25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 20 OCAK 1999 ÇARŞAMBA HABERLER lÜ'de Atatürk'e hakaret içeren afişlerin asılması üzerine bir grup öğrenci yeni bir hareket başlattı 'Hedefimiz özgür ve laîk üniversite' tPEKYEZDANİ "Yobuduldann, çeteierin kol gezdiği bir yönetimin değil. başmda Mustafa Kemal gi- bidevrimcüeriıı oktuğu,demokratik. laik. ba- ğunsz ve devamiı iierieyen cumhuriyetin gençteriyiz." Bu sözlenn sahıbı. geçen yıl 10 Kasım'da Istanbul Üniversitesı'ne Ata- türk'e hakaret içeren afişler asılması üzeri- ne "Rir şey yapmajı" düşüncesi ile bir ara- ya gelen Istanbul Üruversitesi öğrencılen- nin oluşturduğu "Devrûnci Cumhuriyetçi Gençter." "Gerçekten demokratik, laik ve tam ba- ğunsız Türkiye'' ılkesı etrafında birleşen 1Ü ögrencileri. "Bb öncetilde okulun. ögrenci- lerin sorunlanyla ve ülkedeki durumun öğ- renci sonmlaruıa nasıl yansıdığıyla Ugileni- voruz" dıyorlar. Yaşlan 18 ıle 20 arasında değışen .Mehmet, Zümriit,Eren, Emre, Öz- leın ve Hande. öğrenci sorunlanna bakışla- nyla ilgili sorulanmızı yanıtladılar: - Devrimci Cumhuriyetçi GençJer nasıl ohışaı? Mehmet: Geçen yıl 10 Kasım'da gerici- ler üniversiteye Atatürk'e hakaret içeren afişier asıyorlardı. Bunun üzerine biz de bir araya gelip "Atatürk'e saygı" başlığıyla, 10 Kasım'la ilgili bir bıldınhazırlayıpdağıttık. Bıtdirinin altına atılacak imza ıçın de en uy- gun tanım olarak "Devrimci Cumhuriyetçi Gençkr"i bulduk. Daha sonra bu ışı devam ettirmeyekarar verdik. Türkiye'run kendı de- ğerknne sahipçıkan, gücünü cumhuriyet dev- rimlerinden ve 68 kuşağından alan bir sese ihtiyaç vardı. Biz bu sesi örgütledik. - Amacınız nedir? Mehmet: Esas olarak devrimci cumhu- riyetçi gençlerin birleştiği nokta laiklik, ba- ğımsızlık ve Mustafa Kemal'in altı okudur. Dolayısıyla da amacımız gerçekten demok- ratik ve tam bağımsız bir Türkiye. Ancak biz buradan yola çıkarak öncelikle okulumu- zun sorunlanyla ilgilenip okula sahip çık- maya çalışıyoruz. Bu durumun öğrenci so- runlanna nasıl yansıdığıyla ilgileniyoruz. Emre: Bir dergimiz var. Her şeyden ön- ce bizi tanırması bakımından çok önemli. -Öğrenci Koıtseyleri'yle (Öğrenci Terasü- ci KuruUan) ilgili düşünceieriniz nedir? Özlem: Konseyın aksayan yönleri mut- laka var ve biz konseyın bu aksayan antide- mokratik yönlerine karşıyız. Ama yine de bu belli bir kazanımdır diye düşünüyonız. Bunu kullanmak elimizde olduğuna göre kullanabildiğimız kadar kullanrnalıyız. Emre: Birçok insan. "Biz YÖK'ün kuk- laa mı olacagrz, niye böyie bir şeye alet ola- hm" diye bu konseylere girmedi. Ancak biz girmeye çalışıyoruz. En azından öğrenci konseyini şeriatçılara kaptırmamış oluyo- ruz bu şekilde. - Nasıl bir üniversite istiyorsunuz? Mehmet: Hakaretsiz, şiddetsız, özgür bir tartışma ortamı olan üniversite ıstiyonız. Jn- sanlar fıkirlerini herkese açıklayabilsin ama birbirlerine hakaret etmeden. Mustafa Ke- mal 'e put demeden mesela.Tabii her şey- den önce bilimsel, parasız, laik, demokra- tik eğitımın verildiğı bir üniversite istiyoruz. Zümriit: Biz bir şeylerin ya da birileri- nın karşısında olarak ortaya çıkmadık zaten. •Devrimci Cumhuriyetçi Gençler' hareketinin üyeJeri, demokratik, laik ve tam bağımsız bir Türkiye istiyor. Yanmda olduğumuz şeyler de cumhuriyet devrimi, kazanımlan, Atatürk ilkeleri. - YÖK'e bakış açıraz nedir? Mebmet: YOIC bilimsel, demokratik, özerk üniversıtenin önündeki en büyük en- geldir. Özellıkle son disiplin yönermeliğin- de "Eytemlere kabian öğrenciler okukian uzaklaşbrüabiiir" gıbı maddeler var. Böyle bir yönetmelik, tüm demokrat öğrencilerin yapacağı eylemlere de karşı olacaktır. - Üniversitede ne gibi etkinJilder yürütü- yorsunuz? Mehmet: Geçen yıl 10 Kasım'da, lOKa- sım'ın bir ağlama duvan olmadığı, tam ter- sine cumhuriyetı ilerletmek için büyük bir mücadeleyegirifmesigerektığini vebir şey- ler yaparak Mustafa Kemari yaşatmamız ge- rektiğini anlatan bir broşür hazırladık. Ge- çen yıl Menemen olayının yıldönümünde okuldaki anıtın önünde bir anma töreni yap- tık. Daha sonra insanlara nasıl ulaşacağımı- zı düşünürken dergi fikri ortaya çıktı, dergi çıkarmaya başladık. Derginin şımdi iiçün- cü sayısı çıktı. Bu yıl Menemen olayının 68'incı yıldönümünde de "Menemen'den günümüze irtjca" paneli düzenledik. -Türban genelgesme nasıl bakrvorsunuz? Mehmet: Okul ıdaresı türban genelge- siyle olsun, başka yollardan olsun, gencili- ğe karşı bir mücadele verdi ve veriyor. Biz de bunu destekliyoruz. Bize göre türbanla okula girmek demek Atatürk'e put afışini asmakla birdir. Ancak yurtlarhâlâ şeriatçı- lann elinde. Bu yurtlan kullanarak insanla- nn beyinlerini yıkıyorlar. Bu yurtlann de- netim altına ahnması gerekiyor. lcisieri Bakanı, emniyeti uyardı Seçim döneminde vatandaşa hoşgörü ve anlayış çağnsı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - tçışlen Bakanı Cavit Bayar, emnıyette ya- pılan ba>Tamlaşma törenın- de Türkiye'nin önünde önemli bir seçim dönemi bulunduğunu vurgulayarak emniyet görevlilerinden çok hassas olmalannı istedi. Bayar, PKK lideri Abdul- lah Öcalan'la ilgili soru üzerine. u Şu anda bu Idşi yurtdışında olduğu için yet- kfli bakanlıklar adalet ve dışişleri bakanlıklandır. Onun için bu sorulan oıua- ra tevcih etmeniz gerekir. Türkiye'ye gelince her tür- lü sorulan sorabilirsiniz" demekle yetindi. Ankara Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü'nde ya- pılan bayramlaşma törenin- de konuşan Bayar, 10 yıl önce Ankara Valiliği yap- tığı dönemde yine polisler- le bırlikte aynı mekânlan paylaştığını anımsattı. Ba- yar, ömrünü idareye ver- miş bir insan olduğunu, bu görevleri sırasında emni- yet teşkilatı ile iç içe ve yan yana çalıştıgını bildirerek sözlerini şöyle sürdürdü: "Meslekten uzak kaku- gun sürelerde çahşmalan- nızı zevkle, iftiharla izte- dim. Son zamanlarda bü- yük başardar ekk ettiniz. Bu cefakâr kardeşlerimi bir keredaha kutiamak tstiyo- rum. Önümûzde oldukça önemli bir seçim dönemi var. Hepinizin çok hassas ohnanındflemektevirn.Va- tandaşlanmıza karşı anla- yışa,boşgörüiü, me>-zuada- nn uygulanmasuıda kati- yen tavfcvennevBn. herza- manoiduğu gibi vatandaş- lanmıza karşı gfiven veren nırumiçiiKkolacağınızıbi- Byonım." Emniyet Genel Müdürü Necati Bilican da bayramı sağlık ve huzur içinde kut- lamamn mutluluğunu yaşa- dıklannı belirterek emni- yet teşkilatının bayramlaf; da da ayn sorumluluğVu OIT dugunu söyledi. Büican, vatandaşlar tatile çıkarken emniyet teşkilatı mensup- lannın onların can ve mal güvenliği yanmda güvenli seyahat etmelen için de ted- bir aldığını bildirdi. Bilican, polisin nüfusun yüzde 65'inin yaşadığı bir alanda görev yapuğını, se- çimlerin en iyi şekilde ya- pılması için teşkilat görev- lilerine büyük sorumluluk düştüğünü belirtti. Seçim döneminde imkânlann en iyi şekilde kullanılarak dik- katli görev yapılmasını is- teyen Bilican, polisin 1998 senesınde başanlı çalışma verdigini kaydederek bun- dan dolayı teşekkür etti. lzmir'de Vali KemalNeh- rozoğlu. "Herkesin tatili, bayramı, gecesi var. sizin yok. Bu çalışma koşullan- nın dışında. bir de >asadışı kişilerle muhatap oluyor- sunuz. Bunlarla mücadele ederek 65 miryon insanın mutlu yaşamasına imkân saöıyorsunuz" dedı. Tstanbul Emniyet Müdü- rü HasanÖzdemir, Türki- ye Polis Emeklileri Sosyal Yardımlaşma Derneği Ge- nel Merkezi'ni ziyaret etti. Arastırma baslatıldı 107yıllıkMahvel Kahvesi yandı BURSA (Cumhuriyet) - Bursa'nın en önemli sivil mimarlıkömeği yapılann- dan biri olan Mahvel Kah- vesi önceki gece yandı. 107 yıllık tarihi bulunan Setba- şı'ndaki ahşap bina elekt- rik kontağındân çıkan yan- gın sonucu kullanılmaz ha- le geldi. Kentin en ünlü ve en es- ki kahvelerinden olan Mah- vel Kahvesi'nin mülkiyeti SSK Genel Müdürlüğü'ne aitti ve_31 yıldır Osman Enver Özd tarafından iş- letiliyordu. Iki bölümden oluşan Mahvel Kahvesi'nin kullanılan eski bölümün- deki yangın önceki gece yansı kahvenin odunluk kısmından başladı ve kısa sürede yayıldı. Itfaiyenin çabası yapının kullanıla- maz hale gelmesim engel- leyemedi. Tarihi yapmın yanında- ki boş alanda Kültür ve Ta- biat Varlıklan'nı Koruma Kurulu'nunonayı ileresto- rasyon calışmalan başla- tılmıştı. Yangınm restore- sine başlanmayan bölümde olmaması dikkat çekicı bu- lunduve arastırma baslanl- dı. Bursa Büyükşehir Bele- diye Başkanı Erdem Sa- ker, tarihi yapmın yanma- sına çok üzüldüğünü, yan- gında kasıt olamayacağını savunarak şunlan söyledi: "Önceki akşam çıkan yangında tarihi Mahvel Kahvesi'nin yanması son derece üzücüdür. Bilindiği gibi biz o bölgede restoras- von çaoşmalaruıa başlamış veŞehir Kütüphanesi'ni ve esfci sara> sinemasını haya- ta kazandırma çalışmala- nna baslamışnk SSK'nin müUdyetinde olan Mahvel Kahvesi'ni20yıllığma kira- lamakistemistik.Aııcakşu an bu binanın işlerme hak- kını alan müstecir arkadaş projelerini sunarak anlaş- masını yenilemişti. Bu aşa- madabizdebelediye oiarak restorasyon çalışmalannı tamamlanması ardından çevreniıı \esilfendirilmesini üzerimize almtşök." CHP'li Ergül seçimler için hazırladığı kitapçıkta DYP liderine bir bölüm ayırdı Çüler'in çıkııuyla oy toplayacak ANKARA(ANKA)-Çfflerailesinin peşini bırakmayan CHP tzmır Millet- vekili Sabri Ergül. seçimlere yönelik hazırladığı 223 sayfthk "TBMM'deL5 Yıl" adlı kitapçıkta Çiller'in 14 kılog- ram ağırlığındaki çıkınına bir bölüm ayırdı. Ergül, Çillerailesini "aylakta- 10011" diye suçladığı kitapçıkta, Çiller ailesinin malvarlığı ile igili calışmala- nna ve gazete haberlerine yer verdi. DYP Genel Başkanı Tansu Çiller' in Malvarlığmı Arastırma Komisyonu'nda görev aldığı dönemde, maivarlığının kaynağının gösterilemediğini savuna- rak Özer Çiller hakkında suç duyunı- sunda bulunan CHP tzmir Milletveki- li Sabri Ergül, bu çalışmalannı 18 Ni- san seçimleri sırasında kullanmaya dö- nük bir kitapçık hazirladı. TBMM'de 2,5 yıl boyunca yaptığı bütün çalışma- lar ve eylemlerle ilgili bilgiler ile bu konulardaki gazete kupürlerine yer ve- ren Ergül. kitapçıgm sekizinci bölümü- nü "ÇiDer ve Çıkım" başlığı altında Çiller ailesine yönelik iddialarına ayır- dı. Bu bölümde 1974 yılında kendi ifa- desiyle "Cola icecek^eenti" olmayan Tansu Çiller'in 1994'teHazıne'denso- rumlu Devlet Bakanı olduğunda 40 rrilyonluk servete sahip olduğuna dik- kat çeken Ergül, Çiller bu servetin kay- nağını vermedikçe Türkiye'de dürüst- lükten ve adaletten söz edilemeyece- ğini vurguladı. Komisyon üyesi oldu- ğu dönemde elde ettiği belge ve bilgi- ler ışığında Özer Çiller'in yargılanma- sını sağladığını belirten Ergül, Çil- ler'in dokunulmazlık zırhı sayesinde mahkemeye çıkmaktan kurtulduğunu ve önce DYP-RP, sonra da DYP- ANAP-DSP işbirliğı ile komisyonlar- da Yüce Divan'a girmekten kurtuldu- ğunu anımsattı. Gazetemiz dış politika yorumcusunun ölümü nedeniyle başsağlığı mesajlan Balc nın ışıgı zamansız ,ROL MANtSAU Sevgüi Ergun'a Bu gazetede herkes için yazı yaz- dım, ama senin için yazacağtm aklım- dan hiç geçmemişti. Burada pek çok kişiyi, pek çok olayı eleştırdim, ama sana yazarken eleşrjrecek bir şey bul- mam imkânsız. Çünkü sen gerçekten dürüst, ilkeli, yazdığın herşeyi bütün aynntianna kadar inceleyen ve önyar- gısız yazan ender ınsanlardan birisin. Senin yerini kimsenin doldurabilece- ğini sanmıyorum. Seninle daha iki hafta önce, gaze- tedeki odanda, hararetli bir biçimde Irak'ı ve Kuzey Irak'ı tarnşmıştık, aynı noktada birleşmiştik. Konuşma- mızı kelimesi kelimesine hatıriıyo- rum. Zaten, bilmem kaç yıldır, senin- le herkarşılaştığımızda hemen konu- lanniçine dalar, yeni bir şeyerbuima- ya, çıkarmaya çalışırdık. Odandan heraynljşımda, olumlu bir şeyler yap- mış olmanm mutluîuğunu duymu- şumdur. Açık, iyi niyetli, dürüstçe konuşurduk. Uzun yıllar öncesinden seni tanı- mama rağmen ilk yalonhğımız 12- '13 yı! önce, seni Uluslararası Girne Konferansı'na davet ettiğimde baş- ladı. Girne'de, otelin iobisinde, saba- hın erkensaatİerine kadar yaptığımız yararlı tartışmalan hatırlıyorum. tyi niyetle. kompleksiz, önyargısiz ko- nuşmaianmızdı bunlar, sıcaklığı dun gibi hattnmda. Babıâli'de uzun yıllar, kendi ılke- lenndenözveride bulunmadan yaa ya- zan insan sayısı çok fazla değildır. Dünyanm ko'şullan. Türkiye'nin ko- şullan birçoğunu, kendi riizgânnın önüne katıp sürüldemiştir. Sen, ken- di doğmlanndan, ilkelerinden ödün vermeden yoluna devam edenferin başında geliyorsun. Yazdığın her yazınm ardında, hep kaynaklan araşttrdın, ince eleyip sık dokudun, emek verdin. Kafana bir şey takıIdığı zaman açarteiefonu tar- tışırdın. Ufacık bir olayda bile, tele- fondaki uzun tarnşmalanrmzı hattr- lıyorum. Uluslararası ilişkiieri, gali- ba, senden daha fazla tartıştığım biri olmad». Ömek bir insandın, örnek bir dü- şünürdün, örnek bir gazeteciydin. Çevrenle hep uygar üişjkiler ıçindey- dırt. Sevgili Ergun, aramızdan en ve- nmli oiduğun bir zamanda aynldın, senin yerini kimse dolduramaz. İstanbulHaberServisi- Gazetemiz Yaym Kurulu Üyesı ve dış politika yo- rumcusu Ergun Bala'nın ölümû nede- niyle dün de çok sayıda siyasetçi, ga- zeteci ve okurumuz gazetemiz yöne- ticilerine başsağlığı mesajı göndererek Cumhuriyet çalışanlanna başsağlığı diledi. Balcı'nm örnek bilge kişiliği- ne vurgu yapılan mesajlarda yazanmı- zın kaybından duyulan üzüntü dile ge- tirildi. Milli Savunma Bakanı Hikmet Sa- mi Türk. Genel Yaym Yönetmenimiz Orhan Erinç'e gönderdiğı mesajında, "Türk basınının değerti isimlerinden Cumhuriyetgazetesi yazan Ergun Bai- cı'nın vefatını üzüntü ile öğrendim. Merhuma AUah'tan rahmet, size ve şahsınızda gazetenizin değerii mensup- lanna bayağhğıdifc-r, saygdarsunanm* dedi. Eski bakanlardan DYP Urfa Millet- vekili Necmertin Cevheri ve CHP Sı- vas Milletvekıli Mahmut Işık da gaze- temiz yöneticilerine ilettikleri mesaj- larda Cumhuriyet çalışanlanna ve Bal- cı'nm ailesine başsağlığı dilediler. Sa- natçı NedretSelçukerüzünrülerini bıi- dırdiğı mesajında, yazanmız ıçın "Er- gun Bakı 'BAL'dı 'gerçek-dışı' gaze- tecilerin yanında bir bulunmaz nimet- tL.Çoksevili\t)rdu- dedi. RizeGaze- tecilerCemiyeti Başkanı FaikBakoğ- hı, atv ve Sabah gazetesinin Atina mu- habiri Stelyo Berberakis, Türkiye Ga- zetesi Genel Yayın Müdürü Feyzi Kah- raman da mesajlannda Türk basınının saygın ve bılge kalemi Balcı'nın ölü- münden büyük üzüntü duyduklannı belirttıler. Okurlanmızdan Mengüc Okan'ın mesajı ise şöyle: "Hiç tanınîadığım, yüzünü ilk defa ölüm baberiyie birfikte gördüğüm ama, Sayın llhan Selçuk'un deyişryle 'Doğ- ru ile gerçek arasındakı bağınnnın çift- Ieşmesinden ortaya çıkan mantığı" ile bize ilettiği yorumlanmn eksikligini sürekH bissedeceğim birisi için başsağ- hğı düemek güç bir tş. Ne olur, Ergun Bafcı gibigünümüze \« gelecegimize ışık tutan değerler aramızdan bu kadar za- mansız aynlmasuılar!-" ATASEV Başkanı ArifÇavdar me- sajında Balcı'nın ölümünden duydu- ğu üzüntüyü bildirerek "Yeri koJaydot- durulma>acak olan bu seçkin yazann kaybı nedenn le Cumhuriyet ailesinin ve ulusumuzun başı sağ olsun" dedı. Okurlanmızdan Sacit Semei, Vefi Devecioghı, Hayri Yılmaz ve Yakup Yavuzer de mesajlannda üzüntülenni ve başsağlığı dileklerini ilettiler. STELYO BERBERAKİS FuATKOZLUKLU Sana söz veriyorunu.. ErgunAğabey hoşça kal! ATlNA - Müslüman ve Hıristiyan bayram günlerin- de her zaman "bayramlaş- tiğun" Ergun Ağabeyımle yine bır bayram günü bu şe- kilde temas kuracağımı hiç düşünmemiştim. Çünkü dü- şünmek bile istemezdim. Yaklaşık 11 yılda geliştir- diğimiz dostluk ve ağabey- kardeş ilişkilerimiz o denli koyulaşmıştı ki Cumhuri- yet gazetesinin Atına mu- habiri olarak çalıştığım sû- re içerisinde Ergun Ağa- bey'i hiçbir zaman kurubir "şeT1 olarak görememiştim. Aklımda her zaman genç bir üniversite öğrencisinin görünümüyle kalacak olan blucinli ve zaman zaman ta- kıldığımız "dağınık saçlı" Ergun Ağabey'i "Türkba- sın dünvasuun nadiren vetis- tinügi nazik. tdbar, kimsenin kalbini kırmamak için bazen kendi kendini kahreden ba- ba. ağabev. hoca, dost ve in- saniolduğu kadar profesyo- nel olarak son derece kıy- metii" gibi tanımların tü- müne layık bir insan olarak tanıdım. Ergun Ağabey'i tanıyan- larve onunla bırlikte çalışan- lar bu tanımlamalann "öy- le laf obun diye" yazılma- dığını iyi bilir. Onun için ne yazılsa. ne çizilse az... Er- gun Ağabey'i tanıma ve onunla çalışma fırsatını bu- lamayanlann ise büyük bir kayba uğradıklannı söyle- mek de abartı sayılmaz. "Yahu Stelyocuğum, ya- zını gördüm, çok iyi de. bi- raz uzunca yazmışsın. Gel seninle şunu telefonda kesip biçeiim_Neresiniatahmsen söyle... Ha, bir de._ Yahu Stelyocuğum. haberin en önemli paragraftnı en sona bırakmışsm, gd şunu başa p- kartaum»* 1 gıbı laflann ku- laklarımda çınlıyor hâlâ. Ergun Ağabey. "Ubn v ^ lahi. dünyanın her taraftnı gezdim. ama nasılsa yakın. her an giderim diye bir rek şu Atina'ya gelemedim be_" diyerek benim "Ya Ergun Ağabey,şu Atina'ya geleme- din gfttL ayıp be abi.." şek- lındekı sitemlenmi bertaraf etmeye çalışır ve "Bak_ Bu bay ramda geiebilirim ba.-n gibi bana "klasik" gelen cevaplarverirdi. Ergun Ağabey. seninle birlikte çalışmış olmaktan kıvanç duyuyorum. Senin bize öğrettiklerini sonuna kadar yaşatmaya çalışaca- ğim. En önemli paragrafla- n da yazmın başında kul- lanmayı öğreneceğim. Söz... Acı ve tatlı günlenni pay- laştığın kardeşin Stelyo... WASHINGTON-Acıha- benn en dayanılmazı gurbet- te iken duyulan olmalı!.. Er- gun Abi bize veda ettiği an- dan itibaren tüm sevenlerini gözyaşlanna boğdu. Metin olmaya, hiçbir zaman alışa- mayacağım "vedasmı" ka- bullenmeye çalışıyorum. 1982'dekatıldığımCum- buriyetaılesinde son 7 yıldır "O" benim sefimdi. Dış Ha- berler Servisı'ndeki "kar- deşlerimin" dediği gibi, "O, bvzim servis arkadaşiınızdı" ve ben diğerleri gibi "onun evladanndan" binydım. Bulamadığı zamanlar te- lesekreterime biraktığı not- lanna bile şefkat dolu. genç yüreğinden birkaç kelime ek- lerdi. Çoğu zaman bir parag- raf uzunluğundaki cümlele- rimden kurtulmam için çok çabaladı. Kırmadan ve öfke- lenmeden... Hoşgörüyletüm kötülüklerin silineceğıni sa- bırla belleterek... Baktı olacak gibi değil, sa- nınm 1994 Temmuzu'nda u LJzülmc_ Ben de zamaran- da zorlannuştım. Ama cüm- lelerin kısa oiursa hem oku- yucu sıkılmaz hem de senin için rahat olur. Tıpkı yaşam gBx. yonımsuz, sade, kıs» ve mütevazL-" dedi. Hiç unutmadım... Bu söz- leriyle adeta yaşamını da özetlemiştı. Bundan beş yıl önce Was- hington"da görevli üst düzey bir Türk diplomat "Dış po- litika değeriendirmeleriyle rjiwrehberlikediyor* demış- ti. Yazılanndan tanıdığı Er- gun Abi'ye selam ve saygı- lannı iletmemi istemişti. Duyduğunda tepkisi her zamankı gibi mütevazıydı, "Aman efendim, ütnat edi- yorlanJ" Diplomat dostum pazar akşamı ağlamaklı se- siyle başsağlığı dileklerini iletirken Ergun Abi'nin arka- sından hepimizin sorduğu soruyu yineledi' "ŞİTIMH ne yapacağn?" ABD Dışişleri Bakanlığı. her ülkenin günlük gazete ve televizyonlanndan bazı ha- berlerie seçme yazarlann yo- rumlannı, ilgilileri için In- gilizceye çevirip yayımlar. Washington'da dış muha- birliği öğrenmeye başladığı- mın ilk gününden beri Er- gun Abi'nin yazılan o çevı- rilerin değişmezleri arasında yeraldı. Yorumlan, Türkiye ile ilgili polrrikalarm sekillen- dırildiğı NVashington'daki bir- çok binmın de rehberiydi. Acı haberin en dayanıl- mazı gurbette iken duyulan olsa gerek... Tüm sevenlen gibi kahroldum. Eşsiz insan hoşça kal. DTP Cenel Kurulu Cindoruk: Adayım Yalım ErezİstanbulHaberServisi- DTP Genel Baş- kanı Hüsanıertin Cindoruk, I Şubat 1999 tarihinde partisinin olağanüstü genel ku- rulunun yapılacağını anımsatarak, kongre- de Muğia Bağımsız Milletvekilı Yahm Erez'i destekleyeceğini söyledi. Cindo- ruk, "Ben kurucugendbaşkamm. Adavvn Yahm Erez" dedi. DTP tstanbul ll Merkezi'nde partiliîer- lc bayramlaşan Hüsamettin Cindoruk, Tür- kiye'nin 3-4 ayda hükümet kurdurma be- cerisi gösteremeyen Hderler tarafindan yö- netildiğini savunarak kunılan hükümetin de 56. değil. "55 buçnğuncu hükümet" olduğunu öne sürdü. DTP'nin ilkelerini halka açmayı ve ye- ni bir toplanma adresi ortaya çücarmayi hedeflediklerini ifade eden Cindoruk, DTP'nin genel başkan hegemonyası altm- da kalmayacağını kaydettı. Cindoruk, " l Şubat günü Türldye sij-asitarihi içinönem- î otacak. DTP kongre yapacak ve yeni ge- nd başkanını seçecek. DTPbir Bke imzaata- cak \e siyasi hayata örnek olacak'" şeklin- de konuştu. Siyasi ahlakı ön plana alan bir parti ol- duklannı ifade eden Cindoruk, 1 Şubat'ta partüıin yeni genel başkanını seçmesinin yanı sıra GlK üyelerinin sayisınm da arta- cağını ve partisinin tekrar Meclis'te grup kurma ve pariamentoda etkili hale gelme aşamasma ulaşacağını söyledi. Kendisi- nin Eskişehir'den millervekili adayı ola- cagını da haürlatan Cindoruk, tüm parti üye- lerinin yeni genel başkanın arkasmda ça- lışacağmı bildirdi. Cindoruk, Muğla Bağûn- sız Milletvekili Yalım Erez'in önümûzde- ki hafta DTP'ye katılacağını ve kongrede Erez'i destekleyeceğini, böylece DTP'nin genel baskan kartel ve tekellerini yıkaca- gını kaydetti. Siyasi parti genel başkanlığının bir sü- re sonra duygusal hale geldiğine de isaret eden Cindoruk, "Ben kunıcu genel başka- nını. Benim adayım Yalım Erez. Ben kunı- cu genel başkanım, başka srfat istemiyo- rum" dedi. Yalım Erez'le 20 yıldır tanışnklannı be- lirten Cindoruk, Erez'in değerlerini ya- kmdan bildiğini de söyledi. DTP Genel Başkanı Cindoruk, bir gazetecinin. "1 Şu- bat'ta Yahm Erez DTP Genel Başkanı cfi- yebib'r aûyiz" şeklindeki sorusunu, "Diye- .u . biSrsiruz. Ben kongreyi ipotek altına abiu- ' yorum. ama tabarumız Erez'in genel baş- kankğını sıcak karşılanıtşOr" diye yanıtladı. Corüsme bayram sonrası Ecevit'ten IMF'ye acil yardım davetiANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Ulusla- rarasıParaFonu na(IMF)u acil)ardun"çag- nsı yapan Başbakan Büknt Ecevit, bankalar yasa tasansı basta olmak üzere bazı yapısal reformlarla Türkiye'nin uluslararası mali ilişkjlerinde büyük kolaylık elde edeceğini söyledi. IMF ile bayramdan sonra görüşme- lerin başjayacağı belirtildi. Yılm ilk 4 aylık dönemi için 24 milyar li- ralık iç ve dış borç ödemesi nedeniyle sıkı- şan 56. hükümet. bayramdan sonra IMF ile görüşmelere hazııianıyoc Başbakanlık'ta dün gazetecilerle bayramlaşan Başbakan Ecevit, IMF'ye yapılan "acil vanhm" çağnsı üzeri- ne bir yanıt alıp almadığmın sorulması üze- rine, "Daha dün bir, bugün ikL IMF Be mü- zakerelerfa)b)sonuç>ierecekrnüzakereierde- ğ3dir.ŞaanadekIMFaegörüşrnelenleohım- hı bir seyir izlendi 55. hükümet döneminde. Bazı yasalan çıkarmak gerekiyor. IMF iste- dJğiiçHidegflbizBngcreksinnıenıiz olduğu içm. Eğer bu yasalan çıkarabilirsek hem içeride hem de uhıslararası maö ilişkilerde çok bû- yük kolayhk ekk edeb&ceğiz'' dedi. Bankalar yasa tasansınm TBMM tatile girmeden önce öncelikli olarak görüşülme- si gerektiğini anlatan Ecevit. önceki gün ANAP Genel Başkanı MesutYdmaz ve DYP Genel Başkanı Tansu Çfller ıle yeniden gö- rüştûgünii, bayram tatilinin son günlerinde par- tilerin grup yöneticilerinin bir araya gele- ceklerini söyledi. Ecevit, bu görüşmeler so- nucunda tam bir uzlaşma sağlanacağmı be- lirterek "Bunu bemen TBMMden gecirebi- firsek almakta oMufnmuz önkmlerin gereğl gibi uygukuıabibnesi ve sonuç verebümesioi sağiavabffiriz" diye konuştu. Kullandığı makam araçlan konusundaki spekülasyonlara da açıkiık getirmek istedi- ğinr anlatan Ecevit yerli araba seçiş nedeni- ninyalnızca tasarruf değil yerli otomotiv sa- nayüni deteşvik etmek olduğunu söyledi. Tür- kiye'de bir hayügelişmiş otomotiv sanayiiol- masma karşın artan miktarda yabancı lüksara- balar rthal edildiğine dikkat çeken Ecevit, "Ben biraz yerii makry ım. Çağdışı sayilma- yacagınu umanm. En çağdâş, pazar ekono- misini en Beri öiçfide uygulayan demokratik ülkelentekerıdıınallaruukullanmayolıuMİa büyük çabalar vanhr,amanedense bu yadır- ganıyor" dedi. "Yerlî sanayı zu-hb araba vapanuvor" ge- rekçesinin de yersiz olduğuna dikkat çeken Ecevit, "Ben sanayküeresöykdim. Bana2 ay- da zjrhb araba yapnlar Yani Türkiye'nin o bakımdan hiçbireksiği yok" dedi. Ecevit, ta- sarruf üzerinde durulmasını da bazı çevre- lerrn yadırgadığmı anımsatarak en zengin ülkeierin bile makul ölçüler içerisinde tasar- rufa büyük önem verdiklerini kaydetti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear