Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
2S ARALJK1999 CUMABTESİ • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERİN DEVAMI
TURKİ
IsBnbul
Marmara'mn doğusu, Iç
Ege. Karadentz, Iç Anado-
lu, Akdentz ıle Doğu Ana-
dokı'non kuzeyı yağtşh,
dğer yerier parçalı bukit-
lugeçecak.Yağçlaryafl-
mur, karia kanş* yağmur
ve kar şekSnde otacak.
Hava stcaMği bıraz aza-
lacak. Rüzgâr, yırdun ba-
tı kBMrterinden kıgey ve
doğu, dğeryerienfe gü-
neyve doğuyMenfen or-
taşıddetteesecak.
DIS MERKEZLER
Oslo
Helsinki
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Paris
Bonn
Y
Y
Y
Y
Y
Y
Y
Y
4
3
4
10
-8
7
6
4
Beriin
Budapeşte Y -2
Madrid
VTyana
Betgrad Y -2
Sofya PB 0
Roma PB 11
Atina PB 11
Münih 6 Zürih Y 4 Şam
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tıflis
Kahire
PB
B
A
A
A
PB
PB
PB
-3
8
-4
13
7
1
3
19
Y 17
bSutukar . G<* gûrüthjtü
GÜNCELCÜTVEYT ARCAYÜREK
• Baştarafi 1. Sayfada
nı öne sürsünler.
Uluslararası Para Fonu, gerçekten ekonomiye,
kuşkusuz ekonominin etkileri altında yaşayacak
olan toplumun eline ayağına zincir vurdu.
Niyet mektubunda bu gerçeği kanıtlayan satır-
lann altında Türk hükümetinin imzası var ve şöyle
diyor
"Türk hükûmeti... eğer gerekirse programı ba-
şan ile sürdürebilmek için fon ile düzenli temas
ederek gerekli ek tedbirieh almaya hazırdır."
Bu yazım çevirisi: IMF'nin Türkiye'yi sürekli izte-
yeceğini, ömeğin yeni vergiler önereceğini veya
hükümete dayartığı koşullardan en ufak sapma
gördüğü zarnan gereken müdahateyi yapacağını
ifade ediyor.
IMF gibi kredi dağrtımında -özellikle Türkiye'ye-
hasis davranan bir kuruluşun 4 milyar dolan üç yı-
la yaymasındaki neden böylece anlaşılıyor.
IMF, bütün olasılıklan hesapladı. Türkiye'ye da-
yattığı hersatın kuyumcu terazisinden geçirdi. So-
nunda Ankara'yı üç yıl boyunca kıpırdayamaz du-
ruma getirdi.
Çoğunluk neden sessiz? Yıllardır gerçeğe dönü-
şeceğini beklediği bir umudun peşinde:
Toplum Demirel, Özal, Ecevrt, Mesut Yıtmaz,
Çffler hükümetlerinin ekonomik icraatlanndan kay-
naklanan çaresizlik içinde bugünlere geldi.
Şimdi yine Godof'nun peşinde. Enflasyonun
yüzde 25'e düşmesini bekliyor.
Halk, enflasyon beklentisinin yine boşa çıktığını
gördüğü zarnan.. hükûmeti oluşturan partilerin vay
haline!
Kuşkusuz, başta Ecevit ve ortaklan ateşe elleri-
ni sokarken riskli girişimlerin olumlu sonuçlar ve-
receğine güvenditer.
Dünya basını niyet mektubunu yorumlarken,
"sessiz çoğunluğa" koşut bir olguya işaret ediyor:
"Türkiye ytllardan beri kronik hale gelen... çift ha-
neli enflasyon problemini çözeceği umudunu ta-
şıyor" d'ıye yazıyor.
Bir kanı içte ve dışta belirginlik kazanıyor.
Halkımızın, kararlan yine tepkisiz karşılamasının
tek bir nedeni var
Toplum enflasyonun aşağıya çekileceği umudu-
na endeksli.
Tepkiye tepkisizlik
Niyet mektubunun IMF yönetimirtde kabul gör-
düğünün açıklandığı gün, başta başkent, Türki-
ye'nin birçok ilinde, memurtara yüzde 15 zamma
direnen gösteriler yapıldı.
Insanın içini sızlatan bir manzara. Bu direnişle-
rin memurlar lehine bir şeyteri değiştirmesi artık
olanaksıZi'Wer şey olmuş bitrujş, ^ ^ » ^ ,
Üstetik niyet mektubunda "enflasyon artı 2 pu-
an" formülü, yerini "enflasyon kadar zamma" bı-
rakt.
Niyet mektubu hükümetin başı üzerinde üç yıl
Demokles'in kılıcı. Bu koşulda hükümet, IMF da-
yatmalanndan en ufak sapma yapabilir mi?
Bu hükümet Demirel'in köylüsüne iyileştirici yap-
tınmlar uygulayabilir mi?
Geçmiş ola! Mitingler, direnımeler... hiçbir şey
değişmeyecek.
Hükümet, memura, işçiye miting yapma iznini
verirken konuşurlar, sonra hiçbir şeyin değişme-
yeceğini anlayıp susarlar mantığıyla hareket edi-
yor.
Tabii mitingleri, yürüyüşleri "konuşan Tûrkiye"
edebiyatını canlı tutmak için kullanıyor.
Ünlü Sakıp Sabancı, geçende kamu işçilerine
yüzde 25 zammın özel sektörde de uygulanması-
nı ister göründü.
Işçinin yaşam koşulları daralacak, ama işvere-
rttn daha büyümesi sürecek veya hızlanacak!
"Bir imza attık, hayatımız değişti" diyor bir ga-
zetemiz.
Bir başkasının başlığı: "IMF'yi şaşırtan 3'lû".
Iki başlıktan bir gerçek çıkryor.
"Hayatımızı şaşırtan 37ü."
'Yarın geç olabîlir'
Haber Merkezi - Akku-
yu'da kunılması planlanan
tıükleer santrallar, gelecek
kusaklan ıpotek altina ala-
cağı ve ûlkeyi nükleer çöp-
lüğe dönüştüreceği gerekçe-
siyle düzenlenen eylemler-
Le protesto edildi.
Ihaleninhemen iptal edil-
mesini isteyen sıvil toplum
örgûtleri, ABD ve Avnrpa
ûlkelerinde yeni reaktör si-
parişi verilmediğine işaret
ederek şu açıklamada bu-
lundular.
"Fransa, 2010 yıhna ka-
dar nûkleer progranunı as-
kıya aldL ABD'de 1978, Al-
manya'da 1982, Kanada'da
1975yıBarmdan beri nükle-
ersantralsiparişiyok. Fran-
sa, 2010 yıima kadar nükle-
er programıni askıya aldL
Japonya'da 1996 yıhnda
MJüd kasabasına yapılmak
istenen nükleer santral için
halk referandumda' Hayır'
dedl Kanada'da 1997 ydın-
da 21 adet CANDU nükleer
santrahndan7'sitehlikefive
yönetim hata» bulunduğu
içm kapatddL Avusturya, Fl-
lipinler ve Brezflya'da nük-
leer santrallar çahşünlma-
dan kapabldı. Sadece
ABD'deNnkleerDenetleme
Komisyonu'nun kayıtlarma
göre felakete yo( açabilecek
derecede 169 kaza olmuştur.
Japonya'da 20 önemli kaza
rapor edilmiştir. Rusva,205
kaza rapor etmiştir. (ngute-
re'de 17 ciddi kaza oimuş-
tuKEnson30EyhTl1999gü-
nfl Tokaimura Nûkleer
Santrah'ndaki kazada 49 iş-
çi, yüksek radyasyon aldı.
Akkuyu'da>cbaşkabiryer-
denûkleer santraltstemiyo-
rnz. Ülkemizi, nükleer lobi-
lerin tehlikeli munlarma
tesiim etmeyecek kadar çok
seviyonız. Bunun için sonu-
na kadar mücadele edece-
Izmir-AkkuyuEl Ele Ha-
reketi üyeleri, nûkleer sant-
rala karşı tepkilerini, Bnr-
çak Anger'in yönettiği kısa
bir tiyatro gösterisiyle Ko-
nak Meydanı'nda dile getir-
düer.
Bu arada, Izmir-Akkuyu
El Ele Hareketi'nce yapüan,
"Akkuyu da nerea diye sor-
mayın, Öğrendiğinizâe çok
geç olabitir"" başlıklı basın
açıklamasında, Çernobil
Nükleer Santral felaketi
anımsatılarak 26 Nisan'da
patlayan santralın radyoak-
tif bulutlannın hemen Edir-
ne'ye, Karadeniz sahilleri-
ne, 5 Mayıs günü de Izmir'e
ulaştığı bıldirildi.
"Nükleer Sa&traDara
Karşı Güçbirliği" oluşumu
tstanbul Birimi de Sultanah-
met Meydanı'nda bir basnı
açıklaması yaptı.
TMMOB Elektrik Mü-
hendisleri Odası Istanbul
Şubesi Yönetim Kurulu
üyesi AhmetUzunkaya, rant
peşuıde koşan ıktidatiar ve
onlann yandaşlannnı ener-
jiye değil kansere yaünm
yaptıklannı savundu.
Eskışehir'deki demokra-
tüc kitle örgûtleri de Bûyük-
şebir Belediyesi Kültür
Merkezi önünde toplanarak
nükleer santrallarakarşı 'al-
kışh' protesto eylemi yapü.
4
SOITUI holding bankacıhğı9
• Baştarafi 1. Sayfada
bfa karşianz desin, ortakkk kvsan.
Böyle kepazdik olnr mu? Bu tam bir
kepazefiktir^ dıye konuştu.
Kumbaracıbaşı, holding bankacı-
hğının mutlaka engellenmesi gerek-
tiğını, çünkü ne yapılırsa yapılsın
bankamn ıçinin boşaltıldığını belir-
tirken mevduat gûvencesinin de aşa-
malı olarak kaldınlmasıyla vatanda-
şuı gerçekten güvendığı bankalara
yönelene«eğini, böylece "iyi-kötii
soygunbrn engeieaebieceğm'' söy-
ledı.
Türkiye'de bankacıhgın anayurdu
olan tngiltere'den bıle daha çok ban-
kabulunduğunu, bunun gereksınim-
den değil, holdinglerin fınansman
sağlamak ve yüksek faiz kân için
banka kunnalanndan kaynaklandı-
ğını kaydetti. Kumbaracıbaşı, bugü-
ne kadar kasıtlı olarak devlet banka-
lanyla "iKUİnizlûk, voknzlttk'' pro-
pagandasıyla özelleştinne kampan-
yasının yürütüldûğünü, ancak özel-
İeştirilen Sümerbank'ın battığına
dikkat çekti. "Sümerbank özeleşti-
rfldi örneğm. ÖzeDeştinneden önce
çahyyordo. Ne okta şimdi birdenbi-
re. Simerbank bato. Sonradan izm
vcrften bötim bokling bankalan bat-
d. özd sektör bankabuinda ne oio-
yor acaba? Asl ona bakmak tazmT
dıye konuştu.
Kumbaracıbaşı, teorik olarak ban-
kacdık sistemıni oluştunılacak ku-
rulun düzeltmesinin beklendiğinı,
ancak Türkiye'de bu tür kurullann
ömeğiıu oluşturan RTÜK ve Reka-
bet Kunılu'ndan dolayı bankacüık
sisteminin de düzenlenebileceginden
son derece kuşkulu oldugunu söyle-
di. RTÜK'ün ciddı çalışma yapma-
dığı konusunda herkesin hemfıkir ol-
dugunu, Rekabet Kurulu'nun Türki-
ye'de yaşanan muazzam ölçüde te-
kelleşme ve kartelleşmeye elini sür-
medığini, strtnu çevınp başka yöne
baktığını belirten Kumbaracıbaşı,
"Bankalar Üst Kurulu da bn havaya
girecekse, korkanm öyk otar, tama-
men öyasi «t^nıainr, kasrth oraya
gönderien kişierolacaktır. Böyle bir
kuruh^undeBedemesigerekir.Eter
BankabrKoraiu'nonişteroesiisteni-
yona, çokbâyaksorıniDialnkvcrmek
gereldr oradaki yöoetküere. Böyle
bir durum oidağu zaman hesabmı
sormak gerekn-" dedi.
Kumbaracıbaşı, Rekabet Kuru-
lu'na kımsenın hesap soramadığını,
bankalar kunıluna da kimse hesap
soramayacaksasıstemdekı olumsuz-
lugun düzelme olasılığınııı buhınma-
dığını söyledi.
OnurKumbaracıbaşı, uzun süredir
CHP'yi devletçiparti olarak suçlayıp
özel gnişimi, piyasa ekonomisıni ye-
Tüketiciyi
Kornma
Derneği dün
Mecidiyeköy
Kültür
MerkezTnde
"Nüldeer
Enerji ve
Alternatif
Enerji"
sorunlannın
değeriendi-
rildiği bir
panel
düzenledi.
re göğe sığdıramayanlann şimdi sü-
reklı dönüş ıçınde olduklanna dikkat
çekti. "Çankâdûnyadabanfauınaıı-
bdığı tarzdaübenüizm,sertoest piya-
saekonomisi yok. Bö>1e bir serbestpi-
yasa ekonomisi bize özgü değO. Bu
serbest çete ekonomisi ashnda. Bir
tek onbr rahat dunundatar. Onlar
Mçbir şekflde >vabrdaıı etkUemni-
yoriar" dıyen Kumbaracıbaşı, kurun
çıpaya bağlanmasınm serbestpıyasa-
ya müdahale oldugunu, batan banka-
lan devletın kurtarmaya çahştığun,
kâr artışlannın sınırlandığuu, ücret-
lerin önceden açıklandığmı arumsa-
tarak şunlan söyledi:
"Bunun mk serbest piyasa nn oiu-
yor. Biz serbest piyasanııı jşjbnize ge-
len taraflamu akyoraz. Isnnize geten
tarafderken,tabigenişİMİkkiÜeie-
rinin işbıe gelendeğfl,sermayenin,çe-
tderm işine gelen tarafian knBanb-
^Memleketi
satıyorlar'
• Baştarafi 1. Sayfada
nan Bergamah 40 yurttaş,
"Memkkete sahip çüanak
suç mu? Biz anarşht mryiz?
Bu memlekette yaşamayı
köylâye zehir ettiniz'" diye
bağırdı. TEAŞ önünde sa-
at 09.30'da toplanan Ber-
gama köylüleri, Türkiye
topraklannın zehirlenme-
sine ızin vermeyeceklerini
söylediler. Protestolannı
'Türkiye, nükleer lobilerin vitrirti'
tstanbul Haber Serviâ - Galatasaray
ve Işık Üniversitesi Ögretim Üyesi
Prof. Dr. Tb^ı Yarman, 19S4 yınnida
söyledigi -Nûkleer enerji, tekmk bir
zorunhıhık degH, siyasi bir karanfcr"
sözünü anımsatarak bu eğer siyasi bir
kararsa, bu karara karşı geliştirilen
tavırlara da saygılı olunması
gerektığini söyledi.
Tüketıciyi Koruma Derneği
(TÜKODER) dün Mecidiyeköy
Kültür Merkezi'nde, NükleeT Enerji
ve Alternatif Enerji sorunlannın
değerlendırildiği bir panel düzenledi.
Panelde konuşan Prof. Dr. Tolga
Yarman, "Nükleer enerji gerddMir"
diyenlerin, bu konuda hiçbu-
dayanaklan ve bilgüeri olmadığını
belirterek "Bnnlar, 'nükleer
müminler', 'köktennükleeıcileT'dir.
Söylediklerinde hiçbir pınlb
yoktnr. Kendilerine söylenenleri
sadecetekjrar ediyotiar, özgünlük
â$briüyörur diye konuştü/""""* ' '
Nükleer santralın teknik bir
zorunluluk olarak sunulduğunu ifade
eden Yarman, enerji yatınmlannın
sanayi yatınmlanna paralel yapıhnası
gerektığini vurguladı. Yarman,
Türkiye'de enerji yönetuninde ciddi
sonmlar oldugunu savunarak şöyle
devametti-
"lcraaün okiuğu yerde çıkar vanhr.
Tophım bigisiznğe, riyakarhğa karşı
tavn-abnaMır. Ben nûkleer enerjiye
değl, nokker santrala kanıynn."
Yetkilılere. "TÜPRAŞ'ı fay hattuun
özerine kurar. sonra da takdiri flahi
dersiniz'' dıye seslenen Yarman.
Akkuyu'da nükleer santral kurulursa
*psikolojflr nedenlerle Akdenize
turist gelmeyeceğini iddia etti.
Nükleer lobilerin, Türkiye'yi "vitrin
olarak kullanmak ıstedıklerinı
befirten "Yarman, "Enerji olan yerde
siyaset, çoğunhuda da kirS siyaset
vannr" dedı. Yarman,
"bağunsıziığuj'' Türk mületinin
karakten oldugunu, ancak
yönetenlenn karakterinin
oldugunu söyledi.
i i H k i l
gp g y
tstanbul Çevre için Hekimler Derneği
Başkanı Dr. Gûnay Can da
"Radyasyon lösenü, akdğer kanseri,
kemik sarkonu, karadğer kanseri,
tiroit kanserierine yol açryor.
Çernobilden sonra özeffikk
çocuklarda tiroit kanserleri büyük
arüş gösterdi*" açıklamasmı yaptı.
Elektnk Mühendisi Ünal Erdoğan ise
Türkiye'nin 7 yıldır enerjiye yatinm
yapmamasma ragmen enerjiye
ihtiyacı olmadığını ifade etti.
TEKHESAP
Tek Hesap'ta çok marifet!
Vadesiz hesap gibi kullanın, vadeli hesap gibi kazanın.
• Vadesiz hesabın tüm kolaylıklannı yaşarken, günlük bakiyelerinize • .
göreaylık faiz kazantrsınız.
• Tüm Bireysel Bankacılık işlemlerinizi Tek Hesap'tan yapabilirsiniz.
• Tek Hesap, kredili mevduat hesabı olarak da kullanılabilir.
Hemen bir İktisat şubeslne uğrayın,
Tek Hesap avantajlarından siz de faydalanın.
(0212) 274 16 16
www.iktisatbank.com.tr
İKTİSAT
Memnuniyetle
"efcisek stkriniakı
rarak" sürdüren Bergamalı-
lann eylemi pencere önle-
rinde yığılan TEAŞ çahşan-
lan ve çevTedeki yurttaşlar
tarafindan merakla ızlendı.
"Bia oruçJu haBerimizle
buraya getirdiniz'" dıye ağla-
yan Bergamalı bir kadın, hü-
kümetin köylüye yaşamı ze-
hir ettiğıni söyleyerek tepki-
sini şöyle aktardı:
«Bu nasd devlet? Hiç ken-
ditoprağmı yabaBoyasatan
devletoiurmn?Eskiden top-
rağnnızdaB bal damianfa,
şimdi zehir çıkıyor. Bu hö-
kûmetten menumn değüz.
Mazotfldmtsi oldu. Türld-
ye'de yaşamak arok snç oJ-
du. Depremzedelerebie yar-
dnn eünediler. Köyhılen öl-
dürdüler. Bu yaşj geçkin
adamlaıia devlet daha nere-
ye kadar gjdecek?"
Yaşb kadınlann da sık sık
ağladığı eylem. polislerin
gehnesiyle arbedeye dönüş-
tü. Polıse "Biz anarşKt mi-
yiz" dıye çıkışan köylüler,
"Memkketi savunmak, ü-
keye sabip çıkmak suç m "
diye bagırdılar. Kirm polis-
lerin sert tavırlanna köyhl-
ler, "Çıptak bedenlerimize
vvanlarmeleri kınlsın. Ye-
dflderi onbra haram obun"
diye tepkı gösterdiler "Su-
çnmuz neoğhnn? Benimto-
ronlanm, çocoklannı var.
Onıcta hanmizie barabra
kadar gekfik" diye ağlayan
yaşh bir Bergamalı kaduun
koluna giren bir polis ise
"Teyze, bbdegörevimiziya-
pıyonız.tfadefcrkıizataıddt-
tan sonra serbest kaknmc
Panik yapacak bir şey yok"
diyerek köylüleri saİanleş-
tirmeye çaliştı. Minibüslere
doldurularak Ankara Emni-
yet Müdürlügü'ne götürülen
Köylüler ise tepkilennı "Bi-
n minibuse dolduramazsK
MZ.Bizanarsistdegi Mns-
lümanız. Anarşist obak, da-
ha iyi davnuurdnnz" diye
sürdürdüler.
Çevredeki yurttaşlarm al-
kışh desteklerini alan köy-
lüler, mücadelelenne devam
edeceklerini yinelediler.
Türk Mimar ve Mühendis
Odalan Bırliği Yönetim
Kurulu üyesi Cemalettin
Knçük, eylemlerin süreceği-
ni vurgulayarak "Mücadele
Bergama'dan başfaMh, admı
adantüınTûrldye'yevayia-
cak, tüm Taridye ayağa kal-
kacak" dedi. Küçüİc, "Ülke-
pıiii pjyfyji D8JTCH SfluİDftflSBU
önleyeceğiz''dedı.
Elektrik Mühendisleri
Odası Ankara Şubesi 2. Baş-
kanı Necati Ipek, nükleer
santrallann yarattığı radyo-
aktif atıklann yaratacağı
çevte sorunlanna işaret etti.
Gözaltına alınan 11 'i ka-
dın 40 Bergamalı köylü, öğ-
leden sonra Ankara Adliye-
si'ne getirildi. Mesai saati
bitimine kadar adliye dokto-
rutarafindan kontrolden ge-
çirildikten sonra Keçi-
ören'deki Adli Tıp Kuru-
mu'na sevk edilen köylüler,
akşam serbest bırakıldı.
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafi 1. Sayfada
yıllık bir yolculuğa çıktım.
Insanoğlu milattan iki milyon yıl önce taşlardan
alet yapmayı akıl etmiş. Kesici, delici hiçbir şeyin ol-
madığı bir ortamda. bir taşa şekil verip insana ya-
rariı bir alet haline getirmek...
O günün insanı kim bilir bunun ne büyük devrim
oldugunu düşünmüştür...
Insanoğlu milattan 500 bin yıl önce ateş yakma-
yı öğrenmiş. Gündüz güneşten başka yeryüzünü ısı-
tan bir şeyin tanınmadığı, bilinmediği bir dönemde
ateşe uiaşmak... insana sağladığı bire bir yarar göz
önüne alındığında belki de insanoğlunun aya çıkı-
ştndan daha büyük bir adım...
O günün insanı kim bilir bunun ne büyük devrim
oldugunu düşünmüştür..
Insanoğlu milattan 40 bin yıl önce yağ lambasmı
bulmuş. Gece doğadan toplanan odunlaria başan-
labilen aydınlanmanın devamında, yağ lambası...
Artık gözün görmesi zemininde güneşe koşut küçük
btraygıtvar...
O günün insanı kim bilir bunun ne büyük devrim
olduğunu düşünmüştür...
Insanoğlu milattan 8 bin yıl önce toprağa tohum
atıp ondan ürün almasını öğrenmiş. Bunu iki bin yrf-
lık kısa bir süre içinde geliştirip milattan 6 bin yıl ön-
ce Mezopotamya ve Nil Vadisı'nı büyük tanm alan-
lan haline getirmiş. Toprağın kendisine hiç yalan
söytemediğini, koşullar etverdlğinde ne olanaklı ise
onu sunduğunu öğrenmiş.
O günün insanı kim bilir bunun ne büyük devrim
olduğunu düşünmüştür...
Insanoğlu milattan 4000-3500 yıl önce yazıyı bul-
muş. Yazının bulunuş, kullanılış sürecindeki küsurat
500 yılcık! Yazıyla birlikte uygarlık aktanmı, kuşak-
tan kuşağa söylenenlerden, ınsanlann doğa yardı-
mıyia sunabildiklerinden öteye geçmiş. Söz uçar
yazı kalır, atasözü yerieşmiş...
O günün insanı kim bilir bunun ne büyük devrim
olduğunu düşünmüştür...
Insanoğlu milattan 3500-3000 yıl önce tekerleği
bulmuş. Bunun üzerinde yürütebilecekterini hayal
etmiş. Aradan çok değil 2000 yıl geçmiş demiri bul-
muş. Doğadan doğa kadar kalıcı bir yardımcı.
O günün insanı kim bilir bunun ne büyük devrim
olduğunu düşünmüştür...
Milattan önceki 500 yıllık küçük düimin önünde ar-
kasında insanoğlu aklını biraz daha derin, geniş kul-
lanmaya başlamış. Bugünkü bilimsel düşüncelerin
zeminini oluşturan adımlar atılmış.
Miletti Thales, Efesli Heraclitus, Atinalı Sokratos,
Aristoteles, Koslu Hippokrates, dünyanın oluşu-
mundan insanın yaşam gizlerine kadar her şeye ka-
fayormuşlar...
O günün insanı kim bilir bu adımlann ne büyuk
devrim olduğunu düşünmüştür.
Daha iyi ve güzel arayışı
Milattan sonraki bin yıllık dilimin ilk yansında Av-
rupa gelışimini sürdürmüş, ıkincı yansında ise bay-
rağı Islam dünyası devralmış. Birkaç yüzyıl fizikte,
tıpta, felsefede kalıcı ürünler vermiş. Sonra durrnuş.
Milattan sonraki birinci bin yıla eklenen 3. yüzyıl-
da Rönesans hareketi başlamış:
Aydınlanma... Aklın öncülüğü...
Insanlık için ne büyük devrim...
Gutenberg bin yılın devamındaki 500 yılı taçlan-
dırmış.. 1454'te matbaayı bulmuş. Yazının bulunu-
şundan sonra ilk kez sistematikolarak insan eti değ-
meden yazının kâğıda geçişi... 5 bin yıllık yolculuk...
Ne büyük devrim...
16. yüzyılda bugünkü anlamda ilk bilim adamı ka-
bul edilen Galilei'nin çıkışı, 17. yüzyılda buluşlann
artmasının ardından patent uygulamalannın başla-
ması, 18. yüzyılda sanayi devrimi... 19. yüzyılda bu-
har lokomotifi, fotoğrafın icadı, ışılda ve suyta oyna-
malar...
20. yüzyılda etektrikle ilgili her şeyin serpilip ge-
lişmesi. İlk televizyon yayını 1929'da başlamıştı.
1969 ayda yürüyüş, 1978 tüp bebek, 199O'lı yıllar
bikjisayar teknolojisınin hızla yükselişi...
2000'e giriyoruz... Dünyayı yaşanmaz kılmak için
gerekli her adım var. Ama daha yaşanılası bir dün-
ya arayışı da var. Zaten ikisi atbaşı gitmemiş mi?
3000'in eşiğine gelindiğinde o günün insanlan, bi-
zim bugünkü başdöndürücü dediğimiz gelişmelere
birkaç paragraf ayıracaklar...
Insanlık tarihinin elbette başka pencereleri devar.
Onlan da bir başka yazıya btrakalım.
Yaşasın insanoğlunun daha iyiye ve güzete ulaş-
ma arayışı!
BTK Başkanı tarikat
başkaıuyla kol kola
RİZE (Cumhuriyet) - Ri-
ze Vali Yarduncısı ve bu ü-
dekı Başbakanlık Takip Ku-
rulu (BTK) Başkanı Metin
Yahşj, Nakşibendi tarikatı-
nın bölgedeki temsilcisi ol-
duğu iddıa edilen Mustafa
Yridn'la birlikte halı öptü ve
cami açtı. Yahşi'nin, Rize
Müfnılüğû'nün uyanlanna
karşın öğrenci yurtlannda
mescitlerin açılrnasına, din
dersleri verilmesine engel
ohnadığı, birçok Atatürkçü
öğretmeni sürgüne gönder-
dığı iddia edildi.
Rize Atatürkçü Düşünce
Derneği (ADD) Başkan
Yarduncısı SamiKosif; Yah-
şi'yi istifaya çagırdı.
Rize'nin Gündoğdu bel-
desine bağlı Yeniköy'de ya-
püan caminin açıhşuıı vali
yaıdımcısı Metin Yahşi ile
"ZavendUdi Mustafa Efen-
dt" olarak anılan ve Nakşi-
bendi tarikannm bölgedeki
en önemli ismi olarak bili-
nen Mustafa Yıldız yaptılar.
Yahşi ve Yıldız kol kola gi-
rerek camiye girdiler ve bir-
likte halı öpriiler.
Rize'nin Güneysu ilçesi-
nebağlı Zavendik köyünden
olan ve admı bu köyden alan
Mustafa Yıldız, camive Ku-
ran kurslannda imamlık ya-
pıyordu. Dıni sohbetlerinde
"bik sisteme karsı'' sözleri
dolayısıyla birçok soruştur-
maya uğrayan Mustafa Yıl-
dız, bu tutumundan dolayı
Gümüşhane'de görevlendi-
rilmiş, ancak politikbaskılar
nedeniyleyineRize'de göre-
ve başlamıştı.
Rize Vali Yardımcısı ve il-
deki Başbakanlık Takip Ku-
rulu Başkanı Metin Yah-
şi'nin, laik sisteme karşı tu-
tumu nedeniyle soruştunna-
yauğrayan bu-tarikatın tem-
sılcısiyle cami açılışına ka-
ülması tepkılere neden ol-
du. Yahşi'nin, Rize Müftü-
lüğü'nün uyan ve karşı çık-
malanna
karşın öğrenci yurtlann-
da mescitlerin açıhnası, di-
ni dersler verilmesi ve sivil-
lerinbu yurtlarda banndınl-
ması gibi olaylann üzerine
gitmediği de öne sürüldü.
Yine Yahşi'nin birçok
Atatürkçü öğretmeni "ahlak
dtşı davranısjarda bahmdu-
ğu" gerekçesiyle sürgüne
gönderdığı iddia edildi.