Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 26 KASIM 1999 CUMA
HABERLER
DÜNY4DA BUGÜN Yargıtay karannda, duruşmaların İmralı Adası'nda yapılmasmda aykın bir durumun bulunmadığı vurgulandı
ALİ SİRMEN
Kafkaslar ve Türkiye
Yıl 1919. Parlak umutlarla başlayan 20. yüz-
yılın 15. yılına varmadan insanlık tarihinin en
büyük savaşına tutuşmuş, 48 ay süren savaş
sonunda, üç imparatoriuk ve hanedan çökmüş,
Avusturya-Macaristan'da Habsburglar, Çarlık
Rusyası'nda Romanofflar resmen, istanbul'da
Osmanoğulları fıilen tarihe kanşmışlardı.
Birinci Dünya Savaşı, yerküremizin petrol re-
zervlerinin bulunduğu Ortadoğu'da yeni olu-
şumfara yol açarken, yine önemli rezervlere sa-
hip olan Kafkaslar'ın da devrim sonrasında Bol-
şevik iktidann eline geçmesi sonucunu doğu-
ruyordu.
Ingiltere, savaştan önce Osmanlı denetimin-
de olan Ortadoğu'daki petrol ülkelerinin güdü-
münü ele geçirecekti.
Amaya Kafkaslar?...
Ingiliz diplomasisi, Bolşeviklerin eline bıraka-
mayacağı Kafkaslar'a sıçrama tahtası olarak
Anadolu'yu görüyor, bölgeyi buradan çevirip
ele geçirmeyi kuruyordu.
Anadolu'da yerel kongreler biçiminde başla-
mış, kısa sürede ulusal niteliğe bürünecek olan
kurtuluş hareketinin lideri Mustafa Kemal, ki
başlangıçta Ingiliz hesaplannda hiç yer almıyor-
du, iki seçenek karşısındaydı:
Ya, Anadolu'yu parçalayan Batı'nın yanında
yer alarak onlann Bolşevikler karşısındaki kal-
kanı olarak bir şeyler koparmaya çalışacak, ya
da ortak düşman olan Ingiliz emperyalizmine
karşı Bolşeviklerle ittifaka girerek ulusal kurtu-
luş savaşını yürütecekti.
Mustafa Kemal ikinci seçeneği yeğledi. ingi-
lizlerin Kafkaslar emelleri suya düşmüştü.
• • •
Lenin, Mustafa Kemal'in politikasını iyi de-
ğerlendirdi. Ankara ve Moskova, emperyalizme
karşı işbirliğine girdiler.
Lenin bu seçimi dolayısıyla, Bakû Kongre-
si'nde Sultan Galiyev tarafından eleştirilecek-
ti.
Galiyev, o gün Bolşeviklerin yardımıyla Batı'ya
karşı savaşan ülkenin ileride, kendilerine karşı
bir ittifakın içinde yer alabileceğini ileri sürüyor-
du.
Sultan Galiyev'in öngörüsünün gerçekleşme-
si için araya bir dünya savaşının daha girmesi,
aynı zamanda Stalin'in taleplerinin gün yüzü-
ne çıkması gerekecekti.
Hoş, Türkiye'deki tavır degişikliği, belki biraz
da Moskova'nın yarattığı endişe yüzünden
otuzlu yılların sonunda hissedilmeye başlan-
mıştı.
öngörü doğru çıkmış, Türkiye, NATO'nun
üyesi olarak Kafkaslar karşısındaki setin kana-
dı olmuştu.
•••
Yıl 1999. Berlin Duvan'nın lOyılönceçökme-
siyle başlayan süreçte, yeryüzündeki iki blok-
tan biri, ardından da Sovyet imparatoriuğu or-
tadan kalkmıştı. Sovyetler'in yerini alan yeni re-
jim, Bağımsız Devletler Topluluğu formülüyle
Kafkaslar'ı ve Orta Asya'daki Türk cumhuriyet-
lerini yine denetim altında tutmak istiyor, ama
bu konuda büyük güçlükleıie karşılaşıyordu.
2000'e 1 kala, Moskova Kafkaslar'da zorlanı-
yor, Çeçenya savaşını bahane ederek bölgede-
ki varlığını güçlendirmeyeçalışıyordu. Belki de,
olayı Çeçenya'nın da ötesinde, büyük petrol
rezervierini banndıran bölgede, Kafkas savaşı
olarak görmekte yarar vardı.
Orta Asya cumhuriyetleri ise, kendi doğal ola-
naklannı değeriendirerek, Moskova'ya karşı da-
ha bağımsız bir çizgi izleyebilmek için, Anado-
lu'yu Batı'ya açılan bir kapı olarak görüyorlar-
dı.
ABD'nin Bakû-Ceyhan boru hattına candan
destek vermesi, bunu yaşama geçirebilmek için
ağıriığını koyması ve Clirrton'un önce VVashing-
ton'da, sonra da Ankara'da Türkiye'nin Avras-
ya misyonunun altını çizen konuşması işte böy-
le bir ortamda yapılabiliyordu.
Böyle bir dönemde, Anadolu'nun Kafkaslar
karşısındaki konumunun 80 yıllık gelişimini
anımsamakta yarar var.
53 kişi bekliyor
Meclis 15 yıldır
ölüm cezalarııu
onaımyor
ANKARA
(Cumtauriyet Bürosu) -
Yargıtay'm "idam
cezasını" onadığı
Abdullah Ocalan'ın
fezlekesi TBMM'ye
iletümesi durumunda
38. dosya olacak.
TBMM'de halen 53
hûkümlü hakkında
verilen 37 idam dosyası
bekliyor. TBMM'de
idam dosyalan
bekleyen mahkûmlar
şunlar: Seyfettin
Uzundiz. Bekir Gedik.
Nizamettin Özoğlu,
Mehmet Sait Dayan,
Sinan Yîğit. Halil
Yüdınm, Taner
Keleşpğju. Ali Osman
Köse. Rabbena
Hanedar, Hasan
Şabingöz, Ali Nazik,
Mıınıt Kartağ, İsmail
Özdemir, Coşkun
Öztürk, Hasip Mehmet
Atay, Mehmet An,
EkremGökçe, Kadir
Şahin. Mürsel Girgin,
Selami Özcan, Aziz
Varkan, Nadir ŞenoL,
HaMIGûneş, Erol
Özpolat, CelalAtalayr
Birsen Güngören,
Yaşar Akan. Cüneyt
Erengül, Adil İnandı,
Mehmet Pesci. İbrahim
Çınar, Cemal Çakmak,
Kemal Gömi,
Süleyman Güney,
Burhanettin Duman,
Aslan Kay, AU Azakh,
Mustafa Namh, Aü
Sezgin. Çağatay
ÇelikeL Abdurrahim
Akalp, Mehmet
Fidancı, Mehmet
Sıddık Biçer. Ali Teke.
Yusuf Akbaba, Türkan
İpek, Mehmet Darga,
Celal Türk, Salih Gün,
Zübeyir Paksoy, Yusuf
Çabuk. Mehmet
Babük. Zekeriya
Aydın.
Ocalan'a öliiııı cezası onandıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yar-
gıtay 9. Ceza Dairesi, Ankara 2 No'lu
DGM'nin Abdullah Öcalan hakkında
verdiği ölüm cezası karannı usul ve esas
yönünden yasalara uygun bularak oybir-
liğiyle onadı. Daıre Başkanı Demirel Ta-
vil'in 2 dakika içinde son bölümünü oku-
duğu 37 sayfalık gerekçeli kararda, Öca-
lan'ın sa\r
unmalannda kendisi tarafindan
kurulan PKK terör örgütünü sevk ve ida-
re ettiğini kabul ettiği anımsatılarak öıgû-
tün eylemlerinin terör eylemleri olduğu
konusunda kuşku bulunmadığı vurgulan-
dı. Kararda, Öcalan'uı Imrah'dayargılan-
masının Türk hukuk mevzuatına uygun
olduğu kaydedildi. Gerekçeli kararda,
devlet güvenlik mahkemelerinin suçun iş-
lenmesinden sonra kurulmuş olan "özel
mahkeme'' olmadıgı belirtilerek suçun,
DGM'nin görev alanına girdiği, bu ne-
denle yargılamanın DGM'de yapılması-
nın doğal olduğu kaydedildi. Sanık avu-
katlannın gözaltına alınış biçimine itiraz-
lannın, sonuca etkili göriilmediği gerek-
çesiyle reddedildiği belirtildi.
Dosya Ankara DGM'ye gidecek
Yargıtay 9. Ceza Dairesi"nin Başkanı
Demirel Tavil, üyeler Şerif En»L Süley-
man Erkan. Fatma Yüksek Karadeli ve
Ahmet Şükhi Dağu'dan oluşan heyet ta-
rafından verilen karann açıklandığı otu-
ruma Cahit Torun başta olmak üzere mü-
dahil avukatlar. yakınlan ıle Öcalan'ın
avukatlan Niyazi Bulgan, Doğan Erbaş,
Hamza Yıhnaz ve Aydın Oruç katıldı. Şe-
hit yakınlannın bulunduğu orta kapıdan
giriş yapmayan sanık avukatlan, arka ka-
pıdan içeri alındılar.
Temyiz istemini görüşen Yargıtay 9.
Ceza Dairesi'nin verdigi gerekçeli karar
ile davaya ilişkın ^3 klasör. karar açıklan-
dıktan sonra Yargıtay Cumhuriyet Baş-
savcılığı'na iletildi. Başsavcılık dosyayı
yasal süreç gereği karann infazı için An-
kara DGM Başsavcılığı'na gönderecek.
'İmralı'da yargdama yasal'
Kararda, CMUK uyannca, kamu düze-
ni ve sanığın can güvenliğinin sağlanma-
sı açısından duruşmalann imralı Ada-
sı'nda yapılmasının usul ve yasaya uygun
olduğu belirtilerek sanık ile vekillerinin
konuşma ve görüşmelerine bir sınırlama
getinlmediği. esas hakkındaki mütalaaya
karşı diyeceklerinin sorulduğu, son sözün
sanığa verildiği, bunlann tutanağa geçiril-
diğinin belirlendiği kaydedildi.
Kararda, mahkemelerin bağımsızhğı
ile hâkimlik teminatını güvence altına
alan hükfhnlere aykın olarak idarenin
mahkemeyi etkılediği ıddiasını doğrular
nitelikte bilgi ve belgeye rastlanmadığı
vurgulandı.
Kararda. Öcalan'ın. Türkiye'ye toprak-
lannın bir kısmını silahlı mücadele yo-
luyla devlet idaresinden ayırarak bu böl-
gede, "Marksist-Leninist ideolojiye daya-
lı ayn bir Kûrt devleti kurmak amacıyla
oluşturulan silahlı terör örgütü PKK'nin
kurucusu ve en üst düzey sorumlusu" ol-
duğu belirtildi.
Ceza indirimi yok
Kararda, yerel mahkemenin eylemleri-
nin yoğunluğu ve sûrekliliği;, bebek, ço-
cuk, kadm, ihtiyar aynmı gözetihneden
binlerce insanın öldürülmüş olması, bu
eylemlerin ülke için ciddi, yakın ve büyük
tehlike oluşturması, ceza adaletinin sağ-
lanması bakımından hak ve nesafet kural-
lannı da göz önünde tutarak ceza indiri-
mini öngören TCK'nin 59. maddesinin
uygulanmasına yer olmadığına karar ver-
mesinin yerinde bulunduğu kaydedildi.
Kararda. "Sanıguı kurucusu ve iideri
olduğu PKK'nin terörist bir örgüt oldu-
ğu, uygar dünya millederi tarafından be-
nimsenen konferans ve södesmelerk ka-
bul ediküği gibi yargı kararlanyla da be-
Briendiği* belirtildi.
"Hukukideğerlendinne'* bölümünde,
anayasa, Avrupa Güvenlik ve lşbirliği
Konferansı (AGÎK) senedi, Insan Hakla-
n Evrensel Beyannamesi. Paris Şar-
tı'ndan alınülarla da uluslararası belgele-
re gönderme yapıldı.
TCK'nin 125. maddesinin yasa koyu-
cunun gösterdiği gerekçeye göre, "Devtet
topraklarmı ve>a bunlardan bir kısmını
yabana bir devletin hâkimiyetine tabi tut-
makveyadevktin istiklalini azaltmak kas-
tına matuffüDer ve devletin hâkimiveti al-
ünda bulunan bir toprağı anavatandan
ayırmaya matuf fiiUeri" içerdiğınm belir-
tildıği kararda, "TCK'nin 125.maddesin-
deki suçun faili 'kımse' dir. Bu nedenle bu
suçun birTürk \atandasi tarafından işlen-
mesi şart değüdir. Yabancılann da bu su-
çu işlemeleri mümkündür" denıldi. Ka-
rarda, sanık avukatlannın TCK'nin 168.
maddeye ilişkın savunmalan konusunda
şu değerlendirme yapıldı:
•*Sanığın kurduğu PKK örgütünün \~a-
him olan olaylan, sanığın emir ve talimat-
lan ile fiilen gerçekleştirmiş olması karşı-
sında TCK'nin 168. maddesinin sanık
hakkında uygulanmasına imkan bulun-
mamaktadır. Sanığın. bu maddenin uygu-
lanmasuıda bizzat silah kullanması şart
ohnayıp meydana gelen olay lann sonuçla-
nndan sorumlu olması da yasa gereğjdir."
Mahkemenin asken hâkim üyesinin ye-
rine duruşmalan başından beri izleyen hâ-
kimin heyete katılımı ile yargılamanın
sürdürülmüş olmasının ilgili kanunun ge-
çici 3. maddesindeki, "Bu kanunun yav>
m tarihinden önce DGM'de görübnekte
olan davalara kaldığı yerden devam otu-
nur" hükmüne uygun olduğuna işaret
edildi.
Daire Başkanı Demirel Tavil'in olcu-
duğu karann son bölümü ise şöyle denil-
di:
"Toplanan deüller. karar yerinde ince-
lenip sanığın kurucusu veen üst düzey so-
rumlusu bulunduğu silahh çete nitetiğin-
deki örgütün ülke topraklanndan bir kıs-
mını devlet hâkimiyetinden ayınp bu böl-
gedebağımsız, ayn bir devlet kurmak şek-
lindeki amaana vönelik olarak vahamet
an eden olaylann fiilen gerçekleştirilme-
si için emir ve talimat verdiğinin sübutu
kabul w eylemlerin amaç. suçun işlenme-
si doğrultusundaki örgütsel bağlnık ile ül-
ke genetindeki organik bütünlüğüne göre
somşturma sonuçlanna uygun şekilde
vasfi tayin edilmiş, savunması inandına
gerekçelerlereddcdilmiş.incelenen dosj^-
ya nazaran verilen bükümde bir isabetsiz-
lik görülmemis olduğundan. sanık \ekfl-
lerinin temviz dilekçeleri ile duruşmalı in-
celeme sırasuıda ileri sürdükleri \e yerin-
de bulunmayan temyiz itirazlanıun reddi
ile resen de temyize tabi olan Şanlıurfa ili
Halfeti üçesi Ömerti Köyü Cılt no: 029-01,
Ali sıra no: 18, Bire% sıra no:13"te nüfusa
kayıüı Ömer oğlu Lveyş'ten olma 14 NH
san 1947 asd, 14 Nisan 1949 tahsis doğum-
lu Abdullah Öcalan'uı ölüm cezası ile ce-
zalandınlmasuıa dair hükmün, tebiiğna-
medeki düşünceye uygun olarak onanma-
sına, 22 Kasım 1999 gününde oybirliğiye
karar wriWL"
PKK lideri hakkmda verilen idam karannın Yargrtay 9. Ceza Dairesi'nce de onanması şehit yakınlannca sevinçle karsılandb.
Yargıtay'm karannı sevinç gözyaşlanyla karşılayan bir grup, Hüsnü Öndül'ü tartakladı
Kararı, IHD'yi basarak kuüaıııa
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Abdul-
lah Öcalan hakkında verilen ölüm cezasının
Yargıtay tarafından onanmasını sevinç göz-
yaşlanyla karşılayan bir grup şehit yakını,
Insan Haklan Derneği'ni (İHD) basarak ge-
nel başkan Hüsnü Ondül'ü tartakladı. Öndül
saldın sonucu yaralaıurken, baskın sırasuıda
derneğin genel merkezi tahrip edildi. tHD
Genel Merkezi'ni basan şehit yakınlannm
başında, Abdullah Çam'nın da avukatı olan
müdahil avukatlardan Şevket Can Ozbay y-
er alıyordu. Özbay, tmralı'daki dunışmalar
sırasında sanık avukatlannı hedef alan ağır
hakaretleri nedeniyle hukukçular tarafindan
tepkiyle karşılanmıştı.
Yargıtay'daki Öcalan duruşması için Yar-
gıtay binası, Kızılay ve çevresinde yoğun gü-
venlik önlemleri almırken, şehit yakınlan da
sabah saatlerinde toplanmaya başladı. Şehit
yakınlan "Sayın Başbakan Ece\it katil
Apo'nun asümasına sizin aceleniz yokmuş a-
ma şehitailelerininacelesi var" yazüıpankart
taşıdılar.
Bastn mensuplan ve şehit yakınlannın bi-
na önündeki bekleyişi sürerken Yargıtay Baş-
kanı Sami Seiçuk dışan çıkarak gelişmeleri
izledi. Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin onama
karannın dışanda bekleyen şehit yakınlanna
ulaşmasmın ardından bahçedeki aileler se-
vinç çığlıklan attılar. Şehit yakınlan, "Yaşa-
sın adalet", "Şerefsiz ölecek. şehider güle-
cek","Vur vur inlesin, Avrupa dinlesin" slo-
ganlan attılar. Yargıtay bahçesindeki bir ağa-
ca temsili idam ipi asan bazı şehit yakınla-
n, ellerinde bayraklarla ağaca tırmandılar ve
terör örgütünün başı Öcalan'ın resminin bu-
lunduğu bir pankartı ipe geçirerek ağaca as-
tılar. Şehit yakınlan, Başbakanlık'a yürüye-
rek, Başbakan Büknt Ecevit'i ziyaret etmek
istediler, ancak güvenlik güçleri ailelerin ran-
devusu olmadıgı için buna izin vennedi.
Yargıtay binasınm önünden Anıtkabir'e
yürüyen şehit yakınlan, TBMM'nin önünden
geçerken "MecHs klamı onayta", Genelkur-
may Başkanlığı'nın önünden geçerken de
"Türkive sizinle gurur duyuyor" sloganlan
attı.
Anıtkabir'e giden şehit yakınlan, Ata-
türk'ün manevi huzurunda saygı duruşunda
bulundular. Saygı duruşunun ardından Mi-
sak-ı Milli Kulesi'ne geçildi. Şehit aileleri
adına, şehit annesi ve lstanbul Şehitler Der-
neği Genel Başkanı Şencan Bayramoğhı
Anıtkabir Özel Defteri'ni imzaladı. Şehit ai-
leleri daha sonra buradan otobüsleTİe MHP
Genel Merkezi'ne gittiler.
tHD'yebaskm
Karann onanmasmdan sonra bir grup şe-
hit yakmı da siyah çelenk bırakmak üzere
tHD Genel Merkezi'ne gitti.
Genel merkezde kapıyı bir polis memuru-
nun açmasmın ardından içeri giren şehit ya-
kınlan, bazı eşyalan tahrip ettiler, daha son-
ra Hüsnü Öndül'ün bulunduğu odaya yönel-
diler. Burada Öndül'ü tartaklayarak yarala-
yan grup, siyah çelengi içeri fırlattıktan son-
ra genel merkezden aynldı.
Olay sırasuıda kapıyı açan polis memuru,
kapıyı açıp açmama konusunda Öndül'e da-
nıştığını. başkanm kapmın açılmasını iste-
mesi üzerine açtığını söyledı.
Çağdaş Hukukçular Dernegi Genel Başka-
nı AB Ersin Gür. yaptığı açıklamada, 30-40
kişilik bir grubun İHD Genel Merkezi'ni ba-
sarak. genel başkan Öndül'ü tartakladığını
kaydetti. Saldırganlann dernekteki eşyalan
ve camlan kırarak maddi zarar verdiklerini
belirten Gür. şu görüşleri dile getirdi:
"Bu saldın, ülkedeki tüm insan haklan sa-
vunuculanna karşı yöneltilmiş bir şiddet ve
yıkhrma eylemidir. L'manz ki. bundan sonra
bu tür saldınlara meydan verilmez."
Dev Maden-Sen Genel Başkanvekili T«y-
fun Görgün ve ÖDP Ankara il örgütü de bir
açıklama yaparak olayı kınadı.
Şehiüikte dua
Öcalan hakkında verilen ölüm cezasımn
Yargıtay'ca onanması, tstanbul'daki şehit
aileleri arasında da sevinçle karşılandı.
Havanın soğuk ohnası nedeniyle Edirne-
kapı Şehitligi'nde toplanan az sayıdaki şe-
hit yakını, operasyonlarda hayatını kaybe-
den Mehmetçikler için dua ettiler. Yargı-
tay'm karannm bu şekilde olaca&na inan-
dıklannı belirten şehit yakınlan, Ocalan'ın
idama adım adım yaklaşmasının, acılannı
her geçen gün biraz daha hafiflettiğini bil-
dirdiler.
TIKNOKTASIIORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@turk.net
Kürt sorununun çözümünden
yana olan bir Kürt aydını geçen
gün şunlan söylemişti: "Şuanda
en iyi durum, Öcalan'ın Türki-
ye'de olması. Çünkü işin içine
başka devletlerin girmesi müm-
kün değil. Sorun ülke içinde çö-
zülebilir. Böyle bir çözüm de
Türklerle, Kürtlerin ülkenin gele-
ceğini birlikte kurmalan için yeni
danaklar yaratır."
Geçen hafta, Avrupa Konse-
yi'nin merkezi Fransa'nın Stras-
bourg kentindeydim. Işkenceyi
Önleme Komitesi'nin kuruluşu-
nun 10. yılı etkinlikleri nedeniyle
çok sayıda ünlü hukukçu ve in-
san haklan savunucusu da ora-
daydı. Onlarla Türkiye üzerine
konuşma olanağı bulduk. Öca-
lan davasını dikkatle izledikleri
anlaşılıyordu. Özellikle AGİT zir-
vesi nedeniyle Türkiye'ye olan il-
gileri daha da artmıştı.
Herkesin ortak kanaati, Türki-
ye'nin Helsinki zirvesinde aday
üyeliğe kabul ediiecegi yönün-
deydi. Ancak diyorlardı, Türkiye
bazı küçük jestler yapabilir, bu
da Türkiye'yi savunanlann elini
güçlendirir. Herkes, 25 Kasım'da
Ocalan Karannın Sonrası
açıklanacak olan Ocalan karan-
nı da bekliyordu. Beklenti, Türki-
ye'nin bu cezanın infazını yap-
mayacağı mesajının verilmesi
yönündeydi. Çünkü, artık Avru-
pa'da ölüm cezasını yasalannda
bulunduran ülke kalmamıştı. He-
le, Öcalan davası gibi bir siyasi
davada böyle bir uygulamaya
gitmeyi onlara anlatmak müm-
kün değildi.
önceki gün karardan önce,
öcalan karannın nasıl sonuçla-
nacağını soran uluslararası basın
kuruluşlanna, bu karann Yargı-
tay'da onaylanacağını tahmin
ettiğimi söylemiştim. Yurtdışın-
da genel beklenti, karann açık-
lanmasının erteleneceği yönün-
deydi. Halbuki, hukuki sürecin
böyle yürüyeceği başından bel-
liydi. Önemli olan siyasi süreçti.
Öcalan davasında, yargısal
süreç bir anlamda sona erdi. Ka-
rann düzeltilmesi yönünde baş-
savcılığa sanık avukatlannın her
zaman yeniden başvurma hak-
lan otsa da bunun sonuç verme-
sini pek mümkün görünmüyor.
O zaman, beklendiği gibi bugün-
den itibaren artık siyasal süreç
başlıyor. Siyasal sürecin içinde
tabii ki Avrupa insan Haklan
Mahkemesi'nin, dosyayı isteyip
inceleme da hakkı var. Türkiye,
altına imza attıgı sözleşmelerle
bunu kabul etmiş durumda. Za-
ten Başbakan'da bu yönde dav-
ranılacağını başından itibaren
vurguluyor.
•••
Çocuktannı yitirmiş ailelerin
gösterdiği tepkiyi anlamak ve
onlann çektiklerinin, acınının bo-
yutunu kavramak için ille de ço-
cuğumuzu yitirmiş olmamız ge-
rekmiyor. Aileler anlaşılabilir, a-
ma sorumsuz siyasetçi anlaşıla-
maz ve kabul edilemez. Kimse-
nin, insanların acılarının üzerin-
den politika yapmaması gerekir.
Hele idam gibi bir karann uygu-
lanmasını içeren çok taraflı bo-
yutlan olan ve siyasi yönleri öne
çıkan bir davada, dikkatli ve
özenli davranmak gerekiyor.
Günlerdirgazetelerde, birikti-
dar partisinin seçilmiş milletve-
killerinin ve hatta bakanlannın
çeşitli öldürme daylanndan yar-
gılandığı, bir kısmının hüküm giy-
diği haberleri yer alıyor. Böyle bir
ortamda, özellikle de bu partinin
milletvekillerinin hem de bu da-
valann sanık ve hükümlüsü olan
milletvekillerinin, toplumdaki
kamplaşmayı kışkırtmayı hedef-
leyen açıklamalan ve karan bir
sömürü konusu haline getirmek
istemeleri insanı açıkçası ürkütü-
yor.
Kimse geçmişten ders çıkar-
mıyor. Türkiye, binlerce evladını
iç çatışmalarda yitirdi. Herkes
bundan zarar gördü. Evet bazı-
lan bu kamplaşmanın kaymağı-
nı bugün yiyor olabilirler, ama
unutmasınlar ki kendileri de 12
Eylül askeri darbesinden sonra,
cezaevinde yaptıklarından piş-
manlık duyduklannı söylüyorlar,
darbecilere alet olduklannı itiraf
ederek günah çıkarmaya çalışı-
yorlardı.
Parlamenter rejim, Türkiye gi-
bi iç dengeleri henüz yerine otur-
mamış ülkelerde her an sıkmtı-
larla karşılaşabilir. Türkiye, Avru-
pa Birliği'nin kapısında işte bu
tür engelleri de aşacak yeni bir
sürece hazırlanıyor. Bunu idam-
lar yaparak ve iç gerilimi arttıra-
rak başaramaz.
15 yıllık büyük acılann ardın-
dan, Güneydoğu'da sular duru-
lurken, halk biraz rahatlamışken,
ölüm ve acı uzaklaşırken, yeni
çatışmaları kışkırtacak sorum-
suzluklardan kaçınmak gereki-
yor. Türkiye, bugün eğer elinde-
ki olanaklan iyi değedendirirse,
çok önemli yeni atlımlan başla-
tabilir. Öcalan davasını da bu yö-
nüyle değerlendirmek ve dikka-
timizi bu yönde yoğnulaştırmak
zorundayız.
Türkiye'yi sıradan bir üçüncü
dünya ülkesi yapmak isteyen
geri tavırian aşıp yeni çağa ha-
zırlanacak bir siyasi çizginin he-
saplan içine girmenin zamanı
çoktan geldi, geçiyor bile....
Vural Savas
'Boşvuru
olursa
inceleriz'
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu)-Yargıtay
9. Ceza Dairesi'nin
Ankara 2 No'lu
DGM'nin AbduBah
Öcalan hakkında verdi-
gi "ölüm cezasT kara-
nnı oybirliğiyle ona-
masının ardından kara-
nn infaz edilip edılme-
yeceği TBMM'nin bu
konuda çıkaracağı ya-
saya ve bu yasanın
Cumhurbaşkanı tara-
fmdan onaylanmasına
bağlı. Türkiye'nin AB
üyeliği içinadayhğınm
açıklanması beklenen
Helsinki zirvesi öncesi
infaz sürecinin uzatıl-
ması için Öcalan'ın
Avrupa tnsan Haklan
Mahİcemesi'ne
(AtHM) yapacağı baş-
vurunun dikkate ahna-
cağı beiirtiliyor. Öca-
lan'ın avukatlanndan
Niyazi Buldan. karar
düzeltme isteminde
bulunacaklanm bildir-
di. Yargıtay Cumhuri-
yet Başsavcısı Vural
Savaş da başvuru olma-
sı durumunda incele-
yeceklerini söyledi.
Yargıtay 9. Ceza Da-
iresi'nin Öcalan hak-
kındaki idam karannı
onamasının ardından
hüküm kesinleşti. Öca-
lan'ın olağanüstü ka-
nun yolu olarak bilinen
"karar düzehme" iste-
minde bulunma hakkı
var. Bu istemin önce-
likle Yargıtay Cumhu-
riyet Başsavcısı Savaş
tarafindan kabul edil-
mesi gerekiyor. Tebliğ-
namesinde karann
onanmasını isteyen Sa-
vaş, karar düzeltme is-
temini kabul ederse bu
isteme deaynı daire ba-
kacak. Savaş, karan
düzeltme istemini red-
dedeTse iç hukuk yol-
lan tamamlanacak.
Karann onanmasıy-
la birlikte infazm ger-
çekleştirilip gerçekleş-
tirilmeyeceğine siyasi-
ler karar verecek. Ana-
yasanın "TBMM'nia
görev ve yetkfleri" baş-
lıkh 87. maddesi
"-anahkemelerce veri-
lip kesinleşen ölüm ce-
zâlannın yerine getini-
mesine karar vermek"
hükmünü öngörüyor.
TBMM'deki süreç ise
içtûzüğün 92. madde-
sinde şöyle anlaühyor
"Öiümcezaianhak-
kndald kesinleşm^
mahkemekararlarmm
yerinegetirümesine âa-
ir Başbakanbk yazdan
esas komisyoa olarak
Adalet Komisyoau'na
havale edilir. Adalet
Komisyomı bu yazıyı
inceleverek cezanın ye-
rine getirilmesinin
onaylanması \çya onay-
laBmaması yönünde
bir kanun metni hazır-
lar. Komisyoniar ve ge-
nel kurul mahkemeka-
rarmıdeğiştiremezkrf
Karann infaz edilip
edilmeyeceği TB-
MM'nin bu konuda çı-
karacağı yasanın Cum-
hurbaşkanı Süleyman
Demirel tarafından
onaylanmasına bağlı.