25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
20 OCAH 1999 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA 17 Zıpırlık Istantul'daki Tüm Eczare Sahipleri Kooperatrfi'nde (Tes Koop) sendikalaşmaya çalışai şçileri "kişisel kahramanlık" ve u zıpırlk"la suçlayan ^y5netim kurulu ' üyesi Osman I Erden Gökbudak'a, ecza kooperattflerindeki emekçilerden yanrt geldi: "insanlann kendi bulunduğu alanlarda örgütlenmeleri, sendikalı olmalan kadar doğal ve demokratik olan başka bir şey yoktur. Sanınz, geçmişinizi unutuverdiniz. Öğrencilik yıllannızda bu örgütlenmelerin içirtde aktif olarak bulunmuştunuz. Ne zamandan beri örgütlenmek, zorbalık, kişisel kahramanlık ve zıpırlık olmuştur? Tes Koop, sermayesinin yüzde 95'ini banka kredisi ile sağlryorsa bu emekçilerin değil sizin eksikliğinizdir. Kaldı ki demokratlık yer, zaman ve mekâna göre değişim sağlamadığı gibi demokratlığın sahtesi de olmaz. Demokratlık dünyanın her yerinde aynıdır. Teoride demokrat olmak kolay ama, hem teoride hem pratikte demokrat olmak zor zanaattır." Tel: 0.212.512 05 05 faks: 0.212.512 44 9?Etektronik posta: som@posta.ctmiliwiyetcoin.tr - Üniversite mezunlan iş bulamryormuş... "Üniversite gibi üniversite bulunuvor mu ki. mezunu is bulsun!" ırat Üniversrtesi Veteriner Fakültesi'ni biti- riyor Sait Bilgiç veaynı üniversiteninSağ- lık Bilimleri Enstitüsü'nde veteriner prog- ramı anatomi ana bilim dalında doktora eğitimine başlıyor. Veteriner Sait Bilgiç, "akkara- man koyunu ile kıl keçisinde carotis communis ve son kolları üzerinde makro anatomik çalışmalar" başlıklı tezinin kabul edilmesi ile doktoralı veteriner oluyor Akkaraman koyunu ile kıl keçisi üzerine doktora- lı veteriner Sait Bilgiç, Samsun'daki Ondokuz Ma- yıs Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne öğretim üyesi ola- rak atanıyor ve anatomi ana bilim dalında çalışma- ya başlıyor. Akkaraman koyunu ile kıl keçisi üzeri- ne doktoralı Sait Bilgiç, hayvanları bırakıp bir vete- riner olarak insanlar üzerinde çalışırken yine insan- larla ilgili tıp bilim kolunun anatomi bilim dalına do- çentlik için başvuruyor. Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektörlüğü ve Üni- Profesor versitelerarası Kurul, Doçentlik Sınav Yönetmeli- ği'nin başvurularla ilgili maddesindeki "Tıp ana bi- lim dallarının birinde doçentlik sınavına başvuran adayların ana bilim dalına bağlı bir bilim dalını gös- terebilmeleri için bu bilim dalında doktora yapmış olması veya tıpta uzmanlık yetkisini almış bulun- ması" koşuluna rağmen akkaraman koyunu ile kıl keçisi anatomisinden doktoralı veteriner Sait Bil- giç'in insan anatomisi üzerine doçentlik başvurusu- nu kabul ediyor. Doktoralı veteriner Sait Bilgiç, bir süre sonra in- san anatomisi üzerine doçent oluyor. Osman Çakır'ın Ondokuz Mayıs Üniversitesi rek- töriüğüne atanmasından sonra da Sait Bilgiç, pro- fesörlüğe yükseliyor ve hatta Ondokuz Mayıs Üni- versitesi Tıp Fakültesi dekanlığına bile soyunuyor, ama dekanlığı nedense YÖK tarafından uygun bu- lunmuyor. Akkaraman koyunu ile kıl keçisi uzmanı iken in- san anatomisi profesörü olan veteriner Sait Bilgiç, dekan olamasa da Ondokuz Mayıs Üniversitesi'nde Tıp Fakültesi Anatomi Ana Bilim Dalı Başkanlığı, Sağlık Bilimleri Enstitüsü Müdürlüğü, Yabancı Dil Ha- zırlık Yüksekokulu Müdürlüğü, üniversite senatosu üyeliği ve üniversite vakfı yönetim kurulu üyeliği gi- bi birçok görevi birden üstleniyor. Üç hilalle bir türbana profesörlük verilen Ondo- kuz Mayıs Üniversitesi'nde bir veterinerin tıp fakül- tesi dekanlığına soyunacak kadar yükselmesi, Adı- yaman'ın Menzil köyünden esen tarikat rüzgârları- na bağlanıyor! Sait Bilgiç, geçen yaz oğlu için düzenlediği harem- lik-selamlık sünnet düğününde rektörünü ağıriama- nın gururu ile çalışmalannı sürdürüyor! SESSİZSEDASIZ (!) NURİKURT£EBE Yüksek Yerilim Hattı Erdinç UTKU Biz Euro Meuro anlamayız arkadaş. Bizim ekonomide ya Herro ya Merro geçerlidir! lilki, adaletli pay etmeyi öğrendi! Yalım Erez'e kurdurulmayan hükümetin, eski hükümetteki üç bağımsız bakanı da harcama karşılığı Bülent Ecevit'e kurdurtulmasından sonraki siyasi gelişmeleri ozan Metin Demirtaş bir fablla yorumluyor: Aslan, kurt, tilki Ava çıkariar bir gün biriikte. Tuzağa düşürüp avladıkları hayvanlan Taşırlar kuytu bir yere. Aslan kurda seslenir: Pay et avları, göster adaletini! Kurt, hay hay efendim, der Bundan kolay ne var: Geyik efendimizin, tavşan benim Horozdatilkinin... Aslan beğenmez payı, homurdanıp kaptığı gibi Kopanr kurdun başını. Tilkiye döner bu kez: Göster pay etmedeki hünerini! Tilki sıkına çekine: Horoz sabah kahvaltınız efendim, der Geyik öğle yemeğiniz Tavşanı akşam öğününüz için öneririm. Aslan, aferin lan kerata, der Sen ne zaman, kimden öğrendin Böyle adaletli pay etmeyi? Tilki gösterip yerde yatanı, yutkunarak: Az önce efendim, der Kurdun başından, kanlı gözyaşından. AYDINLANMA ATEŞt tletişinı: Zeynep Eşiyok Faks: 0.212. 513 85 95 Uğur Mumcu, ölüm yıldönümünde çeşitli etkinliklerle amlıyor ÇYDD Kırsal Alan Koordi- natörlüğü. Kayabaşı Cumhuriyet tlköğretim Okulu'nun 30 Ocak günü yapılacak açılışına katılı- vor. ÇYDD KırsaT Ahm> ^ Koordinatörlüğfl Gülsûn Özakın bildiriyor; Cumhuriyet öğretmeni Ali Karlık'ın aİcıl almaz zorluklar- la savaşarak yapımına önderlik ettiği Kayabaşı Cumhuriyet Il- köğretim Okulu. 30 Ocak'ta açı- lıyor. Biz, Kayabaşfnda parlayan bu aydınlanma ateşini yürekten destekleyenler Ali Karlık'ın ve Kayabaşı Köyü çocuklannın se- vincini paylaşmak için 30 Ocak'ta Kayabaşı Köyü'nde ola- cağız. Bize Istanbul'dan katılmak is- teyenler 27 Ocak akşamına ka- dar 0.212.543 67 09 ya da 0.532.277 54 59 numaralı tele- fonlardan bizi arayabilirler. İstanbul Cumok Kflltür ve Sanat Kolu îlk Cumok Tiyatro Tanışma Toplantısını Romans Sanat Ga- lerisi'nde yaptık. îkinci toplan- tımız Yurttaşlık Bilincinı Gelış- tirme Derneği ' Kadıköy (0.216.418 09 21) adresinde 24 Ocaksaat 15.00"teyapılacaktır. Çarşamba Toplantıları Prof. Dr. Tank Zafer Tuna- ya anısma yapılan 'Çarşamba Toplantılan'nın bu haftaki ko- nusu 'Siyasette Ahlak'. Boğa- ziçi Üniversitesi Öğretim Gö- revlisi Rıdvan Akın'ın sunaca- ğı ve Prof. Dr. Erdal fnönü'nün konuşmacı olarak katılacağı pa- nel27Ocak 17.30-19.30 saat- leri arasında Tank Zafer Tuna- ya Kültür Merkezi'nde yapıla- caktır. Kadıköy ÇYDD 'Çağdaş Yaşamı Destekle- me Derneği'nin 10. yılı' etkin- likleri kapsamında 'UğurMum- cu Anma Toplantısı' düzenli- yoruz.Kadıköy ÇYDD Başka- ru Av. Ümran Günşen Altay'ın açılış konuşmasını yapacağı pa- nele konuşmacı olarak Cumhu- riyet gazetesi yazarlan Ali Sir- men, Şükran Soner. Prof. Dr. Türkel Minibaş ve Ümit Zile- li katılacak. 27 Ocak saat 16.00-19.00 ara- sındaki panel Kadıköy Kültür ve Sanat Merkezi'nde (Cadde- bostan) yapılacak. ÇYDD'nin tüm üyeleri, öğrencıler ve konu- ya ilgi duyan tüm yurttaşlanmız davetlidir. Aydm ADD Sevgili Uğur Mumcu. ölü- münün 6. yıhnda Aydın'da ADD'nin düzenlediği birtören- le anılacaktır. 24 Ocak saat 13.00'te Atatürk anıtı önünde, tüm demokratik kitle örgütleri, ilgililer ve tüm yurttaşlann katılacağı törende. önce Atatürk anıtına çelenk ko- nulacak. saygj duruşunda bulu- ADD Başkanı Avukat Erol Er- tuğrul bir konuşma yapacak. Törenden sonra saat 13.30'da. Aydın ll Halk Kütüphanesi'nde, ADD Gençlik Kurulu'nun, II Halk Kütüphanesi'yle birlikte düzenlediği tören yapılacaktır. Bu törende, gençler sevgili Uğur Mumcu anısına şiirler okuya- caklar, bir müzik dinletisi suna- caktır. Aynca, Uğur Mumcu için yazılmış gazete ve dergi yazıla- n sergilenecektir. Her iki töre- ne de tüm Aydınlılan ve duyar- lı vatandaşlan beklıyoruz. Küçükçekmece ÇYDD Şubemiz, 25 Ocak - 5 Şubat arasında Kanarya tlköğretim Okulu'nda 'Kış Okulu' progra- mı hazırlamıştır. 4. ve 5. sınıf öğ- rencilerinden 30 kişilik bir gru- ba 'Eğlenirken öğrenelim' slo- ganı ile yanm gün yurttaşlık bil- gisi. resim. müzık. tiyatro. çev- remizi koruyalım gibi konular iş- lenirken günün geri kalan bölü- münde de kaymakam \ e beledi- ye başkanı ziyaretleri. Tatilya, Olimpiyatevi, Mc Donald, tiyat- ro, müze, sinema gezileri ola- cak. Amacımız. doğu ve güney- doğudan göç eden ailelerin ço- cukları olan bu çocuklarımızı duygusal ve sosyal anlamda ge- liştirmektir. Bu projeye destek vermek isteyen Küçükçekme- celi yurttaşlanmızın ilgısini bek- liyoruz. Gelin hep birlikte çocuk- larımızla olalım. Tel: 0.532.347 37 33 Heidelberg / Almanya Cumok Yeni yılda ilk toplantımızı 21 Ocak saat 20.00'de Heidelberg ve Çevresi Alevi-Bektaşi Kültür Merkezi'nin kütüphanesinde ya- pacağız. Adres: HD - A.-B.K.M. e.V. Alte - Eppelheimer-Str. 50 D-69115 Heidelberg Tel-Faks: 06221 - 601 309. Tüm dostlara duyurulur. Ta- nıdıklannızı bu toplantılara bir- likte getirmeniz bizleri sevindi- rir. Ocak ayından itibaren, her ayın 3. perşembe günü, saat 20.00'de yukarda belirtilen ad- reste görüşeceğız. 1999 yılı içerisinde, Federal Almanya'daki tüm Cumoklar'ı Heideiberg'e davet etmeyi dü- şünüyoruz. Aynca. konusunda uzman kişileri sohbetlerimize davet etmeyi deneyeceğiz. Yeni yılda herkese sağlık, mut- luluk ve başarılar diler; büyük önder Mustafa Kemal Ata- türk'ün 'Yurtta banş, dünya- da banş' özdeyişini yineleyerek selam ve sevgilerimizi sunanz. KtM KtME DUM DUMA BEHIÇ AK behicakCd turk.net ÇÎZGİLtK KÂMtL MASARACI HARBİ SEMtH POROY 1 ^ TARİHTE BUGÜN MÎ MTAZ ARIKAN 20 Ocak İLK ATOM DEMZALTfSI.. 19S4-'TE gtl&ÜN, DÜNYAMN İLK NÜKLB&İ DBh/İZ- ALVSI OLAH'NAUTILUS", AMERİ/CA'DA SUYA M/- OİRİLOİ. 19B2 'DE, AMeBilcA gi£Le%İC DeVlET- LSRİ BAŞKAHI HARÜV TiSuMAN m&MNMH TÖHENLE YAPIMI gAŞLATILAM DENİ2ALTI GE- MİSİ. İKİ Y/LM TAMAMLAHKItŞn. SİUNBN ENEgJİLEMN OtŞINOA, ATVM EHERJİSİ ÎLE ÇALIÇAG4K OLAN MAUTIIMS, SüfJÜ, 8Î/&AÇ Kİl&UiK 8İR URANYüM m/ZÇASINOAN SAS- LmCAKTI. SU ALTtNDA yiÜMİ^ PENJZ MİLİ HIZ YAPABİLŞCEK. OLAN &EMİ, OÖRT y/L SONRA ILGİMÇ S/e £>£A/eMeY£ GifZİŞE- REK. KUZEY KUT8UK1U BUZLAR.IN AL TtNOAN YOL ALARAK AŞflCAKTtR TORBALI İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN GAYRİMENKUL FİİLİ HACİZ VE KIYMET TAKDİR RAPORUNUN İLANEN TEBLİĞİDİR 19971198 Alacaklı Rifat Yavuz vekilı Av. Mehmet Şencan'a olan borcu nedeniyle Torbalı Çakırbeyli Köyü'nden Şevki Akkan'ın adına kayıth taşınmazlanndan; 1 - Torbalı Çakırbeyli Köyü Akçamezar mevkii. 289 parsel sayılı, 1083 m2 miktanndaki tarla ve zeytinlik vasfındaki ga>Tİmenkule 500.000.000.- TL, 2- Torbalı Çakırbeyli Köyü Göztepe mevkii 688 parsel sayılı, 1500 m2 miktanndaki zeytinli tarla vasfındaki gayrimenkule 1.000.000.000.-TL. 3- Torbalı Çakırbeyli Köyü Kaklıkçayı mevkii 89 parsel sayılı, 2958 m2 miktanndaki zeytinli tarla vasfindaki gayrimenkule 1.200.000.000.-TL, 4- Torbalı Saipler Köyü Çubukdağı mevkii 700 parsel sayılı 16.500 m2 miktanndaki zeytinli tarla vasfındaki taşınmazın borçluya ait 1/4 hissesine 75O.OOO.OOO.-TL, 5- Torbalı Saipler Köyü Çubukdağı mevkii 701 parsel sayıh 7250 m2 miktanndaki zeytinli tarla vasfındaki taşmmazın borçluya ait 1 /4 hissesine 375.000.000.-TL bihrkişilerce kıymet takdir edilmiş ve taşınmazlara fiili haciz tatbik edilmıştir. Işbu fiili hacız ve kıymet takdir raporunun borçluya 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 28. maddesi gereğınce ılanen tebliğine karar verilmekle, ışbu ilamn gazetede ılan edildiği tarihten itibaren yasal süreye 7 gün ilave edilerek varsa itirazlannın Torbalı lcra Tetkik Mercii'ne bildirilmesi tebhğ yerine kaım olmak üzere ilan ve ihtar olunur. Basın: 2140 PANO DENtZ KAVUKÇUOĞLU Henizler Hâkimi Kara Murat' Film, Fâtih Sultan Mehmet'in Kaptan-ı Deryası Yu- nus Paşa'nın, irili ırfaklı Egeadalanndan topladığı ver- gi ve armağanlarla seferden dönerken, "Çengel Kol- lu" Korsan'a esır düşmesiyle başlıyordu. Korsan, tek gemiyle seyreden Yunus Paşa ile askerlerini esir almış, gemisine, paralara ve armağanlara el koymuştu. Bu "vahim" durum karşısında "fâtihler fâtıhi" Padişah II. Mehmet, tek başına bir ordu olan Kara Murat'ı göre- ve çağırmış, o da hemen yola çıkmıştı. Kara Murat, atıyla dağlar tepeler aşıp Güney'e doğ- ru ilerlerken, câni ruhlu alçak Korsan da boş durmu- yor, adiliklerine devam ediyordu. Adamlarmı toplayıp. "Türkkanıiçmekisteyen varm/?*diyesoruyor. "Evet!" haykınşlannı duyunca "Türk köylerine" saldırı emri ve- riyordu. Kimi evlerinin duvaıiarı "Vtong'tuğlalarlaörül- müş, bahçeterindekiçamaşıriplerine "oeyazyaia/cçar- şaflan" asılmış köylere dalan "kötü adamlar" çoluk ço- cuk, genç ihtiyar, herkesı kılıçtan geçırıyordu. Kara Murat, "hedef'e doğru yaklaşırken, ekranda, gemınin güverte altında, Kaptan-ı Derya Yunus Paşa ile birlikte "tekbir" getirerek kürek çeken "forsalar" gö- rünüyordu. Ne var ki, film boyunca birkaç kez gördü- ğünüz "forsa 1ı sahnelerden yola çıkarak, gözleriniz, dış çekimlerde, düzenli aralıklarla suya girip çıkan kürek- ler anyor. ama bırakın kürekleri, geminin gövdesinde "kürek delîği" bile göremiyor, haklı olarak, "Acaba içe- ride boşa mı kürek çekiyorfar?"diye düşünüyordunuz... Bu arada Kara Murat, bir Türk Sancak Beyi'nın kona- ğınavarmışbulunuyordu. Bey'in zindanında, "Çengel Kr o//u"Korsan'ın dört adamı olduğunu öğrenince sevi- niyor, Bey'den kendisini "marîsusfan'zindana atma- sını istiyordu. Kafasındaki plana göre. zindandakilere kendini Antonio adında "Türk kanına susamış" bir "Is- panyol" olarak tanıtacak, sonra kâfirleri kurtarıp onla- nn güvenini kazanacaktı. Bu Türk cengâverinin kâfır- lerle kendi dillerinde anlaştığını görüp de "yabana dil" bilgisine hayran olmamak elde degıldı. Antonio'ya güvenen kâfirler, onu önlerine katıp. bu- lundukları adanın "en tepesini" mesken tutan "Çen- gel Kollu" Korsan'ın yanına götürüyorlardı. Kara Mu- rat, babasını öldürdüklerine inandığı için "amansız bir Türk düşmanı" olan "GüzeT Maria ile orada karşıla- şıyordu. Rolünü iyi oynuyor, aynı anda hem "Çengel Kollu" Korsan'ın güvenini hem de "Güzel" Maria'nın gönlünü kazanıyordu. Arka planda tatlı bir "flamenco" duyulurken, Kara Murat, Maria'da gözü olan "hain ser- dümen" Vargas'ı korsan arkadaşlannın önünde kılıcıy- la rezil ediyor. bunun üzerine kız, Kara Murat'a baygın gözlerle bakıp, "Incinen gururumu bana yeniden ka- zandırdınızAntonio..." deyince, bizimki de altta kalma- yıp, "Aşk, tannnın insanlara ihsan ettiği en büyük lü- tuftur..." diye karşıltk veriyordu. Birkaç görüntü sonra ayyaş korsanlar şarabın ölçüsünü kaçınnca, Kara Mu- rat gemıye yüzüp Türkleri kurtanyordu. Siz ise Yunus Paşa'nın kafasındaki kavuğu görüp, "Yahu, paşa bu hengâmede kavuğunu nereden buldu?" diye soruyor- dunuz. Bu arada sarhoş korsanlar gemiye çıkıyorlar, arbede başlıyordu. Arbede sona erip, Türkler kâfirleri esir alacakken araya "reklamlar" giriyordu. Uzuncasüren "reklam" fas- lı sona erdiğinde, bambaşka bir sahneyle karşılaşıyor- dunuz. ilk bakışta "l/ened/W(ö/ram/>a/"olduğunahük- mettiğiniz bir kâfirle "Çengel Kollu" Korsan'ı sarayı andıran bir şatoda "dostluk kadehi kaldınrken" görun- ce, "Bu alçağı kim kurtarmış, paşamız yine nasıl esır düşmüş?", diye beyninizı zorluyor, ama bir yanıt bu- lamıyordunuz. Derken, sarayı andıran şatonun iç av- lusunda "Va/s"çalmaya başlıyor. "hazinjn", o tarihten yaklaşık.döTt yüz yıl sonra dünyaya gelecek olan Jo-, hann Strauss'un "Mavi Tuna"s\y\a dans etmeye baş- lıyordu. Valsten "po/Aa"ya geçilirken Venedik donan- masının şatonun surlarından topa tutulduğunu görüp, Kara Murat'ın yeniden "vaziyete hâkım" olduğunu an- lıyorduk. Gemilerde panik başlıyor, siz bu kez. koşu- şan askerlerin üniformalarına bakıp, tam, "HayAllah, bu gemilerde Ingiliz askeriehnin ne işı var?" diye sora- cakken, "müsâdeme"sona eriyordu. Artık Osmanlı yelkenlisi kurtanlmış, Istanbul'a doğ- ru yola çıkmıştı. Yunus Paşa, kavuğu üçuncü kez ba- şında, "pupayelken" giden geminin köprüüstünden le- ventlerine hâlâ, "Yelkenler fora!" diye buyruklar yağ- dınyordu. Kara Murat geminin bumunda Mana ile oy- naşıyor, ekranda beliren "SON" yazısı, filmin bittiğini gösteriyordu. Geçen pazar günü atv'de izlediğim "maddi hatalarla "çalıntı sahneler"\e öoiu bu "aosürd"filmdeki "Kaptan- ı Derya Yunus Paşa" kafamda nedense günümüz po- litikacılannı çağnştırdı. Her bâdireden "kafasında ka- vukia" çıkmasını bilen Paşa, bu yönüyle, yüzlerce yıl sonra aynı topraklarda yaşayacak politikacılara sanki tarihsel bir "örnek" sunuyordu. Onlar da düştükleri her açmazdan kurtulmayı becerıyor, ortalama zekâ sahi- bi insanlar olarak, bizim, "Herhalde artık bu son!.. "de- diğimizçözümsüzlüklerdenbilealtlannda"koftuk"laçı- kıyorlardı. Filminjeneriğinde, göreceklerinin "birerha- yal mahsulü" olduğuna ilişkin yazı, izleyicileri, birazdan yaşayacaklan "sürpn'zlere" karşı hazıriarken, yaşam- da karşılaştıklarımızın "gerçek" olduğunu bilmek bizi hayrete, onun da ötesinde "dehşet'e düşürüyordu. Bunlar, nasıl olupda, her bâdireden altlannda bir "kol- tuk"\a çıkıyorlardı? "Hayali gerçeğe dönüştürmeyi" nasıl beceriyorlardı? Yoksa birer "Kara Murat" izleyicisi miydiler? Faks: 0216-418 8410 BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7SOLDAN SAĞA: 1/ Futbol ve basketbolda top sürme eylemi- ne verilen ad. II Pembe renkli şarap... Papa- ğanla akraba küçük bir kuş. 3y Başkalannın sırtmdan geçi- nenkimse...Bır gıda maddesi. 4/ Köy muhtan yardımcısı... Apansız. 5/ Ögütülmüş tahıl.. "Bu dehre nice şeh-i cihan- baa'Geldi gitti olundu —"(ZiyaPaşa.).6/Le- tonya'nın para binmi... Kuvruksallayan da de- nilen bir kuş. II Gemi- lerdetürlü işlerdekulla- nılan bir tür demir hal- ka... Bir haber ajansının simgesi. 8/ Boru sesı... Taş kemer ya da taş ke- ° merlerle yapılmış ev, oda. kapı gibi şey. 9/ Yük hayvan- lannın sağ ve soluna konulan iki yük parçasından herbi- ri... lstanbul'da yayımlanmış haftalık bir mizah dergisi. YUKARIDAN AŞAĞ1\ A: 1/ Bram Stoker'ın, birçok filme de konu olan korku romanı. II Don Kişot'un atı- nın adı. 3/ Ağırlama... Çayın etkili maddesi. 4/ Apsent adlı içkinin yapımında kullanılan, çok acı ve ıtırlı bır bit- ki. 5/ Belli bir taşınır malın kullanılmasının, geri veril- mek koşuluyla bedelsiz olarak bir kimseye bırakılması. 6/ Başlangıçta yer alan .. Başlıca ıçeceğımiz... Trab- zon'un bır ilçesi. 7/ Japon link dramı... "Alımlı. çekıci. güzel" anlamında argo sözcük. 8/ Antiller'de bir ada-dev- let. 9/ Özen... Bilgisiz, kültürsüz kımse.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear