Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
3HAZİRAN 1998 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
KULTUR
ALLEGRO EVtN tLYASOĞLU
Müzik aşktn*, zekâdır, tanndırAmerikalı piyanist Jeanne
Starl*-lochmans"ı geçen hafta
Boga-ziçı Üniversıtesi'ndeki re-
sitalinde tanıdık. Ravel'in "Soy-
lu ve Duygulu Danslar"ını, De-
bussy'nın 1. ve 2. etüd kitabını
ve Sttravinski'nin op. 7 etüdünü
seslendirdi. Yumuşacık bir ruşe
vegüçlüteknıgi ıle piyanosuyla
bütünleşmiş bir sanatçı. Belçi-
ka'da doğmuş. 1950'li yıllarda
ünlü Kraliçe Elizabeth bursu ile
Amerika'ya gittiğinde bu iki kı-
tanın kültür ve yapı farkını aynm-
samış. NevvYork'ta
büyük piyanist ve
eğitimcı Horozovvs-
ki'nın ögrencisı ol-
muş. Ve kabına sıg-
mayan Avrupalı
genç kız kimliğin-
den sıynlarak yenı
bır kimlik kazan-
manın keyfini sür-
meye koyulmuş.
"Avnıpa'da ögreti-
len teknik. kla\ sen
tekniğinin bir uzan-
tısı olan parmak
tekniği idi. Oysa
Amerika'da bütün cü, koiu ve sırt
adalelerini kullanmaya bağlı ye-
ıti bir teknikk' karşılaştım. Her şe-
ye yeniden başladım. Kati kurai-
lardan. Avrupa'nın disiplin bas-
kısından kurtulmuştum \c artık
gönlümden kopanı sanaütna yan-
srtabiliyordum.*
1
Jeanne Stark-lochmans. kari-
yerdeki nice müzisyenin sanatın
yüce duygularını unutup meka-
nikleştiğini söylüyor. Bu korku
ile kendini sahnelere atıp atma-
mak konusunda yıllarca bocala-
mış. "Herkes piyanist olabilir.
O> sa iyi piyanist, müziği yaşayan
kişidir. Müzik aşktır.zekâdır,esin-
dir, tanndır. elle tutamadığunız,
göziegöremediğimiz yücebirduy-
gudur."
Jeanne Stark-lochmans, çoğu
zaman kendı ıçın çalmış, büyük
turne anlaşmalarına, menajer
programlanna ve nıce teklife ka-
piyanist Jeanne
Stark-
Iochmans'm
Boğaziçi'ndeki
resitali
yaratıcılık ve
deneyimin
bileşimiydi.
pılannı kapatmış. "David Tan-
nenbaum adh bir gitarcıya rast-
ladım. Sürekli CD'ler yapıyor-
du. hayatı stüdyolarda ve konser
salonJannda geçiyordu. Bir siire
onunla birtikte oda müziği yap-
tık. Stüdyolara girip plaklar doi-
duruyorduk, durmadan oradan
oraya konserlere uçuvorduk. Bu
banagöredegüdi. Her gün bir bas-
kayerde uyanryorsunuz. Uçaklar,
oteller. Bu tempodaki insanlar
bir süre sonra sanatlarmdan bir
şeyler yitiriyorlar, mekanikleşi-
_ _ _ _ yorlar."
Bu deneyim ona
yetrruş. Yine de ken-.
dine özgü bir tempo
içinde Kanada,
Meksika, Avrupa ve
Amerika'da konser-
ler ve resitaller veri-
yor yıllardır. Festi-
vallere katılıyor,
konferanslar veriyor.
J.S. Bach'ın Gold-
berg Çeşitlemelenn-
den ve Beethoven'in
son üç sonatından
oluşan CD'lerinide
büyük firmalara pazarlatmamış.
Kalabalıklardan uzak durmuş.
lyi biregitmenligi de yine yara-
tıcılığa bağliyor. "Eğer ben bir
konser için çaiışıyorsam hazııiık
sürecinde öğrencilerime de yara-
tıcı bir öğretmen oluyonım" dı-
yor.
Fazıl Say'ın Mozart CD'sini
çokbeğenmiş. FazıTın Mozart'ı
yeniden yaşama kavuşturduğunu.
son yıllarda Japonlann getirdiği
garip bir Mozart anlayişının böy-
lece değişebilecegini söylüyor.
Usmanbaş'ın şairieri
Şiirle müzik neredeyse birlik-
te doğmuş iki sanat dalı. Şiirin ri-
timsel özelliği müzigin nabzı ol-
muş, aynca şiirden liedler yaz-
mış, şiirden opera metinleri dü-
zenlemiş besteciler Çağımız mü-
ziğinde ise ayn bir özellık taşı-
yor şür. Müziğe yepyeni bir ri-
tim anlayışı getiriyor. Şiirle mü-
zigin bırleştiği yapıtlar sözcük-
lerinritmiüzerine kuruluyor. Do-
ğal ki yorumculara da çok iş dü-
şüyor. Yapıtin bestecisi kadar şa-
irini de tanımak zorundalar. Bes-
tecinin biçemını öğrendigi ka-
dar, şaınn biçemini de anlama-
hlar.
Yapı Kredi "Cumartesi Kon-
serleri" çerçevesinde 6 Haziran
1998 akşamı AKM'de ''Usman-
baş veŞairlerT başlıklı bır gece
düzenleniyor. Usmanbaş'ın ken-
di çağdaşı şairlerden yola çıkıp
müzıkleştirdiği yapıtlar sunula-
cak. tlhan Berk'in dizelerinden
oluşan Şenlikname'nın solisti
Mesut Iktu. Harp ve iki vurma
çalgıdan oluşan toplulugun ya-
nı sıra bir de kadınlar korosu yer
alıyor bu yapıtta. Ece Ayhan'm
"BaktşsızBir kedi Kara" kıtabın-
dan kaynaklanan yapıtında şıır
okuyan ses ile şarkı söyleyen ses
buluşuyor. Benzerbirbuiuşma-
yı pıyano eşliğinin değişik tını-
lannda da duyuyoruz. Mesut Ik-
tu ve Meral Beşeli seslendirecek-
ler bu şiırlen. Usmanbaş. Ece
Ayhan'ın şiirlerine ilgisini ve ge-
nelde bir müzikçinin şiire bakı-
şmı şöyle aktanr: "Ece Ayhan'da-
ki dil ve imge deformasyonlannı
müziğe geçirdiğimi sanıyorum.
Ne var ki bu deformasvonlann
edebiyatçılanmızın ilgisini çek-
mişolduğunu hiç sanmam. Çün-
kü bu konular bu- — — —
güne kadar hiç irde-
lenmişdeğildir. Mü-
zikçinin bir mctni ek
aiışı. o metinde gi/Ii
birtakım olanaklan
ortaya çıkanr. Met-
ni zaman süreci dı-
şındakalan,saltsay-
fa üzerine basılı bir
kavram ofanaktan çı-
kanr, ona zamansal
bir boyut, bir dram
devinimi kazandı-
nr." ^ _ ^ _
-Kareter'Behçet
Necatigü'ın dızelerinin müziği. 8
solist ve değişik çalgılardan ku-
rulu bir oda orkestrası için yazıl-
mış. Usmanbaş, karelerin soldan
sağa ve yukardan aşagıya okunu-
şundaki özgürlüğü müziğine de
yansıtmış. Bu yapıtlann ilk kez
tümünü bır arada dinlemek il-
ginç olacak.
5. Aspendos Festi\r
ali
Bu yıl beşincısı gerçekleşecek
olan Aspendos Opera ve Bale
Festivali, 13 Haziran'da "AJda"
ile açılıyor. ltalyan rejisörTravag-
linL özel olarak Aspendos'un ko-
numuna göre sahneye koymuş
bu temsili. Antik tiyatroya göre
yapılan özel hazırlıkta dar sah-
nelerdeki temsillerin sonradan
genış mekâna uyarlanması fark-
lı sonuçlardoğuruyor. İki yıl ön-
ce hem Ankara Operası'nda hem
de Aspendos'ta izlediğim "Otel-
O Haziran'da
AKM'de Ilhan
Usmanbaş'ın
kendi çağdaşı
şairlerden yola
çıkıp
müzikleştirdiği
yapıtlar
sunulacak.
fc)"da bu soruna tamk olmuştum.
Bugüne dek yerli ve yabancı
izleyicilerin büyük ilgisini gö-
ren Aspendos Festivali, bu yıl sı-
nır dışından da topluluklar kat-
mış programına. Gürcistan-Ba-
tum Operasf nın Otello'su; seç-
kin Rus balecilerinin gösterisi,
Kremlin Oda Orkestrası gibi.
Özellikle Don Kazaklan Koro-
su büyük ilgi derleyecektir bu
ortamda sanınm.
Korolu, solistli (vokal) yapıt-
lann etkisı bir başka oluyor ar-
tık tiyatrolarda. An-
kara Devlet Opera-
sı'nın seslendirece-
ği "Carmina Bura-
na" da bunlardan
biri. Özellikle ülke-
mizde her zaman il-
gi topluyor. tstan-
bul Operası "Tu-
randot"u, Izmir
Operası "Lucia di
Lammermor"u su-
nacak. Mersin Ope-
rası' mn sahneleye-
ceği, Selman
Ada'nın "Ali Baba
ve Kırk Haramüer"i de yerlı bir
yapıt olarak ılgi toplayacaktır.
Hatta belkı başka bestecileri-
mizi de opera yazmak üzere yü-
reklendirecektir.
Geçen yıl rahmetli Zehra Yd-
dız Aspendos'taki Aida temsi-
linde birden boşanan yağmura
karşın temsilin nasıl devam etti-
ğini, seyircinin nasıl yerinden
kalkmadığını anlatmıştı. Oyunu
sınlsıklam giysilerle sürdürür-
ken. içinden, neyse ki kuliste ku-
ru giysilerim var, diye avunuyor-
muş. Oysa kulise v'ardığında ora-
da da her şeyin ıslandığını gör-
müş. Meger kulisin üstü açık-
mış! Altıncı Aspendos Festivali
Zehra Yıldız'ın ölümünden son-
raki ilk festival. Ne iyi olurdu bir
temsil de onun anısına oynan-
saydı! Onca emek vermiş sanat-
çılanmızı yaşatmanın başka yo-
lu var mı?
Alü Nokta Körler
Derneğî Korosu
İZDSO, 33 dinletiden oluşan başarûı bir sezon sundu
Izmir'de dinleti mevsiminin sonu
AHMETSAY
ANKARA -Cumhurbaşkanhğı Senfo-
ni'nin ve Istanbul Devlet Senfoni'nin
Antalya yöresindeki başanlı konserleri-
ni kutlamak gerek. iDSO'nun Aspen-
dos'ta on bin dinleyiciyle buluşması,
CSO'nun ise "cam piramit" olarak bi-
linen 2500 kişilik kültür ve kongre mer-
kezinde sunduğu görkemli konserden
sonra Fethiye'ye geçip yine 2500 kişilik
amfîteatr'da coşkuyla karşılanması, ba-
şannın öteki boyutlannı da simgelemek-
tedir.
t
Devlet sanatçısf mı?
Nedir öteki boyutlar? Birincisi, senfo-
ni orkestralanmızın kabuğundan çıkma-
sı halinde, kendileri için yeni müzikse-
ver kitleJerin "hanr ve nazır" bulundu-
gunu görmeleri yurtiçi tur-
nelerin sağladığı doyumlan
yaşamalandır. îkincisi, sen-
fonik müziğe ilgi duyan bi-
rikimin üç büyük kentimiz-
le smırlı kalmadığı olgusun-
dan hareketle yurt ölçeğin-
de iyi planlanmış etkinlik di-
zilerine yönelmek gereğidir.
Üçüncüsü, bölgesel özellik-
lerin doğru değerlendirilme-
sinden yola koyularak "uta-
sal kühür"ün aslmda "ulus-
lararası kültür" kapsamında
degerli bir parça oldugunun yeniden ör-
neklenmesidir.
CSO ve ÎDSO konserlerinin geniş il-
giyle karşılanması doğaldır: Ege ve Ak-
deniz bölgesinin koşullan, "güneşyağıtu-
rizmTyle değil, "kültürtuıtnni"yle ge-
Mşim sağlanacağını anlaşıhr kılmıştır.
Bu iki bölgemiz, genelde sorununbilin-
cmdedir.
Peki "^urizm"boyırtunun ön pianda ol-
rnadıgı öteki bölgeler? Anadolu"nun ve
Trakya'nm yüzlerce yerieşim merkezin-
de yerelden ulusala ve evrensele uzanan
kültür hareketini örgütleyemezsek mey-
dan kimekalacak? Gecikmişbir soru. Gü-
nümûz gerçekliğine bakarak şöyie sor-
malı: Meydan kime kalmı'ştır?
Şimdi kalkıp da size son elli yilın gü-
dük ya da yanhş kültür politikalannı sa-
yıp dökecek değilim. Günümüze döne-
İim: Günümüzde kültürpolitikalan üret-
mek ve yaşama geçirmekle görevli ol-
duğunu sandığımız Kültür Bakanhğı' nın
son birkaç haftadan beri ne gibi işler
yaptığını anlatacak olsam şaşıp kalırst-
nız.
İki haftadır bekliyorum. Aslmda olay,
iki dakika bile bekJemeden gerçegi ka-
muoyuna açıklamayi gerektiriyordu. Şöy-
le düşündüm: Belki yine aynntt gibi gö-
züken bir "bürokratik takınö" vardır.
Belki birkaç güne kalmadan çözümlenir...
Neyleyelim ki üçüncü haftaya geldik.
daha fazla beklemenin yanhş olacagını
• Buyıl
üçüncüsü
düzenlenen
Türkiye
Korolar
Şenliği'ne
43 koro
katıldı.
düşünüyorum:
Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestra-
sı'nın solistleri olan dünyaca ünlü dokuz
sanatçımıza mayıs ayı maaşları verilme-
di! Şöyle de söyleyebiliriz: "Devlet sa-
natçısı" olan virtüözlerimiz, maaşlannı
alatnadı. Peki neden? Orkestra solistle-
rimiz devlet memuru değil mi? Aylıkla-
n "devlet güvencesi'' altında değil mi? Gü-
nü ve saati geldiğinde maaşlannı alma-
sı gerekmez mi? Yoksa haminnemin "se-
ferberlik zamanmda" diye anlarmaya
başladığı "devktin maaşlan ödemekte
zoriandıgı günler" mı geldi? Geldiyse
neden "devlet sanatçılarTndan, kıvanç
duyduğumuz sanatçılanmızdan başlan-
dı?
Nedense neden! Nedenini soracak ol-
sak kimbilir kaç araba lafla karşılaşınz.
Neticeye bakahm: Devlet sanatçısı vir-
tüözlenmiz, mayıs maaşını
alabikli mi alamadı mı? Kim-
dirbunun sorumlusu? Onlar
hakkında ne gibi bir işlem
yapılacaktır?
Medyatik deyişle "inanık
maz" bir vaka!
ÖNDER KÜTAHYALI
İZMİR-İZDSO, geçen
hafta şef Rengim Gök-
men'ın yönetıminde ver-
diğı -Bahar Konseri"yle
1997-98 me\ sımini kapat-
tı. İZDOB ise DonHedi'nin
"Lucia Di Lammermo-
or"unu son kez sergiledı:
böylece kurum. yıl boyun-
ca güçlükle sürdürdüğü et-
kinliklerine son noktavı
koymuş oldu. Bu temsilden
daha sonra söz edeceğiz.
İzlediğımız "Bahar
Konseri", Ege'deyağmur-
tı bölümden oluşan ve bi-
rinci bölümü, kendi başı-
na konçerto olacak kerte-
de uzun yazılan yapıt, bu-
luşçuluktan, güzellikten
ve çekıcilikten >oksun.
Yaylı çalgılara eklenen flü-
tün. obuanın ve bazı vur-
malann barok tarzında kul-
lanılması konçertoya renk
getırememiş. Iç sıkıntısıy-
la dınledik. Üstelık konuk
ettiğimiz üçlünün yorumu
hiç de ınandıncı değildi.
tkinci yanya ise bahar
dinletılerinin ruhuna ay-
kın düşen bir yaklaşımla
şan başanlı bir mevsimi
geride bıraktı. Değerli so-
locular dinledik; ilginç şef-
leri tanıdık. Yaşadığımız
küçük serüvenler ise mev-
simin tuzu biberi sayıla-
bilir.
Salon sorunu
İlk beş dinletinin Saban-
cı Kültür Sarayı'nda ya da
küçük prova salonunda ve-
rilişi, bizim için korkulu
bir düş gibiydi; mevsimin
böyle sürüp gideceğinden
kaygılanıyorduk; ancak
yönetim, Ege Üniversite-
KorolarŞenliği
Müzikyaşamımızın en an-
Iamlı, en değerli etkinlikler
dizisinin başında "Türkiye
Korrfar Şenliği'"ni sayabili-
riz. Çünkü bu hareket kendi-
liğinden oluşmuştur, özverilidir, saf ama-
tör nitelik taşır, gönüldendir. "şarkı söy-
feme sevgM"nden kaynaklanmıştır; da-
hası, kitlesel ohnaklabirlikte, olaganüs-
tü bir müzikal disipiini sergiler.
Türkiye Korolar-Şenliği. her yıl ma-
yıs ayında yedi güne sığdmlan bir süreç
içinde gerçekleşir. Şenliğin düzenleyici-
leri "PofifonikKonriar Derneği'' ile "Tür-
IdyeFiiannoni Derneğİ''dir. Cumhurbaş-
kanlığı Senfoni Orkestrası Konser Salo-
nu'nda bu yıl üçüncüsü düzenlenen şen-
liğe 43 koro katıldı. Yaklaşık iki bin gen-
cimizin yer aldığı etkinlikleri on bin do-
layında dinleyici izledi.
Bir oluşum. "bütün olumsuz koşuila-
ra karfiB" gerçekleştiği ölçüde derin in-
sancıl değerler taşır. Orneğin caz müzi-
ğinin tanımı böyledir: Caz. "Amerikan
müziği'' degil. "Amerika'ya karşuı" ya-
ratılmışbirmüziktir. Türkiye'deki koro-
lar hareketinin nabzı olan "Türkiye K&-
rolar ŞenHği"ni de bu insancıl kökleriy-
le değerlendirmek gerekir. Bu hareket
varsm "sahipsfc" olsurt! Ağn'dan, Deniz-
li'den, Trabzon'dan, Mersin'den, Göl-
cük'ten, Burdur'dan. Kayseri'den. An-
talya"dan. lzmir"den, Bursa'dan. Erzu-
rum'dan, Bolu'dan gelen korolar, varsın
ulaşım giderlerini cebinden ödesin! Var-
sın *medya"'mtz, "Alü Nokta Körler Der-
neği Korosu"nu görtnezlikten gelsin!
Korolar Şenliği, şarkı söyleyen Türkiye'yi
simgeliyor!
JL ZDSO, Kanada, ABD ve Belçika gezisine iki
değişik programla çıkacak. Şef Rengim Gökmen ve
Ender Sakpınar'ın yöneteceği konserlerde Denis
Gougen, Ulvi Cemal Erkin, Rahmaninof, Beethoven
ve Ahmet Adnan Saygun'un eserleri seslendirilecek.
lu \e soğuk geçen sıkıcı
ilkbahar mevsimine epey
uygun düşüyordu. R. Gök-
men, önce G.Gershwin'in
"Küba L'vertürü"nü yo-
rumladı. Ardından, "Bil-
kent KlasikGitar Üçlüsü"
(Kürşad Terd, Soner Ege-
sel, Kaan Korad), A. Vhal-
di'nın RV532 üç gıtar ve
orkestra için sol majör kon-
çertosunu çaldı. Düzenle-
me, BujorHoinic'indi.
Konçerto alanında orta-
ya koyduğu seri üretimle
tanınan Vivaldi'nin yapı-
tı kusurlu bir üründü; epey
sıkıldık. Ne var ki asıl so-
run. aynı topluluğun ıkın-
ci olarak seslendirdiği B.
Hoinıc'in gıtar üçlüsü ve
orkestra için "Barok Kon-
certo"sunudınlemektı. Al-
sadece Şostakoviç'in ya-
pıtı alınmıştı. Orkestra.
bestecinin "Caz Süiti No.
1 veNo.2"sini çaldı. Süit-
ler ustaca seslendirildi. Üs-
telik kimı bölümler. Şos-
takoviç'e özgü müzik şa-
kalanyla süslenmişti; ama
aynı besteciden on bir ta-
ne caz ya da hafif müzik
parçasını dinlemek hiç de
iç açıcı olmadı. Dinleti-
den çıkarken, orkestranın
başkemancılanndan sev-
gıli Şebnem Özdemir "Sı-
kıldınız mı" diye sormuş-
tu. Yanıtlayayım: Yalnızca
dinlemekten değil yazmak-
tan bıle sıkıldım. En iyısı,
daha güzel şeylerden söz
etmek.
Eleştıriler bir yana
İZDSO. 33 dinletiden olu-
si ile anlaştı; onanmı biten
Atatürk Kültür Merke-
zı'nin Ahmed Adnan Say-
gun Salonu, üç yıllığma
kiralandı. Buyolla herke-
si mutlu kılan dinletilere
kavustuk.
Eğer akustikteki bazı
kusurlar düzeltilirse, ayn-
ca oturanlann ayaklanna
kara su ınmesine neden
olan arka sıralardaki yük-
sek koltuklar onanlırsa,
önümüzdeki yıllarda bura-
da güzel müzik akşamla-
n yaşayacağız.
Dinleti mevsimi bitti;
ama İZDSO dınlenceye gi-
remiyor. Ege'nın yakıcı
haziran günlerinde orkest-
ramız, Kanada, ABD ve
Belçika gezisine hazırlana-
cak. Geziye, iki değişik
programla çıkılacak:
Birinci program (şef
Rengim Gökmen): Denis
Gougeon: "A I 'Aventu-
re", U. C. Erkin: Keman
Konçertosu (solocu Cihat
Aşkın), S. Rahmaninof:
lkinci senfoni.
Ikinci program (şef En-
der Sakpınar) Denis Go-
ugeon: "A I "Aventure" L.
Van Beethoven: Üçüncü
Piyano Konçertosu (solo-
cu Muhiddin Demiriz),
Ahmed Adnan Saygun:
Dördüncü Senfoni.
Kanada'da ve ABD'de
sunulacak olan bu prog-
ramlara ek olarak "Brük-
sel Yaz Konserleri"nde
Gökmen'in programı yine-
lenecek; ancak burada D.
Gougeon'un yapıtı yerine
Beetho\en'in "Egmont
Uwrtürü" seslendirilecek.
Sakpınar'ın programı 4
Temmuz, Gökmen'in
programı ise 6 Temmuz
akşamı. Atatürk Kültür
Merkezinde lzmirlilere de
dinletilecek.
Kadro eksikliği
lZDSO'nun 8-31 Tem-
muz tarihleri arasında ger-
çekleştireceği bu önemli
geziye. Kültür Bakanı Sa-
yın tstemihan Talay büyük
destek vermiştir. Başba-
kanlık Tanırma Fonu'ndan
da değerli katkılarda bulu-
nulmuştur. Orkestramız
göz bebeğimizdir: yapa-
cağı gezide başanlı olaca-
ğı ve herkesi gururlandıra-
cağı kesindir.
Öte yandan tZDSO,
önümüzdeki dinleti mev-
siminin hazırlıklanna şim-
diden başlamıştır. Biricik
beklentimiz, sık sık sözü
edilen sanat merkezinin
yapımına bir an önce baş-
lanmasıdır. Her zaman yi-
nelediğimiz bir beklenti-
miz daha var; o da Kültür
Bakanlığı'nın kadro ek-
sikliğini giderecek önlem-
leri ivedilikle alması, böy-
lece bir yandan orkestra-
ya taze güç kazandınrken
bir yandan da konservatu-
varlardan mezun olan genç
müzikçilerin önünü açma-
sıdır. Bu yapıldıgında or-
kestramız daha güzelleşe-
cek, evTensel nitelikleri ar-
tacaktır. Peki yapılmazsa
ne olur? Soruya yanıt ver-
mek çok acı; şimdilik iyim-
ser düşünmek gerek.
Doğmamış Çocuğa Mektup
• Kültür Servisi - Tiyatro Özgün Deneme, Onana
Fallaci'nın yazdığı. Yeşim Eyüboğlu'nun oyunlaştınp
yönettigi •Doğmamış Çocuğa Mektup' adlı oyunu,
bugün saat 20.30'da Muammer Karaca Tıyatrosu'nda
sahneliyor. 1987 yılından bu yana çalışmalannı
sürdüren Tiyatro Özgün Deneme. amatör ve
profesyonel tüm tiyatrolann ilkeli birlikteliğini
savunııyor. Tiyatroda muhafazakârlığm etki alanına
girmeden tiyatro dünyasının olanaklannı zorlayabilmek
için özenlı bırtutum sergilen Tivatro Özgün Deneme,
"Dünyanın her yennde yaygınlaştırılan. duygudan ve
bılgıden uzak. bencıl, sorumsuz, buz rengı ınsan
ımajının bilgi ve sanatın önderliği ile kırılabileceğinı
düşünüyoruz" diyor. Topluluk. Doğmamış Çocuğa
Mektup adlı oyunu Istanbul'da ilk kez sahneliyor. Eylül
ayında ise topluluğun daha önceden sahneledigi 'Sıfır
Noktasındaki Kadın' adlı oyun. lstanbullu
tiyatroseverlerle buluşacak
Nâzım Hikmet Gecesi
• Kültür Servisi - Çagdaş Yaşamı Destekleme
Derneği Kocamustafapaşa Şubesi'nde bugün saat
20.30'da Nâzım Hikmet Gecesi düzenleniyor.
Çağdaş Yaşam Tiyatrosu'nun gerçekleştirdiği şür
dinletileri kapsamında düzenlenen Nâzım Hikmet
Gecesi'ne giriş ücretsiz. (529 54 52)
Evrim Kuramı Paneli
• Kültür Servisi-Istanbul Üniversitesi ve Bilim ve
Ütopya dergisi. bugün saat 15.00'te 1Ü Fen Fakültesi
Konferans Salonu'nda 'Evrim Kuramı' konulu bır
panel düzenliyor. Başkanlığını Prof. Dr. Dinçer
Gülen'in yaptığı panele Prof. Dr. Işık Bökesoy. Prof.
Dr. Aykut Kence. Prof. Dr. Yaman Örs. Doç. Dr.
Mehmet Sakınç ve Doç. Haluk Ertan katılacak.
Bilimsel gerçeklerin ortaya konulacağı panelle
şeriatçı çevrelere ve ortaçağ karanlığına bir yanıt
verilmesi amaçlanıyor. (213 80 29)
HÜFK'de yıl sonu sergisi
• Kültür Servisi- Hacettepe L'nıversitesı Fotoğraf
Kulübü (HÜFK) yıl sonu sergısı. Tıp Fakültesi bınası M
ginşınde 6 Haziran
tarihine dek
izleyicilerin
beğenisıne
sunuluyor.
Çalışmalannı 15
yıldır sürdüren
HÜFK, fotoğraf
aracüığıyla öğretim
üyesi, üniversite
çalışanları ve
ögrencileri
arasındaki ilişkilerin
gelişmesine katkıda
bulunmayı
amaçlıyor.
Hacettepe
Üniversitesi'nde
halen görevli olan
v e üniversite dışında
bulunan üyelenn
yapıtlannın yer aldığı sergide. siyah-beyaz ve renkli
olmak üzere toplam 90 yapıt yer alıyor.
Ttenklerin Valsi Sabbırg ve Viyana
1
• Kültür Servisi - Efgan Canşenın 'Renk.lerın Valsı,
Salzburg ve Vıyana" adlı fotoğraf sergısi yann açılıyor.
Avusturya Başkonsoloslugu Kültür Ofısı'nde açılacak
olansergi 19 Hazıran'a dek göriilebilır. 1986-1992
yıllan arasında Innsbruck Franz Leopold. Heıdelberg
Schiller üniversitelerinden ıktısat ve sıyasal bılımler
lisans eğitimini tamamlayan Canşen, 1996 yılından bu
yana tstanbul Üniversitesi lktisat Fakültesi Uluslararası
llişkıler Bölümü'nde doktora çalışmalannı sürdürüyor.
"Hitler'den Torunlanna Almanya'da Eski ve Yeni Sag'
adlı bir çalışması da kitap olarak yayımlanan Efgan
Canşen Türkiye'de ilk kez sergı açıyor.
Sıdıka', Kadıköy'de
• Kültür Servisi - Özel Anakent Lısesı Tiyatro
Kulübü. Atilla Atalay'ın 'Sıdıka' adlı yapıtını yann
Kadıköy Halk Eğitim Merkezi'nde sahneliyor.
Mehmet Yer'ın sahneye koyduğu oyun. saat 20.30'da
başlayacak. Aynı gün saat 18.00'de ise öğrencilerin
bir yıl içinde hazırladıklan resimlerden oluşan
serginin açılışı gerçekleşecek. (0216-360 13 32)
Çvenebupi etkinlikleri
• Kültür Servisi - Çvenebun kültürel dergisi. cuma
günü saat 18.30'da Bilsak'ta "Seiçuklu ve Osmanlı
Yönetımindeki Giircıstan' konulu bir konferans
düzenliyor. Prof. Nodar Şengelia'nın konuşmacı olarak
katılacağı konferansa katılım ücretsiz. (243 28 79)
'Doğal Yakmsamalap'
• Kültür Servisi - Fotoğrafçı Sergül Özdemır
Vanş'ın ilk kışisel fotoğraf sergisi. cumartesi
gününden itıbaren Galatasaray'dakı Fotoğrafevi-
Fujifilm Galerisi'nde izleyicilerin beğenısine 3
sunulacak. Fotoğraflan çeşitli karma sergilerde yer ^
alan Vanş. kişisel ve karma saydam gösterileri de
yaptı. Doğada var olan canlı ve cansız nesnelerin
yakın çekimlerinden oluşan sergi, bir ay boyunca
görülebilecek. (251 05 66)
10. ULUSLARARASI ISTANBUL TİYATRO FESTİVALİ
BUGÜN
• AKM Büyük Salon'da saat 20.30'da Suzuki
Company of Toga, Tadashi Suzuki'nin yönettigi
'Dionisos' adlı oyunu sahneliyor.
• MUHStN ERTLĞRUL SAHNESİ nde saat
20.30'da Istanbul Şehir Tiyatrolan'nın sahneledigi,
Yücel Erten'in yönettigi, 'Kafkas Tebeşir Dairesi'
izlenebilir. ,
YARIN
• AKM Büyük Salon'da saat 21.30'da Istanbul
Devlet Tiyatrosu'nun sahneledigi. Ergin Orbey'in
yönettigi 'Kuvayı Milliye' adlı oyun yer alıyor. •!
• MUHStN ERTUĞRUL SAHNESt nde saat
20.30'da Istanbul Şehir Tiyatrolan'nın sahneledigi, •
Yücel Erten'in yönettigi. 'Kafkas Tebeşir Dairesi'
izlenebilir.