14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
25 ARAJJK 1999 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 Humye Dikkat Başbakan Bülent Ecevit, yönetimine el konulan bankalann "rehabilite" edileeeğini söylüyor. lyi de topluca kafasına huni takıp sokaklarda şıkır da şıkır göbek atma noktasına gelen halkı kim "rehabilite" edecek? JUışkanUk Egebank Yönetim Kurulu üyesi ve Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in kardeşi Şevket Demirel'in oğlu Yahya Murat Demirel, bankasına el konulması kararı karşısında şaşırmış, "Şoke oldum, kendime gelemedim" demiş. Demirel ailesinin öyküleri ile büyümüş olan bizler hiç şaşırmadık. Ne yapalım, alışkanlık işte... İSIKKANSI Bankalar Biıiiği Başkanı Ersin özince, 1995'te özelleştirilen Sümerbank'ın 4 yıl sonra bir anlamda kamulaştınlmasının "özelleştirme" uygulamalan için kötü örnek olamayacağını dile getiriyor ve diyor ki: "Kamu bankalannı libere etmekte kararlıyız." Çoğunluğun anlamayacağı giz dolu sözcükler etmek pek bir moda şimdilerde... Atatûrk'ün kurduğu Sümerbank'ı "libere" ettiler de ne oldu, bir bakalım: Sümerbank'ı, Eylül 1995'te 103 milyon dolara, yani o günkü kuria yaklaşık 5 trilyon liraya Hayyam Garipoğlu'na sattılar. O güne değin tekstil ve yağ işiyle geçinip giden Hayyam Garipoğlu böylece bankacı oldu. Daha doğrusu, borçlanan devlete para satıp, karşılığında çok Ha Bire Libereyüksek faiz almaya, yani bir tür tefeciliğe başladı. Geliniz, çok basit bir hesap yapalım: Türkiye Bankalar Birliği'ntn verilerine göre Sümerbank, Hazine bonoian ve devlet iç borç tahvillerinden oluşan "menkul değerier cüzdan/"ndan 1997 yılında 15 trilyon 621 milyar lira (1997 Aralık ayındaki kura göre yaklaşık 78 milyon dolar), 1998 yılında da 24 trilyon 424 milyar lira (1998 Aralık ayındaki kura göre yaklaşık 81 milyon dolar) faiz geliri elde etti. Bu rakamlardan şu sonuç çıkar. Sümerbank'ı satın almak için devlete 103 milyon dolar veren Hayyam Garipoğlu, yalnızca 1997 ve 1998'de, yani iki yıl içinde (1995'in son aylan, 1996'ın tümü, 1999 yılının 11 aylık dönemi hesaplamaya katılmadı) devletten bu parayı geri almakla kalmamış, yine devletten elde ettiği faiz geliri olarak 53 milyon dolan da cebineatmış. Garipoğlu'nun yalnızca iki yılda kamu kaynaklanndan elde ettiği 53 milyon dolan bugünkü kura çevirirsek 26.5 trilyon lira eder. Hayyam Garipoğlu, devletten Sümerbank'ı kaça almıştı? 5 trilyon liraya... Açıkçası devlet, kendi malını satmış, üstüne de para vermiş. Yetmemiş, trilyonlarca liralık yükü ile bankayı geri almış. Neymiş? Bir kamu bankasının "//bere" edilmesi, neo-liberallerin binbir Özenle hazıriadığı "Genişletilmiş Türkçe Sözlük"te şu anlama geliyormuş: "Devleti küçüttme adına, devlet borçlannın büyütülerek herhangi birinin devlet eliyle havadan zengin edilmesi... Çifte kavrulmuş kazık..." Hep biz gazeteciler haber kaynaklarını sıkıştıracak değiliz ya... CHP Genel Sekreter Yardımcısı Bekir Yurdagül ile rolleri değiştirdik: - Son dönemde içi boşaltılıp toplumun üstüne yıkılan bankalann faturası ne kadar? Yiizde 50 Versen Ne Olur? - Çok galiba... - Son beş bankaya, BankExpress ile Interbank'ı da katarsan 6 milyar dolarcık. - Oh oh, bereketi bol olsun... - 2 milyonu memur, 4 milyonu da emekli toplam 6 milyon yurttaşımızın maaşlanna 2000'in ilkyansında yüzde kaç zam vehlecek? -Yüzde 15. - Yüzde 50 zam versen ne olur? - Ne olur? - Her bir memur, emekli ayda 40-50 milyon lira daha fazla maaş alır... - Kötü de olmaz hani... - Peki, memur ve emeklilehn maaş zammını yüzde 15'ten yüzde 50'ye çektiğin zaman bütçeye gelecek yük ne tutar? - Bilmem... - 6 milyon dolarcık... Devrimci "Pevrimd" Özal'ın ardılı Mesut Yılmaz, TBMM'de bir konuşma yaptnca medyamız taşı gediğine oturttu: "Devrimci Yılmaz." Devrimci Yılmaz'ın, devrimci konuşmasından, devrimci bir saptama: "Cumhuhyet döneminde de, zaman içinde, ne yazık İQ, Osmanlı'dan tevarüs edilen devtetçi anlayış ön ptana çıkmıştır, fert küçümsenmiş, inkâr edilmiş, 'Ben, sen, o yok, biz vanz' anlayışı fert realitesine hayat hakkı tanımamıştır." Devrimin felsefesi, temei ilkesi belli: "Rabbena, hep bana..." ISSIZ ODA YAZILARI VEDAT ÖZDEMtROĞLU ~ Ruhları Amerikan Olanlap! Italya'nın Başbakanı D'Ale- ma, Kaddafi'den özür diliyor. özrün gerekçesi, bir zaman- lar Italya'nın Libya'yı sömür- ge haline getirmesinden do- layı Libya halkının çektiği sı- kıntılar. Ve Kaddafi, Ubya hal- kı adına bu özürü kabul edi- ybr. Çuhkü özür, D'Alema'nın kişisel karan değil, Italya hal- kı adına dilenmiş. Bizim azman medyanın bu olaya bakışı şöyle oldu: Vay efendim, koskoca Italya, ça- dır liderinden nasıl özür diler; zaten Italya, ABD'nin düşman ilan ettiği ülkelere hep yakın- laşıyor, Saddam ve Castro ile de iyi ilişkiler kurmuşlar; ABD'ye nasıl kafa tutartar, glo- bal çağda bu ne cüret? Anlamıyorum, insan nasıl bu kadar sığ olabilir? Ameri- kan Rûyası gözleri kör mü et- ti? ABD vatandaşı olrnadan, nasıl gerçek bir Arnerikalı gi- bi bakılır her olaya? Kadda- fi'den hiç hoşlanmıyorum ama bü özür, son derece şık, insan- cıl, çağdaş birtavır. Ben ken- di adıma, başta ABD olmak üzere emperyalistlerin Türki- ye halkından özür dileyeceği günü özlüyorum! SevgiH Mumcu'yu anarak... I.Ü. Basın Yayın Yüksek Okulu'nda (şimdi adı lletişim Fakültesi oldu) öğrencryken, zaman zaman ders gereği yanımda fotoğraf makinesi olurdu. Böyle zamanlarda sokak- ta ya da gittiğim yerlerde fo- toğraflar çeker, kendimce "staj" yapardım. İşte bu fotoğrafı da Uğur Mumcu'nun katıldığı bir pa- nelde çekmiştim. Zaten Is- tanbul'da Mumcu'nun katıl- dığı bütün etkinliklere gitme- ye çaJışır, kaçırdığımda da çok uzülürdüm. Bu anıyı sizinle paylaşmak istedim. Bu arada Uğur Mumcu Vakfı'na daha önce yazdı- ğım öneriyi yinelemek isti- yorum: Mumcu'nun yazılann- da adı geçen "yeraltı ve ye- rüstûnün ünlüleri" alfabetik bir kitapta toplanamaz mı? Bir kitap, WP sergi, bir film "Ses Sahibi Başka Biri Ol- duğu Halde, Dudaklannı Çok Ustalıkla TıtretenAdamın Ya- nm ÇözülmüşHikâyesi..." Bu başlık, Aslan Özdemir'in son kitabı Zaman Aynası'ndaki yazılardan birine ait. Daha önce şiir kitaplannı okudu- ğumuz Aslan Özdemir, bu kez düzyazılarını kitaplaştır- mış. Şiirlerindeki lezzet, bu yazılarda da mevcut (Leman Yayınları). Bedri Baykam'ın "Şu Be- nim 20. Yüzyılım" adlı sergi- si, 31 Aralık tarihine kadar Atatürk Kültür Merkezi'nde... özellikle "harika çocukken" yaptığı çizimler görülmeye deger. (Bu arada Sevgili Bed- ri, sen Atatürk'ü Fenerbah- çeli sanıyorsun, çoğu insan da seninle aynıfikirdeama yi- ne bir Fenerli olan tarih araş- tırmacısı Ergun Hiçyıtmaz, Atatûrk'ün Beşiktaşlı oldu- ğunu iddia ediyor, buna ne dersin?) ve film: Mayıs Sıkıntısı. Do- ğallığı ve atmosferiyte gönlü- nüzü fethedecek bir çalışma. Şu ana kadar izlemediyse- niz, sakın kaçırmayın. Her şeylerini "imaja" bağlamış, ün şımanğı yönetmenlere çok iyi bir ders bu film. İmza... Bugün 15.00 -17.00 aras», Beyoğtu'ncia Leman Kitap- çısı'nda kitaplanmı imzaiayacağtm. (Gelirken bisküvi getirirseniz, çaylar benden!) KtM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicak@turk.net HARBt SEMtH POROY TARlHTE BUGÜN MVMTAZARIKAN 25 Aralık NO£LDE IŞGALf. HOA/S KOMG'O Ç S/ OC4A/ BU ÜNLÜ UZ**U>O6U se/eesi t£AMU SAlfUNMA 1? 6ÜA/ SÜKMÜÇTiÜ. NOEL CÜA/Ü, &4ŞTH G£N£t- ytx/A/s ve nJM SAVUMMA /ZUWETI£R/, SIKIŞ 77£fLZ>f§t WCrO£//4 ADıAS/'A/PA TESUM OL- . BU OA, JHPOMCAK 2.-VO, lfi/G/UJU£&. '&C 12.000 İLAN T.C. KARTAL ASLÎYE 5. HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Sayı: 1999/153 Esas 1999/782 Karar Davacı Ayşe Himmelstein vekili Av. Hilal Köy- lüoğlu tarafindan davab Isaak Himmelstein aleyhi- ne açılan boşanma davasımn duruşması sonunda: Açılan davamn kabulüne, Kastamonu ili, Daday ilçesi, Degirmencik cilt: 0028, k. sıra no: OOSl'de nüfusa kayıtlı bulunan davalı Hasan ve Şehri'den olma 1974 d.lu Ayşe Himmelstein ile Alman uy- ruklu Isaak Himmelstein'in boşanmalanna, davacı vekili müvekkili için her türlü nafaka ve tazmınat istemediğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, dava nedeniyle harç alınmasına yer ol- madığına, davalının adresi meçhul olduğundan ka- rar özetinın gazete ile ilan edilmesine, 09.11.1999 tarihinde yargıtay yolu açık olmak üzere karar ve- rilmıştir. Adresi meçhul olan kendisıne duruşma günü ve dava dilekçesi ılanen tebliğ edilen davalı Isaak Himmelstein'e ilam tebliği yerine kaım olmak üzere hfiküm özeti ilan olunur. 07.12.1999 Basın: 67117 NURDAĞI ASLtYE HUKUK HÂKİMLİĞl'NDEN DosyaNo: 1998/122 Davacı Seydo Gûneş tarafindan davalılar Alı Kaçar, Fatma Kaçar, Selver Ateş, Veli Kaçar ve Hüseyin Kaçar aleyhine mahkememize açılmış olan cebri tescil davasının duruşmasında verilen ara karan geregince; Davacı Nurdağı ilçesi Sakçagözü beldesinden Seydo Güneş dava dilekçe- si ile; Gaziantep 1. Noterliğı'nce düzenlenen 21.12.1992 gün ve 62291 sa- yüı, 6.12.1993 tarih 59578 sayılı satış vaadi sözleşmesine dayanarak Nur- dağı ilçesi Sakçagözü beldesi pafta: 4, ada- 1, parsel 322'de kayıtlı taşm- mazdan 14.700 m2'lik yeri davalılardan satın aldığını, ancak davalılann fe- rağ işlemine yanaşmadıklannı belırterek taşuımazm cebren tescıline karar verilmesini istemiştır. Ali Kaçar mirasçılan, Ali kızı 1948 doğumlu Fatma Kaçar, Ertan Kaçar, Fatoş Kaçar, Bülent Kaçar, Yalçın Kaçar, Yücel Kaçar ile Fatma Kaçar, Hü- seyin Kaçar, Kazım Kaçar ve Hatıce Kömbe'nin adresleri tespit edilemedi- ğinden dava dilekçesi tebliğ edememiş, tüm aramalara rağmen de adı ge- çenlerin adreslennin tespit edilememiş olması nedeniyle dava dilekçesinin bu davalılara ilanen tebliğine karar verilmiştir. Adı geçen bu davalılann tebhğden itibaren 10 gün içinde davaya karşı iti- razlarmı bildirmeleri, tüm deliUerini ibraz etmeleri, 19.01.2000 tarihinde saat 09.00'da yapılacak duruşmaya bizzat gelmeleri veya kanuni bir temsil- ci ile kendilerini temsil ettirmeleri, aksi takdirde yargılamaya yokluklann- da devam edılerek karar verileceğı ilan tarihinden itibaren 15 gün sonra da- va dilekçesinin adı geçenlere tebliğ edilmiş sayılacağı dava dilekçesinin teb- liği yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Basın: 66907 GÖRÜŞ Dr. EMİN GÜRSES Türkiye ve Bölgenin JeopoMtiği 20. yüzyıl başlannda coğrafya ve politika arasın- daki ilişkiyle yakından ilgilenen Batı emperyal anla- yışıydı. Soğuk savaş döneminin sonlarına doğru je- opolitik, ABD ve Sovyetler Birtiği'nin dünyadaki stra- tejik kaynaklar ve devletler üzerindeki kontrolde glo- bal rekabeti anlatır. Soguk savaş döneminde iki te- mel jeostratejık birimin varlığı söz konusuydu. Bu bi- rimler genelde ABD ve Sovyetler Biriiği (SB) tarafin- dan kontrol edilmtştir. SB'nin dağılmasıyla bırtikte Mos- kova Jeostratejık alanını kaybetmiş ve ABD'nin "Ve- ni Ortadoğu" jeopolitik alt bölüm alanına bitişik ha- le gelmiştir. Washington'ın Yeni Ortadoğu'daki uzun dönem- ii sorunlan çözüp kendi stratejik önemi yüksek olan bu bölgede jeopolitik çıkartannı güçlendirme çaba- lan sırasında Türkiye bu alanın merkezi haline gel- miştir. Yeniden yapılandınlmakta olan bu jeopolitik bölgede alt egemen rolü üstlenerek konumunu ko- rumaya çalışıyor Türkiye. Türkiye, Yeni Ortadoğu jeopolitik bölgesindeki paylaşımın yeniden yapılandırılması sürecinde Yu- nanistan'la ilişkilerini Brüksel"m aracılığıyla bir so- nuca vardıramayacağını görmüştür. Zaten Washing- ton, Brüksel'in kendisini dışlayarak Ankara - Atina arasında bir uzlaşma sağlamasına izin verrnez. İki NATO üyesi ülkenin anlaşmazlıklannı çözmesi AB'nin elini güçlendirir ve bölgesel sorunların çözümünde ABD'ye bağımlılığın eskisi kadar önemli olmadığı an- layışına yol açar ve ABD'nin önce askeri, sonra da siyasi - ticari olarak Avrupa'da etkinliğinin azalma- sıyla sonuçlanır. Kuzey Irak'taki KDP öncülüğünde bir hükümet kurulmasının daha önceki başansız deneyimlerle benzerliği var. Fakat ABD öncelikle buradaki grup- lan bir arada yaşamaya razı etmeli ve Ankara'nın da nzasını alabilmelidir. VVashington çok gerekli görür- se Talabani'siz bir alternatifi zor da olsa uygulama- ya koyabilir. Suriye - Israil görüşmelerinin yeni bir dönemegir- mesi Ankara'yı harekete geçirmiştir. Bu nedenle si- lah alımlarını da içeren bir dizi savunma konusunu görüşmek üzere bir grup üst düzey savunma yetki- lisi Israil'i ziyaret edecektir. Bölgedeki istikrarsızlık yüzünden Arap ülkeleriyle yakın işbiriiğinde sürekli Filistin sorunu ve Suriye - Israil anlaşmazlığıyla kar- şılaşan VVashington yönetimi, Suriye Dışişleri Baka- nı Şara ile Israil Başbakanı Barak'ı bir araya geti- rerek yeni bir süreci baslatmıştır. Arafat'ın olası bir anlaşmadan dışlanmamak için gösterdiği çabalarsü- rerken, ABD Dışişleri Bakanı Albright'ın Şam'a zi- yarette bulunması ve hatta yaklaşık 20 yıldır ilk de- fa Beyrut'a resmi bir ziyaretin gerçekleştirilmesi önemli. Güney Lübnan'dan gelecek yıl çekilmesi ptenlanan Israil ordusunun yerine buradan Israil'e sal- dınlar düzenleyen Hizbullah'a karşı ne tür bir güven- lik yapılanmasına gidileceği görüşülüyor. Bütün bunlarla birlikte VVashington yönetimi Ha- zar havzası üzerindeki çalışmalannı da sürdürüyor. Sovyetler Birliği'nin dağılması sonrası kalan coğra- fı alanda ayaklan üzerinde durmaya çalışan Rusya Federasyonu'nun, Kafkasya, Balkanlar ve Ortado- ğu'yu içeren bu yeni jeopolitik bölgenin hiç olmaz- sa bir kismtnda etkinltgıni sürdürme çabalan Kuz«y Kafkasya'da yaratlan çatışmalaria önemli ölçüde sek- teye uğratılmıştır. Rusya'nın Iran ile bölgesel etkin- lik konusunda ABD ve müttefiklerine karşı işbiıiiği çabalan ise ne bölgede etkinliğini artınma hesapla- nna yardımcı olmuş, ne de Tahran'a karşı ABD'nin uyguladığı tahdit (sınırlama) politikasını kırabilmiş- tir. Duma seçimlerindeZuganov liderliğindeki Komü- nistlerin yüzde 24.5 oy alarak birinci sırada yer al- masına rağmen Birlik Bloku ve Sağ Güçler Birliği da- yanışması Yeltsin karnpının temsilcisi Başbakan Putin'in konumunu güçlendirdi. Bu sonuçlar gele- cek yıl haziran ayında yapılacak olan başkanlık se- çimlerineyansıyacak. ABD, Rusya ve Iran'ın bölgedeki etkinliğini en alt düzeyde tutmaya çabalarken, Rus- ya, Çin ve Fransa'nın bölgeye ilgisinin artmaya baş- lamasından rahatsız. Ankara ise bu rekabetten yarar- lı çıkmakta. VVashington için bölge jeopolitiği açısın- dan Türkiye, pay verilerek müttefikliği sağlanılabilecek ülke. Rakip değil. AB cephesinde bu alanda ortak bir dış politika yok. Almanya bölgede etkin olmak için çabalıyor. Bunun Türkiye'siz olmayacağını biliyor. Almanya Savunma Bakanı Scharping Türkiye'nin Hazar havzası, Or- tadoğu ve Balkanlar bölgesinde istikrann sağlan- masında önemli bir rol üstlendiğini ifade ederek Al- manya'nın Yeni Ortadoğu jeopolitik bölgesinde Tür- kiye ile işbirliği arzusunun mesajını veriyor. Alman- ya geç de olsa Yeni Ortadoğu jeopolitik bölgesinde yer almaya çabalarken güç yanşında her zaman ol- duğu gibi yine amaca varmak için her şey mübah. E-mail: emingursestgyahoo.com B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4SOLDAN SAĞA: 1/ Üç boyutlu görüntüler oluş- turan saydam fo- toğraf klisesı. II n Anlann çıkardı- ğıbirtürsalgı... 4 Kastamonu'nun bir ilçesi. 3/Op- tik kaydırma... tkaz. 4/Bırşeyın ön tarafı, cep- he... "Pencere- den—^geliyor/ 9 Gurbetbana zor geliyor" (Türkü). 5/Bil- gısız, kültürsüz kimse... Aldatma işi, hile. 6/ Es- 2 ki Türkler'de yeraltı tan- 3 nsı. 7/Havadan elde edi- 4 lerek ışık araçlannda kul- 5 lanılan element... Çıkar yol, çare. 8/ Gizli görev- li...Biretkinhğingeçici olarak durdurulduğu sü- re. 9/ Süs için yapılmış 9 giysi kıvnmı... Bir topluluğun ileri gelenleri. YUKARIDAN AŞAGIYA: 1/ Kurumuş saplanndan mobirya yapılan bir bambu tü- rü. II Bey denilen bir dişi anyla kovandan çıkan an top- luluğu... Brezilya'nınparabınmı. 3/Gölleri inceleyenbi- lim dah. 4/ Müstahkem yer... Avrupa'da bir başkent. 5/ Genellikle uzun bir nesnenin incelerek biten son ve siv- ri noktası... Bir soru sözü. 6/ Demiryolu... "Sen bn- — gibi dağdan dağa kaçsan da yine / Seni aşkim canavarlar gıbı takıp edecek" (F.N. Çamlıbel). 7/Çahnak, aşırmak. 8/ Güney Amerika'rnn çöl bölgelerinde yaşayan ve "Pa- tagonya tavşanı" da denilen hayvan... Haykırma, bağır- ma. 9/ Çam gibi reçıneh ağaçlann yağlı ve çabuk yan- maya elvenşlı bölümü... Nâzun Hikmet'm soyadı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear