Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 25 ARALIK 1999 CUMARTESİ
HABERLER
Metin Cöktepe davası
Yargıtay temyiz
karannı 2000'de
açıklayacak ,
ANKARA(AA)-Yar-
gıtay 1. Ceza Daıresı, ga-
zetecı MetinGöktepe'nin
öldüriilmesıne ilişkin da-
\ada 7 yıl 6'şar ay ağır
hapis cezası alan 6 pohs
hakkındaki temyiz iste-
rnıne ilişkin karannı, 20
Ocak 2000 tarihinde
açıklayacak.
Yargıtay 1. Ceza Daire-
si'nde dün yapılan tem-
yiz duruşmasına sanıkJar
Seydi Battal Köse, Murat
Pobtt ile avukatlan Ah-
metÜlgerkatıldılar. Gök-
tepe'nin annesi Fadime
Göktepe ile ağabeyı tb-
rahim Göktepe ve müda-
hıl avukatı Kamil Tekiıı
Sürek de ızleyıcı sıfatıy-
la oturuma katıldılar.
Daire Başkanı Tiirkan
Güven, geçen temyiz du-
ruşmasında savunma için
süre isteyen sanık avukat-
lan Necdet Küçüktaşkı-
ner ile Ömer Yeşflyurt'un
bu otunıma gelmedıkle-
ıinın tespitını yaptı. Du-
ruşmaya gelen sanıklar
Köse ve Polat ile avukat-
lan Ahmet Ülger, geçen
duruşmadakı savunmala-
nnı tekrarladıklannı be-
lirttiler.
Daıre Başkanı Güven,
savunma için süre isteyen
avukatlann gelmemesı
nedeniyle dosyanın du-
ruşmasız ıncelenmesine
karar verdığini bildirerek
dosyanın ıncelenıp kara-
nn açıklanması için du-
ruşmanın 20 Ocak 2000
tarihine bırakddığını kay-
detti.
Gazeteci Metin Gökte-
pe'yi öldürdükleri gerek-
çesıyle Aiyon Ağır Ceza
Mahkemesi'nde yapılan
ıkınci yargılama sonunda
emniyet amiri Seydi Bat-
tal Köse, polis memurla-
n Şuayip Muthıer, Murat
Polat. Saffet Hrzara, Me-
tin Küşat ve Fedai Kork-
maz7'şeryıl 6'şar ayağır
hapis cezasına çarpönl-
mışlardı. Davada 5 polis
memuru da beraat etmiş-
ti.
Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcıhğı tebtiğname-
sinde, 6 polis memuru
hakkındaki mahkûmiyet
kararlannın onanması is-
tenirken emniyet amın
Seydi Battal Köse hak-
kındakj karann bozulma-
sı yönünde görüş bildiril-
mişti.
Kardesinin kararı bozuldu
Sakık'ın ölüm
cezasına onamaANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Yargıtay 9.
Ceza Daıresi, Diyarbakır
1 No'lu DGM'nın PKK
yönetıcisi Şemdin Salak
hakkında verdığı ölüm ce-
zasını onadı. Daire, Şem-
din Sakık'ın kardeşı Arif
Sakık hakkında verilen
ölüm cezasına ılışkin hük-
m8 "eksik sonışrurma"
gerekçesiyle bozdu.
Yârgtfay 9. Ceza Daire-
sj, Sakık kardeşler hakkın-
da, Diyarbakır 1 No'lu
DGM tarafından verilen
ölüm cezasına ilişkin hük-
mün temyiz ıncelemesıni
tamamladı. Daire, dosya
üzerinden yaptığı incefe-
me sonucunda. Şemduı
Sakık hakkında verilen
ölüm cezasını "usul ve ya-
saya uygun bularak" ona-
dı. Daire. Sakık'ın "Piç-
manhkYasasrndanvarar-
tanmam gerekir" gerekçe-
lı temyiz istemıni yerinde
görmedi. Dairenin buna
gerekçe olarak Sakık'ın
"güvenlik kuvvetieri men-
suplarını öldürmesi ve te-
rör örgütünde > önetici
kadrosunda bulunmasınT
gösterdiğı öğrenıldi.
Daire, Arif Sakık hak-
kında verilen ölüm cezası-
nı ise "eksik sonışturma"
gerekçesiyle bozdu. Da-
irenin, Arif Sakık'ın birkı-
şınin öldürülmesi olayuıa
katüıp kanlmadığına iliş-
kin ılgilı mahkemeden
celp ıstenmemesinı ve bu
konunun araştınlmaması-
nı "eksik soruşturma ne-
deniyle bozma" gerekçesı
saydığı öğrenıldi.
Daıre, Arif Sakık'ın
"Pjşmanhk Yasası'ndan
faydalanma" yönündeki
istemınin değerlendirme-
sını de bu eksikliklerin gı-
derilmesınden sonra Di-
yarbakır 1 No'lu DGM'ye
bıraktı.
Yargıtay 9. Ceza Daire-
sı, onama ve bozma karar-
lannı oybirliğiyle verdı.
Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcüığı, hazırladığı
tebJignamede, Sakık kar-
deşler hakkında Diyarba-
kır 1 No'lu DGM'ce veri-
len ölüm cezalannın onan-
masını ıstemiştı. Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcüığı,
Yargıtay 9. Ceza Daire-
si'nin Arif Sakık hakkında
verdiğı "usulden bozma"
karanna ıürazda bulunabı-
lecek. Bu ıtıraz yapümaz
ya da reddedılirse Arif Sa-
kık Diyarbakır 1 No'lu
DGM'de yeniden yargda-
nacak. Şemdin Sakık'ın
ise "olağanüstü kanunyo-
lu" olarak bihnen "karar
düzehme" isteminde bu-
lunma hakkı var. Bu iste-
min, öncelikle cezanın
onanmasını isteyen Yargı-
tay Cumhuriyet Başsavcı-
lıgYnca kabul edılmesi ge-
rekiyor. Bu kabul edilırse
"karar düzehmeistemini"
Diyarbakır 1 No'lu
DGM'nin karannı onayan
9. Ceza Dairesi ınceleye-
cek.
Dıyarbakır 1 No'lu
DGM, Sakık kardeşlen
"devletin hâkiıniyeti amn-
daki toprakkrdan bir k»-
mını devlet idaresinden
ayırmaya yönelik eyletn-
lerde bulunduklarT ge-
rekçesiyle TCK'nın 125.
maddesine göre ölüm ce-
zasına çarptırmıştı.
Ankara 1 No'lu DCM
Sıvas davasında
gizli duruşmaANKARA(Cmnhıııi>«t
Bürosu) - Sıvas davası sa-
nıklanndan Ali Knrt ile
Mevlüt Atalavın. pışman-
Uk yasasından yararlan-
mak ıstediklerini behrtme-
si üzenne mahkeme heye-
ti, "girii cebede" söz konu-
su sanıklan dinlemeyi ka-
rarlaşürdj.
Ankara l No'lu Devlet
Güvenlik Mahkemesi'nde
görülen davanın dünkü du-
ruşmasına Orhan Karade-
niz ızınli olduğu ıçın Sû-
reyya Gönûl başkanlık et-
ti Sanık avukatı Hüseyin
Ayan, esas hakkındaki sa-
vunmasında, CMUK'un
251. maddesinin "Söz, sa-
nık ve vekiDerinden önce
müdahfl tarafa verilir''
hükmünün çiğnendiğinı
öne sürdü.
Savcı Hamza Keieş, da-
ha öncekı celselerde mü-
dahil tarafa söz verildiğinı
ve daha sonra da sıranm sa-
nık avukatlanna geldiğinı
kaydetti. Dava dosyasmın
ikinci kez Yargıtay'da bu-
lunduğu sırada Abduflah
Öcalan'ın da îtalya'da bu-
lunduğunu ammsatan
Ayan, "Böyle birdönemde
ölüm cezaJannm onanma-
smın Türkiye'yi dünya ka-
muoyu ÖDÜsdezor durum-
da bırakacağının düşünül-
mesi nedeniyle karar siya-
si ve konjonktürel olarak
bozulmuştur. Söyk*ükfc-
rim hukuki değjklir,çünkü
bozma hukuki değüdir"
dıye konuştu.
