Ocak'ta oldugunu ve zaten gerçek No- el'in de o gün oldugunu savunarak, bu geceki yalnızlıklannı açıklamaya çalıştı. Bana kalırsa Berlın Duvan'nın yıkıl- masıyla başlayan azgın fırtına, 1917'de başlayan bir cesur denemeyi tuzla buz etmiş ve Leningrad'ın, Moskova'nın, Ki- ev'in seçkin konservatuvariannda mü- zik eğitimi görmüş bu çalgıcılan, Tuna, Rhein, Elbe, Oder, Neckar, Main ırmak- lannın suladığı zengin topraklarda hü- nerieriyle sadakatoplayıp kannlannı do- yurma telaşına düşümnüştü. Şimdi, Ulm'de, berbat bir meyhane- de, bütün bir Hıristiyan dünyasının bay- ram gecesi, ucuz şarabatalim edip, ara- lanna neden düştüğünü bilmedikleri ve merak da etmedikleri gazeteciye, kınk dökükAlmancalan ile "Duvardan önce- ki-Duvardan sonraki" günleri karşılaştı- rtyoriardı. Kafalar iyiden iyiyetütsülenince gaze- teciyi fîlan unutup kendi aralannda "mes/eW tartışmalar"a daldılar. Konu- şulanlan çeviren Rusun dediklerinden anlaşıldığı kadanyla, Almanlann ve Ba- tı Avrupalılann kilise müziği denince Bach'atakılıp kalmalanna içeriiyorlardı. Bach'ın, müziği sistematize ederken çeyrek ve sekizde bir sesleri silip attığı- nı ve müziği yalınkatlaştırdığını fîlan ile- ri sürüyoriardı. Anlaşılır işler değil. Üstelik böyle bir gecede müzik tarihi ve tekniği üstüne sarhoş muhabbeti dinlemek de akıl kâ- n değil. Üstelik ırmağın öte yakasında, kom- şu mahalle "Neu Ulm"de Katoliklerin gece yansı ayini var. Gazeteci, soğuğa aldırmadan yola vurdu. üebfrauen Kili- sesi'nin orgundan yükselen Bach'la bu- luştu. Geceyi, kilisenin önünde tezgâh aç- mış yaşlı Almandan bir koca tas "Glüh- wein" (kaynamış şarap) alıp, bir soluk- ta dikerek noktalamalı. Bu saatte ve bu soğukta içi ısınır in- sanın... POUTtKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETtNKAYA 'Sen üşüyopsun../ Kış geceleri bir tuhaf iç çekişi anımsatıyor... Gizli kalmış aşklar yerkürenin gizemiyle bulu- şup, bir bulut oluyor ansızın... Konuşan sensin gökyüzüne bakarak... Avuçlanndaki sıcaklık benım özlemim!.. Televizyon ekranlanna yansıyan o görüntüleri bilmem sen de izledin mi? Polisler, köpekleri bir oğretmenin üzerine saldır- tıyoriardı... lzmir'de Serkan Eroğlu için yürüyen arkadaşlannı yine polisler copluyordu... Bir kin ve öfke seli gördüm... Acıyı ve hüznü de!.. İki yıl önce Serkan, Ege Üniversitesi lletişim Fa- kültesi'nin tuvaletinde asılı olarak bulunmuştu... Katilleri neden yakalanmadı? Uzun bir gece... Dışanda soğuk ve yağmur var... Zamanın sapağında savaştannlan acımasızlığın kan gölünde hesaplar yaparken bir kız çocuğu kış bahçelerinden topladığı yabanıl çiçeklerie avunu- yor... Yitik bir zaferi ızleyen bizler ise, o masalımsı düş- ler içinde sadece avunuyoruz... Zavallı yüreğim bir bilinmeyenin dehşeti için- de hızh hızlı çarpıyor... Işkenceden geçmiş, sorgulanmış, demir par- maklıklar arkasına atılmış çocuklanmız bağlaşık bir çığlık gibi düşlerin pıhtısında karşımıza dikili- yor... Biraz şaşkınız... Biraz da umursamaz.... Saat geceyi gösteriyor... O saatlerde bir kentin ölü karanlığındaçocukla- n vuruyortar... Bense birden seni düşünüyorum... Giuseppe Ungaretti'nin dizelerinde dünyanın ölümsüzlüğünü öğrenen çocuklar gerçeğin alfa- besini taşlann çamurtu yivlerinde anyor... Kış bahçelere vurmuş... Dışanda yağmur ve fırtına var... Biliyorum sen üşüyorsun!.. • • * Ellerimin erişemediği yerlerde belki aydınlan- mak istiyor yüreğim... Gözlerimi yumuyorum... Paris metrosunda mıyım yoksa Diyarbakır çar- şısında mı, bilemiyorum... Necla'nın öyküsünü anımsıyorum birden... Üç el silah sesi!.. Bir çığlık... Edmond Jabes'in dizelerine takılıyorum o an- da... Enis Batur Türkçeye çevirmiş... Jabes diyor kı: "Bir kâğıt parçasına bir kelimeyi dökmek, o an- da beyaz sayfayla söze tutuşmaktır. Her gördüğümüz, duyduğumuz, yaklaştığımız, ne oldugunu anlar anlamaz bizimle söyleşiye gi- rer. Onun için de kitap, kelimeden kelimeye açılan çerçevetenmış uzaydır. Yazıldığı yerdeyazılı deği- liz biz, silindiği yere kayıtlıyız. ' " Mezar taşı yazısının bizi sessiz kalmaya zorla- yan bir dili vardır. Bir işaretin peşine takılmış ağ^ dalı sessizlik. Ah, itiraflannın gizinde olamadığımızkadar ken- dimiz olan öteki insan, dünya, tann; adımını bağ- lamaya cüret edemediğimiz bir sözden söze ge- çiş; çünkü herne kadar biz ondan kaynaklanıyor- sak da, o bize olsa olsa ucundan ait. Beyazlık, kan beyazlığı. Harflerin sesinde yüz- yıllann gururu ve yıkımı yatıyor. Onu açığa çıkar- tırken bunlan da uyandınyorsun. Birbirimizden aynldığımız an bir kitap aralanı- yor." ••• Bir umudun yok oluşu yüreğimi dağlıyor, kaybo- lan çocuklann türküleri içimi yakıyor... Necla, Serkan, Clmrt, Metin ve diğerieri... Gecenin karanlığı içindeyiz... Yağmur ve soğuk... Sen üşüyorsun... Aşk ve tutku... Sen ağlıyorsun!.. Hüznün neresindeyiz söyler misiniz? Haydi gelin Octavio Paz'ın sesine kulak verin: "Saydam gövdesini açıyor gün. Güneş taşına bağlanmıştım; ışık, görûnmeyen büyükçekiçleriy- ledövüyorbeni. Bir duraklamayım sadece, birtit- reyışle bir başkası arasında: yaşama noktasıyım, birbirini gönvezlikten gelen, içimde buluşan iki bakışın kesiştiği yerde keskin, sessiz bir nokta. Antlaşma mı yapıyortar? Saf boşluğum ben, sa- vaş alanı. Ötekigövdemi görüyorum gövdemin ar- kasında. Taş panldıyor. Güneş gözlerimi oyuyor. iki yıldız, kırmızı tüylerini sürüyor boş oyuklara. Görkem, kanatlann kıvnmı, yırtıcı birgaga. Birtür- küye başlıyor gözlerim ansızın. Dal bu türküye, ateşe at kendini." hikmet.cetinkaya a cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/513 90 98 GÖZIERİN POYRAZ Cumhuriyet k ı t a p 1 a r ı Gazeteci-Yazar Hıkmet Çetınkaya'nın ıçındekı firtınah evrende gehştirdığı. duygu denizinde damıttığı yazılan. Bır solukta okunacak, kımı zaman bir nısan yağmuru altında, bazan poyraz yelının soguk savurganlıgmda ya da karanlık bır gecenin yalmzlığında yeniden okunacak, yer yer okunacak bır kitap bu kıtap Cumhuriyet Çağ Pazarlama A.Ş. Tûrkocağı Caö No.39/41 Rte^kuiuBü (34334)Cağa!oğlu-lstanbul Tel: (212)514 01 96
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear