Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
9KASIM1999SALJ CUMHURİYET SAYFA
KULTUR kultur(â cumhuriyet.com.tr 15
'Yüzyılın Yüz Romanı', Fethi Naci'nin Türk edebiyatı üzerine kırk yıllık emeğini içeriyor
ı romanınm panoraması
TURGAY FtŞEKÇt
Biryüzyıl boyunca bir ülkede yazılmış
romanlan okumak ve onlan değerlendır-
meye adanmış bir hayat. Ve bunca eme-
gin sonunda ortaya çıkan bir yapıt Yüz-
yıhn Yöz Romanı. Edebiyat tarihimız
üzerine yazılmış temel kitaplardan bıri
olan Yüzyıluı Yüz Romanı üstüne Fethi
Nad ile konuştuk
- Yâzyıhn Yüz Romanı ile, romancılı-
ğunız üzerineyapünuş en kapsamlı çalış-
malardan birini gerçekleştirdiniz. L Ike-
mJzİD roman eleştirisi kitaphğında bu ya-
pıt sizce nasıl bir \er tutacak?
FETHİ NACt - Bunu önceden kestır-
mek zor. Kitap 700 sayfaya yakın. Fiya-
tı da ona göre. Gerçek edebiyatseverle-
rin pek parası olmaz. (Parası bol olanlar
zaten kitap okumaz.) Ama yirmınci yüz-
yılda Türk romanının hangi aşamalardan
geçtiğinı, nerelerden nerelere geldiğini öğ-
renmek isteyenler için bu kıtabm epey ya-
rariı olacağını sanıyorum. Türk dili ve ede-
biyatı bölümünde okuyan üniversite öğ-
rencilerinden öğrendiğime göre, bu bö-
lümün öğretim üyeleri Mehmet RauTun
Eylül romanından ötesinin adını bıle an-
mıyorlarmış!
Yüzyılın Yüz Romanı. doğum tarihle-
nnegöre, Hüseyin Rahmi Gürpınar'dan
başlıyor, Ahmet KaraWar'da sona eriyor.
Bu kitaptakı eleştınlen 1959"dayazma-
ya başladınr TalipApayduTın SanTrak-
tör'u. Şanap Sıtkı'nın Gün Görmeyen
Sokak'ı, YusufAnlgan'ın Aybk Adam'ı...
Türk romanının panoramasını verebil-
mek için 1999'da çok çahştım; daha ön-
ce okuduğum ama yazmadığım roman-
lan yeniden okudum; böylece Mehmet Ra-
uf. Refık Halid Karay. Abdülhak Şinasi
Hisar,Osman Cemal Kaygılu Peyami Sa-
fo, Kenul Bibasar bu kıtapta yerlehni al-
dılar.
Romana ilgi duyanlar, sanınm bu ki-
taptaki eleştirilerden yola çıkarak adla-
nnı bile duymadıklan bazı romanlan
(Sözgelimi Resat Nun Güntekin'ın Ka-
vak Yeikri adlı başyapıtını) okumak ge-
reğinı duyacaklardır. Bir eleştirmen de
bundan başka ne bekleyebilir ki...
- Yüz sayısı sizce bir nicelik belirtisi mi,
yoksa yüzyıhnuzda hatta gelecekte de de-
aiardan
rdliı nerelere
mek isteyenfer
ıriı
irminci
romanının
geçtrğini,
geldiğini
içîn bu
olaca
Yüzyıfen
doğum tarihlerine göre,
Hüseyin Rahmi Gürpınar'dan
başlıyor, Ahmet Karcılıtar'da
sona eriyor. Türk romanının
panoramasını vereülfnek içi
ğerii bulacağumz yüz roman mı?
FETHİ NACİ -Nicelik belirtisi.
Biliyorsunuz, sahibi oldugum Gerçek
Yayınevi'nde, 1968'denbuyana"100So-
nıda" dizisinde bilimsel eserler yayım-
lıyorum. Soru-cevap biçırrunde yazılıyor
bu kitaplar; böylece, boş sözlerin pek yer
bulamadığı bir dizi oldu bu. Rahmetli
Cemal Süreya ile bir gün bu dizi (Henüz
başlamamıştım.) hakkmda konuşurken
genel başlık olarak "100SonuU"yı kul-
lanmamı önerdi; "Bir kesnükvar' 100'de"
demişti. Yüzyılın Yüz Romanı adını ko-
yarkan Cemal'in söylediklerinı hatırladım.
Aynca, kıtaptaki yüz romanı seçerken
elbette romancılanmızın en iyı romanla-
nnı seçmeye çahştım, ama bu kitapta yer
alması yazınsal olarak değilse de tarih-
sel olarak zorunlu olan romancılan da
aldım: Mahmut Yesari büyük romancı
değildir, ama ılk ışçi romanını (Çulhık)
yazmıştır; Ebubeldr Hazım Tepeyran tek
roman yazmıştır (Küçük Paşa) ama bu tek
roman, ilk köy romanıdır; dınci kesımin
romancısı Ahmed Günbay Yıknz'ın Ya-
nıkBuğdaylar ve Sitetn adlı romanlan ha-
yatımda okuduğum en ılkel romanlardır,
ama okurlann bu romanlar hakkında da
bir bilgileri olsun istedim...
'Aydın, koşullan değiştiremez'
- Kitabıntza yazcüğımz geniş önsözde
Tanpınar'm "Roman ve Romancı Üze-
rine Notlar'ından alınnlar yapnuşsuuz.
Bir yerde, "Türk hikâyesınin değişebil-
mesi için bıreyın değerlenmesı gerekti.
Modem roman bıreyin üzerine döner" dt-
yor.Sizceyüzyriunızda roman sanabna te-
mel oluşturabflecek bireyler ortaya çıka-
bikü mi toplumumuzda? Ve bu bireyierin
romanı yazılabiJdi mi?
FETHİ NACİ-Gerçek roman, yani on
sekizıncı ve on dokuzuncu yüzyılın ro-
manı, ancak bir burjuva yaşama biçimi-
nin yetesiye açık seçiklikle belirmesiyle
ortaya çıkmıştır. Gelişen burjuvazi, öz-
gür emeğe gereksinim duyduğu için, fe-
odaliteye karşı savaş açmış, eski toprak
kölelerinı "özgürleştinniş", yani sanayi
işçisi yaprruştır. Sanayi işçisinin ortaya çı-
kışı da sınıflar arasındakı çıkar çatışma-
lannı doğurmus., böylece, eskı toprak kö-
leleri "birey" olarak gelişme evresıne
gelmişlerdir.
Türkiye sanayi devrimini yapmamış-
tır; Türkiye'de düşünce ve ifade özgür-
lüğünü sağlayabilecek birdemokrasi ku-
rulmamıştır Bu koşullarda genış halk
kitlelerinin "özgür birey" olabilmeleri
hemen hemen oîanaksızdır. Altı yüz yıl
boyunca padişahın "kul"u olan ınsanlar-
la demokrasi kurulamaz. (Tıpkı altı yüz
yıl boyunca toprak kölesi olan Ruslarla
Sergileriyle yurtdışı mitosuy
nun oluşmasında önemli katkılarda bulundu
GalenNev utNECMİSÖNMEZ
1984 yılında Ankara'da iki mimar, Ali
Artun ve Haldun Dostoğlu tarafından ku-
nılan Galeri Nev, 1999-2000 sergi mev-
siminde 15. kuruluş yıldönümünü kutlu-
yor. Sanatın yaygınlaşması, geniş kitlele-
re ulaşmasmda en az müzeler. resmi ko-
leksiyonlar kadar önemli bir konuma sa-
hip olan özel galenler, ülkemizde Adalet
Cimcoz, MeJda Kaptana gibı özverili ki-
şılerin çabalanyla erken denilebilecek bir
tanhten itibaren etküılik göstermeye baş-
lamışlardır.
Rabia Çapa ve Varhk Yalman'ın kur-
duğu Maçka Sanat Galerisi, Yahşi Ba-
raz'ın Galen Baraz'ı, Ferid ve Ameli F>d-
gü'nün Bedri Rahmi Sanat Galerisi'nin ku-
rulmasıyla bu alanda ancak 1970'lerden
itibaren profesyonel bir çizgıde etkinlik-
ler izlenmeye başlamıştır.
1980'lerde toprak kökenli Türk zengin-
lerinin Ozal döneminin kendilerine tanı-
dığı olanaklarla "şehirteşmeye" başlama-
lanndan itibaren, modern sanat içm bir
"sanat piyasası " oluşma yoluna girmiş-
tir. Bankalann ve kamu kurumlannın sa-
natı desteklemek adına açtıklan, ancak e\r
kadınlanyla amatörleri desteklemekten
öteye geçemeyen galenler başından iti-
baren yanlış doğrultuda çahşmışlar ve
"özeJ galerilerin" önünü kapayan bir ko-
numa yükselmişlerdir.
'Zamanlann Hafizası'
Galen Nev'ın etkınliklen, resim satın
almanın gündemde olduğu dogru bir za-
manda başlamış ve Artun 'la Dostoğlu 'nun
izlediği profesyonelleşme politıkası sa-
yesinde kısa bir sürede kimliğini bulma yo-
luna girmişrir. Bu kimliğin yıllar içinde iz-
lediği gelişim çizgısi, Galeri Nev'in, ça-
lışmalannı belli bir strateji oluşturarak ge-
liştirdiğinin kanıtıdıraynı zamanda: 1984-
89 dönemini, galerinin başlangıç yıllan,
arama-deneme süresi olarak değerlendir-
mek gerekir
Abidin Dino, Tiraje, Ömer Uluç başta
olmak üzere Paris'te yaşayan sanatçılann
ağırtıklı olarak gösterildiği sergileri nite-
likli özgün baskı tekniğiyle çoğaltılmış
kataloglarla belgeleyen galeri böylece ek-
sik olan bir alanı keşfetrruştir. Unutmamak
gerekir ki galeri, satış yapmazsa ayakta du-
ramayacak olan bir kurumdur. Galeri stra-
tejisi hangi sanatçının, neden sergilendi-
ğinden çok, bu alanda bir "arz-tafcp" den-
gesi oluşturma amacını güder. Galeri Nev
yağlıboya, desen alamayacak durumdaki
sanata meraklı kitleyi göz önünde bulun-
durarak. arkası arkasına titiz bir çalışma-
nın ürünü sengrafiler, lüks baskı kitaplar
yayımlamıştır. Arif Dino'yu yeniden genç
kuşaklara tanıtan bu yayınlar arasında,
metnini ünlü sanat tarihçisi Patrick Wald-
berg'in yazdığı, Tıraje'nin •Zamanlann
Hafizası' isimli kataloğun, aradan geçen
zamana karşm hâlâ ülkemizde yayımlan-
mış en iyi sanatçı kitabı olduğuna ınanı-
yonım: Hem baskj kalitesi hem de tasan-
mındaki annmışlık. tadı' damakta kalan
1984 yılında Ankara'da Galeri Nev'i kuran iki mimar Ali Artun ile Haldun Dostoğlu
alen Nev'in etkinlikleri resim satm almanın gündemde
olduğu doğrn bir zamanda
başlamış veArturfîa
Dostoğlu'nun profesyonelleşme
politikası sayesinde kısa bir
sürede kimliğini bulma yoluna
girmiştir. Gelişim çizgisi,
kurumun çahşmalannı belli bir
strateji oîuşturarak
geliştirdiğinin kamtıdır aynı
zamanda.
Galeri Ne\ 'den bir Abidin Dino portresL
bir okuma, resimlere bakma zevkını ve-
rir bu albüm. Benim için bir fetiş- objedir.
1989-94 arasında Galeri Nev'in, bırlik-
te çalıştığı tanınmış sanatçılan piyasada
dolaşıma sokan, fıyatlan belirleyerek bel-
li kategonler oluşturma çabasına girdiği
gözlemlenir.
Paris'te yaşayan ya da Paris'te bulunmuş
sanatçılar bu yıllarda etkinliklerin odak nok-
tasına yerleşmiştir. Abidin Dino'nun ya-
ni sıra Hakkı Anh, Selim Turan, Erol Ak-
yavaş sık aralıklarla sergilenmekte. ya-
yımlanan katalog ve özgünbaskılarla sa-
nat çevresıne sunulmaktadır. 'Yurtdışın-
da' yaşayan sanatçılann gereğinden faz-
la değer görmeye başlamasının kapılan-
nı aralayan bu etİcinlikler tstanbul'da da yan-
kısını bulur. Böylece, etkisini 1990'lann
başında cansıkıcı bir düzeyde gösterecek
olan bir 'mhos'un temelleri atılmıştır.
'Yurtdışı mitosu'
Yurtdışmda yaşayan birinci ve ikinci
kuşak Türk sanatçılannın önemli bir kıs-
mının sadece Türkıye'de alıcı, ilgı bul-
duklan: yüksek fiyatlara erişmek adına
başka ülkelerde yaşadıklan artık bilinen
birgerçektir. Isım belirtmenin anlamı yok
bubağlamda. Sorgulanılması gereken, bu
sanatçılann hangi yurtdışında, hangi ga-
lerilerde, müzelerde sergı açabildıkleri.
koleksiyonlara girebildikleridir. Galen
Nev'in, 'yurtdışı mitosu' oluşmasında
önemli bir katkısı oldu.
Merkez Bankası'na '1950-2000' başlı-
ğıyla çağdaş Türk resminin son elli yılım
kapsayan bir koleksiyon kazandıran Ga-
leri Nev, 10. kuruluş yılını kutladığı 1994
yılında bu çalışmasıyla isrruni sanat orta-
mmda sıkça duyurdu. Kıskançlık krizine
giren diğer galerilerin işı dava açmaya dek
götürdükleri bilinmektedir. Ühan Koman,
Seyhun Topuz, Kora>' Aris, Erdağ Aksel
ve Serdar Arat başta olmak üzere etkin-
liklerine heykel, AlevEbüzziya Sysbye'nm
büyülü çanaklanyla seramik sanatı da bu
yıllardan itibaren galeride sergilenmeye
başlamıştır.
1992'de, ülkemizde uzun bir süreden
sonra Miibin Orhon'un, 1993'te ise Ne-
jad Devrim'in kişısel sergilerini açarak
bunlan nitelikli kataloglarla belgeleyen
Galeri Nev, büyük çaplı uluslararası ılk or-
ganizasyonunu, sergi yapımcılığını Ali
Artun'un üstlendiği 'Cobra' sergisiyle
gerçekleştirir. Sanart Derneği'yle ortak
bir çalışmayla 1993 yılında gerçekleştiri-
len bu sergi Ankara Resim ve Heykel Mü-
zesi'nde gösterilmişti. Kopenhag"daki
Charlottenburg'da Artun'un 'Ben, Bir Baş-
kasıdır' başlığı altında düzenlediği ve ço-
ğunluğunu galeri sanatçılannın oluştur-
duğu çağdaş Türk sanatı sergisi, Galeri
Nev' in etkinlikleri arasında vanlan önem-
li bir noktayı betimler.
Stockholm Sanat Fuan'na bir ara düzen-
li olarak katılan galerinin bu alandaki ça-
hşmalannın arkası ne yazık ki gelmemiş-
tir. Yabancı sanatçılara son derece sınırlı
bir ilgi gösteren galerinin Roman CiesB-
evic, Antonio Saura sergilennı, bu alanda
gerçekleştirdıği çalışmalar arasında say-
mak gerekir. 1996 yılında Sainsbury Ko-
leksiyonu'nda bulunan Mübin Orhon re-
simlerinin Artun'un organizasyonuyla ts-
tanbul'da sergilenmesi, resim izleyicisine
güçlü bir ressamın 'olgun' yapıtlannı iz-
leme fırsatını vermişti.
Sergilerini nitelikli kataloglarla belge-
leme konusunda önemli atılımlar gerçek-
leştiren galerinin özgün baskı alanındaki
etkinlikleri, Erol Akyavaş, Abidin Dino gi-
bi sanatçılar üzerine yogunlaşarak devam
etmiştir. MithatŞen'in 'Beden' ismini ta-
şıyan özgünbaskı dosyasının bu alanda
vanlan önemli bir kalıteyi temsil ettiğini
düşünüyorum.
sosyalizmin kurulamaması gibi!)
Ne varki aydınlar, bilim adamlan, eko-
nomık-toplumsal koşullan bilgileriyle,
kültürieriyle aşabiliyorlar. çünkü aydın-
lar, bilim adamlan, yalnızca bir coğraf-
yanın, yalnızca birtarihin ürünü değildır-
İer; dünya kültürünün de içındedırler. Dar
bırçerçevede de olsa ülkemizde de "öz-
gür bireyler" vardır. Ne var ki bunlann
gücü Türkiye'nin koşullannı değıştirme-
ye yetmez...
Aydın romancılanmız bu bireylenn ro-
manlannı yazdılar. Tanpınar'ın romanla-
n. Oğuz Atay'ın Turunamayanlar'ı, Ve-
dat Türkali'nın Bir Gün Tek Başına'sı,
Tahsin YücePın Vatandaş'ı ve daha bir-
çok roman sayılabilir. Köy insanını bü-
tün iç dünyasıyla birlikte verebilen Ya-
şarKemaL ÖunezOtu adlı romanında bir
Türk köylüsünde de bir Sbakespeare ki-
şisinin yaşayabıleceğini göstermedi mi?
'Köy edebiyatının gücü a/alıvor'
- Köy ve kasabayi anlatan romanlann
sa\ıca çokluğuna karşın kenti anlatan ro-
manlann azfağını nasıl »çıklryorsunuz?
FETHİ NACİ - Bunu neye dayanarak
söylüyorsun, bılmiyorum. Ama ben bu ki-
taptaki romanlan kentte, kasabada, köy-
de geçmelerine göre bölümledim, şu so-
nuç çıktı. 100 romanın 68"i kentte geçı-
yor (Çaükuşu hem kentte, hem kasaba-
da geçiyor), 15 roman kasabada geçiyor
(Denizin Çağın$ı ile GöJge Kokusu, birde
Ateş Gecesi hem kasabada. hem kentte ge-
çiyor); 16 roman köyde geçiyor; 1 ro-
man (Beyaz Kale) tarihî roman. hem yur-
tiçinde, hem yurtdışında geçiyor.
Köyde yaşayanlar, anımsadığım kada-
nyla, nüfusun yüzde 4O'ı; millî gelırin an-
cak yüzde 15'ini alıyorlar. Köyün de.
köylünün de önemi azalıyor. Dış baskı-
lar, siyasal iktidann tanmı destekleme-
sini engelliyor; oysa yabancı ülkelerde ik-
tidarlar tanmı destekliyorlar. Bu gidişle
tanmın da canına okuyacaklar ve mıllet
aç kalacak!
Köyün önemi azaldıkça köy edebiya-
tı da gücünü yitinyor.
-12 Mart romanlannda görülen dev-
rimcinin \ üccltilmcsi olgusunun 12 Eylül
romanlannda devrimciİerin asağüanma-
sına dönüşmesini nasıl açıklıyorsunuz?
_ ^ FETHİ NACİ - İsmail
Cem. Tarih Açısından 12
Mart adlı eserinin ikinci cil-
dınde (1977), şöyle diyor:
a
_Tür)dye'nin hikim züm-
reterini hem 12 Mırt'ayak-
laşoran hem de 'meşru ge-
rekçe'yi yaratarak 12 Mart'ı
kolaytaşoran, silahlı gençlik
harekederidir.(_)Ancak bu-
rada dikkatten kaçmaması
gereken bir nokta vardır:
Gençkrden önemli bir bö-
lümünde silahlı e>lem cği-
limlerini yaratan. bizzat ik-
tidann da> rantşlan otmuştuı:
Özeüikfc TİP j öneticilerinin
sürekli saklın>r
a uğraması,
toplantüaruun ve binalan-
nın basılması, iktidann bu
olaylara kayrtsıziığı, dt'likan-
lılık çağını yasayanlarda de-
mokratik umudu yok etmiş-
tir. („) Gençler, (_) tarihsel
açıdan yanlış ama bir çeşit
yazgıyı, trajediyi, büyük bir
>üreklih°kle yaşamaja, iç ve
dış egemen güçler tarafin-
dan zorlanmışlardııf (ss. 98-
106)
12 Eylül romanlan, ^Ey-
lül darbesiyle Türkiye'de ya-
şanan altüst oluşun siyasal
yanma biraz ilgi göstermiş.
bunu yaparken de kurulu dü-
zenin yanında yer almıştır,
ekonomik-toplumsal yasam-
daki değişimlerromanımıza
yansımamıştır.
"12 Mart" romanlanyla
"12 Eylül" romanlan ara-
sındaki en önemli içerik far-
kı şudur: "12 Mart" roman-
lannda, hapıslere düşen, iş-
kenceler gören, öldürülen
"devrinıd" gençlere ağıt ya-
kıhrken, "12 Eylül" roman-
lannda "devrimci" gençle-
re saldınlmaktadır. Umut-
suzluk, topluma egemendir.
Ünlü bir romancımıza göre,
yazann işi "eski, çok eski,
çokçokeski hikâyeleri yeni-
den kaleme almaktan iba-
ret"tir. Gene aynı yazanmı-
za göre "yazann görevi eg-
kndirmektir".
Başhca "12 Eylül" roman-
lan arasında Sudakitz'i, Hoş-
ça Kal Umırt'u, Üç Beş Ki-
şi'yı. Dünyanm En PisSoka-
ğı'nı sayabiliriz. Okur, bu
romanlann eleştırisinı Yüz-
yıhn Yüz Romanı'nda bula-
bilir.
- Değişik dönemlerde en
sevdiğmiz Türk romanlan-
nı ya da romancılannı say-
maktan çekinmediniz. Bu-
gün içinen sevdiğiniz on Türk
romancısı sonıisa, nasıl bir
sıralama yaparsınız?
FETHİ NACİ - Bir deği-
şiklik yok. Gene yaş sırala-
masına göre yazacağım: Ha-
KtZiya Lşaklıgfl. Reşat Nu-
ri Güntekin, Ahmet Hamdi
Tanpmar, YusufAtılg^n, Ya-
şar Kemal, Adalet Ağaoğlu.
Oğuz Atay, Ferit Edgü, Or-
han Punuk, Kaan Arslanoğ-
lu.
Tahsin Aydofimuş Totoğraf
Olimpiyatında birinci oldu
• Kültür Servisi - Fotoğraf
makinesı markası Leıca'nın
4 yılda bir düzenlediği
Fotoğraf Olimpıyatı 'nda
sanatçı Tahsin Aydoğmuş,
52 ülkeden katılan 724
fotoğrafçı arasında binncı
seçildi. Bugüne dek dört
uluslararası ve dört ulusal
yanşmada ödül alan
Aydoğmuş, bir uluslararası
ve dört ulusal yanşmada da
mansiyona değer görüldü.
Sanatçı bu yaz
gerçekleştirdigı Moğolistan
gezısınin görüntülerinden kurguladığı 'Istanburdan
Moğolıstan'a' başlıklı dıa göstensi Aralık 1999'da ve
Şubat 2000'de fotoğrafseverlere sunulacak.
Can Yaymlapı'mn İlk Roman Üdülii
Vecdi Çıracıoğlu'nun
• KültürServisi-Can Yayınlan'nın 1999 yılı Ilk
Roman Odülü için bir araya gelen Fethi Naci, Tahsin
Yücel, Füsun Akatlı, Hilmi Yavuz \e Erdal Öz'den
oluşan seçicı kurul. Vecdı Çıracıoğlu'nun "Kara
Büyülü Uyku' adlı romanını ödüle değer buldu.
1953'te Bursa'da dünyaya gelen Çıracıoğlu tstanbul
Teknik Ünıversitesi Metalurji Bölümü'nü bıtirdı.
Yerleşmış olduğu Rumelihisan'nda balıkçılık yaptı.
dökümhanelerde çalıştı. Anadolu'da çeşitlı
dökümhanelerde mühendis olarak görev aldı. Kara
Büyülü Uyku adlı romanda, lstanbul'un fethi
öncesinde Rumelihisar'ında Fatih Sultan Mehmet'in
dökümhanesinde çalışan bir döküm ustasının öyküsü
anlatılıyor. Ödül töreni 13 Kasım'da TÜYAP'ta
erçekleşecek.
Binyıbn son Venedık Bienali bitti
• \TNEDİK(AFP)-48. Venedık Bienaii pazargünü
sona erdi. Dünyada çağdaş sanat adına düzenlenen en
büyük etkınhklerden bıri olan bienal. bu yıl iki yüz
bın sanatseveri ağırlayarak on yıl öncekı zıyaretçi
sayısmı ıkıye katladı. Aynca 133 bin kişi de bienalin
yan etkınliklerinı ızledı. Bienalin genel yönetmenı
İsvıçreli Harald Szeeman, yaptığı genel
değerlendırmede, bu bienalin yalnızca Italya'dadeğil
tüm dünyada büyük bir iz bıraktığını. gelecek yıllarda
Venedik Bienalı'nde sinemanın ve tiyatronun daha
fazla rol almasını istediğinı belirtti.
Bu yılkı bienalin en büyük ilgi gören perfonnansı.
Chen Zen adlı sanatçının yüz sandalye ve yatağı
vurmalı çalgılara dönüştürerek konuklarla birlikte
müzik yaptığı gösteri oldu. Bienalin Uluslararsı
Ödülü. Çın Kültür Devrimi sırasında Mao'nun
yaptırdığı 100 ışçı, asker ve öğrencı heykeline
dayanan işi nedenıyle Caı Guo-Quiang'a verildi.
Bienalin Hıcıv Ödülü'nü ise, ideolojik kampanyalan
hicveden ışıyle Pekınli sanatçı Zhao Bandı aldı.
Türkiye'den çağdaş afişlep
• Kültür Servisi-Zünh'tckı
Tasanm Müzesi'ne bağlı Afış
Odası'nda Bettina Richter ve
Kurt Thaler tarafından "Afişler
- Türkiye'deti O$âfATıi\e& -
adlı 64 afîşin yer aldığı bir
sergi açıldı. Mengü Ertel,
Yurdaer Altıntaş, Bülent
Erkmen, Sadık Karamustafa,
Savaş Çekıç, Esen Karol,
Yeşim Demır, Emre Çıkınoğlu,
Yetkın Başanr. Mehmet Ali
Türkmen. Mert Kunç. Sahin
Aygmergen, Ahmet Naci Fırat,
Uğurcan Ataoğlu, Murat
Yılmaz, Joelle Imamoğlu, Güllızar Çepeoğlu. Haluk
Tuncay ve Emre Senan'ın afişlen 17 Aralık'a dek
sergilenecek.
Yapı Kredi Salı Topjanttları
• Kültür Servisi - Kendısine özgu bir izleyıcı kitlesı
kazanan Yapı Kredı Salı Toplantılan 1999-2000
sezonunu bugün açiyor. Sezonun 'Çok Kültürlü
Olmasak Ne Olur?' konulu ılk toplantısının
k'onuşmacılan Doğan Kuban ve Metin Üstündağ.
(252 47 00)
BUGUN
• BORUSAN FİLARMONİ ORKESTRASI. nın
19.30'da Kadıköy Halk Eğitımi Merkezi'nde Gürer
Aykal'ın yönetiminde vereceğı konsere Ayşegül
Sanca. Cihat Aşkın ve Doğan Cangal solist olarak
katılacak. (292 06 55/
• CRR'de Mistik Müzik Günlen kapsamında
19.30'da Yakanş Müzik Topluluğu'nun 'Nefes ve
Semah' gösterisı yer alıyor. (232 98 30)
• AKSANAT'ta 12.30 ve 18.00 de Glenn Gould'un
konseri lazer-diskten gösterilecek. (252 06 55)
• ADA KÜLTÜR MERKEZİ'nde 19.00 ve 21.00'de
AST'ın 'İnadına İnsan" oyunu yer alıyor. (252 99 24)
• BİLGİ ÜNİVERSİTESİ'ndel9 00'daJan
Kounen'in yönettiğı •Dobermann' adlı film
göstenlecek.
KİTAP FTARrNDA BUGÜN
A SALONU
• 13J0-15J0'Gezgınlenmiz ve Edebiyat
Dünyamız' başlıklı panelın katıhmcılan Orhan
Kural. Tank Müıkari. Nasuh Mahmki. Gülten
Dayioğlu ve Buket Izuner
• 1530-17.00 Küreselleşme-Milliyetçilik-UIus
Devlet' konulu panele Işıtan Gündüz. Metin
Çulhaoğlu, Tanü Bora ve Coşkun Adalı katılacak.
• 17.00-1830 -21 Yüzyılın Eşiğınde Nasıl BırOkul
ve Üniversite İstiyoruz' konulu panele Vecihi
Timuroğlu, Ayhan Alkış, Burhan Şenatalar, Erdal
Atabek ve Server Tanilli katılacak.
19.00-20.00 Murathan Mungan okurlanyla söyleşi
yapacak.
B SALONU
• 15.00-17.00 'Aydınlanma Açısından Goethe'nin
Yapıtlannda Bireyselleşme' konulu konferansı
Yüksel Pazarkaya sunacak.
• 17.00-19.00 Fikri Haklar-Telif Yasası' başlıklı
ganele Sabri Kuşkonmaz, Alpay Kabacalı. Gürsel
Ustün ve Haluk Inanıcı katılacak.
• 19.00-20.00 Refik Durbaş. Eray Canberk. Erdal
Alova ve CevatÇapan 'Can Yücel'i anlatacaklar.
CKK^NİN İMZA GÜNLERİ
• Halit Deringör 14.00-15 30. Oktay Ekinci 16.00-
17.30, Leyla Tavşanoğlu 16 00-17 30. Muhsine H.
Yavuz 18.00-19.30 ve Uğur A. Yenseni 18.00 19.30
saatleri arasında Cumhuriyet Kitap Kulübü'nün
TÜYAP'takı standında kitaplannı imzalayacaklar.