25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET 9KASIM1999SALI O L A Y L A K VİL( J O K I J Ş L J I J K . olay.gorus(acumhuriyet.com.tr - Senin cep numaran kactıf - Yaz: 0533... - 0533? Turkcell değil mi yani; - Bildiğimiz Turkcell - Eee, ne farkı van Hiçbir farkı yok Sadece 0533'le başlıyor. Peki anlaştık. Sen şunun geri kalanını ver bakalıml Kutlanmaz, Ancak Anılabilir... Şükrü UYGUR thisatç, O Son günlerde "Osmanlı İmpa- ratortuğu'nun kunıluşunun 700. Yılı KutlamalarT adı altında bazı etkinlikler yapılmaktadır. Bu konuda bazı kavram kanşıklıkla- n bulunmaktadır. Kutlama; halen mev- cut olan, yaşamakta olan bir şeyin var- lığından dolayı duyulan memnuniyet nedeniyle yapılan tören, eğlence, hiz- met türü etkinlikJerdir. Anma ise ha- len mevcut olmayan, geçmişte kalan, fakat özlem duyulan durumlarda ya- pılan saygı, anımsama ya da hizmet türü etkinliklerdir. Söz konusu olan "Osmanlı İmparatorluğu" 1299 yı- lında kurulmuş, gıtgide genişleyerek imparatorluğa dönüşmüş. daha sonra çeşitli nedenlerle gerilemeye başla- mış, bölünmüş, 10 Ağustos 1920 ta- rihinde Sevr Antlaşması ile fiilen. 1 Kasım 1922 tarihinde ise hukuken yı- kılmış, yani tarihsel sürecini tamam- lamıştır. Günümüzde halen mevcut olmayan. yıkılmış bir imparatorlugun "kutiamasr mümkün olabilirmi? Os- manh Imparatorluğu bugünkü tarihi süreç içerisinde sadece anılabilir Türkiye Cumhuriyeti,Osmanh Im- paratorluğu'nun tarihsel ve kültürel birikimleriüzerinde, "laikvedemok- ratikcumhuriyet" esaslanna dayanan bir yönetim biçimi ulusal bir devlet kimligi ile kurulmuş yeni bir devlet- tir, yani Osmanlf nın yönetimsel bir devamı değildir. Bu nedenle 1920- 1299 = 621 yıl hüküm sürdükten son- ra 1920 yılında yıkılan bir imparator- luk olduğundan dolayı, 1999 tarihi iti- banyla 700 sayısı gerçek olamaz ve anlamlı değildir. Tarihte benzeri durumlar görülmek- tedir, ömegin: Roma Imparatorluğu da yıkıldıktan sonra Fransa, Almanya gi- bı devletler kurulmuştur. Türkiye Cum- huriyeti doğal olarak bu topraklar üze- rindeki Hitit (MÖ 2000), Frigya, Lid- ya, Urartu, lvon (MÖ 800) uygarlık- lan, Roma fmparatorluğu, Anadolu SelçukluDevleti(MS 1075),Osman- lı lmparatorluğu'nun (1299) tarihi ve kültürel kalıtlan (miraslan) üzerinde, fakat yeni bir ulusal devlet kimliği ile kurulmuştur. Eğer Türkiye Cumhuri- yeti'nin tarihsel ve kültürel kalıtını devraldığı devletler anılacak ise, ne- den Hitit Devleti'nin Frigyalılann, Anadolu Selçuklulannın kuruluş yıl- lan anılmıyor da yalnızca Osmanh lmparatorluğu'nun kuruluş yılının anılma gayreti içinde bulunuluyor? Bu tarihsel devletlerin kuruluş yılla- n olumlu olarak anıldığı takdirde, yı- kıhş yıllan için ne tür bir anılma ya- pılmalıdır? Osmanh Imparatorluğu "toprakbüyütme" ilkesi üzerinde ku- rulmuş bir imparatoriuktu, fethettiği topraklarda sözü geçiyordu, fakat hiç- bir zaman ulusal bir devlet olamamış- tı. Bu nedenle bir dönem geniş bir toprak büyüklüğüne ulaşmasına kar- şın, zamanla gitgide zayıflamış, küçül- müş ve 1920 yılında "hasta adam" ko- numuna düşerek yıkılmıştır. Sonunda başansızlığa uğramış bir devlet yö- netiminin günümüzde "Osmanlı Im- paratorluğu'nun Kunıluşunun 700. Yıh Kutiamalarr adı altında adeta bir özlem. örnek alınması gereken bir model olarak aktanlmaya çalışılma- sını anlamanın olanağı yoktur. Geçmişimizdeki tarihe kanşmış devletler tabiidir ki saygıyla anılma- lıdır, kültürel kalıtlanmız müzelerde, kütüphanelerde vb. korunmalıdır, ta- rihten ders alınmalıdır. fakat günü- müzde geçmiş tarihi yeniden yaşama- ya veya yaşatmaya çalışmak yanlış olur, çünkü tarih daima geçmişe de- ğil. geleceğe doğru ilerler, bu hataya düşülmemelidir. Bılındıgi üzeregünü- müzde "globaueşme" adı altında ulu- sal değerlenn hafifletildiği, dünyaya uyum sağlama adı altında yeni "ka- pftûlas>wılannr 'telkinedildığı birdö- nemden geçmekteyiz. Numaralı cum- huriyetçiler daha fazla demokrasi kis- vesi altında "ulusalhguı" göz ardı edil- diği bu tabloya sıcak bakmaktadırlar. Millet değil, ümmet temeline inanan şeriatçılar da "ulusalhk" kavramını önemli bulmamaktadırlar ve Osman- lı'ya hayranlık duymalanna karşın Osmanh lmparatorluğu'nun, gerek ulusallığı göz ardı eden Numaralı Cumhuriyetçiler, gerekse şenatçılar tarafindan "700. Yıh KurJamatan" adı altında yeniden yaşatılmaya çalışıl- ması "Türkiye Cumhuriyeti'nin L'lu- sal Devtet" yapısını aşmdırma çabası olarak algılanmahdır. Bu aşındırma- laroboyuta varmıştırki; 76. YılCum- huriyet Bayramı Kutlamalarf na hükü- met tarafindan sınırlama getirilmiştir ve Cumhuriyet Bayramlan tarihinde ilk kez "29 Ekim 1999"da adeta ge- çiştirilmiştir; 29 Ekim 1999 gecesi özel televizyon kanallannın birçoğun- da özel bir şirketin ticari bir girişimi para karşılığında "Osmanh'nm 700. Yı- kna" ithaf edilerek yayımlanmış, 29 Ekim 1999 Cumhuriyet Bayramı'nın anlam ve önemi adeta para ile sabote edilmiştir. Bu özel şirket Osmanlı Pa- dişahı Tuğrası'nı amblem olarak taşı- yan arabalar imal edeceğini açıkla- mıştır; Cumhuriyet Bayramı haftasın- da bazı medya kumluşlannın Cumhu- riyet rejiıfn ve kazanımlan üzerinde ya- ymlar yapması gerekirken özellikle Osmanlı'ya ait ek yayınlara, Osman- lı'yaait sergilere, etkinliklereyer ve- rerek yine Türkiye Cumhuriyeti değer- leri yerine, adeta Osmanh'yı telkin etme gayreti içinde olduklan görülmüş- tür... Günümüzde "Ulusaltak" "Ulusal Devtet" kavramlan anlamını yitirme- miş olup, tam tersine ulusal kimlikle- ri ve birliklerini koruyan, ekonomi ve siyaset alanlannda başanlı olan ülke- ler ayakta kalabilmektedirler. Bu de- ğerleri koruyamayan ülkeler ise "Yu- goslavya" örneğinde olduğu gibi, dış bölücü güçlerin oyununa gelerek par- çalanmakta, maddi ve manevi çok ağır bedeller ödemektedirler. Türkiye Cumhuriyeti Osmanh İm- paratorluğu'nun yıkıntılan üzerinde atalanmızın kanlanyla. canlanyla ağır bedellerödeyerek "LaikveDeinokra- rik Cumhuriyet İdaresi" kimliği ile kurduklan ulusal bir devtettir. "Dahi- li ve harici bedhahlar" atalanmızın büyük güçlüklerle kurduklan "Türki- yeCumhuriyeti"ni yıpratmak ıçın bı- lerek ya da bılmeyerek fırsatlar ya- ratmayaçalışmaktadırlar. Bugruplar; 1- Numaralı Cumhuriyetçiler, 2- Di- ni rejim yanlılan. 3- Etnik bölücüler- dir. Bu 3 grubun amacı, kendilerinden farklı gördûkleri "Ulusal,laik,demok- ratik Türkiye Cumhuriyeti'' yapısını aşındırmaktır. Bu gruplann gerek med- ya, gerekse devlet içinde belırli ze- minlerkazandıklan yapilamayan "29 Ekiın 1999 ErJdnliklerr ile görülmek- tedır. Sağduyulu Türkiye Cumhuriyeti vatandaslan bu tahrik ve telkinlere prim vermeyerek, Ulu Önder Ata- türk'ün önderlığinde atalanmızın ol- dukça ağır "Ahval ve Şerak" içinde kur- duğu ve bızlere emanet ertıği "Laik, Demokratik Türkiye Cumhuriy«ti''ne bugün yeniden "Kuvayı MiMiye" ru- huyla sahip çıkacaklardır Bu coğrafya üzerinde huzur ve gü- ven içinde yaşamak ve çocuklanmı- za huzurlu, güvenli çağdaş bir Türki- ye bırakmak ancak "gaflet ve dala- let"e dalmadan, ortaçağ karanlığının yerini çağdaş aydınhğın, ulusal kim- liğimizın aşındınlmasının yerini ulu- sal kimliğimizi korumanın, etnik bö- lünmenin yerini "Türkiye Cumhuri- yeti Vatandaşı" kimliğinde birleşme- nin alması ile mümkün olacaktır., Her "Türkiye Cumhuriyeti Vatan- daşuıın" "Dahili ve Harici Bedhahla- ra" siyasal, sosyal, ekonomi alanla- nnda, en kısa zamanda aynı çatıda ör- gütlenerek gereken cevabı vermesiy- le "Türkiye Cumhumeti İlelebet Pa- yidar Katecakür" Breiîfya'nın Sao Paulo ten- tinde yapılan belediye seçim- lerinde bir kısım seçmenter,- hayvanat bahçesindeki ger- gedan Kakareko'yu aday gös- termişler! Ajanslar bu ilginç haberi dünyaya yaydı, ama bi- zim gazetelere olay yansıma- dı... Fransa'nın ünlü 'Le Figaro'gaze- tesinde tarihçi Pierre Gazotte, Sao Paulo'lulann şakasını ciddiye ailmış, bu konuda uzunca bir yazı yazmış.. Gazotte, gergedan Kakareko'nun politikada başarılı olmak için kü- çümsenemez niteliklere sahip oldu- ğunu söytüyor. Yazara göre, Kaka- reko'nun en üstün yani, hücumlara, küfürlere karşı kayîtsızlığı, umursa- mazlıgıdır. Isterseniz yazıyı biriikte okuyalırn: "Kakareko'nun derisikalındır. Bu kalın zırh önünde bütûn hakaretler, kötülûkler, saldınlartesirsizkalır. Ka- kareko bir de öfkelendi mi kimse karşısına çıkmasın! Birkamyonu de- virecek güce sahiptir... Kakareko, hiçbirişten anlamaz. Adaylığını öne- ren yandaşlan, bazı adaylann zekâ- ca ne kadaraşağı kimseler olduğu- nu anlatmak için Kakareko 'yu aday gösterdik diyohar. Bence bu söz gergedanı aşağı görmektir. Kakare- OKTAY AKBAL Kakareko'nun Adaylığı! ko hiçbirşeybilmiyor, ama hiçbirşey bilmediğini biliyori Bu yüzden kan- şıkdunımlara kahlmayacak. Kendin- den söz ettirmek için işleri büsbû- tün kanştırmayacak. Kimseye hiç- bir şey konusunda söz vermediği, kimseyi kandırmadığı için sözlerini tutmamazlıkla suçlanmayacak. Kim- seyi kandırmadığı için tarizlerie kar- şılaşmayacak. Az şeyle yetindiği, hayvanat bahçesınden başka yer- de yaşamayacağı için burnu büyü- meyecek, gururlu olmayacak! Kayı- racağı akrabalan olmadığı için, kim- senin ona bir diyeceği olmayacak. Sonra, en önemlisi, hiç konuşma- yacak." Pierre Gazotte yazısını şöyle sür- dürüyor: "Meclis'te ha var, hayok olacak! Zaten bizim milletvekillerimiz de öy- le değil mi? Gerçi bir Meclis üyesi- nin arada bir 'bravo, çok güzel, ha- rika' gibi sesler çıkarması gereklidir! Ama bu işi Resmi Gazete'nin yazar- İ9P da kendHikleriodSi. çö- Zümleyiveririer. Sao Paulo'da da her yerdeki gibi, j(ötü ya- zılmış söytevleri, çarpık çurpuk cümleleri düzeltenler, dilyan- lışlarına çekidüzen verenler vardır. Onlar Kakareko adına bir iki cûmle sıkıştınrlar: 'M. Kakareko - Mükemmel.' Bu kadan yeter. Sao Paulo'da Meclis ûyele- rinin çenelerini tutmalan baş koşul- dur. Hiç konuşmadıklan için derin dü- şüncelikişilerdiye tanınan politika- cılar öyle çoktur ki! Böyleleri ağız- lannı açtıklannda, başkalannın gö- zünde kazandıklan değeriyitirecek- lerini bilirler..." Işte Fransız yazan yan şaka, yan ctddi böyle yazıyor... Şaka olması- na şaka, ama çok ciddi bir şaka!. Top- lum işlerini yönetmekle görevli mec- lislere seçilenlerin yarardan çok za- rar verdiğini anlatmak isteyen Bre- zilyalılar bir getgedanı aday göster- mekle politikacılara ders vemnek is- temişJer. Ama bilmem ki bir yaran olur mu böyle şakalann? Ha, 'Lef?garo'daokuduğuma gö- re Sao Paulo belediye seçimlerinde Kakareko en çok oyu kazanarak Meclis'e seçilmiş. Not Bu yazı, 17 Ekim 1959'da 'Vatan' gazetesinde yayımlandı. PENCERE Hedefine Kilitlenen Bir Ülke... Askeri birdeyim gibi görünüyor, ama, hedefe ki- litlenmek sivilde de geçerli... Füze hedefe kilitlendi mi, lâmı cimi yok, gidip vu- ruyor. Türkiye hedefe kilitlendi. Hedefne?.. IMF.. • Ülkenin büyük ağırlıklan, siyasal kodamanlan, ensesi kalınlan, sırtı pekleri, hınk deyicileri hede- fe kilitlendiklerinden, koalisyon hükümetinin işi tı- kınndadır; çünkü şimdilik alternatifi yok! Medya da müşteri oyalıyor. Karar verilmiş: IMF'nin katı, kaba, duyarsız, acı- masız koşullan içerde uygulanacak... Eloğlunun dediğini yapacaksın!.. Yapmazsan para yok!.. Ankara'daki ortaklaşa iktidar, köylüyü, işçiyi, memuru, ortadireği bir kez daha ezerek yeniden borçlanma olanaklarına kavuşacak!.. Avuçlanmız kaşınıyor.. Gelsin dolarlar!.. • Dara düşmüşüz, eloğlundan medet umuyoruz, çaresiz kalmtşız... Patronun dediğini yapacağız!.. Ancak bunlan halkımıza "reform" gibi yutturmak, siyasal ahlaka uygun değil!.. Herkes biliyor ki An- kara'daki iktidaıîar yerii tefecilerden yüksek faiz- le borçlanarak ülkeyi yönetiyorlardı. Bu yol tıkan- dı. Dışardan borç bulunursa, faiz oranı daha dü- şük olacak!.. Yüksek faizli iç borç yerine daha dü- şük faizli dış borç "ikame" edilirse, bir soluk ala- cağımızı umut ediyoruz. Şimdiden ellerini ovuş- turanlar hedefe kilitlenmişler: bu yolda "ulusalmu- tabakat" geçerli... Yok 'reform'muş, yok 'küreselleşme' imiş gibi lafügüzaf, bu arada medyada tezgâhlanıyor... Kim sorumlu bugün Türkiye'nin rezil-i bednam oluşundan?.. • Gerçekte biz 'küreselleşme'ye 24 Ocak karar- larıyla başladık. 12 Eylül, "ekonominin militariz- m/"ni bukjozerte yürüttü; Mirton Friedman adı or- taya atıldı; 'Reaganizm' pohpohlandı; 'Thatche- rizm' göklere çıkanldı; 'parasalcılık' benimsendi; tüketim ekonomisi ve lüks ithalat pompalandı; her köşe başında döviz büfesi açıldı; 'çikita muz' ye- meye başladık; Fransız peyniri ve Hollanda tere- yağını sevdik!.. Bilmem ki o günlerde bu düzeni pek öven ekonomi uzmanlanmız şimdi ne yapı- yorlar?.. Parasalcılık başımızın tacı oldu. "Paradan para kazanmak" ekonominin loko- motifi olabilir mi?.. Bugün ülkenin en büyük 500 sanayi kuruluşu kâr- lannın yüzde 90'ını faizden sağlamıyorlar mı?.. Bu durumda IMF bize ne yapsın?.. "Reel ekonomi" denen gerçeği çoktan unuttuk!.. Sanayi ne âtem- de?.. Tanm ne durumda?.. Yatırımlar ne olacak?.. , Senüretimibiryanabırakıpparasalcıükoynar- san, düşeçeg>i çukurdan kurtulman için IMF ye- ter mi?.. .. „,.. * Ama, hedefe kilitlendik!.. Öyle füzeyiz ki kilitlendiğimiz hedefe ulaştığımız zaman sonuç sıfıra sıfır, elde var sıfır olacak... T.C. BAŞBAKANLIK HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI ECB SİaORTA yE REASÜRANS BROKER- LIGI LIMrrED ŞIRKETI sigortacılık meyzuatı- nın gerektirdiği şartları ve kanuni formaliteleri yerine getirerek sigorta ve reasürans brokerli- gi yapmak için ruhsatname almış bulunmak- fadır. KADIKOY 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ (AHKÂMIŞAHSİYE) 1998/875 Vesayet Mahkememizce venlen 5.10.1999 tarıh 1998/875 esas 1999/610 karar sayılı ılamı ile Malar>a ili. merkez ılçesı, Hacıabdı cilt: 0024, K. Sıra No: 0097'de nüfusa kayıtlı Nurşen Koşar vesayet altına alınmış, kendısine amcası Şe- rif Koşar vasi tayın edilmiştir. llan olunur Basın: 53963 Ycni aiınan Turkcell numnrabrı huıu'Lın h .ıı;isiıul - Yaz: 0533... hi(;birfarkyok: A\ nı lıı/ntctk r. tarifvk-r, «ıvııı ıkrı rckııolojı... \V rkcoll k;ılirı->i. 444 0 532 \v w\v.tıırkcell.coın.tr TURKCELL
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear