25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1S ARALJK 1999 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA 17 Gençlik Postası Istanbul Üniversitesi, Orta Doğu Teknik dniversitesi, Ankara (îniversitesi Hukuk ve Fen Fakültesi, Mersin (jniversitesi öğrencilerinden bir grup "Kuvayı Milliye Gençlik Postası"nı yayımlamaya başladı. Dergi ilerici, demokrat, devrimci, halkçı, Kemalist, sosyal ist, milliyetçi ve cumhuriyetçi gençlik için bir düşünce pJatformu oluşturmayı hedefliyor. Dergi Tûrkiye genelindeki tüm üniversite öğrencilerinin katılımına açık... lletişim için elektronik posta adresi: kuvayimilliyegenclik @ hotmail.com Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97Bektronik posta: somgposta.cumhwiyetcom.tr - Alaattin Çakıcı hesaplaşmaya hazırmış.. "Türkiye've aeldiöi hemen belli oluvor!" samsun'daki Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektörü Osman Çakır'ın "üç hilalle bir tür- bana" profesörtük dağıttığını yazdığımız zaman YÖK Başkanı Kemal Gürüz karar- lı bir şekilde suskun kalmayı yeğlemişti. Gürüz'ün suskunluğunun nedenini şimdi daha iyi anlıyoruz... Meclis YOK Araştırma Komisyonu, Gürüz'ün pro- fesörlük unvanının prosedüre uygun olup olmadığı konusunda inceleme başlatmış! Biz Gürüz'ü Ankara'da bırakıp Çakır'ın Sam- şun'una dönelim. Biliyorsunuz, Sait Bilgiç, Fırat Üniversitesi'nden "akkaraman koyunu ile kıl ke- çisi" uzmanı olarak çıkıp Ondokuz Mayıs Üniversi- tesi Tıp Fakültesi'nde insan anatomisi dalında pro- fesörlüğe yükselmişti. Yine Fırat Üniversitesi'nden "sığır karaciğeri" uzmanı veteriner Cemil Çelik de Samsun'da Osman Çakır sayesinde hayvanlarta il- gilenmeyi bırakıp tıp profesörü olmuştu! önce Sait Bilgiç'in son icraatlannabakalım. Ken- dini Louis Pasteur'le kıyaslayan Bilgiç, halen Sam- Tıkır tıkır sun'daSağlıkBilimleriEnstitüsüMüdürVekili... An- cak imzasını "müdür" diye atıyor. Enstitü, diş hekim- leri için doktora mülakatı düzenliyor; Biigiç, jüri üye- lerini belirtiyor. 14 Eylül saat 10.OO'da ortodonti, ay- nı gün ve aynı saatte diş hastalıkları ve tedavisi da- lında mülakat yapılıyor. Bilgiç, her iki jüride de Yrd. Doç. Dr. Hikmet Aydemir'i asıl üye olarak görev- lendiriyor. Hikmet Aydemir, aynı anda iki mülakat- tan yalnızca birine katıldığı halde ikisinde de imza- sı bulunuyor! İki ay önce araştırma görevlisi sınavında yabancı dilden kalan Rektör Yardımcısı Nuri Kuroğlu'nun da- madı Oguzhan Ünal bu kez diş hastalıkları ve te- davisi doktora mülakatından başanyla çıkıyor. Ortodonti mülakatında ise ortodonti ana bilim da- lı öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Selim Ancı jüri üyesi oluyor. Fakat Ancı'nın eşi Nursel Ancı, sınava gir- diği için kocası üyelikten çekiliyor. Yerine yedek üye olarak Ancı'nın bekarken aynı evi paylaştığı arkada- şı fizyolog Doç. Dr. Erdal Ağar jüriye alınıyor. Arı- cı'nın eşi mülakatı geçiyor. Şimdi Cemil Çelik'teyiz... Veteriner Çelik, geçen- lerde Tıp Fakültesi Etik Kurulu'na atanınca sorunu Samsun'da çözemeyen bir biyokimya uzmanı pro- fesör, Ankara'ya Sağlık Bakanlığı Etik Kurul Başkan- lığı'na yazıyor: "Tıp fakültesi veya Sağlık Bakanlığı eğitim hastanelerinden uzmanlık belgesi olmayan, hasta muayene ve tedavi yetkisi olmayan Elazığ Ve- teriner Fakültesi'nden biyokimya doktoralı veteriner Prof. Dr. Cemil Çelik'in Ondokuz Mayıs Üniversite- si Tıp Fakültesi Etik Kurulu'na atanması tüzük hü- kümlerine göre sakıncalıdır." Bu arada bir başka veteriner Prof. Dr. Murat Er- tûrk de üniversite hastanesinde hastaların labora- tuvar raporiannı imzalıyor. Samsun'da işler tıkınnda gidiyor. Ikibinli Vara vara vardık ikibine. At alan ikibini geçti. Kız sen ikibinin neresindensin? Uyan oğlum, başka ikibin yok! Geçmiş ikibininiz mübarek olsun. lkibinden aşağı, kasımpaşa. Şimdi ikibinli olduk; sevinçliyiz hepimiz; yaşasın ikibinimiz... Ikibinlilerden Emre Çağatay. Edith Hamilton'dan Ülkû Tamer'in çevirisi ile Avrupa'yı daha yakından tanımaya dünden devam ediyoruz: Yalnız sepetlermi, içlerini dolduran çiçekler de ne kadar güzeldi... Nergisler, sümbülier, menekseler, hrmızıyaban gülleri... Aşk tanncası, Kharit'lerin arasında nasıl ışıldarsa, Europa da yaşrtlan arasında öyle ıştldıyordu. Zeus onu görünce dayanatnadı. Zaten aşk tanncası Aphrodite, oğlu Eros'a söylemiş, o da oklanndan birini Zeus'un kalbine saplamıştı. Hera uzaklardaydı o sırada; ama Zeus yine de ne olur ne o/maz diye korktu. Birboğa kılığına girdi. Koyu kahverengi, kaşlan yerinde gümûş yaylar çizili, boynuzJan yeni ayın görûnüşüne benzeyen gûzel, çekici birboğa olup çıkt. Çiçek Europa (2) toplayan kalann arasına indi. Yaşıtlan gibi Europa da boğayı görünce dayanamayıp yanına getdi. Onu sevdi, okşadı. Hemen eğildiboğa. Sanki Europa'nın, sırtına binmesini ister gibiydi: Sırtına bindirip gezdirecek bizi,/ Öyle tattı, öyle güzel bir boğa ki bu,/ Hiç boğaya benzemiyor, iyi bir insan gibi/ Yalnız Burjuva çocuğu başmüdüre helal olsun konuşamıyor. Europa, gülümseyerek boğanın sırtına oturdu. ötekilehn de binmesine fırsat vermedi Zeus; ftriatttğı yıldınmlann hızıyle denize daldı. O itenedikçe dalgalar iki yana açılıyordu. Yanlannda, önlerinde, arkalannda garip deniz tannlan Nereid'ler, borulannı öttürerek Triton'lar ve Zues'un kardeşi Poseidon gidiyordu. (Devarmvar) TürkTelekom'un Istanbul'daki baş- müdürü Yûcel Çalıklı'nın 1995 yılın- dan beri malvarlığı bildiriminde bu- lunmadığını saptayan müfettişler, baş- müdürün servetinin epey yükseldiği- ni görmüşler... Trilyonluk servet karşısında başmü- dür Çalıklı, "Ben bir burjuva çocuğu- yum, miras kaldı" demiş... Yücel Bey'in ağzına sağlık... Zaten Nisan 20O0'de yaş sınınn- dan emekli oluyor; müfettişler kendi dertlerine yansın! Bir kere Yücel Çalıklı'nın dördün bi- rinden başmüdür maaşı var. Eşi, emek- li memur; emekli maaşı var. Burjuva çocuğu olmasına gerek yok, iki ma- aş bir olunca, telefon kulübesi saray olur! Allah, memleketteki burjuva akra- balara gani gani rahmet eylesin bir de miras kalmış... Daha ne ıstiyor bu müfettişler! Müfettişler kendilerine güveniyorsa, daha önce Ankara'dan Türk Telekom Genel Müdürlüğü'nden gelen birmü- fettiş vardı; Mehmet Akyürek... Açıp baksınlar Akyürek'in hazıriadığı ra- poriara... Abonelere telefon bağla-^ ma işi a'dan z'ye ihale edilmişti/ ya, işte o ihaleyi alan şirketlerden [ birinin işi nasıl aksattığı yazıyordu j ama ne oldu, hiçbir şey olmadı. Şimdi de diyorlar ki, bu şirket aynı zamanda kablo üretiyormuş ve güya, ürettiği 1800'lük kabloyu örne- ğin metresi 10 milyon liradan Tele- kom'a satıp ihale gereği kendi döşe- mesi gereken kabloyu Türk Tele- kom'dan bedava alıyormuş. Milletin ağzı torba değil ki büzesi- niz... Eri iyisini yapmış Yücel Bey, "Ben bir burjuva çocuğuyum, miras kaldı" demekle. Helal olsun valla! AYDINLANMA ATEŞİ ' Üetişim: Zeynep Eşiyok Faks: 0.212. 513 85 95 Gemlik/Bursa Cumok yeniden kuruldu Karşıyaka/tzmir Cumok 1) 22 Aralık gecesi, biz Karsıya]caCumok]aı,u,_» .n > Türkiye'nin her larafından bize katılmak isteyen Cumok arkadaşlanmızla akşam yemeğinde birlikte olmak istiyoruz. 3) 23 Arabk'ta Menemen Olayı'nın yıldönümünde katılmak isteyen Cumhuriyet okurlanyla Menemen'de birlikte olalun. Her iki etkinlik için de aynntılı bilgi almak isteyenler 0.232368 14 94 (Deniz Sapmaz) - 0.232.324 00 89 (Müzeyyen Akas) numaralı telefonlan arayabilirler. Gemlik / Bursa Cumok Gemlik'te 1995 yıhnda oluşturulan ancak daha sonra toplantılanna devam edilmediği için dağılan Cxnnok oluşumu, ADD Gemlik şubesi öncülüğünde yeniden oluşturuldu. Ilk toplantısı ADD Gemlik lokalinde 5 Aralık'ta yapılan Cumok toplantısuıa gaieteci yazar ve Buısa CHP 11 Başkanı Yılmaz Akkıbç'uı katılımıyla 50 kadar Cumhuriyet gasetesi okuru kaüldı. Toplantıda ADD Gemlik Şubesi Başkanı Hacı Önal. yaptığı konuşmada; w Tespitlere göre 60 bin nüfuslu ilçemizde Cumhuriyet gazetesinin tirajı 55, yani her bin Gemlikli'ye bir gazete düştfiğü gerçeğini itiraf etmek mecburiyetindeyiz. Cumhuriyet gazetesinin okurunu arftırmak için hep beraber elimuden gelen herşeyi yapacağımıza inanıyorum. Bu konuda teklif ve önerilerinizi bekliyorum." dedi.Daha sonra kouşan Akkıhç ise gazetecüiğe başladığı yıllarda gazete sahiplerinin yine gazeteciler olduğunu hatırlattıve bugün gazete, dergi, radyo ve televizyon gibi kitle ıletışim araçlannın sermaye gruplannın eline geçtiğine dikkat çekti. Akkıhç, "RTÜK yasasına göre medya kuruluş hfoselerinm yfkzde l&'onn elinde bulunduranlar devlet ihalelerine katılamazlar. Oysa TEDAŞ'ın bögedeki dağıtım şirketini medya patronlan almış durumda. Yine aynı yasaya göre herhangi bir medya kuruluşunun yüzde 10'unu elinde bulunduranlar banka sahibi olamazlar. Ancak fiiliyatta bu patronlar birden fazla bankanın ortağı durumundalar. Sonra çanak, çömlek, kırtasiye maLzemesi dağıtımı yasak olmasına rağmen dağıtılıyor. Bu durum sermaye gruplarınm bir ruzağıdırb" dedi. Toplantıda daha sonra Cumunyet okurlanna söz verildı. bunda sonraki toplantılarda ülkenin sosyo- ekonomik gündemini oluşturan olaylan da tartışmayı kararlaştırılan Cumhuriyet gazetesi bir komite oluşturdu. Cumhuriyet Dostlan Komitesi adı verilen bu komitede Hacı Önal, Cemal Kırgız, Cüneyt Yavuz, Enıel Gürkan, Özden Özdemir, Cihangir Öner, Dilek Tannverdi görev aldüar. Cumhuriyet Dostlan Komitesi, bir sonraki toplantmın 26 Aralık saat 14.00'te ADD Gemlik Şubesi lokalinde yapılmasına karar verdileT. ADP Genel Merkezi Bur verdiğimiz yüksek öğretim öğrencilerine parasa katkı için yaptığımız çağnya destekleriyle yanıt veren tüm Atatürkçü lar'e içtenlikle teşekkür ederiz. Bankalardaki sistem değişikliği nedeniyle hesap numaramız aşağıdaki gibi düzenlenmiştir. Hesap No: Ziraat Bankası Kızılay Şubesi 218394 Halk Bankası Demirtepe Şubesi 30273. YOZGAT ASLÎYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN EsasNo: 1995/167 Karar No: 1999/751 Davacılar Ahmet Çakmak ve Abdullah Çakmak tarafindan da- valılar Mahmut Şahin ve Cafer Şahin aleyhine Yozgat Merkez Azizli köyûnde bulunan doğusu: Mehmet Düzgün, batısı: Meh- met ve Ekrem, güneji yol ve kuzeyi Öz ile çevrili 14.000 m2 mik- tanndaki taşınmaz aleyhine açılan tapu iptali ve tescil davasının mahkememizce yapılan 9.11.1999 tarihli yargılaması strasında davacüann davasının reddine karar verildiğı ve karann davahlar adına tebliğ edilemediği ve adreslerinin de tespit edilemediğin- den, davahlar Mahmut Şahin ve Cafer Şahin adlanna karar yerine kaim olmak üzere ilan ohmur. 2.12.1999 Basın: 65245 KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicak@turk.net ÇtZGİLİK KÂMtL MASARACI HARBt SEMtH POROY MIRMIRLAR UĞVR DURAK TARtHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAH 15 Aralık IVAIT DISNEY 'OA 8U6ÜN, ÜNLÛ ÇİZ6İ &İLM KSSSAM VK YA- PtMCISt U/ALT &îfJey(p<ZAIr) 6S YAÇINOA K4MSER- OEU ÖUHJ. 1$19'DA, K&CLAMCILIK AA4ACIYLA 6lR~ Pt&l SlfJSMA İÇf SHZAStHOA ÇİZ6İ FİUAB MEI&K SAt***l?r>. YANfUOA ÇAUÇAN AtlKAOAÇl at IWEÜfS KISA SÜ&epe ÜNL£AJPf..£ESÜ FILMİN DB K4T- İÇ , . SUMt/V&MAJ B'KtMÇIP/H. DtSAJEY'İN ÇİZ- Oı &LM ALAMNOAKi BAÇAKISt;&(i OBG/iNİZA- TÖR, BlR >W/MC/ OlA&UC OİKKATi Ç£KER, ££S- SAA4 OLA&4*: De&'L... FİLtoLE&UİN Ç.O6U SEYİK^ O KEKpGLAKl KtRMff V£ 3O KAPAR OSCA& &PCÎLJJ İİ GÖRÜŞ OZAN CEYHUN Avrupa Parlamentosu üyesi Batılı TüPkiye Aralarında göçmen derneklerınin de bulunduğu çok sayıda kurumun ve bu kurumlara üye bireyle- rin gerçekleşmesi için çok çaba sarfettikleti "Tür- kiye 'nin HelsinkiZirvesi'nde adaylıkstatüsünü" ala- bilmesi uğraşı boşa grtmedi. Türkiye artık aday ko- numunda. Özellikle Avrupa'da "687/ devtet adamlan" eko- lünün başını çeken Almanya Dışişleri Bakanı Josch- ka Fischer, Almanya Şansölyesi Gerhard Schrö- der ve Avrupa Birliği Komisyonu'nun genişletil- mesinden sorumlu komiseri GürrterVerheugen'in yoğun çabalan sonucu Türkiye'ye çok önemli bir perspektif sunulmakta. Avrupa Birliği ülkelerinden Almanya'da SPD-Ye- şiller Koalisyon Hükümeti, ingiltere'de sosyal de- mokrat hükümet, Fransa'da.Ttalya'da, Belçika'da ve Rnlandiya'da sosyal demokratlarla Yeşiller'in oluş- turduklan koalisyon hükümetleri, Avrupa'da Hel- mut Kohl döneminde hâkim olan "Avrupa Birliği Hıristiyanlann birliğidir" mantığının çağ dışı oldu- ğunu söyleyerek yeni bir strateji geliştırdiler. Buna göre Avrupa'da barış ve huzuru garanti altına ala- cak olan Avrupa Birliği'nin ana kriterleri, üye ülke- lerin Hıristiyan mı yoksa Müslüman mı olduğu de- ğil, onlann insan hakkına saygılı demokratik hukuk devletleri olup olmadıklan gerçeğinin ortaya çıka- nlması. Bu kural aynen Türkiye için de geçerli ol- duğundan, Türkiye'nin bugün adaylık statüsüne sahip olması doğal bir gelişme oldu. Asıl bundan sonrası önemli. Bu gelişmeye Yunanistan'ın çıkarlannın AB pers- pektifine sahip bir komşu Türkiye ile birlikte daha iyi korunacağına inanan yeni Yunanistan hüküme- tinin de çok katkısı oldu. Yunanistan kendi açısın- dan çeşitli beklentilerle Türkiye'ye adaylık statü- sünün verilmesini engellemedi. Yunanistan'ın bu ye- ni çizgisinin Türkiye Cumhuriyeti'nin Dışişleri Ba- kanlığı tarafindan da olumlu yönde destek görme- si, unutulmaması gereken bir nokta. Ben kişisel olarak bu güzel sonucun gerçekleş- mesi için çaba harcarken ve de gerçekleştiği için yürekten sevinirken aslında haklı olarak Türkiye'de yaşamakta olan insanlar için ileriye doğru atılan bir adım olarak görmekteyim bu gelişmeyi. Helsinki'de Türkiye'nin Avrupa Bırliği'ne aday on üçüncü ülke olması, Türkiye'nin sadece lafta de- ğil her alanda "Batılı bir ülke" olmasını da berabe- rinde getirmekte. Avrupa Birliği'nin üyesi olabil- mek için Türkiye'nin gerçekleştirmesi gereken re- foımlann, aslında Türkiye'nin gerçek anlamda de- mokratik bir hukuk devleti olması için onlarca yıl- dır kavga verenlerin büyük bir özlemi olduğunu siz Cumhuriyet okurları olarak zaten çok iyi bilmekte- siniz. Türkiye şimdi birçok alanda kendine çeki düzen verirken aslında bir ülkenin vatandaşlan için yap- ması gerekenleri gerçekleştirecek. Hukuk sistemı- nin AB'ye adapte ediîmesi, polis teşkilatının işken- cilerden ve çetelerden anndırılmış bir kurum hali- ne getirilmesi, Silahlı Kuvvetler'in AB üyesi bir ül- keye yaraşır yeni bir örgütlenmeye gitmesi, de- mokratik seçimie seçilen milletvekillerinin ve on- lann seçtikleri sivıl hükümetlerin üstünde hiçbir baskının olmamasının sağlanması ve daha AB ül- keleri için nonnal olan birçok konu, Türkiye'nin de bu alanda atacağı adımlarla Türkiye için de doğal gelişmeler olacak. Şimdi hepimiz kollanmızı sıvamalı ve bu sürece katkıda bulunmalıyız. Özellikle Avrupa Birliği Ko- misyonu ve Türkiye'nin aralarında ortaklaşa belir- leyecekleri bir reform planının gerçekieşebilmesi için bizler de yardımcı olmalıyız. Türkiye'nin on mu, on beş mi ya da yirmi yıl içinde mi tam üye olacağı sorusunun cevabını Türkiye kendisi verecek. Tür- kiye'de gerekli reformların gerçekleştirilmesinin hı- zı tam üyeliğe kadar sürecek olan zaman dilimini de belirteyecek. Bu nedenle bir yandan hüküme- te ve Meclis'e bu gerçeği hatırlatırken diğer yan- dan Türkiye'nin aydınlan ile birlikte gerçek anlam- da demokratik bir hukuk devleti olacak olan Tür- kiye Cumhuriyeti'nin kendi kendini yenilemesine yö- nelik tartışmalara katılmalı, yapıcı öneriler ile des- tek olmalı ve de atılan her olumlu adımı savunma- lıyız. Tüm bunlar kolay olmayacak. Ancak ne Türki- ye'nin ne de Avrupa Birliği'nin başka bir alternati- fi var. Türkiye'nin insanlan ise AB üyesi olan de- mokratik bir hukuk devletini çoktan hak ettiler. Haydi öyleyse hepimize kolay gelsin. Ben de Av- rupa Pariamentosu'nda annesi ve babası Türk olan bir Alman milletvekili kimliğimte elimden gelen des- teği vereceğim. BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ Piyasayı do- laşarakbağU bu- lunduğu şirket adına sipariş 3 alan ya da müş- teri bularak mal satan kimse. 2/ 5 Çamaşırcı ayı da denilen ve Kuzey Ameri- 7 ka'da yaşayan o bir kürk hayva- nı... Sergen. 3/ 9 Halk şairi... Her yiyeceği canı çeken. 4/ Toykuşununiribirtürii.. Hayat arkadaşı. 5/ "Ye- 2 mek verdi ekmek verdi 3 — verdi/ Kazma ile 4 döğmeyince kıt verdi; 5 Benimsadıkyârimkara- g topraktır" (Âşık Vey- •, sel)... Osmanhlar döne- minde Romanya'nınyer- li halkına verilen ad. 6/ " Süs. II Metal saplama... Yapım. 8/ Şeker üretiminde bil- lurlaşan şeker alındıktan sonra kalan posa... Yunan abe- eesinde bir harf. 9/ Sahip. malik... Kimi felsefe ve din ku- ramlannın dayandığı temellerden her biri. YUKARIDAM AŞAĞIYA: 1/ Organ yerine takılan parça ya da aygıt... Bir soru eki. 2/ Mısır... Önceden verilen güvence parası. 3/ Eskiden lstanbul'da Köprii ile Adalar arasuıdaki deniz taşımacı- lığını üstlenen işletme... En küçük sosyolojik birim. 4/ Yagmur ya da güneşten korunmak için yapılan ve arka- sı bir duvara verilen çatı. 5/ Küçük mağara... Kanşık renkli... Kenar süsü. 6/ Fazla bön, avanak. 7/ Bir işi yap- tmıbilme gücü... Kızlık zan. 8/ Türlü nedenlerle başan- lı olamayan kimse... Düz dam, taraça. 9/ Kilit dilini sa- bit tutan ve anahtann itişiyle serbest bırakan bir yayın et- kisindeki parça... Arap abecesinde bir harf.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear