23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
3 HAZİRAN 1998 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER MMye'den Mesa-Nurol'a • AFNKARA(LBA)- Malıye Bakanlığı. Meclis Genel Kurul Salonu'nun yenılenmesi işini gerçekleştırer. Mesa- Nurol aleyhunde "zaran tazmın davası" açmaya hazırlanıyor. Maliye'nin bu amaç la önümüzdeki günlerde Meclis Başkanlığı'ndan "zaran tazmin davası" açabilmek için izin isteyeceği bildirildi. Meclîs Başkanlığı'nın daha önce Genel Kurul Salonu'ndaki zarann tespit edilmesi için dava açma izni verdiği Maliye Bakanlığı, Meclis Araştırma Komisyonu'nun bulguJannın ardından açacagı davanın şeklini değiştirmeye karar verdi. CHP'liŞener topraga verildi • ANKARA(AA)- Geçirdiği trafık kazası sonucunda girdiği bitkisel yaşamdan çıkamayarak yaşamını yitiren eski CHP Gençlik Kollan Genel Sekreteri Uğur Şener'in cenazesi Maltepe Camii'nde kılınan öğle namazının ardından, Karşıyaka Mezarlığı'nda toprağa verildı. Şener için dün CHP Genel Merkezı önünde düzenlenen törende konuşan CHP Genel Sekreteri Adnan Keskin, "Tesellimız. onun inançlannı ve ütopyalannı gerçekJeştirecek yüzlerce insanın varlığıdır. Gözûn arkada kalmasın Uğur" dedı. 'Başörtüsü yasağı irticadıp' • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - FP Genel Başkanı Recai Kutan, Başbakanlık Takip Kurulu (BTK) ve Batı Çalışma Grubu'nun(BÇG)ortak toplantısında "irticai faaliyetlerin tüm unsurlanyla birlikte ayıklanamadığı" sonucuna varıldığma dikkat çekti. Kutan, "lrticanın bütün hızıyla devam ettiğini söylüyorlar. Evet bizce de irtica vardır. Asıl ırtıcacı buülkeyi 194O'lı yıllann Milli Şef dönemine döndürmek isteyenler, başörtüsünü yasaklayanlardır" dedi. ÇYDD'den kitap kampanyası •GAZİANTEP (Cumhuriyet)-ÇYDD Gaziantep Şubesi kitap kampanyası başlattı. Dernek Başkanı Atilla Erbudak, amaçlannın ilköğretim okullanndaki kitaplıklan zenginleştirmeye yönelik olduğunu belirterek "Kampanyaya destek vermek isteyenler hikâye, roman, ders kitabı gibi kitaplar ile kampanyamıza katılabilir. Kitap bağışında bulunmak isteyenler 15 Haziran tarihine kadar pazar günleri hariç her gûn öğle saatlerinde derneğimize teslim edebilirler" dedi. BaykaPa göre 'bugünkü hükümetin çatısı esas alınarak yenilenme olmaz' 'Seçiın yeııi hükümetle^ Tf AİNKARA (Cum- hurhet Bürosu)-CHP Genel Başkanı Deniz Baykal. Başbakan Mesut Y'ümaz'la bu- gün >apacakları gö- rüşme öncesinde "Imanm 23 Nisan mutabakaünı sahiplenirler. Olmazsa, bir- birimizle artık o\namanın. oyalanmanın, yanıltma)a kalknıanın kimseve yararı yok- tur" mesajı verdi. Seçime ~veni hükümet ve yeni başbakanla gjdilmesi" gerektiğıni vurgulayan Baykal. "Bugünkü hükümet çatısı esas alınarak yenilenme olmaz. Kim- se sosyal demokradan bu hükümetin pa- yandası haline getirerek ülkeyi istikrara ka- vuşturacağını zannetmesin" dedi. Baykal. partisinın dünkü grup toplantı- sında yaptığı konuşmada, çok önemli ye- ni anlayışlann kurultaylanndan sonra ka- muoyunun değerlendırmesine açıldığını söyledi. Gelırdağıhmıdengesızliğinınge- tirdiği sorunlara dikkat çeken Baykal, "Ar- ûk 'Çoban Sülü'ler falan ortaya çıkamaz hale geldi. Halkçocuklannın yeteneklerini sergileyerek zirveye çıkma olanağı kalma- dı* dedi. Baykal. merkez solun "Ekonomi- yibizidareederiz" ıddiasını ortaya koydu- ğunu anlatırken; 1 Temmuz'da belırlene- cek memur maaş zammı oranlan ile ilgili kaygılannı da ifade etti. Baykal. yüzde 30 oranının altında zam verilebıleceği haber- lerine inanmak ıstemedığini belirterek •'hükümetin bunayöneuîiemesi" uyarısın- da bulundu. Baykal. Yılmaz ile bugün yapacaklan görüşme öncesinde de bazı değerlendır- meler yaptı. CHP'nin bir muhalefet parti- si olduğunu ve öyle kalacağını bildiren Baykal, "Hiçbirbaskı,hiçbirteşvikbizibu temel noktadan koparmaya yetmeyecektir. Biz bu hükümetin muhalefetiviz. Çalışan- lara >üzde 30 bile zam \erme\eceksin, biz de senin yanında helva dö\licünün hık de- yicisi gibi duracağız" dedi. Baykal, REFAHYOUun yanlışlarını gördüklen gibi bu hükümetınkılen de gö- receklerini vurgularken. Başbakan Yıl- maz'a "BugidişiyibirgidişdeğiLBizeyük- lenerek bu dönemi geçirecegini zannetme, bizinı tasıma gücümüz artık kayboluyor" diye uyarı işaretlerı verdiklerine dikkat çektı. Hükümete "Uzatmayın, işi tadında bırakm" uyansmda bulunduklarını \ urgu- la>an Baykal, sözlerıni şö\le sürdürdü: ** 16 Nisan'da, 23 Nisan'da karara bağla- dığımız noktalan kabul ettiğimizi birbiri- mize ifade ettik. 23 Nisan'da ağı/dan kaç- mış bir laf yoktur. 16 Nisan daki beraber- tiği 23 Nisan'da bir adım ileriye götürdük. Bu mutabakat, TürkiyeV bir yıl kazandır- maya yönelik bir mutabakattı. Seçime se- nin yineriminde girmek istemiyonız, sen azınlık hükümetisin, partizanlık ve paylaş- ma hükümeti haline dönüştün, dedik. MG K'de söz verilen irticayla mücadele \a- salan TBMM'de örtbas edildi. Vergi tasa- nsı 2 ayı aşkın süredir gündeme getirilmi- yor. Bursa-Mudanya yol inşaan bir süre ön- ce ANAP'a kaölan bir milkn ekiline ait şir- kete verildi. Türldye'yi REFAHYOL'dan kıırtarmak için göreve getirilen bir azınlık hükümeti ile seçime girmek mümkün de- 23 Nisan uzlaşması sahiplenilirse, Tiir- kiye'nin sadece 1 5 ay kaybetmiş olacağı- nı bildiren Baykal. "Mutabakatsahipleni- lirse, önümüzdeki dönemi aydınlığa kavuş- turur. ne yapacağunızı biliriz, Türkiye bir sıkınüva düşmeden bu dönemi aüabr. Utnanm bu noktayageüriz" dedi. Baykal, Başbakan Yılmaz'ın bu anlayışla konuya yaklaşacağını umut ettiğini vurguladı. Baykal ile bugün bir araya gelmesi beklenen Başbakan, uzlaşma arayacağını söyledi Yılıııaz KHK yetkisi istediANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Baş- bakan Mesut Yılmaz. öncelikli yasa tasan- lannın çıkanlması konusunda destek iste- mek \e seçim planlaması yapmak üzere bugün CHP lideri Deniz Baykal ile yapa- cağı görüşme öncesinde havayı sertleştir- memeye çalışarak "Kavga etmeyeceğim. polemiklere girmeyeceğiın, uzlaşma arsva- cağun" dedı. Yılmaz. TBMM'nın son ay- larda gösterdiğı performansla tatıli hak et- mediğinı belirterek "Eğerarkadaşlarmut- laka tatil istiyorlarsa hükümete kanun hük- münde kararname çıkarma yetkisi versin- ler*' dıye konuştu. Başbakan Yılmaz, dün partisinin Mec- lis grup toplantısında yaptığı konuşmada, TBMM gündemindeki öncelikli yasa tasa- nlannın: devletle milletin kucaklaşmasını, sistem tıkanıklığının aşılmasını sağlayacak ve Türkiye'nin önünü açacak reform tasa- nlan olduğunu söyledi. Bu nedenle engel- CHP'de RTÜK çaüağı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Balıkesir Milletvekili Önder Kırlı ile Bursa Milletvekili Yahya Şimşek. RTÜK Yasası'nda değışik- likler öngören tasanyla ilgili olarak grupta genel görüşme açılmasını is- tediler. Kırh ile Şimşek. "RTÜK Yasa- sı'yla ilgili takınılan tavır, CHP'yi yıp- ratacak boyutlara varabilir. Kartel- leşme ve sonucunda siyaseti beliıie- me ve yönetme gibi demokrasi için fevkalade vahim sonuçlar yaratacak RTÜK konusunda CHP renksiz, ki- şiliksiz, silik politikalarla mı toplum- da güven >aratacak? Bu tutumlarla mı düzeni degiştirecegiz'' dedıler Kırh ile Şimşek CHP Grup Baş- kanlığı'na yaptıklan başvuruda baş- ta RTÜK olmak üzere, yasa tasanla- n konusunda grupta genel görüşme açılması \e nasıl davranılacağının belirlenmesini istediler. Tasanlann grupta tartışılmadığına dikkat çeken Kırlı ile Şimşek, RTÜK konusunda şu görüşlen kaydettiler: "Kamucnunda bu konuda parti- mizle UgUi intiba, CHP'nin RTL K Ya- sası'nın çıkmasuıı istediği. ama ne ya- nında ne de karşısında görünmeden. bu ise fazlaca bulaşmadan geçiştirme yolunu seçtiği şeklindedir. RTÜK'ün çıkanlmasuıda bir kısım medya pat- ronlannın dayatması olduğu ve özel- leş^irme furyası içinde. mevcut yasa- ya a\ kın olarak edindikleri kuruluş- laria ilgili işlemlere sonradan \asallık kazandırmak ve gelecekte de Petrol Ofisi gibi kuruluşlan alabilme yolu- nu açma çabası içinde olduklan tar- ûşmasızdır." Çin'de temaslanm sürdüren Ecevit, bir kabulde iç politika konulannı degerlendirdi. (AA) Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit Çin 'de 'RTÜKMectis'itüayordu' lenmek istendiklerini ileri süren Yılmaz. "Vatandaşın yüzünü güldürecek bu yasa tasanlanm kimlerin engellemek istediğini vatandaşlanmıza iyi anlatmamız lazım" dedi. Polemık. kavga-dö\üş ve tefrika ile kaybedecek zamanlan olmadığını belirten Yılmaz, yurttaşlann kendılerinden beklen- tisinin yalnızca hizmet ol- duğunu söyledi. Başbakan Yılmaz. kendilerine yöne- lik saldınlara yanıt verme- yeceklerini belirtirken "Po- lemiklerle halk üzerinde an- hk etki yaratmak mümkün, ancak sonuç almak müm- kün değil. Halk bos. lafdeğU, icraat istiyor" dedı. Meclıs'ın çalışamaması konusunda muhalefetin tu- tumunu eleştiren Yılmaz şunlan söyledi: "Eğer Meclis gündemin- deki tasanlara itirazlannız varsa gelin burada sövleyin, yok milletin varanna tasan- İar varsa destekleyin. Son avlarda sergiledigi düşük performansla Meclis"in yaz tatilini haketmediğini düşü- nüyorum. Eğer arkadaşlar mutlaka yaz tatili istiyorlar- sa kaybedilen zamanı telafi için fazla çalışma vapalım. Pazartesi vecuma günleri de dahü her gün sabah 10.00'- dan gece 24.00'e kadar çah- şalım. Bunada razı değiller- se, hem çalışmayip hem ta- til istiyorlarsa o zaman bize KHK çıkarma yetkisi ver- sinkr." PEKtN/ŞÎAN (AA) - Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Bülent Ecevit, ANAP Baskanlık Di- vanının, RTÜK Yasa Tasansı'nın "dinlenmey* almmasT karannı değerlendirirken, "Bunu ben Ankara'dayken, ortaklanmızla birtikte kararlaş- urmışak.iyioldu'" dedi. Başbakan Yardımcısı Ece- vit, Çin Halk Cumhuriyeti'ndeki resmi temaslan çerçevesinde, dün sabah Türkiye'den bu ülkeye doktora yapmak veya üniversitede okumak üzere gelen Türk ögrencileri, ikametgâhına aynlan Pe- kin'deki Devlet Konukevı'nde kabul etti. Öğrencı- lerin tek tek durumlannı soran ve sorunlannı din- leyen Ece\it. not alarak takipetme sözü verdi. Pekin Büyükelçisi Ünal Unsal'a, bu öğrencile- rin, Türkiye'den gelen heyetlere rehberlik yaparak maddi açıdan desteklenmelennin sağlanması yö- nünde talimat veren Ecevit, öğrencilere ayrıca hü- kümet taraîından malı destek sağlanması imkân- lannı da araştıracaklannı söyledi. Ecevit, daha sonra uçakla Pekin'den, eski Çin tmparatorluğu'nun başkenti Şian'a geldi. Başba- kan Yardımcısı Ecevit, Şıan Havaalanı'nda. bu kentteki Çağ Okullan'nın sponsorluğunda yükse- köğretim gören Türk ögrencilerinin sevgi gösteri- leriyle karşılaştı. Başbakan Yardımcısı Ecevıt, ha- vaalanından. tarihi tpek Yolu'nun başlangıç nok- tası olan kentin güney kapısma giderek, inceleme- lerde bulundu. Şıan'da ikamet ettiği otelde RTÜK Yasa Tasansı'na ilişkin sorularımızı yanıtlayan Ecevit, ANAP Başkanhk Divanı'nın. tasanyı "din- lenmeyealma" kararını olumlu bulduğunu ifade et- ti. RTÜK Yasa Tasansı'nın bir süredir Meclis gün- demini tıkadıgını belirten Başbakan Yardimcısı Ecevit. şunlan söyledi: "Bizim hükümet olarak, her tetedigimiz >asayı gecirecek yeterü oyumuz >ok. O nedenkTBMM ik olabildiğince uvum içinde ca- bşmaian yürütmemiz gerekiyor. A\AP Baskanlık Dhanı'nuı deyimiyle RTÜK \asa Iasansı'nı din- lenmeye aytımayr, ben Ankara'dayken ortaklan- mızla birtikte kararlasünnışOk. t\i oldu." Yılmaz, yeni genel kurul salonuna geçilmesi için de TBMM Başkanı Hikmet Çetin'e çağnda bulundu. Yılmaz. CHP lideri Bay- kal'la bugün yapacağı gö- rüşme konusunda da "Bay- kal'ın gruptaki sözlerini not ettim, ev-velki gün televizvün konuşmasım ka\detrim. Bi- ze düşen parri çıkaıianmızı değil, ülkeyaranna uzlaşma aramaktır. Muhalefetin ÇH karlannı da azami ölçüde koruma>a dikkat edecegiz. Ama, muhalefet de bttmeli- dir ki ülke çıkarlan her şey- den önce gelir. l mudumu yitirmedim, hi niyetimi terk etmedim"dedi. UZ YAZIIORHAN BtRGtT Dün sabah, Internet sayfalan ara- sında bugünkü "Düzyazı" için konu seçmeye çalışırken, bir "AA" haberi- ne takıldım. Izlanda'nın Pekin Büyükelçisi, Çin'de bulunan Başbakan Yardımcı- sı Ecevit'in dış politika danışmanı Bü- yükelçi Ertuğrul Çırağan ile görüşe- rek, vatandaşı Sofia Hansen'in iki kı- zı için Ankara'nın yardımını istemiş. Once olayı anımsayalım: "Halim Al isimli bir yurttaşımız, iş bulmak amacı ile 1979 yılında Izlan- da'ya gider. Bir gönül macerası so- nunda da evlendiği Sofia Hansen 'den iki kız babası olur. Evlilik bir süre mut- lu bir biçimde sürer. Daha sonra ta- raflararasındaki kültürfarkından tutu- nuz, o/ay/an değerlendirme açısında- k terslikler, anlaşmazlıklara yol açar. Halim Al, o arada Istanbul'a kesin dönüş yapar. Boşanma davası açılır. Kız çocuklann velayeti annelerine bı- rakılmıştır, ama baba bir süre sonra Ayşegül ve Vesile'n/n kendi velaye- tıne verilmesi için BakırköyAsliye Hu- kjk Mahkemesi'nde dava açar. Mah- kemenin kızlann velayetini babalanna verdiğine ilişkin üç karan Yargıtay'da bozulur. Yargıtay, 20 Kasım 1996'da vsrdiği birbaşka kararile velayeti Ha- lim Al'a iade eder. Bayan Sofia Hansen, çocuklannı nahkeme karan uyannca belli süre- lerde görmek amacı ile ülkesinden îzlanda Nire, Pekin Nire? kalkar ve Türkiye'ye gelir, ama çoğu kez amacına ulaşamadan dönmek zorunda kalır. Her defasında da ya icra mercile- rinden ya polisten mahkeme kararla- rının uygulanması için yardım isterya da yeniden adalet önünde hak ara- maya kalkışır." Televizyonlar için tam bir "pembe dizi'' olabilecek öykünün haberleri, mahkemeler sırasında ciddi gazetele- rimizde olduğu gibi yansıtılsa da radi- kal Islamcılar için başka gozlüklenn dioptrileri ile bakılan olayda kamuoyu da ikiye aynlmıştır. Ülkücü kesim, Haüm Al'ı, kızlannı Izlandalılaştırmaktan kurtararak ana- yurtlanna kavuşturduğu için kendisiy- le gurur duyulacak bir kahraman gibi gördüğünü, duruşmalar sırasında mahkeme koridorunda bozkurt işare- ti yapan etlerini havaya kaldırarak sap- tamaya çalışmışlardır. Islamcılar ise kızlann, Hıristiyanlaştırılma tehlikesin- den kurtulmuş olmasının bayramını yaparken Izlandalı anne yılmaz ve ço- cuklannı göstermemekte direnen es- ki eşi mahkeme karaıiarına uymadı- ğından cezalandınlması için dava üs- tüne dava açar. Al, bu davalardan toplam 3 ay 26 gün hapse mahkûm olur; ama ceza- lar 500 bin lira paraya çevrilerek erte- lenir. ••• Duruşmalarla ilgili gelişmeleri izle- mek için annenin Istanbul'a her geli- şinde Izlandalı televizyoncuların da kendisine eşlik ettiğini ve olayla ilgili haberlerin bu ülkenın televizyonlann- da gösterildiğini biliyoruz. Ayşegül ve Vesile, duruşmalara ilk zamanlarda tam bir çocuk ya da genç kız görünümü ile gelirlerdi. Annenin yanına koştuklan, kucaklaştıkları gö- rüntüleri bizler de kendi ekranlarımız- da izlerdik. Zamanla babanın ve çevrenin eği- timi, onlann giysilerini de anneleriyle karşılaşmalannı da etkiledi. Tesettür- lü, kara gözlüklü iki genç kız, artık an- neye karşı sadece giyim kuşam ile de- ğil, gönül bağlan ile de yabancılık ser- giler oldu. Izlanda hükümeti, Istanbul'a geliş- gidişleri ve açtığı davaların giderleri için bugüne kadar 1 milyon dolar har- cadığı halde kızlannı görme hakkını ya elde edemeyen ya da Türk mah- kemeleri bu yolda bir destek karan verse dahi emniyet güçlerinin bile o kararlan yürürlüğe sokamayışı yüzün- den kendi kamuoyunun baskısını, şimdi bütün platformlarda bizim aley- himize kullanmaya çalışıyor. Dün, Pekin Büyükelçisi Ollafur Egilsson'un Türkiye Başbakan Yar- dımcısı'nın Çin'e gelişinden yararla- narak dış politika danışmanına yaptı- ğı başvuruya Ecevit'in büyük bir önem verdiğini tahmin ediyorum. Dört gün önce de 28 Mayıs'ta Lük- semburg'daki NATO Dışişleri Bakan- lan toplantısından yararlanarak Izlan- da Dışişleri Bakanı'nın aynı amaçla ismail Cem'i ziyaret etmesini de bi- zim toplantıyı izleyen medya mensup- larımız hiç önemsiz bulmuş olmalılar ki, haberi ülkelerine yansıtmadılar bi- le. Olaydan, izlanda'nın Pekin Büyü- kelçısı'nın, Ertuğrul Çırağan'la bir ara- ya gelmesiyle habenmız oluyor ve ka- muoyumuz bu Kuzey Atlantik ülkesi- nin ada devletinin, konuyu her ola- nakta carHı tutmak amacı ile Türki- ye'ye karşı kullanacağını da böylece öğrenmiş oluyor. Türkiye, Halim Al ad- lı vatandaşının, eski bir gönül mace- rası nedeniyle evlenip aynldığı izlan- dalı güzellik salonu işletmecisi anne- den olma iki genç kızın çevresinde sergilenen bu olaylarda kendi yargı organının, hele hele güvenlik görevli- lerınin zaman zaman kimi kamuoyu çevrelerinin de etkısi altında kalarak izlediği tutumu bir an önce açıklığa kavuşturmalıdır. Kendi ülkenizde, kendi yurttaşlannıza karşı yargı karar- lannı yerine getirir ya da getirmezsiniz, o diyelim ki sizin bileceğiniz bir şey- dir. Yine kendi ülkenizde, bir yargı orga- nınıtemsileden "sayınhâkim", karar- lanna açıktan meydan okumakla övü- nen bir yurttaşına bu nedenle verdiği 3 ay 26 günlük hapis cezasını 500 bin lira paraya çevirirse, diyelim ki o da si- zin değer ölçüleriniz içinde kalır. Ama bakınız, 1913 yılında büyük babanızın gençlik döneminde olduğu rivayet edilen bir gerçekten sözde soykınm olayını, başkaları 2000 yılına doğru dünya kamuoyunun gündemine sok- maya çalışıyorsa, yine o başkalan Gü- neydoğu'da insan haklannın çiğnen- diğini ileri sürerek, Güneydoğu'da Ba- tı ülkelerine elçilikler açtırtmak gibi, hiçbiryurttaşımızın "o/ur"demeyece- ğı saçmalıklan Avrupa Konseyi'nin gündemine getirmeye çabalıyorlarsa, Halim Al isimli vatandaşın, radıkal aji- tasyonlan karşısında devletinizin say- gıdeğer organlarının alet edilmesini önlemek, hükümetin omuzlannaotur- tulmuş bir görev olur. Unutmayalım. Küçük bir ada devletidir, ama Izlan- da'nın da o saydığım saçmalıklann konuşulduğu platformlarda öteki dev- letlerle eşit oyu vardır. POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİK3IET ÇETİNKAYA Eşber, Sömürü, IMF... Eşber Yağmurdereli... Avukat ve yazar... Eşber, önceki gün Ankara'da gözaltına alındı. Te- rörle Mücadele Şubesi'nde bir süre tutuldu, sonra Çankın Cezaevi'ne gönderildi... Eşber, sağlık raporunu savcılığa gönderseydi ce- zası ertelenecekti... Eşber Yağmurdereli diyor ki: : "Benim gözlerimin görmemesi düşüncemi ifade etmeyi engellemezl.." Işte o yüzden ne af kabul ediyor Eşber ne de göz- lerinin görmediğine ilişkin sağlık raporunu savcılığa vermeyi... Çünkü o bir insan! Üstelik 68'li... Düşüncelerini özgürce söylemek istiyor... ! Gencecik insanlanmızı işkenceden geçirip zindan- larda çürüten; nöbet tutan polisi hiç uğruna öldüren bizim insanlanmız değil mi? Memuru polise kırdıran; öğretmeni, sağlık emek- çisini, üniversite öğrencisini meydanlarda dövdüren kim? Devlet!.. Isterseniz devlet erkini elinde tutan siyasal iktidar da diyebilirsiniz, fark etmez... i Demokrasi bir yaşam biçimidir... Şöyle bir dünya haritasını alıp bakın, demokrasi nerelerde tıkır tıkır işliyor? Ulusal gelirin eşit dağıtıldığı vetutuculuğun olma- dığı ülkelerde... Demokrasi; özgürlük, eşitlik, çoğulculuk demek- tir... Demokrasilerde varsıl daha varsıl, yoksul daha yoksul olmaz... , Oysa biz nasıl demokrasi istiyoruz? J Sendikasız, örgütsüz bir demokrasi... Böyle bir demokrasi olmaz!.. Bakın kimi komşularımıza, oralarda meclis var, göstermelik siyasi partiler var, cumhurbaşkanı, baş- bakan, bakanlar, milletvekilleri var... Ama demokrasi yok, temel hak ve özgüriükler yok!.. Çeteler dışan, Eşber Yağmurdereli içeri... Negüzel!.. Bakıyoruz, sabah-akşam herkes konuşuyor "Demokrasi!.. Demokrasi!.. Demokrasi!.." Tansu Çiller diyor ki: "İnsan haklan!.." Sevsinlerseni!.. Kendi siyasi partilerinde demokrasiyi yaşatma- yanlann Türkiye'de temel hak ve özgüriükleri savun- malan kandırmaca değil midir? Zaten istedikleri 'demokrasi' değil, kendi çıkaria- nnın korunduğu bir 'faşist' düzen kurmaktır... • • • Eşber Yağmurdereli Çankın Cezaevi'nde... O bir avukat ve yazar... Suçu, düşüncelerini söylemek... Demokrasi yasalarla, anayasayla gelmez; demok- rasi düşüncenin ürünüdür, laik olmak da birinci ko- şuldur... IMF politıkalannı kabul eden hangi ülkededemok- rasi, insan haklan var, söyler misiniz? Endonezya, Malezya ve Güney Kore'de mi? Bu ülkelerde yoksulluk, açlık ve işsizlik yaygınla- şıyor, kişi başma ulusal gelir giderek düşüyor, özel- likle G. Kore'de sendikalann huzursuzluğu büyüyor, dış borçlann GSMH'ye oranı yüzde 52'den yüzde 154'eyükseliyor... Hani bugünlerde baskanlık sistemı tartışılıyor, Tür- kiye'de parlamenter sistemin tıkandığı öne sürülü- yor ya, işte başkancı bir sistem ömeği bugün Mek- sika'nın görünen yüzüdür... Besin yetersızlığinden çocuk ölümleri (1982-1992) Meksika'da üç kat artıyor, reel asgari ücret yüzde 50 azalıyor, yoksulluk sının altında yaşayan nüfusun toplam ıçindeki oranının yüzde 50'den yüzde 75'e çıktığı açıklanıyor... Oysa Meksika'da IMF programlan uygulanmıştı... IMF, Asya'da krizin ucuz krediyle ucuz işgücüne dayalı aşın yatınmın yarattığı kapasitede olduğunu göremedi... Demokrasi neydi? Bir yaşam biçimi... Yani özgürlük, eşitlik, çoğulculuk... Kısaca birilerinin birilerini sömürmesi, emeğin ör- gütlenmemesi değil... Biz, Avrupa Birliği'ne girmeyi satt ürettiğimiz mal- lann serbest dolaşımı sanıyoruz; düşüncenin özgür- ce söytenmesini ise yasaklıyoruz, konuşanlan "fe- rörist sanıp" cezaevine atıyoruz... Tıpkı Eşber Yağmurdereli'ye yaptığımız gibi... • • • Türkiye'yi yönetenler; Mesut Yılmaz'dan Tansu Çiller'e; Süleyman Demirel'den sanayicisine kadar herkes eşitlik, özgürlük, çoğulculuktan yana olmalı- dır... Türkiye'de yoksulluk giderek artıyor, sömürü tüm hızıyla sürüyor, devlet hazinesinden trilyonlan kasa- lanna dolduranlar çoğalıyor... Tarikatlar holdingleşmiş; mafya, çete, siyasetçi üç- geninde onlar da dördüncü ayak olarak yerlerini aV mışlar... Eh, bu arada demokrasi nutuklan atılıyor, temel hak ve özgürlükler de tartışılıyor... Canım, Eşber Yağmurdereli cezaevine konulmuş ne çıkar! Birkaç gün gazetelere, televizyonlara önce haber olur, tepkiler yoğunlaşır ve unutulur... Sonra ne olur?.. Tiyatro gösterileri yasaklanır, duvarlara yazı yazan çocuklar yakalanır, kitaplar toplatılır, insanlar yazılanndan ötürü hapse atılır... Var mı böyle bir demokrasi?.. Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Yılmaz: Eğitim bütçesi savunma kadar önemli ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Başbakan Mesut Yılmaz eğitim, öğretim ve AR-GE'ye aynlacak bütçenin en az ulusal savunmaya aynla- cak bütçe kadar stratejik önemde olduğuna dikkat çekerek, Türkiye'nin ge- leceğinin asıl güvencesi- nin bu bütçenin büyük- lüğü olduğunu belirtti. Başbakan Yılmaz, Bi- lim ve Teknolojı Yüksek Kurulu toplantısında yaptığı konuşmada, ge- İişmiş sanayı toplumlan bilgi çağına geçerken, Türkiye'nin hem sanayi- deki açığını kaparmak, hem de yeni çağdeğişimf sorunuyla karşı karşıya olduğunu belirterek. bu iki sorunu aynı zaman di j limi içinde çözmede gös- terilecek başannın Tür- kiye'nin geleceğini belir^ leyeceğini söyledi. Başbakan Yılmaz 2000'li yıllann eşiğinde dünyanın sessiz, fakat et- kili bir devrime tanık ol- duğunu kaydederek, bu devrimle başlayan çağa, bilgi çağı adının verildi- ğini, bu çağın belirleyi- ci unsurunun bilgi oldu- ğunu söyledi. ı
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear