25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
6KASIM 1999 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA BIR KONU BIR KONUK Denktas'a üarış Odülü' • Haber Nlerkea - Hukukun Egemenliği Derneği her yıl vermekte olduğu "Banş Ödülü"nü buyılKKTC Cuinhurbaşkanı Rauf Denktas'a veriyor. Hukukun Egemenliği Demeği Genel Başkanı Erdem Akyüz ve yönetim kurulu üveleri KKTC Cumhüroaşkanı Denktas'a ödülûnü 12 Kasım Cuma günü saat 12.00'deKKTCTören Salonu'Tida verecekler. Türic medeniyetterinin izf aramyor • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk işbirİiği ve Kalkınma Ajansı (TlKA), Moğolistan'da bulunan Kültigin, Bilge Kağan ve Tonyukuk anıtlannın korunmasını, restore edilmesini ve bir miizede sergilenmesini amaçlayan çalışmasının son aşamasına geldi. TİKA tarafindan yapılan yazılı açıklamada, Moğolıstan'daki Türk amtlanna ılişkın 5 yıl önce başlayan çalışmanın 2000'de meyvesini vereceği kaydedildi. Sirkeci-Harem araba vapuru seferleri • lstanbul Haber Servisi - Sırkecı-Harem arasında yapıian araba vapuru seferleri arttınldı. Türkiye Oenizcilik : ^ ^ ^ İ|letmeleri'hden yapıldı ~ îçıklamada, 30 dakikada bir yaptlan seferlerde yaşanan yoğun talep üzerine 112 oto kapasiteli dördüncü bir vapurun daha sefere konulduğunu belirttı. İbrahim Sezen toprağa verildi • İstanbul Haber Servisi - Geçırdıği bir rahatsızlık sonucu vefat eden Milliyet Gazetecilik AŞ kra Kurulu Başkan Yardımcısı tbrahım Sezer'in (47) cenazesi dün Erenköy Galip Paşa Camii'nde kılınan cenaze namazının ardından Karacaahmet Mezarlığı'nda defhedildi. Törene CHP Genel Başkanı Altan Öymen, Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Doğan. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanı Nail Güreli ile Sezer'in çalışma arkadaşlan katıldı. ABD Başkonsolosluğu • İstanbul Haber Servisi - ABD Başkonsolosluğu vize ve noter bölümleri 15- 19 Kasım tarihleri arasında düzenlenecek AGİT zirvesi nedeniyle 4 gün kapalı olacak. Yapılan açıklamada. Amerikan Vatandaşlan Hizmetleri Bölümü'nün normal çalışmalannı sürdüreceği belirtildi. ASO Başkanı Çağlayan, 2000 yılında devletin halka ekonomik ve sosyal güven vermesi gerektiğini söyledi ekoııoıııhıiıı eroini9 BAMJSALMAN Zafer Çağlayan, Curahuriyet'in. 2000 yılı bütçesinden ekonomınin için- de bulunduğu çıkmaza uzanan sorula- nnı yanıtladı. - Bütçenin TBMM'de görüşülmesine başlanıyor. 2000 yıh bütçesini nasıl de- ğertendiriyorsunuz? Temenni bütçesi olarak değerlendi- riyorum. Bütçenin muhtevasına baktı- ğüıız zaman faiz ve transfer bütçesi ol- duğunu görüyoruz. Gönül ıstiyor ki, altyapısı, insan yapısı gelişmiş, yeni genç kadronun geldıği, birkaç lisan bir- den konuşan bir ulusun olduğu ülkenin, hem fiziki hem coğrafi konumu itiba- nyla hakikaten 3 kıtayı birleştiren Tür- kiye'nin daha büyük bütçeleri