Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
18 EKİM 1999 PAZARTESİ CUMHURtYET SAYFA
HABERLER
Deprem felaketini bahane ederek kültür varlıklannı tümüyle ortadan kaldırmak istiyorlar
Raııtçılamı 'deprem' kı
OKTAY EKtNCİ
Körfez depremi onca can kaybma ve büyük yıkım-
lanna rağmen, toplumun kimi kesimlerindeki "imar
rantı hırsmı" yine de geriletememiş görünüyor...
Bunun en çarpıcı göstergelerinden biri de "eski
eser" binalann. (üstelik 17 Ağustos 1999'da ayakta
kalmalanna rağmen) şimdi de "deprem bahane edi-
lerek" ortadan kaldınlmak istenmesi...
Korunması gerekli "kültür vartağı'' olarak tescil
edildikleri için restorasyon amacı dışında yıkılmala-
n yasak olan tarihi binalar, "sarsıntüarda hasar gör-
düfcr" denilerek tümüyle yok edılmek üzereler.
7269 sayılı Afet Kanunu kapsamtnda tanımlanan
ve can güvenhğinı sağlamak için derhal yıkımı ön-
göriilen "tehlikeü binalar" kategorisine sokularak,
haklannda "maiii inhjdam" (yıktlmaya meyilli) ra-
porlan düzenleniyor. Aynı raporlar, "rvedi" notlany-
la da "kriz masalan talimaüvla"" kimi belediyeler ta-
rafindan hemen işleme sokuluyor...
Bu "acele yıkun" istemlerinin gerçekleşmesi du-
rumunda ise tarihi binanın "rölevea" (tıpkı çizimle-
ri) çıkartılamadığından, hatta iç ve dış mimarisini
• Koruma ilkeleri gereğince özgün şekilleriyle ve yıkılmadan restore edilmeleri
gereken tarihi binalar için "depremi fırsat bilen" kimi rantçı mal sahipleri, Afet
Yasası'nın "derhal yıkım" kurallannı devreye sokarak kültür varlıklannı tümüyle
yok etmek üzere harekete geçtiler.
belgeleyen aynntılı fotoğraflan da alınamadığından
bu tür binalar için u
ayni3nın yeniden yapımınr ön-
gören koruma kurallannın uygulanma şansı da kal-
mamış oluyor.
Böylece, depremi bahane ederek afet mevzuaün-
daki olağanüstü durum koşullanndan imar çıkan el-
de ermeye kalkışan "yıkıcılar'", tescilli binanın özgün
ölçülerine ve kültürel kimliğine ait belgelerin "eksik-
ligjnden" de yararlanarak. a>Tiı arsada "daha büyük"
ve dolayısıyla "ranü daha yüksek" yenı bir inşaat
yapmanın da "yasal dayanağuu" elde etmeyi hedef-
liyorlar...
tşte böylesine kültür yoksunu bir frrsatçılığm do-
ruktaki ömeklerinden biri de tstanbul'un Beşiktaş il-
çesindeki Ortaköy semrinde yaşanıyor. 1993'te eskı
eser kapsamına aîrnan "kâgir" ve sağlam bir tarihi
bina hakkında Koruma Kuruhı'nun 1995 yıhndaki
"yıkdmadan restore edümesi'' karannı beğenmeyen
ve "uygulamavan" mal sahipleri, kültür varhğmı söz-
de "kendi kendine çökmesi1
' için yaklaşık 4 yıldır
"metruk" ve korumasız bırakarak, "yıpranmaya"
terk etmişler.
Dahası. aynı süre içinde yine kurul karannı "uy-
gulanamaz" kılmak için binanın bazı bölümlerini de
"izinsiz söktüklerT saptandığı için Koruma Yasası
kapsamında "soruşturma bile geçirmişler_''
Taühsiz bina, 17 Ağustos 1999 depremini de işte
bu söküm ve tahribat sonucunda ileri düzeyde "yn>
ratalmış'' bir şekilde karşılayınca, sahip olduklan
kültürel mirasm değerini bibneyen mal sahipleri he-
men belediyeye başvurup "maiti inhkiam'' raporla-
nnı devreye sokmuşlar.
Ardından, imar rantı özlemlerine "kamuoyu des-
tegj" de sağlamak için binanın geçmiş serüveninden
habersiz kimi iyi niyetli köşe yazarlannı yamltarak;
"Koruma Kurulıı yıkım ve inşaatizni vermeyerek bu
Bölge halâ• Kocaeli ilinde 36 çadırkentteki 12 bin 979
çadırda 62 bin 300 kişi ikamet ediyor.
Adapazan'nda 55 çadırkentte 35 bin 653 kişi
kalıyor. Havalann giderek soğumasıyla çadırda
yaşayan yurttaşlann koşullannın ağırlaşması
prefabrike konut yapımını gündeme getirdi.
tstanbuJ Haber Servisi - hasarlıdurumda olduğu göz-
Marmara Bölgesi'nde büyük
yıkıma yol açan depremin ar-
dından Bolu, Kocaeli, Yalo-
va ve Adapazan'nda evlerde
yaşayanlann sayısı yüzde
10'ununaltınaindi.
Afet Bölge Koordinatörlü-
ğü'nün 13 Ekım 1999 ıtiba-
nyla 14 bin 513 olarak verdı-
ği - bu rakamın gerçek ölü
sayısının çok altmda olduğu
biliniyor- toplam ölü sayısı
deprem bölgesindeki nüfiısa
oranlandığında, Bolu ilinde
yüzde 0.05, Kocaeli'nde yüz-
de 0.77, Sakarya'da yüzde
0.36. Yalo\'a'da ise nüftısun
yüzde 1.53'ü depremde yaşa-
mını yitirdi. Bir örnek olarak
en fazla can ve mal kaybı ve-
rilen yerlerden nüfusu 132
bin 877 olan Gölcük'te dep-
rem sdnrası nüfusun yüzde
3.78'i hayatuu kaybetti. Bn
verilere göre, illenn toplam
nüfusunun yüzde 0.69'u dep-
remde kaybedildı. Afet Böl-
ge Koordinatör Valisi Kuttu-
a> Öktem çe\re illere yaralı
olarak giderek hayatını kay-
bedenlerin kesin sayısuun bi-
linmediğini ve bu tespitler-
den sonra ölü sayısının bir
hayli artacağını belirtti.
Adapazan. Bolu, Kocaeli
ve Yalova illerinde Bayındır-
lık ve Iskân Bakanhğı Afet
Işleri Genel Müdürlüğü'ne
bağlı teknik elemanlar böl-
gedeki toplam 546 bin 194
konut ile 119 bin 22 işyerin-
den 49 bin 749 konuru, 8 bin
155 işyerinı ağır hasarlı, 44
bin 616 konut ile 7 bin 3 iş-
yerini orta hasarlı, 57 bin 56
konut ve 7 bin 372 işyerini
hafif hasarlı olarak tespit et-
ti. 4 bin 521 binanın enkazı
kaldınlırken bin 917 bina yı-
kıldı. Enkazı kaldınlacak 9
bin 638 bina daha bulunur-
ken. 6 bin 980 binada ise yı-
kım işlemleri devam ediyor.
Kocaeli ilinde 339 bin 796
konut ve işyerinden 29 bin
450 konut ile 4 bin 664 işye-
ri tamamen yıkılarak enkaz
halıne geldı. Toplam 25 bin
351 konut ile 3 bin 550 işye-
ri orta hasarlı ve 16 bin 468
konut ile bin 936 işyeri az ha-
sarlı olarak tespit edildi. Ko-
caeli'nde 5 bin 809 binadan
bin 872'sinin enkazı kaldınl-
dı.Yalova'da yıkılması gere-
ken bin 440 binadan 548'inin
enkazı kaldınldı. 883'üyıkı-
lacak.
Gölcük'te mevcut binala-
nn yüzde 67'sinin yıkık veya
lendi. Gölcük'te 752 enkaz-
dan 589'u kaldınldı. Yıkıla-
cak 972 binadan 339'u çö-
kertildi. Bolu'nun Düzce
Gölyaka, Cumayeri, Çilimli
ve Gümüşova ilçelerinde de
büyük hasarlar meydana gel-
di. Bin 733 konutun ağır, 4
bin 406 konutun orta derece-
de hasarlı olduğu Bolu'da.
toplam hasarlı konut ve ışye-
ri sayısı 113 bin 714. Ancak
hasar tespitine itirazlar oldu.
Buna göre sadece Yalova
ilinde 20 bin kişi hasar tespi-
tine itiraz etti.
Marmara Bölgesi
çadırda yaşıyor
Afet Bölge Koordinatör
Valiliği'nin raporuna göre,
deprembölgesinde kendi ev-
jerinde ikamet eden vatan-
daşlann sayısı yüzde 10'un
altına indi. Kocaeli ilinde 36
çadırkentteki 12 bin 979 ça-
dırda 62 bin 300 kişi ikamet
ediyor. Adapazan'nda 55 ça-
dırkentte 35 bin 653 kişi ka-
lıyor. Ancak 3 çadırkentte sa-
yı tespit edilemedi ve 3 çadır-
kent daha oluşturuluyor. Ya-
lova'da 8 çadırkentte 12 bin
229 kişi yaşıyor. Buna göre
toplam 126 bin 325 kişi ça-
dırkentlerde yaşıyor Ancak
bu rakamlar evlerinin önün-
de ve çeşitli alanlarda kendi
yaptıklara çadırlarda yaşayan
yurttaşlan kapsamıyor.
Havalann giderek soğu-
masıyla çadırda yaşayan
yurttaşlann koşullannın ağır-
laşması prefabrike konut ya-
pımını gündeme getirdi. Özel
sektör ve gönüllü kuruluşlar
tarafından yapnnlan prefab-
rike evlerin tam sayısı tespit
edilemedi. Bayındırlık ve Is-
kân Bakanhğı tarafmdan iha-
le edilen Yalova'da 4 bin 750,
Kocaeli'nde 15 bin 200,
Adapazan'nda 5 bin 8, Bo-
lu'da bin 357 prefabrike ko-
nut yapıldı.
Sosyal Yardımlaşma ve
Dayanışma Vakıflan tarafın-
dan devlet sosyal tesislerinde
bannmayan ağır ve orta ha-
sarlı konut sahip ve kiracıla-
nna ödeceic 100 milyon lira-
lık kira yardımı için Koca-
eli'nde 39 bin 727 kişi başvu-
ruda bulundu. Değerlendiri-
lebilen 7 bin 367 başvurudan
4 bin 462 kişinin talebi kabul
edildi ve 15 Ekim tarihinden
itibaren Vakıfbank şubelerin-
den depremzedelere ödeme-
ler başladı.
BUNLARI
MUYDUNUZ?
ERGOFLEX
• Atfemonun soğlıklı uykulof için ûrettiği
' Ergoflex yataklann Türkiye'de birflkolduğunu.
• Ergoflex'ın vücut ergonomisine göre
5 ayn böigede. farklı dirençte. çeHk
yayckjn üretiten. kumaş kapsül ıçı
konstrûksıvondan oluştuğunu;
• Yukandan ve aşağıdan oftaya doğru
genişleyerek. Cet Cıste binmeyen,
deformasyonu önieyici yay sistemi içecdiğini;
• Hijyenikliğl sağlamak için silikonize elyaf.
özel dokuma kumoş ve hava kapsûlleri
kullanıldığnı biliyof muydunuz?
A L F E M O j
Prefabrike evlerin yetersiz kaJdığı deprem bölgesindei 26 bin kişi çadırkentierde ya^yor.(HATİCE TUNCER)
tehlikeli durumu yarattL." şeklindeki haberlerin ga-
zetelerde çıkmasını da sağlamışlar. (Hürriyet/lstan-
bul eki -Dr. Nügûn Gedikoğta'nun köşesi- 08/ Ey-
lül/1999)
Bu haberler üzerine Cumhuriyet'i arayan mahal-
le sakinleri ise tarihi binanın hem depremden önce
hem de depremden sonra "geceteri yıkılarak" enkaz
haline getinldiğini bildirdiler.
Şimdi, Ortaköy'de Muallim Naci Caddesi'ne ba-
kan Katmer Sokak'takı çevresine "tehlike" yaratan
eski bina yıkıntısı, birkaç yıl öncesine kadar sapasağ-
lam ve ayakta hizmet venneye devam eden bir eski
eserin, aynı parselde daha büyük bir yapı kütlesi el-
de etme uğnına nasıl yasadışı oyunlarla ve deprem
de fırsat bilinerektahrip edıldiğmin "ibretveridsim-
gesi" olarak duruyor...
Nitekim, bu tür örneklerin çoğalması üzerine de
Kültür Bakanltğı tarafından 4 Ekim 1999 günü An-
kara'da toplantıya çağnlan konıma kunıllan başkan-
lan, bakanlık müsteşan, yardımcısı, hukuk müşavir-
leri ve koruma genel müdürlüğü yetkililen, ilgili di-
ğer kurum temsilcileriyle de birhkte "depremde ha-
sar gördüğü gerekçesiyle ivedi vikımlan istenen kül-
tûr varhklan hakkında izte-
necek tutuma" yönelik de-
ğerlendirrneler yaptılar.
"Korumanın", depreme
dayanıklı "imar kültürü"
açısından da ne kadar önem-
li olduğunu bilen Kültür Ba-
kanhğı kadrolan, bu tür bi-
nalann "afet döneminde bi-
le'' yıkılmalanna izin verile-
bihnesi için; yeniden eski
kimlikleriyle yapunma "gü-
v'ence" oluşturacak röleve ve
fotoğraf belgelemesinden
asla "vazgeçilemeyeceğini''
ısrarla vurguladılar.
Buna karşılık toplantıya
kaülan Afet fşleri Genel Mü-
dürlüğü temsilcileri ise "teh-
like arz eden" binalarda
"afet hukuku" gereğince bu
tür belgeleme çalışmalan
beklenmeden "derhal" yıkı-
ma geçilmesi gerektiğini sa-
vundular.
Evet... Öyle görünüyor ki
sadece depremden değil,
"deprem sonrası aymazhk-
lardan" da ders ahnması ge-
reken tarihsel bir dönemden
geçiyoruz...
Böylesi bir dönemde ise
en az "rantçıkurnazUr'' ka-
dar uyanık olamazsak, asıl
kentsel ve kültürel yıkımı
"sa^amyapı takmeteri" ile
yaşayacağız...
AYDINLANMA
EMRE KONGAR
Adalet Reformu
Türkiye başdöndürücü bir hızla değişiyor.
Eğitim, adalet, güvenlik, siyaset gibi toplumsal
kurumlar bu hıza yetişemiyor.
Gençlerimizi yirmi birinci yüzyıla hazırlaması gere-
ken eğitim, hâlâ yedinci yüzyılda.
Umut, özel ve yabancı eğitim kurumlanna kaymış.
Yasalar o kadar yetersiz, vatandaşlann günlük ya-
şamlannı ve devletle ilişkilerini denetlemesi gereken
adli ve idari yargı o denli yavaş ki, "mahkemeye git-
mek" bir çözüm olmaktan çıkmış.
Infaz ve rehabilitasyon kuoımları, suç eğitimi veren
öfgütlere dönüşmüş.
Çek-senet mafyalan, "diz altmdan vurmalar", ba-
balann "racon kesmesi". rüşvet ve "siyasal nüfuz
istisman", mahkemelerin yerinı almış.
Bazı vatandaşlar, "medyadan" medet umuyor, te-
levizyon ekranlannda ya da gazete sütunlannda "ada-
let" anyor.
Halkı konjması gereken güvenlik etkinlikleri, "yar-
gısız infazlar", 'ielekulak skandallan" ve benzeri
uygulamalarla, "halkın korunması gereken" faaliyet-
ler arasına girmış neredeyse.
Bütün bu sorunlara çözüm getirmesi beklenen si-
yaset ise, bu çarpıklıklan besleyerek ve onlardan çı-
kar sağlayarak, bizzat kendisi sorun haline gelmiş.
•••
Türkiye'yi omuzlayıp, yirmi birinci yüzyıla taşımaya
çalışanlann arasında pek çok çağdaş ögretmen, sa-
yısız namuslu polrrJkacı bile var.
Ama onlar da ststemin yozlaştıncı direncı karşeın-
da yavaş yavaş "pes etmekteler".
Kimileri umutsuzlukla emekli olarak yılgınlık ve bık-
kınlık içinde köşelerine çekılmekte, kimilen hiç olmaz-
sa kendilerine olan saygılannı koruyabılmek için dev-
let görevınden aynlıp, yaşamlannı yine "namuslany-
la özel teşebbüste çalışarak" sürdürmekte, kimile-
ri ise "ülkeyi kurtaracak bir ben mi kaldım" diye-
rek rüşvetçi düzenle bütünleşmektedir.
• • •
Bu yılgınlığı aşrnak gerek.
Türkiye yirmibırinci yüzyıla vatandaşlanna umut ve-
ren atılımlaria girmeli.
Insanlarda "geleceğe ilişkin" olumlu beklentilerya-
ratılmalı.
Boyle "olumlu bir ortamın" sağlanmasının birinci
yolu hiç kuşkusuz, ülke çapında yeni atılımlann müj-
desini vurgulayan reformlann ilan edilmesidir.
Mevcut bunalımı, umutlu beklentılere dönüştürecek
olan önemli müjdeler, bir idari reorganizasyon ile des-
teklenecek olan eğitim ve adalet reformlandır.
örneğin bir adalet reformunun ilk adımlannı net çiz-
gilerte hemen görmek hiç de zor değildir.
1) Adalet mekanizması tümüyle siyasal etkilerden
anndınlmah, bunun için de önce Bakan ve Müsteşar,
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'ndan çıkartı-
larak, bu kurul tümüyle özerk ve bağımsız bir yapıya
kavuşturulmalıdır.
2) Adaletin etkinliğini sağlamak için, usul yasalann-
da değişiklikler yapılarak, davalann bir-iki celse için-
de sonuçlandınlması sağlanmalıdır.
3) Adli polis kurularak, hem hazırlık soruşturması,
hem duruşma ve karar asaması, hem de infazın ger-
çekleştirilmesi, hızlandınlmah ve etkinleştırilmelidir.
4) Idam cezası ve DGM'ler kaldınlmalı, tnsan hak-
lan çağdaş güvencelere kavuşturulmalıdır.
5) Pek doğal olarak, yargının, maaş, bina, bitgisa-
yar, yardımcı personel gibi altyapı sorunlan derhal çö-
zülmelidir.
•••
Türkiye en büyük bunalımlan, bütün dünyayı şa-
şırtan çözümler üreterek aşmayı başarmış bir ül-
kedir.
Yırmibirinci yüzyıla girerken de böyle bir atılımı ya-
pabileceğimize inanıyorum.
Yeter ki iktidarlar adalet sistemini temelden geçer-
siz kılacak ve üstüne üstlük ideolojik sapmaiaria sa-
katlanmış af tasanlan yerine gerçek reformlara yö-
nelsinler.
Yakın gelecek için umutsuz, uzak gelecek için
umutluyum.
e-posta:kongar@yildiz. edu.tr.
ABD'li psikiyatrist Kalayjian
'Korkıılanıııızı
mutlaka yemneliyiz9
Içlerindeki amatör ruhu hiç yıtirmeyen Koçbank çalışanlan bıürler, bızi farklı kılan, yaşamın heı anında bu aşkı yaşamamızdır.
Ve biz işimizi daha ı>i yapmak için boş zamanlanmızda bıle müşterilerimizi daha fazla mutlu etmenin yollannı aranz. Xendinuzi
gelıştırerek onlara en iyi humeti sunmaya çalışırız Bankacılığın butun alanlannda araştırmalar yaparak her mûşterimiz için
en uygun çözumu bulmayı hedefieriz Her mûşterimiz için çozümlerimiz farklı olsa da
hizmet kalitemiz herkes için aymdır Ve bu kalitenın temelinde meslek aşkı yatar,
».kocbink.com.tr
meslek sırn değil. KOÇBANK
Istanbul Haber Servisi -
Deprem bölgelerinde reha-
bilitasyon çalışmalan yap-
mak için gelen ABD'li psi-
kiyatrist Dr. Anie Kalayjian
ile rehabilitasyon uzmanı
Tara Forbregd çahşmalan-
m tamamladı. Dr. Kalayji-
an, depremzelerde çoğun-
lukla korku ve belirsizlik
hissinin hâkim olduğunu,
depremzedelerin büyük öl-
çüde uyuma problemi çek-
tiğini, uyumaktan korktuk-
lannı ve kâbuslar gördük-
lerini belirterek bunlann
yanı sırabaş agnsı ve mide
agınsı gibi fıziksel rahatsız-
lıklar da çektiklerini belirt-
ti.
ABD'li Dr. Kalayjian,
deprem bölgesinde 150 si-
vil yurttaş, 42 öğretmen ve
279 öğrenciye 6 adımdan
oluşan grup terapisi yaptık-
lanm vurguladı. Kalayjian,
terapinin ilk adımı olarak
depremzedelere korkulan-
m açığa çıkaracak anket uy-
guladıklannı, ıkinci adı-
rmnda onlara Meksika, Ka-
liforniya ve Japonya'daki
büyük depremlerin ardın-
dan oradaki insanlann da
aynı korkulan duyduklannı
anlattıklannı söyledi. Dep-
remzedelere korkulannı na-
sıl yeneceklerini ve kendile-
rini nasıl kontrol altına ala-
caklannı öğrettiklerini be-
lirten Kalayjian. "Doğayı
kontrol edemeyiz, ama ken-
dimizi ve korkulannuzı
kontrol edebiliriz. Deprem-
zedelere de korkuv u içlerine
atmak yerine fıziksel egzer-
sizlerin de yardınııyla kor-
kuyta baş etmeyi ve bu şekil-
de zamanla panik halinden
kurtulmayı anlattak" dedi.
Depremzelerde çoğun-
lukla korku ve belirsizlik
hissinin hâkim olduğunu.
depremzedelerin büyük öl-
çüde uyuma problemi çek-
tiğini, uyumaktan korktu-
ğunu ve kâbuslar gördüğü-
nü ifade eden Kalayjian,
bunlann yanı sıra baş ağn-
sı ve mide ağınsı gibi f izik-
sel rahatsızlıklar da çektik-
lerini söyledi. Depremzede-
lerin "Depremden olumlu
bir şey öğrendiniz mT so-
nısuna yanıt vennekte zor-
landıklannı anlatan Kalay-
jian, çoğunun "tnsanhğm
maddiyattan çok daha
önemli olduğunu, yardım-
laşmanın ve zor durumlar-
da aile fertlerinin bir arava
gelerek birbirlerine destek
olmasının önemini" kavra
dıklannı söylediklerini vur-
guladı.
Rehber öğrermenlere de
terapinin altı adımını ve bu
egzersizleri öğrettiklerini
söyleyen Kalayjian, bu öğ-
retmenlerin öğrendiklerini
deprem bölgesindeki okul-
lara giderek oralarda uygu-
layabileceklerini vurguladı.
Kalayj ian, deprem bölge-
sindeki çahşmalannın ar-
dından bölgedeki bulgulan-
m ve izlenimlerini bir rapor
haline getireceklerini belir-
terek bu raporu Birleşmiş
Milletler (BM), Dünya Sağ-
lık Örgütü (WH0), Ameri-
kan Psikoloji Demeği ve di-
ğer sağhk örgütlerine suna-
caklannı bildirdi.