Söz aian savcı Hamza
Keieş, pişmanlık yasasın-
dan yararlanmak istedikle-
n konusunda dilekçe veren
ıki sanığın bu yöndeki
açıklamalann beUrlenme-
sıne ve tutukhı sanıklann
tutukluluk hallerinin deva-
mına karar verilmesini is-
tedı. Mahkeme başkanı
Sûreyya Gönül, sanıklann
tutukluluk hallerinin deva-
mına karar verildiğini
açıklayarak durusmayı 21
Ocak 2000'e erteledi.
Aslıtürk'ün İstanbul'da "kalıcı kentsel tahribat yaratan" suçları sorgulanmıyor bile!..
s
Gülay Haıınıı^nı<t
iınar geçınîşi'
OKTÂYEKtNCİ
"Ha>aBmdeki görev Şişfi Bekdiye Baş-
kanhğı idL.. Bunu elde ettiğim için ne ka-
dar muaiıysam, ŞişiihaDadao kâdar nut-
luolacak_"
Belki kelımesi kelimesine böyle değil-
dı ama Gübv Ashtürk 1994 yüı yerel se-
çimlerinde Şişliyı kazandığinda, ilk ko-
nuşmasını buna benzer sözlerle yapmış-
tı. Sıyasal başansını neden "millenekiffi-
ğineyönleııdirmediğini'' soran gazetecıle-
re de manşetlerden düşmeyen şu tür ya-
mtlar veriyordu:
u
Kentimi\chaDamıçoksevTyorum.tki-
smden de kopamam-"
Çatafca'nm 'bereketi'
Şişh Beledıye Başkanlığı'na ışte böy-
le başlayan, şımdı ise Ingıltere'nın baş-
kenti Londra'dakı Bovv StreetMagistraten
Mahkemesi'nde Türkıye'den kaçmasına
neden olan suçlanndan ötürü "yargdan-
ma süreciniıı" başlamasını bekleyen Gü-
lay Aslıtürk, acaba neden hep "ŞişM'yi ha-
yaJ etnuşti" ve onun için "kenti sevmek"
ne anlama gehyordu?..
Bu sorulann yanıtı, aslında 1994 önce-
sindekı "Çataka Beiedhe Başkanhğı" sı-
rasındaki "icraatiannda" bıle açıkça gö-
rülebılıyordu. O yülarda soyadı "At^"
olan Gülay Hanım'ın sadece "nnajma"
önem veren ve kamuoyuna tanıtırken de
"çağdaş ve gûzel bir ba>an başkan" gö-
rüntüsünü göklere çıkarmanın dışında he-
men hiçbir davTanış sergilemeven "med-
ya" ilgilenmemış olsa bile, îstanbul'daki
"mimar ve mühendk odalan" Çatalca'yı
yakından izlıyorlardı
Çünkü bu "a>dm" görünümlü, yüksek
eğıtimlı ve yabancı dıl bilen, şık ve zarif
bayan beledıye başkanı, özelhkle "imar"
ve "kent hakbn" konusunda en cahıl ve
en kaba-saba erkek belediye başkanlan-
nın bile cesaret edemeyeceğı düzeyde
"radüuü karariar" alıyordu
Çoğunluğu Istanbul'un nâzım planına
aykın, imar hukukuyla da çehşen ve şe-
hircilik ilkelerine ise tümüyle ters düşen
bu kararlan ise yine medyada "övgûyie"
duyurulmasına rağmen, aslında sadece
Çatalca için değil, bütün tstanbul ıçın
"kente karşı suç" nıtelığındekı proje ve
yatınmlara yol açan ve sadece 'imar ran-
amaçlı spekülatıf uygula-
• Şimdi Londra'da yargılanmayı bekleyen Gülay Aslıtürk'ün, hem Çatalca'da,
hem de Şişli'de belediye başkanıyken ayncalıklı "imar rantı" armağan ettiği tüm
yatuımcılan da hiç değilse "tanık" olarak dinlemek gerekiyor; bu rantlann imar
yasasına uygun kararlarla elde edilip edilmediğini öğrenebilmek için.
Çataka'daki tanm alanlan ve su havzası üzerinde oynanılan imar oyunlanmn, ranü doruğa çıkara-
cak örnekleri Şişli'de yaraülryordu... . .
malardan başka bir şey değıldı.
Örneğın, yine Gülay Hanım'ın büyük
"teşviki'' ve yardımlanyla ıçme su\ıı hav-
zasuıdakı "tanma bfle vnsaklanmış otan"
tarlalan köylünün elınden bedava denile-
bilecek bir parayla toplayan "özel serbest
bölge'' yatuımcılan, dönemın ANAP'lı
hükümetinin karanyla aynı tarlalarda
"özel imar hakkı'' elde etmişler ve daha-
sı "Büyükçekmece Golü koruma kuşa-
ğmdaki'" ıçme suyu mevzuatını açıkça
çiğneyen ınşaatlanna da Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel'ın katıldığı "terod at-
ma törenryte" başlamışlardı...
Gülay Hanım'm işte bu "imar rantraa
sevdah bdediyeciiik ashvışr için Çatal-
ca daki "bereketfi denevim sürednden"
sonra îstanbul'daki en ıdeal bölge ise hıç
kuşkusuz ŞişH ılçesiydı Özellıkle
u
gök-
dekniefme'' salgını açısından Şışli o den-
li yüksek bir "Ktikbale" sahipti kı Istan-
ÎĞNELt FIRÇA ZAFERTEMOÇtN Ölümünün 26. yılı
İsmetİınönü
törenletieanütyor
Haber Merkezi-
Türkiye'nin tkinci
Cumhurbaşkanı ve
Atatürk'ün yakın si-
lah arkadaşı tsmet
tsönü. ölümünün
26. yıldönümünde
törenlerle anılıyor.
Ankara Yenımahalle
Belediye BaskanJı-
gı'nca düzenlenen
törenoen önce top-
lantı salonunda "Fo-
tograflarla tnönü
Serg^si" açıldı. An-
ma toplantısında ko-
nuşan Atatürkçü Dü-
şünce Demeğı ADD
Genel Başkanı Yekta
GângörOzden,Ata-
tfirk ve Ismet lnö-
nü'nün birbirini ta-
mamlayan iki insan
olduğunu belirterek
"Buböyükinsanlar,
böyk>
<
ridöaümkrİD-
desadece teigraf çe-
kierek ve gösterme-
ükvaklaşımiaHaaııı-
lamaz. Bu insanlar,
biz gercekten onlan
değerleri 3e yaşatö-
ğumzsurece anılır"
dedi. Inönü Vakfi
Başkanı tsmet Inö-
nü'nün kızı Ozdea
Tokerde babasuu yi-
oreli 26 yıl olmasma
karşın sevenleri sa-
yesınde onu yasat-
maya devam ettikle-
rini söyledi.
CHP GeneJ Baş-
kanı ARan ÖymeB
de tsmet tnönü'nün
yaşamında tek değil,
bırçok yaşam oldu-
ğunu ve onun vasıf-
lannı anlatmanm bu
tür toplantılarla sı-
nırlandınlamayaca-
ğını vıırguladı. CHP,
Inönü için bugün
anma etkinlikleri
gerçekleştirilecek.
CHP yöneticileri sa-
at 11.00'de Anıtka-
bir'e giderek, Inö-
nü 'nün mozolesini
ziyaret edecekler.
Saat 12.00'deyapıla-
cak törenle partıye
yeni katıhmlar ger-
çekleşecek. Bu tö-
renle, tnönü'nün to-
nınu Gûbnn Bflge-
han Toker departıye
katılacak.
bul'un "ııhtslararası finans merkezi ya-
primaa'' hedeflerine de bağlı olarak "Me-
ckJi>-ekö>-Zinciı1ikıı>Ti-L«\ent-Maslak''
kuşağında 'imar yetkismi eie geçjrmek"
demek, sadece Türkiye'nin değil, dünya-
nın sayüı "emlak ranO" merkezlerinden
birinde inanılmaz çıkarlann "tek karar
veridsf olmak anlamına geliyordu. Nite-
kım Aslıtürk, yine "med)anm açık deste-
ğiyle" Şişli Belediyesi'nı yönetmeye baş-
lar başlamaz, bu ilçenin artık "Istan-
bul'un Manhattan'r olacağı "müjdesi''
yatınmcı çevTelenn ağzı kulaklanndaki
"hayranlddanyla'' dile getırilmeye baş-
landı.
Hemen ardından ise Şişli Belediye Mec-
Ka'nin bile çoğu üyesinın ancak "basm-
dan" öğrenebıldiği "Şişli-2020 projesT
büyük kampanyalarla kamuoyuna tanıtıl-
dı. Gülay Hanım'ın, "gecekondu dönö-
şüm projesj" de diyerek sosyal bir imaj
vermeye çalışOğı Şişli-2001 planlan, ilçe-
de yüksek yapı yapılabılecek ne kadar boş
alan varsa hemen hepsının "yüksek imar
haldarıyla'' yağma projelerine açılmasın-
dan başka bir şey değildi.
Ömeğin, tstanbul'aait 1/50.000 ölçek-
li Nâzım Plan'uı 1995 yılında anakent
meclisinde onaylandığı oturumda, "bû-
tûn kentte 3 emsal anırtamag getiıüerek
gökdelenleşmenin dizginlenmesi'' karan
üzerine Gülay Hanım'uı "sinirleııerek''
meclis salonunu terk etmesi de aynı bele-
diyecilik anlayışının artık gizleyemediği
"reflekslermdeD"bınydı
KaMte aMinödadır'
Aslıtürk, 'imar rantmı çoğaltma" ko-
nusunda öylesine "çahşkandı" kı bu yön-
de "ay-rmtkanı'' bile iner ve bizzat kendi-
si iigılenırdı. Sözgelımi, tarihi MaçkaPa-
bn apartmanının restorasyon projesinde,
yaönmcılar tarafından teklif edilen "ar-
ka bahçeye ek btok" ınşaatı için Koruma
Kunıhı'nun izin vermesıni doğrudan ta-
lep eden, hatta üşenmeyip Süieymani-
ye'dekı Koruma Kurulu bınasma gelerek
toplannya "belediye temsfla»" olarak ka-
tılan ve ricasuıı kurul üyelerine aracısız
aktaran belediye başkanı da Aslıtürk'tü.
Koruma Kurulu, bu "üst düzey âyare-
te" rağmen Maçka Palas'ın arka cephesi-
nin kapatılmasına ızin vermeyince de dö-
nemın Büyükşehır Beledıye Başkanı Re-
cep Tayjip Erdoğan'uı (benzer nedenler-
le) dılınden düşûrmedığı; "KuruDar bde-
di>ekre bağUnsın" sözünü destekleyen
yine Gülay Hanım'dı... ~
Şunu da belirteumld bugun Şişli ilçe-'
sınde inşaatlan sûrmekte olan ve bazılan
da tamamlanma aşamasına gelen "kentsd
dokuya ve imar dengekrine aykrn" yapı-
lann büyük çoğunluğu Aslıtürk dönemı-
nin mirasıdff. Ne var ki Türkıye'de "ken-
te karşı suç" kavramı önemsenmediğin-
den, yüzeysel bır incelemeyle bıle "imar
yas.asmın ihbıii'*ileyükseldiklen anlaşıla-
bilecek bu suç abıdelennin sorumlulan
hakkında hemen hiçbir yasal işlem yapıl-
mıyor. Aynı suçlardan "başsommlu" ola-
bilecek Ashtürk ise sadece "yobuzüık,
zünmet ve trtikaptan" sorgulanıyor.
Oysa imar suçlan. bir kentte ve üstelik
tstanbul gibi tarihi bır "dünya miraa" ni-
teliğindeki kentte "kahatahribatiar" ya-
ratıyor Böylesı bu- suçun. topluma ve in-
sanlığa "sürekli zarar" vermesınden ötü-
rü, yolsuzluk-rüşvet gibi "tazmin edüebi-
i r " (yani zarann giderilebileceğı) suçlar-
dan çok daha "agff" olduğunu ve sadece
şimdiki değil, gelecek kuşaklann da yaşa-
ma ve kültürel haklannın "gaspı" anlamı-
na geldığini ka\Tayamadığımız sürece, da-
ha çok Gülay hanîmlar, bıhnem ne beyler
üretır dururuz.
Bence Londra'dakı savcılar ve yargıç-
lar, sadece önlerindekı dosyaya bakmak-
la yetınmesınler. "Bizimkilerüı önemse-
medigi'1
bir insanhk görevini de yaparak,
Şişli-2020 projesini ve hatta Şişli'de
1994'ten sonra verilen ruhsatlar ile imar
planı tadılatlanm da incelesinler
Böylece tstanbul'un neden Londra gi-
bi tarihsel kımliğıni koruyamadığını da
görecekler ve emınün ki Gülay Hanım'la
birlikte ona bu "suç özgürlüğünü" sağla-
yan imar politikanuzı da yargılamamız
gerektiğiai anımsatacaklardır...
SIFIR NOKTASIIORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@turfc.net
Herkes, 5 bankayı devletleştiren hü-
kümetin cesaretini kutluyor. Cumhur-
başkanı Süleyman Demirel ise karde-
sinin ve yeğeninin sahibi oiduğu banka-
nın da operasyona dahil edılmesine
ses çıkarmadığı ve kararnameyi onay-
ladığı için övülüyor. Anlaşıldığı ve uz-
manların söylediği kadanyla bu banka-
lann devtetleştirilmesi artık zorunlu ha-
le gelmiş. Çünkü, sürekli içleri boşaltı-
lıyormuş, birisinin onlara dur demesi
gerekiyormuş.
Türkiye, bir süredir bir özelleştirme
arayışı içinde. Birçok ekonomici, temel
sorunun özelleştirmenin yavaş yürüme-
sinden kaynaklandığını söylüyor. Bazı
işadamlanna göre, kamu açıklannın en
önemli nedenlerinden biri, devletin elin-
deki işletmeler. Bu söyledikleri, siste-
min kendi mantığı içinde büyük ölçüde
doğru sayılabilir. Ancak gelin görün ki,
o çok istenen özelleştirme hiç de söy-
lendiği sonuçları yaratmıyor. örneğin el
konulan bankalardan Sümerbank daha
önce özelleştirilen bir devlet bankasıy-
dı.
Sümerbank özelleştirildi ve devletin
böylece bir yükten kurtulduğu söylen-
di. Sonra, sonra bu özel banka devlet
güvencesinde olduğu için bu bankada
toplanan paralar banka sahiplerince
• • ••
Once Ozelleştir
Sonra Devletleştirtam anlamıyla "iç edildi" ve ardından
devleteteslim edildi. Şimdi devlet, yurt-
taştan aldığı vergilerle bu açıklan kapa-
tıp bu bankalan "rehabilüe" edecek ve
sonra yeniden özelleştirecek. Sonra,
sonrasını bilmiyoruz... Böylece gele-
neksel ekonomi siyaseti sürüp gidecek.
Nedir bu geleneksel ekonomi siyase-
ti: Devlet eliyle zengin yaratmak. Türki-
ye'de iş dünyasına bir bakın, büyük ço-
ğunluğunun devlet ihaleleri alan müte-
ahhitlerolduklannı görürsünüz. Devletin
ihalelerinden nasıl zengin olunur? Aldı-
ğın ihaleden aşın kâr yaparak. Aşın kâr
nasıl sağlanır? Ihalenın bürokratlartara-
fından ayarlanarak yüksek kâr marjryla
söz konusu müteahhide verilmesiyle.
•••
Avrupa'yla birteşme sürecinin bir par-
çası olarak, banka operasyonunun ger-
çekleştirildiği söyleniyor. Umanz, böyle
olur. Ancak burada, Avrupa ve uygar
dünya standartlannı gözden geçirmek-
te yarar var. Ömegin ne ABD'de ne de
Avrupa'da medya patronlan, banka sa-
hibi olamaz, devlet ihalelerine giremez-
ler. ABD'de holdinglerin banka sahibi
olması da yasaktır. Avrupa'da ise hol-
ding sahipleri herhangi bir bankanın an-
cak yüzde 15'ine sahip olabilirier. Faz-
lası mümkün değildir.
Bu sniırtamanın da bir amacı olduğu-
nu unutmamak gerekir. Bu sınırlamayo-
luyla medya patronlannın ve holding
patronlannın, ülkenin tüm hayattna el
koymalannın önü kesilmiş olur. Alman-
ya'da bir medya patronu oğlunu kulla-
narak medya alanında kartel kurmaya
kalktı ve yer yerinden oynadı.
Bizdeki durum nedir? Medya patron-
lan, ülkenin en büyük holdinglerinin sa-
hibidirier. En büyük holdinglerin sahip-
leri olan medya patronlan aynı zaman-
da banka sahibidiıier. Bu büyük güçle-
riyle kanunlann uygulanmasına bile en-
gel olup istedikleri gibi hareket edebili-
yoriar, kimse de sesini çıkaramıyor. Çok
tipik bir örneği aktarabiliriz: RTÜK Ya-
sası'na göre, herhangi bir TV kanalının
yüzde 10'undan fazlasına sahip olan
herhangi bir kimse, devlet ihalesine gi-
remez. Gerçek durum tam tersidir. Bü-
tün medya patronlan devlet müteahhi-
didiıier. Hatta daha da ötesi, elektrik
enerjisi özelleştirmelerinin ve eneni iha-
lelerinin tamamını medya patronlan
kaptılar, bölge bölge bütün enerji özel-
leştinmesi TV patronlannın elinde kaldı.
Bu gerçeği de hiç kimse dile getireme-
di. Çünkü bunu kamuoyuna yansıta-
cak, bağımsız etkili medya kuruluşu kal-
madı. Kalanlann da kori<udan bunlan
aktarması çok zor.
•••
Bankalaroperasyonuyla cebimizden
çıkan paranın haddi hesabı yok. Parça-
sı olmakla övündüğümüz Avrupa Birli-
ği ülkelerinde bankalarla ilgili devlet gü-
vencesi 20 milyon dolarla sınırtı. Bizde
5 banka için 1.5 milyardolann yetip yet-
meyeceği tartışılıyor. Hani Avrupa stan-
dardı? Avrupa'da olsa devlet bu 5 ban-
ka için en fazla 100 milyon dolar harca-
yabilirdi. Bizde ise bunun 15 katı para
bir kenarda duruyor ve yetip yetmeye-
ceği tartışılıyor.
Bu sistemin en güzel açıklaması:
"önce özelleştir, sonra devletleştir"
sonra yine özelleştir... Sonra, sonrası
Avrupalı oluyoruz ya.. Gerisi Allah ke-
rim!J!
Şantaj
Sahte
Çakıcı
yargdandı
tstanbnl Haber Servi-
a - Ülkücü mafya lıderi
Abattin Çaloa'mn ye-
ğeni olduğunu söyleye-
rek ünlü kişilerden şan-
tajla para isteyen Böİent
Tirker'ın yargjlanması-
na de\
ı
am edildi.
tstanbul 6. Ağır Ceza
Mahkemesi'ndekı du-
ruşmaya tutuklu sanık
Bülent Türker getirilme-
di. Müştekilerden MüJ-
dat Kerimcan Kamal,
Ceytaalnal,GörbizYi-
ğk,MehmetL««ıtAto-
aay ve Mehmet Engia
Keflsef durusmadahazır
bulundular. Tanıklar
Türker'in kendilerinden
santajla para sızdırmaya
çalıştığını anlatülar.
Mahkeme heyeti, he-
nüz delillerin toplanma-
mış olmasmı dikkate ala-
rak sanık Bülent Tür-
ker'in tutukluluk halinin
devamına karar verdi.