olsun. Vatandaşın devletten beklediğı eğitim, sağlık gibi temel fonksıyonlan içeren, devletin bazı yatınmlan yapacağı bir bütçe olsun. Türkiye'nın gerçek yapı- sını yansıtmayan dar bir bütçe. - Bütçeyle ortaya konulan yüzde 25 enflasyon ve yüzde 55 büyüme hedefî gerçekçi mi? Bu pek inandıncı gelmıyor. Enflas- yon özellikle ücretle çalışan ve çok sığ imkânlarla geçinen insanlann cebınde- ki parayı bizzat gasp eden yapıya bü- rünmüş. Enflasyon bir yerde vergi ola- rak gündeme gelmiş. Eskıden gerçek- ten enflasyon lobileri vardı. Türkiye'de birtakım msanlar enflasyondan çok cid- di paralar kazanabiliyordu. Bugün ar- tık bu sistem kalkmış. Enflasyon hem sosyal, hem ekonomik hem de siyase- tin ötesinde genel ahlakı tahrip ediyor. Bundan kurtulmak konusunda hiç kim- senin farklı düşüncesı olduğu kanaatin- de değilim. Ama bazı hedeflerin çok temkinli, gerçekçi olması lazım. Bugü- ne kadar hükumetler bütçeler yaptılar, bütçeler ortaya koydular. Ama bütçeler realize olmayınca, kamuoyunun gözün- T TÜkümetin ortaya llkoyduğu yüzde 25 enflasyon hedefi, psikolojik beklentiler açısından çok önemli. Yüzde 25'lik hedefi geçici tedbirlerle değil, kalıcı tedbirlerle sağlamak durumundayız. Yayı alıp bastınyorsunuz, enflasyon da ona benziyor. Ama yorulduğunuz andan sonra o yay bir fırlar, o enflasyon tavana vurur. de güvenilırliklerinı kaybetmeye başla- dılar. Hükümetin ortaya koyduğu yüz- de 25 enflasyon hedefi, psikolojik bek- lentiler açısından çok önemli. Yüzde 25'lik hedefi geçici tedbirlerle değil, kalıcı tedbirlerle sağlamak durumun- dayız. Yayı alıp bastınyorsunuz, enf- lasyon da ona benziyor. Ama yoruldu- ğunuz andan sonra o yay bir fırlar, o enflasyon tavana vurur. - Ekonomide artık durgunluk değil, gerikme yaşanıyor. 1999yıhmbu açtdan nasıl görüyorsunuz? Ekonomik anlamda, 1999 yılı ma- alesefTürkiye Cumhuriyeti'nin yaşadı- ğı kötü yıllardan biri olarak tanhe ge- çecek. Türkiye ortalama yüzde 5 büyü- yen bir ülke. Dolayısıyla burada ama- cımız. bu refah seviyesinin çok daha fazla artmasıdır. Böyle bır ortamda pi- yasalara denilmiş ki: "Biz enflasyonla mücadele edeceğiz, bu enflasyon bede- fini yakalamak için de biz talebi daralt- makmecburiyetindeyiz. İnsanlann üre- tim ve tüketimini azaltacağız." Memu- ru, işçisi, sanayicısi, her türlü kesim, gereken desteğı psikolojik olarak baş- tan vermiş. însanlar tüketimlerini kıs- mışlar. 1999 yılı kayıp yıl olarak geçi- yor. Yüzde 2-3 küçülme olacak. Böyle bir ortamda enflasyonu yüzde 60'tan aşağı çekememişsiniz. Yüzde 25 enf- lasyon konusunda o zaman bizim ikna olmamız lazım. Ben iknaolmadım. tk- na ohnam için siyasilerin bazı konular- da kararlılıklannı ortaya koyması la- zım. 50 parçaya bölünmüş ve siyasıler ECZACILAR EĞİTİM, SAĞLIK, KÜLTÜR, SOSYAL DAYANIŞMA VE YAROIMLAŞMA VAKFI GENEL KURUL DUYURUSU Eczacılar Vakfı'nın Olağan Genel Kurul Toplantısı 29 Ka- sım 1999 tarihınde saat 10.00'da "Halaskârgâazi Cad. Ha- laskârgazi Apt. 287/8 Osmanbey/lstanbul" adresinde: ço- ğunluk sağlanamazsa 6 Aralık 1999 Pazartesı tarihinde Meşrutiyet Caddesi Aslıhan Iş Merkezı Kat: 5 Galatasa- ray/lstanbul adresindeki "İstanbul Eczacı Odası Kültür Sanat ve Eğitim Merkezi"nde saat 19.30'da aşağıdaki gündemle yapılacaktır. Üyelerimize duyurulur. Saygılanmızla. YÖNETİM KURULU GÜNDEM: 1. Açılış ve saygı duruşu, 2. Başkanlık Dıvan seçimi, 3. Yönetim Kurulu Çalışma ve Hesap Raporu, Denetleme Kurulu Raporu'nun sunulması, "• - 4. Raporlar hakkında görüşler, 5. Yönetim ve Denetleme Kurullan'nın ayn ayn ibrası, 6. Üyelerin ödeyecekleri aylık aidatlann belirtenmesi, 7. Tahmini (önen) bütçenin sunumu ve görüşülmesi, 8. Tahmini (önen) bütçenin onaylanması, 9. Seçtm: Yönetim Kurulu seçimi (7 asil, 7 yedek), Denetleme Kurulu seçimi (3 asil, 3 yedek), 10. Dtlek ve önenler, '"•" . 11. Kapantş. SUNUŞ 2000 yüı bütçesi üzerindekigörüşmeler TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu 'ndayarın başiayacak. Bütçe görüşmeleriöncesisorulanmızıyanttiayan ASO Başkanı Zafer Çağlayan, Türkiye 'nin beli- ni büken faiz sorununun, neden değil sonuç ol- duğuna dikkat çekerek "Duvara çarpmak üzere oiduğumuzu hepimiz bilmeliyiz. Artık bu değirme- nin suyu bitti. Türkiye bufaizlerle biryere gide- mez" uyansmda bulundu. Çağlayan, 500 büyük sanayi kuruluşunungelirlerininyüzde 80'inin fa- iz gibifaaliyet dışı kârlardan oluşmasım sanayi- ci olarak onaylamasuun olanakstz olduğunu kay- detti. Faizi "ekonomınin eroini", bankacıhk sis- teminide "ucubesistem " diye niteleyen Çağlayan, depremden ikigün sonrafaizlerin yükseltilmesiy- le "millete atılan 48 trilyon liralık kazığm " dep- rem için yurttaşlann topladığt yardım miktanna esii olduğuna dikkat çekti ZAFER ÇAĞLAYAN KİMDÎR? 19S7ythndaMuş'tadoğdu. 1980'de Gazi Üniversite- si Mühendislik Fakühesi Makina Mühendisliği Bölümü 'nden mezun oldu. 1987yüuıda yapılan oda or- ganlan seçimlerinde Alüminyum Sanayii Meslek Komitesi, ardından da oda meclisi üyeliğine seçildL 1989'daASO Yönetim Kurulu üyeliği, 1991'den itibaren de iki dönemyönetim kurulu başkan vekilüğigörevieri- ni yürüttü. 1995 ve 1997'de .ASO Yönetim Kurulu Başkanhğı'naseçildi 1996-1998dönemi TOBB Başkan- veküliği ve 1995-1998 dönemi \fESS TemsilcUer Kuru- lu ûyeiiğigörevlerinde bulundu. KOBİ Yatınmlanna Or- takltkAŞ Yönetim Kurulu Başkanhğı, Ankara Kınkkale Elektrik Dağtttm AŞ Yönetim Kurulu Başkanvekilliği, Dış Ekonomik İlişkUer Kurulu Yönetim Kurulu ûyeiiği, kurucusu olduğu ve uzun yülar yönetim kurulu başkanlığım yaptığı Ankara Alüminyum Sanayicileri Derneği üyeliği ve Kayak Federasyonu Yönetim Kurulu üyeliğigörevleriniyürütüyor. Evti ve iki çocuk babasL arasında bir yerde bölüşüm, pasta payı olarak görülen ekonomi. Maliye, Mer- kez Bankası, Hazine ayn telden çalıyor. Bugün Dış Ticaret Müsteşarlığı başka bakanlığa, Gümrük başka bakanlığa bağlıdır. Her partiye kamu bankası ver- meye kalkarsak, her partiye bır tane ekonomiyle ilgili icracı bakanlık verir- sek, aradaki koordinasyonu sağlama- nız mümkün değil. Parayı harcayanla parayı kontrol eden arasında koordinas- yon sağlayamazsınız, bu durumda iki yakanızı bir araya getirmeniz mümkün değil. Bir kere hükümet. Merkez Ban- kası, Maliye ve Hazine yetkilileri hedef, gün Türkiye de mevcut vergı verenle- rin üzenne sürekli "salma" salan bir sistem var. Ama vergi vermeyen kesi- mi kapsayacak çalışmalann üzerine kımse gitmiyor. Vergi vermek isteme- yen insan sanayıcı olmaz. kayıt içine girmez. 200 milyar dolarlık GSMH var. En az bunun yansı kadar 100 milyar dolarlık kay ıt dışı potansiyel var. Bura- yı vergilendirmek yerine devamlı or- mana bakıp ağaçlarla uğraşıyoruz. Alı- nan vergilerin nereye harcanacağı ko- nusunda hepimiz kuşkuluyuz. Eskiden yazardı, hâlâ da yazar; ödediğiniz ver- gi size yol, su olarak dönecektir diye. önemlidir. Devletin hazinesini, altında binlerce delik olan kevgire benzetiyo- rum. Bunun üzerine istediğiniz kadar kaynak koyun, yeni yeni vergiler salın. olmadı bir daha vergi alın, gider delik- lerini kısmadığınız müddetçe o gelirle- ri o havuzda toplamanız mümkün de- ğildir. Ancak gider seviyesini arttınrsı- mz. Siyasilerin, özellikle hükümetin vatandaş ve sanayici nezdinde inandı- ncı olması, ömek olması için bazı ta- vırlan ortaya koyması lazım. Popülist davranışta bulunmamalan, 2-3 oy uğ- runa insanlann 5 yıllığına vermiş oldu- ğu egemenük hakkını gasp etmeyecek- nunu sağlayalım. Türkiye'nın diğer ta- raflan 2 milyon memur stoku var. Me- murlara karşı değilim. Siyasilerin belli oy depolanyla belli yerlere getirdiği in- sanlara 10 bin daha yeni memur alma- nın manhğjnı ortayakoymak lazım. Bu- gün bürokrasi kilitlenmiş. Devlete iş yaptıramıyorsunuz. Devlete iş yaptır- mak için bazı hatır gönül veya cebini doldurmak gerekiyor. Bu, Türkiye'nin çağdaş görüntüsünü yansıtmaktan uzak. Kamu taşttlan konusunda inanıl- maz bir savurganlık var. 100 binin üze- rinde kamu taşıt aracı olan başka bir ül- ke yok. plan ve programlannın ne olduğunu ka- muoyuna açıklayacak. Bunlan insanlar görmeden hiç kimseyi bu konuda inan- dırmak mümkün değil. 200 milyar dolarlık GSMH, kişi ba- şına 3 bin dolarlık bir ulusal geürimiz var. Dünya üzerinde gelişmişlik seviye- si 10 bin dolar. Bunu yakalamak için Türkiye'nin 600-650 milyar dolarlık GSMH'si olması lazım. Nereden bula- cağız bunu? Elimizi açıp bır yerden mi bekleyeceğiz? O zaman biz daha fazla üretmek, daha fazla ihraç etmek. daha fazla hizmet vermek mecburiyetinde- yiz. Bunun için sürdürülebilır, istikra- ra dayalı bir büyüme olması lazım. Bir yıl yüzde 8 büyüyoruz, ertesi yıl pat di- ye yüzde 2-3'e düşüyoruz. Ekonomi sürekli grip halinde. - Bütçedeki geür hedeflerini ve vergi gelirleri için öngörülen tahmini gerçek- çi buluyor musunuz? Bütçede 32 katrilyonluk gelir hedef- leniyor. Vergi konusunda 24 katnlyon vergi hedefi var. Bugün Türkiye'de ver- gi veren kesim belli, ücretli kesim, di- ğer taraftan biz üreten kesim. Verginin ahnması ekonomiye bağlı. Ekonomıyi ben doğurgan bir ana olarak görürüm. Vergı çocuktur. Yani ekonomi iyi oldu- ğu müddetçe vergiyi alabilirsiniz. Bu- Türkiye Cumhuriyeti topladığı her 100 liralık verginin 90 lirasını faize veriyor. Şimdi yakamızı bir araya getirmeyen, belimizi büken faiz değil mi? Ben faizi bir sebep olarak kabul etmiyorum. Faiz bir sonuç. Bu konuda siyasiler ne fedakârhk yapacak? Geçmiş yıllarda yapmış olduğu savurganlıklan ne kadar azaltabilecek? Nerede, ben görmedim. - Faizödemeleri>le ilgili yapögmnçok sert açıklamalar var. Türkiye faiz sar- mahndan nasıl kurtulabüir? 47 katrilyon liralık bir bütçemiz var. Yüzde 45*i faiz ödemesine gidiyor. Bütçe zaten neden oluşuyor? Personel, diğer cari, faiz harcamalan var. lz be- deli olsun diye konulmuş yüzde 5 yatı- nm ödeneği var. Türkiye Cumhuriyeti topladığı her 100 liralık verginin 90 li- rasmı faize veriyor. Şimdi yakamızı bir araya getirmeyen, belimizi büken faiz değil mi? Ben faızı bır sebep olarak ka- bul etmiyorum. Faiz bir sonuç. Bu ko- nuda siyasiler ne fedakârlık yapacak? Geçmiş yıllarda yapmış olduğu savur- ganlıklan ne kadar azaltabilecek? Bir bütçede gelir elde etmek kadar giderle- n çok rasyonel ve doğru kullanmak da lerini söylemeleri lazım. 60-70 dolar dünya fiyaü olan buğdaya siyasiler 200 dolar para ödedi. 200 dolan devlet el- de etmek için 200 dolar da faiz ödüyor. Buna kimin hakkı var? Biz genelde to- pu taca atıyoruz. Devlet deyince, sanki başka bir kuruluşmuş gibi... Doğma- mış insanlann cebinden çıkan bir kay- nak bu. Türkiye'de vur deyince öldüren bir sistem var; kalkmış, sanayileşme de- mişiz, ama tanmı ihmal etmişiz. Tanm, cumhuriyet tarihinde bu yıl ender kü- çülmelerinden birini yaşamış. Biz okur- ken tahıl amban diye ögrenmiştik. Dı- şandan buğday ithal eder hale gelmişiz. Bunu yapmak yerine tanmsal destekle- ri yine verelim, ama dünya fıyatlan düsturunu koyalım. Çağdışı üretimi kaldıralım, yeni üretim teknilderini ve- relim. Tanm ve sanayinin organizasyo- - Son yapılan 500 büyük sanayi ku- ruluşu anketL üreticilerin gelirlerinin yüzde 80'inin faaüyet dışı, yani faiz gi- bi üretim dışı gelirler olduğunu göster- di. Bu durumu nasıl karşıhvorsunuz? Türkiye'nin en önemli sorunu sana- yileşmek. Ama uluslararası rekabete açüc, uluslararası yeniliğe açık olacak. İstihdam, üretim, ihracat güçleri için gerekh" olan tek çıkar yol bu gözüküyor. Aslında Türkiye'de daha sanayi emek- leme çağında. 500 büyük sanayi kuru- luşunu topluyoruz, ABD'nin bir büyük şirketinin özvarlığının 3'te l'ine bile yaklaşamıyor. Türk sanayisi belli bir noktaya gelmemış. De\'let, bir kişiye istihdam yaratmak için 30 milyar dolar harcamak mecburiyetinde. Bunu özel sektöre yapûnp daha ucuza getinnek, de\'letin izleyeceği politikalar arasında. 500 büyük sanayi kuruluşunun üretim harici kazançlanmn hepsine. bu ülke- nin vatandaşı olan, bu ülkeyi seven ve bu ülkeden başka gidecek bir ülkesi ol- mayan bir insan olarak, bu faizin 65 milyon insana zarar verdiğini, bunun faturasını 65 milyon insanın ödediğini, bununlada zatenyolun sonunun görül- düğünü, artık duvara çarpmak üzere oi- duğumuzu hepimiz bilmeliyiz. Artık budeğirmenin suyu bitti. Türkiye bu fa- izlerle bir yere gidecek noktada değil. Bir sırat köprüsünün üzerindeyiz. Tür- kiye ya köprüden düsecek, ya karşıya geçecek. Biz geçmek mecburiyetinde- yiz. Faizle bir yere gitmemiz mümkün değil. Bir sanayici olarak üretimden ka- çıp paranın faize gitmesinı asla tasvip etmem. Bu bir kere bizim ideallerimi- zin tamamen tersidir. Nasreddin Hoca gibi, kendi bindiğimiz dalı kendimızin kesmesine benzer. 500 büyük sanayi kuruluşunun faiz giderlen faiz gelirle- rinden daha fazla. Total bazda faiz ge- lirleri 2.5 milyar dolar seviyesmdeydi zannediyorum. Bunun karşılığında ödedikleri faize baktığınızda, 3.2 mil- yar dolar seviyesınde faiz ödemesi çı- kıyor. Aradaki mutlu azınlık, zaten üre- tim amacı olmayan, özellikle şu banka- cı, devletin kendisine yüzde 100 garan- ti verdiği ucube sistem. Holding banka- lanna dikkat edin. Ona bulaşmış insan- larda bunu görürsünüz. Cumhuriyet ga- zetesi tavn belli olan bir gazete, diğer tarafta fınans kesimine bulaşmış, fınan- sın bizzat içine girmiş bir kesim duru- yor. Serbest pazar diyebiliriz, evet ama maalesef basınla fınans, sanayiyle fı- nans iç içe girrniş. Bankası olan hol- dingler bugün o mutlu azınlığı ortaya çıkanyor. Devletin kendilerine verdiği yüzde 100 garantiyi bu sefer devletin aleyhıne kullanmaya başlamışlar. Bu şeyi yapanlan kesinlikle sanayici kabul etmiyorum. tkincisi, bir suçu işleyen, bir de azmettiren vardır. O sisteme az- mettiren, üretimden parayı kaçıranla- nn da bunda sorumluluklan vardır. Fa- izbugün ekonomininuyuşturucusu ha- line, eroini haline gelmiş. tnsanlan, ekonomiyi uyuşturmuş. özellikle 65 miryonun geleceğini tehdit eden bu fa- iz lobisi, depremin ikinci günü kalktı, 8 puan faizleri arttırdı ve bir gün için- de 48 trilyon lira kazık attılar millete. 48 trilyon bugüne kadar vatandaşın Demokratikleşmede artık topu taca atamayız. Ekonomimizden devletin temel fonksiyonlanna kadar her şeyi yeniden tarif etmek gerekiyor. 12-13 yaşında bir çocuk baklava çalmış, 8-9 yıl hapis cezası Z%>, vereceğiz; devleti bu milletin gözü önünde soyanlar cezalandınlmayacak. Böyle bir sistem olmaz. deprem vasıtasıyla yapmış olduğu sos- yal yardırrun toplamı. 48 trilyon lirayı 3-5 bankaya -bunlara artık sıfat yakış- örmaya zorlanıyorum- aktarmak için vatandaşa tasarnıf yapın diyorsanız. bunda haklı olamazsınız. - 2000 yıh sizce nasd olacak? Nefcr bekliyorsunuz? Perşembenin gelişi çarşambadan bel- li olur derler. Türkiye artık enflasyon, faiz meselelerini bırakarak yeni yüzyı- la girmeli. Bütçe hedefleri açısından baktığımda, mevcut siyasi yapıyı, bazı konulardaki o üretememezliği gördü- ğüm zaman bazı tıkanmalarla ben bu hedefe ulaşılmasının çok güç olduğu- nu görüyorum. Siyasi partiler yasası- nın, seçim sisteminin gözden geçiril- mesi gerek, anayasada bugün insanla- nn hak ve görevlerini, devletin görev- lerini yeniden belirleyecek düzenleme- ler yapılmalı. İnsan haklan konusunda Bat standartlanna gelmemiz gereki- yor. Demokratikleşmede arnk topu ta- ca atamayız. Ekonomimizden devletin temel fonksiyonlanna kadar her şeyi yeniden tarif etmek gerekiyor. 12-13 yaşında bir çocuk baklava çalmış, 8-9 yû hapis cezası vereceğiz; devleti bu milletin gözü önünde soyanlar cezalan- dınlmayacak. Böyle bir sistem olmaz. Hukuk konusunda ben devletime güvenmeliyim. Bilmeliyim ki, devlet benim, devlet herkesin hakkını korur. Her ile bir üniversite, her ile bir havaalamna karşıyım. Merkezi plan- lama yaparsınız. Türkiye'nin kendisine yetecek kaynaklan var. BAŞSAĞLIĞI Aynı sıraları paylaştığımız afkadaşımız, Gufran Kurtböke ye ve kızı Pürien'e değerii • - • varlıklan OKTAY KURTBÖKEnİn vefatından dolayı başsağlığı ve sabır dileriz. FATİH KIZ LİSELİLER DERNEĞİ Assos Vakfı Kurucusu Yönetim Kurulu Üyesi Değerlı dostumuz HÜSEYİN KATIRCIOĞLU'nu kaybettik. Ailesinin, tüm arkadaşlannın ve Bahramkale Köyü halkının başı sağolsun. Assos ve Çevresi Kültür ve Sanat Vakfı ÇORUM ASLİYE İKİNCİ HUKUK MAHKEMESİ'NDEN 1998/341 Davacı (alacaklı) Erdal Tüfekçı vekılı Av. V Celal Kılıç tara- ftndan, borçhı Gürel Güneş aleyhıne mahkememize açılan ıflas davasınuı açık yargılamasında alınan ara karan gereğınce; tşbu ilanın yayınlanışından itibaren 15 gün ıçerisınde ilgıliler ve herhangı bır hak iddıa edenlenn davaya müdahale ve ıtiraz ederek borçlunun ıflas talebını. hakkındaİcı takıplen ertelemek ve borçlannı ödemeyı geciktinnek içm yaptığını ılen sûrerek ta- lebin reddını isteyebileceklen llK'nın 166 maddesı gereğince ilan olunur. Basın: 52472 Yazınımızın Değerii Ustası Üyemiz SELÇUK BARAN'I yrtirdik. Ailesine, arkadaşlarına, üyelerimize ve tüm yazın emekçilerine başsağlığı dileriz. TÜRKİYE YAZARLAR SENDİKASI Değerii Yazar Selçuk Baran' yitirdik. Sevenlerine başsağlığı dileriz. YAPI^KREDi KÜLTÜR SANAT YAYINCILIK
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear