Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
11 ARALJK1999 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Depremzedeler çadırlardan aynlsalar da kullanmalan için dağıtılan eşyalar geri alınmayacak
22 bin prefabrike ev lıazırYurt Haberleri Servisi- Deprem bölge-
sinde. 17 Ağustos ve 12 Kasun'daki dep-
retnlenn ardından Bayındırlık ve lskân
Bakanhğı'nca yapımı planlanan 33 bin
289 prefabnke konuttan22 bin 330'u-nun
tamamlanarak dağıtıma hazırhale getiril-
diği bildınldı. Karaca Mahallesı Çoban
mevkiinde 12 Kasım depremınden sonra
kurulan çadırlarda yangın çıktı. Olayda
ölen ya da yaralanan olmadı. Çadırkent-
lerde bannan depremzedelerin, çadırlan
terk etmeleri durumunda. kullanmalan
için dağıtılan eşyanın gen alınmayacağı
büdinldı.
Marmara ve Düzce depremlerinin ar-
dından Bayındırlık ve tskân Bakanh-
ğı'nca yapımı planlanan 33 bin 289 pre-
fabnke konuttan 22 bin 330'ununtamam-
lanarak dağıtıma hazırhale getirildiği bil-
dırildi. Afet Bölge Koordınatör Valı Yar-
dımcısı Dursun AU Şabin, kamu kuruluş-
lan ve özel kuruluşlann Kocaelı'nde yap-
tırdığı 11 bin 34 konuttan 3 bin 299'un-
un; Sakarya'daki 7 bin 773 konuttan 3 bin
10'unun; Bolu'daki 588 konuttan
344'ünün ve Yalova'daki 5 bin 236 konut-
tan 763 'ünün hak sahiplerine teslim edil-
dıgıru söyledi. Bugüne kadar 10 bin 261
depremzedenin başvuruda bulunduğu
bölgede, 17 bin 215 konut daha dağıtıl-
mak ûzere hazrr bekletiliyor.
Deprembölgelerinde, 104 bin244 dep-
remzedenin bannma, 51 bin 389 deprem-
zedenuı ıse onanm yardımı almak için
başvurduğu ve toplam 87 bin 911 kişiye
8 tnlyon 791 miryar 100 milyon üralık
yardım yapıldığı bildirildi. Onanm yardı-
mı alan toplam 31 bin 376 kişiye 18 tnl-
yon 825 miryar 600 milyon lira ödendı.
Bölgedeki illerde enkaz kaldırma çalış-
malan yüzde 69.5 oraaında tamamlandı.
Düzce Karaca Mahallesı Çoban mevki-
inde Endüstri Meslek Lisesi yanında bu-
lunan çadırlardan 5ı henüz belırleneme-
yen bir nedenk yandı. Olayda ölen ya da
yaralanan olmadı. Burada kalan deprem-
zedeler ise civar yerlerde çadırkuran kom-
şulannın yanına geçtiler.
Çflkr Dtizce'yi ziyaret etü
Dûzce'de bulunan DYP Genel Başkanı
Tansu ÇiBer de olay yenne gelerek mağ-
durlardan bılgı aldı. "Yazukçadır.Otacak
iş değfl" diyen Çiller, gördüklerinı bütün
sıyasilenn de görmesı gerektığını söyle-
di. Çiller daha sonra geceyi geçirdıği Kül-
tûr Mahallesi'ndeki tsmet lnönü Par-
kı'nda kurulan çadırkente gelerek sahuru-
nu yapb.
Çadırkentlerde bannan depremzedele-
Memurlar Bolu'dan aynlıyor
MLTLUSERELİ
ANKARA - Sakarya, Ko-
caeli ve Yalova'da kamu ça-
lışanlanna venlen 50 mil-
yon lıra ayiık tazminatın Bo-
lu'da ödenmemesi nederuv-
le. kamu çalısanlan ve me-
murlar kenti terk ediyorlar.
Yurttaşlar isteklenni yetkilı
makamlara ıletemediklenn-
den, yetkılilenn ilgisızliğın-
den ve bılgı alamamaktan
yakınırken, yetkılüer de
yurttaşların ıstedikleri bilgi-
lere kendılennin de sahıp ol-
madığını belırtıyorlar. CHP
Genel Sekreter Yardımcısı
Bekir YurdagûL "Bolu'daki
gerçeklerin, resmi makam-
lann Ankara'daki açıklama-
Unndançokfarkh" olduğu-
nu vurguluyor.
Çekılen acılar ve yaşamı
sürdürme zorunluluğu ara-
suıda kıvranan Bolu'da ka-
mu çalısanlan yavaş yavaş
kenti terk ediyorlar. Kent
merkezınde "Kaçmak çö-
züm değiL Bolu'yu seviyo-
ruz. terk etmeyetim" yazılı
pankartlar dıkkat çekıyor.
Bır de bu pankartlara *an-
lam veren", apartman önle-
-nfute aralı toüarca naklıye
•karriyonu.
Boşkalma tehKkesi ~
Bolu Valisi NusretMiroğ-
1D da kentin yavaş yavaş bo-
şaldığını doğrularken, özel-
likle kamuçalışanlannın ay-
nlıyor olmastndan yakını-
yor. Bannma yardımının
tercıh edılmesı durumunda.
Bolu'da halen yapımı süren
prefabnke konutlann "boş
kalma tehlikesi" bulundu-
ğuna dikkat çeken Mıroğlu,
memurlann kenti terk etme-
sınin önlenmesı için bir de
öneri getiriyor:
"Boş kalan prefabriketer
memurlara verilsin."
Yurttaşlar, yetkılilerin
"tek bir gûn büe" kendileri-
ni ziyaret etmediğinden, so-
runlaruu dmlemediklenn-
den yakınıyorlar. Almak ıs-
tedikleri bilgilere ulaşama-
dıklanm belirtiyorlar. Evle-
rine yakın yerlerde kendı
olanaklanyla kurduklan ça-
dırlardan aynlmak istemi-
yorlar ve "Bize şehrin 10-20
küometre dışındaki çadır-
kentleri, prefabrikeleri gös-
terryortar. Bizi zoria çıkar-
makbtryorlar.Evterimizbıı-
rada ve burayı bırakmak is-
temiyornz" dıyorlar. Valı
Muroğlu ise, kent merkezın-
de, parklarda, sokaklarda
bulunan çadırlan kent dışı-
na taşımak istediklenni doğ-
ruluyor ve "Çünkü burala-
ra altyapı hizmeti görürme-
mize otanak yok. Kimseyi
kolundançıkanpatmaya ni-
yetimiz yok ama o zaman şi-
kâyet etmesinler" diyor.
Yurttaşlann bılgıye ulaşa-
mamalanyla ilgıh olarak da
Mıroğlu, "O bUgüere kriz
merkezieri de sahip değü"
yanıtını venyor.
Hasar tespıt sonuçlan hâ-
lâ ılan edilmemış deprem
bölgesinde elektnktüketımı
çok büyük ölçüde artmış.
'Güvenlik artsm'
Yurttaşlar, çadırkentler-
dekı güvenlik görevlisi sayı-
sınm artınlmasrnı istiyorlar.
Kaynaşlı Esnaf ve Sanatkâr-
lar Odası Başkam Kemal
Korkmaz da, üçedekı 900
esnaftan hıçbirinm kalmadı-
ğını söylüyor. "Öien öldü,
kalanlar da buradan ayrd-
dı" diyor Korkmaz. Esnafın
varhğının ve çahşmasımn
yurttaşlar açısından da "mo-
ralunsuru" olduğunu belir-
ten Korkmaz. "Esnaf iyice
dağümadan öok'nı alımnası
gerekiyor. Esnafa bir yer bu-
hınup oturtulmab ve orada
bir bunbayumak" diye ko-
nuşuyor.
CHP Genel Sekreter Yar-
dımcısı Bekır Yurdagül ıse,
Düzce, Kaynaşlı ve Bolu'da-
ta mcelemeler sonucunda,
yurttaşlan üzgün, kırgın ve
gelecekten umutsuz gördük-
lerinı vurguluyor. Yurdagül,
"ValLkayımkamlar,beledi-
ye başkanlan, kriz merkezi
yetkilileri \e çadırkennerde-
ki yurttaşlanmız ziyarerJer-
desaptadığımı/ gerçeklerin,
resmi makamlann Anka-
ra'daki açıklamalanndan
çokfarkh olduğunu görienv
ledKk" dıyerek şu saptamala-
n aktanyor:
Şikâyetkr sûrûyor
"12 Kasım'dan bu yana 1
ay geçmesine karşın, bötge-
deki çadır gereksiniminin
ancak yüzde 10'unun karşı-
lanabibnesi, Kızılay'ın bit-
metkrinden şikâyeüerin de-
vam etmesi, evleri işyerkri
yıkılan. ağır hasar gören
vnrttaşlarunızuı doğacak
hukuki sorunlannın belir-
sizliğu resmi makamlarla
halkın iletişim eksikliği. es-
nafin kredi borçlannay öne-
lik beürsizlik, bölgede ka»-
malanna yönelik hiçbir
özendirici tedbir ahnmaım*-
sı hatta Sakarya, Kocaetü
Yalova'da kamu çauşanlan-
na verilen 50 mirvon lira ay-
lık tazminatın Bolu'da verü-
miyor olması kamu çahşan-
larının bölgeyi terk etmesi-
ne neden olmaktadır. Bir ye-
rin 0, üçe yapdmasrvia so-
nınlann çözûkbileceğini
zannederaer yartümaktadır-
lar. L'muyorvebekliyoruz Id,
fazla zaman yitirmeden bu-
na yönelik önemli adımlar
atdacaktuf
/ ı / « / f r n Adapaıan'ndayolkenanndakiboşaMmışveyıkılmışbinalannarasmda
OCUiZl bir çadır, çadmn üzerinde bir yan: "7.4 Çay Ocağı, Teleon vardır.'" Çay o-
cağuıın sahibi tlyas Şabin, Marmara depreminde evi ve dükkânı yıkihnca,
çareyi 'çadmnda' bir ça\ ocağı kurmakta bulmuş. Depremde yengesini ve yeğenini kaybeden Şarûn. Mar-
mara depreminin 'unutûlmaması için" ça> ocağına bu adı verdiğim belirterek "Bu rakam bizim için hiçbir
zaman unutulamaz, çünkü on binlerce insarun kaderini bu rakam değiştirdi'' diyor. Şabin, çadırda deprem
korkusu duynıadıklan için müşterilerin de rahat ettiğmi, çadınn adının ise 7.41ûk depremi yaşayan Ada-
pazarh müşterileri için bir önemi obnadığuu söylüyor. (Fotoğraf: ÎPEK YEZDANt)
Işıkara, erken uyan cihazlarının evlere fâyâası olmadığını savundu
"Tsıuıaıııiııiıı zararı fazla obııaz"
rin, çadırlan terk etmeleri durumunda.
kullanmalan için dağıtılan eşyanın gen
almmayacağı bildirildi. Afet BölgeKoor-
dinatör Vali Yardımcısı Hasan Özhan,
depremzedelerin tüm ihtiyaçlannın, Lo-
jistik Destek Koordinasyon Merkezi'nde
depolanan yardrmlardan karşılandığım
belirterek ihtiyaç sahibi tüm depremze-
delere, gerekli malzemelerin göndenldi-
ğıni söyledi. Özhan şöyle devam etri:
"Çadırkentkrdeki depremzedelere da-
ğıülan malzemekr geri ahnmay-acak. Zim-
medenen buzdolabı, televizyoiL, sobaveya-
tak yorgan gibi malzemelerin, hayat nor-
makdöndükten sonraLojistik Destek Ko-
ordinasyon Merkezi'ne tes-
Km editanesini vebirkısını-
nm prefabrike konutiarda
kuuanümasun düsünınüş-
tûk. Geri kalanı da depola-
nacakn. Ancak, bumaizeme-
lerin,mağdur otan\-atandas-
lara hibe edümesine karar
wrildL"
Çadırkentlenn, prefabrike
konutlann bitırilmesine ka-
dar geçici bannma alam ola-
rak kurulduğuna da dikkati
çeken Ozhan, prefabrike ko-
nutlann bıtmesıne karşın
yurttaşlan buralara geçme-
leri konusunda ikna edeme-
dıklenm belrrtti.
Bolu'nun Seben, Kıbns-
cık, Mengen, Gerede, Dört-
divan, Yemçağa, Yığılca,
Akçakoca, Göynük, Görya-
ka ve Mudumu ilçelerinde 6
Aralık'ta eğitime başlarur-
ken, Bolu Valüiği'nce kunı-
lan çadırlann tamamlanma-
sının ardından Düzce'nin
Kaynaşlı ilçesınde de 9 Ara-
lık'ta eğitime başlandı. Bo-
lu ve Dûzce'de ise eğıtim ve
öğretimin başlatılması için
çalışmalar sürdürülüyor.
Adapazan Ticaret ve Sa-
nayi Odası (ATSO) Başkam
Erol Öztürk, Adapazan'nın
büyükşebir statüsüne alın-
masının zorunlu olduğunu
belirtti. TBMM'den çıkan
yasaya göre, Adapazan'nın
büyükşebir statüsüne alın-
ması için Bakanlar Kuru-
lu'na 3 ay süre ile yetki ve-
rildiğüü ifade ederı Öztürk,
kentin büyükşehir ilan edil-
mesı halınde sınırlann geniş
tutulmasırun gerektiğıni bil-
dirdi.
tstanbul Haber Servisi - Boğaziçi
Ümversitesı (BÜ) Kandillı Rasathane-
si ve Deprem Araştırma Enstıtüsü Mü-
dürüProf. Dr Ahmet Mete Işıkara. 7-
7 8 büyüklüğünde dünyada ortalama
her yıl 18 depremin meydana geldiğıni
anımsatarak "Bu sa>ıAMistrah'a depre-
mi ik 16 oldu. Daha 2 tanevarve 20gün
de zaman kaldı. Dilerim İstanbul'da ol-
maz" dıye konuştu.
Işıkara, Işık Ünıversitesi Konferans
Salonu'nda Işık Lısesı ve anaokulu öğ-
rencılennın sorulannı yarutladı. konfe-
rans verdı Işıkara şunlan soşledi:
"Muhtemel bir deprem dilerim en az
hasaria aüanisut. tstanbul her şeyin
merkezi. Dilerim çokbüyük deprem oi-
maz. Aksihalde Türkhe'>t malh^tibü-
yük olur. btanbul'un rehabiütas^ODU-
mı Türkiye kaktaramaz. Bu depremin
çok nzun süre sonra otmasuu düryonım
Id haarhğını yapaum."
Depreme karşı erken uyan cihazlan-
nın doğalgaz şebekeleri, kimyasal mad-
de üreten fabnkalar gibı kntık yapılar-
da faydası bulunduğunu anlatan Işıka-
ra, bu cihazlann meskenlerde doğrudan
bir faydasırun olmadığuu kaydetti. Işı-
kara, Marmara Denizi'nde olası bir
depremde en büyük tsunaminin de 4-5
metre crvannda olacağım, bunun da kı-
yıdakı evlere fazla bır zarar vermeyece-
ğını sa\"undu Bır öğrencinın. "Madem
bu fayiar vardı neden deprem konusun-
da dahaöncebilgiendirimedik" şeklm-
deki sorusu üzenne de Prof. Dr. Işıka-
ra, "Ben 1991 \ihndan beri görev yapı-
yorumve 1992 vüından beri sizkri uyar-
maya çok ga\ ret ettim. Bu tarz toplan-
triar çok yapm^nm, o zamanlar dinJe-
yid savısı 4 sırayı geçmryordu. Fa>iar
orada duniTOrdu, ama biz biç umursa-
nuKfak" dıye konuştu. Prof. Dr. Işıkara,
öğrencılerden depremle ilgili söylenti-
lere de inanmamalannı istedi.
Işıkara, Marmara Denizi'ndeki sis-
mık boşluklara ilışkın bir soruya da,
"Sismik boşhıkbr deprem üreten po-
tansrvel yerkr. Orada 2 tane boşluk var.
Oralârdaki depremkr fazla bü)üklük-
te ofanaz" karşılığuu verdi.
Artçüarsûrûyor
BÜ Kandillı Rasatfaanesı
ve Deprem Araştirma Ensti-
tüsü'nden alınan bilgıye gö-
re, öncekı akşam saat
19.39'dan dün saat 04.03'e
kadar toplam 3 artçı sarsmtı
kaydediîdi. Önceki akşam
saat 19.39'da Yalova-Çınar-
cık'ta 2.9, saat 23.29'da Dûz-
ce'de 2.9 ve saat 04.03'te Ya-
lova-Çınarcık'ta 3.6 büyük-
lüklennde artçı sarsınnlâr ol-
du. Balıkesir'de de dün saat
13.59'da 3.6 büyüklüğünde
deprem meydana geldi.
Yurttaş girişimi, istanbul'daki tüm yapıların incelenmesi için kampanya düzenliyor
'Herkes binası için düekçe yazsın9
tstanbul Haber Servisi - Süreklı
Aydınhk İçin Yurttaş Girişimi Söz-
cüsü Avukat Ergin Cinmen. tstan-
bul'daki tüm binalann Bayındırlık ve
tskân Bakanhğı'nca ıncelenmesini
sağlamak amacıyla, "dflekçe kam-
panyası" başlatacaklanm söyledi
Cinmen. "Herkes yurttaşlık bflinci-
nin gereği evi, okulu, iş>eri için birer
dâekçe yazmabdrr" dedi.
tstanbul Ünıversitesi Özgür Hu-
kukçular Kulübü'nün düzenlediğı
"HukuksalAçıdanAfedervçAfetee-
defcr" toplantısmda konuşan Cin-
men, kampanya için "örnekdiekçe''
hazırlayacaklannı belirtti. tstan-
bul'un ardından, kampanyayı tüm
Türkjye'ye yaymak istedıklenni ksy-
deden Cinmen, mevcut yasalarla,
afet bölgesindekı binalann kontrol
edümesini istemenin herkesin hakkı
olduğunu vurguladı.
tstanbul'un 17 Ağustosdepremin-
de afet bölgesi ilan edihnediğini
anımsatan Cinmen, bunun nedeninin
"devietinmnalankontroletmekiste-
memesi'' olduğunu üeri sürdü. Yapı-
lannı kontrol ettirmek isteyen yurt-
taşlann, özelkuruluşlara yönlendıril-
diîderıru belırten Cinmen "Bakan-
bu- Kurulu. tstanbul'u afet böigesii-
bn etseydLkanunlaragöretüm bina-
lar Baymdırhk ve tskân Bakanh-
ğı'ncagözdengeçirilmekzorundaka-
bcakn.Bakanlar Knrulu'nnn tstan-
bul'u afet bölgesi üaa etmemesmin
nedeni ise Bayındırhk ve lskân Ba-
kanhğı'ndan talep getmemesL tstan-
bul'da bir deprem olsa, jikılan bina-
tann sorumlusu kim obicak?'' dedi.
Cinmen, kampanyaya tüm yurttaş-
lann katümasım istedi. Ergin Cinmen.
Muhabirdi, dayamşma göniiDüsü oldu
Yûzfcrce genç 17 Kasun'dan bu yana deprem bölgelerinde depremzedelerle aynı koşul-
larda günde 2-3 saat uykuyia çauşıp depremzedelerin sorurüannı çözmeye çataşryor.
HATİCE TUNCER
DÜZCE - Levent Öztürk 12 Ka-
sım'a kadar bir televizyon kanalmda
muhabırdı. Dayamşma gönüllüsü ol-
du. Levent Öztürk, 17 Ağustos gecesi
Kocaeli depremınden hemen sonra
pek çok meslektaşı gibi deprem böl-
gesine gitti. 70 gün Adapazan 'nda
kaldı. Haber yapüğı her şey ona bü-
yük üzüntü veriyordu, sadece haber
yapmaklakarmakistemiyoTdu. 12 Ka-
sım depremi Levent'i Hendek'te yaka-
ladı. Merkez üssûnün Düzce olabile-
ceğini tahmin edip, 20 dakikada Dûz-
ce'de oldu.
Yine ropörtajlar, canlı yayınlar ha-
zırladı. Ama bu kez daha da yakının-
dakı drama dayanamadı. Çocukluk ve
gençlik yülaruun geçüği Düzce'nin
felaketi karşısmda şaşmruş durum-
daydı ve sadece gazeteci olarak kala-
mazdı. Annesi ve babası deprem sıra-
sında köyde olduklan için kurtulmuş-
lar, ama teyzeleri, kuzenleri, dayılan
neredeyse tüm akrabalan, çocukluk
arkadaşlan kımi yaralı, kimı çadrrlar-
da yaşryordu.
Mikrofonu uzattıklannın çoğu tanı-
dık çıkıyordu. Levent, "Daha fazla da-
yanamavacağnm anladım" deyıp, ga-
zetecihkten dayamşma gönüllulüğüne
geçme sürecini şöyle atdaüyor: "Bir
enkazın başmda çok yakm bir komşu-
muzla karşuaşmca arnk kesin karan-
mı verdim. Düzce benim mesleğe ilk
başladığun yer. Burada gazete dağıt-
tun, staj\er gazetecilik yaptun. Adeta
her taşıbendebir anryvcanlandırdı. Te-
lefon edip,durumu aiuartımve yardım
ekipleriyte çahşmaya başbdun."
Düzce Kriz Merkezi'nde sivil ör-
gütler işbölümü yaparak depremzede-
lere her konuda yardımcı olmaya ça-
hşıyor. Levent de şimdi bu zincire ek-
lenmış, hemşenlenninyarasım sarma-
ya çalişjyor.
Levent, 17 Ağustos depreminden
sonra toplumda ortaya çıkan dayamş-
ma düşüncesinin bir göstergesi yalmz-
ca. Yüzlerce genç 17 Kasım'dan bu
yana deprem bölgelerinde depremze-
delerle aynı koşullarda günde 2-3 sa-
at uykuyia çahşıp depremzedelerin so-
runlannı çözmeye çahşıyor.
Gazi Ünivresitesi tletişim Fakülte-
si'nden Fırat Işunan. tzzet Baysal
Meslek Yüksekokulu öğrencisi Akm
Eken, ODTÜ'den Meral Bacanak ve
Cansu Gûven, Hamidiye Mahalle-
si'nde yoğun çahşmadan önce asker-
lerle işbirliği ile çadırkentte bir dûzen
kunnayı başarnıışlar. 17 Ağustos'tan
buyana hıç dönmemişler, çeşitli çadır-
kentlerde çalışıyorlar. Bir çadın depo
halıne getirip, yardımlann düzenli da-
ğıralmasıru sağhyoriar, ihtiyaçlan be-
lirleyıp, depremzedelere ulaştırmaya
çabahyorlar.
Orûann düşüncesi: "Kaybolan bir
dayamşma düşüncesinin yeniden ya-
pttılmaa,"
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Ne İşler Dönüyor... .
Yerbilimci meslektaşlanmızın bütün çabalanna kar-
şın, toplumumuz "deprem paranoyasınt" atlatacak
gibi görünüyof. Eğer önümüzdeki günlerde cıddi bir
sarsıntı yaşamazsak, insanlar normal yaşamlarına
dönebılecekler. Tüm "felaketdellallarına" rağmen...
Ayaklanmızın altındaki toprağın sarsıntısı dursa bı-
le, toplumsal yaşamımızdaki ve çok önemli bazı ku-
rumlardaki sarsıntılar bir türlü durmuyor. Bunlann yı-
kıcılığı kısa sürede anlaşılmasa bile, uzun dönemde-
ki zararlan, en az doğal depremlerin yıkıcılığı kadar
önemli.
• • •
Bugün, üniversitelerimizle ilgili bir konuyu, sizlerte
paylaşmak istiyorum. Aslında rapor elime çok daha
önce geçmişti. Fakat tam YÖK Başkanı'nın atana-
cağı bir dönemde bunu ele almak ve tartışmalara gi-
riyor gibi görünmek istemedim. (Şiddetle taraf olma-
ma ve beni birinci dereceden ilgilendirmesine rağ-.
men...)
önümde; 1996yılındatoplanan bir "Yakınçağ Tar
rihi" doçentlikjürisinin, Üniversitelerarası Kurul Baş-
kanlığı'na 8 Ekim 1996 tarihle gönderdiklen bır yazı
var. Jürinin beş üyesi tarafından imzalanmış olan bu
yazı, Niğde Ünıversitesi Rektörlüğü'ne de gönderil-
miş.
Yazı şöyle başlıyor: "Niğde Üniversitesi Fen-Ede-
biyat Fakûltesı Tarih Bölümü mensuplanndan Ya-
ktnçağ Tarihi Anabilim Dalı'ndan doçentlığe başvu-
ran Vrd. Doç. Dr. llhan Gedik'/n başvuru dosyasıin-
celendiğinde, yaptığı çalışmalan daha önce üç im-
za ile yaytmlandığı halde (llhan Gedik, Musa Şaş-
maz, Yaşar Canatar\), şimdi tekimza ile kendine mal
ederek yayımlamış gibi olduğu görülmüştür. Jüri
üyeierinin raporlan ve beraberce yaptıklan toplantı-
da araştıncının ilmi çalışma diye sunduğu bazı ça-
lışmalannın çalma ve/veya yanıltma olduğu ortaya
çıkmaktadır..."
"Çalma ve/veya yanıltma" olarak islnilendirilen
çalışmalannı bir yana bırakarak, çalışmalardan bıri
üzerinde durmak istiyorum.
Kasım 1993'te Siyasal Kitabevi tarafından yayım-
lanan söz konusu çalışma, "Osmanlı Devleti Doğu
Vilayetlennde NûAıs Durumu (1879-1915)" başlığı-
nı taşımaktadır ve kapakta, üç yazann (llhan Gedik,
Musa Şaşmaz ve YaşarCanatan'm) adlan görülmek-
tedir.
Jüri raporundan anlaşıldığı üzere, üç imzayla ya-
yımlanan bu çalışma, aslında yazarlardan birınin yük-
sek lısans tezı imiş ve doğal olarak ilhan Gedik'in ça-
lışmalan reddedilmiş.
Normal olarak adayın yapması gereken şey, bac'a-
ğını kırarak yeni ve tatmin edicı çalışmalar yapması
ve bunlan bir yıl sonra yeniden başvurduğunda, jüri
üyelerine sunmasıydı. Fakat çok ilgınç bır biçımde Dr.
llhan Gedik, aynı çalışmayı, bu kez tek kendi adıyla
ve "(Sözde) Ermeni Meselesi ve (Vılayat-ı Şarkıyye-
de) Demografik Yapı (1875-1919)" (Niğde 1996) baş-
lığıyla yeniden jüri üyelerine göndermiş. Olacak şey
değil. Büyük cesaret...
Bu inanılmaz durumu saptayan jüri, durumu Üni-
versitelerarası Kurul'a bir raporia bildirmiş. Rapor
şöyle noktalanıyor.
"...Yukarda belirtilon bu hususlar göz önünde tu-
tularak adayın akactemı'k davranışla bağdaşmayan
bu konumunun Üniversitelerarası Kurul tarafından
özenle ve önemle ele alınıp kendısi hakkmda gerek-
li kovuşturma açılması gerektıği kanaatinde olduğu-
muzu saygı ile arz ederiz."
•••
Beklenirdi ki; çocuklanmızı emanet ettiğimiz bu
türden öğretim üyeleri hakkında, Üniversitelerarası
Kurul ciddi bir araştırma yaptınr ve eğer jüri raporu
gerçekleri yansrtıyorsa, en ağır bir biçimde cezalan-
dınrdı. Ama (bilebıldiğim kadanyla) hiçbir şey yapıl-
mamış. Dahası söz konusu kişi, yöneticilik de yapi'
yormuş...
Ve işin en ilginç yönü, Yakmçağ Tarihi Anabilim Da-
h'nda umudu kalmayan adayın, bu kez aynı çalışmay-
la "Türkiye Cumhuriyeti Anabilim Dalı"na başvur-
ması. Vallahi pes...
• * •
Acaba bu adamlar böylesine cesareti kknden alı-
ypriar? Imam Hatip Meslek üsesi mezunu olduğu
söylenen ve llahiyat Faküttesi mezunu olan aday, "£>/-
rileri" tarafından korunuyormu? Bu "rezillik" nasıl ko-
runur? Ne cesarettir bu?..
YÖK bundan bır süre önce, "Üniversitelerde ba-
şörtüsü yasaktır ama, çağdaş bir örtünme biçimi
olan türban serbesttir" dıye, kargaları güldüren bir
açıklama yapmış ve aynı gün başörtüsünün adı tür-
ban olmuştu. Şimdi görüyoruz ki; "birileri", Üniver-
sitelerarası Kurul'da "birileri" tarafıhdan fena halde
korunuyor.
• • •
Zaten Türkiye üniversitelerinde, "Atatürk llkelefi
ve Inkılap Tarihi" dersini veren öğretim üyeierinin bir
dökümü yapılırsa, ilginç sonuçlaria karşılaşabiliriz.
Bu dersi verenlerin önemli bir bölümünün yetersiz ol-
maları bir yana, bir kısmı Atatürk'e düşman gibi gö-
rünüyor. Bana kalırsa bu sorun, en az başörtülü öğ-
renciler kadar ciddi bir sorun.
Bizim yetiştirdiğımiz pırianta gibi gençler, yann bu
türden öğretim üyeierinin karşısmda sınavlara gire-
cekter. Bunlann çoğu, bizim çocuklann anlattıklannı
anlamazlarbile...
Her yerde garip işler dönüyor veTürkiyemizin ge-
leceği karartılmak isteniyor. Ivedilikle önlem almak
gerek.
'Enkaz altında kalmayahm'
Sağ}ık ve Sosyal Hizmet Emekçikri Sendikası (SES)
Aksaray Şubesi. depremde hasar gören kamu sağhk
kurumlaruun bosarnlmasını istedi. Haseki Devlet-
Hastanesi bahçesinde toplanan bir gnıp sağhk
çahsanı "Enkaz aranda kalmak istemiwruz" sloganı
atarak yetkilileri hasarta binalar karşı uyardılar. SES
Aksaray Şubesi Yönetim Kurulu Başkam Songüi
Beydiüi, Haseki Devlet Hastanesi'nde binalann
depreme dayaıuklıhk vönünden incelenmediğini
benrterek, "Çanşanlar ve hastalar endişe içûıdedir.
De\'letin öncelikli görevi mezar kazmak değil can ve
mal kaybını en aza indirecek önlemleri aunaknr"
dedi