25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
9KASIM1999SALI**** CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 19 GUNCELcÜNEYT ARC4YÜREK I Baştarafı 1. Sayfada -lı ğti kiminin önemsemediği haberler alt alta. Medyada öncelikli haber: Başbakan Ecevit, Rusya'da büyükelçiliktekl birtoplantıya MHP'li ba- kanları çağırmamış. Kocaman bir açıklama Ecevit'ten: "Ne münase- bet efendim" demeye getirdi. "MHP'li bakantar Moskova'daki bütün çalışmalara, davetlere ve toplantılara katılmışlardır." lyi ama bu açıklama kabul görmedi. Devlet Ba- kam Sadi Somuncuoğlu (MHP) "Fedakâriığtmız sürekli olmaz" diye yanıtladı. Ne demek ısteniliyor bu açıklamalarla? "Uyum- lu ve işbitirici hükümet" diye ünlenen 57. hüküme- tin amacı, kısa sürede kendi işıni bitirmek mi? Yoksa iki ortak arasında gizli bir savaşın işaret- leri mi alınıyor? Somuncuoğlu'nun açıklamasından anlaşılıyorki MHP'liler DSP kaynaklı kimi olayları sineye çekmi- yor. Orneğin, son gerginlik Af Yasası. Ecevrt'ler ka- der mahkûmlannı affetmek amacıyla yola çıktıkla- nnı söylerken affın bu hale geleceğini ölçemeye- cek kadar acemi politikacı değillerdi elbette. Ama kendilerıni öyle savundular ki; sanki affın çetelere kadar genişletilmesinden sorumlu, hükü- metin öteki ortaklan. Tabii başta Haluk Kırcrnın kurtulmasını sağlamakta direnen MHP! Oysa çok yazıldı. Affı genışleterek TBMM'ye gönderen tasannın altında Başbakan Ecevit'in im- zası vardı. Adalet Komisyonu'nda daha genişleti- lirken kuşku yok, Ecevrt'ler haberliydi. Bu oldu bıttilere ses çıkarmadılar. Buna karşın, Bayan Ecevit'in ortağa karşı yeni politıkalar saptamak için DSP'de nabız tutan ça- lışmalannı MHP yönetıcileri duydu. Ecevrt'ler, yıllardır kaderde ve kıvançta bir ve be- raber. Eşi Rahşan Hanım'ın MHP'ye aykın gelen giri- şimlerinden Bülent Bey'ın haberi olmadığı düşü- nülebilir mi? Bülent Ecevit, Rahşan Hanım'ın MHP'ye karşı gi- derek tırmandırdığı olumsuz siyaseti bugün yann yalanlayacak olsa Hüsamettin Özkan dışında kaç kişıyi ikna edebilir? Tuhaf bir rekabet kokusu kimi anketlerden yayı- Iryor dersek DSP ile MHP arasındaki çekişmeyi fazla abartmış mı oluruz acaba? Karar vermek güç. Yükselen kim? CHP'Iİ Bülent Tanla'nın sahibi olduğu Piar-Gal- lup'un, -Şökrü Elekdağ'a göre- bilimsel yöntem- lerle yaptığı araştırmaya göre "Tûrkiye'nin sorun- lannı çözebilecek parti veya lider" sorusunda Ece- vit 9.9, Devlet Bahçeli ıse 10 tam puan alıyor. Parti içi çekişmelerde Baykal'cılar arasında bu- kınan Tanla'nın araştırmasında Hüsamettin Cin- doruk adı geçiyor da, Deniz Baykal'ın ismine rast- lanmıyor. Sorulsaydı, kaç puan alırdı Baykal, doğ- njsu insan merak ediyor. llginç bir başka haber; Köksal Toptan'ın Çiller'e karşı genel başkan adaytığı. Bilmem anımsayacak mısınız? Tansu Çiller'in genel başkan seçildiği 1993'teki olağanüstü kongrede Toptan ile Ismet Sezgin tek adaylıkta anlaşmış olsalardı, Türk de- mokrasisinin başına püsküllü bir belanın gelip otur- masını engelleyeceklerdi. l v Köksal Toptan içFn lstanbül'9k>*e Afıtarya*Öa* gösteriler izleniyor. Oysa, genel başkanı delegeler seçiyor. Sokak değil. ANAP'tan da Mesut Yılmaz karşıtı sesler yük- seliyor. Türk siyasal yaşamının yazgısı galiba. Ozanın dediği gibi, "eskileralınıyor, yıldızyapılıpsatılıyor". ANAP'ta ve DYP'de ne kadar başansız veya par- tiden uzaklaşan ya da uzaklaştınlan eski şöhret varsa... bir araya gelmiş, yeni bir sağ parti kurma hazırlığında. Başlarında da Yalım Erez! Sonuç: llk seçimde bınde bir iki oy! Pervez Müşerreften demokrasigüvencesi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Pakistan 'da geçen ay darbe yaparak yönetimi ele geçiren General Pervez Müşerref, ülkesine daha iyi demokrasi getireceği gü- vencesini vererek koşulla- nn uygunlaştığı bir ortamda seçimlerin yapılacaginı bil- dirdi. Cumhurbaşkanı Sü- leyman Demirel ve Başba- kan Bülent Ecevit, Pakis- tan'ın demokrasiye bir an önce dönmesi için Tûrki- ye'nin elinden gelen yardı- mı yapmaya hazır olduğunu kaydettiler. 12 Ekim'de Pakistan'da askeri bir darbe gerçekleşti- ren General Müşerref. dün bir günlük çalışma ziyareti için Ankara'ya geldi. Mü- şerref i Esenboğa Havali- mam'nda Devlet Bakanı Şükrü Sina Gürel karşılar- ken konuk general için de yabancı üst düzey konukla- nn çalışma ziyaretlerinde uygulanan karşılama törenı düzenlendi. Müşerref, Esenboğa Ha- valimanı'nda gazetecilenn seçimlerin ne zaman yapıla- cagını sorması üzerine "Bu- nun için beKrü bir zaman ve- remejeceğim. Ama daha iyi koşuîlar sağlandığında se- çimler vapılacaktır" yanıtı- nı verdi. Ankara'da ilk ola- rak Anıtkabir'i ziyaret eden Müşerref, mozoleye çelenk koyarak saygı duruşunda bulundu. Atatürk'ün eşya- lannın sergilendiği müzeyi de gezen konuk general, Anıtkabir özel defterine "Tûrkiye'nin kurucusunun kabrini ziyaret etmek ve önünde eğilmek bir aynca- lık ve onur kaynağıdır. Mo- dem tarihtc muazzam yeri olan Mustafa Kemal Ata- türk, Türkiye için gelecekte de yol gösterici otacakür. O- nun bu ülke için başardıkla- n ilham kaynağıdır" diye yazdı. Müşerref, daha son- ra Başbakanlık'a geçerek Ecevit ile bir araya geldi. Görüşmenin ardından bir açıklamada bulunan Ecevit, Pakistan'ın esenliği için bir an önce demokrasiye dönü- şün sağlanması temennisin- de bulunduğunu kaydetti. Müşerref daha sonra Bü- yükelçilik'te bir basın top- lantısı düzenledi. General Müşerref. NavazŞerifyöne- timinin demokrasi ve ülke- nin çıkarlan açısından ye- terli olmadığını ve bu ne- denle müdahale etmek zo- runda kaldıklannı anlattı. 7. Cumhurbaşkanı Kenan Ev- ren ile ilgili bir soru üzeri- ne Müşerref, "Evren'e bü- yfik bir saygı duyarun" ya- nıtını verdi. Müşerref, Mus- tafa Kemal Atatürk ile ilgi- li birçok tarihi ve biyografi okuduğunu ve kendisine büyük hayranlık duydugu- nu söyledi. Müşerref, De- mirel'in "Demokrasiye dö- nün" önerisiyle ilgili birso- ruyu ise "Türkiye'de ordu- nun yerini sizJere bırakıyo- rum. Ama Pakistan'daki or- dunun rolü farkbdır. Pakis- tan ordusu. halka istikrar ve güven veren organize bir ku- rumdur. Bunu her Pakistan yurttaşı bifir" diye yanıtla- dı. Müşerref, akşam saatle- rinde de Demirel tarafindan kabul edildi. Müşerref. ül- kesindekı son gelişmeler konusunda bilgi verdi ve koşullann sağlanmasıyla birlikte seçimlerin yapılaca- ğı güvencesini verdi. Demi- rel de, 21. yüzyıla girilen bir dönemde askeri darbelerin artık gende kalan uygula- malar olduğunu, bir an ön- ce demokrasiye dönülmesi gerektiğini bildirdi. Demi- rel, Müşerref'in onuruna Çankaya Köşkü'nde akşam yemeği de verdi. Ifeşhis edildi• Baştarafı 1. Sayfada dan Hasan Karakaya'yı teşhis etti. Bunun üzerine Kİrakaya'nın gö- zaltı süresini 3 gün uzatan Yüksel, Maden'i ise serbest bırakti. •Mollalar İranV Yüzleştirmeden sonra duruşma salonundan çıkanlan Gençyıl- maz'ın adamı Nevzal Alper, salo- nun önünde bekleyenlere dönerek "Mollalar Iran'a" diye bağırdı. Gençyılmaz ve adamlan daha sonra davalannın görüldüğû An- kara 2 No'lu DGM'ye alındılar. Te- feci Veli Sözdinler'i öldürmeye az- mettirmekten yargılanan Gençyıl- maz'ın duruşmasına tutuklu ve tu- tuksuz sanıklar ile avukatlan katıl- dı. Kimlik tespitınin ardından müş- teki Cefaü Aksungur, işyerinin kur- şunlanması sırasında Ankara dışın- da olduğunu belirterek "tşlerim pek duzgün gitmiyordu. Bazen dükkân açıp bazen kapatıyordum. Fakatherhangi bir tehditalmadım. Kimseden şikâyetçi değüim" dedi. Mahkeme Başkanı Turgut Ok- yay'ın "Korkudan böyle demeye- sto" sözleri üzerine Aksungur, "Hayn-" karşılığını verdi. Cumhuriyet Savcısı Ünal Haney. esas hakkındaki görüşünde "Cü- rüm işlemek için teşekkül oluştur- mak. gasp, işyeri kurşunlamak, uyuşturucu madde. ruhsatsız silah vesahtenüfus cüzdanı kullanmak" suçlanndan yargılanan Gençyıl- maz'ın2l yıl 10aydan35yıl6aya kadar hapisle cezalandınlmasını istedi. Savcı, 17 sanık hakkında ise 2 ay ile 8 yıl 6 ay arasında değişen hapis cezası istedi. Haney. sanıklar Sebahartin Gençyılmaz, Sefa Bağ, Nurşen Öztürk, Metin Çakı, Esat ÇetineL Çetin Özbay, Metin Ürey, Hiiseyin Demiray ve Göksel Aman hakkında ise beraat talebinde bu- lundu. Sanık avukatlan, esas hak- kındaki savunmalannı yapabilmek için süre istediler. 'Örflmcek kafahlar^.' Dava konusu dışında söz alan Kasım Gençyılmaz şunlan söyle- di: u Biz dostumuza dost, düşmaru- mıza diişmamz diyecek kadar vigit insanlanz. Sayın yargıç, siz Tûrki- ye'nin en büyük davasını U ayda tamamladınız. Ankara Emniyet Müdürlüğü'nde, bana karşı komp- leksi oianlar, antipati duyanlar var. Bu yüzden her olayda ben suçlanı- yorum. Her birimiz ayn ayn ceza- evlerinde buhınduğumuz için mağ- dur durumdayız. Davanın bir an önce bitirilmesini istiyorum. Ana- yasa Mahkemesi'nin eski başkanı Yekta Güngör Özden olayı ile ilgili gerekli açıUamayi Nuh Mete Vük- sel'e yaptun. Hiçbir şeyin gizli, sak- b kabnasmı istemiyvnım. Vicdanen rahatsız olduğum için bu olayı açık- ladım. Eğer bugün Özden yaşıyor- sa, benim sayemde yaşıyor. Örüm- cek kafahlar. mollalar. gazete müs- veddeleri bana ahlaksızca teklifte bulundular. Bunlar her zaman ger- çek mümin Vlüslümanlan kullan- mışlardır. Onlara göre kendileri Müslü- man, kendüeri dışındakiler Müslü- man değUdir. Ben kabadayı bir in- sanım. fakat çete degilim. Bu kişi- ler beni bik tehdit etme cüretinde bulundular. Benim Nuh Mete Yük- sel ile iKşkim olduğunu söylüyoıiar. Eğer böyle obaydı benim hakkım- da savcı 208 yıl hapis ister miydi? Ben Atatürkçü. bik, cumhuriyetçi bir insanım. Bugüne kadar tefeci ve namussuzlarta uğraştun. Haya- tnnda hiçbir şerefsizliğiın oünamış- ür. Ahmet Taner Kışlalı'nın öldü- rûhnesinden sonra olayın aydınla- blması ve vicdani olarak rahatia- mak için gerçekleri anlattım. Mol- la kafahlar, örümcek kafalılar artık bilsinler, gerçekler ortaya çıkacak- ür. Ben Doğu çocuğu>um. Eğer Atatürk olmasaydı, bugün Türkiye belki de IngUizterin, Itahanlann sö- mürgesi olurdu.77 Akit gazetesi avukatı Hacı Ali Ozhan, dinleyici olarak bulunduğu duruşma salonunda. Gençyıl- maz'ın sözlerinin tutanağa geçiril- mesi isteminde bulundu. Mahke- me Başkanı Okyay, Özhan'ın "da- vada sıfaü" olmadığı için bu iste- mini reddetti. Okyay, 6 sanığın tahliyesine karar verdi ve sanıklar ile avukat- lanna esas hakkındaki savunmala- nnı hazırlamalan için süre vererek duruşmayı erteledi. Gençyılmaz'ın yeğeninin de ara- lannda bulunduğu duruşmayı izle- meye gelenlerden 10 kişi DGM çı- kışında güvenlik güçlerince gözal- tına alınarak emnıyete götürüldü. Gözaltı nedenine ilişkın bir açıkla- ma yapılmadı. Gençyılmaz'ın avukatı Şenol Özel, DGM çıkışında yaptığı açık- lamada. müvekkilinin Karakaya'yı teşhis ettiğinı anımsatarak "Olay yargıya intikal etmiştir. l manm doğnı çıkmaz bu" dedi. Akıt gazetesi avukatlan da yap- tıklan açıklamada, bunun bir komplo olduğunu savunarak, bu konuda bir üst mahkemeye itiraz edeceklenni bildirdıler. 3-15 KASI Hyundai'nizi bugünajın,,,... seneyeödeyin! 621 milyon TL* ödeyip Hyundai'nizi hemen teslim alın! Kalanını 4 eşit taksitle vade farksız, seneye ödeyin! Size sadece kaçırılmaz fırsatlar yaratmıyoruz... Yüksek teknolojinin sağladığı konfor, güven ve estetik tasarım gibi üstünlüklere sahip ideal otomobilleri, yaygın satış, servis ve yedek parça avantajıyla sizin ve ailenizin hizmetine sunuyoruz... Ayrıca, 2000 model Atos, Elantra, Sonata, Galloper ve ticari araçlarımıza müthiş avantajlar ve çeşitli ödeme koşullarıyla sahip olabilirsiniz. Ayrıntılı bilgi Hyundai Yetkili Satıcılarında... • Accent LS modeli için geçerlıdır Bu tutar Ek Taşıt Alım Vergısı, Taşıt Alım Vergisı Eğitime Katkı Payı, * Çevre Kırletme Vergisı Plaka, Zorunlu Trafık Sıgortası, Bandro! tutarlarının toplamıdır • Bu kampanya TRKGM - 9 5 / 2 - 3 sayılı teblığ hjkumlen çerçevesinde gerçekleştırilmektedır. • Bu kampanya ve Hyundai - Hûrrıyet Pazarlama kampanyası ûışında Hyundai Assan'ın başka htçbır kampanya ile bağlantısı yoktur • Kampanyamız stoklarımız dahılinde geçerlıdir G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada şiler, 21. yüzyılda devlet kurumlanndan başlayıp ekonomiye kadar her şeyin değişmesi, yenilen- mesi gerektiğini söylüyorlar, kendileri hariç! Türkiye'de "her on yıl" diye söze başlasanız he- men askeri müdahaleler akla gelir. Ancak her on yılın siyasi hareketler açtsından da ayn bir önemi var. 1950'lerde bir siyasi hareket çıktı, "Vefer söz milletin" deyip iktidara ulaştı. 1960'larda bir siyasi hareket çıktı, "barajlar kra- lı" sloganını oya büründürüp halkı peşinden sü- rükledi. 1970'lerde bir siyasi hareket çıktı, "Toprak işle- yenin, su kullananın" sloganıyla kitleleri dalgalan- dırdı. 1980'li yıllarda bir siyasi hareket çıktı, "Dört eği- limi birleştirelim, bizde hepsi var" deyip yasaklı siyasetin siyasetini yaptı. 199O'lı yıllarda bir siyasi hareket çıktı, "Bu dü- zen değişmeli, adil düzen kurulmalı" deyip mer- kez partilerin beceriksizliğini oya çevirdi. 2000'li yıllar? Şimdilik belli değıl. Ancak siyaset uzun süre umutsuzluğu kaldırmaz. Yaşamın doğası gereği. mutlaka bir "umut" ortaya çıkar. Kimileri umuda dayalı siyasetin artık modasının geçtiğini savuna- bilir. Ama bu gerçekçi değil. Zira, demokrasinin tamamen rayına oturduğu, başkan-başbakan ada- yının gülüş biçiminin oy dağılımını etkilediği ülke- lerde bıle siyaset umutla yapılıyor. Yukanda sözünü ettiğimiz on yıllarda öne çıkan kişiler oldu. Ama onlan öne çıkaran salt kişilikleri değil, kullandıklan sloganlar, verdikleri umutlardı! Bugün, bunu başaracak bir parti-parti kadrosu- lider görünmüyor. Her şeyi biryana bırakalım. 18 Nisan seçimlerinin öncesine, sonrasına bakalım. Hangi parti seçimden önce verdiği söze dayalı si- yaset yapıyor? Iktidarortaklan son beş ayda çıkar- dıklan yasaları seçim ön- cesinde halka "bunları yapacağız" diye duyur- salardı, ne kadar oy alır- lardı? Yine geçen on yıllarda bir iktidar gözden dü- şünce başka bir umut yesermeye başlardı. Bu- gün o da görünmüyor. Altını çizelim. "yok" demiyoruz, "görünmü- yor" diyoruz! Yeniden kurtu- luş-kuruluş! Geçmişe ne kadar de- rin ve sağhklı bakabilir- sek geleceğı de o kadar ileri ve sağlam görürüz. Geçen on yıllarda yeşe- ren umutlar sadece ülke içindekı dinamıklerden değil, dtşandaki gelişme- lerden de etkileniyordu. Bugün, yarını ararken aynı şeygecerii... Geçen hafta Avustral- ya'da referandum yapıl- dı. İki soru vardı: - Cumhuriyete geçe- lim mi, yoksa bugünkü gibi monarşide kalıp in- giltere Kraliçesi'ne bağlı olmayı sürdürelim mi? - Avustralya yerlılerinin bu topraklardaki ilk kişi- ler olduğunu kabul ede- lim mi? Birinci soruya yüzde 55, "Cumhuriyete geç- meyelim" çıktı. Ikinci so- ruya yüzde 70. "Hayır, yerlilerin bu hakkını ana- yasaya geçirmeyelim" çıktı! Bu referandumun Türkçesi şudur: Yöntemleri değiştire- rek 18. - 19.tyüzyıl politi- kalarına devam! 21. yüzyıla gırerken bu yüzyılın başında Anado- lu'da venlen Kurtuluş Sa- vaşı ve ardından girışilen Kuruluş Savaşı bu bağ- lamda güncelliğini koru- yor. Yeni yüzyılda Tûrki- ye'nin yeniden bir Kuru- luş Savaşı'na girişmesi gerekiyor. Bunu algıla- yan ve çözümü Anado- lu'da arayan hareket 21. yüzyılda yeni bir rüzgâr estirebilir. Ankara'daki siyasetçi- lere yeri geldikçe şu dile- ği iletiriz: "Salt önümüzdeki se- çimleri değil, önümüz- deki nesilleh düşünün." Ne yazık ki, önümüz- deki seçimleri de düşün- meden hareket edıyorlar. Nasıl olsa, seçıme ramak kala, yeni durum doğar diyorlar. Tüm partilere de yüzde 20 tembelliği yer- leşti. Nasıl olsa kimse bu rakamın üstüne çıkamaz diyorlar! 21. yüzyıl, çıtayı yük- selten ve Tûrkiye'nin kur- tuluş-kuruluş sürecini özümseyen hareketin olacak! Accent GLS HYunDRmssnn HYUNDAl ASSAN OTOMOTİV SAN. VE TİC. A.Ş. 0212 339 04 04 Kirlenen Dünyamızı Fidan Dikerek Antalım ORMAN BAKANLIĞI AĞAÇLANDIRMA VE EROZYON KONTROLÜ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear