17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
18 EKİM 1999 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR kultur(a cumhuriyet.com.tr 13 Ankara'daki çağdaş etkinlik Genç Sanat-2'nin bu yılki kavramı 'Karşılaşma-Müdahale' Karşılaşma^ müdahaleyi getirir FERHATÖZGÜR Geçen yıl ilk olarak "tç-Dış, Olasıhklar, Ortamlar" adı altın- da, çeşitli yabancı kültür merkez- leri. Kültür Bakanlığı ve Çanka- ya Belediyesi'nin desteğiyle uhıs- lararası bir karakterde düzenlenen Ankara'da Genç Sanat'ın ikinci- si bu yıl, 15 Ekim -15 Kasım ta- rihleri arasında gerçekleştirile- cek ve toplam 34 sanatçi katıla- cak. Bugüne kadar başkentte ya- şayan çeşitli genç sanatçılann ilk kez böyle kapsamh bir etkinlik- te bir araya gelmiş olması ve An- kara Çağdaş Sanatlar Kültür Mer- kezi'nin de açılışını böyle kapsam- lı bir çağdaş sanat etkinliği ile yapması çok önemliydi. Etkinli- ğin sorumluluğunu bundan böy- le l luslararası Plasrik Sanatlar Derneği Ankara Şubesi üstlen- mekle şüphesız çok olumlu bir işlevi yerine getirmiş oluyor. Ni- tekim ilk etkinligin sorumlu grup- lannın çoğu bugün UPSD Anka- ra Şubesi'nin yönetim kurulunda olduklanndan bu tür bir değişim hepten bir kopuş değil, bir açıl- ma ve genişleme çabası aslında. Geçen yılki Ankara'da Genç Sanat öncelikle bu kentte güzel sanatlar eğitımi veren üç kurum- dan çağniı sanatçılan bağımsız ya- şayan sanatçılarla bir araya geti- riyordu: Hacettepe Üniversitesi, Gazi Üniversitesi ve Bilkent Üni- versitesi "nden etkinlığe katılan sanatçılar, bu kurumlardaki güzel sanatlar eğitiminin bir panora- masını çizerlerken, tutucu olma- yan, alternatiflere açık, deney- selliği benimsemiş bir başkent kuşağının varlığını da ıspatlıyor- lardı. Genellikle hem yakın geçmiş hem de güncel Türk plastik sanat- lanna yönelik değerlendirmeler- de. sosyoloji metotlanna aykın düşen, tek merkezli bakış açıla- nnın sağlıksızhğını, hatta daha ileri giderek haksızhğını da önü- ne aldığımızda. Ankara'da Genç Sanat anlamsız ve yanlış belli ön- > r argılan kınyor ve bu anlamda bir iddia taşıyordu. Bugüne kadar başkentte yaşayan çeşitli genç sa- natçılajı ilk kez böyle kapsamh bir etkinlikte bir araya getiren et- kinlik, yetişmekte olan ögrenci kuşağı için özendinci birgüçtü ve başkente özgü genç bir söylem ge- liştiriyordu. Gerçekten de Anka- ra'da Genç Sanat başkente öz- güydü ve bu açıdan "Ankara" adı belirleyicıydi. Genç Sanatçı- lann kendi ışlerinin sponsorlan- nı kendilerinin bulmuş olmalan ise Türkiye'de sponsorluk soru- nu gözönüne ahndıgında çok önemli bir çabaydı. Eski ve yeni Ankara Bu yıl etkinlik mekânlannın Lius-Çankaya uçlan olarak belir- lenmesiyle (Ulus'ta Deviet Re- sim ve Heykel Müzesi'nin bah- çesi, Çankaya'da ise Çağdaş Sa- natlar Kültür Merkezi) eski ve yeni Ankara arasında bir köprü de kurulmayaçalışılacak. UPSD An- kara Şubesi bu yıl etkinliği. il- kindeki gibi salt Ankara'da ika- met eden çağnlı sanatçılarla sınır- lamayarak daha yayılımcı bir çiz- gi izliyor ve ülkenin her kentin- deki genç sanatçılara katılım şan- sı vererek yeni isimlerin belirme- sinde ortam yaratmayı, bugün öğ- renci konumunda olan geleceğin 'ütünüyle çağdaş ve yenilikçi bir etkinlik olarak görülmesi gereken Genç Sanat-2'nin bu yılki kavramı Karşılaşma-Müdahale olarak belirleniyor. Böylece kavramın, sanatçılann önlerini açıcı bir özellikte olduğu anlaşılıyor. genç sanatçılannın söylem alan- lannı genişletmeyi ve bu yoldan da başkentteki hareketliliğe yeni bir ivme kazandırmayı, genç sa- natçılan burada toplamayı amaç- lıyor. Böyle bir yaklaşım, üyele- ri olan uluslararası bir derneğin demokratik tutumuyla da örtüş- mektedir. Bizde biraz moda ha- line gelmiş olan 35 yaş sınınnı art- tırarak katılım yaşının 40 olarak saptanması, dünya ölçeğindeki genç sanatçı kavramıyla da para- lellik gösteriyor. Ancak başvu- rulann belli bir jürinin elemesi- ne tabi tutulması mekân sıkıntı- sından kaynaklandığından, An- kara'da GeoçSanat-2'nin bu yüz- den herhangi bir yanşmalı ser- giyle kanştınlmaması, bütünüy- le çağdaş ve yenilikçi bir etkin- lik olarak görülmesi gerekir. Çün- kü geçen yıl yerli ve yabancı ko- nuşmacılann katılımıyla çağdaş sanatın sorunlannın irdelendiği bir dizi panelle renklenen etkin- lik, bu yıl da şiir, çağdaş dans, mü- zik, tiyatro gibi disiplinlerarası yan etkinliklerle aynı tutumu sür- dürecek. İnsan ve doğa ilişkisi Ankara'da Genç Sanat-2'nin bu yılki kavTamı Karşılaşma-Mü- dahale olarak belirleniyor. Böy- lece kavramın, geçen yıl olduğu gibi sanatçılann önlerini açıcı bir özellikte olduğu anlaşılıyor. Kar- şüaşma: Baudrillard'ın deyişiy- le "topiumsaün sonunun geldi- ği", kitlesel kültürün yükseldiği, küreselleşme adı altında artık in- sanlararası değil, büyük kapitalist- lerin. büyük şirketlerin paralan- nın birleştiği; siyasal, toplumsal, ekonomik alanlarda ütopyalann arttığı, yüzyılımızm tarihin sonu bağlammda "kapitalist bir cen- net" biçiminde nitelendirildiği, postmodernizmin tarihsel bir ger- çek mi yoksa biryarulsama mı ol- duğuna ilişkin çelişkilerin arttı- ğı, üçüncü dünya ülkelerinin kim- lik mücadelelerinin ıyiden iyiye belirginleştiği, merkez-çevre iliş- kilerinde çevresel kutbun da bu- naparalel gittiği, uluslararası bü- yük sergilerde giderek ekonomik avantaj lar yerine ideolojikamaç- lann beklendiği yeni bir bin yı- lın eşiğindeki bu kaos ortamını içerdiği kadar, etkinligin farklı kentlerden katılıma açık olma- sıyla, farklı coğrafyalara ait sanat- çılann, işlerin ortak mekânlarda buluşmasına kadar uzanan çok eklemli biryapıyı da açığa çıka- nyor. işlerin diğer ışlerle, bulun- duğu mekânla, bizzat sanatçının kendisiyle, -çünkü sanatçı da işi- ni elinden bırakjp mekâna yer- leştirdiğınde bir izleyicidir artık- işlerin izleyiciyle, başka gözler- le, sanatçının izleyiciyle karşı- laşması da karşılaşma'yı anlam olarak genişletiyor. Belli bir kav- ramı zenginleştirmenin bir yolu- nun onu karşıtlaştırmak olduğu düşünülürse karşılaşma, karşıtı- nı yine kendisi gibi çok eklemli bir kavram olan müdahale ile bu- luyor. Müdahale en geniş anlamda, insan ve doğa ilişkisine bağlana- bilir. Sık sık anti-hümanist ol- makla suçlanan Levi-Strauss, en büyük modelın dünya ve doğa olduğunu, bu modelin yalnızca Istanbul Bilgi Üniversitesi sinema salonunda gösteriliyor Amerikan avangard filmleriKültür Servisl- Geçen yıl kasım ayında 'kent merkezin- de yeni ve sürekli bir sanat si- nemasi' sloganı vla etkınlikle- rine başlayan ıstanbul Bilgi Üniversitesi bu yıl 'Amerikan Avangard Filmleri HaftasT su- nuyor. Bugün başlayacak olan 'Amerikan Avangard Filmle- ri Haftası' 24 Ekim'e dek sü- recek. New York'ta bulunan ve dünya çapında avangard fîlm- lenn arşivlenmesi, korunma- sı ve gösteriminde önemli mer- kezlerden biri olan Anthology Fira Archhes işbırliği ve Ame- rikan Konsolosluğu'nun kat- kılanyla gerçekleştirilen et- kinlik. tstanbul Bilgi Üniver- sitesi sinema salonunda yapı- lacak. Amerikan avangard sınema- sınm Türkiye'de tanıtılması açısından önem taşıyan hafta bu akşam saat 20.00'de. Ant- hology Film Archives'ın Özel Koleksi- •yonlar Direktörü Robert Haller'm yapa- cağı bir açılış konuşması i!e başlayacak. Maya Deren ve Stan Brakhage'ın da ara- lannda bulunduğu yönetmenlerin deney- sel kısa filmlerinin gösteriminin ardından 'At Land\ yönetmen Maya Deren, siyah-beyaz, sessiz, 14 daldka. Robert Haller, sinemaseverierin sorulan- nı yanıtlayacak. Ozel gösterimdeki Amerikan Avangard Filmleri Haftasf ndayeralacakolan film- lerin bilet fıyatlan 1 milycm T.L. olarak be- lirlendi. Anthology Füm Archives'ın I. programında yönetmenliği- ni Maya Derçfian yaptığı 'At Lw$ ve yönetmenliğini Bru- ce Bailıe'nin yaptığı 'Qukk Billy' adlı fılmler gösterilecek. II. programda ise yönetmenli- ğini Stan Brakhage'in yaptığı 'The Wonder Ring' ve < Win- dow Water Baby Mo>ing', yö- netmenliğini Jbn Davis'in yap- tığı 'The Text of Light' adlı fılmter yer alıyor. Ekim ayı içinde Bilgi'de si- nema çerçevesinde gösterilecek f ümler 16 mm'lik filmlerle sı- nırlı değil. Bu özel gösterimin dışmda 35 mm'lik filmlerden 'Acid House', 'Vehet Goldmi- ne' gibi son dönem Fılmlerinin dışmda geçen sezonlardagös- terilmiş ve sinema yazarlan demeğince gösterildiği sezo- nun iyi fılmlerinden olarak de- ğerlendirilen Ang Lee'nin 'tce Storm'u da bulunuyor. Aynca tsrailli yönetmen EB Cohen'in 1995 Gan- nes resmi seçkisine dahil edilmiş filmi 'Under The Domin Tree' ve basralünde Fransız sinemasının başanlı erkek oyun- culanndan Daniel Auteufl'in oynadığı 'On Guard' da ekim ayında gösterilecek. tasanmsal değil, aynı zamanda estetik ve ahlaki bir model oldu- ğunu söylerken doğanın müdaha- leci gücünü anlatıyor, öte yandan da. Yahudi-Hıristiyan geleneğin- den ve rönesanstan kaynaklanan sömürgeciliği, faşizmi. Nazi im- ha kamplannı ve ekolojik den- geyi altüst edişiyle insanı, insa- na ve doğaya kafa tutmuş, tutma- ya çalışan bir müdahaleci güç olarak taHimhyordu. Toplumdaki biçbir değişimin doğayı değiştiremeyeceğini. do- ğanın bizlerin ancak belli belir- siz bileceği bir ana gündemi ol- duğunu, bu yüzden de aramızda en küfûrbaz olanın doga olduğu- nu söylenen CamiHe Pagüa'yı ha- tırlarsak en büyûk müdahaleyi yine doğanın yaptığmı kabul et- mememiz için başka bir sebebi- miz kalıyor mu? Üstelık yakın zamandaki büyük depremin ardın- dan doğa da bu müdahaleci gü- cünü en acımasız yönüyle göster- medi mi? Şüphesiz, katılımcı sa- natçılar milenyumun yeni çehre- si olan bu kaotik ortamla karşı- laşmalannı, beklentilerini; insa- nın doğaya, doğanın insana, in- sanın insana olan müdahaleleri- ni görselleştirmeye çalışırlarken bu yoldan da bir müdahalede bu- lunmuş olacaklar. çünkü yukan- da söylenenler ışığında, bir olgu- yu, bir ideolojiyi, biı görüntüyü, bir durumu bir dizge içine sok- mak, yeni bir görselliğe dönüştür- mek, tasarlamaya çalışmak da te- kil bir mudahaledir, bu yüzden her karşılaşma bir müdahaleyi de be- raberinde getirir. Yapma ve yıkma Rollo May de sanat ürününün bir karşılaşmadan doğduğunu söylerken, terimin etimolojisine daha geniş bir perspektiften ba- karak onu "büıne" ve "bflgi'' ile de ilişkilendiriyor, bilginin de kendisinin, şiir, sanat ve diğer ya- ratıcı ürünler gibi, öznel ve nes- nel kutuplar arasmdaki dinamik karşılaşmadan doğup geldiğini belirtiyor. Müdahale, böylece, yapma ve yıkma gibi yaratıcılı- ğın bu iki önemli öğesine tekabül ediyor. Aynca müdahalenin içe- rik olarak biro kadar kapsamh ol- masıyla yaıi y?na-dm^U*bu-ikı kavram arasındaki alışverişler, uyuşmazhklar, gidip gelmeler kavramlann da kendi içlerindeki müdahaleleri olacak bir bakıma. Sanatçının kavrama yaklaşırru, verili kavramla kendi bilgi ve yo- rumuyla karşılaşması, sonra onu somutlaştırması, böylece kavra- mın doğasmda değişiklikler yap- ması da müdahalenin kaçınılmaz- lığını çağnştıracak bizlere. Anka- ra'da Genç Sanat-2"ye katılacak sanatçılar şunlar: Ece Akay, Be- tül Ankan, Yasemin Ataş, Ayşe- gül Bakn-, Canol Balkaya, Ersin Başok, F. Evren Daşdağ, Nermin Demirei, Burak DerineL Gülizar Doğao, Mustafa Duymaz, Bülent Ergin. Lütfı EroL Selda Ertürk, Emre Fe>zo0u, Hakkı Engin Gi- derer, Esengül Gültekin, Nesrin tçen. Ünsal İçöz, Burcu Öztürk Karabey, Kaom Karakava, Ber- na Ka>a. Tülay Elgün Kayadar, Şükri>eSan. Ali Sanıgan. Demet SancakTopaloğtu. Gülcan Tuma, Taner Tümka\a, Murat Türk, ToJga Sa\aş. Ceren Sefananpakoğ- lu. Seda Yaman, Mustafa Vılmaz, Soydan Vılmaz. 2. Uluslararası Sinema ve Tarih Bulusması Etkinliklerin ana teması'Osmanlılar' Kültür Senisi- TÜRSAK ve Iş Bankası işbirliği ile gerçekleşti- rilen '2. Uluslararası Sinema-Ta- rih Bulusması' 27 Arahk-6 Ocak tarihleri arasında yapılacak. İki kıtayı ve iki yüzyılı birleştirmesi düşünülen etkinligin ana teması 'Osmanlılar' olarak belirlendi. Sinema-Tarih Buluşması'nda 'Türk Sineması nda Osmanülar', 'Yüz>ıla Bakışlar'. 'Ustabra Say- gı", "Çağımızın Aynası Sinema' gibi bölümlerin yanı sıra 'Sine- ma'da Ulusal KimlikrTürkiye' başhklı bir sempozyum. panel ve söyleşiler de gerçekleştirilecek. Sinema-Tarih Buluşması'mn düzenleme kurulunda yer alan si- nema yazan, eleştirmen Rekin Tekso>;yedınci sanatın başlangıç döneminden bu yana, tarihten bes- lendiğine dikkat çekiyor: "Tarih ve sinema bulusması, sessiz sine- ma dönenıine damgasım vurmus- tur. Bu dönemin sinemacüan ko- nulannı tarihten almışlar, tarih- sel kişüikkri gündeme getirmiştir. I. Düma Sayaşı'nı konu alan 'Ba- ü Cep'hesinde Yeni Bir Şey Yok' gibi bir sinema klasiğini düşünün ya da diğer büyük sa\aş filmleri- ni_. Bu fılmler olmasaydı, genç kuşaklar 1. Dünya Savaşı'nıya da Vletnam'ı nasıl bUebilirdi?" TÜRSAK Sinema-Tarih Bu- lusması çerçevesindeki 'Osman- blardanGünümüze Kalanlar' baş- hklı bir Kısa Film Proje Yanş- ması ve 'Osmanlılar' temah Uzun Metrajlı Film Öyküsü Yanşması ile Türk sinemasında özellikle ta- rihi konularda hissedilen senaryo eksikliğıni gidermek ve yannın si- nemacılanna film üretebilecekle- ri bir platform sunmak gibi iki önemli misyon üstleniyor bu yıl. Kısa Film Yanşması, sinema konusunda eğitimli şartı aran- maksızın tüm üniversite ve yük- sekokul öğrencilerinin kahhmına açık olarak düzenleniyor. Uzun Metrajlı Film Öyküsü Ya- nşması'na ise amatör- profesyo- nel yazarlar katılabiliyor. Aday- lann yapıtlannı, Kısa Film Yanş- ması için 1 Kasım, Uzun Metraj- lı Film Öyküsü Yanşması için ise 3 Aralık tarihine dek TÜRSAK VakfVnın, Gazeteci Erol Dernek Sok. Hanif Han. No 11/2 Beyoğ- lu- tstanbul adresine ulaştırmala- n gerekiyor. 4. Istanbul Saydam Günleri'nin konuğu Fransız Marie Dorigny Depremzedelere adanan görüntüler Kültür Senisi- Gösterilerde niteliksel ge- lişmeyi hedefleyen 4.1stanbul Saydam Gün- leri'nde bu yıl 50 fotoğrafçı, objektiflerine takılan görüntüleri çeşitli mekânlarda toplam 49 etkinlikle ızleyiciye ulaştıracak. 24 Ekim'e dek sürecek olan 4. Istanbul Saydam GünJe- ri'nde Park Denizcilik, Kodak Professional, GültekinÇiüçen, Ofset Yapımevi ve Simge Kâ- ğıtçıhk'ın sponsorlugundagerçekleşiyor. Ön- ceki yıUarda olduğu gibi bu yıl da tüm fotoğ- rafçılara açık olan Istanbul Saydam Günleri, izleyıci ile fotoğrafçüan geniş bir alanda bu- luşturmayı amaçlıyor. Gösteriler, özel bölümlerdışında4 ayn ka- tegoride toplanacak: Öyküler. Basın Fotoğraf- lan, Fotoğraf ve Diğer Sanatlar, ilk Gösteri- ler ve Kategori Dışı. Fotoğrafevi-Fuji Film, Fransız Kültür Mer- kezi, ÎFSAK ve Turkcell'in salonlannda ger- çekleştırilecek olan 4. Istanbul Saydam Gün- leri'nin açıhş gösterisinı Mimar Sinan Üni- versitesi Fotoğraf Bölümü öğrencilennden Tuba Dadandı ve M.Kağan Hekim gerçekleş- tirdi. Saydam gösterisi alanında üniversite gençliğinin etkinliğini artnrmak amacıylabaş- latılan ve bu yıl Kodak Proffessional'ın des- teğiyle verilen Saydam Gösterisi Bursu'nu alan iki genç fotoğrafçı. 'Yollarda' adlı gös- teride karayolu öyküleri anlattılar. Saydam Günleri'nin 'Saygı' bölümünde bu yıl 17 Agustos Marmara Depremi'nde yitir- diğimiz KASK üyesı fotoğrafçılann nezdin- de deprem bölgesindeki tüm insanlara adan- dı. Bu bölümde EmreEmin'in "Anısuıa". Bu- rakKara ve İlkerAkgüner' in 'Sıradan Bir Gü- ne OzJem', Kutup Dalgakıran' ın 'Türkiye ve Vunanistan Depremlerf, ABÖz'ün 'Dipten Ge- kn Dalga', GülhanKınfave Öıge Ünlütürk ün •Değirnıendere' adlı gösterileri yer alıyor. Etkinligin 'Konferans' bölümü bu yıl iki ko- nuğu ağırlayacak. Konuklardan ilki Kamil Fı- rat bugün saat 18.00'de Turkcell Salonu'nda 'Fotoğraf ve Oryantalizm' başlıklı bir konfe- rans verecek. Orhan Alptürk'ün 'Fotoğrafve Eleştiri" adlı konferansı ise 23 Ekim Cumar- tesi günü saat 19.00'da Fotografevi Fujifılm Salonu'nda gerçekleşecek. Bu yılın 'konuk ülke'si Fransa. Fransız Kül- tür Merkezi'nin sponsorluğuyla Istanbul Say- dam Günleri'ne konuk olan MarieDorignv 'D&- ğu Sınınnda Göç' adlı gösterisini yann saat 19.00'da Fransız Kültür Merkezi'nde suna- cak. SIPA Press'in fotoğrafçılanndan olan Do- rigny'nin gösterisi 23 Ekim Cumartesi günü saat 17.00'de iFSAK'ın salonunda yinelene- cek. Gösteri sahiplerine sembolik birtelif öde- mesinin yapılacağı Istanbul Saydam Günle- ri'nde yann Turkcell salonunda herkese açık bir tartışma toplantısı da yapılacak. Saydam gösterilerinin niteliğinin değerlendirileceği toplanrıya Hilmi Etikan, Cemü Ağaakoğnı ve M. Emin AHan da katılacak. BUAŞAMADA ŞUKRAN KURDAKUL Fakir Baykurfun Öykü ve Romanları Fakir Baykurt ve kuşağının birincil özelliği ken- dilerine ve ülkelerine yabancılaşmamış olmalandır. Bir edebiyat adamı için yaşadıklannı yazmanın zorunlu olmadığını biliyorum ama öncülerin başya- pıtları yaşamlanndan soyutlanabilir mi? Dönemlerinin toplumsal/ siyasal etkileri yok mu- dur bu yapıtlarda? Fakir'in ilk öykülerini yayımladığı 1950-54 yılların- da özellikle kırsal kesim büyük değişim yaşıyordu. Bu yıllarda tanm ilişkilerinde geleneksel yapı çözül- meye başlamış, "Marşal yardım planı" uygulama- sıyla orta ve büyük köyiülük üretim araçlannı değiş- tirmeye yönelmişti. "Sabıt sermaye "den yoksun ol- ması nedeniyle üretim araçlannı yenileyemeyen kü- çük köyiülük proleterleşiyordu. Bu evresinde yakın çevre ilişkilerine bağlı gözlem- lerden kaynaklanan Baykurt öyküsü, ayn yerel özel- likleri, ayn sosyo-ekonomik yapısı, ayn gelenek ve görenekleri olan köyü yansıtırken 1946'lardan son- raki değişmenin etki alanı dışmda görünür. Bu ne- denle işlediği konular, eski dönemlerin miras bırak- tığı sorunlara dayanmaktadır. Genellikle bırinci tekil kişi anlatışıyla kurulan öy- külerdir bunlar. Sait Faik'i severek okuduğu sezi- len bir yazann kişilerin'ın içyaşam özelliklerini yan- srttığı öykülerinde insanın konuşundaki sıcaklık ve ustalık değişik etkiler yaratmıştır. Baykurt'un 1960'tan sonraki yaprtlannı oluşturan ürünlerindeyse inseinlar, temel toplumsal etmenleri ortaya çıkaracak nitelikler kazanmışlardır. Devleti temsJI edenlerin anlayışsızlıkları, yasadışı hareket- leri ile sömürücüler, çıkârcılar, geleneksel kurumlar karşısında eğilmezler. Tartışma, öfketenme, küfür, sal- dın gibi bireysel korunma siiahlanna başvururlar. Tahsildar, jandarma, muhtar, tefeci, büyük toprak sa- hibi önünde yer yer ve güçlerini kullanarak, kamu vicdanını harekete geçirmeye çalışarak boyun eğ- medikterini göstermek isterler. Baykurt öyküsünde, değişen toplum koşullan kır- sal kesimde yeni insan tipleri ortaya çıkardıkça, öy- küleri de yeni sorunlar, yeni algılama biçimleriyle yeni etkiler kazanmaya başlar. Yazann geneldeki başansı kişileri koyuştaki başansıdır. Temel öğe olan doğal ve inandıncı konuşmalarla sağlar bunu. Kır- sal kesim insanlannın umarsızlığını, ümidini, diren- cini (kendi diliyle) ortaya koyan bu konuşmalar, öy- küdedurum-davranış doğallığını sağlama öğeleri ola- rak da görünür. Fakir Baykurt ilk romanlan Yılanlann öcü ve Iraz- ca'nın Diriiği'nöe derebey artıklanndan birinin top- raklannı satın alarak küçük ve orta üretici durumu- nagelen Karataş köylülerini sergiler. Demokrat Par- ti'nin iktidarda olduğu dönemdir. Roman, Irazca ile oğlu Kara Bayram ailesinin -evlerini körletecek bir arsa üzerinde konut yapmak isteyen- Köykurulu üyesi (Hacali) ile çatışkılanyla başlar. Muhtann ara- ya girmesiyle olay yoksul varsıl savaşımına dönü- şür. Iç ve dış sermayenin köydeki en küçük bağda- şıklan siyasal iktidaıia bütünleşmenin bilincindedir (sf. 89). Parasal güçlerine güvenen kişilerdir (sf. 153). Vbksul için ancak 'hasrmn kanncaysa da tıorsun- ma" mantığına bağlı bireysel direnç söz konusudur (sf. 87). Roman geliştikçe deviet, yasa, kamusal, ah- lak gibi kavramlar geçerliğini yttiriıier. Bürokrasinin halkçı kanadını simgeleyen kaymakamla Irazca Ana'nın bağdaşıklığı, kapitalist ilişkilere geçiş döne- minin vazgeçilmez öğesi orta üreticiyi simgeleyen muhtaria siyasal iktidar bağdaşıklığı karşısında ye- nik düşer. Gerçekte söz konusu olan genel bir yenilgi ve çö- zülüştür. Küçük üretici ya da ortakçının proleterleş- mesi olayıdır. Irazca Üçlüsû olarak nitelenen bu dizinin son ro- manı Kara Ahmet Destanı'nda çözülüşün köyden kente göç biçiminde görünen ikinci aşaması işlen- miştir. Bu aşamada Irazca ailesinin ikinci kuşağı (Kara Bayram ile kansı Hatça) gecekondu halkının kişileri olarak çıkmaktadır. Üçüncü kuşak, 1960'tan sonra hangi sınıf ve tabakadan geldiğini algılayarak yeni eylem biçimleriyle toplumu değiştırmek isteyen 1965 sonrasının genç insanlarıdır. Romanda kentin yeni "sakin lerinin ekonomik-toplumsal savaşımı, iş- yeri, konut, okul, çevre ilişkileri içinde verilir. Son ku- şak bireyleriyse kişiliklerinde toplumsal sorunlann patlama noktasına ulaştığı 1970 öncesi koşullann- da yükseköğrenim gençliğini simgeler. Fakir Baykurt'un öteki romanlannda da "köylü yaşayışını halkçı ve devrimciaçıdan" yansrtma ama- cı egemendir. Aykın toplum güçlerini temsil eden iki köy ağasıyla dünyayı değiştireceğine inanan öğret- menin savaşımının işlendiği Onuncu Köy'öe kırsal kesimdeki farklılaşma vurgulanır. Amerikan Sargı- s/'nda Ankara yöresindeki bir köyde uygulanmak is- tenen "Pilot Proje'nm yol açtığı olağanüstü durum sergilenmiştir. Kaplumbağalar, kendi çalışma, sabır ve istem gücünü ortaya koyan topraksız köyüyle, çağ dışı kurumlara dayanan devletin kendi halkına yabancılaşması olayının romanıdır. Tırpan'da daha genç kızlık duyarlığının bilincine bile varmamış 12- 13 yaşlannda bir çocuğun 50 yaşındaki zengin ara- cıya satılmasına karşı koyuşu işlenir. Gelecek haftaki yazımda Fakir Baykurt romanı- nın genel özellikleri üzerinde durmaya çalışacağım. Kematettm Tuğcu anılıyor • Kültür Servisi - Kitaplanyla üç kuşagın çocuklanna ulaşan ve çocuklann duygu dünyalannda kalıcı izler bırakan Kemalettin Tuğcu, ölümünün 4. yıldönümü olan bugün Çengelköy Mezarlığı'nda anılacak. Yazann ailesi ve dostlanmn, çocuk kitabı yazarlanmn ve yazann kitaplannın basımını yapan ya>nnevleri temsilcilerinin de katılacağı törende çocuklara Tuğcu'nun kitaplan armağan edilecek. Çocuk Vakfi tarafından düzenlenen törende, vakfin başkanı Mustafa Ruhi Şirin, açılacak yeni çocuk kütüphanesine Kemalettin Tuğcu'nun adının verilmesi için Kültür Bakanı Istemihan Talay'a yazdığı mektubu okuyacak. Unpkjgged Konserler' dizisi • Kültür Servisi - Film Gösteri Sanatlan Tanıtım ve Yapımcılık, Ada Etkinlik Salonu'nda 'Unplugged Konserler' başlığı altında bir dizi etkinlik gerçekleştiriyor. Bugün Grup Çığ ile başlayacak konserler 25 Ekim'de Bülent Ortaçgil, 26 Ekim'de Düş Sokağı Sakinleri, 27 Ekim'de Bulutsuzluk Özlemi, 2 Kasım'da Kardeş Türküler, 6 Kasım'da Üç Deniz Topluluğu, 10 Kasım'da Teoman, 17 Kasım'da Nazan Oncel, 23 Kasım'da Feridun Düzağaç, 24 Kasım'da da Şebnem Ferah ile sürecek. Yıl boyunca sürecek konserlerde sanatçılar sevdikleri şarkılan seslendirerek farklı bir tarz deneyecekler. (244 28 39)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear