25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
t SAYFA CUMHURİYET 28 KASIM 1999 PAZAR 12 PAZAR KONUGU Birleşmiş MilletlerKalkınma Programı Türkiye temsilcisiAlfredoWitschi-Cestari ile depremi konuştuk lç goç büyük sorun' Sizce Türkiye'nin şu andaki en önemli meselelerinden birisi nedir? - Iç göçü azaltmak. Bunu yapmak zorundasımz. tç göç dayanılmaz boyutlarda. Ankara'nra haline bakın. Gittikçe şişen bir şehir görünümünde. Öte yandan Türkiye'nin kırsal kesimleri, öraeğin Doğu Anadolu genç, parlak, eğitimli nüfustan yoksun kaldı. Burada amaç, bu genç, yetenekli parlak nüfusu olduklan yerde tutmak değii. Batı'ya eğitim için giden bu insanlann memleketlerine geri dönmelerini özendinnek. Peki, Türkiye gibi bir üikede nüfusun dengeli dağıhmı sizce nasıl sağlanabilir? - Bu, birkaç yıl içinde başanlamaz. Bu hedefe ulaşılması için belki de bir kuşak geçmesi gerekecektir. Üikede dengeli bir biçimde yerleşim yerleri kurulmahdır. Ama tstanbul. Ankara, Izmir gibi şehirler Türkiye'nin ekonornik ve sanayi lokomotifi olmaya devam ettikleri sürece zamanla iki ayn Türkiye yaratırsınız. G.Doğu'ya yatırım yapılmalı' O-Al ^Türkiye'de bu zaten böyle... . , HCEŞTAKİ- Evet, ama bunun değişmesi Iazım. Dünyada küreselleşme aldı başını, gidiyor. Her şeyi ileri taşıyor. Bu küreselleşmede geride kalamazsınız. Bakın KOBl'lerin ülke çapına yayılması gerekir. KOBt'lerin daha fazla desteklenmesi için beş merkez daha açtık UNDP olarak... Bunlar .sas olarak Giineydoğu Anadolu'da. Bu merkezlerde KOBİ'lere küreselleşmedeki yenilikler, çağdaş yönetim konusunda temel bılgilendirme yapıyoruz. Bu KOBl'lerin rekabet gûçlerini arttırmayı hedefliyoruz. Bunlann, daha gelişmiş, ekonomik açıdan daha güçlenmiş bir dünyada rekabet edebilmelerinı sağlamaya çalışıyoruz. Belki bir kuşak geçtikten sonra sözûnü ettigim bölgede yeni merkezler oluşabilecektir, Bakın, gün gelecek Irak'a uygulanan yaptınmlar, ambargo kalkacak. Yaşam normale dönecek, Gûneydoğu Anadolu da patlama yapacak. Neden şimdiden o bölgeye yatınm yapılmasın? Tabii ki burada kaybetme olasılığı da var. Ama bizim yaklaşımımız risk almaya dayanıyor. Bence risk almaya değer. Burada başanlı olursak Türkiye halkı kuşaklar boyunca bundan yararlanacaktır. Ben kısa vade değil, orta ve uzun vadeyi hesapta tutarak konuşuyorum. Ama ben UNDP olarak tek başuna bu işi yapamam. Bizim kaynagımız, gücümüz, kapasitemiz yok. Bunu ancak Türk halkı başarabilir, öncü rolü oynayabilir. LEYLA TAVŞANOĞLU BMKalkınma Programı (UNDP) uzun yıllardır BM'ye üye ülkelerde ve doğaldır ki Türkiye de çeşitli etkinlikler gösteren bir kurum. 17 Ağustos depreminden sonra UNDP çok ciddi biçimde kolları sıvadı ve Türkiye 'nin afetlere karşı hazırlıklı olması, bu afetlerle baş edebilmesi için çeşitli programlar ve projeler yürütmeye başladı. Koordinasyondan yardıma kadar çeşitli işleryapan UNDP Türkiye 'nin yeterli bilgi birikimi ve deneyime sahip bir ülke olduğuna, ancak kaynakları arasında yeterli bağlantı kurmadığı için pek çok PORTRE / ALFREDO WİTSCHİ-CESTARİ Mart 1999 'dan beri BM Kalkınma Programı 'nin (UNDP) Türkiye temsilcisi olarak görevyaptyor. Daha önce 1996 'dan 1998 'e kadar Afganistan 'da UNDP'nin koordinatörlüğünü yaptu 1995-96 arası BMMülteciler Yüksek Komiserliği'nin Orta Amerika bö'lge temsilcisi oldu. 1991-95 arası BM Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin (UNHCR) misyon başkanlığıyaptu 1978'den beriBM'de çalışıyor. Venezuela vatandaşu UNDP'nin Türkiye için hazıriadığı ve uygulamaya koyacağıyeni projeler neler? özeüikle son depremfelaketieri üzerine UNDP nasıi bir çalışma yapıyor? - Biz, UNDP olarak iki temel hareket çizgisi üzerinde çalışıyoruz. Birincisi, yoksullukla mücadele prograrrudır. Bunun odak noktası Gü- neydoğu Anadolu'ydu. Şiradı bu program Kuzeydoğu Anadolu'ya ya- yılmış durumda. Bu çerçevede Batı Anadolu'da da etkinkşmiş durum- dayız. Bu konuda çeşitli programlar üzerinde çalışıyoruz. Türk top- lumundaki çok çeşitli aktörlerle bir çalışma ağı kurduğumuzu söyle- yebilirim. Tabii ki merkezi hükümet. bakanlıklar, belediyeler. çeşitli kurumlarla valiler ve giderek de sivıl toplum kuruluşlanyla daha faz- la işbirliği halinde çalışıyoruz. Bunun için de çeşitli projeler yürütü- yoruz. Bunlardan binsi Local Agenda 21 (21. Yüzyıl \ferel Günde- mi). Local Agenda 21 'in önemini biraz anlatır mısınız? - Bu, 1992'de yapılan Rio Zirvesi, ya da Dünya Zirvesi olarak ad- landırdığunız genış çaplı toplantının bir devamı niteliğinde. Local Agenda 21, ınsanlann, bıreylerin kendi yaşadıklan toplum, çevreleri konusunda bilınçlenmelerini hedefliyor. Bu amaçla da Türkiye'de ye- rel yönetıcilerin yanı sıra merkezi hükümetin yöneticilerinın de katı- lımJannı sağladık. Bu platformda çok geniş bir gündemimiz var. BM'nin görevlileri bütün dünyayı dolaşıyor ve bu yerel gündemi çeşitli ülkelerde yerleş- tirmeye, bireyleri bilinçlendirmeye çalışıyorlar. Rio zirvesinden son- ra Local Agenda 21 çahşmalan bütün dünyada çok başanlı bir biçim- de sürdü. Bu çalışmalann esas amacı da toplumlann gündemindeki en öncelikli konularm belirlenip bunlarla ilgili derhal harekete geçil- mesi. Kaç belediyeyle işbirliği halinde çahştyorsunuz? - Yirmı beş belediyeyle işbirliği halinde.çahşmalarımızı yürütüyo- ruz. Yakın bugEİeoekteıbu.yerel yö- netim sayıSımn tkıye k&tlanacağını sanıyorum. Öbür projelerimiz ara- sında yoksul kesimlerdeki kadınla- ra beceri kazandırraak var. Bu çalış- mayı şöyle tarif edebiliriz: Yoksul kesim kadınlanna beceri kazandırmanın yanı sıra onlan hak- lannı savunmalan konusunda da bı- linçlendiriyoruz. Aynca aHe içi şid- detle nasıl baş etmeleri gerektiğini öğretiyoruz. En önemlisi de yasal haklan ko- nusunda onlan bilinçlendiriyoruz. Geleceğin refah toplumlannda bu bilinçlenmişkadınlannbüyük katkı- sı olacaktır. Kadınlar geleceğin top- lumunun lokomotifleri olacaklardır. Şimdiye kadar kadınlarla ilgili ça- lıştığımız projelerin yüzde 75'inde başanlı olduk. UNDP'nin bir de KOBİ'Ierle ilgili çahşmalan vardu. - Evet. KOBl'leri geliştirmek için onlarla çok yakından çalışıyo- ruz. Bu arada GAP bölgesindeki KOBl'lerin geliştirilmesi amacıyla GAP yönetimiyle de işbirliği halindeyiz. Depremle ilgili çahşmalannıza gelirsek... -Evet. 17 Ağustos depreminin hemen ardından uluslararası yardım- lann ve kurtarma çalışmalannın koordinasyonu için tstanbul 'un mer- kezinde ve Istanbul Havaalanı'nda bürolar açtık. Başbakanlığa bağlı kriz yönetimi masasıyla da işbirliği kurduk. Böylece uluslararası yar- dımlann daha yeterli bir biçimde deprem bölgesine kanalize edilme- sini sağladık. Yani bir anlamda yerel yöneticilerle uluslararası kuru- luşlar arasında köprü görevı yaptık. Insanlann, evleri yıkıldıktan son- ra açıkta kalmalanna karşı da önlem almamız gerekiyordu. Bu amaç- la Izmit'te bir çadırkent kurduk. Bu çadırkentte şimdi 400 aile yaşı- yor. Bu çadırkentte güneş enerjisi kullanıyoruz. Kadınlar ve çocuklar için sosyal merkezler oluşturduk. Ama burasını bır çadırkent olarak tutmak da istemiyoruz. Zamanla buralarda ev yapılmasmı sağlamayı hedefliyoruz. Bu ara- da, depremzedelerin normal yaşama dönmeleri için de çalışıyoruz. Ön- celikle hedefımiz işlerini kaybetmiş olan bu insanlara KOBt anlamın- da kendi küçük işyerlenni kurmalannda yardımcı olmak. Depremze- delerin bugünküpsikolojileriyle sürekli başkalanna bağımh olarak ya- şamaktan kurtulmalannda yardımcı olmaya çalışıyoruz. Aile birey- lerini, yakınlanm, dostlannı, işyerlenni kaybetme travması, yeni bir deprem korkusu içinde yaşamalan değil bu. Bu insanlar artık kendi yaşamlarından sorumlu olmadıklan ve buna karşı hiçbir şey yapama- malarının çaresizliği içindeler. Her şeylerinı kaybetmişler; atalet için- deler ve başkalanna bağımlılar, muhtaçlar. Bu, bir insanın içine dü- şebileceği en kötü durum. tkinci yaptığımız şey de depremin hemen ardından Dünya Bankasf nın deprem kayıplannı incelemek üzere ha- rekete geçtiğini öğrenince derhal Dünya Bankası'yla bağlantı kurmak oldu. Dünya Bankası ekiplerine afet yönetimi çalışmalannda yardımcı ol- duk. lnşaat standartlan, yasal yönetmelikler, sigorta konularmın hal- ledilmesinde koordinasyon içinde çalıştık. Ama bence en önemlisi UNDP. deprem sonrası Türkiye'de toplumun harekete geçirilmesi. toplumsal yardım bilincinin yükseltilmesi, afete hazırlıklı olma çalış- malannda başanlı olmuştur. Depremde bunu yaptıktan sonra şimdi bu çahşmalan çok daha geliştirmeyi hedefliyoruz. Şunu hıç unutma- mak Iazım: Toplumsal bilincin her zaman uyanık tutulması çok önem- li. Toplumsal eğitim de burada öncelikli bir unsur. Dünya Bankası 'yla depremde zarargören KOBl'lerin yeniden fa- aliyete geçirilmeleri konusunda bir çalışma yaptıntz mı? -Evet. Depremle ilgili yürüttüğümüz projelerin en önemlilerinden birisi de bu. Ama esas olarak deprem nedeniyle büyük acılar çeken bu insanlara yaşamlannı kolaylaştırmak için projelerimizi yürütüyo- ruz. Burada da AB'nin desteğini aldık. Bu projelerde Dünya Banka- sı'nın katkısı büyük. Ama AB'yle de koordinasyon içinde çalışmala- nmızı yürütüyoruz. AB üyesi ve AB üyesi olmayan ülkelerden ciddi destekler alıyoruz. Bunlar hangi ülkeler? • * • ; > > ••• - - Ömeğin Japonya. Sonra Fransa, Almanya, Hollanda bu çalışma- lann içinde var. Bütün bu ülkeler, çahşmalannı birbirlerini tamamla- yıcı biçimde yapmaya özen gösteriyorlar. Bu ülkeler çalışmalannı en etkin, en düşük maliyetle yapmaya çalışıyorlar Biz de UNDP olarak onlann arasmdaki bağlantıyı sağhyoruz. Bu amaçla şimdi Yalova, Adapazan ve tzmit'te bürolar açıyoruz. Demin de söylediğim gibi, da- ha önce de tstanbul'da büro açmıştık. Çocuklara yardım için BM Ço- cuklara Yardım Fonu'ndan (UN1CEF) destek alıyoruz. Bir de kaybo- lan aileler sorunu var. Burada etkin biçimde görev yapmayı hedefli- yoruz. Bu aileler büyük acılar içindeler. Korkunç bir felaketle karşı karşıya kaldılar. Aile fertleri bir türlü bulunamıyor. Bunun psikolojik yönü de çok ağırhklı. Depremin önümüze çıkardığı bir başka sorun, çevrenin gördüğü za- rar. Öncelikle enkazın ne yapılacağı çok önemli. Enkaz maddeleri ye- niden kullanılabilir. Ama bu arada çevrenin korunması öncelikli me- sele. Bir de çadırkentlerde cevre dostu enerjinin nasıl kullanılması ge- rektıği konusu var. Bütün bunlar üzerinde çalışmalanmız hızla sürü- yor. Bugünlerde tstanbul'da, UNDP'nin de katkılanyla Kurumsal, Toplumsal Sorumluluk konulu bir sempozyumyapıhyor. Kurumsal, toplumsalsorumluluk kavramının BMkaynaklt olduğunu biliyoruz. Bu kavram nasıl ortaya çıktt? - Bu kavram dünyada onlarca yıldır vardı. Yani öncelikle BM'nin, ya da UNDP'nin ortaya attığı bir kavram değildi. Ama zamanla BM sisteminin öncelikli gündem maddelerinden binsı haline geldi. BM, meselenin üstesinden gelemediğine inanıyor. Hafta içinde Istanbul'da, yine BM'nin geliştirdiği kavramlardan olan "kurumsal, toplumsal sorumluluk" konulu bir sempozyum düzenlenmişti. Katılımcılardan birisi de UNDP'nin Türkiye TemsilcisiAlfredo Witschi- Cestari 'ydi. Cestari 'yle UNDP 'nin Türkiye 'de depremzedelere yardım koordinasyon çalışmalannı, kurumsal ve toplumsal sorumluluk kavramının önemini ve 21. yüzyılın kavramlarından birisi haline gelen insancılyönetimi konuştuk. gittikçe daha fazla özel sektörle koordinasyon içinde çalışması gerek- tiğinin bilincine vardı. Bu, hükümetlerin bütün sorunlan tek başlan- na çözemeyecekleri bilincinin yerleşmesine bağlı bir kavram. Bakın, BM 196O'lı ve 1970'li yıllarda muazzam bir bütçesi olan, fonlan kanalize eden, herkesi fınanse etmeye çalışan bir örgüttü. Bu paralar ülkelerin fînansmanında. parasal desteklenmesinde kullanılı- yordu. Ama artık yeterli para kalmadı. Böylece ülkelerin kendi ken- dilerini kalkındırmalan yoluna gitmemiz gerektiğini gördük. Bir baş- ka şey daha gördük. O da şuydu: Bu kalkınma programı çerçevesin- de özel sektörle birlikte çalışabilirdik. Özel sektörle bu çalışmalan- mız kurumsal ve toplumsal sorumluluk bilincinin de gelişmesinde kat- kı yapacaktı. Ana fikir de şu: BM artık parakanalize etmeyecekti. Ak- sine... Fonlar, özel sektör tarafmdan toplumsal amaçlı etkinlikler ve çalışmalarda kullanılmak üzere, çahşmanm yapıldığı üikede kamu sektörüyle paralel olarak kullanılacaktı. Örnek olarak, Türkiye'deki özel sektörü alalım. Son derece canlı ve dinamik bir özel sektörünüz var. Bu özel sektör ülkenizin ihtiyaç içindeki bölgelerine çeşitli yatUTmlar yapabilir ve uzun vadede de ka- zançlı çıkabilir. Açıkça görülüyor ki hedef sadece sosyal etkinliklere para vermek değil. aynı zamanda ekonomik yatınmlar yapmaktır. Belki özel sektör yoksul bölgelerde yatınm yapmayı riskli bulacak- nr. Ama burada BM'yle ortak hareket edebilir. thtiyacımız olan şey de zaten ortaklık. Ortakhklar kurmak zorundayız. Özel sektör, sivil toplum, yerel yönetimler ve merkezi hükümetler, ülkenin en önemli meselelerinin üstesinden gehnek amacıyla el ele vermelidirler. Burada insancılyönetim (human governance) kavramının katkı- sı ne olabilir? - Sivil toplum bütün kurumlany- la, sivil toplum kuruluşlan, özel sek- törüyle işin içine girer, yerel ve mer- kezi yönetimler de süreci hareket- lendirirse bu iş daha kolaylıkla ba- şanlabüir. Böylece süreç kolaylaştı- ğı gibi; daha şeffaflaşır, daha katı- lımcılığa açık olur, maliyet de böy- lece düşer. Bu, tabii bürokrasinin dar boğaz- lannı aşmak, yeni yasal düzenleme- ler, daha fazla şefafflık, açıklık, da- ha fazla katılımcılık anlamına gele- cektir. Merkezi hükümette pek çok kişinin, bürokratik engellerin aşıl- ması, arnk yönetimin daha modern- leştirilmesi gerektiğini bildiklerin- den eminim. Bunu başarmak için de çabalıyorlar. Biz de işte, UNDP ola- rak bu çabalara katkıda bulunmak, eğitim programlan düzenlemek isn- yoruz. Burada dikkatinizi çekmek istediğün bir nokta var. Avrupa'da pek çok ülke bu prog- rama parasal destek vermeye ve bu- nun sürekli olmasını sağlamaya hazır. Biz UNDP olarak küçük bir ak- törüz. Değişiklik sağlamayayız. Ama biz katalizörrolü oynuyoruz. Biz, işleri yürütecek farklı aktörleri bir araya getirmeye çalışıyoruz. Dün- yada, Türkiye'yle kıyaslanabilecek ülkelerde iyi yönetimler konu- sunda büyük aşamalar kaydedildi. Türk hükümetinin yetkililerini bu ülkelerin hükümetlerinin yetkilileriyle bir araya getirebilir, deneyim- lerden edinilen bilgilerin paylaşıhnasını sağlayabiliriz. Bu bilgiler ve deneyimler zaten \-ar. O nedenle Türkiye bunlan yeniden öğrenmek zorunda kalmayacak- tır. Bu alanlardan bir tanesi de afet yönetimi. O nedenle buna bu ka- dar önem veriyomz. Bankalardakı kredilerin çoğu afet yönetimi ve yardımlar için yatınldı. Türkiye en mükemmel afet yönetimi meka- nizmasına sahip olabilir. Ama sorun doğru kararlar almak ve doğru seçimler yapmaktır. Türkiye'de bir şey çok açık görülüyor. Gerekli bil- gi birikimi ve deneyim bu üikede var. Dış ülkelerden hiçbir şeye ge- reksiniminiz yok. Bütün mesele bu mekanizmalan doğru biçimde ça- lıştırmak. Bütün kaynaklar bir araya getirilmeli ve birbirlerinden yararlandı- nlmalıdır; kaynaklann her birini birbirlerinden yalıtarak hiçbir yere varamazsuuz. Türkiye'de bu son dediğimi özel sektörde de, akademi dünyasında da görüyorum. Bunlar birbirleriyle çok daha interaktif ol- malılar. Ama şu anda bu yok.Şimdi yeniden afet yönetimine dönmek istiyorum. California, Japonya ve Meksika, Türkiye benzeri risk böl- geleri olduklan için bu konuda epeyce deneyim sahibiler. Onlann deneyimlerinden neden yararlanılmasın? Cumhuriyet ası Cumhuriyet ,";; Kitap Kulübü Sergi Salonlarında ve Temsilciliklerinde 4.000.000 TL T Cumhuriyet kitap kulübû Ça§ Pazarlama A.Ş. Türkocağı Caddesı No:39/41 (34334) Cağaloğlu/lstanbul Tel: (0212)514 01 96Faks:(0212)514 01 95 Eğitime uzanan yardım elleri için tebrikler.. Anne Çocufc Eğitim VaUı'na karikatür tanatçılarından tam destek. Nadide çahşmalan bir araya toplayan özel bir koleteiyon sizin için 12 tebrik kartından oluşan çok özel bir sete dönüştörüldB. Bu tebrik kartlarının satışından ette edilecek gelir, AÇEV'in efiitlm programlan ve deprem sonrası rehabilitasyon çalışmaları fçin kulfanılacak. Vereceğiniz gönilden destek içln şimdiden teşekkürier. Detaylı bılgı ve kart sıpanşlennız için lûtten 0212 234 02 00/225 00 63-«4 no lu telefondan Bu Filiz Öztürtfü arayınE UZUNKÖPRÜ tCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN İLANEN TEBLİGAT 1999420 Alacaklı: Akbank Uzunköprü Şubesi Vekih: Av. Edip Can Yayalar Borçlu: Reşat Balaban Yenıköy Uzunköprü Takip müstenidi: llamsız ödeme emri Borç miktan: 10.786.395. 000 TL. Müdürlügümüzce yukanda taraflan yazıh yapılan icra takibınde borçluya ödeme emri teblğ edilememiş ve adres tahkikatından da bir netıce alınamamış olması sebebiyle, ödeme emrinin ilan yolu ile tebliğine karar verilmiştir. Yukanda yazıh borç ve takip masraflannı işbu ödeme emrinin ilan tarihinden itibaren 22 gün içinde ödemeniz, (teminat vermeniz) borcun tamamına veya bır kısmına veya alacaklının takibin icrası hakkına dair bir itirazınız varsa, senet altındakı imza size ait değilse yine bu 22 gün içinde aynca ve açıkça bildirmeniz, aksi halde icra takibinde bu senedin sizden sadır olmuş sayılacağı imzayı reddettiğiniz takdirde mercii önünde yapılacak duruşmada hazır bulunmanız. buna uymazsanız vaki itirazınızın muvakkaten kaldınlacagı senet veya borca itirazınızı yazıh veya sözlü olarak icra daıresine 22 gün içinde bildirmediğiniz takdirde aynı müddet içinde 74.madde gereğince mal'beyamn- da bulunmanız aksi halde hapısle tazyık olunacağınız. hiç mal beyanında bulunmaz veya hakikate aykuı beyanda bulu- nursanız hapisle cezalandınlacağınız borç ödenmez veya itiraz edilmezse cebri icraya devam edileceği takibe itiraz et- tiğiniz takdirde itirazla birlikte tebliğ giderini ödemeniz aksi halde itiraz etmemiş sayılacağınız ılanen tebliğ ve ihtar olunur. 9.11.1999 Basın: 58273 BAKIRKÖY 2. SULH HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN DosyaNo: 1999/911 Mahkememızde görülmekte olan vasi tayini davası sebebiyle; Mahkememizce verilen 1999/911-818 esas ve karar sayılı ve 3.11.1999 tarihli karar ile Çankın iü, Orta ilçesi, Kal- fat köyü Cilt No:0013. K.Sıra No:0040'da nüfusa kayıtlı buhman Hüseyin ile Habibe'den olma 1330 d.lu Fevziye Ka- rakaya'mn vesayet altına alınarak kendisine Denizli ili, Denizli merkez Değirmenönü, Cilt No: 0005, K.Sıra No: 0244'de nüfusa kayıtlı bulunan Fahrettin ile Fatma'dan olma 20.4.1958 d.lu gelini Hahme Çahşer vasi olarak tayin edil- miştir. Itirazı olanlann yukanda yazıh dosyaya müracaat etmeleri, aksi takdirde kesinleşeceği hususu ilan olunur. 5.11.1999 Basın: 58629
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear