25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 15 ARALIK 1999 ÇARŞAMBA O L A Y L A K VJÎJ OOKL)ŞLJi<.K olay.gorus@cumhuriyetcom.tr : •• •• iYOK ve Universiteler Prof.Dr. Bülent BERKARDA P rof.Dr. Kemal Gö- I röz'ün yeniden YÖK. Başkanbğı 'na atanma- sı çok yerinde olmuş- tur. Sayın Cumhurbaş- kanını seçıminden do- layı kutluyorum. Prof.Dr. Kemal Gürûz'le iki yıl sûreyle çalışmak firsatını bulmuş bir eski rektör ola- rak bu satırlan yazryonım. Prof.Gü- rüz, akademik kariyehn bütün ba- samaklanru üniversite içinde geçir- dikten ve rektörlük yapüktan, yurt- dışında uluskrarası kuruluşlarda ve TÜBtTAK'ta başanyla çalıştıktan sonra YÖK Başkanı olmuş bir ki- şidir. Bu makama hazırlandıktan sonragelmiştir. Prof. Gürüz, bilim- sel çalışma ve araştırmayı ve bun- ların akademik disiplin kurallan içinde yapılanmasına önern veren bir bilim adamıdır. Aynı zamanda de- mokrat, laik ve Atatürkçü bir aydın- dır. Görevini ciddiyetle ve tarafsız- lıkJa yaptığı, için pek çok kişinin güvenini ve saygısım kazanmıştır. Yükseköğretimde kaliteyi yükselt- meye çalışmaktadır. Kuşkusuz bu arada yapügı yanlışlar da olmuş ola- bilir. Fakat sevabı, hatasının çok üzerindedir. Ben inanıyorum ki bu- gün üniversite öğretim üyeleri ara- sında bir referandum yapılsa Prof. Gûrüz rahatça seçilebilir. Bugûn YÖK sistemine ve yasa- sına baktığımızda artılar ve eksiler olduğu büinmektedir. Artılanıı ba- şında, çoğunluğu devlet üniversite- si olan yûze yakm üniversitenin bu- lunduğu bir ülkede bunlann koor- dinasyonu ve kooperasyonu ve dev- letle Ûişkilerini sağlayacak merke- zi bir kuruluşun olması zorunlu- dur. Bu merkezi kuruluş yani Yûk- sek Öğretim Kurulu, ya Milli Eğı- ttm Bakanlığı'na ya da bizde oldu- ğu gibi Cumhurbaşkanlığı'na bağ- lı olacaktır. Biz bugünkü durumun devamını istiyonız. Zira Bakanlığa, yani hükümete, yani politikacılara ve dolayısıyla partilere bağlı oldu- ğumuz takdirde, bugünkû kanşık Tûrkiye'de ûniversitelerin başına neler gelebileceğini kestirmek biç de güç degildir. Nitekim üç yıl ön- ce REFAHYOL döneminde Milli Eğitim Bakanı Prof. Mehmet Sağ- bun'uı üniversitelere hiç danışma- dan, sadece partili yandaşlannın is- teği dogrultusunda hazırladığı tasa- nyı unutmuş değiliz. YÖK başka- nının, rektörlerin, öğretim üyeleri- nin önlerinde boyun kırmalannı ha- yal eden ve isteyen politikacılar ve Bay Sağlam, YÖK başkanının hü- kürnetin göstereceği adaylar ara- sından seçilmesini ve böylece hü- kümete bağımh olmasıru istemış- lerdi. Böyle bir şey gerçekleştiğin- de ûniversitelerin nasıl KÎT'lere dönüşeceğini düşünmek zor değü- dir. O zaman tüm universiteler bu- na tepki gösterdi ve karşı çıktı. Bu- gün politikacılar bu yönde yine mı- nldanmaya başladılar. Bugünkü sıstemın ikinci olumlu yani "Üniversiteferarası Knrul"un variığıdır. Bütün akademik konular demokratik ve özerk bir şekilde bu kurulda görüşülüp karara bağlan- maktadır. YÖK sisteminin en önemli eksik- liği üniversite ve fakültelerde eski 1750 sayılı yasada var olan demok- ratik ve katılımcı kunıllann bulun- mamasıdır. Fakültelere tüzelkişilik verilmeli, fakültelerde tüm öğre- tim üyelennin katıldığı fakülte ku- rullan kurulmalı, kararlar bu kurul tarafından alınmalı ve dekanbu ka- rarlann uygulayıcısı olmalıdır. Üni- versite düzeyinde de senatonun yet- kılen artnnlmalı ve rektör senato ka- rarlannm uygulayıcısı olmalıdır. Rektörün ıcra yetkileri azaltılmalı, buna karşılık denetleme yetkileri devam etmelidir. Tabii bu arada ûniversitelerin çağdaş yaşam ko- şullanna ayak uydurabilmeleri için yasada özellikle malı konulara elas- tikiyet getirilmeli, dönersermaye mevzuaü, olanaklan genışletecek şe- kilde değiştirilmelidir. Karma büt- çeden üniversitelere aynlan tahsi- sat en az bir kat arttınlmahdır. Ûniversitelerin öğretim, araştır- ma, ve hizmet şeklinde özetleyebi- leceğimiz üç ana görevi vardır. Bu üç görevi yaparken, bilineni en iyi uygulamak, büime katkıda bulun- mak, geleceği bilimle daha iyiye götürmek ve topluma üst düzeyde hizmet vermek amaçlanacakur. Yur- dumuzdaki bütün universiteler alan- lanna ve güçlerine göre bu hedef- lere ulasmaya çauşmaktadırlar. Üni- versitelerimiz bugün bir yanş için- dedirler ve kısıth olanaklara rağmen dünya bilim âlemiyle yanşmakta- dırlar. Üniversitelerimizin olanak- lan gelişmiş ülke üniversitelerine £ö- re ortalama 10 kat daha azdır. Oğ- retim elemanlannın ücretleri çok yetersizdir. Bugün bir araştırma gö- revîisine 200 milyon lira aylık ve- ren bir sistem, ondan ileride bilim adamı olmasını nasıl isteyecektir? Kuşkusuz bu arada tüm öğretmen- lerimizin sıkıntılı durumlannı da unutmamalıyız. Ülkemizde üniversite çağındaki gençlerimizin ancak yüzde 10'u yükseköğrenim görebilmektedir. Bu oran pek çok ülkede yüzde 40- 80 arasında değişmektedir. Diğer ta- raftan, okuma yazma oranına gelın- ce, 15 yaşm üzerindeki nüfusumu- za bakıldığında, yüzde 20 vatan- daşunız okuma yazma bilmemek- te; eğer yalnız kadınlar ele alınırsa bu oran yüzde 30'a yükselmekte- dir. Demek ki ükokuldan üniversi- teye kadar, milli eğıtımde yapma- mız gereken pek çok şey vardır. Bunlann başında çağdaş bilimin ve eğitimin önemini anlamak, eğiti- me devlet bütçesinden daha fazla pay ayırmak ve coşkulu bir milli eği- tim kampanyası başlatmak gerek- mektedir. lstanbul Üniversitesi, Türkiye'nin en eski ve en büyük üniversitesi- dir. 17 fakültesi, 10 enstitüsü, bir o kadar yüksek meslek okullan, 30 kadar araştırma merkezi, 7 kampu- su, 80 bin lisans öğrencisi, 10 bin lisansüstü öğrencisi, iki büyük has- tanesi ve 5 bin öğretim elemanıy- la büyük bir kurumdur. Büyük Ata- türk'ün yapbğı reformdan sonra, çağdaş ve Ûeri bir üniversite özel- liğini kazanmış ve modern Türki- ye'nin kurulup gelişmesinde Ata- türk ilke ve devrimlerinin, yani uy- garhğın yanında yerini almış ve bugüne kadar bu yeri bırakmarruş- tır. tstanbul Üniversitesi bugüne ka- dar yanm milyon dolayında ve her meslekten mezun vermiş, bugün var olanûniversitelerin öğretim üye- si kadrolannın oluşmasında çok bü- yük katkıda bulunmuş, kendisi gi- bi eski ve büyük iki üniversite olan lstanbul Teknik Üniversitesi ve An- kara Üniversitesi'yle birlikte uzun yıllar Türkiye'ye fen, tıp, mühen- dıslik ve sosyal bilim alanlannda çok değerli hizmetlerde bulunmuş, bi- lim adamı yetiştirmiş ve devlete danışmanlık yapmıştır. 180 yıllık maziye sahip üp fakültelerine bağ- lı iki büyük hastanesi her gün bin- lerce hasta vatandaşa üst düzeyde sağlık hizmeti vermektedir. Çeşit- li fakültelerinde görev yapan bin- lerce öğretim elemanı olgun, gele- nekleri ve görev aşkına sahip kişi- ler olarak binlerce öğrenciye öğre- tim ve eğitim verdikleri gibi, birçok başka üniversitede de ders vermek- tedirler. Sadece bir örnek vermek istersek, Edebiyat Fakültemizde 120 çeşit programın okutulmakta ol- duğunu belirtirsek, yapılan öğreti- mın büyüklüğü ortaya çıkar. Bu çok büyük öğretimin yanın- da, tstanbul Üniversitesi araşnrma- ya da büyük önem vermektedir. ls- tanbul Üniversitesi Araştırma Fo- nu yılda 700 araştırma projesini fı- nanse etmektedir. Bu haliyle Tür- kiye'de en çok proje destekleyen TUBrTAK'a yaklaşmakta ve bili- me katkı yapan çalişma ve yayın- lan da giderek artmaktadır. Bütün bu eğitim, öğretim, araştırma ve hizmet etkinlikleri yanında, lstan- bul Üniversitesi'nin bir başka özel- liği daha vardu-. lstanbul Üniversi- tesi kendisini laik ve demokratik Cumhuriyetin koruyuculanndan saymaktadır. Tüm öğrencileri ve öğretim üyeleriyle hayatta gerçek yol gösterenin pozitifbilim olduğu- na inanmıştır ve bunu herkese an- latmaya çalışmaktadır. tşte yukanda birkaç satırla özet- lemeye çalışüğrmız lstanbul Üniver- sitesi'nin üç çeşit düşmanı vardır. Şeriatçılar, etnikçiler ve ikinci cum- huriyetçiler. Bunlara bir grup daha eklenebilir; menfaatleri bozuldu- ğu için düşmanı olanlar. Bu çeşitli gruplar, görsel ve yazılı basında programlan ve köşe yazılannı kul- lanarak lstanbul Üniversitesi'ne saldırmaktadırlar. Bunlann etldsin- de kalınmış olacak ki, 16 Kasım 1999 tarihinde TBMM şöyle bir kararalıyor: "YÖK^lrtanbul Üni- versitesi Rektörü ve Üniversitegirif sınavlan ile ilgili olarak fleri sürfi- kn yoisuzlukve usulsüzlflk iddiala- nnm anştıniarak üniversitefcrde yasanan sorunlara çözüm bolun»- bflmesi için almması gereken ön- kmfcrin befirienmesj amaayla bir Mecfis araştırma kouüsyonu kurul- masma iUskin karar". Görüldüğü gibi, komisyonun sa- dece adı bir paragraf tutuyor. Ko- misyon yukanda sayılan birçok hu- susu araştıracakmış. Komisyonda önyargıh bazı üyelerin bulunduğu- nu da görüyoruz. Bütün bunlara rağmen bu araştırma sonunda tstan- bul Üniversitesi'nde her şeyin ne ka- dar iyi niyetle, dürüstlükle ve öz- veriyle yapılmakta olduğu bir ke- re daha tescil edilecektir. Bu karann asıl amacı, bana gö- re, YÖK'e ve üniversitelere gözda- ğı vermek ve gelecekte üniversite- leri siyasetın egemenliğine soka- cak bir yasa hazırlamaktır. Şunu bir kere daha belirtelim ki, üniver- siteler baskı kanunlannı kabul et- meyeceklerdir. PENCERE DemokrasiyeAvrma'daGremeyiz.. Medyadaki AB'ye adayiık fes- tivali 1908'deki 2'nci M^aıtiyet şenliklerinin hıh demiş bumun- dan düşmüş benzerine dönüş- tü. 2'nci Meşrutiyet'te davul zur- na, def dümbelekle çığırtkanlar avaz avaz bağınyotiardı: - Yaşasın Meşrutiyet!.. Osmanlı'nın yüzde 9O'ı oku- yup yazma bilmezdi; halktan me- raklılar: - Meşrutiyet ne demek?.. - Artık gâvura gâvur denme- yecekl.. Aradan yaklaşık yüzyıl geçrJ; BabrtelliTürkiye'nin AB'ye aday olmasıyla kendinden geçti; zil takıp oynuyoruz; bu festivalde olayın anlamını akıl terazisine vurmak isteyenleresaldınlar ca- bası!.. Çoğu kişi kafayı yemiş durumda: - Yaşasın Avrupal.. - Ne demek o?.. - Demokrasi, insan haklan, öz- güriûk!.. - Ulan kerataJ.. Demokrasiye, insan haklanna yanm yüzyıldan ben neden ayak direttin de elin gâvuru bastnnca bayram ediyor- sun?.. • ' • Dünya degişiyor... Türkrye'nin kendi içine kapalı kalması olanaksız, ister istemez Avrupa'nın benimsediği uygar- lık degerleriyle bütünleşeceğiz... Ama ne zaman?.. Avrupa Birliği sürecini başla- tan belgeye 1963'te Ismet Pa- şa imzayı bastı... 36 yıl önce... Eğer bu kafayla gidersek, AB'ye üyelik için daha36 yıl bek- leriz. • Avrupa, nükleersantrallan dış- ladı, bunlann pazarianması için geri zekâlı azgelişmiş ülkeler ge- rekli!.. Türkiye bu iş için biçilmiş kaftan mı?.. Avrupa Birliği'ne üye devlet, Akkuyu Santralı'ru ne yapacak?.. Ancak bizim alaturka zekâmız minareye kılrf biçer, bir hafta ön- ce koalisyon hükümetimiz ener- ji sıkıntsını aşrnak için atom sant- rallan üretimine karar verir; bir hafta sonra da Avrupa Birliği'ne aday olmak için Kıbrıs'ta ve Ege'de ödün verir. Elimiz mahkûmdu; Avrupalı bunu bildiğinden is- tediği gibi oynadı. • Derterki: - Boşveri... Adaylıktan üyeliğe geçmek için önümüzde uzun bir zaman var. Bakla falı açalım mı?.. Beş yıl mı desek, on yıl mı de- sek, yirrni yıl mı desek, otuz yıl mı desek?.. Arada bizim hükü- metlerAnadolu'yu nükleer sant- rallarta donatıriar, Kıbns'ı satar- lar, Ege'yi pazarlarlar... İş üyeliğe gelinceAB burun kı- vınr mı: - Tüm koşullanyerinegetirme- din!.. O zaman ayıkla pirincin taşı- nı!... Adam "Demokrasi köyü"ne gidiyormuş; yol^cenannda bağ- daş kurmuş bir köylü görünce sormuş: - Demokrasi köyüne kaç sa- atte gidilir?.. Köylü yanıt vermeyince, bir daha sormuş; ama yine yanıt yok... Adam öfkelenipyürümeye baş- layınca köylü arkadan seslen- miş: - Bu yürüyüşie iki günde va- nrsın!.. Hele bir yürüyüşümüzü göre- lim... Hem biz demokrasiye Avru- pa'da girmeyeceğiz ki... Tûrkiye'de kavuşacağız. Cumhuriyet Mahallesi Not Defteri'nden... . • ; : ; • - » , - . . / . - , . . . K ' i : - " • <"> :ibit Mart '99 süıe v? Nisan y 99... Cumhuriyet Mahallesi 'nin kuruluşunu yürütmek üzere Yapım-C kuruldu ve çalışmaya başladı. 16 .>isonA zsv iBfaEznı nsşı .tev **£%"** ,\en« ae di\et- VeV 1 Eylül '99... Tamamlanan ön projelerin, Cumhuriyet Mahalleülere gönderilmesine başlandı. Henüz katılamayan dostlarımızı da aramıza alabilmek için... Cumhuriyet Mahallesi'ne bir Cumhuriyet Mahallesi daha ekleniyor: CUMHURÎYET KlNALI" MAHALLESİ (2; BOLUM!) (Pumhuriyet mahallesi I. Bölüm'deki 565 parsel sahiplerini buldu ve proje çahşmaları hızla ilerliyor. Ancak, mahallemize henüz katılamayan okurlarımızın, dostlarırruzın istekleri de sürüyor. Şu anda bu istekleri de karşılayabildiğimiz için mutluyuz. I. Bölümün yaklaşık 1 km güney doğusunda, denize yaklaşık 800 metre uzaklıktaki yeni bir arazi üzerinde Cumhuriyet Kınah Mahallesi'ni kurmak için çalışmalara başladık. 122.450 m 2 büyüklüğünde olan bu arazideki 140 parseli okurlarımıza jeolojik zemin raporlan hazırlanarak düzenlenmiş depreme dayanıklı projeleriyle birlikte sunuyonız. Ayrıca, ağaçlandırmaya olabildiğince geniş alan ayrılabilmesi için de parsel sayısı 140'la sınırlanmış ve parsel büyüklüğü en az 500 m 2 olarak belirlenmiştir. Parsellerde inşaat izni oranı, tabanda %20 olup projeler tek ve ikiz villa olarak tasarlanrruştır. Denize daha yakın olan ve I. Bölüm'de oturan dostlarımızın da yararlanacağı sosyal tesislerin de yer alacağj Cumhuriyet Kınalı Mahallesi'nde parsellerin metre kare fiyatı 14 milyon TL'dir. Peşinat 1,5 milyar TL olup kalanı 6 eşit ve sabit taksitle ödenecektir. : , Okurlarımızla, dostlarunızla birlikte yaşayacağımız Cumhuriyet Mahallesi adım adım gerçekleşiyor. Mahallemizle ilgili her yeni gelişmeyi size bildireceğiz. Cumhuriyet mâha lles i "Doğayla uygarlık buluşuyor" İA\AIUI II KA/1 I BAI.IMM/ lAI'l/ll Cumhuriyet Mahallesi nerede kuruluyor? •Cumhuriyet Mahallesi istanbul'un batısında, Tekirdağ-Çorlu yolu Kınalı kavşağı üçgeninde, Çanta Köyü beJediye sınırlan içinde kuruluyor. istanbul'a uzaklığı TEM yolundan 45 dakika, E5 yolundan 55 dakikadır. •1. Bölümüfi hemen güneyinde yer alan Kınalı Bölümü arazisinin de stabilize yollan vardır. •Bu arazinin de yalnızca % 14'ü evlere aynldı. Kalan % 86'nın küçük bir bölümü yol ve otopark. çok büyük bir bölümü ise bahçe ve park olacak. Basvunı: ÇAĞ PAZARLAMA Basın Sarayı Kat:4 (Gazeteciler Cemiyeti Ostü) Cağaloğlu - İSTANBUL Satış yapılan Cumhuriyet Kitap Kulübû büroterr Ankara: Ataturk Bulvan No: 125 Kat:4 Bakanlıklar - ANKARA Izmir Haiit aya Bulvan 1352. Sok. No: 2/3 Alsancak - İZMİR Tel: (0212) 520 21 91 - 92, Faks: (0212) 520 50 23 Tel: (0232) 419 50 20 pbx, Faks: (0232) 417 19 57 Tel: (0312) 441 12 20 pbx, Faks: (0312) 441 91 17
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear